Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Samsung’un yeni amiral serisinden Galaxy S25,2025 Design for Recycling Ödülü'ne layık görüldü. Bu prestijli ödül, Samsung’un döngüselliği geliştirme ve çevresel etkiyi azaltma kararlılığını bir kez daha teyit ediyor.

Samsung Galaxy S25'e layık görülen Design for Recycling Ödülü, geri dönüşümü ve döngüsel inovasyonları teşvik etmeye kendini adamış önde gelen endüstri kuruluşu Recycled Materials Association (ReMA) tarafından sürdürülebilir ürün tasarım liderlerine verilen en yüksek ödül olma niteliği taşıyor. Ödül, geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımını artırarak ve gezegenin doğal kaynaklarını daha az kullanarak daha fazlasını başaran Samsung'un gösterdiği inovatif eforları takdir ediyor. Galaxy S25, pillerde kullanılan kritik bir malzeme olan ve Samsung'un yeni Döngüsel Pil Tedarik Zincirinden temin edilen geri dönüştürülmüş kobalt içeren ilk Galaxy cihazı olarak öne çıkıyor. Kullanılmış Galaxy cihazlarındaki ve üretimde atığa çıkan pillerdeki kobaltı geri kazanan bu sistem, değerli malzemelerin yeniden kullanılmasını sağlıyor ve yeni kobalt madenciliğine olan ihtiyacın azaltılmasına yardımcı oluyor.

Samsung Electronics Başkan Yardımcısı ve Mobil eDeneyim (MX) İş Birimi Sürdürülebilirlik Yönetimi Ofisi Başkanı Daniel Araujo, konuyla ilgili olarak “Samsung, tasarımdan kullanıma ve cihazların bertaraf edilmesine kadar tüm ürün yaşam döngüsü boyunca sürdürülebilirliği kararlılıkla benimsemektedir. Ürünlerimizin ve faaliyetlerimizin döngüselliğini ileri taşıma yolculuğumuzda önemli bir kilometre taşı olan Galaxy S25, en yeni teknolojilerle geliştirilen inovasyonları gezegenimize karşı duyduğumuz sorumluluğumuzla bir araya getiriyor. Gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir gelecek bırakma çabalarımızı güçlendirmeye devam edeceğiz” dedi.

Recycled Materials Association (ReMA) Başkanı Robin Wiener ise “Samsung, Galaxy S25'in her aşamasına geri dönüşüm ilkelerini dahil ederek bu alandaki gerçek liderliğini kanıtladı. Samsung çeşitli geri dönüştürülmüş malzemelerden faydalanıyor. Bu, şirketin, her gün kullandığımız ürünleri inovasyon ve çevreye duyarlılık ilkeleriyle tasarlamaya olan bağlılığını açıkça gösteriyor” dedi.

Galaxy S25’te 8 farklı geri dönüştürülmüş malzeme kullanılıyor

Pil geri dönüşümünde kaydettiği gelişmeler kapsamında Galaxy S25, alüminyum, çelik ve nadir toprak elementi neodim dahil olmak üzere, pil bileşenlerinde sekiz farklı geri dönüştürülmüş malzeme kullanıyor. Geri dönüştürülmüş malzemelerin ilk kez Galaxy S25'in alüminyum çerçevesine entegre edilmesiyle cihazın tüm dış bileşenlerinde en az bir geri dönüştürülmüş malzeme kullanılmış oldu. Ayrıca, %100 geri dönüştürülmüş kağıttan üretilen Galaxy S25 serisinin ambalajında da tek kullanımlık plastikler kaldırıldı. Samsung’un Self-Repair programı ise tüketicilerin cihazlarını kendilerinin onarabilmesine yardımcı olurken ürün kullanım ömrünü uzatıyor ve elektronik atıkları azaltıyor.

Samsung bu girişimlerle daha geniş kapsamlı çevresel hedeflerini destekliyor. Bu hedefler arasında, 2027 yılına kadar global dijital dönüşüm operasyonlarında %100 yenilenebilir enerjiye geçmek, 2030 yılına kadar tüm mobil ürünlerinin her modülünde en az bir geri dönüştürülmüş malzeme kullanmak ve güç, estetik ya da dayanıklılıktan ödün vermeden inovatif ve çevreye duyarlı malzemeler geliştirmeye yatırım yapmak yer alıyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

E-ticaret, tüketici alışkanlıklarını hızla dönüştürürken, bu dönüşümün en sessiz kahramanlarından biri de hiç kuşkusuz koruyucu ambalajlar. Pandemiyle ivme kazanan online alışveriş trendi, ürünlerin hasarsız ve güvenli bir şekilde müşteriye ulaşmasını zorunlu hale getirdi. Sektörler arası büyüyen bu ihtiyaç, ambalaj teknolojilerinde hem miktar hem de kalite anlamında büyük bir dönüşümü beraberinde getirdi. Türkiye ambalaj sektöründe 40 yılı aşkın tecrübesiyle adından söz ettiren As Plastik Ambalaj, bu değişimin en güçlü aktörlerinden biri olarak hem inovasyon hem de sürdürülebilirlik odaklı çözümleriyle dikkat çekiyor.

