Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İçinde bulunduğumuz çağda hiç şüphesiz ki en değerli sermaye bilgi.
Her gün oluşturulan muazzam bilgi okyanusunu 7/24 çalışarak, güvenle barındıran, dijital bir depo hayal edin. İnternet çağının gizli kahramanı olan veri merkezlerinin, bilgiyi depolamanın yanında işleyen, erişebilir kılan ve sadece teknolojinin değil, ekonomilerin ve toplumların geleceğini şekillendiren birer itici güç olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Türkiye gibi dinamik pazarlarda güçlü bir alternatif yatırım aracı olarak ortaya çıkan ve özellikle yatırım portföylerinde yer alan veri merkezlerinin neden bir sonraki büyük yenilik olabileceğini gelin birlikte inceleyelim.
Veri merkezleri neden önemli?
Dijitalleşen dünyamızda her saniye sayısız veri üretiliyor. İnternette geçirdiğimiz her saniye, izlediğimiz her video, yaptığımız her çevrimiçi alışveriş, verinin hızla üretildiği bir döngüyü besliyor. Bu verilerin güvenli, hızlı ve erişilebilir bir şekilde saklanması içinse ileri düzeyde altyapılara ihtiyacımız var ki veri merkezleri, tam da burada devreye girerek bu ihtiyaca çözüm sunuyorlar.
Türkiye veri merkezleri için verimli bir zemin
Türkiye'de veri merkezlerinin durumu, dijitalleşmenin artması ve bulut bilişim teknolojilerinin hızla yaygınlaşmasıyla önemli bir gelişim sürecinden geçiyor. Ülkemizin stratejik konumu, veri merkezleri açısından büyük bir avantaj sağlarken, "Türkiye Dijital Dönüşüm Stratejisi" gibi hükümet girişimleriyle teşvik edilen politikalar da bu alandaki büyümeyi destekliyor.
Dijital çağın omurgasını oluşturan veri merkezlerinin Türkiye açısından önemini şöyle sıralayabiliriz:
" Stratejik Konum: Avrupa ve Asya'nın kesişim noktasındaki stratejik konumuyla Türkiye, veri trafiği açısından uluslararası bir köprü görevi görüyor.
" Büyüyen Ekonomi: Türkiye'nin GSYİH'sinin önümüzdeki yıllarda istikrarlı bir şekilde büyümesi beklenirken, bu durumun dijital altyapıya olan talebi daha da artırması öngörülüyor.
" Hükümet Desteği: Türkiye'nin "Dijital Dönüşüm Stratejisi" çerçevesinde hayata geçirdiği projeler, veri merkezlerini yatırımcılar için cazip bir seçenek haline getiriyor. Diğer yandan Türk hükümeti, dijital dönüşüm politikaları kapsamında yerli veri merkezlerini desteklemek için çeşitli teşvikler sunuyor.
Veri merkezleri alternatif yatırım aracı olacak
Hisse senetleri, tahvil ve gayrimenkul gibi geleneksel yatırım araçlarıyla karşılaştırıldığında, veri merkezleri istikrarlı gelir, uzun vadeli büyüme potansiyeli ve enflasyona karşı koruma gibi benzersiz avantajlar sunuyor.
Peki yatırım perspektifi açısından veri merkezlerinin öne çıkan noktaları neler?
" Düzenli Gelir Akışı: Veri merkezleri, verilerini depolamak için alan kiralayan şirketlerin ödedikleri kira yoluyla düzenli ve tahmin edilebilir gelir akışları yaratır. Bu durum, yatırımcılara piyasa dalgalanmalarından bağımsız olarak istikrarlı bir gelir akışı sağlar.
" Uzun Vadeli Büyüme: Veri merkezi alanlarına olan talebin önümüzdeki yıllarda katlanarak artması bekleniyor ki bu da yatırımcılara önemli bir sermaye değer artışı potansiyeli sunuyor.
