Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Türkiye'de yaklaşık 30 yıldır üretimini sürdüren Hyundai Motor Türkiye (HMTR), İstanbul Sanayi Odası (İSO) 'Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması'nın 2024 yılı listesinde 10'uncu sıraya yükseldi. Bu dönemde şirketin net satışları 127,5 milyar TL oldu. HMTR böylece geçtiğimiz yıl 13'üncü sıradaki konumunu 3 basamak birden iyileştirdi.
 
HMTR'nin 2024 yılında 245 bin adetle rekor üretime ulaştığını hatırlatan Hyundai Motor Türkiye CEO'su Alex Kim sonuçlara ilişkin, "Hyundai'nin Güney Kore dışındaki en uzun süre hizmet veren deniz aşırı fabrikası olarak kurulduğumuz günden bu yana Türkiye'nin ekonomisine ve istihdamına pozitif katkı sağlıyoruz. Küresel ticaret dinamiklerinin ve ekonomik gelişmelerin hızla değiştiği bir süreçten geçerken, İSO 500 listesinde elde ettiğimiz bu başarının motivasyonumuzu artıracağına inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
 
 "Elektrikli araç üretimiyle rekabet avantajımızı güçlendireceğiz"
İSO 500 listesinde ilk 10'daki 4 şirketin otomotiv sektöründe faaliyet gösterdiğine dikkat çeken Alex Kim, "Bugün geldiğimiz noktada otomotiv sektörünün gerek üretim gerek ihracat konusunda ne kadar kıymetli bir noktada olduğunu görebiliyoruz. Biz de sektörümüzün gelişimi için yaklaşık 30 yıldır olduğu gibi öncü adımlar atma konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2026 yılında hayata geçireceğimiz elektrikli araç üretimiyle yeni bir dönem başlatarak rekabet avantajımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz" açıklamasını yaptı

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Abalıoğlu Yağ, Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın İzmir’in üretimden satışlarına göre belirlediği "100 Büyük Sanayi Kuruluşu" listesinde ilk 10’daki yerini koruyarak 7. sıraya yükseldi.

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), 2024 yılı üretimden satış performanslarını mercek altına alarak hazırladığı "100 Büyük Sanayi Kuruluşu" listesini kamuoyuyla paylaştı. Türkiye'nin büyük sanayi kuruluşlarından Abalıoğlu Yağ bu yıl da listede ilk 10 içerisinde yer alarak istikrarlı performansını korumayı başardı. İzmir Çiğli, Aliağa ve Mersin'deki son teknoloji donanımlı, yüksek kapasiteli üretim tesisleriyle dikkat çeken Abalıoğlu Yağ, bu yıl listede bir basamak daha çıkarak 7. sıraya yükseldi.Abalıoğlu Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep ABALIOĞLU, “EBSO'nun 100 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde 7. sıraya yükselmemizi, sürdürülebilir büyüme stratejimizde doğru yolda olduğumuzun önemli göstergelerinden biri olarak değerlendiriyoruz. Yarım asırlık tecrübemizle yem endüstrisinin öncü ve güvenilir tedarikçisi olmaya devam ederken, bitkisel yağ sektöründe de istikrarlı bir şekilde büyümeyi sürdürüyoruz. İzmir Çiğli, Aliağa ve Mersin tesislerimizle Türkiye'nin en geniş kapasiteli ve teknolojik donanıma sahip üretim altyapısını işletiyoruz. Son dönemde gerçekleştirdiğimiz kapsamlı modernizasyon yatırımları ile tüm üretim tesislerimizde kapasite artışları sağladık. Bugün yem hammaddesi tedarikinde müşterilerimize hızlı ve nitelikli çözümler sunuyoruz. İlk 10’da yer aldığımız bu liste, Türkiye'nin önde gelen sanayi kuruluşları arasındaki konumumuzu teyit ediyor. Bu başarı bizlere büyük gurur veriyor ve gelecekteki hedeflerimize ulaşmak için daha da motive ediyor. 2025 yılında da yatırımlarımıza devam ederek, hem ulusal ekonomiye katkımızı artırmayı hem de global pazardaki lider konumumuzu güçlendirmeyi hedefliyoruz” açıklamalarında bulundu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye ekonomisine ve reel sektöre önemli katkılar yapan Türk Ekonomi Bankası (TEB) “iyi banka” anlayışıyla toplumu daha iyi bir geleceğe taşımak için çalışıyor. Sürdürülebilir ekonomi, toplum ve çevre yaratmaya katkıda bulunan uygulamaları destekleyen TEB, 6 Şubat depreminden etkilenen başta Hatay olmak üzere çevre illerin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmayı sürdürüyor. Daha önce gerek ekonomik alanda gerekse bölgenin sosyal kalkınmasına sunduğu desteklerle Hataylıların yanında olan TEB, sosyal tasarım merkezi MILKist’in “Toprak ve Sanat” projesinin ana sponsorluğunu üstlendi. 22 Mayıs Finansal Okuryazarlık Günü’nde, TEB’in iklim okuryazarlığı eğitimleriyle katkıda bulunduğu proje hakkında bilgi veren TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mendi, bankanın bu alanda yaptığı çalışmaları da anlattı.

