Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Demir ve Demir Dışı Metaller sektörü yılın ilk 6 ayında 6,63 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Sektörün haziran ayı ihracatı ise 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşerek genel ihracattan yüzde 5,1 oranında pay elde etti. Yılın ilk yarısında, yaşanan deprem felaketi ve küresel gelişmelerle ihracatta düşüş yaşandığını ifade eden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, küresel olarak dünyada son çeyrekte toparlanma ile ilgili beklentilerin çok yüksek olduğunu, iyileşmenin sinyallerini yine son çeyrekte alacaklarının altını çizdi. Tecdelioğlu, ihracatı tekrar yukarıya doğru çekmeyle ilgili çalışmaların devam edeceği bilgisini paylaştı.
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB), sektörün 2023 yılı Ocak-Haziran dönemi ihracat verilerini açıkladı. Sanayi sektörleri arasında en çok ihracat yapan 6. sektör olan Demir ve Demir Dışı Metaller sektörünün haziran ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18,9 düşüşle 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşerek genel ihracattan yüzde 5,1 oranında pay elde etti. Sektörün, Ocak-Haziran dönemi ihracatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,9'luk düşüşle 6,63 milyar dolara ulaşırken, aynı dönemde birim ihraç fiyatı 4,59 dolar olarak kaydedildi.
MISIR İLE YENİ DÖNEMİN İLK AYINDA 76 MİLYON DOLAR İHRACAT
Demir ve Demir Dışı Metaller sektörünün haziran ayında genel ihracattan yüzde 5,1 pay aldığını ifade eden İDDMİB Başkanı Çetin Tecdelioğlu, "Sektörün Ocak-Haziran döneminde birim ihracat fiyatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 3,15 düşüşle kilogram başına 4,59 dolar oldu. Sektörümüzün ihracatı aynı dönemde miktar olarak ise 1,4 milyon ton seviyesine geldi. Sektörümüzün en çok ihracat yaptığı bölge olan Avrupa Birliği ülkelerine ihracatı, 2023 Haziran ayı itibarı ile bir önceki seneye göre yüzde 22,65 azalarak 578,8 milyon dolar olarak gerçekleşti. Haziran ayında sektörün en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler arasında 149,7 milyon dolar ile Almanya ilk sırada yer alırken, 68,5 milyon dolar ile İtalya ikinci sırada, 54,4 milyon dolar ihracat ile ABD üçüncü sırada yer aldı. Ocak-Haziran döneminde ise en çok ihracat 897,4 milyon dolar ile Almanya’ya gerçekleşti. İkinci sıradaki İtalya’ya 458,9 milyon dolar; üçüncü sırada yer alan ABD’ye ise 329 milyon dolar ihracat gerçekleşti. İlişkilerin yolunda gittiği ve ilerleyen günlerde fuar ve heyet sayılarımızın da artacağını düşündüğümüz Mısır’a ilk ayda ihracatımız 76 milyon dolar olarak gerçekleşti."
ALT SEKTÖR İHRACATINDA ALÜMİNYUM İLK SIRADA
Alt sektör ihracatında Alüminyum ürün grubunun 432,4 milyon dolar ile değer bazında ilk sırada yer aldığını ifade eden Tecdelioğlu, "Alüminyum sektörünü 243,8 milyon dolar ile metal eşyalar, 212 milyon dolar ile demir çelik mamulleri ve 174,9 milyon dolar ile bakır ürün grupları takip etti.
İHRACAT ARTIŞINDA GÖZLER İKİNCİ YARIDA
