Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtların hem kullanımın hem de kullanıma hazır hale getirilmesi kapsamında çevreye ve insan sağlığına karşı birçok risk teşkil ettiğini söyleyen Tepe Home Genel Müdürü Levent Çapan, çevre dostu bir üretim tarzı benimsemek doğaya ve gelecek nesillere borcumuzdur. Tepe Home olarak üretim tesislerimizin tüm enerji ihtiyacını güneş enerjisi ile sağlayarak sürdürülebilir bir geleceğe yatırım yapıyoruz. " ifadesinde bulundu.
Yenilenemeyen Enerji Kullanımı Gelecek İçin Tehdit
Yenilenemeyen enerji kaynaklarının neden olduğu zararların gelecek için önemli bir tehdit noktasına geldiğine dikkat çeken Çapan, "Küresel sera gazı emisyonunun 3/4 'ünü enerji için kullanılan fosil yakıtlar oluşturmaktadır. Fosil enerji kaynakları dünya genelinde hava sıcaklığının artmasına, deniz seviyesinin yükselmesine, kuraklığa ve sel felaketlerine neden olmaktadır. Çevre kirliliği, hava kirliliği, su kirliliği toprak kirliliği, arazi bozulmaları gibi çevresel sorunların yanı sıra okyanusların asitlenmesi, asit yağmurları ve direkt olarak insan sağlığı ve ekosistem üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu olumsuzlukları bugünden hissetmekteyiz. Dolayısıyla durum çok daha kötü bir hale gelmeden harekete geçmeliyiz. Pandemi döneminde kısıtlamalar nedeni ile hava kirliliğinde ve ozon tabakasında şaşırtıcı derecede iyileşmeler meydana geldi. Bu da bize ozon tabakasının tamamen iyileşme potansiyeline sahip olduğunu net bir şekilde gösterdi. Karbon ayak izi azaltma çalışmalarının ne kadar anlamlı olduğunu gördük. Biz de Tepe Home olarak karbondan arınmış bir dünya için güzel bir adım attık. Artık üretim tesislerimizin tüm enerji ihtiyacını güneşten sağlıyoruz. İleriki nesillere güzel, sağlıklı ve yaşanılabilir bir dünya bırakmak istiyoruz." açıklamasını yaptı.
Hem Duyarlılık Hem de Verimlilik Açısından Önemli
Fosil enerji kaynaklarının çevreye ve ekosisteme verdiği zarar dışında aynı zamanda tükenebilir kaynaklar olduğunu belirten Tepe Home Genel Müdürü "Enerji arzında jeopolitik dengeler de önemli bir rol oynamaktadır. Yenilenemeyen yakıtlar tercih edildikçe dışa bağımlılık artmaktadır. Dolayısıyla dünyada hızla büyüyen nüfusla birlikte daha çok enerjiye ihtiyaç duyulduğu da gözden kaçırılmamalıdır. Bu açıdan bakıldığında gelecekte fosil yakıt fiyatlarının yükselmesi ve aynı zamanda bu yakıtlara kesintisiz ulaşımda sıkıntılar da öngörülebilmektedir. Yenilenebilen enerji kaynaklarına bugünden yatırım yapmak ileride ekonomik büyüme fırsatlarını da artıracaktır. Dolayısıyla büyümeyi artırmak ve iklim değişikliğine karşı önlem almak için temiz enerjide sürdürülebilir bir pazar oluşması şarttır. Bizim gibi öncü şirketlerin böyle projelere yatırım yapmasının hem duyarlılık, hem sürdürülebilirlik, hem de verimlilik açısından örnek teşkil etmesini temenni ediyoruz." açıklamalarında bulundu.
Güneş Enerjisi İle Çevre Dostu Üretim
Güneş enerjisi panellerinin faydalarından bahseden Tepe Home Genel Müdürü, "Güneş enerjisinden sağlanan elektrik sonucu hiçbir kirletici emisyon ya da atık da ortaya çıkmamaktadır. Bu nedenle fosil yakıtların ortaya çıkardığı çevre kirliliğine neden olmaz. Bu sistem sayesinde enerji arzının güvenliği ve enerjiye kesintisiz ulaşma konusundaki riskler de ortadan kalkar. Ülkemiz gerek arazi gerekse güneş enerjisi yoğunluğu açısından oldukça verimli bir konumdadır. Bu potansiyeli geleceğimiz için bir yatırım fırsatı olarak görmeliyiz." şeklinde konuştu
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kurumsal şirketlere inovatif dijital ürün geliştirme ve kurum içi girişimcilik yetkinlikleri kazandıran GOOINN, global pazarda yeri olan dijital çözümler geliştirmek ve mevcut ürünlerinin yeni müşterilere ulaşması çerçevesinde Türkiye'nin öncü teknoloji şirketi SabancıDx ile birlikte ilerleme kararı aldı.