 

“İyi banka” anlayışıyla toplumu daha iyi bir geleceğe taşımak için çalışan TEB; sosyal kapsayıcılığı gözeterek ekonomiye, çevreye, topluma fayda sağlayan projeler yapmaya devam ediyor. 6 Şubat depreminin ardından başta Hatay olmak üzere bölge illerine yönelik yardım çalışmalarına katılan TEB, bankacılık hizmetlerini kesintisiz sürdürerek müşterilerinin ihtiyaç duyduğu finansmana erişmesini sağladı. Hatay’ın ekonomik ve sosyal açıdan yeniden kalkınmasına destek vermek için seferber olan TEB, MILKist tarafından yürütülen Toprak ve Sanat projesiyle Hatay’a yaptığı katkıları daha ileri bir noktaya taşımayı, kalıcı ve sürdürülebilir fayda sağlamayı hedefliyor.

 

Gökhan Mendi: “Toplumu daha iyi bir geleceğe taşımayı amaçlıyoruz”

TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mendi, 22 Mayıs Finansal Okuryazarlık Günü dolayısıyla bu alanda yaptıkları çalışmaları anlatırken, iklim okuryazarlığı eğitimleriyle katkıda bulundukları proje hakkında da bilgi verdi: “Biz sadece bankacılık faaliyetleriyle ekonomiye katkı sağlayan bir banka değiliz. Aynı zamanda ‘iyi banka’ anlayışımızla toplumu daha iyi bir geleceğe taşımak için çalışıyor, ülkemizin sürdürülebilirlik dönüşümünde öncü bir rol üstleniyoruz. Sürdürülebilirliğin önemli eksenlerinden biri olan toplumsal kapsayıcılığı destekliyoruz. Bu doğrultuda kadınların ekonomiye daha fazla katılmasından toplumun finansal okuryazarlık bilincinin yükseltilmesine kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yürütüyoruz.”

 

Son yıllarda ülkemizin yaşadığı en büyük zorluklardan birinin 6 Şubat depremi olduğunu ifade eden Mendi, şunları söyledi: “Hatay başta olmak üzere çok sayıda ilimizi etkileyen bu depremden hepimiz büyük üzüntü duyduk. Banka olarak ilk günden itibaren bölgedeki çalışanlarımıza, ailelerine ve vatandaşlarımıza destek olmak için seferber olduk. İlgili kurumlarla koordinasyon halinde yardım kampanyaları düzenledik. Hızla aksiyon alarak müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu finansal hizmetlere ulaşmasını sağladık. Zor günler yaşayan Hatay’ın sosyal kalkınmasına ve yeniden güçlenmesine yönelik çok sayıda çalışmada yer aldık. Şimdi MILKist ile gerçekleştirdiğimiz Toprak ve Sanat projesiyle bugüne kadarki katkılarımızı daha da ileri taşıyoruz. Proje kapsamında iklim okuryazarlığı ve finansal okuryazarlık içeriklerimizi Hataylı gençlerimiz ve çocuklarımızla buluşturmaktan büyük mutluluk duyuyoruz”.

 

TEB’in finansal okuryazarlığa uzun yıllardır odaklandığının altını çizen Mendi: “Ülkemizin sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilmesi için toplumun finansal sağlığının iyileştirilmesi, yani finansal okuryazarlık düzeyinin yükseltilmesi gerektiğine inanıyoruz. Tasarruf alışkanlığının ve finansal okuryazarlık bilincinin gelişmesi, tabana yayılarak toplum tarafından benimsenmesi için de eğitim çalışmaları kilit rol oynuyor. 2012’de hayata geçirdiğimiz TEB Aile Akademisi ile bireylerin finansal okuryazarlık bilincinin yükseltilmesi için çalışıyoruz. Farklı kurum ve kuruluşlarla yaptığımız iş birlikleriyle bugüne kadar toplumun yaklaşık dörtte birine finansal okuryazarlık eğitimi verilmesini sağladık.” dedi.