Demir ve Demir Dışı Metaller sektörü olarak yılın ilk yarısını yüzde 18'e yakın bir küçülme ile kapattıklarını belirten Tecdelioğlu, "Şubat ayında yaşanan asrın felaketi niteliğindeki depremin büyük etkisini yaşadık. 11 ilde yaşanan doğal afetin etkilerinin ihracatımızı çok ciddi olumsuz etkilediğini biliyoruz. Ayrıca Avrupa Birliği'nin ve dünyadaki resesyonun etkilerini de burada canlı olarak hep beraber yaşadık. Avrupa Birliği'nin resesyonundaki pazar küçülmesi bizim doğrudan alüminyum sektörümüzü, bakır sektörümüzü ve buna bağlı olarak da demir ve demir dışı metallerdeki tüm sektörleri olumsuz yönde etkiledi. En çok düşüşü yaşadığımız ülkelerden biri Amerika Birleşik Devletleri'nde yüzde 29 gibi bir küçülme söz konusu. Arkasından da İtalya, Almanya, İngiltere ve Bulgaristan geliyor. Hem miktar olarak hem de değer olarak her ikisinde de küçülme yaşamış olduk. İlk 6 aydaki küçülmeye karşılık, ikinci 6 ayda artık Türkiye'deki siyasi seçimlerin bittiği, 5 yıllık istikrarlı hükümetimizle geleceğe umutla baktığımız yeni bir döneme girmiş olduk. Bununla beraber son 6 ayda neler yapacağımızla ilgili çalışmaları bakan ve bakan yardımcılarımıza da sürekli değerlendiriyoruz." dedi.
"İHRACAT YENİDEN YÜKSELİŞE GEÇECEK"
Küresel olarak dünyada son çeyrekte toparlanma ile ilgili beklentinin çok yüksek olduğunu, iyileşmenin sinyallerini yine son çeyrekte alacaklarının altını çizen Tecdelioğlu, ihracatı tekrar yukarıya doğru çekmeyle ilgili çalışmaların devam edeceği bilgisini paylaştı.
İhracatçının yurt içinde yaşadığı en büyük sıkıntılardan bir tanesinin finansmana erişim olduğunu yineleyen Tecdelioğlu, "Hala finansmana erişim konusu en önemli ve birinci madde olarak gündemimizde. Çünkü firmalarımız öz kaynaklarıyla işletmelerini büyütemiyor ve bu durumda dolayısıyla dış kaynak kullanmak zorundalar. Uzun vadeli kredi alamadıkları için yüksek faizlerle karşı karşıya kaldıklarından dolayı maalesef işlerini büyütemiyorlar. Üretici bu durumda gelen talepleri karşılayamıyor. Enflasyonun yaratmış olduğu değer yani maliyetlere olumsuz etkisi de sürüyor. İlk 6 aydaki döviz kurlarının düşük ve enflasyona paralel gitmemesi de ihracatı olumsuz yönde etkiledi. Şu anki kurun seviyesi aslında enflasyona yine çok paralel bir çizgide değil ama en azından bir nefes aldırdı. Bundan sonraki süreçte beklentilerimiz enflasyona paralel bir döviz kurunun seyretmesi, faizlerde gerileme, finansmana erişimde kolaylık şeklinde. Bunların gerçekleşmesiyle biz ihracatlarımızı tekrardan eski seviyelere çıkarmak ve hatta onların üzerine de çıkarmak için çaba sarf edeceğiz." dedi.
MISIR'A İLK ÇIKARMA ARMATÜR SERKTÖRÜNDEN
Türkiye ile Mısır arasında hem diplomatik hem de ticari ilişkilerde yeni döneme girildiğine dikkat çeken Tecdelioğlu, "Mısır'a ihracatımızda ciddi anlamda kaybımız olmuştu. Bunu tekrardan toparlamak için yeni dönemde Mısır'a ilk ticaret heyetimizi Armatür sektörümüzle gerçekleştirdik. Mısır'a girişte uygulanan vize kolaylığı sonrası yaptığımız ilk ticaret heyeti çok başarılı geçti. Düzenlenen heyet kapsamında Mısır'a giden üyelerimiz, bu ülkenin iş dünyası ile birçok B2B görüşme yaparak, gelecek dönemde ortak projeler ve hedefler üzerinde mutabık kaldı. Bundan sonrasında alüminyum, bakır, mutfak eşyaları ve birçok sektörde Mısır'a heyetler yaparak tekrardan kaybetmiş olduğumuz pazarı elde etmek için çalışmalara devam edeceğiz." dedi.
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

