Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kampanya kapsamında, tek seferde 3.000 TL ve üzeri restoran harcaması yapan VakıfBank Platinum Plus, Platinum Plus Metal, Reserve ve Private kart sahipleri, harcama tutarının %10'u kadar ekstre indirimi kazanıyor. Bu oran, bankada 2 milyon TL üzeri mevduat birikimi bulunan müşteriler için, 6.000 TL ve üzeri harcamalarda %20'ye kadar çıkıyor.
Samimi Reklam Filmiyle Destekleniyor
Kampanyanın tanıtımı, VakıfBank'ın marka yüzü Tolga Sarıtaş'ın rol aldığı yeni reklam filmiyle destekleniyor. Filmde, arkadaşlar arasında geçen esprili bir akşam yemeği sahnesi eşliğinde, restoran harcamalarında kazanılan avantajlara dikkat çekiliyor.
VakıfBank kredi kartları, restoran harcamalarında sağladığı indirimlerle kullanıcılarına avantajlı bir yemek deneyimi sunuyor. Kampanya kapsamında, VakıfBank kredi kartı sahipleri, anlaşmalı restoranlarda yapacakları harcamalarda özel indirimlerden faydalanabiliyor. Bu avantaj hem sosyal yaşamı destekliyor hem de kullanıcıların bütçelerine katkı sağlıyor.
Reklam filmi linki: https://www.youtube.com/watch?v=NR0ABfl3R04
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yeni Nissan Qashqai'de 100.000TL nakit alım desteği
C-SUV segmentinin yaratıcısı Nissan Qashqai'nin tüm donanım seviyelerine özel kampanyalar Nissan sahibi olmak isteyenleri bekliyor. Mayıs ayına özel sınırlı sayıda Yeni Nissan Qashqai'nin Mild Hybrid Designpack 1.999.500 TL'lik tavsiye edilen kampanyalı anahtar teslim fiyatıyla sahiplerini bekliyor. Yeni Nissan Qashqai'nin Mild Hybrid N-Connecta ve Skypack 4x2 donanım seviyelerinde ise 100.000 TL nakit alım desteği sunuluyor.
Dışarıdan şarj etmeye gerek kalmadan benzersiz bir elektrikli sürüş deneyimi ile 1018 km'ye kadar menzil sunan e-POWER Qashqai'nin N-Design versiyonunda 200.000TL nakit alım desteği ve diğer tüm donanım seviyelerinde 100.000 TL nakit alım desteği Mayıs kampanyası kapsamında dikkat çekiyor.
Nakit alım desteği ve kredi Yeni Nissan Juke'ta
Şehir hayatının dikkat çeken oyuncusu Nissan Juke ikonik sarı rengi ile geri döndü. Konforu ve teknolojiyi ön planda tutan yeni iç tasarımıyla dikkat çeken yeni Nissan Juke, yepyeni bir donanım paketi olan N-Sport'ta aracın dikkat çekici tasarımında çarpıcı detaylar yer alıyor.
Yeni Nissan Juke, Mayıs ayına özel kampanyasında, Platinum Premium donanım seviyesinde 150.000TL, diğer donanım seviyelerinde 100.000TL nakit alım desteğiyle sunuluyor. Buna ek olarak Nissan Juke'un Tekna donanım seviyesi, otomatik şanzımanlı versiyonunda 300.000TL'ye 12 ay yüzde 1,99 faiz ile, diğer donanım seviyelerinde ise 200.000TL'ye 12 ay yüzde 1,99 faiz imkanı ile sunuluyor.
Yeni Nissan Townstar'dan dikkat çeken kampanya
Nissan'ın gelişmiş teknolojilerinin ticari araç dünyasına taşıyıcısı olan yeni Nissan Townstar'ın Van Benzinli L2 versiyonlarında KOBİ'lere özel 50.000TL nakit alım indirimi sunuluyor.
Nissan X-Trail'de 100.000TL nakit alım desteği
Geniş ailelerin şehir içinden şehir dışına kadar tüm macera ve uzun yol serüvenlerine kusursuz hizmet eden Nissan X-Trail ise Mayıs kampanyası kapsamında 100.000TL nakit alım desteği ile sahiplerini bekliyor.
