Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Rapor ektedir.
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
üresel piyasalar ekonomik verilerin ardından volatilitenin gözlemlendiği haftanın son işlem gününde artan jeopolitik riskler neticesinde değer kayıpları kaydetti. İsrail Savunma Bakanlığı X üzerinden yaptığı açıklamada Lübnan üzerinden 40 saldırı gerçekleştirildiğini belirtirken, ABD haftasonu İran’ın İsrail’e ait bir hükümet binasına saldırı yapma ihtimalinin çok yüksek olduğunu belirtti. Wall Street korku endeksi olarak da adlandırılan VIX volatilite endeksi ise %20 artarak en son Ekim ayında bulunduğu 18 seviyelerine yükseldi. Artan jeopolitik risklerle haftasonu riski eşliğinde Cuma günü tahvil, Dolar ve petrol piyasalarında alıcılı bir seans geride kaldı. Boston FED başkanı Susan Collins yüksek enflasyon ortamı ve güçlü istihdam piyasası sebebi ile yakın dönemde faiz indiriminde herhangi bir acelelerinin olmadığını belirtti. Chicago FED başkanı Austan Golsbee ise FED’in %2’lik enflasyon hedefine yaklaşabilmesi için konut enflasyonunun dizginlenmesi gerektiğini belirtti. Michigan Üniversitesi’nin açıkladığı Nisan ayı öncü verilerine göre tüketici güveni 79 olarak açıklanması beklenirken 77,9 olarak kayda geçti, ayrıca tüketicilerin şuanki finansal koşullara yönelik değerlendirmeleri 79,3 olarak açıklanırken beklenti 81,9 olması yönündeydi; veriler Mart ayı için sırası ile 79,4 ve 82,5’ti. Enflasyon beklentilerinde ise 5-10 yıl enflasyon beklentisi %2,8 seviyesinde sabit kalması beklenirken %3 seviyesine yükseldi. Kısa dönem 12 aylık enflasyon beklentisi ise %2,9 seviyesinde sabit kalması beklenirken %3,1 olarak kayda geçti.
Avrupa endekslerinde FTSE 100 haricinde yatay negatif bir Cuma günü geride kaldı. Euro Stoxx 50 endeksi %0,23 değer kaybederek 4.955 seviyesinden haftayı tamamlarken CAC 40 %0,16 ve DAX %0,13 değer kaybetti, öte yandan FTSE 100 ise %0,91 değer kazandı. Mart ayı için Almanya’da TÜFE önceki aya göre %0,3 gerileyerek %2,2 olarak açıklandı ve veri 2021 Mayıs ayından beri en düşük seviyesinde kayda geçti. İngiltere ekonomisi ise Şubat ayında beklentilere paralel %0,1 büyüdü, Ocak ayında ise GSYİH %0,3 büyüme gerçekleştirmişti. Fransa’da ise TÜFE rakamı Mart ayı için %0,2 olarak kayda geçerken Şubat ayında veri %0,9 olarak kayda geçmişti, enflasyondaki yavaşlamanın gıda, servis, enerji ve işlenmiş ürünlerin fiyatlarındaki aşağı yönlü hareketlere bağlı olduğu belirtildi. Avrupa İlaç Ajansı intihar riskini arttırdığı yönündeki raporların ardından Novo Nordisk’in popüler diabet ve kilo kaybı ilaçları Wegovy ve Ozempic üzerinde yürüttüğü çalışmalar sonucunda ilaçların intihar riskini arttırmadığını belirtirken şirket %1,23 değer kazandı. Avrupa tarafında enerji şirketleri oldukça aktif bir seansı geride bıraktı; Londra’da BP ve Shell %3,67 ile %2,8 primlenirken, Paris’te Total Energies %2,05 ve Milan’da Eni %2,69 değer kazandı.
