Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İkinci el araç alım satım pazarında yenilikçi modeliyle fark yaratan Kavak, 2022 yılında büyümesine son sürat devam etti. Kavak, yıl içinde Carvak markasıyla Türkiye pazarına da girip kısa sürede ciddi bir başarı elde ederken, pazarın bugününe ve geleceğine yön veren şirket haline geldi. Yılı değerlendiren ve gelecek yıla dair öngörülerini paylaşan Carvak Türkiye CEO'su Mehmet Çelikol, 2022'de ikinci el araç alım satım pazarında en önemli trendin dijital dönüşüm olduğunu vurgularken, 2023'te pazarın yönünü belirleyecek esas trendin yine dijitalleşme olacağının altını çizdi.
Dijital dönüşümle yenilikçi iş modelleri hız kesmeyecek
Çelikol, şunları söyledi: "İkinci el pazarı dünyada ve Türkiye'de halen geleneksel yönü baskın bir sektör. En çok dönüşüme ihtiyacı olan sektörlerin de başında. Bu ortamda, pazarımızda dijital dönüşüm hız kesmeyecek. Pazardaki şirketler kendilerini birer teknoloji şirketi olarak konumlandırıp bu yönde strateji geliştirecekler. Otomobil endüstrisi oyuncuları, artan dijitalleşme dahil olmak üzere yeni iş modelleri üzerine daha çok yoğunlaşacaklar. Bunun en iyi örneklerinden birinin Carvak olduğunu düşünüyorum. İş modelimizle, piyasanın güvenilirlik ve şeffaflık ihtiyacını hız ve teknolojiyi bir araya getirerek karşılıyoruz."
Yapay zeka daha da gelişecek, deneyimin önemi artacak
Yılın başından bu yana, ikinci el araç fiyatlarının %40'ın üzerinde arttığını belirten Çelikol, 2022 yılı sonuna kadar, ülkemizdeki ikinci el otomobil alış/satış hacminin yıllık 6 milyon adetin üzerine ulaşacağını öngördüklerini ifade etti.
Çelikol'a göre, pazarda son yıllarda, e-ticaret kanalları ve dijital kanallar üzerinden ikinci el araç satışı da bir hayli popüler hale geldi. Özellikle yakın zamanda, yıllardır geleneksel kanallardan araç satan büyük kurumsal markalar da e-ticaret kanallarını yoğun olarak kullanmaya başladı.
Diğer yandan, deneyim ekonomisi konusu ikinci el pazarında da önemini artırıyor. Bu deneyimi sağlayan veya katkı sunan teknolojilerin pazarda önemi artacak, bunların başını da yapay zeka uygulamaları çekecek.
Elektrikli araçlardaki gelişmeler ikinci el pazarını da etkileyecek
Çelikol, elektrikli araçlar pazarının da 2023'de çok gelişmeye aday pazarlardan biri olduğunu söylerken, bu pazardaki gelişmelerin ikinci el pazarına da yansımalarının olacağını belirtti. Çelikol, şöyle konuştu: "Son 5 yılda, ülkemizdeki toplam otomobil adetindeki büyüme oranı yıllık %3-4 bandında seyrederken, elektrikli ve hibrit araç kategorilerinde %100'ü aşan oranlarda yıllık büyüme gerçekleşti. Halen küçük bir pazar olsa da ülkemizde elektrikli araç pazarı ciddi bir gelişim içerisinde. Diğer yandan, ülkemizdeki elektrikli araç sayısı Almanya gibi gelişmiş ülkelere kıyasla aşağılarda. Yani, Almanya'da elektrikli araçlar pazarın %2.2'sini teşkil ederken, ülkemizde bu oran henüz %0.1 bile değil. Bu evet az ama içinde çok büyük bir potansiyeli de barındıran bir veri. 2023'de elektrikli araç pazarında önemli gelişmeler yaşanacağını, bunun ikinci ele de mutlaka yansımaları olacağını öngörüyoruz."