Kredi kampanyaların tümü Niskasko satın alımında geçerli olacaktır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin en büyük 500 sanayi kuruluşundan biri olan ve yaklaşık 39 yıldır toplum sağlığına ve sağlık sektörüne katkı sağlayan Polifarma İlaç'ın Genel Müdür Yardımcısı Servet Aksu, Türk ilaç sektörünün üretim kalitesi, teknolojik alt yapısı ve inovatif gücü ile Avrupa ve ABD ile yarışır konuma yükseldiğini söyledi. Türk ilaç sanayinin dünyada kredibilitesinin yüksek olduğuna işaret eden Aksu, Polifarma olarak SMA hastalığına yönelik geliştirdikleri ilacın müjdesini verdi.
Sağlık sektörünün önde gelen kuruluşlarından Polifarma İlaç'ın Genel Müdür Yardımcısı Servet Aksu, Türk ilaç endüstrisinin küresel ölçekte üretim kalitesi, fabrikaları ve alt yapısıyla Avrupa ve ABD ile rekabet edebilecek konuma ulaştığını söyledi. ST Endüstri Radyo'da 'İş'te Bunu Konuşalım' programına konuk olan Aksu, son yıllarda çok sayıda girişimcinin sektöre olan ilgisinin arttığını vurgulayarak, "Türk ilaç sanayinin dünyada kredibilitesi yüksek" dedi.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu 'İş'te Bunu Konuşalım' programına katılan Polifarma İlaç Genel Müdür Yardımcısı Servet Aksu, sektördeki son gelişmeleri ve sorunları aktarırken, şirketin yeni projelerini de paylaştı. Türk ilaç sektörünün küresel ölçekte ulaştığı konuma ilişkin bilgi veren Aksu, "Polifarma olarak 2013 yılından beri ihracat yapıyoruz. 2024 sonu itibariyle 50'den fazla ülkeye ihracat yapar hale geldik. Dünya genelinde baktığınızda Avrupa, Amerika bazlı üreticiler daha inovatif ürünlere; yani yenilikçi ürünlere yöneldi. Türkiye'deki ilaç sektörü ise üretim kalitesi, fabrikaları, altyapısıyla kalite olarak Avrupa, Amerika'yla çok daha yarışır konumda. diye konuştu.
"Yerli ilaç üreticileri son yıllarda Ar-Ge ve ihracata yöneldi"
Aksu, pandemi döneminde de Türk sağlık sektörünün hastane alt yapısı ve yoğun bakım yatak sayısı itibarıyla Avrupa ve ABD'ye kıyasla çok daha iyi durumda olduğunun ortaya çıktığını belirterek, ilaç sektörünün de kriz dönemlerinde çözüm üretebilme kabiliyetine sahip sektörlerden biri olduğunun altını çizdi.
Son yıllarda yerli ilaç üretiminin jenerik ilaç üretimine yoğunlaştığını ve yurt dışı bağımlılığın hala devam ettiğine işaret eden Aksu, şunları söyledi:
"Son yıllarda yerli ilaç üreticileri iki şeye yöneldi: Birincisi Ar-Ge yatırımları. İkincisi ihracat. Sağlık alanında yaklaşık 39 yıllık deneyime sahip yüzde 100 yerli sermayeli bir Türk şirketi olarak güçlü Ar-Ge altyapımız, uzman kadromuz ve geliştirdiğimiz yenilikçi çözümler ile sektörde güçlü konumdayız. Ar-Ge'ye en çok yatırım yapan, en fazla proje yürüten ve en çok marka alan şirketlerden biriyiz. Üretimimizin her aşamasında yerli üretimi teşvik etmeye özen gösteriyoruz. İş geliştirme stratejimizi; ithal ikame ve yenilikçi ürünler odağı ile Türkiye'de ilaç üretiminin yerelleşmesine katkıda bulunmak üzerine kurguladık. Her sene bütçemizden belli orandaki bir payı Ar-Ge faaliyetlerimize ayırıyoruz. Jenerik ilaçlarda bir fikrin hayata geçmesi, ticarileşmesi ortalama 4-5 yılı alabiliyor. İnovatif ilaçlarda ise bu süre 10-15 yılı bulabiliyor. Hedefimiz; önümüzdeki dönemde 11.233 m² büyüklüğündeki yeni binamız ile mevcut Ar-Ge merkezimizi büyüterek daha nitelikli ve katma değerli projeleri, daha geniş bir Ar-Ge kadrosuyla hayata geçirmek. Ar-Ge merkezi ile birlikte ham madde ile bitmiş ürün üretim alanları, depolama alanı ve ofislerimiz ile 'global bir sağlık üssü' olmayı hedefliyoruz."