Geleceğin iş birliği modelinin ilk örneği olarak gösterilen GOOINN ve SabancıDx arasında gerçekleştirilen bu anlaşma kapsamında iki güçlü şirket, çözümü ve müşterisi doğrulanmış doğru teknolojik ürünü geliştirme ve yazılımı konularında birlikte çalışarak, ilk etapta Avrupa pazarında yeri olacak dijital ürünler geliştirecekler. Global insan kaynağı, pazarlama ve satış kanalları gibi güçlü kaynaklarını birleştiren iki şirket; SabancıDx'in insan kaynakları, satın alma ve finans alanlarında geliştirdiği dijital ürünlerini, GOOINN'in ise Inodash ürününün yayılımını yeni pazarlarda birlikte gerçekleştirecekler.
"Geleceğin iş birliği modelinin öncü örneği"
Global ve yenilikçi şirketler ile iş birliği yaparak yeni fırsatlar yaratan GOOINN'in SabancıDx ile gerçekleştirdiği bu anlaşma, iki şirketin de girişimci şirket yapısının ve uzun yıllardır inovasyona yaptığı yatırımların güçlü adımlarından biri olarak nitelendiriliyor.
GOOINN'in Kurucusu Yavuz Çingitaş, geleceğin iş birliği modelinin öncü örneklerinden biri olma niteliği taşıyan bu yenilikçi model ile, firmaların kendi uzman oldukları alanda oldukça fazla bir değer ve etkiye sahip olsalar da farklı yetkinliklere sahip şirketler ile birleştiklerinde Dünya ölçeğinde çok daha büyük etki yaratabileceklerini ifade etti.
Yavuz Çingitaş ayrıca, müşterisi ve çözümü doğrulanmış yenilikçi ürünleri global pazarlarda hayata geçirme yetkinliklerini, SabancıDx'in sahip olduğu teknoloji ve ürünleştirme kabiliyeti ile birleştirdiklerini aktararak "İlk etapta global pazarlarda faaliyet gösterecek, kullanıcılarının problem veya çözümüne tam karşılık gelen çözümler geliştirerek yeni nesil dijital ürünler ortaya çıkartmayı hedefliyoruz. Bu ortaklığın nihai hedefi, Türkiye'nin global marka çıkarma vizyonuna katkı sağlarken aynı zamanda kullanıcıların problemlerini yerinde çözen dijital ürünler geliştirmek" olduğunu söyledi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise sayılı fuarları arasında gösterilen Konya Tarım Fuarı, 14-18 Mart 2023 tarihlerinde tarım sektörünü bir araya getirmeye hazırlanıyor. Gerek katılımcısı, gerek profesyonel ziyaretçisi gerek sergileme alanlarının genişliğiyle Türkiye’nin en büyük tarım fuarı olma unvanını elinde bulunduran Konya Tarım Fuarı geçtiğimiz yıl 5 gün boyunca 20 ülkeden 461 firma, 101 ülkeden 207.133 ziyaretçiye ev sahipliği yapmış, yurt içinden de 81 ilden ziyaretçi ağırlamıştı.
% 92 ziyaretçi fuarı iş çevrelerine tavsiye ediyor
96.000 metrekarelik alanda sektördeki en yeni ürünlerin sergileneceği fuara bu sene 20 ülkeden 474 katılımcı firma ve firma temsilcisi bekleniyor. Balkan ülkelerinin tamamından, Gürcistan, Azerbaycan ve Orta Asya Ülkeleri, Körfez Ülkeler, Fas, Tunus Cezayir gibi Kuzey Afrika Ülkelerinin yanı sıra, Kenya, Uganda, Senegal, Etiyopya gibi orta Afrika ülkeleri ve İran’dan toplam 5bin yabancı ziyaretçi ağırlanacağı tahmin ediliyor. Ayrıca 70’in üzerinde il ve ilçelerden 200bin yerli ziyaretçi hedefleniyor. Geçen sene fuarı ziyaret edenlerin % 92’si fuarı iş çevrelerine tavsiye ederken, ziyaretçilerin %96’sı fuara bu sene yeniden katılıyor. İkili iş görüşmelerinin de yapılacağı fuar, yeni ihracat bağlantılarının kurulmasına da büyük katkı sağlayacak.
Konya, 158.8 milyon dolarla tarım makineleri ihracatında ikinci sırada
Ülkemizin ‘Tarım Başkenti’ olan Konya, tarımı kadar tarım sanayisinde de ön planda. Çok sayıda firmanın römork, pulluk, hububat ekim ve pancar sökme makineleri ürettiği Konya, tarım manikaları sektöründe Türkiye ikincisi. Şehrin, genel makine ihracatı içerisinde tarım makineleri ihracatının payı yaklaşık %60 oranında. Konya, Türkiye tarım makineleri ve aletleri ihracatının yaklaşık %13’ünü gerçekleştiriyor. Bu bağlamda tarımsal mekanizasyon ve ekipman konseptinde dünyanın sayılı fuarları arasında yer alan Konya Tarım Fuarı, sektörün ihracat hedeflerine her yıl ortalama %20 civarında katkı sağlıyor. Tarım sektöründe ise en çok yatırımcıyı Konya’nın çekmesi de Konya Tarım Fuarı’nın önemli nitelikleri arasında yer alıyor.