 

Hayri Telekoğlu: “Bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına destek oluyoruz”

TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Pazarlama Grup Direktörü Hayri Telekoğlu ise şunları söyledi: “MILKist ile yaptığımız bu projeyle kadın çiftçilerin ve girişimcilerin ekonomiye katılımının güçlendirilmesi hedefleniyor. Atık durumda olan sebze ve meyvelerden yapılan mürekkep ve boya üretimleriyle döngüsel ekonomi destekleniyor. Hatay ve çevresinin ekonomik kalkınmasına ve sürdürülebilirliğe katkı yapan, estetik ve sanatsal bir dokunuşu da bulunan bu projeyi desteklemekten heyecan duyuyoruz. Biz de TEB Aile Akademisi çatısı altında sunduğumuz finansal okuryazarlık ve iklim okuryazarlığı eğitimlerimizi katılımcılarla buluşturuyoruz. Sadece toplumun bilinçlenmesine katkı sağlamakla kalmayacağız, aynı zamanda sürdürülebilir sosyal kalkınmaya da destek olacağız. Çevresel konularda bilinçlenmiş bir neslin geleceğin ekonomisinin inşasında çok önemli katkıları olacağına inanıyoruz” dedi.

 

Birnur Temel Birtane: “Bu proje kadınların ekonomiye katılım, kariyerlerine katkı projesidir”

MILKist’in Kurucusu Birnur Temel Birtane ise şunları söyledi: “Toprak ve Sanat projesinden bahsederken, döngüsel ekonomi çok sık kullandığımız bir tabir. Çünkü tarımsal atıklar ikincil ham madde olarak tekrar çiftçilere ekonomik gelir olarak kazandırılıyor. Aynı zamanda yeni bir beceri edinimiyle yalnızca çiftçi olarak değil, kültür-sanata hizmet eden kişi olarak da yeniden ekonomiye katkı sağlayabiliyorlar. Bu proje kadınların ekonomiye katılım, kariyerlerine katkı projesidir. Bu çok kıymetli.”

 

Birtane sözlerine şöyle devam etti: “Sosyal tasarım dediğinizde, yani bizim yaptığımız işi ifade ettiğinizde sektörler arası bir yan yana gelişten söz etmek durumundayız. TEB gibi finans sektöründe bu zarafetle ve bu sosyal kapsayıcılık idrakıyla yaklaşan kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapmak bizler için çok kıymetli. TEB, ekonomi ailede başlar diyor Aile Akademisi ile. Bu çok önemli. Çünkü yerel kalkınma dediğimizde de her şey ailede başlıyor. Dolayısıyla ailedeki finansal okuryazarlığı ne kadar kuvvetlendirirsek, yerel kalkınmayı da o kadar destekleriz. Finansal sürdürülebilirlik olmazsa sosyal sürdürülebilirlik olmaz, sosyal sürdürülebilirlik olmazsa çevresel sürdürülebilirlik olmaz. Dolayısıyla çevresel sürdürülebilirlik buradaki en büyük hedef gibi gözükse dahi aslında bizim varacağımız üçüncü nokta. O yüzden her zaman için finansal okuryazarlık, çalıştığımız bütün küçük ölçekli kadın çiftçilerin eğitimi için çok önemli. Ardından sosyal sürdürülebilirliği sağlayabiliyoruz ve en nihayetinde çevresel sürdürülebilirlikle çok daha büyük bir sosyal etki yaratabiliyoruz.”

 

21 milyondan fazla kişiye finansal okuryazarlık eğitimi

TEB, toplumun finansal okuryazarlık bilincinin geliştirilmesi ve tasarruf alışkanlığının tabana yayılması amacıyla 2012 yılında TEB Aile Akademisi’ni hayata geçirdi. Aile Akademi çatısı altında sunulan, ücretsiz ve herkese açık finansal okuryazarlık eğitimlerinde katılımcılara tasarruf, bütçe yönetimi, kredinin ve kredi kartlarının doğru kullanımı, yatırımların planlanması, risk algısı, finansal hak ve yükümlülükleri hakkında bilgi veriliyor.

