Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Türkiye'deki OEM pazarının önemli isimlerini bir araya getiren Danfoss Türkiye OEM İş Ortakları Strateji Toplantısı, 30 Nisan Çarşamba günü Mandarin Oriental Bosphorus'ta gerçekleşti. Bu özel etkinlikte, OEM Reward Program tanıtılırken, sektörün geleceğine ışık tutacak önemli görüşmeler gerçekleştirildi.
Etkinliğin açılış konuşmaları, DCS Ortak Satış Kıdemli Direktörü Ziad Al Bawaliz ve OEM & FR Türkiye Satış Direktörü Sertan Genç tarafından yapıldı. Sertan Genç, 2024 yıllık finansal verileri ile pazardaki gelişmelere değinirken, Ziad Al Bawaliz ise TMA marketindeki fırsatları aktardı.
Ayrıca, Kompresör Ürün Grubu Global İş Geliştirme Kıdemli Direktörü Sumit Tiwari, Ticari Soğutma Avrupa ve TMA Bölgesi Satış Sorumlusu Maksim Katraev, MCHE Avrupa Kıdemli Satış Müdürü Sebastien Dechaux ve Bock® Kompresörler Avrupa Satış Müdürü Michael Nagler etkinlikte konuştu. Yurt dışından davet edilen katılımcılar sektöre dair içgörülerin yer aldığı sunumlar gerçekleştirdi.
DCS Ortak Satış Kıdemli Direktörü Ziad Al Bawaliz, "90 yılı aşkın süredir müşterilerimizle güçlü ortaklıklar kurmaya ve geleceğe yatırım yapmaya olan bağlılığımız, dayanıklılığımızı ve sürekli başarımızı sağlamada kilit rol oynuyor. Makine verimliliğini artıran, emisyonları azaltan, enerji tüketimini düşüren ve elektrifikasyonu mümkün kılan mühendislik çözümlerine odaklanarak, tüm paydaşlarımız için uzun vadeli ekonomik ve sürdürülebilir değer sunuyoruz. Müşterilerimizle birlikte, öncü uygulama bilgimiz ve sürdürülebilir inovasyonumuz sayesinde karbon azaltımını gerçekleştiriyoruz. Küresel zorlukları ele almak için gerekli birçok çözüme zaten sahibiz ve Danfoss'un dünya çapındaki özverili ekipleri ile mümkün olanın sınırlarını zorlamaya devam ediyoruz" dedi.
OEM & FR Türkiye Satış Direktörü Sertan Genç ise açıklamasında, " 2024 yılında, pazarımızda karşılaştığımız önemli zorluklara rağmen, iş performansımızı proaktif bir şekilde yöneterek çevrim boyunca istikrarlı bir ilerleme sağladık. Danfoss Academy, Danfoss Inspection Center, OEM Reward Program, dahili işleme belgesiyle çalışabilme özelliği ve kredi kartıyla ödeme kolaylığı olmak üzere Türkiye'de kendi sektöründe daha önce yapılmamış beş büyük projeyi aynı anda hayata geçirerek hem 2025 sonu için belirlediğimiz büyüme hedefimizi hem de müşteri memnuniyeti hedeflerimizi gerçekleştirmeye yönelik sağlam adımlar attık.
Geçmiş tecrübelerimizden de faydalanarak, müşterilerimize daha iyi hizmet vermek, rekabet gücünü artırmak ve daha hızlı karar alma süreçleriyle daha duyarlı bir organizasyon yaratmak için işletme modelimizi geliştirmek adına kararlı adımlar attık. Güçlü ortaklıklar ve cesur yatırımlarla rekabetçi, yenilikçi ve en iyi teknoloji çözümlerimizi genişletmeye devam ediyoruz. Müşterilerimizle birlikte rekabetçi karbon azaltımı sağlamayı, lider pozisyonlar ve sürdürülebilir yeniliklerle değer yaratmayı taahhüt ediyoruz. 2025 yılı sonunda çift haneli büyüme hedefliyoruz. Müşterilerimiz, iş ortaklarımız ve diğer paydaşlarımız için uzun vadeli değer yaratmaya olan bağlılığımızı sürdürmeye devam edeceğiz." dedi.
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İstanbul’da ve çevre illerde ikamet eden katılımcılar ile yapılan araştırmaya göre deprem sonrasında çalışanların %57’si tedirgin. Duygu durumunu ‘’güvende’’ olarak ifade edenlerin oranı ise sadece %7 seviyesinde kaldı. Ayrıca Marmara’daki çalışanların yaklaşık %80’i yaşanan deprem veya olası depremler nedeniyle endişeli olduğunu ifade ediyor. Kariyer.net'in 2023 Kahramanmaraş Depremleri ardından yaptığı Deprem Sonrası Araştırması sonucunda ise bu oran daha yüksek çıkmıştı. İstanbul-İzmir illerinde yaşayanların %89’u endişeli olduğunu belirtmişti.

Araştırmaya göre hibrit/uzaktan çalışma isteğinin de oldukça yüksek olduğu görülüyor. Çalışanların %82’si halihazırda sürekli iş yerinde çalıştığını belirtirken %70’inden fazlası hibrit çalışmak istediğini ifade ediyor.