"SMA ilacı için 2026'dan itibaren ruhsatlandırma sürecini başlatacağız"
Dünyadaki ilaç trendlerini yakından takip ettiklerini söyleyen Aksu, Polifarma olarak etken madde üretimine ilişkin de faaliyetlerinin bulunduğuna değindi. Servet Aksu, sözlerine şöyle devam etti:
"2023 yılında açılışını gerçekleştirdiğimiz GMP onaylı Etkin Madde Üretim (API) tesisimiz ile dışa bağımlılığı azaltarak, ülkemizin ilaç hammadde ithalatını düşürmeyi amaçladık. Türkiye'de İlaç Etkin Maddesi sentezi yetkinliğine ve onayına sahip bir firma olarak kendi moleküllerimizin sentezlerini de yapıyoruz. Bu yetkinliğimiz ile daha fazla canlıya sağlık ve daha kaliteli bir yaşam sunmak önceliklerimizin başında geliyor. Nadir hastalıkların tedavisinde kullanılan özel ilaçlar ile ilgili Ar-Ge yatırımlarımız devam ediyor. Bu kapsamda; her gün sıklıkla karşımıza çıkan ve hepimizi çok üzen SMA hastalığının tedavisinde yaşanan zorlukları aşma yolunda büyük adımlar attık.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital dönüşümünde dünya lideri olan Schneider Electric, bugün yaptığı açıklamada Schneider Sürdürülebilirlik Etki (SSI) programının 2025 yılının ilk çeyreğinde 10 üzerinden 7,95 puana ulaştığını duyurdu. Bu skor, yıl sonu için belirlenen 8,80 hedefi doğrultusunda önemli bir ilerleme kaydedildiği anlamını taşıyor. Ocak ayında Corporate Knights tarafından “Dünyanın En Sürdürülebilir Şirketi” unvanına layık görülen Schneider Electric, mevcut SSI programının son yılına girerken sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığını devam ettiriyor.
Schneider Electric, yılın ilk çeyreğinde birçok alanda önemli ilerlemeler kaydetti:
Şirket, sunduğu çözümlerle müşterilerinin yaklaşık 700 milyon ton CO² emisyonunu tasarruf etmesini ve önlemesini sağladı. Bu gelişme, ikinci Energize Yenilenebilir Enerji Alım Anlaşması (PPA) grubunun hayata geçirilmesiyle paralel olarak gerçekleşti. Söz konusu anlaşma kapsamında, dört küresel sağlık şirketi önümüzdeki 10 yıl boyunca yıllık 245 GWh yenilenebilir elektrik satın alma imkânına sahip olacak. Schneider Electric, tedarik zincirinin en önemli halkasını oluşturan ilk 1.000 tedarikçisinden kaynaklanan karbon emisyonlarını düşürme çabalarını da hızlandırarak, bu alanda %42’lik bir azalma elde etti.
Hedeflerini planlanandan tarihten bir yılı aşkın bir süre önce tamamlamış olmasına rağmen, Schneider Electric’in yoksullukla mücadele ve toplumları destekleme konusundaki kararlılığı güçlü bir şekilde devam ediyor. Bugüne kadar, eğitim, sağlık, tarım ve küçük ölçekli işletmelere yönelik temiz enerji çözümlerini kapsayan girişimler sayesinde 56 milyon kişi enerjiye erişim sağladı. Şirket, kısa süre önce imzaladığı Rise Ahead Taahhüdü ile enerji yoksulluğunu azaltmaya ve dezavantajlı pazarlarda etki yatırımları yoluyla sosyo-ekonomik kalkınmayı teşvik etmeye odaklanarak temel hizmetlere erişimi daha da genişletmek için çalışmalarını sürdürüyor.