Piyasa oyuncularının faiz indirimi beklentilerini son ekonomik verilerin ardından ötelemeleri ve küçültmeleri ile artan jeopolitik riskler eşliğinde ABD endekslerinde haftanın son işlem gününde satıcılı bir seans geçirdi. S&P 500 endeksi %1,46 değer kaybederek 5.123 seviyesine geri çekilirken Dow Jones %1,24 ve Nasdaq ise %1,62 değer kaybetti. S&P 500 endeksinde işlem gören on bir sektörün tamamı değer kaybederken en çok değer kaybedenler -%1,77 ile hammadde, -%1,64 ile bilgi teknolojileri ve -%1,61 ile takdirsel tüketim oldu. S&P 500 yıl sonu beklentilerini açıklayan UBS, Haziran ayı için 5.100 seviyesini hedeflerken ve sene sonu beklentisi ise 5.200 seviyesinde; enflasyon baskılarının daha hızlı sakinleştiği veya şirketlerin beklenenin oldukça üzerinde büyüme gerçekleştirdiği senaryoda ise sene sonu beklentileri 5.500 seviyesine işaret ediyor. Nippon Steel Corp. tarafından teklif edilen $14,1 milyar satın alım teklifi hissedarları tarafından kabul edilen Steel Corp. %2,13 değer kaybetti. Guyana’daki altıncı petrol projesini resmi olarak onaylayan Exxon Mobil ülkeyi OPEC üyesi Venezuela’dan daha büyük bir üretici konumuna getirecek, şirket seansa pozitif tarafta başlangıç yapsa da kazanımlarını koruyamadı ve %1,17 değer kaybetti. Bugün finansal şirketler Citigroup, JPMorgan ve Wells Fargo ile başladığımız bilanço dönemi karışık bir başlangıca imza attı. JPMorgan ve Wells Fargo net faiz gelirlerinde analist beklentilerini karşılayamadı ve artan maliyetleri dikkat çekti, şirketler sırası ile %6,47 ve %0,39 değer kaybetti. JPMorgan’daki sert geri çekilmenin bir diğer sebebi ise sene sonu net faiz geliri beklentilerinde yukarı yönlü güncelleme yapmamaları oldu. Citigroup ise analist beklentilerini aşan net faiz geliri açıklarken seansa pozitif tarafta başlangıç yapsa da kazanımlarını koruyamadı ve günü %1,7 değer kaybı ilet sonlandırdı. FAANG hisselerinin günlük performansları: Meta -%2,15, Apple %0,86, Amazon -%1,54, Netflix -%0,95 ve Google -%1,05 oldu.
Detaylı bilgi almak, İş Yatırım’ın güncel raporlarına ulaşmak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.
https://arastirma.isyatirim.com.tr/2024/04/12/uluslararasi-piyasalar-kapanis-raporu-12-04-2024/
İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.isyatirim.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Güneydoğu Anadolu bölgesinde ilk çeyrekte ihracat lideri olan hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü, Ocak-Mart arası dönemde ihracatını yüzde 10 artırarak 836,5 milyon dolara taşıdı. Bölgenin temel gıda ürünleri arasında makarna ihracatı ilk sırada gelirken, onu sırasıyla buğday unu, ayçiçek tohumu yağı ve tatlı bisküvi-gofretler takip etti. İhracat artışı tatlı bisküvi ve gofretlerde yüzde 35’e, kakaolu mamullerde yüzde 45’e yaklaşırken; kakaosuz şeker ve şeker mamulleri ihracatındaki artış oranı yaklaşık yüzde 120 oldu. Afrika’ya mal satışlarının yüzde 9,4 gerilediği bu dönemde, en fazla ihracat yapılan Orta Doğu’da yüzde 15,4 yükseliş sağlandı.