5000’e yakın yabancı iş insanı gelecek
Fuarın düzenlendiği her yıl ülke ve bölge ekonomisine yadsınamaz katkılarının bulunduğunu belirten Tüyap Fuarlar Yapım A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü, “Konya Tarım Fuarı, Avrupa'nın her yıl düzenlenen en büyük tarım fuarı konumunda. 2022’de fuara 20 ülkeden 461 firma ve firma temsilciliği katıldı ve fuar, 101 ülkeden 233.133 ziyaretçiye ev sahipliği yaparken, yurt içinden de 81 ilden ziyaretçi ağırladı. Bu sene 19. kez düzenlenecek fuara yine 20’nin üzerinde ülkeden 500’e yakın firma ve firma temsilciliği katılacak. Balkan ülkelerinin tamamından, Gürcistan, Azerbaycan ve Orta Asya ülkeleri, Körfez ülkeleri, Fas, Tunus Cezayir gibi Kuzey Afrika ülkelerinin yanı sıra; Kenya, Uganda, Senegal, Etiyopya gibi Orta Afrika ülkeleri ve İran gibi 100’ün üzerinde ülkeden 5 bine yakın iş insanı olmak üzere toplamda 300 bine yakın ziyaretçi ağırlayacağımızı tahmin ediyoruz. Bir dünya markası haline gelen Konya Tarım Fuarı, yine tarım sektörünün ihracat hedeflerine damga vuracak” dedi.
Fuar, şehre katkı sunuyor
Fuarın destekçilerinden Konya Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Öztürk Konya’nın sektördeki gücüne de dikkat çekerek ”Konya’nın yüksek bir ivme ile artan ihracat performansında, şehrin önde gelen sektörleri olan tarım ve tarım makineleri sektörlerimizin büyük katkısı vardır. Şehrimiz ekonomisine girdi sağlayan, birçok sektörümüzün iş hacminin ve katma değerinin artmasında katkısı olan fuarlarımız aynı zamanda şehrimiz için belirlediğimiz ihracat hedeflerimizi gerçekleştirmede de en büyük destekçimiz olmaktadır. 19. Konya Tarım Fuarımızın şehrimizin ve ülkemizin 2023 yılı ihracat rakamlarına katkı sağlayacağına inanıyoruz. 2022 yılında ülkemizden ve 101 farklı ülkeden gelen toplam 207.133 ziyaretçiyi Konya'da buluşturan Konya Tarım Fuarımız, bu sene de iş ve ticaret için fuarımızı tercih eden herkesin kazancını artıracaktır. Fuarımızın sektörümüz, şehrimiz ve ülkemiz adına hayırlar getirmesini temenni ediyor, şehrimizden ve ülkemizden sektörle ilgilenen herkesi tarım fuarımızı ziyaret etmeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Tarım sektörü hedeflerine koşuyor
Tarım makinaları sektörünün ülkemiz için önemine değinen Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Önal ise “Endüstrimiz, toplam üretim değerinden ihracata, yarattığı katma değerden, çalışan sayısına kadar makine imalat sanayindeki 22 alt sektör arasında ilk sıralarda yer alıyor. Gelişimini ara vermeden sürdürmeye devam eden sektörümüz, 43 bin kişiye direkt istihdam sağlıyor ve üretim değeri ile Avrupa’da dördüncü sırada yer alıyor. Türk Tarım Makinecileri, 2022 yılında 1,6 milyar dolar seviyesine yaklaşan bir ihracat gerçekleştirdi. Fuarlar, Kısa vadede hedefimiz ise 2 milyar dolar barajını aşıp dünyada ilk 10’a girmek. Nitelikli tarım teknolojileri ihtisas fuarları, endüstrimize önemli katkılar sunuyor. Konya Tarım Fuarı ise bizim için ayrıca önemli. Fuarda yenilikçi ürünlerimizi yurt içi ve yurt dışından sektör profesyonellerine tanıtmayı hedefliyoruz” dedi.
Fuar 5 gün boyunca ziyarete açık olacak
5 gün sürecek olan fuar son gün hariç 9.30 ile 18.00 arasında, son gün ise 17.00’ye kadar ziyaret edilebilecek. Ziyaretçiler tarım sektöründeki tüm gelişmeleri daha yakından görme ve gözlemleme fırsatı bulurken düzenlenen etkinliklere katılarak yeni teknolojiler ve son trendlerle ilgili bilgi edinebilecekler.