E-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte her sektörün, müşterilerine ürün gönderimi yaparken güvenli ve sağlam bir paketleme çözümüne ihtiyaç duyduğunu belirten As Plastik Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Edip Behar, “Bu artış sadece niceliksel değil; aynı zamanda kalite, hız ve çevre duyarlılığı gibi faktörlerde de kendini gösteriyor. Ürünlerin hasarsız bir şekilde tüketiciye ulaşması, müşteri memnuniyetinin ve marka itibarının korunması açısından her zamankinden daha kritik hale gelmiş durumda. Bu konuda ambalajlarda dikkat edilen başlıca özellikler ise, darbe emicilik, sızdırmazlık, yırtılma direnci, esneklik, hafiflik, ürünle uyumlu boyutlandırma ve kolay açılabilirlik. Aynı zamanda barkod/etiket gibi lojistik süreçleri kolaylaştıran özellikler de önem kazanıyor” dedi.

Petek Dolgu Teknolojisiyle Yeni Nesil Koruma

Bazı koruyucu ambalaj çözümlerinin fazla yer kaplayabildiğini, malzeme tüketimini artırabildiğini ve maliyet açısından verimli olmayabildiğini ifade eden As Plastik Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Edip Behar, “Bu noktada biz de daha yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlere yönelerek, son yıllarda ‘petek dolgu’ teknolojisine yatırım yaptık. Kağıt torbaların içine yine kağıttan üretilen özel bir petek katman yerleştiriyoruz. Böylece hem darbeye karşı dayanıklılığı artırıyor hem de kutu kullanımına göre daha az malzeme kullanılan, çevreci bir alternatif sunmuş oluyoruz. Ayrıca bu yapılar, depolama ve lojistik alanında çok daha az yer kapladığı için operasyonel açıdan da büyük avantaj sağlıyor. Amacımız, çocukken patlattığımız ‘pıt pıt’ balonlu torbalara daha sürdürülebilir bir karşılık üretmek. Hem doğayı koruyan hem de işlevsel bir alternatif geliştirmek bizim için önemli bir motivasyon kaynağı” şeklinde konuştu.

Ambalaj, Müşteri Deneyiminin Kalbi

As Plastik olarak, e-ticaretin gelişimini yalnızca sayılarla değil; değişen ihtiyaçlara verdikleri akılcı ve çevreci çözümlerle okuduklarını ifade eden Edip Behar, “Ambalaj artık sadece ürün koruma değil; markanın sesi, çevreye duyarlılığı ve operasyonel verimliliğinin bir göstergesidir. Tüketici ile kurulan ilk fiziksel temas ambalaj üzerinden gerçekleşiyor. Estetik, özenli ve fonksiyonel tasarımlar markanın imzasıdır. Sosyal medyada paylaşılan 'unboxing' videoları bunun en iyi göstergesi” diye konuştu.

FSC Sertifikalı Çevre Dostu Üretim

Öte yandan tüketicilerin çevre duyarlılığı arttıkça, markaların da ambalaj tercihlerinde sürdürülebilir seçeneklere yöneldiğini vurgulayan Edip Behar, “Bu alanda özellikle plastik sektöründe geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen ambalajlara olan ilgi hızla artıyor. Geri dönüştürülmüş plastik kullanımı hem kaynak tüketimini azaltmak hem de döngüsel ekonomi hedeflerine katkı sağlamak açısından önemli. Aynı zamanda kağıt bazlı ambalajlar da e-ticaret sektöründe oldukça yaygın ve tercih edilen çözümler haline geldi. Ancak sürdürülebilir kağıt ambalaj kullanımı için yalnızca kağıt seçmek yeterli değil; kağıdın kaynağı, kullanılan miktar ve üretim süreci de büyük önem taşıyor. Örneğin, kağıt tüketimini azaltmak adına optimum gramajlarda ve ihtiyaca göre tasarlanmış ambalajlar tercih edilmeli. Ayrıca tağşişin önüne geçmek, yani belirsiz kaynaklardan üretilen malzemelerin karıştırılmasını engellemek de bu sürecin bir parçası” dedi.

Bu noktada, FSC’nin (Forest Stewardship Council / Orman Yönetim Konseyi), sürdürülebilir orman yönetimi adına dünyaya önemli bir vizyon kazandırdığını da aktaran As Plastik Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Edip Behar, “FSC, ormanların çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan sorumlu şekilde işletilmesini garanti altına alır. Biz de bu bilinçle, düzenli olarak FSC denetimlerinden geçiyor, bu denetim süreçlerinden öğreniyor ve uygulamalarımızı sürekli geliştiriyoruz. Üstelik, bu çabayı yalnızca belgelerle sınırlı tutmuyoruz; kağıt tedarikinde çevreye duyarlı yaklaşımı bir şirket kültürüne dönüştürmeyi önceliğimiz haline getiriyoruz” şeklinde konuştu.

Güçlü İletişim Stratejisiyle Dönüşüme Katkı Sağlıyor

Ambalaj sektörünün geleceği hakkında da değerlendirmelerde bulunan As Plastik Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Edip Behar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sektörün gelişimi akıllı çözümler ve inovasyonlarla şekilleniyor. RFID etiketlemeler, akıllı sensörler, ısı veya nem değişimlerine tepki veren ambalajlar gibi teknolojiler, lojistik ve kalite kontrol süreçlerine entegre ediliyor. Aynı zamanda ambalajların daha hafif, daha az atık üreten ama daha dayanıklı yapılması da araştırmaların merkezinde yer alıyor. Bunlara ek olarak, otomatik paketleme sistemlerine uyumlu, pratik şekilde katlanabilen ve insan gücü ihtiyacını azaltan ambalaj çözümleri giderek daha fazla önem kazanıyor. Özellikle büyük hacimli e-ticaret operasyonlarında, hızlı ve hatasız sevkiyat için bu tür ambalajların tercih edilmesi kritik hale geliyor. Farklı tip ve malzemelerden üretilen ambalajların da otomatik paketleme sistemlerine uyum sağlayacak şekilde tasarlanması, sektördeki yeni beklentiler arasında. As Plastik olarak biz de bu dönüşüm sürecinde bilgi paylaşımının ve şeffaf iletişimin gücüne inanıyoruz. Güçlü iletişim stratejimiz, iş ortaklarımızın güvenle yeni fikirleri paylaşmalarında etkili olurken, yenilikçi ve yaratıcı çözümlerle sektördeki zorlukların üstesinden gelebilmemizde en önemli rolü üstleniyor. Bu sayede, ambalaj sektöründeki dönüşümün öncüsü olarak, çevreci ve yenilikçi çözümlerimizle e-ticarete katma değer sunmaya devam ediyoruz.”

