Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ülkemizde yaşanan ve 10 ili ciddi biçimde etkileyen Kahramanmaraş’taki depremler, sigortalılığın önemini tekrar göstermiş oldu. Deprem, Türkiye’nin acı gerçeğiyken, tüm ülkeye büyük acılar yaşatarak kendini hatırlattı. Türkiye’de 68 il deprem fayları üzerinde bulunurken, milyonlarca vatandaş DASK sigortası yaptırmayarak finansal önlem almıyor. Risk her zaman olsa da önlemlerle kayıpların en aza indirilebileceğini söyleyen Enkar Sigorta Genel Müdürü Muhammed Ali Karakaş, “Depreme karşı en güçlü finansal önlemlerden biri de Zorunlu Deprem Sigortası. Yakın zamanda Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), yeni dönem tarifesini açıkladı. Depremde hasar gören evler için ödenecek azami teminat tutarı 320 bin TL’den 640 bin TL’ye çıkarılırken, primler de bu oranda yükseldi. Ancak Zorunlu Afet Sigortası tek başına yeterli olmamaktadır. Bizim sigortalılarımıza önerimiz DASK yaptırmanın yanında konut sigortasıyla birlikte desteklemesi. Finansal önlemlerimizi bu şekilde kuvvetlendirmiş oluruz. DASK yeniden hayata başlamak adına bize verilen bir şanstır. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bir daha aynı acıların yaşanmaması en büyük temennimizdir.” dedi.
Zorunlu Deprem Sigortası DASK, depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları, poliçenizde belirtilmiş limitler dahilinde karşılıyor. Her bir hasarda, sigorta bedelinin yüzde 2’si oranında tenzili muafiyet uygulanıyor. Doğal Afet Sigortaları Kurumu, hasarın bu şekilde bulunan muafiyet miktarını aşan kısmında sorumludur. Muafiyet uygulaması açısından, her bir 72 saatlik dönem bir hasar sayılır.
Diğer yandan konut sigortası konutlarda vatandaş olarak başınıza gelebilecek yangın, sel baskını, deprem ve hırsızlık gibi çeşitli olaylara karşı evinizi ve eşyalarınızı garanti altına almanızı sağlayan bir sistemdir. Konut sigortası isteğe göre yapılan bir sigorta türü olmakla birlikte yeni bir konut, Türkiye fiziki şartları nedeni ile deprem bölgesi olup yılda birden fazla deprem gören bir ülke niteliği taşır ve konut sigortası yaptırmayan mülk sahipleri deprem sonrası üzücü bir şekilde yıkılan evinden dolayı maddi bir kayıp yaşamış oluyor. Sigorta yaptıran bireyler ise hasara bağlı olarak maddi bir ödeme alarak kayıplarını kapatabiliyor. Konut sigortasına sahip olmak için yüksek fiyatlar ödenmesi gerekmez; aylık ödeyeceğiniz primler ile konut sigortasına sahip olabilirsiniz.
DASK ile konut sigortası karıştırılmamalı
Zorunlu deprem sigortası ile konut sigortası karıştırılmamalıdır. Zorunlu deprem sigortası diğer ismi ile DASK sadece belli başlı masraflar dışında diğer masrafları karşılamaz yani kapsama alanı çok kısıtlıdır. Konut sigortası ise isteğinize bağlı olarak evinizle ilgili her şeyi kapsama gücüne sahip bir sigorta türüdür.
Konut sigortasının kapsamı sigorta şirketlerine göre farklılık gösterebilir ancak genelde benzer ek teminatlar yaptırılır. Yangın tüm şirketlerin sunduğu ana teminattır. Diğer ek teminatları sıralayacak olursak eğer;
Yangın sigortası teminatı,
Hırsızlık sigortası teminatı,
Deprem ve yanardağ püskürmesi teminatı,
Sel ve su baskını teminatı,
Bina içi su sistemleri teminatı,
Fırtına, dolu, duman, kar ağırlığı ve yer kayması teminatı,
Kara, deniz ve hava taşıtları çarpması teminatı,
Konutta bulunan misafirlere karşı teminat,
Enkaz kaldırma masrafları,
İkametgâh ve taşınma masrafları,
Elektronik cihaz teminatı,
Akvaryumdan su sızması teminatı,
gibi ek teminatlar ile evinizi güvenceye alabilirsiniz bu saydığımız teminatlar genel itibari ile her şirketin sunduğu ek teminatlardır. Konut sigortasının kapsama alanı görüleceği üzere çok geniş bir yelpazede olup evinizi çoğu felakete karşı koruyabilir.