“Hammadde maliyetinin gerilediği şekerleme ihracatımız yüzde 120 arttı”
Bayram şekerine olan yüksek talebin de etkisiyle ilk çeyrekte şeker ve şeker mamulleri ihracatının katlandığına dikkat çeken Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu şunları söyledi:
“2023 yılında küresel şeker fiyatlarındaki yükselişin etkisiyle şekerleme imalat maliyetlerinde önemli artışlar yaşanmıştı. Bu yıl Hindistan ve Tayland gibi ülkelerdeki verimliliğin etkisiyle küresel şeker fiyatlarında geçen yıla göre bir gerileme yaşanması, şekerleme üreticisi firmalarımızın maliyetlerine olumlu yansıdı. Bununla birlikte şekerleme ihracatımızda miktar bazında yaklaşık yüzde 125 seviyesindeki artış, değer bazında yüzde 120’lik bir yükselişi de beraberinde getirdi. Şeker ve şeker mamulleri ihracatımızda Irak, ABD, Suriye ve Almanya gibi farklı coğrafyalar ve farklı alım gücüne sahip müşteri grupları öne çıkıyor. Bölgemizin ihracatında dökme şeker gibi uygun fiyatlı ürünlerin yanı sıra, yüksek standartları şart koşan alıcılara hitap eden marka ürünler de yer alıyor.”
“Cumhurbaşkanımızın Irak ziyareti, ticaretimize katkı sağlayacak”
Hububat sektörü ihracatında önemli bir yere sahip olan Irak’ın gıda ürünleri ithalatına getirdiği kısıtlamaların sektörel ihracata etkilerini değerlendiren Kadooğlu şunları söyledi:
“Bölgemiz için önemli bir gelir kaynağı olan Irak’a, Güneydoğu Anadolu’daki firmalarımız ayda ortalama 100 milyon dolar tutarında temel gıda ürünü satıyor. Bu veriler, sektörün Irak’a toplam ihracatının yarıdan fazlasının bölgemizden yapıldığı anlamına geliyor. Türkiye’nin ilk çeyrekteki toplam 3,1 milyar dolarlık hububat ihracatı içinde Irak’ın payı 583 milyon dolar olarak gerçekleşti. Fakat iki ülke arasındaki bağlar göz önüne alındığında burada daha fazla potansiyelin olduğu açık. İlave vergi gibi son zamanlarda artan kısıtlayıcı uygulamalar bu potansiyelin hayata geçmesine mâni oluyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Nisan ayında Irak’a gerçekleştirmesi planlanan ziyaretinin, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişimine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.”
Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ticaret Bakanlığı olarak yaptığımız çalışmalar neticesinde, DTÖ'nün açıklamasına göre ülkemizin ihracatının pozitif olarak ayrıştığını görmekteyiz. Bu kapsamda, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından açıklanan verileri baz aldığımızda, küresel mal ihracatı 2023 yılında %5 oranında azalışla 23,8 trilyon dolar olarak gerçekleşirken Türkiye'nin mal ihracatı zayıf küresel talep ve deprem felaketlerine rağmen %1 oranında artışla 256 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. Böylece Türkiye'nin küresel ihracattan aldığı pay 2022 yılında %1,02 iken 2023 yılında 0,06 puan artışla %1,08'e yükselmiş ve tarihin en yüksek seviyesine ulaşmıştır.
Küresel mal ihracatında bölgesel farklılaşma dikkat çekmektedir. İthalat talebi Avrupa'da keskin bir şekilde düşerken, Kuzey Amerika'da azalmış, Asya'da yatay seyretmiştir. Enerji ihracatçısı ekonomilerde ise mal ihracatının arttığı gözlenmiştir. Böylece 2022 yılında %3 artan mal ticaret hacmi 2023'te %1,2 oranında gerilemiştir. DTÖ tarafından küresel ticaret hacminin 2024'te %2,6 ve 2025'te %3,3 artması beklenmektedir. Ancak DTÖ bölgesel çatışmalar, jeopolitik gerilimler ve politik belirsizliklerin tahminler üzerinde önemli aşağı yönlü riskler oluşturduğunu belirtmiştir.
