Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin ilk karayolu yolcu taşıma şirketi Kâmil Koç, yeni yıla güçlü bir yatırımla başladı. 98 yıllık kesintisiz hizmet sürecinde yol arkadaşlarına her zaman en iyiyi sunma hedefiyle çalışan Kâmil Koç, 53 araçlık yatırımın ilk kısmını gerçekleştirdi. Hem güçlendirdiği hem de gençleştirdiği araç filosu ile yol arkadaşlarına daha konforlu ve daha güvenli bir seyahat imkânı sunmayı hedefleyen şirket, 10 adetten oluşan yeni araçları TEMSA'nın Adana'daki tesislerinde düzenlenen törenle teslim aldı. Törene Kâmil Koç Otobüsleri İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Direktörü Mehmet Türkyılmaz ile TEMSA Türkiye Satış Direktörü Baybars Dağ katıldı.
"Yeni yıla, yeni yatırımlarla ve çok daha büyük hedeflerle başlıyoruz"
Kâmil Koç Otobüsleri İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Direktörü Mehmet Türkyılmaz, yeni yıla yeni yatırımlarla başladıklarını belirterek, şunları söyledi:
"2023 yılı, yaşanan zorluklara rağmen hedeflerimize ulaştığımız bir yıl oldu. Yeni yıla ise, yeni yatırımlarla ve çok daha büyük hedeflerle başlıyoruz. Amacımız, ulaştığımız bu rakamları daha da ileri taşımak ve hizmet kalitemizi daha fazla insanımız için ulaşılabilir kılmak. Bu kapsamda, yıl içinde yapmayı planladığımız 53 araçlık yatırım hedefimizin ilk kısmı olan 10 adet TEMSA VIP Safir otobüsü bugün filomuza kattık. Filomuza kattığımız yeni araçlar, ülkemizin dört bir yanında yolcularımıza hizmet verecek.
Türkiye'nin en çok tercih edilen seyahat markası olarak 98 yıllık yol serüvenimizde her zaman yol arkadaşlarımıza en iyi hizmeti sunma gayreti ile çalıştık. En iyi hizmet ölçütlerimizden biri kuşkusuz, son teknolojilerle donatılmış, en modern araçlar diyebilirim. Yolcularımızın güvenliği, konforu ve keyif alacakları bir seyahat deneyimi için otobüslerin kalitesi büyük önem taşıyor. Bu nedenle de filomuzu sürekli yeniliyor, gençleştiriyor ve güçlendiriyoruz. Bugün de yine yol arkadaşlarımız için yolculuğu daha keyifli ve unutulmaz kılacağına inandığımız son model TEMSA VIP Safir otobüsler ile filomuzu daha da güçlendirdik. TEMSA otobüsleri ülkemizde üretilen ve teknoloji, konfor, güvenlik ve yüksek tasarrufun yanı sıra doğa dostu motorlarıyla sektörde kendini kanıtlamış araçlar. Bu sayede filomuza da güç katacaklarına inanıyoruz. TEMSA ile iş birliğimiz çok uzun yıllara dayanıyor. Bugün bu güçlü markamızla olan yol arkadaşlığımıza yeni bir halka daha eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz. Önümüzdeki süreçte de yine yeni yatırımlarla Kâmil Koç'un hizmet kalitesini farklı noktalara taşımaya devam edeceğiz. Yeni otobüslerimiz Kâmil Koç Ailesi'ne ve tüm yolcularımıza hayırlı olsun."