" Enflasyon Koruması: Veri merkezi kiralarının enflasyona göre ayarlanması, yatırımcıları yükselen fiyatların aşındırıcı etkilerinden koruyor ve değer kaybı riskini azaltıyor.
Türkiye'nin dijital dönüşüm yolculuğunda, veri merkezleri yalnızca teknolojik altyapı değil, aynı zamanda stratejik bir yatırım fırsatı olarak öne çıkıyor. Yakın zamanda Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) uyumluluğu gibi düzenlemeler, yatırımcılar için veri merkezlerine olan talebin önümüzdeki dönemde daha da artacağına işaret ediyor.
Veri merkezleri sizin için doğru mu?
İstikrarlı gelir, uzun vadeli büyüme ve enflasyona karşı koruma potansiyeli sunarak portföylerini çeşitlendirmek ve dijital devrimi yakalamak isteyen yatırımcılar için veri merkezleri cazip bir seçenek haline geliyor.
Uzmanlık bilgisi ve önemli bir sermaye gerektiren bu yatırım aracıyla ilgilenen yatırımcılar için veri merkezleri araştırmaya değer olabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'de işsizlik sorununun yerini maaş beklentisi ve nitelik uyumsuzluğuna bıraktığını belirten Allservice Yönetim Kurulu Başkanı ve İK Yöneticisi Ebru Akyüz, iş gücü piyasasının dengesiz bir süreçten geçtiğine dikkat çekti. Akyüz, "Eskiden işçi alırken fazlasıyla seçici olan işverenler, bugün nitelikli personel bulmakta zorlanıyor. Öte yandan, hiçbir tecrübesi olmayan çalışanlar bile 50 bin TL'lik maaş beklentisi içinde. Enflasyonist ortamda bu durum normal gibi görünse de hem işçi hem işveren bu dengesizlikten olumsuz etkileniyor" dedi.
İŞ GÜCÜ PİYASASINDA DENGELER ALTÜST OLDU
Akyüz, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) istihdam verilerinin sahadaki gerçekleri yansıtmadığını belirterek şunları söyledi: "TÜİK, son üç ayda iş bulamayan ve 15 gün içinde çalışmaya başlayabilecek bireyleri baz alıyor. Ancak, özellikle kadın ve genç istihdamında ciddi sorunlar var. Kadınların kırsal kesimlerde kayıt dışı çalıştığı ya da tamamen iş gücünden çekildiği bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu durum, iş gücü piyasasındaki cinsiyet eşitsizliğini artırıyor ve pozitif ayrımcılık politikaları yeterince etkili olmuyor."
KADIN İSTİHDAMI GERİLİYOR
Kadın istihdamındaki azalmaya dikkat çeken Akyüz, özellikle enflasyonun kadın çalışanlar üzerindeki etkisini vurguladı: "Üniversite mezunu kadınların iş gücünden çekildiğini gözlemliyoruz. Çalışan anneler, kazandıkları paranın kreş ve bakıcı giderlerini karşılamaktan öteye gidemediği için eşleriyle birlikte 'Bu şartlarda çalışmaktansa çocuk anne sevgisiyle büyüsün' kararı alabiliyor. Bu sadece ekonomik değil toplumsal bir problem."
KAYIT DIŞI ÇALIŞMA ARTIYOR
Akyüz, asgari ücretle çalışmanın geçinmek için yetersiz kalması nedeniyle kayıt dışı işlerin arttığını ifade etti: "Bir temizlik çalışanı, günlük ev temizliğiyle günde 2.000-2.500 TL kazanabiliyor. Bu nedenle asgari ücretli ilanlar artık ilgi çekmiyor. Kayıt dışı çalışma, iş gücü piyasasındaki dengesizliği daha da derinleştiriyor."