Ücretsiz davetiye ve detaylı bilgiye www.konyatarimfuari.com web sitesinden erişilebilecek.
TÜYAP Hakkında: Tüyap, Türkiye’nin ilk fuarcılık şirketi olarak 1979’da Bülent Ünal tarafından kuruldu. Türkiye’de fuarcılığın gelişiminin öncüsü olan Tüyap Fuarcılık Grubu kuruluşundan bugüne kadar yurt içinde 1.881, yurt dışında ise 40 ülkede 207 fuar gerçekleştirdi. Geride bıraktığı 43 yılda Tüyap, 128 ülkeden 350 bin 158 firmaya hizmet verdi ve düzenlediği fuarlarda 219 ülkeden 69 milyon 878 bin 472 ziyaretçiyi ağırladı. Çin, Rusya ve Afrika’da ilk Türk ihraç ürünleri fuarlarını organize eden şirket, halen yılda ortalama 10 yurt dışı fuara Türk milli katılımı organize ediyor. Türkiye’de kendi fuar merkezine sahip tek özel sektör fuarcılık kuruluşu olan Tüyap, profesyonel kadrosu ve 100’ü aşkın meslek örgütü ile uzun vadeli iş birlikleri yaparak, Türkiye’de sahip olduğu ve işlettiği 6 fuar merkezi ve 4 ülkede sahip olduğu uluslararası ofisi ile düzenli ihtisas fuarları gerçekleştiriyor. Tüyap Fuarcılık Grubu, dijital olanaklarını da seferber ederek hibrit fuarlar düzenlemeyi sürdürüyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin ve dünyanın birçok yerinde her yaşa ve zevke özel ürünler sunmak adına hizmet veren Çilek Konsept, geleneksel çizgilerini koruyarak ortaya çıkardığı tasarım çeşitliliği ve üretim gücü ile adından söz ettirmeye devam ediyor.
Tasarımlarıyla göz kamaştıran Çilek Konsept, bu yıl da binlerce yerli ve yabancı mücevher firmasına ev sahipliği yapacak, mücevher sektörünün bölgedeki en önemli fuarı olarak bilinen Istanbul Jewelry Show’da ürünlerini sergilemeye hazırlanıyor.
Uygun fiyat ve yenilikçi anlayışının yanı sıra, #heranadeğerkatar mottosuyla ilerleyen Çilek Konsept, tüm misafirlerini 16-19 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek bu unutulmaz deneyime davet ediyor. Çilek Konsept’in eşsiz ürünlerini sergileyeceği Hall 4 - 4K25 no’lu standı ziyaret edebilirsiniz.
Çilek Konsept hakkında:
1972 yılında Mustafa Çilek tarafından, “Çilek Kuyumculuk” ismi altında kurulan marka, 50 yıldır Türkiye’nin en büyük üreticilerinden biri olarak hizmet veriyor. Babadan oğula süren gelenekselliğin gücü ile ilerleyen Çilek Kuyumculuk, 1995’te İstanbul ve Marmara Bölgesi arasında kurduğu pazarlama ağını, 2022 yılına kadar Türkiye’nin tüm bölgelerine ulaştırmayı başardı. İmalat ve üretim alanındaki yıllara dayanan tecrübesi sayesinde 2009 yılında ilk toptan mağazasını Kılıççılar Sokakta açtıktan sonra, 2015 yılında günümüzde de şirket merkezinin bulunduğu Nurosmaniye’deki çok katlı, showroom mağazasına taşınarak burada hizmet vermeye başladı.
Istanbul Jewelry Show, Antalya Jewelry Show, JIS Miami ve JCK Vegas gibi hem yurt içinde hem yurt dışında önemli fuarlara katılım göstermektedir. Yurt içinde göstermiş olduğu imalat ve sektör başarısının yanı sıra, dünyanın çeşitli ülkelerine yaptığı ihracat ve satışlarını Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde Arnavutluk, Makedonya ile beraber, tüm Balkan ülkerinde devam ettirmektedir.
Çilek Kuyumculuk firması, 2015 yılında Çilek Konsept markası ismi ile hizmete devam etmiş, 2019 yılında perakende alanında mağaza zincirleri oluşturmaya başlamıştır. Toplamda 25 mağaza ve 100 ü aşkın satış noktasıyla hizmet vermektedir
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketi Bulutistan, hem yurt içi hem de yurt dışı operasyonlarını güçlendirerek sektörde küresel oyuncu olma hedefini hızlandırıyor. Bu strateji kapsamında; Bulutistan Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Gençtürk, Bulutistan Türkiye Genel Müdürü olarak atandı. Şimdiye kadar Chief Sales Officer pozisyonunda firmaya önemli katkılar sağlayan Gençtürk; teknoloji sektöründeki 28 yıllık deneyimiyle yeni dönemde Türkiye özelindeki tüm faaliyetlerden sorumlu olacak. Bulutistan CEO'su olarak görevini sürdürmekte olan Begim Başlıgil de bu atamadan itibaren yurt dışı operasyonlarıyla ve şirketin orta veya uzun vadeli stratejileri ile iş geliştirme süreçlerine odaklanacak.