Küresel hizmet ihracatı ise %9 oranında artış ile 7,8 trilyon dolar olmuştur. Türkiye'nin hizmet ihracatı 100,8 milyar dolar olarak gerçekleşerek küresel ihracattan aldığı pay %1,3 ile rekor seviyeye ulaşmıştır.
Ticaret Bakanlığı olarak, katma değer, inovasyon ve rekabetçilik odaklı üretim ve ihracat perspektifinde sürdürdüğümüz politika ve stratejilerle Türkiye'nin küresel üretim ve ticaretteki payını daha da yükseklere çıkarmak için tüm gücümüzle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Küresel tedarik zincirindeki konumumuzu daha da güçlendirmek için küresel ticaretteki eğilimleri en iyi şekilde değerlendirip elde ettiğimiz kazanımları artırarak devam ettireceğiz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünya Bankası Grubu (WBG) İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye için hazırlanan ve üç kilit kalkınma stratejisi (üretkenlik artışı, istihdam ve daha iyi kamu hizmet sunumu ve doğal afetlere karşı dirençlilik) üzerinde odaklanacak yeni Ülke İşbirliği Çerçevesini (CPF) onayladı.
2024-28 MY dönemini kapsayacak olan yeni Türkiye Ülke İşbirliği Çerçevesi ülkenin yüksek gelir statüsüne geçiş sürecini desteklemeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla CPF’in kilit odak alanlarından birisi, şirketlerin daha yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili faaliyetlere geçme yeteneklerini desteklemek amacıyla ülkenin özel sektörünün geliştirilmesidir.
Çerçeve Türkiye ile Dünya Bankası Grubu kuruluşları (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası, Uluslararası Finans Kurumu ve Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı) arasındaki güçlü ve giderek büyümekte olan işbirliğini yansıtmaktadır. Dünya Bankası Grubu, Grubun üçüncü en büyük ülke program olan 17 milyar ABD$ tutarındaki mevcut ülke portföyüne ilave olarak, bu CPF döneminde 18 milyar ABD$’lık bir kaynak sağlamayı öngörmektedir.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez yeni Ülke İşbirliği Çerçevesi ile ilgili olarak şunları belirtti: “Türkiye son yirmi yıllık dönemde çok büyük bir ilerleme kaydederek, halkının yaşam standartlarını önemli ölçüde iyileştirdi, modern bir altyapısı geliştirdi ve ekonomisini küresel ekonomiye ve küresel değer zincirlerine entegre etti. Yeni Ülke İşbirliği Çerçevesi bu ilerlemeyi temel alarak ve Dünya Bankası’nın bileşik gücünden bir kaldıraç olarak yararlanarak, devam ettiği çarpıcı kalkınma yolcuğunda Türkiye’yi destekleyecektir. Gelecekte sağlanacak temel destek alanları arasında hükümetin enerji dönüşüm planı ve stratejik altyapısı bulunmaktadır.”
Dünya Bankası Grubu, üç geniş alanda seçilen zorluklar üzerinde odaklanacaktır:
• Yüksek ve sürdürülebilir üretkenlik artışı: Bu alanda, iklim değişikliğine karşı dirençliliği ve gıda güvencesini güçlendirmek için iklime uyumlu tarımın teşvik edilmesi; karbon emisyonlarını azaltmak ve ticaretin rekabet gücünü korumak amacıyla sanayi sektörünün daha yeşil hale getirilmesi; 6 Şubat 2023 depremlerinden etkilenen bölgelerde ekonomik toparlanmasının desteklenmesi üzerinde odaklanılacaktır.
• Kapsayıcı hizmetler ve işler: Gelir eşitsizliklerini ve diğer eşitsizlikleri ortadan kaldırmak amacıyla, kadınlar, gençler ve kırılgan gruplar için işlerin iyileştirilmesi; sağlık ve eğitim hizmetlerinin erişilebilirliğindeki ve kalitesinde eşitsizliklerin azaltılması ve belediye altyapısının ve hizmetlerinin dirençliliğinin desteklenmesi üzerinde odaklanılacaktır.