Önlem almalı ve bize verilen şansı kullanmalıyız
DASK’ın önemine vurgu yapan Enkar Sigorta Genel Müdürü, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada “Risk her zaman olsa da önlemlerle kayıpların en aza indirilebiliriz. Depreme karşı en güçlü finansal önlemlerden biri de Zorunlu Deprem Sigortası. Yakın zamanda Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), yeni dönem tarifesini açıkladı. Depremde hasar gören evler için ödenecek azami teminat tutarı 320 bin TL’den 640 bin TL’ye çıkarılırken, primler de bu oranda yükseldi.” ifadelerine yer verirken “Ancak Zorunlu Afet Sigortası tek başına yeterli olmamaktadır. Bizim sigortalılarımıza önerimiz DASK yaptırmanın yanında konut sigortasıyla birlikte desteklemesi. Finansal önlemlerimizi bu şekilde kuvvetlendirmiş oluruz. DASK yeniden hayata başlamak adına bize verilen bir şanstır. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bir daha aynı acıların yaşanmaması en büyük temennimizdir.” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
OSS Derneği, Bağımsız Servis Sağlayıcılar Grubu çatısı altında araç içi verilere, işlevlere ve kaynaklara erişimle ilgili mevzuat teklifinde tekrarlanan gecikmelere son vermek için harekete geçti. Bu kapsamda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e ve ilgili Komisyon üyelerine mektup yazan BSS Grubu, "Bu mevzuat, otomotiv ve mobilite hizmetleri sektörü pazarındaki engeli kaldırmak için son derece önem taşımaktadır. Neredeyse her Avrupalı mobilitenin bir biçimini her gün kullanıyor, otomotiv ile mobilite ekosisteminde veriye dayalı inovasyon, seçenek zenginliği ve uygun maliyet avantajlarından yararlanabilmeleri gerekiyor. Bugün bu şansları yok ve komisyon bu durumu düzeltmeli" mesajını verdi.
Türkiye otomotiv endüstrisi, gerek mühendislik yeteneği, gerek lojistik avantajları, gerekse hatasız ve yüksek kaliteli üretim beceresiyle dünyanın önde gelen otomotiv üreticilerine orijinal ekipman ve yedek parça sağlıyor. Sektörün büyük oranda Avrupa'ya ihracat yapıyor oluşu, Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) üyelerini de mevcut ve yeni mevzuatların sıkı takipçileri haline getiriyor.
Ursula von der Leyen'e mektup!
Sektörde serbest ve adil bir piyasa rekabetinin korunması için Avrupa Birliği platformunda çalışmalar yapan FIGIEFA'nın (Uluslararası Bağımsız Otomotiv Aftermarket Dağıtıcıları Federasyonu) da üyesi olan OSS Derneği, Bağımsız Servis Sağlayıcılar (BSS - The Independent Service Providers) Grubu çatısı altında, araç içi verilere, işlevlere ve kaynaklara erişimle ilgili mevzuat teklifinde tekrarlanan gecikmelere son vermek için harekete geçti. Bu kapsamda BSS Grubu, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e ve ilgili Komisyon üyelerine mektup yazdı. Grup, bu hamleyle, Avrupa'nın veriye dayalı otomotiv ve mobilite pazarlarında gerçek rekabet yaratmak amacıyla kullanılmayan potansiyelini ortaya çıkarmayı hedefliyor. BSS Grubu'nun mektubunda şu bilgiler yer aldı: "Komisyon, Aralık 2020'de araç içi verilere erişim mevzuatında 2021 yıl sonuna kadar ilerleme kaydetmeyi taahhüt etti. 2023 yılındayız ve teklif yine ertelendi. Komisyonun altı yıllık zahmetli kanıt toplama ve önceki stratejik politika planlarına rağmen, sektörün büyük çoğunluğu belirsizliğe mahkum edildi ve potansiyel olarak büyük bir pazarın yalnızca bir kısmının yararlandığı büyük pazar engelleri nedeniyle yatırım kararları erteleniyor. Komisyon Başkanı'nı bu süreci yeniden gündeme getirmeye çağırıyoruz. Bu mevzuat, otomotiv ve mobilite hizmetleri sektörü pazarındaki engeli kaldırmak için son derece önem taşımaktadır. Neredeyse her Avrupalı mobilitenin bir biçimini her gün kullanıyor, otomotiv ile mobilite ekosisteminde veriye dayalı inovasyon, seçenek zenginliği ve uygun maliyet avantajlarından yararlanabilmeleri gerekiyor. Bugün bu şansları yok ve komisyon bu durumu düzeltmeli."