Son 8 yıllık yolculuğunda Türkiye'nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketi, Avrupa'nın da en hızlı büyüyen 20 şirketinden biri seçilen Bulutistan, her yıl ortalama yüzde 200-300'lük büyüme gerçekleştiriyor ve unicorn olma vizyonuna adım adım yaklaşıyor. Bugün bulut alanında 125 kişilik uzman kadrosu ile bir yandan Türkiye'de büyümeye devam ederken, organizasyonel değişim sonrasında yeni yatırım ve ofislerle yurt dışı operasyonlarını hızlandırmayı hedefliyor.
'Yeni organizasyonel yapımızla hem Türkiye hem dünyada operasyonlarımızı büyütüyoruz'
Bulutistan'ın Türkiye Genel Müdürü olarak yeni görevinin başına geçen Gökhan Gençtürk; yeni organizasyonel yapılarıyla hem Türkiye hem dünyada operasyonlarını büyüttüklerini belirterek, "Yeni dönemde; Türkiye'de hizmet verdiğimiz yaklaşık bin müşteride daha çok derinleşmeyi, farklı coğrafyalardaki katma değerli hizmet ihracatını arttırmayı, müşteri sadakati ve yeni bulut projeleri ile onlara destek olmayı ve yeni logo kazanımları elde etmeyi amaçlıyoruz" dedi.
Operasyon tarafında hizmette mükemmellik, yüksek performans ve müşteri memnuniyetinin odak noktaları olduğunu değinen Gençtürk, "İş mükemmelliği tarafında sürekli gelişim, süreçlerin dünya standartlarına adapte edilmesi, Great Place to Work sertifikasına sahip organizasyondaki çalışan memnuniyetinin daha üst seviyeye çıkartılması, eğitimlerin artırılması ve istihdam başlıca konularımız olacak" açıklamasında bulundu.
'2023 yılı hedefimizde CIS, MEA ve EU'ya açılmak var'
Bölgesel gücünü dünyaya taşıma hedefiyle yönetim stratejisini güçlendiren Bulutistan'da CEO görevine devam ederek yurtdışı operasyonlarına odaklanacak Begim Başlıgil ise; 2023 yılında CIS, MEA ve EU organizasyonlarının kurulacağını açıkladı. Bu bölgelerdeki veri merkezleri içerisinde Türkiye'deki 6 node'a ek olarak yeni node'lar açılacaklarını dile getiren Başlıgil, şu bilgileri paylaştı: "Bulutistan'ın Türkiye'de elde etmiş olduğu başarının yurtdışında da devam etmesini istiyoruz. Bir Türk markası olarak bugüne kadar birçok dev dünya markası ile rekabet ettik. Sonucunda da müşterilerimiz ile beraber başarılı, gururla arkasında durabildiğimiz işler ortaya koyduk. Yabancı markaların gelip bizimle burada rekabet ettiği gibi, onların olduğu diğer lokasyonlarda onlarla rekabet etmek istiyoruz. Bulutistan olarak son dönemde bölgesel bir güç olabileceğimizi gösterdik, amacımız gücümüzü iş ortaklarımız ve müşterilerimizden alarak tüm dünyaya taşımak
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kripto para borsası Gate.io'nun ana şirketi olan Gate Group da piyasaya bir debit kart çıkaracağını duyurdu. Borsanın internet sitesinden başvuru yapılabilen kart için, gelen yüksek talep üzerine bekleme listesi oluşturulduğu açıklandı.
30 ülkeyi kapsayan Avrupa Ekonomik Alanı'nda (EEA) kullanılabilecek kart, şirketin Litvanya merkezli iştiraki Gate Global UAB firması tarafından sunulacak. Gate Visa adı verilen banka kartıyla, kullanıcılar kripto para birimlerini gerçek para birimlerine kolayca dönüştürerek harcayabilecek.
Hem fiziksel hem online alışverişte kullanılabilecek
Yeni Gate Visa banka kartı, sahip olunan kripto varlıkları mağaza içi veya çevrimiçi alışverişlerde kullanılmak üzere paraya dönüştürüyor. Böylece kripto paralar, dünya çapında Visa Card kabul eden 80 milyon ticari lokasyonda sorunsuz ve güvenli bir şekilde ödeme yapmak için kullanılabiliyor. Gate Card adlı mobil uygulama aracılığıyla, kartla yapılan harcamalar güvenli ve güvenilir bir şekilde izlenip yönetilebiliyor.