• Doğal afetlere karşı dirençliliğin güçlendirilmesi: Dünya Bankası Grubu, Türkiye’nin insanlarını ve ekonomisini korumasına yardımcı olmak için afet direncine ve hazırlığına, doğal kaynak yönetimine ve temiz enerjiye geçişe öncelik verecektir.
Ülke İşbirliği Çerçevesi ayrıca üretkenliğin arttırılmasında ve kamu hizmet sunumunun iyileştirilmesinde hayati bir önem taşıyan dijitalleşmeyi hızlandırma ihtiyacını da vurgulamaktadır. Dünya Bankası Grubu, dijital iş ekosisteminin iyileştirilmesi, depreme ve iklime dirençli kentsel planlamanın desteklenmesi, hibrit eğitim fırsatlarının yaygınlaştırılması ve finansal tabana yaymanın geliştirilmesi dahil olmak üzere dijital teknoloji kullanımını hızlandırmak için birçok alanda çalışmalar yapacaktır.
Uluslararası Finans Kurumu Türkiye ve Orta Asya Direktörü Wiebke Schloemer yaptığı açıklamada şunları vurguladı: “Türkiye’nin dinamik özel sektörü ve girişimcilik ruhu, son yıllarda kaydedilen etkileyici büyümede kilit bir rol oynamıştır. Ülke İşbirliği Çerçevesinin de vurguladığı gibi, önümüzdeki döneme ilişkin öncelikler oldukça açıktır: dirençliliği sağlamak, ülkenin yeşil dönüşümünü sürüklemek ve bu yolculukta kimsenin geride kalmamasını sağlamak. IFC stratejik yatırımlar ve danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomik büyüme için özel sermayeyi harekete geçirerek Türkiye’nin özel sektörünün sahip olduğu muazzam potansiyeli ortaya çıkarmak için çalışmaya devam edecektir.”
Öte taraftan Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) Ekonomi ve Sürdürülebilirlik Direktör Vekili Moritz Nikolaus Nebe ise “MIGA, Türkiye'nin dinamik özel sektörünü ve hükümetin sürdürülebilir altyapı girişimlerini desteklemede güvenilir bir ortak olmuştur" dedi. "Yeni İşbirliği Çerçevesinin nin bir parçası olarak MIGA, yeşil ve sürdürülebilir altyapının geliştirilmesini desteklemek, dirençli büyümeyi teşvik etmek de dahil olmak üzere özel sermayenin ülkeye çekilmesi ve harekete geçirilmesine yardımcı olmak için yeni Dünya Bankası Grubu garanti platformundan yararlanmaktan heyecan duyacaktır.”
Dünya Bankası Grubu İcra Direktörleri Kurulu tarafından 9 Nisan 2024’de tartışılıp onaylanan yeni Ülke İşbirliği Çerçevesi Türkiye’nin 2024-2028 dönemini kapsayan 12’nci Kalkınma Planını esas almaktadır ve Dünya Bankası Grubu’nun uygun ölçekte etkilerin ve sonuçların elde edilmesi, küresel zorlukların aşılması ve özel sermayenin harekete geçirilmesi konularında benimsediği stratejik yaklaşım ile uyumludur. Dünya Bankası Grubu, Çerçevenin hazırlanması sürecinde, aralarında hükümet, özel sektör, sivil toplum, düşünce kuruluşları, akademi ve diğer kalkınma ortaklarının da bulunduğu kilit paydaş grupları ile istişareler gerçekleştirmiştir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kiraz üretiminde dünya lideri olan Türkiye’de 2024 yılının ilk kiraz hasadı, baharın erken gelmesiyle birlikte 2023 yılına göre bir hafta önce yapıldı.
Türkiye’deki 22 milyon kiraz ağacının 2,4 milyon adedine ev sahipliği yapan Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde Kuzey Yarım Kürenin ilk kiraz hasadı yapıldı. Hasat edilen ilk kiraz açık artırmada sembolik 2 bin TL’ye satıldı.