Bilgi için: Doret Habib (D’oret İletişim) - [email protected]

As Plastik Ambalaj Hakkında:

40 yılı aşkın tecrübesiyle Türkiye ambalaj sanayinin öncü markaları arasında yer alan As Plastik Ambalaj, bitki, tarım, gıda ve tekstil sektörlerine yönelik özelleştirilmiş esnek plastik ve kağıt ambalaj çözümleri üretiyor. 2015'ten bu yana İstanbul’da 10.000 m2’lik alan üzerine kurulu, verimlilik ve etkin üretim için tasarlanan tesisinde hizmet veren firma, yüksek teknolojiye sahip makineleri, güçlü ekibi ile faaliyet gösteriyor. İleri teknolojiye sahip tesisinde, ürünleri ve çalışanları için mükemmel altyapı ve çalışma ortamı sağlayan As Plastik Ambalaj, BRCGS Standartları gereğine göre kontrol ediliyor ve ürün kontaminasyonu riskinden korunuyor. İstanbul'daki stratejik konumunu da kullanarak küresel pazarlara verimli ve hızlı çözümler sunan firma, Avrupa başta olmak üzere birçok küresel pazarda güçlü bir tedarikçi olarak adından söz ettiriyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Saint-Gobain çatısı altında faaliyet gösteren Norton, taşlama, kesme, finisaj ve polisaj çözümleriyle aşındırıcı sektöründe 140 yıllık köklü geçmişiyle dünya liderliğini sürdürüyor. Geniş ürün portföyüyle birçok farklı sektör ve uygulama alanına yüksek performanslı çözümler sunan marka, Türkiye’de 30 bin metrekarelik alana kurulu, 8 bin metrekare kapalı üretim tesisiyle yılda 25 milyon adet ürün üretiyor. Norton, Türkiye pazarındaki büyümesini istikrarlı yatırımlarla desteklemeye ve üretim kapasitesini artırmaya kararlılıkla devam ediyor

Saint-Gobain Grubu bünyesinde yer alan aşındırıcı markası Norton, taşlama, kesme, finisaj ve polisaj çözümleriyle aşındırıcı sektörünün küresel liderleri arasında yer alıyor. Global uzmanlığını Türkiye’deki güçlü üretim altyapısıyla birleştiren marka, sektöre yüksek kaliteli ürünleriyle yön veriyor.Eskişehir’de 30 bin metrekarelik alan üzerinde, 8 bin metrekare kapalı tesiste faaliyet gösteren Norton, yıllık 25 milyon adetlik üretim kapasitesiyle dikkat çekiyor. 2025 yılında dünya genelinde 140. kuruluş yılını kutlayan marka, Türkiye pazarındaki büyümesini sürdürmek amacıyla yatırımlarını ve üretim hacmini kararlılıkla artırmaya devam ediyor.



Norton yeni ürünlerle üretim kapasitesini genişletiyor

Saint-Gobain Aşındırıcılar Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Genel Müdürü Cenk Çotur, Norton’un Türkiye pazarındaki stratejik büyüme hedeflerine ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi, “Eskişehir’deki modern tesisimiz ile yılda 25 milyon adetlik üretim kapasitesiyle sektöre hizmet veriyoruz. Müşterilerimize yüksek kalite standartlarda ürünler sunarak sektörün öncü markalarından biri olmaya devam ediyoruz. Ayrıca yeni yatırımlar kapsamında Non-woven (keçe) ürünlerin üretimine başlayarak ürün gamımızı daha da genişletiyoruz. Bu yatırımla müşterilerimizin ihtiyaçlarını daha etkin ve hızlı bir şekilde karşılamayı hedefliyoruz. Ayrıca Eskişehir üretim hatlarında yapılan verimlilik iyileştirmeleriyle birlikte, zımpara grubu ürünlerinde üretim kapasitesi %22 artarken, taş grubu ürünlerinde %16 artış gerçekleştirildi. Bu gelişmeler, hem artan pazar talebini karşılamadaki başarımızı hem de yerel üretim gücümüzü daha da ileri taşıma konusundaki kararlılığımızı ortaya koyuyor.”



2025 yılının ilk çeyreğinde satış rekoru

Değerlendirmesinde Norton’un 2025’in ilk çeyreğindeki başarılı performansına da değinen Çotur, “Geçen yılın aynı dönemine göre satışlarımızı %16 artırarak, tarihimizin en yüksek ilk çeyrek satış performansına ulaştık. Türkiye’deki operasyonlarımız büyümeye devam edecek. Pazardaki güçlü konumumuzu daha da pekiştirmek için yatırımlarımıza ve çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz,” dedi.