Kripto ile günlük yaşam arasında köprü
Gate Group Kurucusu ve CEO'su Dr. Lin Han, konuyla ilgili açıklama yaparak, "Kripto ile günlük yaşam arasında bağ kuran ve kullanıcıları finans ekosistemine daha fazla kazandıran bu yenilikçi çözümü pazara sunmaktan heyecan duyuyoruz. Gate Visa ile kullanıcılarımız kripto paralarıyla tüm dünyada sorunsuz bir şekilde ödeme yapabilecek" dedi.
Visa'nın Kripto Paralardan Sorumlu Başkanı Cuy Sheffield ise "Visa'nın küresel ticaret ve finans kurumları ağı ile kripto ekosistemi arasında köprü olma görevi üstlenmek istiyoruz. Gate Visa ile kripto para sahiplerine, Visa'nın kabul edildiği her yerde ödeme yapmak üzere dijital varlıklarını dönüştürmenin ve kullanmanın sorunsuz bir yolunu sunuyoruz" dedi.
30 ülkede kullanılabilecek
10 yılda kripto para borsası, açık blokzinciri, merkeziyetsiz finans, araştırma ve analiz, risk sermayesi yatırımı, cüzdan hizmetleri ve kuluçka laboratuvarlarından oluşan büyük bir ekosisteme dönüşen Gate Group'tan yapılan açıklamada, yeni karta talebin yüksek olduğu belirtildi. Başvuru kayıtlarından bir bekleme listesi oluşturulduğuna dikkat çekilen açıklamada, Avrupa Birliği'nin 27 üyesi ile Avrupa Serbest Ticaret Birliği üyesi dört ülkeden üçünü kapsayan EEA'daki kullanıcılara açık olan başvuruların, Gate.io'nun internet sitesinden yapılabildiği duyuruldu
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
PwC Türkiye'nin yeni nesil çalışan esenliği platformu Wellbees ile hazırladığı 'İş Gücünde Sürdürülebilirlik' araştırması eşitlik, kapsayıcılık, adalet, etik, esenlik, yetenek açığı ve bağlılık gibi iş gücünde sürdürülebilirlik için başlıkları altında çalışanlar arasındaki genel görünümü ortaya koyuyor. Araştırma şirketlerin bu tabloyu iyileştirmek için hangi yolları izlemesi gerektiğine ışık tutuyor.
2022 Eylül ve Ekim aylarında teknoloji, perakende, tüketici ürünleri, sağlık ve otomotiv başta olmak üzere 18'den fazla sektörde, farklı departmanlarda çalışan 308 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmada katılımcıların %44'ü uluslararası kurumlarda, %20'si yerel kurumlarda, %11'i ise yerel aile kuruluşunda çalışıyor.
Katılımcılar arasında %57 ile hibrit çalışma modeli yaygınken, %32 oranında ofis ve %10 oranında sanal/uzaktan çalışma modeli görülüyor. Ekip yönetme sorumluluğuna sahip olduğunu bildiren katılımcı oranı ise %57.
Çözüm, İnsan Odaklı Yaklaşım
Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren PwC Türkiye Şirket Ortağı Ülker Day son 2-3 yıldır küresel düzeyde deneyimlenen 'sessiz istifa' ve 'büyük istifa' gibi trendlerin iş gücünün sürdürülebilirliği bakımından hiç olmadığı kadar gündemde yer aldığını belirtti. Ülker Day sözlerine şöyle devam etti: "Son yıllarda çalışanların önemli bir bölümü iş yerlerinde kendilerinden istenenleri sürdürülebilir olarak görmediklerini belirtiyor. İşte bu nedenle biz de Wellbees ile iş gücünün bir fotoğrafını çektik. Nelerin sürdürülebilir olduğunu bizzat konunun öznelerinden dinleyince daha iyi anladık. Örneğin psikolojik güvenlik skorundaki bir puanlık artışın, beceri ve yetenek gelişiminin desteklenme düzeyinde de artışa yol açtığını, iş yerinde hissedilen negatif duyguları azaltığını gördük. Ayrıca çalışan esenliği bir sosyal sürdürülebilirlik stratejisi olarak ele alınırsa çalışanların hem iş yerinde hem iş dışı alanlarda coşkulu, parlak, keyifli, verimli, esen günlerinin artacağı sonucuna vardık."
Araştırmanın, sürdürülebilirliği günümüzde giderek önemli hale gelen ESG yani çevresel, sosyal, yönetişim bakış açısı ve ölçülebilir rakamlarla ele aldığına dikkat çeken Wellbees CEO'su Melis Abacıoğlu ise "Özellikle kadınlar, cinsiyet belirtmek istemeyenler ve genç çalışanların diğer gruplara göre esenliklerinin daha düşük, iş yerlerinden aldıklarını düşündükleri desteklerin de daha az olduğuna ilişkin bir algıları söz konusu. Bu bağlamda bu gruplara yönelik özel iletişim ve programlar yaratmak gerekiyor. Bunun yanı sıra müdürlerin nasıl hissettikleri ile kendi ekiplerinin modlarının çok yüksek oranda korelasyon içinde olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla müdürleri desteklemek çok kritik. Son olarak da 'tükenmişlik' ve 'sessiz istifa' gibi kavramların oldukça gerçek olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle kuruma bağlı olmayan ancak 'iyiyim' diyen bireylerin sayısının artması, işlerinden kopan bir grup insanın olduğuna işaret ediyor. Buna yönelik aksiyon almak da son derece önemli" diye konuştu.