Deprem nedeniyle taşınmayı düşünenlerin oranı: %35

Kariyer.net’in gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarına göre Marmara’daki çalışanların %35’i depremden dolayı taşınmayı düşünüyor. Taşınmayı planlamadığını ifade edenlerin yaklaşık %33’ü ise oturduğu bölgenin ve binanın altyapısına güvendiğini belirtiyor. İstanbul’da yaşamanın maliyeti ile depremin getirdikleri birleştiğinde birbirini tetikliyor ve çalışanlar şehirden çıkmak istiyorlar. Bu nedenle de uzaktan çalışma imkanı önem kazanıyor.

Marmara’daki çalışanlar, iş yerlerinin depreme direnci konusunda emin değil

Araştırmaya göre Marmara’daki çalışanların %38’i iş yerlerinin depreme dayanıklı olduğunu düşünüyor. İş yerinin depreme dirençli olmadığını düşünenlerin oranı ise %17 seviyesinde. Çalışanların yaklaşık %40’ı ise iş yerlerinin deprem direnciden emin değil.

Çalışanlar şirketlerin aksiyonlarını sürdürülebilir bulmadı

Araştırmaya katılanların %55’inden fazlası şirketlerin deprem sonrası aldığı aksiyonları yeterli bulmadı. Şirketlerin çözümlerini yetersiz bulanların yarısından fazlası ise neden olarak bu adımların sürdürülebilir olmamasını gösterdi.

Afet eğitimi veya semineri, çalışanların en çok talep ettiği aksiyonlardan biri. Araştırmaya katılanların %76’sı, deprem öncesinde şirketinin eğitim veya seminer vermediğini belirtti. Çalışanların ise bu konuda istekli olduğu gün yüzüne çıktı. Eğitim veya seminer talep edenlerin oranı ise yaklaşık %60 seviyesinde görüldü. Diğer yandan çalışanların bireysel olarak da depreme hazırlıksız olduğu gün yüzüne çıktı. Deprem öncesinde bir afet planı olmadığını belirtenlerin oranı %65’i geçti.

‘’Şirketlerin afet planları oluşturması ve tatbikatlar yapması kritik öneme sahip’’

Kariyer.net CEO’su Fatih Uysal, araştırma sonuçlarını değerlendirirken şu ifadeleri kullandı: ‘’Araştırmamızın sonuçlarına göre depreme hazırlık adına almamız gereken bir yol olduğunu söylemek mümkün. Şirketlerin çalışanlarının psikolojik güvenliğini göz önünde bulundurarak afet planları oluşturması ve düzenli afet tatbikatları yapması oldukça kritik öneme sahip. Bireyler olarak da olası afetler için planımız olmalı. Çalışanlarımızın güvenliğini sağlamak, onlara güvenli bir çalışma ortamı sunmak; sadece fiziksel değil, psikolojik güvenliklerini de göz önünde bulundurmayı gerektiriyor. Bu nedenle, şirketler çalışanlarına afet eğitimleri sunmalı, afet anında nasıl hareket edilebileceği konusunda bilgilendirme yapmalı ve en önemlisi, afet sonrası moral ve psikolojik destek sağlamalıdır.’’

Fatih Uysal sözlerini şu şekilde sonlandırdı: "Kariyer.net olarak, bu araştırma ile şirketlerin ve İK profesyonellerinin bu konuda daha fazla sorumluluk almasını teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Çalışanlarımızın sadece fiziksel değil, duygusal güvenliklerini de gözetmek, işgücü sağlığını ve verimliliğini artıracaktır. Güvenli bir çalışma ortamı sağlamak, şirketlerin sadece yasal yükümlülüklerini yerine getirmekle kalmayıp, aynı zamanda çalışan bağlılığını ve uzun vadeli başarıyı pekiştirecektir. Dolayısıyla devamlılık, şirket hafızası ve iş sürekliliği politikaları açısından şirketlerin bu konudaki sorumluluğunu göz önüne alması önemli diyebiliriz.”