Yasal süreç derhal başlatılmalı!
Komisyon, telekomdan havacılık, demiryolu ve enerji sektörüne kadar piyasa kolaylaştırıcı mevzuat konusunda zengin bir geçmişe sahiptir. Avrupa Veri Stratejisi'nin bir kısmını oluşturan son yasal tedbirler dizisi, birkaç hakim oyuncunun hüküm sürmediği, daha canlı ve rekabetçi bir Avrupa İnternet ekonomisini mümkün kılacak önemli piyasa bozulmalarını ele almaktadır. Ancak, son altı yılda toplanan tüm kanıtlara rağmen, Avrupa otomotiv ve mobilite ekosisteminin, AB'nin hiper ölçekleyicilerin teknoloji platformlarına artan bağımlılık da dahil olmak üzere internet ekonomisi için geniş kapsamlı bir dizi AB Veri Stratejisi yönetmeliklerinde değindiği aynı pazar engelleri ve eşitsizliklerle karşılaşmaya devam etmesi son derece kural dışı görünüyor. Avrupa Bağımsız Veri Yayıncıları Birliği (ADPA), Uluslararası Karoseri Serviisleri Derneği (AIRC), Avrupa Motor Ticareti ve Tamir Konseyi (CECRA), Avrupa Otomotiv Tedarikçileri Birliği (CLEPA), Avrupa Servis ve Test Ekipmanı Derneği (EGEA), Lastik ve kauçuk mamul üretilerinden oluşan ETRMA, Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA), Uluslararası Bağımsız Otomotiv Aftermarket Dağıtıcıları Federasyonu (FIGIEFA), Avrupa Sigorta ve Reasürans Federasyonu (Insurance Europe) ve Avrupa Leasing Şirketi Dernekleri Federasyonu (Leaseurope) Komisyon'u "araç içi verilere ve kaynaklara erişim" konusunda sektöre özel bir düzenlemeye yönelik yasal süreci derhal yeniden başlatmaya çağırıyor. Bu sayede, Mayıs 2024'teki Parlamento dönemi bitmeden önce eş yasa koyucuların metni inceleyip kabul etmeleri için zamanları olacaktır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen vatandaşlarımıza ilk 24 saat içinde destek vermeye başlayan Bilkent Holding ve grup şirketleri, belirlenen ihtiyaçlara yönelik yardımlarını sürdürüyor. Bilkent Holding grup şirketlerinden biri olarak yardım çalışmalarına devam eden Tepe Home afetten etkilenerek şehir değiştirmek zorunda kalan vatandaşlar için istihdam sağlamak üzere kadrosunu genişletme kararı aldı.
Türkiye, Kahramanmaraş merkezde meydana gelen ve 10 ilde etkili olan yıkıcı depremlerin ardından yaralarını sarmaya çalışırken bölgede yaşayan depremzede vatandaşlar için yardım seferberlikleri devam ediyor. Deprem bölgelerine ilk günden beri destekte bulunan Tepe Home, afetten etkilenerek Ankara’ya gelen vatandaşların yeni hayatlarına entegre olabilmeleri için önemli bir adım attı. Birçok afetzedenin Ankara’ya göç etmek zorunda kaldığını söyleyen Tepe Home Genel Müdürü Levent Çapan, “Buraya gelen vatandaşlarımızın uzun süreli olarak hayatlarını idame ettirebilmeleri için ne yapabiliriz bakış açısıyla fabrikamızda depremzedelere özel olarak işe alım başlattık. Ülkemiz olarak geçtiğimiz bu zorlu zamanlarda elimizden geldiği kadar yaralarımızı sarmak istiyoruz” sözlerini söyledi. Ankara Bilkent’te mobilya üretim tesisi yer alan Tepe Home; döşeme, masif, metal, panel, cila, lojistik vb. birimlerinde çalıştırılmak üzere, depremzede vatandaşlar için özel olarak açılan, 50 kişilik mavi yaka kadrosu kapsamında işe alım süreçlerini başlattıklarını duyurdu. Sosyal medya mecralarında yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Üzüntüsünü kalbimizde derinden hissettiğimiz bu zorlu günlerde, Tepe Home ailesi olarak, depremzede vatandaşlarımıza destek olmaya devam ediyoruz. Zor zamanların üstesinden birlik olarak gelebileceğimiz inancıyla, depremden etkilenen ve Ankara’da ikamet etmek üzere şehir değiştiren vatandaşlarımız için istihdam sağlamak adına kadromuzu genişletiyoruz. Ankara Bilkent’te yer alan mobilya üretim tesisimizde özel olarak açılan 50 kişilik mavi yaka kadrosu kapsamında işe alım süreçlerimizi başlatmış bulunuyoruz. Tepe Home olarak yaralarımızı birlikte sarabilmek gayesiyle çıktığımız bu yolda, depremzede vatandaşlarımızın başvurularını bekliyoruz.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Boğaziçi Üniversitesi’nde deprem sarsıntılarına daha dayanaklı boru bağlantı sistemlerinin geliştirilmesi için çalışmalar başladı. TÜBİTAK-TEYDEB 1505 Üniversite-Sanayi İş Birliği Destek Programı tarafından desteklenen Ar-Ge projesiyle Boğaziçi Üniversitesi’nden bilim insanları bu alanda en iyi tasarımı ortaya koymak için çalışacak.