2021 yılında başlatılan 200’ü aşkın girişimin ilerlemesiyle birlikte, Bölge ve Ülke Başkanları yerel etki odaklı projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Bu programlar; eğitim ve mentorluk, enerji dayanıklılığı, çevresel aksiyonlar ve daha fazlası aracılığıyla yerel toplulukları desteklemeyi ve güçlendirmeyi hedefleyerek şirketin sürdürülebilir etki alanını genişletmeyi amaçlıyor. Bu amaca yönelik olarak Schneider Electric İngiltere ve Tottenham Hotspur Vakfı yakın zamanda, yerel öğrencilere ilham vermeyi hedefleyen etkileşimli atölye çalışmaları ve dijital kaynaklarla desteklenen bir STEM eğitim programını hayata geçirdi. Bu program, gençlerin sürdürülebilir bir gelecek için ihtiyaç duyduğu temel becerileri kazanmalarını amaçlıyor.
Schneider Electric Chief Sustainability Officer Chris Leong, “Schneider olarak, yaşamları iyileştirmek, gelirleri artırmak ve eğitim ile güvenilir, temiz enerjiye erişimi genişletmek için şirketlerle, hükümetlerle, yerel paydaşlarla ve toplumlarla güçlü iş birliklerine inanıyoruz” dedi. Leong sözlerine şöyle devam etti: “2025 yılı 1. Çeyrek Schneider Sürdürülebilirlik Etki (SSI) sonuçlarımız, bu hedeflere ulaşmak için attığımız adımların somut örneklerini ortaya koyuyor. İklim etkisi yaratan yenilikçi çözümler geliştirmekten topluma katkı sağlamaya kadar, çalışanlarımızın vizyonu eyleme dönüştürme konusundaki bitmeyen kararlılığıyla gurur duyuyorum. Hep birlikte ilerliyor ve sürdürülebilirliği herkes için gerçeğe dönüştürüyoruz”.
Daha fazla detay için, Schneider Electric’in 2025 1. Çeyrek Sürdürülebilirlik Etki Programı raporuna göz atabilirsiniz.
Schneider Electric Hakkında
Schneider’in amacı herkesin enerji ve kaynaklardan en iyi şekilde faydalanmasına yardımcı olmak, süreçleri ve sürdürülebilirliği ilişkilendirerek etki yaratmaktır. Schneider Electric'te biz buna Life Is On diyoruz.
Misyonumuz, Sürdürülebilirlik ve Verimlilikte güvenilir iş ortağınız olmaktır.
Elektrifikasyon, otomasyon ve dijitalleşme alanlarındaki dünya lideri uzmanlığımızı akıllı endüstrilere, dayanıklı altyapılara, geleceğe dönük veri merkezlerine, akıllı binalara ve yapılara taşıyan küresel bir endüstriyel teknoloji lideriyiz. Uzmanlığımızla desteklenmiş bağlantılı ürünler, otomasyon, yazılım ve hizmetlerle entegre, uçtan uca yaşam döngüsüne sahip yapay zeka destekli Endüstriyel IoT çözümleri sunarak, müşterilerimiz için karlı büyüme sağlamak üzere dijital ikizler sağlıyoruz.
Müşterilerimizin ve paydaşlarımızın yanında, 100'den fazla ülkede faaliyet gösteren 150.000 çalışanımız ve bir milyondan fazla iş ortağımızdan oluşan ekosistemimiz ile insan değerlerine odaklı bir şirketiz. Herkes için sürdürülebilir bir gelecek inşa etme amacımızın rehberliğinde yaptığımız her işte, çeşitliliği ve kapsayıcılığı benimsiyoruz.
www.se.com/tr/tr/
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Motosikletler için özel olarak tasarlanan ELF motor yağları, Türkiye’nin en çok satılan motosiklet markalarının da bir numaralı tercihi. TotalEnergies ile MJ Group arasında imzalanan iş birliği anlaşmasıyla ELF motor yağları RKS, Kuba ve Benelli markalarının tercih ve tavsiye ettiği motor yağı oldu.
