Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Yurtdışı Makroekonomik Gelişmeler Piyasalar
ABD'de tarım dışı istihdam Şubat ayında 311 bin ile 225 bin olan piyasa beklentisini aşarken, işsizlik oranı 0,2
puanlık artışla %3,6'ya yükseldi. Eğlence ve konaklama (105 bin), perakende ticaret (50 bin), devlet (46 bin) ve
sağlık hizmetleri (44 bin) sektörlerinde önemli istihdam artışları kaydedildi. Bilişim (25 bin) ve ulaştırma ve
depolama (22 bin) sektörlerinde istihdam Şubat ayında bir kez daha gerileme gösterdi. Bu arada, Aralık ayına
ilişkin toplam tarım dışı istihdam 21 bin düşürülerek 239 bine, Ocak ayına ilişkin değişim ise 517 binden 504
bine revize edildi. Ücret enflasyonunun en önemli göstergesi olan ortalama saatlik kazançlar aylık bazda %0,2
ile %0,3 olan piyasa beklentisinin altında artarken, yıllık bazda artış Ocak ayındaki %4,4'ten Şubat ayında
%4,6'ya yükseldi.
Fed Başkanı Jerome Powell, ABD Senato’sunda yaptığı sunumda yüksek devam eden enflasyonun
muhtemelen faiz oranlarını beklediklerinden daha fazla artırmalarına yol açacağını söyledi. Powell,
gerçekleştirdiği konuşmada, son ekonomik veriler beklenenden daha güçlü geldiğini belirtirken, istihdam
piyasasının halen oldukça sıkı olduğunu dile getirdi. Enflasyonun son aylarda ılımlı hale gelmesine rağmen
enflasyonu tekrar %2'ye indirme sürecinde önlerinde daha uzun bir yolu olduğunu belirten Powell, geçmiş
dönem tecrübelerinin erken gevşeme konusunda iyi bir uyarı olduğunu söyledi.
Haftanın gündemi Silicon Valley Bank’in (SVB) 21 milyar dolarlık tahvil pozisyonunu yaklaşık 1,8 milyar dolar
zararla kapatması ve sermaye artırım duyurusunun ardından mevduat çekilişlerinin artması ve bankanın
faaliyetlerinin durdurulması oldu. Hisse fiyatının bir günde %60'ın üzerinde değer kaybetmesi sonrası bankanın
işlemleri askıya alındı ve bankaya kayyum atandı. SVB, teknolojik işletmelerle ilgili bankacılıkta uzmanlaşmış ve
genellikle startuplara kredi veriyordu. Fed’in faiz artışlarının tahvil fiyatları üzerindeki olumsuz etkilerinin daha
fazla bankada zararın realize edilmesine neden olabileceği ve bir yayılma riski söz konusu olabileceği beklentisi
piyasaları olumsuz etkiliyor.
Piyasa Yorumu
Hafta içerisinde Powell'ın şahin demeçlerinin ardından satış dalgasıyla karşılaşan küresel piyasaları Cuma günü
gelen istihdam verisi kurtardı. Powell'ın açıklamaları ardından Mart ayındaki toplantıda 50 baz faiz artırım
olasılığı %60'ı aşarken, istihdam verisi sonrası bu oranında %34'e gerilediği görüldü. Volatil geçen haftanın
ardından DXY endeksi 104,6 seviyesinden haftayı kapatırken, EURUSD paritesi ise 1,06'nın üzerine tekrardan
çıktı. Diğer taraftan hafta içerisinde %4,0 seviyesine kadar yükselen ABD 10 yıllık tahvil faizleri ise Cuma
gününü %3,70 seviyesinin hemen üzerinde kapadı. Tahvillere gelen alım ABD borsalarının yönünü yukarıya
çeviremezken, haftalık kayıplar %4'ü aştı. Avrupa borsaları ise satıcılı bir hafta geride bırakırken, kayıplar daha
sınırlı kaldı. Emtialardaki ayrışmanın devam ettiği haftada üç haftadır yukarı yönlü hareket yapan doğalgazın
sert düştüğü görülürken, endüstriyel metaller de zayıf bir haftayı geride bıraktı
Oyak Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
ABD endeksleri bankacılık sektöründe yaşanan baskının etkisiyle haftayı %4’ün üzerinde kayıplara kapattı. Cuma günü Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC), Silicon Valley Bank’in kapatıldığını ve tüm sigortalı mevduatların transfer edildiği Deposit Insurance National Bank of Santa Clara’nın kurulduğunu duyurdu. Sonuç olarak, ana şirket SVB Financial Group’un işlemleri durdurulurken endekslerin gün boyu zayıf bir performans sergilediğini gördük. Tüm bu gelişmeler ışığında riskten kaçış yatırımcıları güvenli liman arayışına yöneltirken bu durum tahvil faizlerine geri çekilme olarak yansıdı. Yeni haftaya başlarken ise sorunun yayılma riskinin düşük bulunması ve yaşanan sıkıntılar nedeniyle Fed’in gelecek haftaki toplantısında 50 baz puanlık artırım yapma ihtimalinin tamamen ortadan kalktığına yönelik algı tepki alımlarına zemin yaratıyor.