Kavak yeni pazarlara girdi, büyük finansman destekleri aldı
Diğer yandan, değişen ve dönüşen bu pazarda, Kavak, yenilikçi modeliyle 2022'de büyümesini sürdürdü. Şirketin büyüme yolculuğunda bu yılki en önemli kilometre taşları, Türkiye'nin de aralarında olduğu yeni pazarlara girişi ve dünyanın önde gelen finans kurumlarından aldığı destekler oldu. Kavak yıl içinde, HSBC, Goldman Sachs ve Santander gibi dev finans kurumlarından iş modeli için finansman desteği aldı.
Kavak 2022'de global büyüme ve genişlemeye odaklandı, bu amaçla operasyonlarını yürüttüğü aktif ülke sayısını 3'ten 10'a çıkardı. Bu 10 pazarda, yıllık toplam 125 binden fazla araç alım / satım işlem adedine ulaştı. Suudi Arabistan, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri pazarlarına girerek yenilikçi iş modelini bölgeye de taşıyan Kavak, sektörde gelişen pazarlarda en önemli oyuncu haline geldi. Bu yeni pazarlarla birlikte Kavak, operasyonlarını toplamda 10 ülkeye taşımış oldu.
Türkiye pazarına hızlı girdi, 2023 sonu hedefi Türkiye'de liderlik
Kavak 2022 senesinde faaliyetlerini ilk kez Latin Amerika dışına taşıyarak, Türkiye'de operasyonlarına Carvak markasıyla başladı. İstanbul'da, araçların sergilendiği dev showroom'larla pazara giren Carvak'ın 15 şehirde de araç alım noktası bulunuyor. "1 yıldan kısa bir sürede Türkiye'de ikinci el otomobil pazarının en önemli oyuncularından biri haline gelmekten dolayı çok mutluyuz" diyen Mehmet Çelikol, şunları söyledi: "Türkiye'de yaş ortalaması 32 olan, genç bir ekiple, çok dinamik bir şekilde çalışarak, yenilikçi iş modelimizi Türkiye pazarına da taşıyoruz ve Türkiye'de de yepyeni bir ikinci el deneyimi sunuyoruz. Carvak olarak uzun vadeli stratejimizin bir parçası olarak, 2023 yılı sonunda Türkiye'de 2. el otomotiv pazarında lider olmayı hedefliyoruz. 2023 yılında, bulunduğumuz şehir sayısını ikiye katlayarak, yüzde yüzden fazla büyüme bekliyoruz. Sadece Türkiye'ye orta vadede 100 milyon dolar ve uzun vadede 200 milyon dolar civarında bir yatırım planlıyoruz. Yine bölgede de hedeflerimiz büyük, yine 2025 yılı sonuna kadar diğer bir hedef, bölgenin en büyük ikinci el otomotiv şirketi olmak."
Dünya Kupası'nın dev takımlarına sponsorluklar ses getirdi
Kavak, bulunduğu ülkelerde pazarlama ve sponsorluk faaliyetleriyle, markaya güçlü bir destek verirken ses getirmeye devam ediyor. Kavak'ın özellikle spor alanındaki sponsorluk çalışmaları dikkat çekti. Formula 1'nin yükselen ismi Red Bull Takımı pilotu Checo Perez, Meksika Milli Takımı'nın kaptanı ve kalecisi Memo Ochoa, Arjantin'in basketbol efsanesi Manu Ginobili ve yükselen kadın futbolunun yıldız ismi Katty Martinez sponsor olunan isimler arasında başı çekiyor. Lionel Messi önderliğinde Dünya Kupası'nı kazanan Arjantin'in yanı sıra Meksika ve Brezilya milli futbol takımı sponsorlukları ise tüm dünyada büyük yankı bulan çalışmalar oldu. Şirket, dünyada ve Türkiye'de 2023 yılında da ilgi toplayacak sponsorluk çalışmalarıyla marka bilinirliğini hızla artırmayı planlıyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın önde gelen lider akıllı ürün markası OPPO, 2023'e sayılı günler kala sevdikleriniz için birbirinden özel hediye alternatifleri sunuyor. OPPO'nun üstün görüntüleme gücü, yüksek performans ve mükemmel pil kapasitesi ile öne çıkan Reno7 ve A96 akıllı telefon modelleri en ideal hediye alternatifleri olarak dikkatleri üzerine çekiyor.