Kahramanmaraş’ta yaşanan iki büyük deprem Türkiye’de deprem gerçeğini bir kez daha hatırlatırken, Boğaziçi Üniversitesi’nden bilim insanları sanayi ortaklıklarıyla depreme daha dayanaklı alt ve üst yapı sistemleri için çalışmalarına devam ediyor. Son olarak Boğaziçi Üniversitesi ile Superlit Boru Sanayi A.Ş. ortaklığı ve Teknoloji Transfer Ofisi desteğiyle CTP boruların bağlantı sistemlerinin kuvvetli deprem hareketlerine daha da dayanaklı hale getirilmesi için Ar-Ge çalışmaları başladı. Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülüm Tanırcan’ın yürütücülüğünü üstlendiği iki yıl sürecek proje, TÜBİTAK- TEYDEB 1505 Üniversite-Sanayi İş Birliği Destek Programı tarafından da destekleniyor.
Projede malzeme testleri Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Kompozit Laboratuvarı’nda gerçekleştirilirken, tasarımların prototipleri sanayi iş birliğiyle üretilerek Kandilli Kampüsü’nde yer alan Yapı ve Sarsma Masası Laboratuvarı’nda test edilecek.
“BORULAR ŞİDDETLİ DEPREMLER SONRASINDA İŞLEVİNİ SÜRDÜREBİLECEK”
Projenin 14 Şubat’ta düzenlenen açılış toplantısında konuşan Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülüm Tanırcan, projenin Türkiye’de deprem tehlikesi yüksek bölgelerde yer altından geçen boruların deprem sarsıntılarından zarar görmeden işlevlerini koruyabilmesi için çok önemli bir yerde durduğunu vurguladı:
“Altyapı sistemlerinin deprem güvenliği toplum sağlığının korunması ve ekonomik kayıpların engellenmesi için büyük önem taşıyor. Boru hatlarında genel olarak deprem hasarları bağlantı bölgelerinde meydana geliyor. Boru hasarı su gibi hayati kaynakların bölgeye ulaşamaması anlamına gelirken, depremin yarattığı yıkım dışında salgın gibi başka risklerin ortaya çıkmasına neden olabiliyor. CTP borular cam elyaf takviyeli reçine ve silika kumdan oluşuyor ve genellikle su ile atık su şebekelerinde kullanılıyor. Bu boru türü mukavemeti yüksek, farklı hava koşullarına ve korozyon basınca dayanaklı olmasından dolayı giderek daha çok tercih ediliyor. TÜBİTAK tarafından desteklenen projemizle bu bağlantı noktalarının depreme bağlı şiddetli yer hareketlerine daha fazla dayanmasını sağlayan yeni bir sistem üzerinde çalışacağız. Bu yeni bağlantı sistemiyle borular şiddetli depremler sonrasında da işlevini sürdürebilecek.”
“TASARIMLAR SARSMA MASASINDA TEST EDİLECEK”
Proje araştırmacısı Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Edinçliler ise projenin Ar-Ge sürecinde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Kampüsü’nde yer alan sarsma masalarının kullanacağı bilgisini paylaştı.