ÜNLÜ Menkul
unlumenkul.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Yurtdışı Makroekonomik Gelişmeler
ABD’de bankacılık krizi şüphesi… Haftanın gündemi Silicon Valley Bank’in (SVB) 21 milyar
dolarlık tahvil pozisyonunu yaklaşık 1,8 milyar dolar zararla kapatması ve sermaye artırım
duyurusunun ardından mevduat çekilişlerinin artması ve bankanın faaliyetlerinin durdurulması
oldu. Hisse fiyatının bir günde %60'ın üzerinde değer kaybetmesi sonrası bankanın işlemleri
askıya alındı ve bankaya kayyum atandı. SVB, teknolojik işletmelerle ilgili bankacılıkta
uzmanlaşmış ve genellikle startuplara kredi veriyordu. Fed’in faiz artışlarının tahvil fiyatları
üzerindeki olumsuz etkilerinin daha fazla bankada zararın realize edilmesine neden olabileceği ve
bir yayılma riski söz konusu olabileceği beklentisi piyasaları olumsuz etkiliyor. ABD Federal
Deposit Insurance Corporation (FDIC)’nin açıklamalarına göre 2022 sonu itibariyle ABD bankacılık
sistemi içerisinde 2022 sonu itibariyle satılmaya hazır ve vadeye kadar elde tutulacak menkul
kıymetler üzerinde realize edilmemiş 620 milyar dolar zarar bulunuyor. Fed’in faiz artışlarına
devam etmesinin bu zararları artırması bekleniyor.
Powell'dan şahin mesajlar… Fed Başkanı Jerome Powell, ABD Senato’sunda yaptığı sunumda
yüksek devam eden enflasyonun muhtemelen faiz oranlarını beklediklerinden daha fazla
artırmalarına yol açacağını söyledi. Powell, gerçekleştirdiği konuşmada, son ekonomik veriler
beklenenden daha güçlü geldiğini belirtirken, istihdam piyasasının halen oldukça sıkı olduğunu
dile getirdi. Enflasyonun son aylarda ılımlı hale gelmesine rağmen enflasyonu tekrar %2'ye
indirme sürecinde önlerinde daha uzun bir yolu olduğunu belirten Powell, geçmiş dönem
tecrübelerinin erken gevşeme konusunda iyi bir uyarı olduğunu söyledi.
Saatlik kazançlar beklenti altında kaldı… ABD'de tarım dışı istihdam Şubat ayında 311 bin ile
225 bin olan piyasa beklentisini aşarken, işsizlik oranı 0,2 puanlık artışla %3,6'ya yükseldi. Aralık
ayına ilişkin toplam tarım dışı istihdam 21 bin düşürülerek 239 bine, Ocak ayına ilişkin değişim ise
517 binden 504 bine revize edildi. Ücret enflasyonunun en önemli göstergesi olan ortalama saatlik
kazançlar enflasyonu yıllık bazda Ocak ayındaki %4,4 seviyesinden Şubat’ta %4,6'ya yükseldi.