Sınırsız portre özellikleri ile Reno7
Amiral gemisi seviyesinde donanımlara sahip OPPO Reno7, etkileyici görüntüleme özellikleriyle öne çıkıyor. OPPO Reno7'de 64MP yapay zeka kamera, 2MP Bokeh kamerası ve görüntülerin boyutunu 15x veya 30x büyüten 2MP Mikrolens bulunuyor. Akıllı telefondaki Mikrolens etrafında, kullanıcıların mikro dünyaları keşfetmeleri için bir dolgu ışığı görevi gören Yörünge Işığı da yer alıyor. Bu ışık ayrıca, lens kullanımdayken, bir mesaj geldiğinde, oyun oynarken veya akıllı telefon şarj olurken hafifçe parlıyor ve bildirim ışığı görevi de görüyor. Akıllı telefonun 32MP selfie kamerası, OPPO ve Sony'nin birlikte geliştirdiği amiral gemisi RGBW IMX709 sensörden güç alıyor ve dünyada ilk kez Reno7 modeliyle kullanıcılara sunuluyor. ColorOS 12 işletim sistemi, uzun ömürlü 4.500 mAh pil ve 33W SUPERVOOC hızlı şarj teknolojisi gibi gelişmiş donanımlara sahip OPPO Reno7, son derece akıcı bir günlük kullanım sunuyor.
Kozmik Siyah ve Günbatımı Turuncusu renklerine sahip OPPO Reno7'nin Türkiye'de tavsiye edilen satış fiyatı KDV dahil 9.299 TL.
Daha uzun pil ömrü için A96
OPPO A96'nın arkada bulunan ikili kamera kurulumunda, yüksek ışık duyarlılığına ve yüksek piksel sayısına sahip 50MP Ana Kamera ve 2MP Bokeh Kamera bulunuyor. Bunun yanında arka kamera, 5x dijital yakınlaştırmayı ve 20 adede kadar seri çekimi destekliyor. 16MP çözünürlüğünde ön kameraya sahip OPPO A96'da Yapay Zeka Doğal Rötuş gibi özellikler, kullanıcının doğal yüz özelliklerini korurken kusurların giderilmesini sağlıyor. OPPO A96, 1080×2412 FHD çözünürlüğe sahip 6,59 inç 90Hz Zengin Renkli Delikli Ekranla geliyor. OPPO A96'nın 5000mAh pil kapasitesi, kullanıcıların bağlantıda kalması için gereken gücü sağlıyor. 15 saate kadar WhatsApp'ta mesajlaşma imkanı tanıyan pil, TUV Sertifikalı 33W SUPERVOOC hızlı şarj ile 30 dakikada %55 doluyor. Qualcomm® Snapdragon™ 680 4G Mobil Platformla desteklenen OPPO A96'nın 6GB bellek ve 128GB depolama alanı olağanüstü bir kullanıcı deneyimi sunuyor. Orijinal bellek, OPPO'nun Bellek Genişletme özelliğiyle birlikte kullanıldığında 5 GB artırılabiliyor.