Geleceğe yönelik hedefleri ile ilgili açıklamasında Çotur, “Saint-Gobain Grubu'nun bir parçası olarak, ilerlemeye inanıyoruz ve bireysel ve kolektif sağlık ve zindeliği geliştiren bir oyun değiştirici olmaya çalışıyoruz. Herkesin temel ihtiyaçlarını karşılayan ve gelecek nesilleri tehlikeye atmadan birlikte daha iyi yaşamamızı sağlayan çözümlerin hala icat edilmesi gerektiğine inanıyoruz” ifadelerine yer verdi.



SAİNT-GOBAİN YÜZEY ÇÖZÜMLERİ HAKKINDA

Saint-Gobain Yüzey Çözümleri, geniş aşındırıcı ürün yelpazesiyle yüksek performanslı çözümler tasarlayan ve üreten küresel bir oyuncudur. Güçlü, yenilikçi, hassas ve kullanıcı dostu çözümleri sayesinde, en karmaşık ve zorlu uygulamalarda dahi farklı malzemelerin yüzeylerinin güvenle şekillendirilmesini sağlar. Müşteriler, uzman iş ortakları ve son kullanıcılarla yakın iş birliği içinde çalışan Saint-Gobain Yüzey Çözümleri, performans, maliyet ve güvenlik açısından en uygun sonucu sunmak üzere özelleştirilmiş çözümler geliştirmektedir. 360 yıllık köklü geçmişiyle 2025 yılında kuruluş yıldönümünü kutlayan Saint-Gobain Grubu, tüm faaliyetlerini ve taahhütlerini “MAKING THE WORLD A BETTER HOME” amacı doğrultusunda şekillendirmektedir.

 

SAINT-GOBAIN HAKKINDA

Sürdürülebilir ve hafif inşaat çözümlerinde dünya lideri olan Saint-Gobain, inşaat ve endüstriyel pazarlara yönelik malzemeler ve hizmetler tasarlamakta, üretmekte ve dağıtmaktadır. Kamu ve özel binaların yenilenmesi, hafif inşaatların, inşaatların ve endüstrinin karbondan arındırılması için kesintisiz bir inovasyon süreciyle geliştirilmiş bütünleşik çözümler sunarak sürdürülebilirlik ve performans sağlar. 2025 yılında kuruluşunun 360. Yılını kutlayan Grubun tüm faaliyetleri ve taahhütleri var olma amacına "MAKING THE WORLD A BETTER HOME" hizmet etmektedir.

 

2024 yılında 46,6 milyar EUR değerinde satış

80 ülkede 161.000 çalışan

2050 yılına kadar Net Sıfır Karbon hedefine ulaşmaya kararlı

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Önde gelen video oyunu yaratıcısı ve yayıncısı Ubisoft ve dijital ödemeler sektöründe dünyanın lider şirketlerinden Visa, stratejik bir iş birliğine imza attı. Üç yıl boyunca devam edecek iş birliği ile Avrupa’daki kullanıcıların oyun deneyiminin zenginleştirilmesi hedefleniyor.

Visa, Ubisoft iş birliği ile Türkiye dahil Avrupa’daki Visa kart sahiplerine, Just DanceTM 2025 de dahil olmak üzere, dünyaca sevilen oyunlarda özel içerikler, Ubisoft+ avantajları ve oyun kodları sunacak. Tüm bu avantajlar Visa’nın özel kampanyaları aracılığıyla seçili kullanıcılarla buluşacak.

Bu stratejik iş birliği, önümüzdeki üç yıl boyunca iki şirketin ortak girişimleri ile ‘gaming’in ötesine geçen inovasyonların önünü açacak. Heyecanla beklenen Just DanceTM’in lansmanı ise Team Visa futbolcusu Kika Nazareth’in yer aldığı özel bir kutlama dansı ile taçlanacak.

Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin, "Visa olarak, Ubisoft ile imza attığımız iş birliğiyle, ödemeler alanındaki uzmanlığımızı oyun dünyasına taşıyacak olmaktan mutluluk duyuyoruz. Uzun yıllardır spor ve eğlence alanlarında imza attığımız başarılı sponsorlukları ve iş birliklerini, oyun sektörünü de kapsayacak şekilde genişletmek heyecan verici. Bu iş birliği ile oyunsever Visa kart sahiplerine çok özel fırsatlar sunacağız. Hem Visa hem de Ubisoft için oldukça heyecan verici olacağına inandığımız bu yolculuğu dört gözle bekliyoruz" dedi.

Ubisoft Stratejik Ortaklıklar ve İş Geliştirmeden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Chris Early, "Visa kart sahiplerine özel oyun içi içerikler sunmak amacıyla Visa ile imza attığımız iş birliğimizin heyecanı içerisindeyiz. Oyunseverlere daha fazla avantaj sunmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.

Spor ve eğlence alanında 40 yılı aşkın süredir önemli sponsorluklara ve ortaklıklara imza atan Visa, oyun sektörünün lider markalarından Ubisoft ile de iş birliği gerçekleştirerek Visa kart sahipleri için yeni ve heyecan verici deneyimler sunmaya hazırlanıyor.