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
Dünyanın en büyük havayollarından biri olan Emirates, 30 Temmuz* tarihinden itibaren Dubai ve Hangzhou arasında günlük aktarmasız seferlerini başlatacağını duyurdu. Havayolunun Hangzhou'ya yönelik bu son açılımı, şehri Pekin, Guangzhou, Şangay ve Shenzhen'in ardından Çin ana karasına açılan beşinci uçuş noktası haline getirecek.
Yeni seferler, üç kabin sınıfına sahip Boeing 777-300ER tipi uçaklarla gerçekleştirilecek ve yolculara haftalık toplam 2.478 koltuk kapasitesi sunulacak. Emirates'in EK310 sefer sayılı uçağı, Dubai'den saat 09:40'ta kalkacak ve Hangzhou'ya saat 22:00'de varacak. Dönüş seferi EK311 ise Hangzhou'dan saat 00:10'da havalanacak ve Dubai'ye saat 04:55'te iniş yapacak.**
Yeni uçuş saatleri; Avrupa'da 38, Afrika'da 22 ve Orta Doğu'daki 11 seyahat noktasının yanı sıra Brezilya ve Arjantin'e gidecek yolcular için de en iyi bağlantıları sağlayacak şekilde planlandı. Böylece İstanbul, Barselona, Kahire ve Johannesburg gibi önemli şehirlere çift yönlü kolay ve rahat aktarma imkânı sunulacak.
Emirates Başkan Yardımcısı ve Ticari İşler Direktörü Adnan Kazım, havayolunun Çin ana karasındaki son genişleme planıyla ilgili olarak şunları söyledi: "Dubai-Hangzhou hattının açılacak olması, Çin ana karasındaki ve genel olarak Doğu Asya bölgesindeki operasyonlarımız açısından önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. İnovasyon, e-ticaret ve ileri üretim alanlarında yükselen global bir merkez olan Hangzhou, hem yolcu ve kargo operasyonlarımız için yeni fırsatların kapılarını aralayacak hem de Orta Doğu ile Çin arasındaki hayati ekonomik ve teknolojik iş birliklerini daha da güçlendirecek."
Adnan Kazım sözlerini şöyle sürdürdü: "Çin ana karasındaki beşinci uçuş noktamızın eklenmesiyle, yalnızca yolcular için bağlantı imkânlarını artırmakla kalmayacak, aynı zamanda işletmelere Doğu Asya'nın kilit pazarlarına verimli erişim imkânı da sunacağız. Global büyüme stratejimizin bir parçası olan bu genişleme, Emirates'i Çin ana karasının gelişen ekonomik koridorlarını dünyaya bağlama konusunda tercih edilen havayolu konumuna taşıyor. Bu stratejik yeni uçuş hattı için değerli desteklerini sunan yetkili yerel makamlara teşekkür ediyor, global bağlantıyı geliştirme yönündeki ortak hedeflerimiz doğrultusunda yakın iş birliğimizi sürdürmek için sabırsızlanıyoruz."
Yükselen bir teknoloji merkezi
Zhejiang Eyaleti'nin başkenti olan Hangzhou, inovasyon, e-ticaret ve teknolojik gelişmeler açısından hızla global bir merkez haline geliyor. Alibaba Grubu'na ev sahipliği yapan şehir, Çin'in dijital ekonomisinin itici güçlerinden biri konumunda yer alıyor ve 2026 yılına kadar e-ticaret ihracatının 70 milyar AED'yi (140 milyar Çin yuanı) aşması bekleniyor. UNESCO Dünya Mirası listesindeki Batı Gölü, Leifeng Pagodası, Güney Song Hanedanı'na ait İmparatorluk Caddesi ve Liangzhu Antik Kenti'nin Arkeolojik Kalıntıları gibi tarihi miraslarıyla teknoloji endüstrisinin canlı yapısını bir araya getiren Hangzhou, Emirates yolcularına şehri keşfetmeleri için benzersiz ve çok yönlü fırsatlar sunacak.
Hangzhou; yapay zekâ, büyük veri ve bulut bilişimi benimseyerek dünyanın dört bir yanından birçok teknoloji girişimini ve inovasyon merkezini kendine çekiyor. 2024 yılında, şehrin temel dijital ekonomi endüstrileri tarafından elde edilen gelir 1 trilyon AED'yi (2 trilyon Çin yuanı) aşarak şehrin GSYİH'sinin %28,8'ini oluşturdu ve yerel ekonomik büyümeyi tetikleyen merkezi rolünü net bir şekilde ortaya koydu.
Yolcu ve kargo taşımacılığı hizmeti
Emirates'in Boeing 777-300ER uçağı, yolculara 8 adet First Class süiti, 42 adet geriye yatırılabilen Business Class ve 304 adet ergonomik olarak tasarlanmış Ekonomi Sınıfı koltuğu sunacak. Emirates ile Hangzhou'ya seyahat eden yolcular, havayolunun ödüllü uçak içi eğlence sistemi ice ile Çince dâhil olmak üzere 40'tan fazla dilde, 6.500'ün üzerinde içeriğin keyfini çıkarabilecekler. Ayrıca popüler Çin yemekleri ve tatlıları da dâhil olmak üzere bölgesel esintiler taşıyan yemekler de yolculara sunulacak.
Geniş uçuş ağı ve son teknolojiye sahip tesisleri ile Emirates SkyCargo, Çin ve BAE arasındaki ekonomik ve ticari bağları daha da güçlendirirken, Hangzhou'nun önemli bir kargo ve e-ticaret merkezi olma rolünü pekiştirecek.
Emirates SkyCargo, Doğu Asya genelindeki kargo faaliyetlerini güçlendirmek amacıyla yeni Hangzhou hattından yararlanacak ve güvenilir hava kargo çözümlerine yönelik artan talebi karşılayacak. Bu hizmet aynı zamanda aktarma sürelerini kısaltarak, Çin pazarı ile Afrika, Latin Amerika ve Körfez İş Birliği Konseyi (GCC) dahil olmak üzere kilit bölgeler arasında elektronik, e-ticaret ürünleri, ilaç ve bozulabilir gıdalar gibi yüksek değere sahip ve zamana duyarlı ürünlerin daha hızlı ve verimli taşınmasını sağlayacak.
Emirates, 30 Temmuz itibarıyla Çin ana karasına haftada 49 uçuş gerçekleştirecek. Bu uçuşlar arasında Pekin ve Şanghay'a günde iki kez ve Guangzhou ile Shenzhen'e gerçekleştireceği günlük seferlerin yanı sıra Hangzhou'ya düzenleyeceği yeni günlük uçuşlar da yer alacak. Havayolunun Çin ana karasında devam eden genişlemesi, BAE ile Çin arasındaki derinleşen ikili ilişkileri yansıtıyor ve Emirates'in Kuşak ve Yol Girişimi'nin hedeflerini destekleme konusundaki uzun vadeli kararlılığını gösteriyor. Çin ile Afrika, Orta Doğu ve Güney Amerika gibi yükselen pazarlar arasında Dubai üzerinden hayati bir bağlantı görevi gören Emirates, bu yüksek büyüme potansiyeline sahip bölgelerden teknoloji profesyonelleri, girişimcileri ve yatırımcıları dinamik bir teknoloji ve inovasyon merkezi olan Hangzhou'ya sorunsuz bir şekilde ulaştırmak için güçlü bir konuma sahip olmasıyla öne çıkıyor.
Daha fazla bilgi almak ya da bilet rezervasyonu yapmak için emirates.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Biletler ayrıca Emirates mobil uygulaması, Emirates mağazaları, Emirates çağrı merkezi ya da seyahat acenteleri aracılığıyla da rezerve edilebilmektedir. WeChat Pay, Çin'deki yolcular için emirates.com'da kullanılabilmektedir.
*Hükümet onayına tabidir.
** Emirates yaz tarifesine göre tüm saatler yerel saat ile belirtilmiştir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Uzman elektronik üreticisi Kemptron Oy (Kemptron), Panasonic Factory Solutions'ın NPM-GP/L yazıcısını ve NPM-W2 alma ve yerleştirme makinelerini kullanarak yepyeni bir üretim hattı kurdu. Panasonic'in uzun süreli ortağı ve uzman yüzey monte teknolojili (SMT) ekipman sağlayıcısı SMT House tarafından kurulan otomatik anahtar teslim çözüm, Kemptron'un üretim yeteneklerini geleceğe hazır hale getirerek hiper rekabetçi elektronik üretim sektöründe gelişmek için gereken çevikliği sağlıyor.
 