Türkiye’nin en çok satılan dünyaca ünlü motosiklet markalarını bünyesinde bulunduran MJ Group ELF’i tercih etti. TotalEnergies ve MJ Group arasında imzalanan iş birliği anlaşması ile motor sporları alanındaki uzmanlığı ile tanınan ELF; RKS, Kuba ve Benelli motorlarının tercih ve tavsiye ettiği marka oldu.
İş birliği anlaşması Gaziantep’te düzenlenen bir törenle duyuruldu. TotalEnergies Türkiye Ticari Direktörü Mehmet Murat Selçuk, motosiklet alanında Türkiye’nin lider kuruluşu MJ Group ile bir motor sporları performans ortağı ELF’i bir araya getiren bu anlaşmadan mutlu olduklarını belirterek “Bu yeni iş birliği ile güçlendirdiğimiz hizmet ağımızla ELF kalitesini daha fazla motosiklet tutkununa ulaştırmaktan gurur duyuyoruz” dedi.
Motosikletin ritmine uyum sağlıyor
Motosikletler için özel olarak tasarlanan ELF motor yağları en zorlu yol koşullarında bile motor performansını artırarak motosikletleri koruyor. Motosikletin ritmine uyum sağlayacak şekilde tasarlanan ELF, yüksek devirli spor motosikletlerden güçlü cruiser'lara kadar her motor tipi için mükemmel koruma ve performans sağlıyor. Çevreye duyarlılık bilinciyle geliştirilen ELF motosiklet yağları, sadece motor performansını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda çevreyi kirleten emisyonların azaltılmasına katkı sağlıyor.
Türkiye’nin satış lideri
Kuba, RKS ve Benelli markalarının Türkiye distribütörü MJ Group, TÜİK verilerine göre 2024 yılında motosiklet sektörünün satış lideri oldu.
Grup; Gaziantep, Manisa ve Bilecik’teki fabrikalarında motosiklet, Atv/Utv ve elektrikli bisiklet üretimi gerçekleştiriyor. Romanya’da 2021 yılında hizmete giren fabrikada üretilen elektrikli bisikletler de başta Avrupa olmak üzere tüm dünyaya ihraç ediliyor.
Grup, Türkiye’nin farklı bölgelerinde markaları için başta şasi ve diğer parça aksamları olmak üzere üretim yapan tedarikçileriyle birlikte 15.000 kişiyi istihdam ediyor.
***
TotalEnergies Turkey Pazarlama Hakkında
TotalEnergies Turkey Pazarlama, tamamı TotalEnergies şirketi iştiraki olan ve Türkiye’de madeni yağ üretimi ve pazarlaması alanında faaliyet gösteren global bir oyuncudur. 130 çalışanı ile başta motor yağları olmak üzere madeni yağlar alanında operasyonlarını yürüten şirket otomotiv, endüstri ve deniz taşımacılığı segmentlerine hem doğrudan hem de distribütörleri aracılığıyla ürün tedariği yapan güçlü bir satış ve dağıtım ağına sahiptir. TotalEnergies Turkey Pazarlama, İzmir Menemen’de en üst düzey uluslararası ve yerel standartları karşılayan madeni yağ harmanlama tesisinde yılda yaklaşık 50 bin ton madeni yağ ve özel ürünün üretimini yapmaktadır.