Günbatımı Mavisi ve Yıldızlı siyah renklerine sahip OPPO A96'nın Türkiye'de tavsiye edilen satış fiyatı KDV dahil 8.499 TL.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan ilanda konuya ilişkin şu bilgiler verildi:
ADANA ili IMAMOGLU, ilçesi Üçtepe Mahallesi, 174 Ada/13 Parsel (84.844,80 m2 ) mevkiindeki Teknik Bağlantı Elemanları San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan 4,6 MWm (3,5 MWe ) KAPASİTELİ GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ projesi ile ilgili olarak ADANA Valiliğimize sunulan P.T.D. Dosyası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 16. maddesi doğrultusunda incelenmiş ve projeye ilişkin ÇED Süreci başlamıştır. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sağlık ve Çevre Birliği HEAL’in (Health and Environment Alliance) hazırladığı ‘Kronik Kömürü İyileştirmek: 2030 Kömürden Çıkışın Türkiye İçin Sağlık Faydaları’ başlıklı araştırma, kömürlü termik santrallerinin izin sürelerinin sona ereceği 2050 yılı yerine 2030’a kadar kapatılmasıyla önlenebilecek ölümler, hastalıklar ve sağlık maliyeti tasarruflarını ortaya koyuyor. Çalışmada iki farklı senaryo ortaya koyuluyor: Kömür santrallerinin üretim lisanslarının bittiği, yani santrallerin kapanacağı tarih baz senaryo olarak ele alınırken, 2030 senaryosunda yedi yıl içinde Türkiye’deki kömür santrallerinin kapanması halinde önlenebilecek hastalıklar, erken ölüm oranların düşüşü ve sağlık maliyetlerindeki gerileme inceleniyor.
Fosil yakıtların tetiklediği iklim değişikliği, insan sağlığına doğrudan etkisi olan temiz hava, güvenli içme suyu, yeterli gıda ve güvenli barınmayı da etkiliyor. Dünyada yapılan araştırmalar iklim değişikliğinin, 2030 ile 2050 yılları arasında dünya genelinde yetersiz beslenme, sıtma, ishal ve sıcak stresinden kaynaklanan yaklaşık 250 bin ek ölüme neden olacağını öngörüyor. İnsan sağlığına doğrudan verilen zararın maliyetinin (tarım, su ve atık tahliyesi gibi sağlığı belirleyen sektörlerdeki maliyetler hariç), 2030 yılına kadar yılda 2 ile 4 milyar ABD doları arasında olacağı tahmin ediliyor.
‘Kronik Kömürü İyileştirmek: 2030 Kömürden Çıkışın Türkiye İçin Sağlık Faydaları’ çalışması ise Türkiye’deki durumu gözler önüne seriyor. 1990-2020 yılları arasında Türkiye'de kömüre dayalı elektrik üretiminin yüzde 459, elektrik sektörü kaynaklı sera gazı emisyonlarının ise yüzde 323 oranında arttığını belirtiliyor ve bunun sağlık üzerinde çok ciddi olumsuz etki yarattığı ifade ediliyor. Türkiye’deki kömür santrallerinin önümüzdeki yedi yıl içinde kapatılmasıyla 102 bin 601 erken ölüm, 30 bin 975 erken doğum, 67 bin 108 yetişkin bronşiti engellenebilir.
Aynı zamanda 114 bin 683 hastaneye başvuru, 27 milyon 606 iş günü kaybı ve 231 milyon 333 bin hastanede geçirilen gün önlenebilir. Önümüzdeki yedi yıl içinde kömür santralleri kapatılırsa, astım hastası çocukların 3 milyon 772 bin gün astım ve bronşit semptomu göstermesinin önüne geçilebilir, diğer yandan 419 bin 835 çocuk bronşitten korunabilir
Ayrıca 2030’a kadar kömür santrallerin kapatılması halinde, bu sorunların getireceği 3,1 trilyon TL (194 milyar euro) sağlık maliyeti ortadan kaldırılabilir.
KÖMÜRDEN ÇIKIŞ GECİKİRSE ÖLÜM ORANI 7 KAT ARTACAK
HEAL Türkiye Sağlık ve Enerji Politikaları Kıdemli Danışmanı Funda Gacal, “Türkiye 2030 yılına kadar kömürden çıkmayı tercih ederse, 102 bin 601 erken ölüm önlenebilir. Bu rakam, her yıl Türkiye'de trafik kazalarında hayatını kaybedenlerden 20 kat fazla. Sağlık sistemi üzerindeki maliyetini de göz ardı etmemek gerekiyor. 2020 yılında Türkiye’nin sağlık harcaması 250 milyar TL (15,5 milyar euro) oldu. Önümüzdeki yedi yılda kömürden çıkılırsa bu rakamın 12,5 katı kadar sağlık harcaması önlenebilir” dedi.