2024 yılında kurulan Kemptron Oy, Finlandiya'nın Lahti kentinde yerleşiktir ve endüstriyel OEM müşterileri için elektronik üretiminde 130 uzman istihdam etmektedir. Kemptron, EV'ler, arazi araçları, tekneler ve uçaklar için DC hızlı şarj cihazlarına ek olarak baskılı devre kartları (PCB'ler), alt montajlar ve transformatörler üretiyor.
 
Gelişmiş yazılım, bağlı fabrikayı mümkün kılıyor
Panasonic'in gelişmiş hat yönetimi yazılımı PanaCIM-EE'yi kullanan SMT House, Kemptron'un üretim hattını, üretim yürütme sistemleri, kurumsal kaynak planlama (ERP) yazılımı ve envanter yönetimi araçlarına ek olarak üçüncü taraf bir depo yönetim sistemine bağladı. Böylece, bağlı fabrikanın tüm alanlarında önemli verilerin gerçek zamanlı olarak paylaşılması sağlanıyor.
 
Otomasyon ile verimliliğin artırılması
Yüksek Karışım, Düşük Hacimli (HMLV) bir üretim yapısı kullanan Kemptron, her gün yaklaşık 2.000 ayrı pano üretmektedir. Vardiya başına 10'dan fazla kurulum değişikliği gerektiğinden, üretim hızını ve esnekliğini artırmak çok önem taşıyor.
 
Panasonic'in tam otomatik, yüksek hassasiyetli NPM-GP/L şablon yazıcısı, yüksek kaliteli baskı sağlayarak olağanüstü baskı tekrarlanabilirliği ve tutarlı hassasiyet sunuyor. Hem farklı üretim çalışmaları arasındaki geçişi kolaylaştırmak için otomatik model değişimini hem de arıza süresini en aza indirmek için zamanında makine denetimini destekliyor. Artan besleyici kapasitesi ve bileşenlerin azalmasına dair önceden uyarı sistemleri ile NPM-GP/L, üretim çalışma süresini ve verimliliğini önemli ölçüde artırarak Kemptron'un sürekli, otonom güncellemeler yoluyla müşteri arz ve talep değişikliklerine gerçek zamanlı olarak yanıt vermesini sağlıyor.
 
Panasonic'in NPM-W2 yüksek hızlı, modüler alma ve yerleştirme makinesi, verimli ve hassas SMT montajı sağlar. Saatte 77.000'e kadar bileşen yerleştirerek, bileşen yerleştirme, lehim pastası denetimi (SPI), otomatik optik inceleme (AOI) ve yapıştırıcı dağıtımını tek bir platformda birleştiriyor.
 
Daha büyük PCB montajlarını işlemek için ideal olan NPM-W2, Panasonic'in hat yönetimi yazılımı sayesinde sipariş bilgilerini ve belirli PCB'ler için gereken malzemeleri gerçek zamanlı olarak otomatik olarak alıyor. Bileşenler için kullanım başına ödeme modelinin kullanılması, esnekliği artırır ve gereksiz israfı ve genel üretim süresini azaltıyor.
 
Kemptron Oy Genel Müdürü Jari Takala, Kemptron'un gereksinimleri hakkında şu yorumu yapıyor: "Montaj hızını artırırken değişim sürelerini azaltan otomatik bir çözüme ihtiyacımız vardı. Panasonic Connect'in otonom fabrika çözümleri tam olarak aradığımız şeydi. Ayrıca, bu makineleri SMT House'dan kiralamanın sağladığı esneklik, Kemptron'a sundukları kurulum öncesi, sırası ve sonrasındaki harika hizmet ile birlikte bu kararı çok kolaylaştırdı."
 