Ocak ayında %62,4 olan işgücüne katılım oranının bir önceki aya göre 0,1 puan artarak %62,5'e
yükselmesi, ortalama aylık kazançlardaki artışı sınırlandırmış ve işsizlik oranının %3.4’ten %3.6’ya
yükselmesine neden olmuş görünüyor.
Haftanın en önemli gelişmeleri ABD Şubat TÜFE enflasyonu ve AMB toplantısı olacak… Salı
15:30’ta açıklanacak ABD TÜFE enflasyonunun %6,4’ten %6,0’ya gerilemesi, çekirdek
enflasyonun ise %5,6’dan %5,5’e düşmesi bekleniyor. Verinin beklenenin üzerinde gelmesi tahvil
faizleri ve dolar endeksinde artışa neden olacaktır. Perşembe 16:15’te açıklanacak AMB faiz
kararı ve 16:45’te gerçekleşecek basın toplantısında piyasa beklentisi politika faizinin 50 baz puan
artışla %3,5’e yükselmesi olacak. Şubat ayında AMB Başkanı Lagarde Mart ayında 50 baz puanlık
bir artış planladıklarını açıklamıştı, o yüzden piyasada 50 baz puanlık artış fiyatlanmış durumda
ancak Lagarde’ın önümüzdeki döneme dair açıklamaları EURUSD için kritik önemde olacak.
ABD’de yaşanan gelişmeler Euro’nun değer kazanmasını engellese de Lagarde’ın önümüzdeki
dönemde faiz artışlarına devam edileceği ve hızın düşürülmeyeceğine dair açıklamaları EURUSD
paritesine destek olacaktır
Oyak Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) tarafından hazırlanan İşsizlik
Sigortası Fonu aylık basın bültenine göre, Şubat ayında önceki dönemde devam
edenler ile birlikte 445 bin 997 kişi için toplam 1 milyar 246.5 bin TL işsizlik
sigortası ödemesi yapıldı.
Şubat ayında döneminde önceki dönemden ödemesi devam edenlerle birlikte,
Kahramanmaraş merkezli deprem nedeniyle bölgesel kriz kapsamında 4 bin 399 kişi
için 5 milyon 499 bin TL ödeme yapıldı.
Şubat ayında yapılan nakdi ücret desteği ödeme miktarı 351 bin TL ve kişi sayısı
196 olarak açıklandı.
Şubat ayında bin 7 kişiye 2 milyon 670 bin TL yarım çalışma ödemesi yapıldı.
Şubat ayında; Ücret Garanti Fonu’ndan 89 kişiye toplam 974 bin TL ödeme yapıldı.
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) tarafından hazırlanan İşsizlik
Sigortası Fonu aylık basın bültenine göre, Şubat 2022 sonu itibariyle, Fonun
toplam menkul kıymet ve nakit fon varlığı 125 milyar 293.8 milyon TL olarak
gerçekleşti. Fonun bir önceki ay açıklanan varlığı varlığı 125 milyar 225.1
milyon TL düzeyindeydi.
Şubat 2022 sonu itibariyle toplam fon varlığının; %85,3’ü tahvil (önceki
ay: 84,14), %14,7’si mevduattan (önceki ay: 15,86%) oluşuyor.
TCMB 2 hafta vadeli 1.2 milyar dolar, 2 hafta vadeli 600 milyon euro, 1 ay vadeli 300 milyon dolar ve 3 ay vadeli 500 milyon dolar tutarlı olmak üzere 4 adet döviz karşılığı TL swap ihalesi açtı.
TCMB'nin yarın valörlü swap ihaleleri 13.30-14.00 saatlerinde gerçekleştirilecek.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Uluslararası düşünce kuruluşu Ember’in bugün yayınladığı analize göre, Türkiye’nin elektrik üretimi için kömür ithalatı 2022 yılında iki katına çıkarak 5,3 milyar dolara ulaştı. Tüm zamanların en yüksek kömür ithalatı tutarına ulaşılan yılda Rusya, Kolombiya’yı geçerek Türkiye’nin en büyük kömür tedarikçisi oldu.