"İki köklü şirketin iş birliği sektörün farklı paydaşlarına da örnek olacak"
TEMSA Türkiye Satış Direktörü Baybars Dağ da Türkiye'nin iki önemli markasının iş birliklerini yeni alımlarla çok daha güçlendirdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"TEMSA olarak, toplu taşımayı çok daha güvenli, çok daha konforlu, çok daha çevreci bir noktaya getirebilmenin ancak ve ancak sektörde güçlü iş birlikleriyle mümkün olduğunu çok iyi biliyoruz. Kâmil Koç ve TEMSA arasındaki iş birliğini de sadece bir satış anlaşmasıyla sınırlı görmüyoruz. Bu iki şirketin vizyon ortaklığı, sektörün gelişimi açısından da çok önemli bir etki gücüne sahip. Çok uzun yıllara dayanan iş birliğimizin önümüzdeki dönemde daha güçlendirilmesi en büyük önceliklerimizden biri olacak. Otobüs yolculuğu denince Türkiye'de akla gelen ilk markalar arasında yer alan; yıllardır verdiği kaliteli hizmetle Türkiye ekonomisiyle özdeşleşen bu iki köklü şirketin iş birliği, inanıyoruz ki sektörün farklı paydaşlarına da örnek olacak. Filoların yenilenmesi, araç yaşlarının düşürülmesi konfor ve güvenlik alanında yolcular için çok önemli bir değer yaratırken, özellikle emisyonların düşürülmesine verdiği katkıyla da Türkiye'nin ve sektörümüzün sürdürülebilirlik hedefleri için de son derece önemli. TEMSA olarak, bu alanda gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge çalışmalarımızla, sadece müşterilerimizin günlük ihtiyaçlarına çözüm bulmuyoruz. Aynı zamanda gelecek için de onlara yön gösteriyor, onların gelecekte yapacağı yatırımlara da bugünden hazırlanıyoruz. Bugüne kadar geliştirdiğimiz 10 farklı sıfır emisyonlu aracımız, bu yaklaşımımızın en güçlü göstergesi. Umuyoruz ki, sektördeki iş birliklerimizi önümüzdeki dönemde sıfır emisyonlu araçlarımıza da yayarak, sürdürülebilirlik alanında çok daha büyük hedeflere birlikte yol alacağız. Ayrıca Kâmil Koç'un 2024 yatırımlarına TEMSA araçlarıyla başlamasının kendileri için ayrı bir önemi olduğunu ifade ederken, "Bu yatırımı, Kâmil Koç'un TEMSA'ya yönelik güveninin çok önemli bir göstergesi olarak görüyoruz. Umuyoruz bundan sonra da iş birliğimiz çok daha güçlenecek. TEMSA olarak, bugüne kadar her zaman sektörde ilklerin peşinde olduk. Bundan sonra da Kâmil Koç ile birlikte sektörde bu ilklerin izinde olacağız" diye konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
TEPE HOME GENEL MÜDÜRÜ LEVENT ÇAPAN MOBİLYA SEKTÖRÜNE DAİR DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Uluslararası danışmanlık, denetim, kurumsal finansman, strateji ve vergi hizmetleri şirketi EY’ın (Ernst & Young) Türkiye ofisine Marka, Pazarlama ve İletişim Direktörü olarak Hülya Kavak atandı. Kavak, pazarlama ve iletişim alanındaki tecrübesiyle EY Türkiye’nin 360 derece pazarlama faaliyetlerinin liderliğini üstlenecek.
EY (Ernst & Young) Türkiye; Marka, Pazarlama ve İletişim Bölümüne önemli bir atama gerçekleştirdi. Ocak ayı itibarıyla EY Türkiye Marka, Pazarlama ve İletişim Direktörlüğü görevine Hülya Kavak atandı. Kavak, EY Türkiye’nin dijital ve konvansiyonel dahil olmak üzere tüm marka, pazarlama ve iletişim faaliyetlerine liderlik etmeye, küresel çaptaki kurumsal projelerin pazarlama süreçlerinde aktif rol almaya devam edecek.
Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Alman Dili Edebiyatı ve İngiliz Dili Edebiyatı bölümlerinde çift dal yaparak tamamlayan Kavak, aynı zamanda Heidelberg Üniversitesi’nde Dil Bilimi alanı üzerine eğitim aldı. Mezun olduktan sonra farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerde kurumsal pazarlama, iletişim ve ürün yönetimi departmanlarında görev alan Kavak, kariyeri boyunca küresel pazarlama ve iletişim faaliyetleri üzerine çeşitli çalışmalar gerçekleştirdi.