 

Daha fazla kişiye ulaşmak için eğitimlerin içeriğini toplumun farklı kesimlerine yönelik özelleştiren ve geliştiren TEB, son olarak iklim okuryazarlığını eğitim içerikleri arasına dahil etti. 2023 yılında, katılımcıların iklim değişikliği konusunda bilgi sahibi olması ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için çevre konusunda farkındalık sahibi olması amacıyla İklim Okuryazarlığı ve Çevre Hukuku eğitimlerini başlattı.

 

Farklı kurum ve kuruluşlarla yaptığı iş birlikleriyle TEB, finansal okuryazarlık eğitimlerini bugüne kadar 21 milyondan fazla kişiye ulaştırdı. 2024’te online ve yüz yüze eğitimlerde 12 binden fazla kişiye finansal okuryazarlık eğitimi veren TEB, 5.500 bireye iklim okuryazarlığı eğitimi sundu. 2025 yılının ilk çeyreğinde ise 2 bini aşkın kişi finansal okuryazarlık ve iklim okuryazarlığı eğitimlerinden yararlandı.

 

TEB kadınların ekonomiye katılımını destekliyor

“İyi banka” anlayışıyla toplumu daha iyi bir geleceğe taşımak için çalışan TEB, toplumsal kapsayıcılığı gözeterek ekonomiye, çevreye, topluma fayda sağlayan projeler yapıyor. Sosyal kalkınmanın sağlanması açısından kadınların ekonomiye ve iş gücüne daha fazla dahil edilmesine yönelik çalışmalar gerçekleştiriyor. Türkiye’de ilk kez bir banka bünyesinde ayrı bir bölüm kurarak Kadın Bankacılığı’nı hayata geçiren TEB, kadın girişimcilerin ve işletme sahiplerinin finansmana erişimini kolaylaştırırken, iş dünyasındaki varlığını da güçlendirmek için katkı sağlıyor.

 

Finansman destekleri kapsamında TEB, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile 50 milyon Euro tutarında kredi anlaşması imzaladı. EBRD'nin TEB ile yürüttüğü Tu¨rkiye İş Dünyasında Kadınlar II Programı kapsamında yer alan bu kredi anlaşması, kadın liderliğindeki işletmelerin finansmanı için kullandırılıyor. 2024’te ise TEB, International Finance Corporation ile 100 milyon Euro tutarında Basel-III uyumlu sermaye benzeri tahvil ihraç etti. Bu yatırımla kadınlara ait küçük işletmelere finansman desteği veriyor. İhracatı Geliştirme A.Ş. (İGE) iş birliğiyle kadın girişimcilere İGE kefalet desteğiyle 250 milyon TL finansman sağlandı.

 

Finansal olmayan hizmetler kapsamında ise TEB, koçluk, eğitim, danışmanlık gibi desteklerle yeni mezun, inovatif iş fikri olan ve henüz girişimlerine başlamamış kadınların yanında oluyor. Eğitim programlarıyla işlerini büyütmelerine, finansal okuryazarlıklarını geliştirmelerine ve sürdürülebilir iş modelleri kurmalarına destek veriyor. TEB ülke genelinde daha fazla kadına ulaşabilmek için il il gezerek “Kadın Akademiler” ve “Büyüme Akademileri” düzenliyor. Bu etkinliklere katılan kadın girişimciler ve işletme sahipleri işlerini nasıl büyütecekleri konusunda bilgi alıyor. Bunlarla birlikte TEB, Türkiye’de bir ilke daha imza atarak şube müdürlerinin özel koçluk eğitimi almasını sağlayan “TEB Takım Yıldızları” programını hayata geçirdi. Böylece şubelerde kadın iş sahiplerine A’dan Z’ye destek ve danışmanlık hizmeti sunulabiliyor.

 

Toprak ve Sanat: Sekiz haftalık kapsamlı proje

TEB’in ana sponsorluğunu üstlendiği, Hatay’da gerçekleştirilen Toprak ve Sanat projesinde kadın çiftçilerin ve girişimcilerin ekonomiye katılımının güçlendirilmesi hedefleniyor. Sürdürülebilirliğin ve döngüsel ekonominin desteklenmesi amacıyla kadın çiftçilere ürün atıklarından mürekkep ve boya yapması öğretiliyor. Atıklardan elde edilen doğal mürekkep ve boyaların kadın çiftçiler için ek gelir kaynağı olması hedefleniyor.