Araştırmanın öne çıkan bulguları aşağıdaki gibidir:
Enerjide Rusya’ya bağımlılık artıyor
Türkiye 2022 yılında kömür ithalatının yarısına yakınını Rusya’dan sağladı, 2021 yılında Rusya’nın payı %26 seviyesindeydi. Türkiye’nin Rusya’ya bağımlılığı yalnızca kömürde yüksek değil, doğalgaz ve petrol gibi diğer enerji kaynaklarında da Rusya’nın payı %40-45 arasında. Öte yandan Akkuyu nükleer santral projesi de Rus devletine ait.
Kömürden elektrik üretiminin büyük kısmı ithal kömür kaynaklı
Türkiye’de ithal kömürden elektrik üretimi yerli kömürden %25 daha yüksek ve 2010 yılından beri kömürden elektrik üretiminde ithal kömür kaynaklı bir artış söz konusu. Öyle ki 2010’da %7 olan ithal kömürün elektrik üretimindeki payı, 2022’de %20’ye kadar ulaşmış durumda.
Rüzgarda İtalya ve Fransa'dan öndeyiz, güneşte potansiyelin çok altındayız
Türkiye’de 2022 yılında toplam rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinde yaklaşık 2,4 GW gibi kısıtlı bir artış olsa da, elektrik talebindeki düşüşün de etkisiyle rüzgar ve güneşin elektrik üretimindeki payı %15,5’e ulaşarak artışını sürdürdü. 2021’de bu oran %13,5 seviyesindeydi.
Türkiye, rüzgarın elektrik üretimindeki yaklaşık %11’lik payıyla Fransa (%8) ve İtalya (%7) gibi ülkelerden önde olmasına rağmen, güneş enerjisinde potansiyelinin altında kalıyor. Güneşin elektrik üretimindeki payı, %4,7 ile Polonya (%4,5) ve Ukrayna (%4) gibi Türkiye’ye kıyasla çok daha az güneş alan ülkelerle yakın seviyelerde. Bununla birlikte Enerji Bakanlığı’nın yeni enerji planında güneş kapasitesinde yüksek hedefler yer alıyor; bu hedeflere ulaşabilmek için her yıl eklenecek güneş kapasitesinin üç katına çıkmasına gerekecek.
Doğalgazdan elektrik üretimi düşüşte
2022 yılında Türkiye’de doğalgazdan elektrik üretimi 40 TWh azalarak bir önceki yıla göre %35 düşüş gösterdi. Doğalgazdaki düşüşün arkasında 2021’deki kuraklıktan sonra artış gösteren hidroelektrik üretimi (+10 TWh) ve kömürden elektrik üretimindeki artış (+10 TWh) yer alıyor. Elektrik talebindeki 9 TWh’lik azalma da doğalgazdaki düşüşte rol oynadı. Türkiye’de aylık elektrik talebi yılın ikinci yarısından beri düşüş gösteriyor.
Hidroelektrik santralleri batarya görevi görebilir
2022 yılının Ocak ayında İran kaynaklı doğalgaz kesintisiyle başlayan krizde ise hidroelektrik santrallerinin rolü ön plana çıktı. Bu kesinti, doğalgaz santrallerine sağlanan akışın da azalmasına neden olmuştu. Krizin ilk üç günü yarıya düşen doğalgaz kaynaklı elektrik üretimini telafi etmek için hidroelektrik santralleri üretimi iki katına çıkararak, adeta birer batarya görevi gördüler. Böylelikle daha fazla elektrik kesintisi engellendi. Özellikle büyük barajlara sahip hidroelektrik santralleri, üretimi hızlı bir şekilde arttırıp azaltabilme esneklikleri nedeniyle diğer enerji kaynaklarını telafi ederek Türkiye’nin enerji dönüşümünde önemli bir rol oynayabilirler.
Ember Bölge Lideri Ufuk Alparslan: “Yaygın kanının aksine Türkiye’de kömürden elektrik üretiminin büyük kısmı yerli değil ithal kömür ile gerçekleştiriliyor. İthal kömüre olan bu bağımlılık 2022 yılında rekor kömür ithalatına neden oldu. Türkiye’nin bunu durdurmak için özellikle güneş gibi potansiyelini yeteri kadar kullanmadığı temiz enerji kaynaklarına yönelmesi gerekiyor” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kaspersky, yazılım konteyneri altyapılarının korunması konusunda kapsamlı bir çözüm olan Tron'u geliştiren Ximi Pro'nun %49'unu satın aldı. Bu satın alma, şirketin Cloud Workload Protection (Bulut İş Yükü Güvenliği) konsepti dahilinde, tam kapsamlı çözüm geliştirmesine olanak tanıyor. Bu sayede yaklaşmakta olan XDR çözümünü konteyner altyapısındaki tehditleri tespit etme ve bunlara yanıt verme yeteneği geliştirebiliyor.