Hülya Kavak, 2020 yılında EY Türkiye’ye Marka, Pazarlama ve İletişim Süpervizörü olarak katılmıştı. Başarılı çalışmalarının ardından Direktör Yardımcılığı pozisyonuna yükselmiş ve sonra bu görevi de iki buçuk yılı aşkın bir süre boyunca sürdürmüş olan Kavak, Ocak 2024 itibarıyla ilgili bölümün liderlik pozisyonuna atanmıştır.
Aynı zamanda Bahçeşehir Üniversitesi’nde Pazarlama (İngilizce) alanında yüksek lisans eğitimini sürdüren Hülya Kavak, EY Türkiye’nin marka, pazarlama ve iletişim ekiplerinin lideri olarak çalışmalarını sürdürmeye devam edecek.
***
EY Hakkında
EY olarak amacımız; müşterilerimiz, çalışanlarımız ve toplum için değer yaratırken aynı zamanda sermaye piyasalarında güvenin ve daha iyi bir çalışma dünyasının oluşmasına katkıda bulunmaktır. Dünya çapında 150’den fazla ülkede, sahip olduğumuz veri ve teknoloji ile hizmet veren ekiplerimizle, denetimde güveni sağlarken müşterilerimizin gelişmesine ve dönüşmesine destek oluyoruz. Bağımsız denetim, danışmanlık, hukuk, kurumsal finansman, strateji ve vergi hizmetlerimizle iş dünyasının karşılaştığı zorluklara yeni çözümler sunacak doğru soruları soruyoruz.
EY adı küresel organizasyonu temsil eder ve Ernst&Young Global Limited’in her biri ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olan, bir veya daha çok, üye firmasını temsil edebilir. Sınırlı sorumlu bir Birleşik Krallık şirketi olan Ernst&Young Global Limited müşteri hizmeti sunmamaktadır.
Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK) kapsamında; EY’ın kişisel verileri nasıl topladığı, kullandığı ve bireylerin sahip olduğu haklara dair bilgilere ey.com/tr_tr/privacy-statement adresinden ulaşabilirsiniz. EY üye şirketleri yerel kanunların yasakladığı bölgelerde hukuk hizmeti sunmaz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo’nun en önemli operasyonlarından biri olarak öne çıkan PepsiCo Türkiye, yeni bir başarıya daha imza attı. PepsiCo, Top Employers Enstitüsü tarafından 4. kez ‘Global En İyi İşveren’ seçilirken, PepsiCo Türkiye de 9. kez ‘En İyi İşveren’ seçilerek insan odaklı kurum kültürüyle çalıştıklarını bir kez daha ortaya koydu.
PepsiCo Türkiye son yıllarda hayata geçirdiği başarılı projeler ve insan odaklı çalışma kültürüyle sıkça adından söz ettirmeye devam ediyor. PepsiCo Türkiye, PepsiCo Global içinde parlayan bir yıldız haline gelirken, çalışan memnuniyetine ve bağlılığına odaklanan başarılı uygulamalarla Top Employers Enstitüsü tarafından 9.kez ‘En İyi İşveren’ seçildi.
PepsiCo Türkiye, çalışanlarının gelişimini uçtan uca yetenek yönetimi süreçleriyle destekleyerek; insan stratejisi, kapsayıcı çalışma ortamı, yetenek kazanımı, sürekli öğrenme, çeşitlilik, eşitlik ve dahil etme gibi birçok alanda çalışan odaklı uygulamaları hayata geçiriyor. Tüm bunların yanı sıra çalışanlarının potansiyellerini ortaya çıkarıp gelişmelerini? sağlamak ve sektöre yeni yetenekler kazandırmak amacıyla çalışanlarına sınırsız gelişim araçları sunuyor.