                                                                                                          ###

Visa Inc. hakkında

Visa (NYSE: V), dijital ödemeler sektöründe dünyanın lider şirketlerinden biridir. 200'den fazla ülke ve bölgede tüketiciler, iş yerleri, finansal kuruluşlar ve devlet kurumları arasında ödeme işlemlerini mümkün kılar. Misyonu en yenilikçi, güvenilir ve güvenli ödeme ağı aracılığıyla dünyayı birbirine bağlamak; bireylerin, işletmelerin ve ekonomilerin başarılı olmasına ve büyümesine olanak sağlamaktır. Herkesi her yerde kapsayan ekonomilerin, herkesi her yerde daha iyiye taşıdığına inanmakta ve erişimi para hareketinin geleceği için temel olarak görmektedir. Daha fazla bilgi için visa.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Ubisoft hakkında

Ubisoft, oyuncuların hayatlarını orijinal ve unutulmaz eğlence deneyimleriyle zenginleştirmeye kendini adamış bir dünyalar yaratıcısıdır. Ubisoft'un küresel ekipleri, Assassin's Creed®, Brawlhalla®, For Honor®, Far Cry®, Tom Clancy's Ghost Recon®, Just Dance®, Rabbids®, Tom Clancy's Rainbow Six®, The Crew® ve Tom Clancy's The Division® gibi markaları içeren derin ve çeşitli bir oyun portföyü oluşturuyor ve geliştiriyor. Ubisoft Connect aracılığıyla oyuncular, oyun deneyimlerini geliştirmek, ödüller almak ve platformlar arasında arkadaşlarıyla bağlantı kurmak için bir hizmet ekosisteminin keyfini çıkarabilirler. Abonelik hizmeti olan Ubisoft+ ile 100'den fazla Ubisoft oyunu ve DLC'den oluşan büyüyen bir kataloğa erişebilirler. 2023-24 mali yılı için Ubisoft, 2.32 milyar € net rezervasyon elde etti. Daha fazla bilgi edinmek için lütfen şu adresi ziyaret edin: www.ubisoftgroup.com.

© 2024 Ubisoft Eğlence. Tüm Hakları Saklıdır. Ubisoft ve Ubisoft logosu ABD ve/veya diğer ülkelerde tescilli ticari markalardır.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

2015 yılında Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) çatısı altında kurulan ve Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından akredite edilmiş bir melek yatırım ağı özelliğini taşıyan, İzmir ve Ege Bölgesi'nin ilk ve tek akredite yatırım ağı EGİAD Melekleri, girişimcilik ekosistemine katkılarını daha da artırmak amacıyla harekete geçti. Bu vizyon doğrultusunda hareket eden EGİAD Melekleri, kurumsal kapasitesini artırmak ve stratejik yol haritasını belirlemek amacıyla oluşturduğu Danışma Kurulu’nun ilk toplantısını İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’nde gerçekleştirdi. Toplantı, girişimcilik ve yatırım alanında daha etkin ve sürdürülebilir bir yapı inşa etme hedefiyle önemli bir kilometre taşı olarak değerlendirildi.
Bugüne kadar 5 milyon doların üzerinde yatırım hacmiyle Türkiye'de erken aşama yatırımların en aktif aktörlerinden biri olmayı başaran EGİAD Meleklerinin İlk Danışma Kurulu’nu Toplantısı, kurumsal yapısını güçlendirme, stratejik hedeflerini netleştirme ve sürdürülebilir bir yatırım modeli oluşturma çerçevesinde gerçekleşti.
EGİAD Melekleri Danışma Kurulu Başkanı Levent Kuşgöz yaptığı açılış konuşmasında, EGİAD Melekleri'nin girişimcilik ve yatırım ekosistemine yalnızca finansal destek sunmakla kalmayıp, aynı zamanda bilgi, deneyim ve stratejik vizyon ile katkı sağladığını vurgulayarak, “Danışma Kurulu olarak amacımız, bu yapının daha da kurumsallaşarak sürdürülebilirliğini sağlamak ve yatırım süreçlerinde etki odaklı, yenilikçi bir yol haritası oluşturmaktır. Bu ilk toplantımızda ortaya çıkan fikirlerin ve iş birliklerinin, EGİAD Melekleri'nin gelecek adımlarına önemli katkılar sunacağına inanıyorum." dedi.
EGİAD Melekleri İcra Kurulu Başkanı Arda Yılmaz ise, kuruluşlarından bu yana girişimcilik ekosistemine değer katmayı ve yatırımcılarla birlikte sürdürülebilir etki yaratmayı hedeflediklerini belirterek, "Danışma Kurulumuzun katkılarıyla, stratejik hedeflerimizi daha da netleştirme ve organizasyonel yapımızı güçlendirme fırsatı bulduk. Bu iş birliği ortamının hem girişimcilerimiz hem de yatırımcılarımız için yeni fırsatların kapısını aralayacağına inanıyoruz." diye konuştu.
Toplantıda ele alınan gündem başlıklarını, Kurumsal Kimlik ve Görünürlük, Girişimci Seçim ve Değerlendirme Süreçleri, Alt Komisyonlar ve Çalışma Grupları, Yatırımcı İlişkileri ve Gelecek Planları oluşturdu.
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Önde gelen bilim ve teknoloji şirketi Merck ve Merck Türkiye iş ve özel yaşam dengesini destekleyen uygulamalarıyla çalışan deneyimini sürekli olarak geliştirmeyi sürdürüyor. Şirket, bu kapsamda geçtiğimiz yıllarda hayata geçirdiği inisiyatiflere bir yenisini ekleyerek ‘Önemli Anlar İzni’ uygulamasına başladı.

 

‘Önemli Anlar İzni’ çerçevesinde Merck çalışanları, kritik sağlık sorunları yaşayan birinci derece yakınlarına bakım sağlamak üzere yılda 10 güne kadar ücretli izin alabilecekler. Merck Türkiye, global çapta gerçekleşen bu uygulamayı hayata geçiren ilk ülkelerden biri oldu.