DÜNYANIN en büyük pazarlama çözümleri ve iletişim holdingi olan WPP, Türkiye Ülke Müdürlüğü görevine, VMLY&R Türkiye Başkanı Arzu Ünal'ın atandığını duyurdu. Arzu Ünal, WPP Türkiye Ülke Müdürü olarak, reklam, medya planlama ve satın alma, araştırma, dijital, sosyal, mobil, influencer, halka ilişkiler, event, stratejik marka danışmanlığı, teknoloji gibi farklı uzmanlıklarda faaliyet gösteren 20’den fazla ajansı ve 400 milyon dolarlık hacmi, 1.400 kişilik büyük bir ekiple ve deneyimli bir yönetici kadrosuyla birlikte yönetecek.
53 milyar pound cirosuyla, 100’den fazla ülkede 115 bin çalışanı ile faaliyet gösteren dünyanın en büyük pazarlama çözümleri ve iletişim holdingi konumunda olan WPP, insanlar, gezegenimiz, müşterileri ve toplum için daha iyi bir gelecek inşa etmek adına, yaratıcılık gücünü sonuna kadar kullanıyor. Güçlü bir geçmişe sahip WPP Türkiye bünyesinde ise 20’den fazla ajans bulunuyor ve grup 400 milyon dolarlık hacme sahip. WPP, Türkiye’de 1.400 kişilik alanında uzman, yetkin ve büyük bir ekiplerle çalışıyor.
WPP Türkiye Ülke Müdürü atamasıyla ilgili konuşan WPP COO’su Andrew Scott, “Türkiye bizim için önemli bir pazar ve hep de öyle olmaya devam edecek. Arzu Ünal, WPP'nin kolektif gücünden yararlanmamızı, yeni işleri teşvik etmek ve müşteri ilişkileri başarımızın artarak devam etmesi için tüm ajans liderlerimizle yakın bir şekilde çalışacaktır” dedi.
WPP Türkiye Ülke Müdürü Arzu Ünal ise atamasıyla ilgili çok mutlu ve heyecanlı olduğunu belirterek, şöyle dedi: “Çok uzun yıllardır WPP ailesinin içindeyim ve bugüne dek sayısız başarılı ve yaratıcı işe imzamızı attık. Bunun mümkün olmasını sağlayan tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ben kolektif başarıya ve ekip çalışmasına yürekten inanan bir insanım. Yeni görevimde de yine benzer şekilde WPP ailesi olarak çok başarılı dönemler geçireceğimize inancım tam. Teknoloji trendlerinin baş döndürücü şekilde hızla geliştiği ve iş dünyasını dönüştürdüğü bir ortamda, biz de WPP Türkiye olarak yeni dönemde de iş ortaklarımız için en etkin ve yenilikçi çözümleri sunmaya devam edip yetkinliklerimizi artıracağız.”
Sektörün deneyimli ve tanınan yüzlerinden Arzu Ünal, 30 yıl önce Y&R'a katıldı ve 2004 yılında VMLY&R Türkiye'nin CEO'su oldu. Ünal’ın liderliğinde VMLY&R, Türkiye'de Cannes Lions ve Clio Grand Prix kazanan ilk ajans oldu. Ajans, yine onun liderliğinde Ad Age Türkiye tarafından 2017 yılında Yılın Ajansı seçildi ve 2021 yılında da ülkenin en çok Effie ödüllü ajansı oldu.
Ünal, kariyeri boyunca Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen holdingleri, grupları ve şirketleriyle yakın şekilde çalışırken, bu köklü müşterilerle olan ilişkileri, VMLY&R'nin CEO'luk görevi sırasında ajansın gelirinin 11 kat artırmasına yardımcı oldu. Arzu Ünal, WPP ailesine katılmadan önce, pazarlama kariyerine P&G'de marka yöneticisi olarak başlamıştı.
Ünal, ayrıca kadın hakları ve cinsiyet eşitliğinin ve bu yöndeki girişimlerin tutkulu bir savunucusu. Ünal şimdiye kadar Uluslararası Kadın Platformu, Yeniden Biz ve Yönetim Kurulunda Kadın dahil çeşitli STK kurullarında görev aldı.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleştirme Bakanlığı tarafından yayınlanan
verilere göre Türkiye'deki limanlarda gerçekleşen elleçleme miktarı Haziran
ayında geçen yılın aynı ayına göre % 0.1 arttı ve bir önceki aya göre % 2
oranında geriledi ve 45 milyon 293 bin ton oldu.