“İnsan odaklı çalışma kültürümüzle ilham olmayı sürdüreceğiz”
PepsiCo Türkiye İnsan Kaynakları Kıdemli Direktörü Özlem Ökten “PepsiCo, Top Employers Enstitüsü tarafından 4. kez ‘Global En İyi İşveren’ seçiliyor, biz de PepsiCo Türkiye olarak 9. kez ‘En İyi İşveren’ seçildik. Bunun için çok mutlu ve gururluyuz. Bu sertifika bizim olumlu ve kapsayıcı bir çalışma ortamını teşvik ederek çalışanlarımızın etki yaratması, yeni beceriler kazanması ve başarılı bir kariyer elde etmesi için anlamlı fırsatlar yaratma konusundaki kararlılığımızı gösteriyor. Bu yüzden en iyi işveren seçilmek bizim için gerçekten çok anlamlı. Biz PepsiCo olarak tüm çalışmalarımızın merkezine çalışanlarımızı koyuyoruz. Çalışanlarımızın mutluluğu, refahı ve memnuniyeti her şeyden önemli. Sahip olduğumuz tüm bu değerleri ve başarıları sürdürülebilir kılmak için çalışanlarımızla birlikte var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. İnsan odaklı çalışma kültürümüzle ilham olmaya devam edeceğiz” dedi.
Top Employers Enstitüsü CEO'su David Plink, “Olağanüstü zamanlar en iyi insanları ve en iyi şirketleri ortaya çıkarır. Ve bu yılki En İyi İş verenler Sertifikasyon Programımızda buna tanık olduk. 2024 En İyi İşverenler sertifikasını almaya hak kazanan şirketler olağanüstü performanslarıyla buna hak kazandı. Bu işverenler her zaman çalışanlarının gelişimine ve refahına önem verdiklerini gösterdiler” dedi.
Top Employers Enstitüsü; her yıl İK politikaları ve çalışanlara yönelik uygulamaları aracılığıyla çalışanlarını ilk sıraya koymaya odaklanan kurumları sertifikalandırıyor. ‘En İyi İşveren’ sertifikası almak, bir kuruluşun daha iyi bir iş dünyasına olan bağlılığını ve bunu en iyi insan kaynakları politikaları aracılığıyla sergilediğini gösteriyor. 121 farklı ülkeden 2.300 işverenin dahil edildiği araştırmada şirketler; insan stratejileri, çalışma ortamı, iyi yaşam, yetenek kazanımı, öğrenme ve çeşitlilik olmak üzere 6 insan kaynakları dalında toplam 20 farklı başlıkta gerçekleştirilen çalışmalarla belirleniyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Samsung’un 2024 serisindeki sekiz modelinin önceki modellerine kıyasla daha az karbon ayak izine sahip olduğu onaylandı ve böylelikle markanın sertifikalı ürün portföyü genişledi. Samsung Electronics, 2024 yılında 60'tan fazla model için "Ürün Karbon Ayak İzi" ve "Düşük Karbon" sertifikaları almayı hedefliyor.
Samsung Electronics, 2024 model Neo QLED 4K ve 8K, OLED ve The Frame serilerindeki sekiz ürünün, uluslararası ve bağımsız üçüncü taraf test, denetim ve belgelendirme kuruluşu TÜV Rheinland'dan "Düşük Karbon" (Product Carbon Reduction) sertifikası aldığını duyurdu. Sertifikalar, bu ürünlerin bir önceki yılın modeline kıyasla daha düşük karbon ayak izine sahip olduğunu gösteriyor ve şirketin karbon emisyonlarını yıldan yıla azaltma çabalarını kanıtlıyor.
Samsung Electronics Görsel Ekran İş Biriminden Sorumlu Başkan Yardımcısı Yongjae Kim, sertifikalarla ilgili olarak, ‘‘Dünyanın lider TV üreticisi olarak hem TV özelliklerini yeniden tanımlayan hem de sürdürülebilirlik çabalarını ileri taşıyan ürünler yaratma sorumluluğu taşıyoruz” dedi.