Sosyal Sürdürülebilirlik Stratejisi: Çeşitlilik ve Kapsayıcılık İlk Sırada
Araştırmada "Kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler kapsamında iş gücü planları değerlendirilirken sosyal sürdürülebilirlik perspektifinden bakılıyor mu?" sorusuna yanıt arandı. Araştırmanın sonuçlarına göre şirketlerin bu alanda en öncelik verdiği strateji çeşitlilik ve kapsayıcılık oldu. Katılımcıların %24,9'u ilk sırada buna işaret etti.
Şirketlerin gündeminde yer alan diğer stratejilerse şöyle sıralandı: Destekleyici eğitimler ve programlarla yetenek kazanımı ve gelişimi (%22,8), çalışan esenliği uygulamaları (%20,6), sosyal sorumluluk projeleri aracılığıyla toplumsal adaletin sağlanması (%19,3) ve tedarikçilerin etik uygulamalara sahip olması (%12,5). Öte yandan şirket kırılımına bakıldığında, KOBİ şirketlerinde yetenek ve beceri kazanımı/geliştirmeye yönelik uygulamalara biraz daha fazla önem verildiği görüldü.
Esenlik: Kurumlar Esnek Çalışmaya Ağırlık Veriyor
Araştırmada kurumlarda uygulanan imkânlar, çalışanların canlılıkları, olumlu ve olumsuz duyguları, ruh sağlıkları ve iş dışı faaliyetler açısından irdelendi. Kurumlarda en sık görülen esenlik uygulaması %27,4 ile esnek çalışma olanakları psikolog, diyetisyen, spor hocası gibi uzman desteği %19 ile ikinci, konuyla ilgili eğitimlerse %17,7 ile üçüncü sırada yer aldı. Stres yönetimi ve sigara bırakma programları en az görülen uygulamalar olarak sıralandı.
Yetenek Açığı: Erkekler Daha Fazla Eğitim Alıyor
Araştırmaya katılanların neredeyse yarısının (%48) kendilerini geleceğe hazırlayacak, %44'ünün de dijital becerilerini geliştirecek ve işlerini daha iyi yapabilmelerini sağlayacak eğitimler aldığına yönelik yanıt verdiği görüldü. Uluslararası kurumlarda yetenek gelişimi skorları en yüksek seviyedeyken, yerel aile kuruluşlarında en düşük düzeyde olduğu ortaya çıktı. Ayrıca erkeklerin daha fazla eğitim aldığı görüldü.
Psikolojik Güvenlik Skorları Yaş Arttıkça Yükseldi
Araştırmada ayrıca işle ilgili kararlarda fikir verebildiğini hisseden, yeni beceriler öğrenebilen, duygularının dikkate alındığını söyleyen, yakın iş arkadaşlarına sahip olan ve yaptığı işte iyi olduğunu duyan çalışanların psikolojik güveni yüksek çıktı. Psikolojik güvenlik skorları yaş arttıkça yükseldi. Öte yandan bu skor ofisten çalışma modelinde en düşük seviyesindeydi, hibrit çalışma modeli ise güveni artırdı.
Çalışan Bağlılığı: Bağlılık Ortalamanın Üstünde
"Çalışanlar mevcut şirketlerinde çalışmaktan memnun mu, yapılan işlerin amaçları konusunda hevesli mi? İşini ilham verici buluyor ve çalışmaya devam etmek istiyor mu?" gibi soruların yöneltildiği ve sürdürülebilir bir iş gücü yaratılması için hayli kritik olan bu başlıkta katılımcıların genel bağlılık skoru 69,5 oldu. Diğer sonuçlarla uyumlu bir şekilde erkeklerde (%71,8) ve hibrit çalışma modelinde (%72,5) bu skor daha yüksek gerçekleşti
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Hewlett Packard Enterprise (NYSE: HPE), bulut servis sağlayıcısı Axis Security'nin satın alımına dair kesin anlaşmaya vardığını açıkladı. Söz konusu satın alım, hem ağ hem de güvenlik çözümlerinin entegre bir şekilde bir hizmet olarak verilmesine yönelik artan talebi karşılamak adına Güvenli Erişim Hizmeti Kenar (SASE) sunarak, HPE'nin kenar ağdan bulutu kapsayan güvenlik yetkinliklerini genişletmesini sağlayacak. Uzaktan çalışan kullanıcı sayısının artması ve kurumların uygulamalarını buluta taşıması devam ettiği müddetçe, gelişmiş uygulama performansı ve giderek artan ağ güvenliği ihtiyaçlarına cevap vermek, Axis Security'nin Kenar Ağ Güvenlik Hizmetleri (SSE) platformu sayesinde mümkün.