İŞ GÜCÜ PİYASASINA YÖNELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Ebru Akyüz, bu dengesizliklerin uzun vadeli politikalarla çözülebileceğini belirterek şu önerilerde bulundu:
o Eğitim politikalarının iş gücü piyasası ile uyumlu hale getirilmesi
o Kadın istihdamını artıracak teşvikler ve esnek çalışma modelleri
o Kayıt dışı ekonominin önlenmesi ve sosyal güvenlik kapsamının genişletilmesi
o Enflasyonla mücadelede etkin stratejilerin geliştirilmesi
Akyüz sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye iş gücü piyasası, son 1-1,5 yıldır cinsiyetten bağımsız bir şekilde tüm dengelerin alt üst olduğu bir dönem yaşıyor. Hem işçi hem de işveren için sürdürülebilir çözümler üretmek, bu süreçten çıkışın anahtarıdır."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Benzersiz lezzetiyle büyük beğeni toplayan Dürümle, Moi Cadde şubesinin kapılarını müşterilerine açtı. İstanbul'da 61. şubesine ulaşan Dürümle, yeni nesil dürüm lezzetlerini her an her yerde keyifle tüketilebilecek şekilde sunuyor.
Dürümle, yenilikçi yaklaşımı ve memnuniyet odaklı hizmet anlayışıyla sektörde ön plana çıkıyor. Her zaman taze ve lezzetli ürünler sunan Dürümle, yeni şubeleriyle müşterilerine ulaşarak lezzet dolu bir deneyim yaşatmaya devam ediyor.
Dürümle'nin Hızlı Büyüme Süreci Yeni Şubelerle Devam Ediyor
Kısa sürede tüketicilerin favorisi haline gelen Dürümle, Türkiye'nin tercih edilen markalarından biri olarak yeni şubeler açmayı sürdürüyor. Marka, Türkiye genelinde 29 şehirde 145 şubesi ile Dürümle lezzetini daha fazla lokasyona taşıma hedefiyle büyümesini kararlılıkla ileri taşıyor.
Urfa, tavuk şiş ve et döner gibi klasik lezzetleri yeni tatlarla harmanlayan Dürümle, çıtır lavaşı, cheddar peyniri, özel sosları ve kibrit patatesiyle her masada büyük ilgi görüyor. Cheddarlı Kebap Dürüm, Özel Soslu Tavuk Dürüm gibi eşsiz lezzetlerin yanı sıra birçok farklı dürüm çeşidini bir arada sunuyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Günlük kullanımda uzun ömürlü ve güvenilir bir deneyim sunmak için dayanıklı materyallerle tasarlanan OPPO A3, En Üst Düzey Şok Direnci (MIL-STD 810H), IP54 suya ve toza karşı dayanıklılık sertifikalarıyla kullanıcılara her koşulda güven veriyor. A3'ün çift temperli cam ve dayanıklı kasa yapıları, düşmelere ve darbelere karşı yüksek koruma sağlıyor.
OPPO A3'ün Islak Dokunma özelliği, ekranın ıslak olduğu durumlarda dahi hızlı ve hassas tepki verirken; kahve, çorba veya su gibi sıvılara karşı sağlam koruma sunuyor. Parlak Siyah ve Yıldız Beyazı renk seçenekleriyle gelen akıllı telefon, OPPO'nun üst seviye tasarım anlayışını yansıtıyor.
Gelişmiş batarya teknolojisi ve hızlı şarj
Yeni OPPO A3, 5.100 mAh batarya kapasitesiyle uzun süreli kullanım sunuyor. Ayrıca, A3'ün bataryası 1.600 şarj döngüsünden sonra bile yüzde 80 kapasiteyle çalışmaya devam ediyor. Bu sayede, ortalama bir kullanıcı için dört yıl boyunca optimum batarya performansı sağlanıyor. 45W SUPERVOOCTM Hızlı Şarj teknolojisiyle OPPO A3, sadece 30 dakikada yüzde 50, 75 dakikada ise yüzde 100 şarj olabiliyor. Akıllı Şarj teknolojisi ise bataryanın ömrünü uzatarak daha güvenli ve verimli bir şarj deneyimi sunuyor.