Örnek olay incelemesinin tamamını okumak için lütfen şu adresi ziyaret edin: https://eu.connect.panasonic.com/gb/en/case-studies/all-connected-seamless-software-production-line-business-report

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Orta Doğu ve Avrupa’da otel operasyonları alanında yıllara dayanan tecrübesiyle sektörün önde gelen isimlerden biri olan Ahmet Antepli, Hilton Doha The Pearl’ün yeni Genel Müdürü oldu.



Doha’da doğup büyüyen ve akıcı derecede Arapça, İngilizce ve Türkçe olmak üzere üç dil bilen Ahmet Antepli, yeni pozisyonunda hem global otelcilik birikimini hem de bölgeye duyduğu güçlü aidiyet duygusunu otelin stratejik dönüşümüne yansıtacak. Otelcilik alanında pek çok uluslararası prestijli markada üst düzey görevlerde bulunarak kritik pozisyonlarda liderlik yapan Antepli; Hilton Doha The Pearl’ü sadece Doha’nın değil, tüm Körfez Bölgesi’nin en seçkin resort destinasyonlarından biri haline getirmeyi hedefliyor.



Profesyonel otelcilik kariyerine Swissôtel The Bosphorus İstanbul’da başlayan Ahmet Antepli, Doha ve İstanbul’daki Mövenpick otelleri, Abu Dhabi’deki Emirates Palace ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Rocco Forte Hotels gibi seçkin otellerde liderlik pozisyonlarında görev aldı. Uluslararası arenada edindiği deneyimlerle yurt dışında birçok önemli otelin açılış öncesi operasyonlarında da aktif rol alan Antepli, Address Istanbul’un yanı sıra Antalya’da bulunan Kempinski Hotel The Dome Belek, Doha’daki Dusit Hotels and Suites ve Suudi Arabistan’ın Al Khobar şehrindeki DoubleTree by Hilton otellerinde Genel Müdür olarak görev yaptı. Şu anki pozisyonuna gelmeden önce Hilton’un LXR Hotels & Resorts otel zincirine bağlı The Plaza Doha’da Genel Müdür olarak görev yapan Antepli, yeni pozisyonunda takım odaklı liderlik tarzı ve kaliteli hizmet sunmaya olan içten tutkusu ile misafirperverlikte mükemmelliğe olan bağlılığını sürdürecek.



Çok kültürlü ortamlarda yüksek performanslı ekipler kurma, hizmet kalitesini standardize etme ve müşteri memnuniyetini en üst seviyeye taşıma konularında derin bir uzmanlığa sahip olan Antepli, yeni görevi ile ilgili şu değerlendirmede bulundu:



“Hilton Doha The Pearl’ün liderlik görevini üstlenmek, benim için çok anlamlı. Bu şehir hem profesyonel hem kişisel hayatımın şekillendiği, doğup büyüdüğüm yer... Hilton Doha The Pearl konumu, çağdaş tasarımı ve sıcak atmosferiyle uluslararası ziyaretçilere ve yerel halka unutulmaz deneyimler sunan bir otel. Burada mevcut, güçlü bir temel var. Yeni dönemde ise otelimizi sadece konuklarını ağırlayan değil, onlara unutulmaz deneyimler yaşatan ve samimi misafirperverlik sunan bir destinasyon haline getirmek istiyoruz. Otelimizin yüksek standartlarını yansıtırken, misafirlerimize kişiselleştirilmiş bir hizmet sunacağız. Ayrıca, kent merkezindeki konumumuzun avantajlarından yararlanarak burayı tatillerde tercih edilen bir merkez haline getireceğiz.”



Deneyimli yönetici Ahmet Antepli, otelcilik eğitimini İsviçre’nin prestijli okullarından Glion Institute of Higher Education’da tamamladı ve Hizmet Endüstrisi Genel Yönetimi alanında MBA derecesi aldı. İş dışında ise profesyonel dalgıçlık, tenis, ip atlama gibi aktif kalmasını sağlayan ve dinamik liderlik yaklaşımını tamamlayan hobilerden keyif alıyor.



Birinci sınıf konumu, davetkâr atmosferi ve samimi hizmet anlayışıyla Hilton Doha The Pearl, hem uluslararası ziyaretçiler hem de yerel halk için tercih edilen bir tatil destinasyonu olarak büyümeye devam ediyor.



Hilton Hotels & Resorts Hakkında

Yüzyılı aşkın süredir Hilton Hotels & Resorts, dünya genelinde misafirperverliğin standartlarını belirlemekte; misafirlerin değişen ihtiyaçlarını karşılamak üzere ürün ve hizmetlerinde yenilikler sunmaktadır. Altı kıtaya yayılan 600’ün üzerinde oteliyle Hilton Hotels & Resorts, konaklamanın önemini bilen misafirler için dünyanın en çok tercih edilen destinasyonlarında yer almaktadır. Hilton Hotels & Resorts’ta pozitif bir konaklama deneyimi yaşamak için hiltonhotels.com adresinden ya da sektör lideri Hilton Honors mobil uygulaması üzerinden rezervasyon yapabilirsiniz. Hilton’un tercih edilen kanalları aracılığıyla doğrudan rezervasyon yapan Hilton Honors üyeleri, anında birçok ayrıcalıktan faydalanma imkânına sahiptir. Hilton Hotels & Resorts hakkında daha fazla bilgiye stories.hilton.com/hhr adresinden ulaşabilir, markayı Facebook, X ve Instagram üzerinden takip edebilirsiniz.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye'nin dış ticaret hacmi 2025 Mart ayında 54 milyar 36 milyon dolara ulaşırken, Benelüks ülkeleri bu tabloda stratejik bir konumda yer aldı. Ocak-Mart döneminde Türkiye'nin Benelüks ülkelerine yaptığı toplam ihracat 3,1 milyar dolar, bu bölgeden yapılan ithalat ise 2,2 milyar dolara ulaştı. Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, özellikle Belçika ve Hollanda ile yürütülen ticaretin, ihracatın çeşitlenmesi ve büyümesi açısından kritik önemde olduğunu vurgulayarak, bu bölgeye yönelik lojistik altyapılarını güçlendirdiklerini; ihracatçılara daha hızlı, güvenilir ve entegre hizmet sunduklarını belirtti.