TotalEnergies Hakkında
TotalEnergies, global ölçekte petrol, biyoyakıtlar, doğalgaz, yeşil gazlar, yenilebilir enerjiler ve elektrik üretimi ve pazarlaması yapan büyük bir enerji şirketidir. 100.000’i aşkın çalışan daha ulaşılabilir, daha temiz ve mümkün olduğunca çok insanın erişebildiği enerjiyi sağlamak için çalışmaktadır. 130'un üzerinde ülkede faaliyet gösteren TotalEnergies, insanların refahına katkıda bulunmak amacıyla sürdürülebilir kalkınmanın tüm boyutlarını projelerinin ve faaliyetlerinin merkezine koymaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
AIFD Hasta Dernekleri Gelişim Akademisi kapsamında, AIFD ve Lokman Hekim Üniversitesi iş birliğiyle hayata geçirilen Hasta Temsilciliği Eğitim Programı'nın ders notlarından hazırlanan eğitim kitapçıkları yayımlandı.
Türkiye'de yenilikçi ilaçlara ve tedavilere erişimi hızlandırmak ve Türkiye'nin ilaç araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) alanındaki küresel rekabet gücünü artırmak için faaliyet gösteren Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD), Avrupa'daki uygulamalara benzer şekilde, Türkiye'de hasta derneklerinin karar alma mekanizmalarında daha aktif ve donanımlı yer alabilmesi adına çeşitli projeler yürütüyor. 2020 yılında Sosyal İnovasyon Merkezi yürütücülüğü ile başlattığı AIFD Hasta Dernekleri Gelişim Akademisi projesi kapsamında çeşitli kapasite geliştirme programları ve projelerini her yıl yeni projelerle destekleyerek hayata geçiriyor.
AIFD ve Lokman Hekim Üniversitesi işbirliğinde 2024'ün son çeyreğinde düzenlenen Hasta Temsilciliği Eğitim Programı da bu yaklaşımın bir parçası olarak, hastaların ihtiyaç duyduğu bilgiye ulaşmasını ve sağlık sistemine daha etkin katkı sunmasını amaçlıyor. AIFD'nin hasta inisiyatifi çerçevesindeki bu yeni adımı, hasta temsiliyetinin güçlendirilmesi ve sağlık sisteminde daha kapsayıcı karar alma süreçlerinin teşvik edilmesi açısından önemli bir aşamayı temsil ediyor.
Program kapsamında daha çok hasta derneğinin program içeriklerinden faydalanması amacıyla, Prof. Dr. Bülent Gümüşel ve Dr. Öğr. Üyesi Elif Hilal Vural'ın ders notlarının bir araya getirilmesiyle hazırlanan eğitim kitapçıkları, AIFD web sitesinde tüm paydaşların kullanımına sunuldu.
EUPATI Modelinden İlham Alındı
Avrupa'daki EUPATI modeli gibi iyi uygulama örneklerinden ilham alan ve 12 farklı hasta derneğinin yer aldığı Hasta Temsilciliği Eğitim Programı kapsamında hasta derneklerinin bilgi seviyesinin artırılması hedeflendi. Hasta derneği temsilcileri, program kapsamında klinik araştırmalardan geri ödeme süreçlerine, ruhsatlandırma süreçlerinden, sağlık okur yazarlığına kadar uzanan geniş bir yelpazede eğitim aldılar. Yayımlanan kitapçıklarla da bilgilerin kalıcılığı ve başucu kaynağı olması hedeflendi.
Program kapsamında sunulan içeriklerin bir araya getirilmesiyle hazırlanan eğitim kitapçıkları, AIFD web sitesinde (www.aifd.org.tr) tüm paydaşların kullanımına sunuldu.
AIFD Hakkında
Türkiye'de yenilikçi ilaç ve tedavilere zamanında ve sürdürülebilir erişimi sağlayarak, dinamik bir ilaç sektörü oluşumuna öncülük etmek ve ülkemizin tıbbi/ilaç Araştırma ve Geliştirme alanındaki küresel rekabet gücünü artırmak amacıyla faaliyet gösteren Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD), Türkiye'de faaliyet gösteren araştırmacı ilaç firmaları tarafından 2003 yılında kuruldu. Halihazırda Türkiye sağlık ekosistemi için değer üreten 36 araştırmacı ilaç firması AIFD üyesidir. AIFD, IFPMA (Uluslararası İlaç Üreticileri ve Dernekleri Federasyonu) ve EFPIA (Avrupa İlaç Sanayi ve Dernekleri Federasyonu) üyesi bir kuruluştur.