 

Çalışan odaklı olmayı, her zaman öncelikleri arasına alan Merck, önceki yıllarda da “Fertilite Tedavi Yardımları” ve “Bakım Verenleri Kapsayıcı Kültürümüze Dahil Etme” inisiyatifleriyle bu yaklaşımını somut adımlarla ortaya koymuştu.

 

“Önemli Anlar İzni” yaklaşımının ilk adımı olan “Bakım Verenleri Dahil Etme” inisiyatifi, 2017 yılında başlatıldı. Bu ödüllü küresel program ile Merck, yalnızca çalışanlarına değil, dünya genelindeki bakım verenlere destek olmayı, bu kişilerin ihtiyaçlarına yönelik farkındalık yaratmayı ve çözüm üretmeyi hedefledi.

Çalışan deneyimini bir adım öteye taşıyan bir diğer uygulama olan Fertilite Tedavileri Yardımı inisiyatifiyle de Merck Türkiye, ebeveyn olma hayali kuran çalışanlarına bu süreçte ihtiyaç duydukları tüm desteği sunuyor. Merck, infertilite tedavisi alanındaki onlarca yıllık bilgi birikimiyle dünya genelinde yaklaşık beş milyon bebeğin doğumuna katkı sağladı.

 

Merck, yeni hayata geçirdiği “Önemli Anlar İzni” uygulamasıyla, çalışanlarının hayatlarının en kritik anlarında sevdiklerinin yanında olabilmelerine destek sağlamayı amaçlıyor. Bu yeni yan fayda, mevcut yıllık izinlere ek olarak sunuluyor ve çalışanların halihazırda sahip oldukları izin haklarında herhangi bir değişiklik yapılmaksızın uygulanıyor. Ayrıca, izin politikası kapsamı genişletilerek, evlat edinme sürecinde olan çalışanlara yasalarla verilmiş olan 3 gün izin hakkını, 10 güne kadar kullanma imkanı tanınıyor. Tüm bu düzenlemeler, mevcut yasal mevzuat ve şirket içi izin politikaları ile tam uyumlu olacak şekilde yapılandırıldı.

 

Çalışan odaklı olmanın her zaman öncelikleri arasında olduğunu vurgulayan Merck Türkiye Genel Müdürü Şehram Zayer, yeni uygulamayla ilgili yaptığı açıklamada; "Hepimiz hayatımızın bir döneminde bakım verme sorumluluğuyla karşı karşıya kalabiliriz. Bu, çoğu zaman görünmeyen ama büyük özveri gerektiren bir görevdir. Merck Türkiye olarak bu sorumluluğu yalnızca anlamakla kalmıyor, çalışanlarımızın bu zorlu süreçleri daha iyi yönetebilmeleri için yanlarında duruyor, refahlarını destekliyoruz.” diyerek sözlerine devam etti; “Bu konuyu daha bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirmek gerektiğine inanıyorum. Bir işveren olarak amacımız, çalışanlarımıza en iyi deneyimi sunmaktır. İş-yaşam dengesini destekleyen uygulamalarımız, yurt içi ve yurt dışı kariyer fırsatlarımız, çalışanlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda şekillenen yetkinlik ve mesleki gelişim programlarımız ve 'Çeşitlilik, Kapsayıcılık, Eşitlik, Aidiyet’ ile 'Kurumsal Sosyal Sorumluluk' alanındaki çalışmalarımızla, onlara zaman, alan ve destek sunarak çalışan deneyimini geliştirmeye kararlılıkla devam ediyoruz."

 Merck hakkında:

Dünyanın lider bilim ve teknoloji şirketlerinden Merck, Sağlık Hizmetleri, Yaşam Bilimleri ve Elektronikler alanlarında faaliyet göstermektedir. Şirketin yaklaşık 62.000 çalışanı, daha keyifli ve sürdürülebilir bir şekilde yaşamanın yeni yollarını bulmak için her gün milyonlarca insanın hayatında olumlu bir fark yaratmak amacıyla çalışmaktadır. Merck, gen düzenleme teknolojilerini geliştirme ve benzersiz yöntemler keşfetmekten, akıllı cihazlar kullanarak en zorlu hastalıkları tedavi etmeye kadar her alanda varlığını göstermektedir.

 

66 ülkede faaliyet gösteren şirket için, bilimsel merak ve sorumluluk sahibi girişimcilik teknolojik ve bilimsel gelişimin kilit unsurları olmuştur. Merck, 1668 yılındaki kuruluşundan bugüne bu şekilde büyümüştür. Şirketi kuran aile, halka açık şirketin hisselerinin çoğunluğuna sahip olmayı sürdürmektedir. Merck, Merck adının ve markasının küresel haklarına sahiptir. Bu konudaki tek istisna ABD ve Kanada’dır; Merck’in farklı iş kolları ABD’de ve Kanada’da sağlık alanında EMD Serono, yaşam bilimlerinde MilliporeSigma ve elektronikler konusunda EMD Performance Materials adıyla faaliyet göstermektedir. http://www.merck.com.tr/tr

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 

Girişim sermayesi ekosisteminin önemli paydaşlarını bir araya getiren, Türkiye’nin en büyük kapsayıcı yatırımcı etkinliği CVC Bosphorus Summit’25, Girişimci Kurumlar Platformu (GKP) tarafından, Fiba Grubu ana sponsorluğunda ve Özyeğin Üniversitesi iş birliğiyle üçüncü kez düzenlendi. Kurumsal girişim sermayesi ekosisteminin geleceğine ilişkin öngörülerin, küresel CVC trendlerinin ve yatırım fırsatlarının konuşulduğu zirve, Türkiye’den ve dünyadan birçok kurumsal yatırımcıyı, CVC temsilcisini ve fon yöneticisini İstanbul’da buluşturdu. Alanında uzman birçok konuşmacının yer aldığı CVC Bosphorus Summit’te 300’ün üzerinde şirketten 400’e yakın katılımcı bir araya geldi.