Prof. Dr. Edinçliler, “Geliştirilen kompozit boru bağlantı sistemlerinin etkinliği Yapı ve Sarsma Masası Laboratuvarı’nda gerçekleşecek testlerle belirlenecek. Buradaki en büyük masa üzerinde araziye gömülü boru sistemi ortamı yaratılacak. Çeşitli büyüklük ve frekanslara sahip deprem hareketlerine maruz bırakılarak boru birleşimlerinin davranışları incelenecek. Projede araştırmacı olarak yer alan Boğaziçi Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Ersoy, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Karasu Meslek Yüksek Okulu Makina ve Kaynak Teknolojileri Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Güleç ile İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Hasan Emre Demirci’nin bağlantı sistemlerine yönelik yapacağı tüm tasarımlar Boğaziçi Üniversitesi laboratuvarlarında teste tabi tutulacak” diye konuştu.
“EN İYİ SİSTEMİ ÜLKEMİZE VE DÜNYAYA SUNMAK İSTİYORUZ”
Projenin paydaşı Superlit Genel Müdürü Turgay Aytekin ise Ar-Ge çalışmalarının ardından güvenilirliği her açından ispatlanmış CTP boru bağlantı sistemini dünya pazarına Boğaziçi Üniversitesi ile Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi iş birliğiyle sunmayı hedeflediklerini söyledi:
“Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin öncülüğünde kurduğumuz bu sanayi-üniversite iş birliği, deprem felaketini henüz yaşamışken ülkemizdeki altyapı sistemlerinin depreme daha dayanaklı hale getirilmesi için çok önemli. Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere Sakarya Uygulamalı Bilimler ile İzmir Kâtip Çelebi üniversitelerinden bilim insanlarının tasarım ve testlerini yapacağı bu Ar-Ge projesinde paydaş olarak yer almak çok heyecan verici. Takip eden yıllarda bizim de üretimini yaptığımız CTP borularında depreme daha da dayanaklı, güvenilir bağlantı sistemlerinin her açıdan Ar-Ge faaliyetlerini tamamlayarak, bunu bir ürün olarak başta Türkiye olmak üzere tüm dünyaya sunmak istiyoruz.”
Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Genel Müdürü Volkan Özgüz de Boğaziçi Üniversitesi’nin sanayi ile iş birliklerinin daha da gelişmesi için çalıştıklarını ve bu projenin Türkiye’deki yükseköğretim kurumları için iyi bir örnek olduğunu vurgularken, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener de Türkiye’de maddi ve manevi deprem zararlarının azaltılmasına yönelik çalışmaların her zaman destekçisi olduklarını ifade etti.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen, birçok ilde hissedilen ve tüm ulusumuzu yasa boğan depremlerden etkilenen bölgeler için desteklerini sürdürüyor. AFAD, Kızılay, Valilikler, Belediyeler ve diğer kamu kurumları ile irtibat halinde sahada yakın takip yapan MESS, bölgedeki vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlara erişimi için yardım tırlarını afet bölgesine sevk ediyor.
Yetkili mercilerden edinilen en güncel listelere göre hazırlanan çadır, konteyner, gıda, kıyafet, hijyen ürünleri, enerji ve ısıtma üniteleri ve tek kullanımlık mutfak ürünleri gibi acil ihtiyaç malzemeleri bölgedeki vatandaşlara ulaştırıldı.
MESS, sadece yardım göndermekle kalmayıp, farkındalık videoları ile de önemli bilgileri kamuoyuyla sosyal medya hesapları üzerinden paylaşıyor. Yayınlanan ilk videoda yardım malzemelerinin doğru şekilde sınıflandırılarak paketlenmesinin önemine değiniliyor. İkinci videoda, afet destek merkezlerinde gönüllü olarak yer alan vatandaşlarımızın çalışırken ihtiyaç duyacağı önemli bilgiler aktarılıyor. Üçüncü video ise uzman psikologların desteğiyle hazırlandı. Videoda, afet bölgesinde uygulanacak psikolojik ilk yardımda dikkat edilmesi gereken kritik noktalar paylaşılıyor.