Manisa Şehzadeler’deki kiraz ağaçlarının çiçeklenme dönemini çok güzel geçirdiğini dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, kiraz ağaçlarının 2024 yılında ihracat rekoru kırmak için bir hafta önce meyve verdiğini, 725 bin ton kiraz rekoltesinin 90-100 bin tonluk kısmını ihraç etmek ve yıllık 250 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırmayı hedeflediklerini kaydetti.
Manisa ve İzmir’in erkenci kiraz üreten bölgeler olduğunun altını çizen Başkan Uçak, “Cumhuriyetimizin 100. Yılı olan 2023 yılında 83 bin ton kiraz ihracatı karşılığı 215 milyon dolar ihracat yapmıştık. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına da başarılı bir giriş yapmak istiyoruz. Kiraz üretiminde 725 bin tonluk rekolteyle açık ara dünya lideriyiz, ihracatta da dünyanın ilk dört ülkesi arasındayız. İhracatta da ilk üç ülke arasına girmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Çin’e ihracatın başlaması için temaslar sürüyor
Türk kirazının en önemli pazarlarının Almanya ve Rusya Federasyonu olduğu bilgisini veren EYMSİB Başkanı Uçak sözlerini şöyle sürdürdü; “Hindistan, Singapur, Hong Kong gibi ülkelerde kirazımız çok seviliyor ve bu ülkelere ihracatımızı artırma potansiyelimiz bulunuyor. Türk kirazının büyük gelişim gösterebileceği pazarlardan biriside Çin. Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz Projesi ve Akdeniz Meyve Sineğinden Arındırılmış Kiraz Üretimi Projesi ile Türkiye'nin kalıntısız kaliteli kiraz üretip ihraç etmesi için çabalıyoruz. Çin, Hindistan gibi pazarlara ihracat yapabilmek için bitki sağlığı sertifikası anlaşması yapılması için Tarım ve Orman Bakanlığı temaslarını sürdürüyor. Bu adımlarla Türkiye'nin ihracat pazarlarındaki payını genişletmeyi amaçlıyoruz. Türkiye'nin, dünya kiraz ihracatında sürdürülebilir bir büyüme ve potansiyelini değerlendirmesi önceliklerimizden birisi. Şili, dünya kirazının yüzde 10'unu üretirken, yüzde 30'unu ihraç ediyor. Türkiye ise yüzde 30'unu üretip yüzde 10'unu ihraç edebiliyor. Bu paradoksu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Kiraz sezonunun üreticilerimiz, ihracatçılarımız ve ülkemiz için bereketli, hayırlı, bol ihracat yaptığımız bir yıl olmasını diliyorum.”
Kiraz ihracatının lideri Almanya
Türkiye, 2023 yılında 215 milyon dolar kiraz ihraç ederken, Almanya 95,5 milyon dolarlık Türk kirazı talebiyle zirvede yer aldı.
Taze meyve sebze ihracatında Türkiye’nin lider pazarı Rusya Federasyonu, 2023'te 43,8 milyon dolarlık Türk kirazı talebiyle zirve ortağı oldu. Kiraz ihracatında üçüncü sırada 14,2 milyon dolarlık taleple Avusturya adını yazdırdı. Türkiye, 2023 yılında 55 ülkeye kiraz ihraç ederken, ilk 10'daki diğer ülkeler; İtalya, Norveç, Hollanda, Irak, Polonya, Bulgaristan ve İngiltere şeklinde sıralandı.
Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ticaret Bakanlığı olarak küresel ticaretin her geçen gün hızlandığı gerçeğinden hareketle, ülkemizin coğrafi avantajını en iyi şekilde değerlendirmek, döviz kazandırıcı hizmet getirisi en fazla olan sektörlerden birisi olan mal ihracatımızı ve dış ticaretimizi arttırmak amacıyla, lojistik ve taşımacılık sektörüne yönelik faaliyetlerimize hız kazandırıyoruz.