Samsung Electronics’i tebrik eden TÜV Rheinland Elektrik İş Birimi Global Başkan Yardımcısı Frank Holzmann ise şunları belirtti: “Düşük Karbon sertifikasının verilmesi, Samsung'un çevresel sürdürülebilirliğe olan bağlılığını, karbon emisyonlarını azaltma ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki fiili uygulama çabalarını onaylıyor. Markanın itibarını ve müşteri güvenini artıracak olan bu sertifikalar, Samsung’un global elektronik pazarındaki liderlik konumunu daha da sağlamlaştıracak.”
TÜV Rheinland, Samsung'un TV ürünlerinin üretim, nakliye, kullanım ve imha edilme aşamalarını kapsayan tüm yaşam döngüsü boyunca ortaya çıkan sera gazı emisyonlarını "baştan sona" yaklaşımıyla değerlendirdi. Bu değerlendirme, ISO 14067 ve ISO 14064-4 gibi dünyaca kabul görmüş standartların yanı sıra TÜV Rheinland'ın kendi geliştirdiği 2 PfG Q2880/09.23 standardına da uygun olarak gerçekleştirildi. Değerlendirme sonucunda sekiz TV ürün serisinin tamamının TÜV Rheinland tarafından belirlenen karbon azaltma standardı gerekliliklerini karşıladığı doğrulandı ve onaylandı. Sertifikalandırılan ürünler arasında Neo QLED 8K serisinden 2 model, Neo QLED 4K serisinden 3 model, OLED serisinden 2 model ve The Frame serisinden 1 model yer aldı.
Ürün sertifikasyonuna ek olarak Samsung'un Görsel Ekran İş birimi, TÜV Rheinland'dan ekran ve tüketici elektroniği sektörünün ilk "Ürün Karbon Ayak İzi Hesaplama Yöntemi" sertifikasını da aldı. Sera gazı emisyonlarını hesaplamak, şeffaf ve tekrarlanabilir sonuçlar sağlamak için yönetmeliklere ve öngörülen uygulama kılavuzlarına uygun olarak toplanan ve analiz edilen veriler sonucunda verilen bu sertifika, bir ürünün tüm yaşam döngüsü boyunca neden olduğu sera gazı emisyonlarını ölçüyor ve yönetiyor.
Ürünlerinin çevresel etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalarını sürdüren Samsung, 2024’te tanıtılmaya başlanan soundbarlar da dahil olmak üzere 60'tan fazla ürünü için TÜV Rheinland'ın "Ürün Karbon Ayak İzi" ve "Düşük Karbon" sertifikalarını almayı hedefliyor. Bu sekiz ürün serisinin elde ettiği karbon azaltma sonuçları ve analiz raporları sayesinde Samsung, yeni nesil karbondan arındırılmış TV’lerin geliştirilmesi ve tasarlanması konusunda daha fazla güven kazandı ve net bir yol haritasına sahip oldu.
Bu sertifikaların hak edilmesi, Samsung'un önceki onaylı sürdürülebilirlik çabalarının devamı niteliğinde. Samsung, Neo QLED 4K modeli ve daha yüksek çözünürlüklü TV'leri için 2021 yılında Carbon Trust'tan ilk "Düşük Karbon" sertifikasını aldı. 2022'de 11 TV modeli, beş monitör ve tabela ürünleri “Düşük Karbon” sertifikası alan şirketin 2023 yılında sunduğu 24 model ise Carbon Trust ve TÜV Rheinland tarafından onaylandı.