 

CVC Bosphorus Summit’25’in açılış konuşmasını yapan Girişimci Kurumlar Platformu Kurucusu, Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Rektör Danışmanı ve Finberg Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Elgin şunları söyledi:

 

“Dünya genelinde yatırım tutarları artarken, işlem sayısında düşüş yaşanıyor. Dünyadaki CVClerin ülke ekonomilerine katkısı yüzde 25’ken Türkiye’deki CVClerin katkısı yüzde 35-40 arası. Ancak artık Startup kapanışlarının çoğaldığı bir girişim sermayesi ekosisteminde farklı düşünmeli ve birim ekonomisine odaklanılmalı. Girişimciler bakış açısını değiştirmek zorunda, artık her şey büyüme değil. Gerçek problemleri çözmeli, birim ekonomisine, yatırımcıya odaklanmalı ve dayanıklı olmalıyız.

Yatırımcılar için güven artık yeni para birimi haline geldi. Şu prensip her zaman yatırımcıların pusulası olmalı: İş birliği ile atılan her bir başarılı adım tüm yatırımcıların ivme kazanmasını sağlayan bir başarıya dönüşecektir. İşin içinde ol, dahil ol. Gerçekçi düşün, sabırlı ol. Güvene yatırım yap!”

 

 

“Girişim sermayesi geleceği şekillendiriyor”

 

Konferansın ana konuşmacısı Stanford Üniversitesi’nden Ekonomist Prof. Dr. Ilya A. Strebulaev oldu. “Kurumsal Girişim Sermayesinin Geleceği” başlıklı bir konuşma yapan Strebulaev, inovasyonun artan hızı, kurumsal girişim sermayelerinin ekonomik etkisi ve girişim sermayesi zihniyetinin kurumsal yapılara adaptasyonu gibi konulara değinerek şunları söyledi:

 

“Girişim sermayesi tüm sektörlerde belirleyici bir konuma geldi. Hatta Stanford’daki ekibimiz son 50 yıldaki tüm başarılı girişimleri analiz etti ve hemen hepsinin arkasında girişim sermayesi olduğu ortaya çıktı. Gelecek 20 yılda ise kapitalizm dünyasında büyük kırılmalar yaşanacağını söyleyebiliriz. CEO’ların buna yanıtı ya iç inovasyonu güçlendirmek ya da kurumsal girişim sermayesi aracılığıyla dış inovasyonu şirketlerine taşımak olacak. Türkiye için burada büyük bir fırsat olduğunu görüyoruz. Türkiye bu alanda dünyanın gerisinde değil, hatta dünyanın sayılı kurumsal girişim sermayesi merkezlerinden biri olacak potansiyele sahip.”

 

 

“Gerçek bir etki yaratmak için beraber çalışmalıyız”

 

Konferans, Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Barış Tan’ın kapanış konuşmasıyla sona erdi. Prof. Dr. Tan konuşmasında şunları söyledi:

 

“Cesur, öncü ve yenilikçi bir kültürle yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz, 16 yılda 600’ün üzerinde faal girişimci şirket kurdu. Tüm girişim sermayelerini ve iş dünyasını üniversitelerle, özellikle gençlerle daha yakın çalışmaya davet ediyorum.”

 

CVC Bosphorus Summit, ekosistemde kalıcı etki yaratmayı hedefliyor

 

İlk olarak 2023 yılında düzenlenen ve Türkiye’nin ilk kurumsal girişim sermayesi konferansı olan CVC Bosphorus Summit, ülkemizde kurumsal girişim sermayesi alanında bilgi paylaşımını ve iş birliğini artırarak ekosistemin güçlenmesine katkıda bulunan önemli bir platform olarak öne çıkıyor. İlk iki yılında 700’ü aşkın profesyoneli, 40’tan fazla konuşmacıyı ve 300’den fazla kurumu bir araya getiren konferans, kurumsal yatırımcılar ile girişim ekosistemi arasında sürdürülebilir iş birlikleri kurmayı hedefliyor. Özyeğin Üniversitesi iş birliği ve Fiba Grubu’nun ana sponsorluğunda gerçekleştirilen etkinlik, bölgesel yatırım ağlarını Türkiye üzerinden birbirine bağlayarak küresel CVC trendlerini ülkemizin dinamizmiyle buluşturuyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Yaz mevsiminin gelişi ve Kurban Bayramı'nın yaklaşmasıyla uzun süre parkta tutulan veya uzun yol yapmayan otomobillerin kapsamlı şekilde mutlaka kontrol edilmesini tavsiye eden Mobil Oil Türk A.Ş, tüketicilerin yanında olmaya devam ediyor. Sunduğu ürün ve hizmetlerle araçların ömür ve performanslarına yüksek katkılar sağlayan Mobil Oil Türk A.Ş, ücretsiz 10 nokta kontrolü hizmeti sunarak müşterilerinin güvenli ve keyifli yolculuklara hazır olmasına destek oluyor. Bu kapsamda Mobil Oil Türk A.Ş, tüketicileri 44 ilde bulunan 70 noktada hizmet veren Mobil 1 Center'lara bekliyor.