www.aifd.org.tr
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünya nüfusu hızla artarken, gıda güvenliği ve yeterli protein arzı küresel ölçekte giderek daha kritik bir hale geliyor. Mevcut doğal kaynakların verimli kullanımı, sürdürülebilir tarım ve hayvancılık uygulamaları ön plana çıkıyor. Bu noktada hayvancılıkta da sürekli gelişen teknolojik çözümler, süt ve et üretiminin sürekliliğini ve verimliliğini sağlamak için önemli bir rol oynuyor. MSD Hayvan Sağlığı bünyesindeki en önemli teknoloji çözümlerinden biri olan SenseHub Dairy, 5000 hayvana kadar bireysel düzeyde izlenebilir ve yönetilebilir bir ekosistem sunarak, hayvan refahını ve işletme performansını artırırken, gıda güvenliği ve arzının sürekliliğine de büyük katkı sağlıyor.
Hayvanların hareketlerini, yeme davranışlarını ve süt verimini gerçek zamanlı olarak izleyerek hayvan sağlığına dair verileri erken uyarı sistemleri ile sunan SenseHub Dairy, hastalıkların erken tespit edilmesine yardımcı olarak tedavi süreçlerini hızlandırıyor. Bu sayede gereksiz ilaç kullanımının azaltılmasına, süt üretiminin daha sağlıklı ve verimli hale gelmesine olanak tanıyor.
SenseHub Dairy, gelişmiş izleme teknolojisi ile ineklerin kızgınlık dönemlerini doğru ve hassas bir şekilde tespit edebiliyor, bu sayede doğru zamanda tohumlama yapılabiliyor ve çiftlikler açık gün sayılarını azaltarak üreme verimliliğini artırıyor. Daha hızlı ve doğru tespitler, çiftlik sahipleri için ekonomik kayıpların önüne geçilmesini sağlarken, veteriner hekimlere de daha etkili bir yönetim imkânı sunuyor.
Hayvan refahı açısından da büyük bir dönüşüm sağlayan SenseHub Dairy, hayvanların fizyolojik durumlarını yakından izleyerek stres seviyelerinin düşmesine ve genel sağlık durumlarının iyileşmesine yardımcı oluyor. Doğru zamanda besleme ve bakım yapılmasını sağlayarak hayvanların yaşam kalitesini artıyor. Mutlu ve sağlıklı hayvanlar, üreticiler için de daha yüksek ve kaliteli süt üretimi anlamına geliyor.
SenseHub Dairy Teknoloji Çözümü, süt üretiminin sürekliliğini sağlayarak gıda arzının istikrarlı bir şekilde sürdürülmesine katkı sağlıyor. Hayvanların süt verimliliğinin takibi ve döl verimliliğinin optimize edilmesi sayesinde, çiftliklerdeki kayıplar en aza indiriliyor. Aynı zamanda, sistemin sunduğu detaylı veriler ile hayvan sağlığına dair risk faktörleri önceden belirlenerek önlem alınabiliyor.
SenseHub Dairy'nin son tüketicilere, çiftlik sahiplerine, veteriner hekimlere ve hayvanlara doğrudan fayda sağladığını ifade eden MSD Hayvan Sağlığı Ruminant Teknolojileri Lideri Doğuş Palavan Özkan, "MSD Hayvan Sağlığı sürü teknolojileri sayesinde son tüketiciler daha güvenilir ve kaliteli süt ve et ürünlerine ulaşırken, çiftlik sahipleri operasyonel verimliliğini artırabilir. Veteriner hekimler, hastalıkları daha erken tespit ederek hayvanların iyileşme sürecini hızlandırırken, hayvanlar da daha sağlıklı ve konforlu bir yaşam sürebilir. Günümüz ve gelecek nesillerin sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimini destekliyoruz. Hayvan refahını ve sağlığını geliştirerek gıda güvenliğini destekleyen teknolojiler sunmaya, dijital teknoloji çözümlerimiz ile yarattığımız çiftlik ekosistemini geliştirmeye devam edeceğiz.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.