Kömür santrallerinin 2030’a kadar kapatılmayıp sürecin 2050 yılına sarkması durumda ise Türkiye ağır sağlık sorunları ve sağlık maliyeti ile karşı karşıya kalacak. 2030 yılına kıyasla 2050’de erken ölüm oranı yedi kat, sağlık maliyeti, hastaneye yatış ve iş gücü kaybı altı kat artacak.
Gacal, Çanakkale, Adana, Hatay, Kütahya, Maraş, Muğla ve Zonguldak’ta halen faaliyette olan kömür santrallerini üzerinde çalışma yaparak sağlık üzerine etkilerini ortaya koyduklarını söyledi.
Çanakkale'deki beş kömürlü termik santralin 2030 yılına kadar kapatılması halinde, her 100 erken ölümden 90'ı önlenebilir. Sağlık maliyetleri ise yüzde 87 oranında, yaklaşık 29 milyar eurodan 4 milyar euroya düşecek.
Adana ve Hatay’daki Atlas, Hunutlu, Sugözü ve Tufanbeyli’deki kömür santralleri devre dışı bırakılırsa, her 100 erken ölümden 86'sı önlenebilir. Sağlık maliyetleri ise yüzde 82 oranında, 34 milyar eurodan 6 milyar euroya inecek.
Kütahya’daki üç kömürlü termik santralin 2030 yılına kadar kapatılmasıyla, her 100 erken ölümden 88'nin önüne geçebilir. Sağlık maliyetleri ise yüzde 82 oranında, yaklaşık 24 milyar eurodan 4 milyar euroya gerileyecek.
Maraş’taki Afşin Elbistan A ve B kömürlü termik santrali üretimi durdurduğunda her 100 erken ölümden 83'ü önlenebilir. 9 milyar euro olan sağlık maliyeti yüzde 80 oranında düşerek 2 milyon euroya gerileyecek.
Muğla’daki üç kömürlü termik santralinin çalışmasına son verilmesi, her 100 erken ölümden 88'ini engelleyebilir. Sağlık maliyetleri ise yüzde 84 oranında düşerek, 36 milyar eurodan 6 milyar euroya inecek.
Zonguldak’taki dört kömürlü termik santralinin faaliyetinin sona erdirilmesiyle her 100 erken ölümden 88'i önlenebilir. Sağlık maliyetleri de yüzde 85 düşerek, 37 milyar eurodan 5 milyar euroya gerileyecek.
KARAR VERİCİLERE ÇAĞRI
Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Melike Yavuz ise şunları söyledi: Kirli hava insan sağlığını doğrudan olumsuz etkiliyor. Bu rapor, her türlü arıtma sistemi kullanılsa dahi termik santrallerin 2050’ye kadar faaliyette kalması halinde ortaya çıkacak sağlık maliyetlerine odaklanıyor. Tedbir alınmaması durumunda gelecekte çok daha ağır sağlık sorunları ve dolayısıyla bunlara bağlı olarak artacak sağlık giderleriyle karşı karşıya kalacağız.”
Çalışmada ayrıca sağlık kurumlarının ve uzmanların kömür ve enerji üretiminin sağlık üzerindeki etkileri ve maliyetleri hakkındaki tartışmalarına işaret edildi. Sağlık Bakanlığı gibi kamu kurumlarının da temiz havaya, kömür kirliliğini azaltmaya ve kömür kullanımını sonlandırmayı amaçlayan enerji ve iklim politikalarına katkı sunması gerektiğine dikkat çekildi.
HEAL’in karar vericilere çağrıda bulunarak mevcut kömürlü termik santralleri için en geç 2030 yılı olmak üzere, kapatılma tarihlerinin belirlenmesi ve yeni kömürlü termik santral inşa edilmemesini istedi. Diğer yandan enerji seçimi yapılırken, sağlık ve çevre etkisinin kısa ve uzun olarak ekonomik maliyet analizleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Elektrik sektörü kaynaklı emisyonlarının da şeffaf olarak raporlanması ve bilimsel değerlendirmelere olanak sağlanması gerektiğine dikkat çeken HEAL, diğer taleplerini şöyle sıraladı:
Nüfusun sağlık durumu ile yerel düzeyde hastalık vakalarına ilişkin istatistikleri kamuya açılmalı. Ekonomi, enerji ve çevre mevzuatları ve stratejileri birbirleriyle ilişkilendirilerek enerji sektörü planlaması geliştirilmeli. Sürdürülebilir, yenilenebilir enerji ve enerji tasarrufu modelleri tercih edilmeli.