Lojistik ve taşımacılık sektörümüz 100 milyar dolar pazar büyüklüğü ile küresel lojistik ihracatından %2,5 pay almakta ve dünyada 11. sırada yer almaktadır. Toplam hizmet ihracatımız içinde ise yaklaşık %40 paya yani 40 milyar dolarlık ihracata, sahip olup, hizmet ihracatımızdan aldığı pay her geçen yıl artmaktadır.
Ülkemiz, Dünya Bankası tarafından ölçülen Lojistik Performans Endeksi sıralamasında 2018 yılında 3,15 puan ile 47. sırada yer alırken, 2023 yılında ise 3,4 puan ile 38. sıraya yükselmiştir. On İkinci Kalkınma Planında yer aldığı üzere, hedefimiz 2028 yılında 25. sıraya yükselmektir.
Hizmetler sektörünün en önemli ayaklarından birini oluşturan lojistik ve taşımacılık sektörüne yatırımlarımızdan birisi de Yurt Dışı Lojistik Dağıtım Ağlarının (YLDA) desteklenmesi projesidir. Yurt Dışı Lojistik Dağıtım Ağlarının Desteklenmesi projesi ile yalnızca bir merkezin ve unsurlarının desteklenmesinin ötesinde, tedarik zincirinin önemli bir bileşeni olan yurtdışı lojistik ağları, baştan sona bir sistem olarak ele alınmakta ve desteklenmektedir. Ticaret Bakanlığımıza 24 adet başvuru yapılmış olup, 2 adedi Amerika merkezli, 4 adedi Avrupa merkezli, toplam 6 adet projeye onay verilmiştir.
2023 yılında lojistik ve taşımacılık sektörümüz 40 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi
Sektöre yönelik yatırımlarda 5 adet marka Markalaşma programında, 6 adet marka ise TURQUALITY programında desteklenmekte, ayrıca 2023 yılında İspanya, Almanya ve Polonya'da sektörün en önemli fuarlarına Ticaret Bakanlığımız destekleri ve firmalarımızın iştirakleri ile milli katılım organizasyonu gerçekleştirilmiştir. 2023 yılında sektöre Ticaret Bakanlığı tarafından yaklaşık 395 milyon TL destek sağlanmış bulunmaktadır. 2023 yılında lojistik ve taşımacılık sektörümüz 40 milyar dolarlık ihracat ile ülke ekonomimize önemli bir değer sağlamıştır.
Ticaret Bakanlığı olarak, dünya ticaretinden daha fazla pay almak ve ülkemizin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamak amacıyla lojistik ve taşımacılık sektörüne yönelik daha önce hiç sağlanmamış olan yeni destek paketlerini yürürlüğe koyarak, böylece sektörde faaliyet gösteren firmalarımız ilk kez bu desteklerden faydalanmaya başlamıştır. Önümüzdeki dönemde farklı destek kalemleriyle kapsamın daha da genişletilmesi hedeflenmektedir. Sektör ihracatının artarak devam etmesi noktasında sektör paydaşları ile işbirliği içerisinde 2024 yılında da stratejik yol haritamız ve destekleme çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, bugün bono ile tahvil ihalesi gerçekleştirecek, altın tahvili ile altına dayalı kira sertifikasının da doğrudan satışını yapacak.
Bakanlığın yayımladığı iç borç ihraç takvimine göre, ilk ihalede 12 ay (357 gün) vadeli hazine bonosu, ikinci ihalede ise 2 yıl (672 gün) vadeli, 6 ayda bir kupon ödemeli sabit kuponlu devlet tahvili yeniden ihraç edilecek.
Bakanlık, 2 yıl (728 gün) vadeli, 6 ayda bir kupon ödemeli altın tahvili ile 2 yıl (728 gün) vadeli, 6 ayda bir kira ödemeli altına dayalı kira sertifikasının doğrudan satışını gerçekleştirecek.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.