Olağanüstü oyun deneyimi ve güçlü donanım
OPPO A3, Snapdragon® 6s 4G Gen1 mobil platformu ile güçlü performans sunarken, 8GB RAM 128GB depolama alanı sunuyor. RAM genişletme teknolojisi ile OPPO A3, ihtiyaca göre 8GB RAM'e kadar destek sunabiliyor. ColorOS 14'ün Trinity Engine özelliği, kullanıcı deneyimini optimize ederek oyun ve çoklu görev performansını artırıyor.
90Hz yenileme hızına sahip 6.67 inç LCD ile her türlü içerik için akıcı bir görüntü deneyimi sunabilen OPPO A3'ün ekranı ayrıca, 1.000 nit parlaklıkla dış mekanlarda bile net ve canlı bir görüntü sağlıyor.
Yüksek performanslı ses ve kamera özellikleri
Yüksek kaliteli ses deneyimi için Ultra Ses Modu'na sahip olan OPPO A3, bu özellik ile hoparlör sesini yüzde 300'e kadar artırarak yoğun ortamlarda bile seslerin net bir şekilde duyulmasını sağlıyor.
Kamera tarafında ise, OPPO A3'ün 50MP Ultra-Net ana kamera ve 5MP selfie kamerası, AI Portre Rötuşlama, Çift Görünüm Video gibi gelişmiş özelliklerle kullanıcıların doğal görünümlü fotoğraflar ve videolar çekmesine olanak tanıyor. Video çekimlerinde de, video rötuşlama ve AI destekli iyileştirmeler sayesinde her anı profesyonel kalitede yakalamak mümkün hale geliyor.
Fiyat ve Satış Tarihi
OPPO A3, Aralık ayından itibaren Türkiye'de satışa sunulacak. Parlak Siyah ve Yıldız Beyazı renk seçenekleriyle 9,999 TL fiyatla satışa çıkacak.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi en gelişmiş teknolojilerle sigorta sektöründe inovasyonu desteklemeyi hedefleyen Allianz Türkiye, beş yıldır devam eden HackZone Programı’nın yeni döneminde, startup’larla yeni iş birlikleri kurmaya hazırlanıyor. Her yıl, HackZone Open Insurance ve Hackzone Scale Up Accelerator isimli açık inovasyon programlarını geliştirmeye devam eden Allianz Türkiye, bu yıl itibarıyla iki programını birleştirerek, HackZone markası altında altı aylık hızlandırma program formatıyla yoluna devam edecek. Program ortağı Tenity ile birlikte düzenlenen ve startup’larla birlikte sigorta sektöründe yenilikçi iş modelleri geliştirerek, onların girişimlerini hızlandırmaya odaklanan programın yeni dönemi için başvurular başladı.
HackZone Programı’nın beşinci döneminde yerini almak isteyen startup’lar, Üretken Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi, Dijital Sağlık Çözümleri, Finansal Danışmanlık ve Küresel İklim Kriziyle Mücadele kategorilerinde başvuru yapabilecek. Programa katılacak startup’lar, bu alanlarda sigorta çözümleri geliştirerek, sektöre yenilikçi ürün ve hizmetler kazandırmayı hedefleyecekler. Sigorta sektöründe inovatif gelişmelere öncülük etmek isteyen startup’lar, programa başvurularını https://www.tenity.com/programs/hackzone adresine girerek yapabilecek. HackZone Programı’na başvurular için son katılım tarihi ise 12 Aralık.