 Haziran ayı sonu itibariyle 2023 yılının tamamındaki yükleme hacmi 260 milyon
918 tona ulaştı. Geçen yılın aynı dönemindeki toplam hacim 273 milyon 489
bin ton olarak gerçekleşmişti.

Türkiye: Lira mevduatlarına ilişkin zorunlu karşılık kuralı hafifletiliyor…

Resmi gazetede yayınlanan karara göre, lira mevduat oran hedefini tutturamadığı takdirde bankaları Merkez bankasına daha fazla para yatırmaya zorlayan bir düzenleme gevşetildi. Buna göre;

" Değişiklikle birlikte, bir ticari bankanın mevduatının %57'sinin Türk Lirası cinsinden olmaması halinde, Merkez Bankası ilave 5 puanlık döviz zorunlu karşılık uygulayacak.
" Önceki eşik %60 idi.
" Eşiğin altındaki bankalara, hedef oranı tutturmaları için ek dört hafta süre verilecektir.


Seçimden önce getirilmiş olan 300'ün üzerindeki düzenlemenin çoğunluğu banka bilançolarında TL ağırlığının artırılmasına yönelikti. Bu yöntemler nedeniyle mudiler de bankalar tarafından çok yoğun şekilde TL'ye yönlendirilmeye çalışıldı. Şimdi ise bu tip politikalardan dönüş olması yönünde çalışılıyor, ancak çok fazla uygulama değişikliği olduğu için bir anda çok keskin geçişlerle bu düzenlemeleri ortadan kaldırmanın da finansal istikrar açısından riskleri var. Bu nedenle adımlar finans sektörünün uyum sağlayabilmesi açısından küçük atılıyor. Önceki hafifletilen düzenlemeler gibi, burada da bankaların bilanço yönetimi açısından rahat etmesi sağlanacaktır.

İleriye dönük olarak bankaların tahvil almaları sonlanacaktır. Merkez Bankası'nın adımları ile politika faizinin piyasa ve banka faizleriyle uyum yakalaması ve son düzenleme değişiklikleri mevduat faizlerindeki artışı da sınırlayacaktır. Seçimler ve 30 Haziran bilanço gerçekleşmeleri öncesinde bankalar mevduat toplamak için faizleri artırıyorlardı. Şu anda buna devam etmeleri için bir neden yok. Bu nedenle mevduat faizlerinde kısmi düşüş etkisi de görülebilir, ancak bu düşüş oldukça sınırlı olacaktır. Çünkü mevduat faizleri düştüğünde bu paranın borsaya yönlenmesi ihtimali kadar dövize yönlenmesi ihtimali de oldukça yüksektir. Döviz talebi oluştuğunda da kur artışı olacaktır, ki şu anda gerek vergi artışları gerekse de kur artışı nedeniyle enflasyona bir artı etki bekliyoruz.

Ticari kredi faizleri enflasyonun oldukça altında kalmaya devam ediyor. Son Merkez Bankası PPK kararından sonra bu alanda 30 Haziran haftası itibariyle %17,6'ya doğru bir hareket varsa da hala oldukça düşük. Bu da aslında aynı zamanda %15 Merkez Bankası politika faizinin de oldukça düşük olduğu anlamına gelir. Merkez Bankası'nın 20 Temmuz PPK kararı sonrası ticari kredi faizleri de benzer oranda artacaktır. Tüketici kredileri de 30 Haziran itibariyle ağırlıklı ortalamada %44 seviyesinde. Hem kredi kullanım iştahı, hem de bankaların kredi verme iştahı düşük olacaktır.

TCMB açısından bakacak olursak; Merkez Bankası'nın 20 Temmuz toplantısında faizi %20'ye yakınlaştıracağı bekleniyor. Biz de kademeli yaklaşım çerçevesinde minimum %18 bandına doğru artış bekleriz. Makro ve mikro ihtiyati çerçevede de düzenleme değişikliklerinin devamı gelecek ve Mehmet Şimşek'in ataması sonrasındaki sadeleşme sürecektir. Yeni düzenlenen %57'lik sınırın da zamanla kademeli şekilde aşağı çekilmesini ve bu tip düzenlemelerin kademeli şekilde, ekonomi ve finansal istikrar zemininde dengeler oluştukça kalkmasını bekleriz.



Dinamik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.

 https://www.dinamikyatirim.com.tr/

***
Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

İngiliz araştırma ve analiz kuruluşu Clarkson Research tarafından yapılan açıklamada, Çinli gemi imalatçılarının yılın ilk yarısında alınan sipariş bakımından dünyada ilk sırada bulunduğu bildirildi. Clarkson Research’in verileri, yılın ilk yarısında dünya genelindeki toplam gemi siparişinin 678 adedi bulduğunu, bu siparişlerin 428’ini Çinli gemi imalatçılarının aldığını gösterdi. Diğer yandan Çin, haziran ayında 71 gemi siparişi alırken, bu sayı dünya toplamının yüzde 80’ini oluşturdu.