Bununla beraber MESS, üyelerinin dışarıdan tedarik etmekte zorlandığı ihtiyaç malzemelerini kendi ağında bulunan iş ortakları üzerinden koordine ediyor ve bölgelere ulaşmasını sağlıyor. Bugüne kadar, akut ihtiyaç olan ayni malzemelerin gönderiminden, direkt nakdi bağışlara kadar milyar TL’leri bulan yardım bölgeye ulaştırıldı. Yüzlerce tırla, kıyafet kolisi (dış ve iç giyim, ayakkabı vb.), gıda kolisi (konserve yiyecekler, çocuk maması, ekmek, tahıl ürünleri, su vb.), barınma ekipmanı (battaniye, ısıtma teçhizatı, çadır, jeneratör, tüp vb.) ihtiyaç sahiplerine gönderildi. MESS üyesi şirketlerden 620 kişilik arama kurtarma ekibi de büyük özveri ile afet bölgesindeki çalışmalara destek veriyor.
MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, bölgedeki ihtiyaçları yerinde tespit etmek ve önümüzdeki dönemde alınması gereken aksiyonları belirlemek amacıyla afet bölgesine gitti. Adana, Osmaniye, İskenderun, Antakya, Kırıkhan, İslahiye, Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta, AFAD Koordinasyon Merkezleri’nde ve deprem bölgesinde çeşitli görüşmeler yaptı. Akkol, “MESS olarak, yetkili kurumlar ve bölgede faaliyet yürüten STK’larla yakın irtibat halindeyiz. Bölgenin ihtiyaçlarını dinamik bir şekilde takip ediyoruz. Her geçen gün ortaya çıkan ihtiyaçlar için çözüm sağlayacak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 260 üyemizle birlikte, kısa vadede bölgedeki acil ihtiyaçların karşılanması için gerekli tüm tedbirleri ve aksiyonları aldık, almaya da devam edeceğiz. Üyelerimizin ilk günden bu yana tüm imkanlarını ortaya koyarak yaptığı bağışların toplamı ise milyar TL seviyesini geçmiş durumda. MESS olarak, önümüzde uzun vadeli ele alınması gereken kapsamlı bir dönüşüm süreci olduğunu biliyoruz. Nasıl ki kısa vadede gıdadan suya, ısıtıcıdan çadıra akut ihtiyaç olan yüzlerce tır malzemeyi bölgeye gönderdiysek, orta ve uzun vadede de, alacağımız inisiyatiflerle eğitimden sanayiye, istihdamdan bölgesel kalkınmaya kadar gerekli tüm alanlarda devletimizin desteğiyle elimizi taşın altına koymaya devam edeceğiz. Bu kapsamda, devletimizin liderliğinde, STK’lar, teknoloji devleri, üniversiteler ve birçok paydaşımızla birlikte, teknoloji ve veri odaklı orta ve uzun vadeli ülkemize fayda sağlayacak çalışmaları başlattık. Üyelerimizle birlikte ülkemizin yanında olmayı sürdüreceğiz.” dedi.
MESS, afet durumlarında maddi ve manevi kayıpların en aza indirilmesi hedefiyle başlattığı uzun vadeli çalışmaları kapsamında; teknoloji desteği ile binaların deprem riskini tespit eden, arama kurtarma ve afet sonrası sağlık hizmetlerinde ileri teknolojilerin kullanımını önceliklendiren projelere imza atacak. Sağlık, eğitim ve diğer sosyal alanlarda çalışmalar yapacak. MESS, tüm bu çalışmalarıyla üyeleriyle birlikte, kısa vadede olduğu gibi, orta ve uzun vadede de ihtiyaçların karşılanmasında önemli bir rol üstlenmeye gayret edecek.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin yerli oyuncak markası ‘Let’s Be Child’, Ticaret Bakanlığı’nın başlattığı ‘Deprem Yardımlaşma Seferberliği’ne katılarak depremzede çocukların yaralarının sarılmasına katkıda bulunmak için oyuncak seferberliği başlattı.