Raporun tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz
https://www.env-health.org/?p=6774&preview=true
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sadece bir tuşa tıklayarak veya bir düğmeye basarak dünya çapında iletişim kurmak gelişen teknolojiyle birlikte mümkün hale geldi. Özellikle son 10 yıl içinde teknolojinin geldiği nokta birçok kullanıcıyı oldukça heyecanlandırırken teknolojideki gelişimin ivmesi de gün geçtikçe artıyor. Yapay zeka teknolojisinin ilerlemesinden yüksek hızlı internetin kullanılmasına, genişletilmiş gerçeklikten Metaverse'ün yaygınlaşmasına kadar birçok gelişme kullanıcıların alışkanlıklarını değiştirirken Türkiye'nin teknoloji markası Casper, 2023 yılı ve sonrasında teknoloji dünyasını bekleyen 5 trendi paylaşıyor.
1. Yapay zeka teknolojisi, 2025 yılına kadar 190 milyar dolarlık devasa bir sektöre dönüşecek. Yapay zeka, son 10 yılda inanılmaz bir gelişme gösterdi. Yapay zekayı hali hazırda akıllı telefonlarda bulunan kişisel asistanlardan, navigasyon uygulamaları ve diğer pek çok uygulamadan biliyoruz. Gelecek dönemde tüketici içgörülerini belirleme, etkileşimleri analiz etme, yetkililerin kaynak kullanımı hakkında daha iyi kararlar vermesini sağlayacak şekilde yapay zekanın kullanımı yaygınlaşacak. Yapılan bir pazar araştırmasına göre 2023 yılında bilişim ve yapay zeka sistemlerine yapılacak küresel harcamanın 57 milyar doları aşması beklenirken 2025 yılına kadar sektörün, 190 milyar dolarlık devasa bir potansiyele ulaşması bekleniyor. Yapay zekanın sektörel etkilerinin artmasıyla birlikte Ar-Ge çalışmalarında, programlama, test çalışmaları, destek ve bakım gibi alanlarda da yepyeni iş fırsatları yaratmasını bekliyoruz.
2. Metaverse tüm normlarımızı değiştirecek ve yepyeni fırsatlar yaratacak. Yepyeni bir çağın başlangıcındayız. İnternet teknolojisinin yarattığı etkinin benzerini yaratabilecek mega bir trend ortaya çıktı; Metaverse. Fiziksel ve sanal gerçekliğin ortak bir çevrimiçi alanda birbirine karıştığı bu dijital evrende çalışma, alışveriş yapma, iletişim kurma ve eğlence şeklimiz bile dönüşecek. Metaverse, şirketler için sosyal varlıklarını arttırmaktan ofis çalışmalarına, bireysel ödemelerden, sağlık hizmetlerine kadar uzanan çok geniş bir yelpazede yepyeni ve son derece büyük fırsatlar yaratacak. Yapılan pazar araştırmalarında Metaverse sektörünün gelecek birkaç yıl içinde 800 milyar dolara, 2030'da ise 2,5 trilyon dolara kadar ulaşması bekleniyor.