 

Projenin en önemli ayaklarından birini ise TEB tarafından sunulan Finansal Okuryazarlık ve İklim Okuryazarlığı eğitimleri oluşturuyor. TEB, eğitime katılan Hataylı gençlere ve çocuklara tasarruf, kaynakların verimli kullanılması, iklim değişikliği ve buna karşı neler yapılması gerektiği gibi konularda bilgi vererek farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

 

Haftada iki gün çocuklar ve gençler için ziraat ve ziraat farkındalığı atölye çalışmalarının da yapıldığı proje tamamlandığında, kadın çiftçiler, çocuklar ve gençlerin katılımıyla düzenlenen atölye faaliyetlerinde ortaya çıkan çalışmalar il merkezinde sergilenecek. Toprak ve Sanat projesiyle bölgede sürdürülebilirlik ve iklim konusunda farkındalık yaratılması, kadınların ekonomiye katılımının desteklenmesi ve döngüsel ekonominin büyüme ivmesi kazanması yönünde önemli mesafe kat edilmesi amaçlanıyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Gümrükleme süreçlerine yeni bir vizyon getirme hedefiyle yaklaşık iki yıl önce yola çıkan Talay Customs, dijital ve glokal çözümlerle verimliliği artırmaya odaklanıyor. Şirketin Genel Müdürü Yiğit Yılmaz, dış ticaretin büyük bir dönüşüm içerisinde olduğunu vurgulayarak, gümrüklemenin de bu dönüşüme ayak uydurması gerektiğini belirtti.
Gümrükleme süreçlerine yeni bir vizyon getirme hedefiyle yola çıkan Talay Customs, bu alandaki uzmanlığıyla fark yaratarak tamamen verimliliğe odaklanıyor. Şirketin Genel Müdürü Yiğit Yılmaz, ticareti oluşturan unsurların ve teknolojinin büyük bir dönüşüm içerisinde olduğunu vurgulayarak, gümrüklemenin de bu dönüşüme ayak uydurması gerektiğini belirtti.
 
Tüm gümrük süreçlerini tek elden yönetiyor
Şirket olarak bu dönüşümü en iyi şekilde yakaladıklarını ifade eden Yılmaz, alanında uzman ekipleri sayesinde ihracat ve ithalatta gümrük süreçlerinin her aşamasına hâkim olduklarını söyledi. Yılmaz, glokal bir bakış açısıyla hareket ettiklerine dikkati çekerek, her ülkenin, her sektörün farklı gümrük uygulamaları olduğunu hatırlattı.
"Bu uygulamaları bilmek yetmiyor, aynı zamanda olası güncellemelerden de haberdar olmanız gerekiyor." diyen Yılmaz, özellikle birden fazla ülke veya kıtada operasyon yapan müşterilerinin bütün gümrükleme ihtiyaçlarını uçtan uca yönetebildiklerini dile getirdi.
 
Gümrüklemede teknolojiyi en üst seviyede kullanıyor
Yılmaz, gümrüklemenin yanı sıra sertifikalandırma, lisanslama ve satış sonrası belgelendirme ile grup şirketlerinin gücü ile uçtan uca tedarik zinciri yönetimi çözümleri sunduklarının da altını çizdi. Dijital yatırımları sayesinde, karmaşık süreçlerdeki zaman kaybını azalttıklarını belirten Yılmaz, geliştirdikleri Talay Customer Portal ile izlenebilir ve ölçümlenebilir dış ticaret operasyon takip hizmeti sağladıklarını, evrakları elektronikleştirdiklerini, Ar-Ge ve inovasyonu odak aldıklarını vurguladı.
Dijital yatırımları sayesinde özellikle Türkiye - Avrupa arasındaki taşımalarda gümrük işlem sürelerini yarı yarıya kısalttıklarını belirten Yılmaz, "Talay Customer Portal kullanımıyla müşterilerimize sağladığımız zamandan tasarruf, markalarımızın operasyon sayılarını artırarak karlılıklarına da olumlu yansıdı." diye konuştu.
Yılmaz, başta perakende, gıda, kimya ve kozmetik olmak üzere her sektörün ihtiyaçlarına uygun hızlı çözümler ürettiklerini, aynı zamanda ticareti ön izne tabi ürün gruplarının belgelendirme alanlarında da ciddi bir uzmanlıkları olduğunu sözlerine ekledi

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Türkiye'nin öncü granit seramik ve teknik porselen üreticisi Seranit, kurulduğu günden bu yana sektördeki yenilikçi ürünlerini kullanıcıların hayatına, iç ve dış mekanlara dahil ediyor. Havuz tasarımlarında estetik ve fonksiyonelliği aynı çizgide buluşturmak isteyenler Seranit'in Aldo, Bali Stone, Deckwood, Fabia Stone ve Titan porselen karo ürünlerini seçiyor.
 