Ticari konteyner yazılımları için küresel pazar hızla büyüyor. Gartner'ın tahminlerine göre, 2023'e kadar global şirketlerin 70'i ikiden fazla konteyner içeren uygulama çalıştırıyor olacak ki bu oran 2019'da %20'den azdı. Bu büyümenin nedeni, sanallaştırma teknolojisi sayesinde kurumsal BT altyapılarını ve geliştirme süreçlerini optimize etme fırsatı olarak açıklanıyor. Ancak bazı durumlarda konteyner altyapısı, yanlış yapılandırma nedeniyle hedefli saldırıların ilk vektörü haline dönüşebilir. Kaspersky, bu tür riskleri ele almak için portföyünü bir konteyner güvenlik çözümü ile genişletiyor.
Bu satın alma, Kaspersky'nin konteyner altyapısını, uygulamasını ve buna dayalı hizmetleri Genişletilmiş Algılama ve Yanıt (XDR) senaryolarıyla kapsamasına olanak tanıyacak. Ayrıca, konteynerlerden ve ortamlarından ek telemetri verileri elde edebilecek, gerekli yanıtları verebilecek ve kuruluşların varlıkları için daha kapsamlı güvenlik sağlayabilecekler. Ayrıca, konteyner altyapısına tam görünürlük sağlayan bu yeni ürün, şirketlerin şüpheli davranışları tespit etmelerine ve saldırılarında konteynerlerin yanlış yapılandırılmasını kullanan tehdit aktörlerine karşı savunma yapmalarına yardımcı olacak.
Sektörde konteyner güvenliğine yönelik talep artıyor
Kaspersky İş Geliştirme Direktörü Andrey Efremov şunları söylüyor: "Stratejimizin temel hedeflerinden biri, kurumsal müşterilerimizin tüm güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak bir ekosistem geliştirmek. Daha fazla ve daha fazla şirket günlük olarak konteyner altyapısını kullandıkça, günümüzde yalnızca yazılım geliştirme ve BT'de değil, aynı zamanda üretim, finans, perakende vb. her tür sektörde konteyner güvenliğine yönelik artan bir talep görüyoruz. Bu önemli kabiliyeti büyüyen portföyümüze eklediğimiz için çok heyecanlıyım."
Ximi Lab Genel Müdürü Artem Tovbin de şu yorumu yapıyor: "Ekibimiz, etrafımızdaki dünyayı iyileştirmek ve bilgi güvenliği, geliştirme kültürü ve yönetim alanlarındaki uzmanlığını geliştirmek için çabalıyor. Kaspersky ile iş birliği yapmak bize en iyi uluslararası bilgi güvenliği şirketlerinden biriyle çalışma fırsatı veriyor ve bu da dünya standartlarında bir ürün yaratmamızı sağlıyor. Günümüzün BT dünyasında bir ekosistem, kurumsal düzeyde satış ve güçlü bir marka olmadan herhangi bir ürün ikincil olmaya mahkumdur. Kaspersky ile ortaklığımız bize bu avantajları sağlıyor. İşbirliğimizin pazara güvenilir bilgi güvenliği araçları sağlayacağını ve çok sayıda işletmenin temel hizmet ve ürünlerine odaklanmasına yardımcı olacağını umuyoruz."
Kaspersky, Bulut İş Yükü Koruması kapsamında koruma sağlayan teknolojiler de geliştirdi. Şirket, özellikle hibrit ortamlar için geliştirilmiş buluta özgü bir çözüm olan Kaspersky Hybrid Cloud Security'yi sunuyor. Bu ürün hakkında daha fazla bilgiye web sitesinden ulaşabilirsiniz.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.