3. Güçlü performansa ve aynı zamanda şık tasarımlara sahip bilgisayarlar tercih edilecek. Uzaktan çalışma, online eğitimler ya da oyun oynamak için bir bilgisayara olan ihtiyaç arttı. Ancak 2023 ve sonrasında bu ihtiyacın daha yüksek performansa evrilmesi bekleniyor. Özellikle bir oyun bilgisayarının sağladığı performans kriterleri, yoğun grafik özellikleri ve donanım isteyen iş alanlarında da profesyoneller tarafından tercih ediliyor. Kullanıcılar hem iş hem de eğlence için donanımsal açıdan güçlü masaüstü bilgisayarlara ya da mobilleşmenin verdiği konforla güçlü laptoplara fazlasıyla ilgi gösterecek. Gelecek yıllarda tüketici tercihlerini her ne kadar güçlü performansa sahip bilgisayarlar belirleyecek olsa da kullanıcılar cihazlarında şık bir tasarım da isteyecekler. 2023 yılında güçlü donanımların şık tasarımlarla buluştuğu bilgisayarların tercih edilmesi bekleniyor.
4. Genişletilmiş gerçeklik her sektörde fark yaratacak. Reel ve sanal dünyayı birleştiren genişletilmiş gerçeklik (XR) teknolojisi, arttırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR) ve karma gerçeklik (MR) gibi bugün sahip olduğumuz ve son derece yaygın bir şekilde kullanılmaya başlayan sürükleyici teknoloji deneyimlerinin tamamını kapsıyor. Herhangi bir somut varlığı olmadan sanal bir gerçeklik yaratan bu teknoloji, dünyanın sabit sınırlarından kurtulmak isteyen tüm kullanıcılar arasında son derece popüler durumda. İlerleyen dönemde bu alana yapılacak yatırımlarla birlikte genişletilmiş gerçeklik teknolojisi hayatımızın hemen hemen her alanında kendini hissettirecek.
5. 5G teknolojisinin 2023'te hayatlarımızda devrim yaratması bekleniyor. 5G teknolojisi, beşinci nesil hücresel ağ standartları olan mobil teknolojideki en son gelişmedir. Daha yüksek veri hızları, düşük gecikmeli iletişim ve daha yüksek mobil cihaz veri sınırları ile karakterize edilen mobil donanım için en son işletim standartını sunan 5G teknolojisiyle birlikte kullanıcılar, inanılmaz hızlara ulaşabiliyor. 3G ve 4G teknolojileri internette gezinmemizi, veri odaklı hizmetleri kullanmamızı, müzik ve video platformlarını rahatlıkla kullanmamızı sağlarken 5G teknolojisinin hayatlarımızda devrim yaratmasını bekliyoruz. Dünya çapında hemen hemen her telekomünikasyon şirketinin 5G uygulamaları oluşturmak için çalıştığını söyleyebiliriz. Yapılan bir pazar araştırmasına göre ise yeni gelişecek 5G teknolojileriyle birlikte 5G şebeke aboneliklerinin 2027 yılının sonuna doğru 4,4 milyar dolara ulaşacağının öngörülmesi bile 5G'yi çok önemli bir teknoloji trendi haline getiriyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Geride bıraktığımız 2022 yılının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ekonomik dalgalanmaların etkisinde geçen bir yıl olduğunu belirten Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol; "Birçok sektör 2022 yılındaki global dalgalanmalardan etkilendi, bu sektörlerden biri de inşaat sektörü oldu. Ancak Hilti Türkiye olarak bu süreçte olumsuzluklara odaklanmadan ileriye bakarak sektöre dört farklı ürün ve bir yazılım sunduk. Sektörümüzde ayrıca umut verici gelişmeler de yaşandı. Bunlardan biri de uluslararası inşaat sektörü dergisi ENR'nin yayınladığı 'Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi' listesinde bu yıl Türkiye'den 42 firmanın yer alması oldu. Bu sayı artarken bu firmaların pazar erişimleri de genişledi, hali hazırda genişlemeye de devam ediyor" dedi.