Axis Security'nin sunduğu Kenar Ağ Güvenlik Hizmetleri, kurumsal ve genel bulut kaynaklarına erişimi mümkün kılarken, şirketin bulut tabanlı platformu, Aruba'nın yazılım tabanlı Geniş Alan Ağ (SD-WAN) ve ağ güvenlik duvarı çözümünü baz alacak. Söz konusu birleşim, kenar ağlardan buluta eksiksiz bir SASE çözümü getirirken, kullanıcılar ve cihazlar ister evden ya da kampüsten isterse yoldan veya şubeden bağlansın Zero Trust politikası eksiksiz uygulanarak, erişim kontrolü sağlanacak.
HPE Aruba Networking'in İcradan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Phil Mottram, konuya ilişkin şöyle konuştu: "Pandemi sonrası dünyada artık yeni bir normal haline gelen hibrit çalışma düzeni, Bir Hizmet Olarak Yazılım (SaaS) uygulamalarının korunması için kenar ağ güvenliğine dair yeni bir yaklaşımı mecbur kılıyor. Aruba ve Axis Security çözümlerinin tek bir noktada birleşmesi hem Nesnelerin İnterneti (IoT) cihazlarında hem de dağıtık noktalarda konumlanan tüm kullanıcılara en üst düzeyde güvenlik sağlayacak kapsamlı SASE çözümüyle kenar ağdan bulut bağlantısını dönüştürecek. Yakın zamanda duyurusunu yaptığımız özel hücresel ağ teknoloji tedarikçisi Athonet satın alımı çerçevesinde müşterilere sunduğumuz SASE ve özel 5G çözümlerimiz, güvenli bağlantı ihtiyaçlarını karşılayacak vizyonumuzu büyütüyor."
Axis Security'nin sunduğu bulut yerel SSE platformu Atmos'la kenar ağdaki özel uygulamalara kimlik denetiminin yapıldığı kullanıcı erişimi, internet bağlantısının korunduğu güvenli bir web ağ geçidi (SWG), SaaS uygulamalarına güvenli erişim sağlayan bulut bağlantısı güvenlik aracısı (CASB) ve kullanıcı deneyimine ilişkin içgörüler sunan dijital deneyim takibi (DEM) mümkün kılınıyor.
Axis Security'nin CEO'su Dor Knafo, şunları söylüyor: "Axis Security'i her bir iş kaynağına bağlantının her bir noktadan sağlandığı daima basit, güvenli ve güvenilir bir dünyayı mümkün kılmak için geliştirdik. SSE platformumuz, ağ güvenlik duvarı ve dinamik segmentasyon yetkinlikleriyle donatılan Aruba'nın SD-WAN çözümlerinin doğal bir tamamlayıcısı. Aruba'yla birlikte kurduğumuz birleşik SASE platformunu kenar ağdaki bağlantıyı genişletmek için tasarladık ve tüm bunları modern erişim hizmetlerini bir araya getirerek uyum içerisinde çalıştırıyoruz."
HPE, Axis Security entegrasyonuyla SASE çözümlerinin bulut güvenliğini artırıyor
WAN ve bulut güvenlik kontrollerinin veriyi veri merkezine yönlendirmek yerine doğrudan kenar ağda bulunan uygulamada güvenlik kontrollerini sağlayan SASE çözümünü tamamlamak adına HPE, Aruba'nın mevcut ağ güvenlik çözümlerini Axis Security'nin teknolojisiyle birleştirecek. Böylece bileşenleri ayrı ayrı satın almak, bakımını yapmak ya da lisanslamak yerine, tüm ağ bileşenlerinin tek bir tedarikçi elinden çıkması mümkün kılınarak müşterilere esneklik sağlanarak yardımcı olunuyor.
Ayrıca, HPE GreenLake'in edge-to-cloud platformu Axis Security'nin cloud-native SSE platformuyla entegre edilecek. Bu, müşterilere herhangi bir sermaye harcaması yaptırmaksızın aylık abonelik sunacak. Müşteriler, bir hizmet olarak sunulan çözümleri esnek bir şekilde uygulayabilecek ve hem düşük risk hem de küçük bir ön yatırımla talep bazlı ölçeklendirme yapabilecek.
HPE portföy entegrasyonu ve satış tarihi
Söz konusu işlemin geleneksel kapanış koşullarına tabi olarak HPE 2023 mali yılının ikinci çeyreğine dek sonlanması bekleniyor. HPE, Axis Security'nin çözümlerini kenar ağdan buluta dek güvenlik çözümleriyle entegrasyonunu yaparak, 2023 mali yılının üçüncü çeyreğinde müşterilerin kullanımına açmayı planlıyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.