Ticaret Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı iş birliği ile düzenlenen seferberliğe, online oyuncak bağışı kampanyasıyla dahil olduklarını söyleyen Enfal Oyuncak CEO’su Furkan Karaduman, web sitelerinden satın alınarak bağışlanan oyuncakların deprem bölgesine ulaşmasını hedeflediklerini söyledi. Kampanyayı resmi kurumlar aracılığıyla yürüttüklerini belirten Karaduman “Düzenlediğimiz online oyuncak bağış kampanyasını hiçbir kar gütmeden maliyetine gerçekleştiriyoruz. Vatandaşlarımızı www.letsbechild.com sitemizden alışveriş yaparak bu kampanyaya destek vermeye davet ediyoruz. Bağış yoluyla satın alınan oyuncaklar TIR’larla Kızılay ve Afad’ın depolarına gidecek. Oyuncaklar, bu resmi kurumlarımız aracılığıyla çadırkentlere ve çocuklara ulaştırılacak. Bu kampanyaya katılan tek oyuncak markası olarak depremzede çocukların yaralarını bir nebze de olsa sarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Uzmanların depremzede çocukların yaşadıkları travmayı oyuncaklar yardımıyla atlatabileceklerini ifade eden Furkan Karaduman, depremden etkilenen çocukların oyun oynamalarının bu süreçteki öneminin altını çizdi. Konuyla ilgili konuşan Karaduman “Bu afetin, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın psikolojilerini ve hayal dünyalarını olumsuz etkilediği gayet açık. Bu yüzden uzman psikolog ve pedagoglarla bölgedeki çocukların yıkılan dünyalarını yeniden inşa edebilmek adına harekete geçme kararı aldık ve böyle bir kampanya düzenledik. ‘Let’s Be Child’ oyuncakları, pedagoglar tarafından da tavsiye edilmesi sebebiyle bağış yapacakların amacına hizmet eden bir marka olarak dikkat çekiyor” dedi.
www.enfaloyuncak.com.tr www.letsbechild.com 0850 360 52 69
Enfal Oyuncak ve ‘Let’s Be Child’ hakkında:
Enfal Oyuncak, 1992 yılından bu yana oyuncak üretimi, satışı, ithalatı ve ihracatı ile oyuncak sektöründeki faaliyetlerine devam ediyor. 2018 yılında Bahaş Holding’in ortak olmasıyla beraber daha da güçlenen Enfal Oyuncak, yenilikçi vizyonuyla hızla büyümesini sürdürüyor. Enfal Oyuncak, ‘sağlıklı oyuncak ilkesini benimsemiş ve bu kararlıkta ürünler üreten bir firma olarak çalışmalarını yürütüyor. Uluslararası test laboratuvarlarında test edilerek onaylanmış hammadde ve boyaların kullanıldığı üretim anlayışıyla sağlıklı ve güvenli ürünler üreten firma, bebek ürünleri markası ‘Numio’ ve oyuncak markası ‘Let’s Be Child’ı çocuklarla buluşturuyor. Yenidoğan hediyeleri, eğitici oyuncaklar, motor becerisi ve duyu gelişimine yardımcı gereçler ve scooter gibi kategorilerdeki ürünleriyle sektöre değer kazandırıyor. Yıllık 1 milyon 500 bin adet oyuncak üretim kapasitesi olan marka, üretiminin yüzde 10’unu Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine ihraç ediyor. Bugüne kadar önemli markaların temsilciliğini de yürüten Enfal Oyuncak, 2020 yılında dünya çocuklarını hedefleyerek yerli ve milli oyuncak markası ‘Let’s Be Child’ı sektöre kazandırdı. Ağırlıklı olarak 0-3 yaş grubuna yönelik olarak üretilen ‘Let’s Be Child’ oyuncakları, ‘haydi çocuk olalım’ diyerek sadece Türkiye’de yaşayan çocukları değil tüm dünya çocuklarını kucaklamayı amaçlıyor. Sağlıklı oyuncak ilkesi çerçevesinde yüksek kalitede, dayanıklı, maksimum güvenli oyunları eğlenceli hale getiren ‘Let’s Be Child’ oyuncakları, toksin, kurşun boyası, phthalates, pvc ve benzer zararlı dış kaplamaları içermiyor. Avrupa Birliği tarafından (EU) EN71 standartlarına uygunlukları akredite olmuş, uluslararası test kuruluşları tarafından test edilip onaylanan ‘Let’s Be Child’ ürünleri, hali hazırda e-bebek, Toyzzshop, Armağan, Civil ve LC Waikiki gibi seçkin zincir mağazaların yanı sıra piyasadaki toptancı ve perakende noktalarına da ürün tedariğinde bulunuyor. Marka, ayrıca discount market zincirleri ve tüm online platformlarda satışa sunuluyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye, son yüzyılın en büyük felaketi olarak adlandırılan ve 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını sarmaya çalışırken, İGA İstanbul Havalimanı depremin en çok etkilediği illerden olan Hatay'da evsiz kalan afetzedelerin barınması için bir konteyner kent kurmak üzere harekete geçti.