Global ekonomi ve inşaat sektöründeki gelişmeler ışığında Hilti olarak pazar dinamiklerine ve yapısına uygun stratejiler geliştirdiklerini ve doğru zamanda doğru adımlar attıklarını vurgulayan Banu Deniz Çetinkol; "Yerel iş ortaklarımızla çalışmaya devam ederek Türkiye'nin farklı yerlerine ulaşmayı başardık. Ülkemize katma değer sağlayacak birçok kurum ve kuruluş ile çalışmalarımızı sürdürdük. Bu noktada Hilti'nin hem globalde hem de Türkiye özelinde seneyi iyi geçirdiğini söyleyebiliriz. Pandemi sonrası ortamda, enflasyonun yükseliş trendi izlediği bir durumda bile sektörün stabil ve güvenilir firmalarından biri olarak seneyi başarıyla geride bıraktık. Yaşanan tüm süreçler sonucunda yılı genel olarak değerlendirdiğimizde ise Hilti Türkiye olarak 2022 yılını reelde çift haneli büyüme ile kapattık" şeklinde konuştu.
İnşaat sahalarında devrim yaratacak Nuron teknolojisi geliyor
Hilti'nin 2023'te odaklanacağı konulara da değinen Çetinkol, dijitalleşmenin öne çıktığı inşaat sektörü için şunları söyledi: "Dijitalleşmenin getirdiği verimlilik, sürdürülebilirlik ve iş güvenliği konularında ise çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Özellikle de BIM uygulamaları konusunda sektörde fark yaratacak teknolojiler üzerinde çalışıyoruz. Yılın ilk yarısı içinde ise inşaat sahalarında bir devrim niteliğinde olacak Nuron teknolojimizle Hilti tarihindeki en büyük lansmanımızı gerçekleştireceğiz. Bu yeni teknolojimiz sayesinde 70'ten fazla el aletinin aynı akü platformunda, nesnelerin internetini kullanarak birbirleriyle konuşacağını ve bugüne kadar herhangi bir akülü makinede görülmemiş bir performansla çalışacağını göstereceğiz. Bu ürünler arasında küçük el aletlerimiz de var en yeni teknoloji beton kırıcılarımız da… Bu kablosuz teknolojinin en etkileyici tarafı da kaliteden ya da zamandan taviz vermeden kablolu ürünler kadar kaliteli ve seri çalışması. Nuron teknolojimizle, müşterilerimizin birçok yeni uygulamada akülü makineler kullanmasını sağlayacak, makine parkını optimize ederek yatırım maliyetlerini düşürecek ve sahadaki üretkenliklerini arttıracağız. Tüm bu çalışmalar çerçevesinde 2023'te de yine reelde çift haneli büyüme beklentimiz var."
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan ilanda konuya ilişkin şu bilgiler verildi:
AMASYA ili MERKEZ, ilcesi Çiğdemlik Köyü 215 Ada 1 ve 2 ile 218 Ada 20 Parsel, Kızılkışlacık Köyü 116 Ada 66, 83, 86, 87, 88, 95, 96, 97, 106 Ve 107 Parsel İle Kızılkıçlacık Köyü 113 Ada 13, 21, 23, 24, 25, 28, 30 ve 33 Parsel mevkiindeki MASAT ENERJİ ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş. tarafından yapılması planlanan MİDİLLİ HİDROELEKTRİK ENERJİ SANTRALİ YARDIMCI KAYNAK GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ (GES ) (9,95 MWm/8,29MWe) projesi ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan PTD Dosyası incelenmiş ve değerlendirilmiştir ÇED Yönetmeliği'nin 17. maddesi gereğince MİDİLLİ HİDROELEKTRİK ENERJİ SANTRALİ YARDIMCI KAYNAK GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ (GES ) (9,95 MWm/8,29MWe) projesi'ne Valiliğimizce 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir' kararı verilmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan ilanda konuya ilişkin şu bilgiler verildi:
NİĞDE ili MERKEZ, ilçesi Niğde İli Merkez İlçesi Yukarıkayabaşı Mah. 4089 Ada 2 Nolu Parsel mevkiindeki D OTEL MARMARİS TURİZM İŞLETMECİLİĞİ TİC. ve SAN. A.Ş. tarafından yapılması planlanan Güneş Enerji Santrali Projesi (3,756 ha/3,989 MWm) projesi ile ilgili olarak NİĞDE Valiliğimize sunulan P.T.D. Dosyası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 16. maddesi doğrultusunda incelenmiş ve projeye ilişkin ÇED Süreci başlamıştır. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.