Türkiye'nin dış ticaret hacmi, 2025 yılı mart ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,7 oranında artarak 54 milyar 36 milyon dolara ulaştı. Bu dönemde ihracat 23 milyar 385 milyon dolar olarak gerçekleşirken, ithalat ise 30 milyar 652 milyon dolar seviyesinde kaydedildi.

Türkiye'nin dış ticaretinde Benelüks ülkeleri, özellikle Belçika ve Hollanda, önemli bir pay almaya devam etti. Ocak-Mart döneminde Türkiye'nin Benelüks ülkelerine yaptığı toplam ihracat 3,1 milyar doları bulurken, bu bölgeden yapılan ithalat ise 2,2 milyar dolar oldu.

İhracatta öne çıkan sektörler arasında yaklaşık 2 milyar dolarla hazır giyim, 2,5 milyar dolarla otomotiv ve 1,8 milyar dolarla mineral yakıtlar ile yağlar yer aldı. Öte yandan ithalat kalemlerinde en yüksek payı yaklaşık 1,5 milyar dolarla demir-çelik alırken, onu 700 milyon dolarla plastik ve mamulleri ile 500 milyon dolarla kazanlar ve makinalar takip etti.
 
Bölgesel dağılımda İstanbul, Benelüks ülkelerine yapılan ihracatta 7 milyar dolarla ilk sırada yer aldı. Doğu Marmara Bölgesi (Bursa, Eskişehir, Bilecik, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova) 2,1 milyar dolarla ikinci sıraya yerleşirken, Ege Bölgesi ise 1,7 milyar dolarlık ihracatla üçüncülüğü aldı.

Sertrans Logistics, Belçika ve Hollanda'ya direkt hatlarıyla etkin hizmet sunuyor
Uluslararası karayolu taşımacılığı alanında sunduğu hızlı, güvenilir ve hasarsız teslimat hizmetleriyle öne çıkan Sertrans Logistics, 35 yılı aşkın tecrübesiyle Avrupa'nın en dinamik ticaret merkezlerinden biri olan Benelüks bölgesine yönelik taşımacılıkta etkin çözümler sunuyor. 2025 yılı itibarıyla Belçika ve Hollanda'ya direkt hatlarını devreye alan Sertrans Logistics, bölgedeki yüksek pazar payı ve etkin hizmet ağıyla fark yaratıyor.

Kara yolu taşımacılığında güçlü ve geniş filosu ile farklı sektörlerin ihtiyaçlarına yönelik hızlı çözümler sunan Sertrans Logistics, hava ve deniz yolu taşımacılığı hizmetleriyle de ihracatçılara uçtan uca lojistik destek sağlıyor. Özellikle hazır giyim, otomotiv gibi Benelüks'e ihracatın öne çıktığı sektörlerde uzmanlaşan şirket, bu alanlarda sektörün dinamiklerine özel lojistik çözümler sunuyor.

“Benelüks bölgesine yönelik lojistik altyapımızı güçlendiriyoruz”
Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, Benelüks bölgesiyle olan ticaretin Türkiye ekonomisi için stratejik önem taşıdığını belirterek, “Benelüks bölgesi, Türkiye'nin dış ticaretinde stratejik bir öneme sahip. Belçika ve Hollanda gibi ülkelerle olan ticaretimiz, ihracatımızın çeşitlenmesi ve artması açısından büyük önem taşıyor. Sertrans Logistics olarak, bu bölgeye yönelik lojistik altyapımızı güçlendirerek ihracatçılarımıza daha hızlı ve güvenilir hizmet sunmayı amaçlıyoruz. Bölgeye yönelik lojistik çözümlerimizi sürekli geliştirerek, ihracatçılarımızın rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz. Yatırımlarımız, Türkiye'nin ihracat hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynayacak” dedi.