Türkiye madeni yağ pazarının önde gelen temsilcilerinden Mobil Oil Türk A.Ş, otomobil sahiplerinin yanında olmaya devam ediyor. 120 yıldır Türkiye'de madeni yağı üretimi ve pazarlama faaliyetlerini sürdüren şirket, bayram döneminde yola çıkmaya hazırlananlar için araçlarının bakımlarını yaptırmalarını öneriyor. Bu kapsamda Mobil Oil Türk AŞ'nin 44 ilde 70 noktada faaliyet gösteren Mobil 1 Center hizmet noktalarında, ücretsiz 10 nokta kontrolü hizmeti sunuyor. Mobil 1 Center hizmet noktaları, bu kontrollerle birlikte araçların bakım gereksinimlerini tespit ederek, araç kullanıcılarının her an yola çıkmaya hazır olmasını sağlıyor.
Özellikle aracını belli tatil dönemlerinde uzun yola çıkaran otomobil sahipleri için hayati öneme sahip ücretsiz 10 nokta kontrolünde yapılması gerekenler şu şekilde sıralanıyor:
Yağlar ve hidrolik bakımları yapılmalı!
Araç motor yağı ve yağ filtresi, araç kataloğunda belirtilen sürelerde değiştirilmeli, uzun seyahatlerde motorun yağ eksiltmesine karşı mutlaka bir miktar yağ bulundurulmalıdır. Yine şanzımana da baktırılarak buradaki yağ kaçaklarının kontrolü sağlanmalıdır. Standart kullanım ömrü 2 yıl olan ve fren performansı açısından büyük önem arz eden fren hidroliği ise ömrünün dolması beklenmeden, mevsim geçişinde kontrol edilmelidir. Aynı şekilde direksiyon sistemlerinde kullanılan hidrolik yağı kontrol edilmeli ve eksik olması durumunda tamamlanmalıdır.

Bir lastik az diğeri çok fren yapmamalı!
Frenlerin lastikleri eşit seviyede tuttuğuna emin olunmalıdır. Araç fren sistemi tüm detayları ile uzmanlarca kontrol edilmeli ve bakımları yapılmalıdır.

Klima bakımı önemli!
İyi bakılan bir klima sistemi, sıcak havalarda sürüş konforunu ve güvenliğini pozitif yönde etkileyerek sürüş kalitesine önemli şekilde katkıda bulunur. Sağlıklı çalışan bir klima sistemi, sahip olduğu filtreler sayesinde dışarıdaki kir ve tozların otomobilin yaşam alanına dahil olmasına engel olurken, içerideki havayı sabit tutar ve nem seviyesini düşürür. Öte yandan bakımsız bir klima sistemi, zamanla biriken bakteriler sebebiyle sağlığı olumsuz etkileme riski taşırken, otomobilin motorunu zorlayarak yakıt tüketimini önemli oranda artırır. Standart koşullarda sorunsuz çalışan araç klimaları, sıcak havalarda sağlıklı çalışmayabilir. Dolayısıyla ideal sıcaklığa ulaşabilmek için alanında uzman bir teknisyenden destek alınmalı, gerekirse klima gazı bastırılmalı ve polen filtresi yenisi ile değiştirilmelidir.

Soğutma sistemine dikkat!
Uzun yolculuklarda motorun hararet yapmaması için soğutma sistemi temizlenmeli, gerekli miktarlarda su ve antifriz tekrar doldurulmalıdır. Ayrıca termostatın çalışıp çalışmadığı, kayış, kelepçe ve hortumların sıkılık durumları da kontrol edilmelidir.

Aynalar temiz, silecekler yeni olmalı!
Cam suyu tamamlanmalı ve silecek süpürgeleri kontrol edilerek eski ise değiştirilmelidir. Aynalar ve camlarda da çatlak ve kırık olup olmadığına dikkat edilmeli ve gerekirse müdahale edilmelidir.

Akü kontrolü şart!
Uzun süre sabit kalan araçlarda oluşabilecek akü zayıflamalarına karşın, şarj işlemi veya akü değişimi yapılmalıdır. Ayrıca su seviyeleri ve elektrot seviyeleri kontrol edilmelidir.

Gece sürüşleri için farlara dikkat!
Yol ve sis farlarının doğru çalışıp çalışmadığı kontrol edilmeli, farlarda sararma, matlaşma, çatlak ve kırık gibi durumlar varsa müdahale edilmelidir.

Aşınmış ve inmiş lastikle yola çıkmayın!
Yaz lastikleri sıcak havalarda düzensiz yıpranmaya karşı daha dayanıklı olduğu için kış lastikleri çıkarılmalıdır. Hava basıncı kontrolü aksatılmamalı, lastiklerin havaları mümkün olduğunca lastikler soğuk iken ölçülmeli, eğer bir azalma görülüyorsa doğru hava basıncı ile tamamlanmalıdır. Lastiğin dış derinliğinin boyutu 1,6 mm'den daha düşük olmamalıdır. Diğer taraftan aynı aks üzerinde bulunan 2 lastik arasındaki aşınma farkı, 5 mm'den fazla olmamalıdır. Uzun seyahatler öncesi stepnenin sağlam olup olmadığı, araçta kriko ve lastik değişim ekipmanlarının da varlığı kontrol edilmelidir.