Samsung'un 2024 model TV serisi ürünler hakkında daha fazla bilgi için www.samsung.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türk ilaç sektörünün 22 yıldır kesintisiz lideri Abdi İbrahim, 2023 Karbon Saydamlık Projesi (CDP) İklim Değişikliği Programı’nda, önemli bir başarıya imza atarak İklim A listesinde yer aldı. 112 yıldır iyileştirme tutkusuyla hareket eden ve iş yapış modellerinde çevresel etkiyi gözeterek yeşil dönüşüme katkı sağlayan şirketin, Paris Anlaşması'nın ‘1.5°C’ hedefi ile uyumlu olarak belirlediği ve Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTi) tarafından onaylanan sera gazı emisyon azaltım hedefleri bulunuyor. Bu hedef doğrultusunda, şirket 2030’a kadar Kapsam 1 ve Kapsam 2 sera gazı emisyonlarını 2020 baz yılına göre yüzde 60, Kapsam 3 sera gazı emisyonlarını ise yüzde 45 azaltmayı hedefliyor. Şirket, HEAL2050 sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında 2030’da karbon nötr, 2050’de ise net sıfır şirket olma hedeflerine yönelik çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor.
Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için sürdürülebilirlik çalışmalarını, iş süreçlerinin merkezine alan Abdi İbrahim, bu konuda attığı adımlar ve hayata geçirdiği uygulamalarla uluslararası bir başarıya daha imza attı. Şirket, dünyanın en güçlü çevre girişimlerimden biri olan iklim değişikliğiyle mücadele ve doğal kaynakların korunması alanlarında faaliyet gösteren CDP (Karbon Saydamlık Projesi-Carbon Disclosure Project) İklim Değişikliği Programı’nda notunu yükselterek, A listesine girdi.
2000 yılında Londra’da kurulan ve kâr amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş olan CDP, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve doğal kaynakları korumak amacıyla; devletler, işletmeler, sivil toplum kuruluşları ve finansal kuruluşlarla iş birliği içinde çalışıyor. Globalde İklim A Listesi’nde yer alan 346 şirketten biri olan Abdi İbrahim, listeye giren ilk ve tek Türk ilaç şirketi olmayı başardı.
Hedef: 2050’de Net Sıfır Emisyon
Abdi İbrahim’in Karbon Saydamlık Projesi’ndeki başarısını değerlendiren İnsan Kaynakları, Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Dr. M. Oğuzcan Bülbül, şunları söyledi: “2020’den bu yana Karbon Saydamlık Projesi (CDP)’ne raporlama yapıyoruz ve daha önceki 3 raporumuzda sırasıyla “B-, B, B” notlarını almıştık. Sürdürülebilirlik alanında istikrarlı bir şekilde yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde programın en prestijli ve en yüksek derecesini elde ettiğimiz için gururluyuz. Abdi İbrahim olarak 112 yıldır hayatı iyileştirme misyonu ile hareket ediyor, ekonomik faaliyetlerimizi sürdürürken, topluma ve içinde yaşadığımız dünyaya ‘iyi’ bir iz bırakmayı öncelik olarak görüyoruz. Tedarik süreçlerinden ürünlerin pazara sunulmasına kadar tüm iş yapış modellerinde çevresel etkiyi gözeterek yeşil dönüşüme katkı sağlıyoruz. Yürüttüğümüz faaliyetlerde ulusal ve uluslararası gereksinimlere ve iklim değişikliği ile mücadeleye ilişkin paydaş beklentilerine cevap verecek çözümlerin bir parçası olmayı; döngüsel ekonomi prensipleri doğrultusunda projeler hayata geçirerek sürdürülebilir fayda yaratmayı amaçlıyoruz. Paris Anlaşması'nın ‘1.5°C’ hedefi doğrultusunda 2030 yılına kadar Kapsam 1 ve Kapsam 2 sera gazı emisyonlarımızı 2020 baz yılına göre yüzde 60, Kapsam 3 sera gazı emisyonlarımızı ise yüzde 45 azaltmayı hedefliyoruz. Geçtiğimiz yıl Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTi) tarafından taahhütleri onaylanan ilk ve tek Türk ilaç şirketi unvanını almıştık. 2030’da ‘karbon nötr Abdi İbrahim’ olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. HEAL2050 stratejimiz kapsamında, bu yıl ayrıca hedeflerimizi bir adım öteye taşıyarak, SBTi Net Sıfır Standardı’na uyumlu olarak “2050 Net Sıfır Emisyon Hedefi” belirlemeyi taahhüt ettik. CDP kapsamında, İklim Değişikliği Programı’nda A Listesi’nde yer almamız da attığımız adımların ve vizyonumuzun ödüllendirilmesi açısından mutluluk ve gurur verici. 112 yıldır olduğu gibi hayatı ve geleceği iyileştirmeye yönelik çalışmalarımıza aynı kararlılıkla devam edeceğiz.”