“Türkiye ve Benelüks arasında stratejik bağ kuruyoruz”
2024 yılında sadece Hollanda ile 13,6 milyar doları, Belçika ile ise 8,2 milyar doları aşan dış ticaret hacminin, Türkiye ve Benelüks arasındaki stratejik ilişkinin açık bir göstergesi olduğunu ifade eden Nilgün Keleş, Sertrans Logistics olarak Benelüks bölgesine sadece lojistik yapmadıklarını, Türkiye ile Avrupa arasında stratejik bir bağ kurduklarını dile getirerek iki bölge arasında ticaretin, üretimin ve büyümenin köprüsü olduklarının altını çizdi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Samsung'un küresel ölçekte başlattığı Samsung Solve for Tomorrow programı, bu yıl dünyanın dört bir yanından gençlerin iş birliği yapabileceği ve zorluklarla birlikte mücadele edebileceği küresel bir sorun çözme topluluğu haline gelmek için yerel bölgelerin ötesine geçiyor. 2010'dan bu yana 68 ülkeden 2,9 milyondan fazla öğrencinin başvurduğu program, 2021 yılından bu yana da Habitat Derneği iş birliğiyle Türkiye'de düzenliyor. Samsung Solve for Tomorrow; gençlerin yaratıcı, yüksek kaliteli ve etkili çözümler üretmeleri için bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) becerilerini geliştirmenin ötesine geçerek Tasarım Odaklı Düşünme sürecini de programa entegre ediyor. Ayrıca Samsung Çalışan Mentorluğu Programı da öğrencilere en son teknolojileri, sektörel içgörüleri ve uygulamaları sunmak için bu yıl kapsam olarak genişletiliyor.
 
8-12. sınıf öğrencilerinin ücretsiz olarak başvurabildiği program kapsamında öğrenciler en az 2, en fazla 4 kişilik gruplar halinde daha sürdürülebilir bir dünya için projeler üreterek, bu heyecan verici deneyimlerini bölgesel ve küresel çapta tanıtma imkânına sahip oluyor. Bu yıl dördüncüsü düzenlenecek program için başvurular, 18 Mayıs 2025 tarihine kadar https://www.samsung.com/tr/solve-for-tomorrow/ sayfası üzerinden ücretsiz olarak yapılabilecek.
 
Samsung uzmanlarından kapsamlı mentorluk desteği
Samsung Solve for Tomorrow programı pek çok etaptan oluşuyor. Yarışmada başvuru sürecinin ardından tüm öğrencilere ve programa katılan gönüllü öğretmenlere seminerle, Samsung genel merkezinin uzman ekibi tarafından program hakkında detaylı bilgi aktarımı yapılacak. Daha sonra ilk tura kalan 30 takıma, Samsung'un global eğitim müfredatında yer alan Tasarım Odaklı Düşünme Eğitimi verilecek. Empati kurma, problemi tanımlama, fikir geliştirme, prototip oluşturma ve test etme gibi 5 adımlık bir süreçten oluşan bu atölyelerle, öğrencilerin yaratıcı ve pratik fikirler geliştirmesine destek olunacak.
 
Programın ikinci turunda ise seçilen 10 takıma ise Samsung ve Habitat Derneği tarafından mentorluk desteği sunulacak. Bu yıl Samsung Çalışan Mentorluğu Programı genişletilerek öğrencilere en son teknolojiler, sektörel içgörüler ve uygulamalar da aktarılacak. Öğrenciler mentörlük desteğiyle desteklenirken, İletişim ve Sunum Teknikleri Eğitimi gibi eğitimlerle yetkinliklikleri ve kendilerini ifade etme becerilerini artırılacak. Programın Türkiye finaline kalan 3 takımdaki gençler, eğitimi veren öğretmenler ve danışmanlar, Samsung Galaxy dünyasının öne çıkan akıllı telefonlarının da sahibi olacak. Buna göre, birinciye Galaxy Z Flip6 256GB, ikinciye Galaxy S25 128GB, üçüncüye ise Galaxy A56 128GB akıllı telefon hediye edilecek.
 
Türkiye'den 2 proje bölgesel final heyecanını yaşayacak
Geçtiğimiz yıl küresel çapta 68 ülkeden 270 bin öğrencinin katıldığı programın Orta Doğu ve Afrika bölgeleri değerlendirme aşamasında ise Türkiye'den en iyi 2 proje değerlendirilecek. Bu turun sonunda dünya genelinde 8 bölgeden toplam 20 proje global finale kalmaya hak kazanacak. En iyi performans gösteren ekipler, projelerini küresel sahnelerde sergileyebilmeleri ve sosyal etkilerini artırabilmeleri için Küresel Elçi Programı'na seçilecek. Global değerlendirme sonucunda seçilen 10 projenin takım liderleri, Milano Cortina 2026 Kış Olimpiyatları'na 'Samsung Solve for Tomorrow Elçisi' olarak katılma ve ülkelerini temsil etme şansını yakalayacak.
 
Samsung'un Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ile birlikte düzenlediği organizasyonda teknoloji, spor ve eğitimle iç içe, benzersiz bir deneyim yaşama imkânı elde eden takım liderleri, Uluslararası Olimpiyat Komitesi ve Samsung'un uzman ekiplerinden mentörlük desteği alarak projelerini küresel çapta anlatma fırsatına sahip olacak. İnovatif fikirlerini projeye dökerek Samsung'un geniş ekosisteminin birikim ve uzmanlığından faydalanma şansına sahip olan öğrencilere ayrıca Uluslararası Olimpiyat Komitesi ve Samsung tarafından uluslararası bir sertifika da verilecek.
 
Sürdürülebilir kalkınma için sporun gücüne odaklanılacak
Samsung Solve for Tomorrow programı temaları, bu sene 'Teknoloji Aracılığı ile Sosyal Sürdürülebilirlik', 'Teknoloji Aracılığı ile Çevresel Sürdürülebilirlik' ve 'Spor ve Teknoloji Aracılığı ile Toplumsal Sorunlara Çözüm' olarak belirlendi. Uluslararası Olimpiyat Komitesi ve Uluslararası Paralimpik Komitesi'nin küresel çapta partneri olan Samsung, en yeni teknolojiler ve mobil yeniliklerle ile Olimpiyat ve Paralimpik Hareketleri'ni otuz yılı aşkın bir zamandır destekliyor. Samsung, sporun gücünü, olimpiyat ve paralimpik hareketinin değerlerini tanıtarak, dünyanın dört bir yanındaki genç nesilleri Samsung Solve for Tomorrow ile harekete geçiriyor.
 