Çin, 2022 yılında da hem üretim hem de alınan siparişler bakımından en büyük paylara sahip olarak dünya klasmanının ilk sırasındaydı. Çin Ulusal Gemi İnşaat Endüstrisi Birliği, 2022 yılında ülkenin tersanelerinde gerçekleştirilen üretimin, geçtiğimiz yıl içerisinde tonaj olarak 37,86 milyon tona ulaşarak dünya üretim toplamının yüzde 47,3 kadarını oluşturduğunu açıkladı,

Gemi inşaat endüstrisine ilişkin diğer bir önemli gösterge olan yeni siparişlere gelince; bunlar da 2022 yılında tonaj olarak 45,52 milyon tona vararak küresel piyasa içinde yüzde 55,2 oranında bir pay edindi. Sektörün beklemede olan siparişlerinin tonajı ise 105,57 milyon ton olup bir önceki yıla kıyasla yüzde 10,2 oranında bir artışa tekabül etti. Bu da dünya piyasasının yüzde 49 kadarına denk düşüyor.

Çin Uluslararası Radyosu

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

TÜRKÇİMENTO; Avrupa'da ve ABD'de uzun yıllardır yaygın olarak kullanılan, son yıllarda Türkiye'de de yaygınlaşan beton yol uygulamaları konusunda Azerbaycan'a destek veriyor.
 
TÜRKÇİMENTO ve Azerbaycan kuruluşu Norm Çimento arasında başlatılan iş birliği çalışmalarıyla Azerbaycan'da Beton Yol uygulamalarının yaygınlaştırılması hedefleniyor.
 
Bu kapsamda örnek olması amacıyla Azerbaycan'da ilk kez Silindirle Sıkıştırılmış Beton (SSB) yol uygulaması yapıldı. Bakü'de Norm Çimento fabrikası içerisinde 300 metre uzunluğunda yapılan ilk SSB yol uygulamasına TÜRKÇİMENTO tarafından danışmanlık ve yerinde teknik destek hizmeti sağlandı.
 
Beton yol uygulamaları, Avrupa'da ve ABD'de uzun yıllardır yaygın olarak kullanılıyor. 50 yılı aşan uzun servis ömrü, düşük bakım-onarım gerekliliği, yangın ve doğal afetlere karşı yüksek dayanıklılık ve araç başına her 200 kilometrede 1 litre yakıt tasarrufu sağlaması gibi avantajlarıyla beton yollar kalıcı ekonomik çözümler sunuyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Mevcut teknolojik altyapısı ve 30 yılı aşkın geçmişiyle Dinamik Yatırım Menkul Değerler, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yaptığı açıklama ile ödenmiş sermayesini 100 milyon TL’ye çıkardı. Böylelikle Dinamik Yatırım’ın ödenmiş sermayesi, %300 artarak 3 katından fazlasına ulaştı.
Büyümede Odak Noktası Teknolojiye Yatırım
Türkiye’de aracı kurum sahibi tek kadın olan Dinamik Yatırım Menkul Değerler Yönetim Kurulu Başkanı Ayşin Erdem, sermaye artırımına ilişkin şunları dile getirdi: “Günümüz finansal konjonktüründe yarını okuyabilen, yatırımcılara en iyi alternatifleri hızlı ve güvenilir bir şekilde sunabilen bir ekiple çalışıyoruz. Finans sektöründeki yeni nesil yatırım araçlarını takip ediyor, yönetim stratejilerimizi sürekli olarak güncelliyoruz. Bu vizyonla büyüme kararı alarak 32 milyon TL ödenmiş sermayemizi 100 milyon TL’ye çıkarmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Borsa İstanbul, VİOP, Foreks, yurtdışı piyasalar gibi geniş bir yelpazede hizmet veriyoruz. Büyümede odak noktamızı teknoloji olarak belirledik, bu alanda yeni yatırımlar gerçekleştirerek yatırımcıların kullanımına sunuyoruz.”
Finansal Araçların Geleceği Teknolojide
Dinamik Yatırım Menkul Değerler Genel Müdürü Arda Kocaman da yaptığı değerlendirmede; “Günümüzde yatırımcılar, finansal araçlara ulaşmak ya da bilgi almak için teknolojiden faydalanıyorlar. Zaman ve mekândan bağımsız bir şekilde, 7/24 olarak yatırımlarını değerlendirebiliyorlar. Yalnızca ülkemizde yatırım yapılabilecek araçlar değil, global ölçekteki yatırım fırsatları değerli olarak görüyorlar. Bu noktada Dinamik Yatırım olarak teknolojiye yatırım yapma kararı alarak D-Hub ismiyle yeni bir uygulamayı hayata geçirdik. Dünyanın en büyük şirketlerine düşük maliyetle sınır tanımadan yatırım yapma imkânı sunan D-Hub, Android ve IOS üzerinden indirilebiliyor. Yatırımın geleceği teknolojide vizyonuyla finansal araçlara yoğunlaşmaya devam edeceğiz” dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi haziranda eşik değer 50,0’ın üzerinde kalarak Türk imalatçılarının ihracat ikliminde iyileşmenin sürdüğüne işaret etti. Bununla birlikte endeksin mayıstaki 52,3 düzeyinden 51,1’e gerilemesi, talep koşullarındaki güçlenmenin ılımlı seyrettiğini ve beş aydır süren iyileşme döneminin en düşük hızında olduğunu gösterdi.
 