Seranit'in yüksek teknik ve kalite standartlarında ürettiği porselen karoları; havuz içi, havuz çevresi, teras ve duş alanlarında uzun yıllar şıklığını ve sağlamlığını koruyor. Kaydırmaz yüzey teknolojisi sayesinde güvenli bir şekilde kullanılabilen karolar, suya, aşınmaya ve kimyasallara karşı üstün dirençli yapıları, leke tutmayan ve kolay temizlenen yüzey özellikleri sayesinde hem hijyenik hem de pratik bir kullanım imkânı sunuyor. Yazlık evlerin ya da bahçelerin vazgeçilmez ürünleri arasında yer alan bu ürünler aynı zamanda otel, site ve spor kompleksi gibi birçok alanda kullanılabiliyor. Seranit havuz ürünlerinin zengin renk ve doku seçenekleri, estetik dili ön planda tutan detaylarıyla fark yaratıyor.
 
Estetik, güvenlik ve dayanıklılık bir arada
Porselen karolardan Aldo, zamansız tasarımı ve doğal taş dokusuyla mekanlara sofistike bir görünüm kazandırıyor. Çevresiyle bütünleşirken, sıcak tonlarıyla mekâna davetkar bir atmosfer katıyor. Doğanın güçlü ve etkileyici dokusunu yansıtan Titan, mavi tonlarıyla mekanlara ferah bir görünüm kazandırıyor. Taş efektli yüzeyi kullanıldığı yere estetik bir uyum sağlıyor. Güçlü ve etkileyici bir atmosfer yaratmak isteyenler için Titan ideal bir tercih oluyor.
 
Doğal taşlardan ilham alınarak geliştirilen Bali Stone doğal ve sıcak mekânlar sunarken, Deckwood doğala yakın dokusuyla ahşabı aratmıyor. Fabia Stone ise mavi-kahve tonlarının doğal uyumu ve taş dokusuyla mekâna özgün bir karakter kazandırıyor. Mat yüzeyi, modern bir sadelik sunarken doğal dokusu ve şık görünümüyle mekâna hem estetik hem de işlevsellik katıyor.
 
Seranit ürünleri hakkında daha fazla bilgi almak ve yakından görmek en yakın Seranit mağazasına gidebilir, https://www.seranit.com.tr/ sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Hayatı kolaylaştıran teknolojilere öncülük eden Anker’in açık kulak tasarımına sahip yeni nesil kulaklıkları Soundcore OWS (Open-Ear Wearable Stereo) serisi, Anker’in ses teknolojilerindeki uzmanlığını günlük hayata taşıyor.

 

Kulaklıklar artık sadece müzik dinleme aracı değil; hareket halindeyken bile iletişimde kalmamızı sağlayan akıllı yardımcılar. Anker ses sistemleri kategori markası Soundcore ile bu anlayışla geliştirdiği OWS (Open-Ear Wearable Stereo) serisiyle açık kulak formunu yeni bir konfor ve güvenlik standardına dönüştürüyor. Kulak içine baskı yapmayan, çevreyle bağ koparmayan ve kullanıcıyı özgürleştiren bu kulaklıklar, yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda yaşam stiline uyum sağlayan bir deneyim sunuyor. Spor yaparken, çalışırken, seyahat ederken ya da araç kullanırken kulakta varlığını unutturacak bir konfor sunarken, ses kalitesinden asla ödün vermeyen bir kullanım vaat ediyor.