Samsung Solve for Tomorrow, bu yıl sporu teknolojiyle birlikte sürdürülebilir kalkınma için bir araç olarak kullanacak ve daha fazla insanın sporun faydalarına erişmesini sağlayacak fikirlere ve çözümlere odaklanıyor. Teknoloji ile Sosyal ve Çevresel Sürdürülebilirlik temaları ise gençlerin insanı ve çevreyi merkeze alan çeşitli konulardal farkındalığını artırmayı ve daha iyi bir gelecek inşa etmek için bu başlıkları odağına alan çözüm önerileri geliştirmelerini teşvik etmeyi hedefliyor.
 
Samsung Türkiye ve Habitat Derneği'nin iş birliği ile düzenlenen Samsung Solve for Tomorrow programı hakkında detaylı bilgiye ve başvuru formuna https://www.samsung.com/tr/solve-for-tomorrow/ adresinden ulaşılabiliyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Dünya nüfusu hızla artarken, gıda güvenliği ve yeterli protein arzı küresel ölçekte giderek daha kritik bir hale geliyor. Mevcut doğal kaynakların verimli kullanımı, sürdürülebilir tarım ve hayvancılık uygulamaları ön plana çıkıyor. Bu noktada hayvancılıkta da sürekli gelişen teknolojik çözümler, süt ve et üretiminin sürekliliğini ve verimliliğini sağlamak için önemli bir rol oynuyor. MSD Hayvan Sağlığı bünyesindeki en önemli teknoloji çözümlerinden biri olan SenseHub Dairy, 5000 hayvana kadar bireysel düzeyde izlenebilir ve yönetilebilir bir ekosistem sunarak, hayvan refahını ve işletme performansını artırırken, gıda güvenliği ve arzının sürekliliğine de büyük katkı sağlıyor.
Hayvanların hareketlerini, yeme davranışlarını ve süt verimini gerçek zamanlı olarak izleyerek hayvan sağlığına dair verileri erken uyarı sistemleri ile sunan SenseHub Dairy, hastalıkların erken tespit edilmesine yardımcı olarak tedavi süreçlerini hızlandırıyor. Bu sayede gereksiz ilaç kullanımının azaltılmasına, süt üretiminin daha sağlıklı ve verimli hale gelmesine olanak tanıyor.
SenseHub Dairy, gelişmiş izleme teknolojisi ile ineklerin kızgınlık dönemlerini doğru ve hassas bir şekilde tespit edebiliyor, bu sayede doğru zamanda tohumlama yapılabiliyor ve çiftlikler açık gün sayılarını azaltarak üreme verimliliğini artırıyor. Daha hızlı ve doğru tespitler, çiftlik sahipleri için ekonomik kayıpların önüne geçilmesini sağlarken, veteriner hekimlere de daha etkili bir yönetim imkânı sunuyor.
Hayvan refahı açısından da büyük bir dönüşüm sağlayan SenseHub Dairy, hayvanların fizyolojik durumlarını yakından izleyerek stres seviyelerinin düşmesine ve genel sağlık durumlarının iyileşmesine yardımcı oluyor. Doğru zamanda besleme ve bakım yapılmasını sağlayarak hayvanların yaşam kalitesini artıyor. Mutlu ve sağlıklı hayvanlar, üreticiler için de daha yüksek ve kaliteli süt üretimi anlamına geliyor.
SenseHub Dairy Teknoloji Çözümü, süt üretiminin sürekliliğini sağlayarak gıda arzının istikrarlı bir şekilde sürdürülmesine katkı sağlıyor. Hayvanların süt verimliliğinin takibi ve döl verimliliğinin optimize edilmesi sayesinde, çiftliklerdeki kayıplar en aza indiriliyor. Aynı zamanda, sistemin sunduğu detaylı veriler ile hayvan sağlığına dair risk faktörleri önceden belirlenerek önlem alınabiliyor.
SenseHub Dairy'nin son tüketicilere, çiftlik sahiplerine, veteriner hekimlere ve hayvanlara doğrudan fayda sağladığını ifade eden MSD Hayvan Sağlığı Ruminant Teknolojileri Lideri Doğuş Palavan Özkan, "MSD Hayvan Sağlığı sürü teknolojileri sayesinde son tüketiciler daha güvenilir ve kaliteli süt ve et ürünlerine ulaşırken, çiftlik sahipleri operasyonel verimliliğini artırabilir. Veteriner hekimler, hastalıkları daha erken tespit ederek hayvanların iyileşme sürecini hızlandırırken, hayvanlar da daha sağlıklı ve konforlu bir yaşam sürebilir. Günümüz ve gelecek nesillerin sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimini destekliyoruz. Hayvan refahını ve sağlığını geliştirerek gıda güvenliğini destekleyen teknolojiler sunmaya, dijital teknoloji çözümlerimiz ile yarattığımız çiftlik ekosistemini geliştirmeye devam edeceğiz.