Hatay İl Jandarma Komutanlığı'nın yanında yer alan ve Hatay Valiliği tarafından İGA İstanbul Havalimanı'na tahsis edilen 30 dönüm arazi üzerinde kurulacak 350 konteynerlik kentin, 350 aileye yuva olması bekleniyor. Tüm işlemlerini İGA İstanbul Havalimanı'nın üstlendiği ve inşaatına 13 Şubat tarihinde başlanarak bu ay sonuna kadar tamamlanması planlanan kentin bir an önce depremzedelerin hizmetine sunulabilmesi için 89 personel ve 34 iş makinesi vardiyalı olarak 7/24 itinalı bir çalışma yürütüyor.
İGA İstanbul Havalimanı'ndan gönüllü olarak kurtarma çalışmalarına katılmak üzere deprem bölgelerine giden çalışanlar ise Hatay'da kurulan konteyner kentin kurulum aşamasında görev alıyor.
İstanbul'dan sevkiyatı 20-26 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek 21 metrekarelik konteynerlerin her birisinde mobilya, duş, tuvalet ve mutfak tezgâhı mevcutken, konteynerler 5-6 kişilik bir ailenin geçici barınma ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede olacak. Oluşturulacak olan kampüste ayrıca yemekhane, mutfak, çamaşırhane, üç ayrı yaş grubuna özel olarak kategorize edilen üç farklı çocuk oyun alanı ve mescit gibi sosyalleşme mekanları da yer alacak. Konteyner kentte ayrıca revir de bulunacak
VakıfBank 2023 yılı için göreceli muhafazakar operasyonel
bütçesini açıklamıştır ve yüksek %10’lu seviyelerde
özkaynak karlılığı öngörmektedir (Şeker: %13,6). Makro
tarafta %25 oranında yıl sonu enflasyonu beklenmektedir.
1) TL kredilerde <%40 (Şeker: %47) artış, YP krediler (Tek
haneli daralma) (Seker: -%4),
2) Net faiz marjı (düzeltilmiş): %3,5-4% (Şeker: %3,5),
3) Komisyon gelirlerinde %25-30 büyüme, (Şeker: %42),
4) Faaliyet giderlerinde enflasyon üzerinde artış (Şeker: %45
artış),
5) Aktif kalitesi tarafında net kredi riski maliyetinin 254 baz
puan seviyesinden 100 baz puan seviyesine gerilemesi (Şeker:
200 baz puan) ve normalleşme yaşanması, TGA rasyosunun
yatay yada hafif yukarı gerçekleşmesi modelleniyor (Şeker:
%2,4). 2022 yılındaki gibi ilave ek karşılık ayrılması
beklenmemektedir.
Swap maliyetlerine göre düzeltilmiş net faiz marjında yıllık
bazda 300 baz puan daralma, kredi mevduat maliyetlerinde
ilk 6 ay daralma beklenmektedir. Yılın ikinci yarısı için
marjlarda daha pozitif bir görünüm öngörülmektedir.
Swap maliyetlerinin 2023 yılında yaklaşık 3 milyar TL
seviyesinde sabit seyretmesi bütçelenmiştir. TL mevduat
faizleri şu an yaklaşık %28 seviyesindedir ve banka %60 oranına
ulaşmayı hedeflemektedir. 2022’de regülasyonlar kapsamında
870 milyon TL komisyon ödenmiştir ve 2023 yılı için 3 milyar
TL bütçe ayrılmıştır.
Banka deprem yardımları kapsamında 12 milyar TL bağış
yaptığını açıklamıştır. Bankanın serbest karşılıkları toplamı
4Ç22 itibariyle 19 milyar TL sevisinde olup faaliyet
giderlerindeki artışların negatif etkisini dengeleyebilecek
büyüklüktedir.
Bankanın yüksek %10 seviyesindeki özkaynak karlılığı
beklentisi bizim %13,6 beklentimiz hafif üzerindedir.
Yönetimin ücret ve komisyon gelirlerinde %25-30 artış hedefi
görece muhafazakar olup yukarı yönlü potansiyel
taşımaktadır. Banka için 2023 yılında %37 kar daralması
modelliyoruz.
Hisse üzerinde önemli bir etki beklemiyoruz. Hisse için
13,26 TL olan hedef fiyatımızın %44 artış potansiyeli
bulunmaktadır. “TUT” tavsiyemizi koruyoruz. Hisse 2023T
4,3x F/K (Benzerlerine göre %85 primli) ve 0,6x F/DD
çarpanlarıyla ve %13,6 ortalama özkaynak getirisiyle işlem
görmektedir.
Şeker Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.sekeryatirim.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.