Almanya’da ekonomik aktivite, imalat ve inşaat sektörlerindeki küçülme ile hizmet sektöründeki büyümenin birbirini dengelemesi sonucu değişmedi. İtalya ve Fransa’da üretim düşerken, Birleşik Krallık, İspanya ve Yunanistan’da büyüme hız kesti. ABD’de de büyüme ivme kaybetti. Buna karşılık, BAE, Suudi Arabistan ve Katar başta olmak üzere Orta Doğu, Türk ihracatçıları için talep artışının ana kaynağı olmaya devam etti. BRIC ülkelerinin tamamı da genişleme bölgesinde kaldı.
 
 
Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi’nin Haziran 2023 dönemi sonuçları açıklandı. Endekste eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.
İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, haziranda eşik değer 50,0’ın üzerinde kalarak Türk imalatçılarının ihracat ikliminde iyileşmenin sürdüğüne işaret etti. Bununla birlikte endeksin mayıstaki 52,3 düzeyinden 51,1’e gerilemesi, talep koşullarındaki güçlenmenin ılımlı seyrettiğini ve beş aydır devam eden iyileşme döneminin en düşük hızında olduğunu gösterdi.
 
Almanya’da değişim yok, ABD ivme kaybetti
Türk imalatçılarının en büyük ihracat pazarı olan Almanya’da ekonomik aktivite, imalat ve inşaat sektörlerindeki küçülme ile hizmet sektöründeki büyümenin birbirini dengelemesi sonucu haziranda değişim göstermedi. İtalya, Fransa, Hollanda ve Polonya gibi diğer bazı Avrupa ekonomilerinde de üretim düşüş kaydederken, anket kapsamındaki ülkeler içerisinde en belirgin daralmalar Çek Cumhuriyeti ve Avusturya’da ölçüldü. Birleşik Krallık, İspanya ve Yunanistan, ikinci çeyreğin sonunda üretim artışı sağlamaya devam etti ancak söz konusu üç ülkede de büyüme hız kesti.
Benzer şekilde Amerika Birleşik Devletleri’nde de ekonomik büyüme ivme kaybederek mart ayından bu yana en düşük oranda gerçekleşti.
 
Orta Doğu, Çin ve Hindistan’da büyüme güçlü
Haziranda Orta Doğu, Türk ihracatçıları için talep artışının ana kaynağı olmaya devam etti. Birleşik Arap Emirlikleri’nde son 10 ayın en güçlü ekonomik aktivite artışı yaşandı. Anket kapsamındaki ülkeler içinde en güçlü genişleme ise Mart 2015’ten bu yana en yüksek hızda büyüyen Suudi Arabistan’da kaydedildi. Katar’da da üretim güçlü bir şekilde artarken Lübnan ise on yılı aşkın bir süredir ilk kez büyüme sağladı. Anket kapsamında takip edilen bölge ekonomileri içerisinde aktivitenin daraldığı tek ülke Mısır oldu.
Rusya’da üretim artışı güçlü ve son üç ayın en yüksek hızında gerçekleşirken Hindistan’da ekonomik aktivite hızlı büyüme eğilimini sürdürdü. Brezilya ve Çin’in de üretimini artırmasıyla birlikte BRIC ülkelerinin tamamı genişleme bölgesinde kaldı.
İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi hakkında değerlendirmede bulunan S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi:
“Türk imalatçılarının ihracat iklimi haziran ayında da iyileşmeye devam etmiş olmakla birlikte, Avrupa ve Kuzey Amerika başta olmak üzere birçok ihracat pazarında artan yavaşlama sinyalleri, dış talepteki güçlenme eğiliminin uzun süreli olup olmayacağı konusunda soru işaretleri yaratıyor. Diğer yandan, hiçbir yavaşlama işaretinin görülmediği tek bölge olan Orta Doğu, dünyanın diğer bölgelerinin hız kaybettiği bir dönemde önemli bir talep kaynağı olmaya devam ediyor.”