 

“Anker Soundcore OWS ile yeni bir dinleme alışkanlığı başlatıyoruz”

Anker Türkiye, Yunanistan ve Orta Asya Ülke Müdürü Cem Bodur, Soundcore’un yeni serisine dair şunları söyledi: “Globalde açık kulak kulaklık pazarı 2024 yılı itibarıyla 1.85 milyar dolarlık bir hacme ulaşmış durumda. Ve bu rakamın 2030 yılında 3.38 milyar dolara çıkması bekleniyor. Bu da yüzde 10.56'lık yıllık bileşik büyüme oranına karşılık geliyor. Anker Soundcore olarak biz de Türkiye’de bu yılın sonunda ulaşmayı hedeflediğimiz yüzde 9’luk pazar payına ulaşmak için OWS serimizle bu yükselen kategoriye iddialı bir giriş yapıyoruz. OWS serisi bizim için yalnızca yeni bir ürün ailesi değil, kullanıcı alışkanlıklarında önemli bir dönüşümün başlangıcı. Müzik dinlerken çevreyle bağını koparmak istemeyenler için konfor, güvenlik ve kaliteyi bir araya getiren bu seriyi Türkiye pazarına sunmaktan mutluluk duyuyoruz.”

 

Hayatın ritmine kulak veren kulaklıklar: Soundcore OWS Serisi

OWS kulaklıklar sayesinde kullanıcılar hem müziklerini dinliyor hem de çevreleriyle bağlarını koparmıyor. Ürünleri geliştirirken farklı segmentleri ve ihtiyaçları da dikkate alan Anker, ürünleri iş, spor ve yol kategorilerine ayırarak piyasaya sunuyor.

 

Direksiyon başında da kullanım için ideal olan Soundcore V20i, uzun süreli takıldığında rahatsızlık yaratmayan ergonomik yapısı, güçlü mikrofon performansı ve açık kulak formuyla öne çıkıyor. Taksi şoförlerinden saha çalışanlarına kadar iletişimde kalmak isteyen herkes için güvenli ve işlevsel bir çözüm sunuyor. Giriş segmentinde konumlanmasına rağmen açık kulak deneyimini ergonomik ve estetik bir formda sunan Soundcore V30i, öğrenciler ve genç kullanıcılar için ulaşılabilir fiyat avantajıyla, tasarımdan ödün vermeyen bir seçenek olarak dikkat çekiyor. Gün boyu konfor sağlayan ergonomik yapısıyla ve 10 dakikalık hızlı şarj ile 3 saatlik etkileyici bir dinleme deneyimi sunuyor. Minimalist ve zarif tasarımıyla öne çıkan Soundcore C40i, özellikle estetik kaygısı olan kullanıcılar için geliştirildi. Klipsli yapısı sayesinde hem sabit kalıyor hem de kulak içi baskı yaratmadan uzun süreli kullanım imkânı sunuyor. Soundcore C40i, tek şarjla 10.5 saate kadar kesintisiz kullanım sunarken, şarj kutusuyla birlikte toplamda 42 saate kadar dinleme imkânı tanıyor. Serinin en premium modeli Soundcore AeroFit Pro, özellikle yoğun spor yapan profesyonel kullanıcıları, kulak içi kulaklıklardan rahatsız olan ama ses kalitesinden de ödün vermek istemeyen kullanıcıları hedefliyor. Kulak arkasına oturan esnek ve sabit kalan yapısı, tek şarjla 14 saat, şarj kutusuyla birlikte toplam 46 saate varan çalma süresi, IPX5 suya dayanıklılığı ve yüksek ses kalitesiyle profesyonel antrenmanlara uyum sağlıyor. Önümüzdeki haftalarda satışa çıkacak en yeni model Soundcore AeroClip ise açık kulak teknolojisini çok daha ince ve şık bir tasarımla sunan yenilikçi bir alternatif sunuyor. Kulağa dışarıdan oturan tasarımı ile adeta bir aksesuar gibi görünürken, IPX4 sertifikalı suya ve tere dayanıklılığı sayesinde tempolu bir günün her anına uyum sağlıyor.

 

Anker hakkında:

Yaşamı kolaylaştıran akıllı teknolojilere öncülük eden Anker, 2011 yılında Silikon Vadisi’nde kuruldu. Bugün Anker, şarj teknolojisi, kulaklık, hoparlör ve akıllı telefon aksesuarlarıyla ABD, Avrupa, Asya, Ortadoğu gibi birçok pazarda lider konumda yer alıyor. Euromonitor International Ltd. 2020, 2021, 2022 ve 2023 yıllarındaki perakende satış değerlerine göre ölçülen Ekim 2024’te tamamlanan araştırmaya göre Anker dört yıl üst üste dünyanın 1 numaralı tüketici elektroniği şarj markası seçilmiştir. Anker ayrıca Soundcore, eufy, Nebula, AnkerMake ve Anker Solix kategori markalarıyla tüketicilere kaliteli, yüksek performanslı ve akıllı teknolojiler sunuyor. Anker Türkiye’de şarj cihazları, taşınabilir bataryalar, taşınabilir projeksiyon cihazları, bluetooth kulaklıklar ve hoparlörler, güvenlik kameraları kategorilerinde ürünlerini tüketicilerle buluşturuyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Bölgenin en kapsamlı teknoloji ve girişimcilik etkinliği Take Off İstanbul, 10-11 Aralık tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde sekizinci kez kapılarını açıyor. Her yıl dünya genelinden binlerce başvuru alan etkinlik, bu yıl da teknoloji girişimlerini yatırımcılarla, kamu ve özel sektör temsilcileriyle ve küresel teknoloji liderleriyle bir araya getirmeye hazırlanıyor.