Abdi İbrahim Hakkında
Türk ilaç sektörünün lideri Abdi İbrahim’in temelleri, iyileştirme yolculuğunu başlatan Eczacı Abdi Nadir İbrahim Bey tarafından 1912’de İstanbul’un Küçükmustafapaşa semtindeki küçük bir eczanede atılmıştır. Dünya çapında 30’dan fazla lisansörle çalışmasının yanı sıra kendi ürünlerini de geliştiren Abdi İbrahim, 250 markası ve 500’ü aşkın ürünüyle, sektörün en geniş ürün portföyüne sahiptir. Güçlü vizyonu, dinamik yapısı ve çağdaş görünümü ile Abdi İbrahim 2002 yılından bu yana Türk ilaç sektöründeki liderliğini sürdürmektedir. Bugün Türkiye dışında 17 ülkede kendi organizasyonel yapılanması ile faaliyet gösteren Abdi İbrahim, Avrupa Birliği ülkelerinden Kanada’ya, Kuzey Afrika’dan Asya’ya olmak üzere 70’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştirmekte, 5.500 nitelikli çalışanıyla Türk ilaç sektöründe en yüksek istihdamı yaratmaktadır. Abdi İbrahim’in İstanbul’daki Esenyurt Üretim Kompleksi’nde; Ar-Ge Merkezi, Kimyasal Ürünler Üretim Tesisi, Türkiye’nin en büyük biyoteknolojik ilaç üretim tesisi AbdiBio, Hormon Üretim Tesisi, Steril Oftalmoloji & Steril İnhalasyon Üretim Tesisi ve Kimyasal, Onkoloji ve Steril Ek Üretim Tesisi yer almaktadır. Ayrıca Kazakistan ve Cezayir’de de Ar-Ge Merkezi ve üretim tesisleri bulunmaktadır.
www.abdiibrahim.com.tr
CDP hakkında
2000 yılında Londra’da kurulan ve kâr amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş olan CDP, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve doğal kaynakları korumak amacıyla iş dünyasının işleyiş şeklini değiştirmek üzere çalışmaktadır. Şirketlerin, yatırımcıların ve hükümetlerin iklim değişikliği tehdidine karşı önlem almalarını sağlayacak bilgileri toplamak ve paylaşmak amacıyla başlatılan CDP aracılığı ile 18.700 civarında kurum sera gazı emisyonları, iklim değişikliği stratejileri ve sürdürülebilir su kullanımı ile ilgili verileri kamuoyuna ve yatırımcılara gönüllü bir şekilde açıklamaktadır. Dünyanın en geniş kapsamlı kurumsal iklim değişikliği, su ve orman-risk datasını elinde bulunduran CDP, 2022 yılı itibarıyla 136 trilyon dolar değerindeki varlığı yöneten 746 yatırımcı adına hareket etmekte ve dünyanın önde gelen şirketlerine çevresel politikalarını açıklamaları adına çağrıda bulunmaktadır. Kuruluş, tüm dünyada sadece uyguladığı ana programlarla değil, başını çektiği kampanya ve çevre hareketleriyle de son yıllarda iş dünyası ve politika süreçleri üzerinde etkin konumdadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Doğu ve batının buluştuğu, İstanbul’un büyüleyici, tarihe tanıklık etmiş bölgesine
misafirperverliğiyle değer katacak olan Sanasaryan Han a Luxury Collection Hotel, İstanbul, modern ve lüks kavramlarını bir araya getirerek, kültür mirasımızı yerli ve yabancı turistlerle paylaşmak için elçi olacak.