Etkinliğe katılmak isteyen girişimler için ön kayıt süreci başladı. Haziran ayında açılacak olan girişim bileti satışlarında %60’a varan erken kayıt indirimi ve öncelikli erişim fırsatından yararlanmak isteyen girişimler, şimdiden yerini ayırtabilir.

Girişimler İçin Uluslararası Fırsatlar Take Off İstanbul’da!

Take Off İstanbul’da girişimler, etkinlik boyunca stant açarak ürün ve çözümlerini potansiyel müşterilere, yatırımcılara ve kurumsal şirketlere birebir tanıtma imkanı elde ediyor. Büyüme aşamasındaki girişimler Ana Sahne’de, erken aşama girişimler ise Girişim Sahnesi’nde sunum yaparak yatırımcılar karşısında kendilerini tanıtma fırsatı yakalıyor. Öte yandan etkinlikte; yerli ve yabancı yatırımcılarla birebir görüşmeler, teknoloji ve inovasyon dünyasında öne çıkan lider isimlerle doğrudan temas kurma ve küresel medya kanallarında görünür olma gibi birçok fırsat sunuluyor.

Take Off İstanbul, yalnızca iki günlük bir etkinlik olmanın ötesinde; yıl boyunca sürecek stratejik iş birliklerinin, yatırım görüşmelerinin ve değer üreten etkileşimlerin zemini olarak konumlanıyor. Kamu ve özel sektörün bir araya geldiği güçlü partner ağıyla bölgesel sınırları aşan etkinlik, İstanbul’un jeopolitik avantajını da kullanarak teknoloji ve girişim ekosistemini aynı çatı altında bir araya getiriyor.

Take Off İstanbul 2024’te Büyük İzler bıraktı!

2024 yılında Take Off İstanbul, 65 sponsor ve partnerinin desteğiyle bugüne kadarki en kapsamlı buluşmasını gerçekleştirdi. İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen etkinlik, 15 bini aşkın ziyaretçiyi, 23 ülkeden 250 teknoloji girişimini ve 25 ülkeden 125 uluslararası yatırımcıyı bir araya getirdi. Büyüme aşamasındaki girişimler Ana Sahne’de, erken aşamadaki girişimler ise Girişim Sahnesi’nde ürün ve hizmetlerini tanıtma fırsatı yakaladı. Etkinlik süresince, toplamda 1 buçuk milyar dolardan fazla fon yöneten ulusal ve uluslararası yatırımcılarla birebir görüşmeler gerçekleştirildi. Bu görüşmeler sonucunda 4 girişim, toplamda 1 milyon dolarlık yatırım alarak önemli bir başarıya imza attı.

Etkinlik süresince düzenlenen panellerde yapay zeka, dijital dönüşüm ve ileri teknoloji konuları ele alınırken, Meta, SpaceX, Samsung ve Axiom Space gibi küresel devlerin temsilcileri sahnede teknoloji dünyasının geleceğine ışık tuttu.

 

 

Yerinizi Şimdiden Ayırtın, Girişiminizi Dünyaya Taşıyın!

Take Off İstanbul 2025, 500’den fazla girişim ve 200’den fazla yatırımcının katılımıyla küresel girişim ekosistemini bir kez daha İstanbul’da buluşturmayı hedefliyor. Girişiminizle bu büyük buluşmada yer almak için ön kayıt formunu hemen doldurun; resmi kayıtlar açıldığında ilk siz haberdar olun ve sınırlı sayıda girişime özel %60 indirim avantajını kaçırmayın!

Detaylı bilgi ve ön kayıt için www.takeoffistanbul.com adresini ziyaret edebilirsiniz.