Sanasaryan Han a Luxury Collection, İstanbul ‘Multi Property’ Otel Genel Müdürü Volkan Öztürkler, “Marriott International’ın, en değerli markalarından The Luxury Collection felsefesiyle, hayata geçirmeye hazırlandığımız Sanasaryan Han a Luxury Collection’u çok yakında hizmete açacağız. İstanbul’da lüks konaklama deneyimine
yeni bir perspektif kazandıracağız.” dedi.
Tarihi yarımadanın zengin mirasını lüksle birleştirerek misafirlerine alışılmışın dışında bir konaklama deneyimi sunmaya hazırlanan Sanasaryan Han a Luxury Collection Hotel, İstanbul, yakında kapılarını açacak.
Sanasaryan Han a Luxury Collection, İstanbul’un ‘Multi Property’ Otel Genel Müdürü Volkan Öztürkler, ‘‘Sanasaryan Han a Luxury Collection Hotel, İstanbul’un kapılarını yakında misafirlerimize açacağımız haberini paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Tarihi yarımadada, sektörümüzde yeni bir dönem başlatmayı hedefliyoruz. Şehrimizin en özel semtinde yer alan bu kültür mirasında, tarih ve lüksün özünü birleştiren bir konsept ile misafirlerimize eşsiz deneyimler sunmayı amaçlıyoruz. İstanbul'da konaklama sektöründe fark yaratacak bu destinasyonda misafirlerimizle buluşmak için sabırsız ve heyecanlıyız.’’ dedi.
Marriott International markalarından The Luxury Collection bünyesindeki Sanasaryan Han a Luxury Collection Hotel, İstanbul’un tarihi dokusu ve kültür mirasına vurgu yapan bir konsept sunacak. Aynı zamanda çağdaş sanatı lüks ve modern tasarım anlayışıyla birleştirerek, konuklarını hem otel içinde hem de çevresinde ağırlayacak. Otel odalarında Türkiye'nin zengin kültüründen esinlenilen el yapımı bakır banyo aksesuarları ve zanaatkârlar tarafından işlenmiş pullar ve kartpostallar bulunuyor. Konuklar, otel dışına adım attıklarında Mısır Çarşısı, Kapalı Çarşı, Sultanahmet Camii, Ayasofya ve Karaköy gibi önemli noktalara yürüyerek kolayca ulaşılabilme imkânı bulurken İstanbul’un kalbinde otantik bir deneyim yaşayacaklar. Bu özel deneyim, konuklara sadece lüks bir konaklama değil, aynı zamanda tarihi bir atmosfer içinde unutulmaz anılar biriktirme fırsatı sunuyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
- Pirelli, S&P Global tarafından 9.400 şirketin sürdürülebilirlik profilleri analiz edilerek yayımlanan 2024 Sürdürülebilirlik Yıllığı’nda bir kez daha dünyanın en yüksek sürdürülebilirlik performansına sahip şirketlerinin dahil olduğu “İlk %1” içinde yer aldı. Pirelli aynı zamanda Otomobil Bileşenleri sektöründen bu düzeye ulaşan tek şirket konumunda bulunuyor.
Pirelli’nin S&P Global’in Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksleri için 2023 Kurumsal Sürdürülebilirlik Değerlendirmesi’nde 84 puan (daha önce 83 olarak açıklanmıştı) alarak Dow Jones Dünya ve Avrupa Sürdürülebilirlik Endeksleri’nde, Otomobil Bileşenleri ve Otomotiv sektörlerinin birincisi olduğu da bir süre önce duyurulmuştu.
Pirelli Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO’su Marco Tronchetti Provera konuyla ilgili şu açıklamada bulundu: “Bu yıl bir kez daha Sürdürülebilirlik Yıllığı'ndaki liderler arasında yer almak, Pirelli'nin sürdürülebilirlik stratejisini tüm değer zincirine entegre etme kapasitesini doğruluyor. Bu güçlü sonuçlara ve zorlu hedeflere ancak tüm ekibimizin kararlılığı sayesinde ulaşılabilir.”
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.