Allianz Türkiye Pazarlama ve Dijital Sigortalar Genel Müdür Yardımcısı Onur Kırcı, HackZone programının önemli bir ilerleme kaydettiğini ve sektöre pek çok yenilikçi çözüm kazandırıldığını belirterek, şunları söyledi: “Sigorta sektörünün geleceğini şekillendirecek projeler üzerinde startup’larla birlikte çalıştığımız açık inovasyon programımızın beşinci yılına başladığımız için heyecanlıyız. 2020’den bu yana Tenity ile iş birliği ile 450’den fazla startup’ı değerlendirdik. 35’ten fazla girişimle iş birliği yaparak girişimlerinin hızlanmasına katkıda bulunduk. Programda yer alan startup’ların ekosistemden şimdiye kadar aldığı yatırım tutarı ise 12 milyon doları geçti. Startup’ların kurumsal iş birlikleri gerçekleştirerek büyümelerini hedefleyen Hackzone programımızla dört yılda 34 farklı PoC çalışmasına imza attık. Programımıza olan ilginin her geçen yıl artarak devam ettiğini görmekten ve sigorta sektörüne odaklanan startup sayısının artmasından memnuniyet duyuyoruz.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Her yıl İstanbul’da düzenlenen Superyacht Summit Türkiye, bu yıl da sektörün önde gelen uluslararası yaklaşık 250 uzmanını bir araya getirerek Türkiye’nin denizcilik sektöründeki gücünü dünyaya tanıtma hedefiyle ilk gününü büyük bir ilgi ile tamamladı. Yalıkavak Marina’nın da ana sponsorlarından biri olduğu Superyacht Summit Türkiye 2024, 26 Kasım 2024’te Çırağan Palace Kempinski’nin görkemli atmosferinde gerçekleştirilen oturumlarla başladı.
Türkiye’nin ilk yüksek kapasiteli süper yat marinası ve dünyanın ilk 10 marinası arasında yer alan Yalıkavak Marina, Superyacht Summit Türkiye 2024’ün ana sponsorlarından biri olarak (Diamond Sponsor) etkinlikteki katılımıyla sektöre olan desteğini ve ve katkılarını paylaştı. Geleceğe yatırım yaparken dünya çapındaki marinalar için bir rol model olma misyonunu sürdüren Yalıkavak Marina, Türkiye’nin denizcilik sektöründeki küresel başarısını daha da ileri taşımayı hedefliyor.
Etkinlik kapsamında düzenlenen panellerde denizcilik sektörünün en güncel konuları ele alındı. Bu yılki oturumlarda, Yacht Tourism Association’dan Begüm Doğulu, Yalıkavak Marina, Marina Direktörü Deniz Akaltan, Antalya Free Zone Business Association’dan Efe Ülken ve Jetcraft’tan Yıldırım Demir gibi sektöre yön veren isimler konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, 2024 yılı süperyat sektöründeki performans değerlendirmeleri, öne çıkan trendler, çevresel sürdürülebilirlik ve sektörel iş modelleri gibi önemli başlıklar tartışıldı.
Etkinliğin ilk günü, Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleşen panellerde sürdürülebilirlik, inovasyon ve uluslararası iş birlikleri gibi konular ele alındı. Yalıkavak Marina, Marina Direktörü Deniz Akaltan, panelde moderatörlerin yönelttiği "Sizin segmentiniz bu yıl nasıl bir performans gösterdi? Segmentinizi şekillendiren dikkat çekici trendler neler oldu?", "Segmentinizin karşı karşıya olduğu en önemli zorluklar nelerdir ve keşfedilmeye değer yeni fırsatlar neler olabilir?" ve "Rusya pazarı veya etkisi 2024 yılında nasıl bir değişim gösterdi? Önümüzdeki 3-5 yıl içinde bu etkinin nasıl gelişmesini bekliyorsunuz?" gibi sorulara yanıt verdi.
Yalıkavak Marina, Marina Direktörü Deniz Akaltan, panelde yaptığı konuşmada Türkiye’nin dünya çapında süperyat turizmi için en cazip destinasyonlardan biri olduğunu vurguladı ve Yalıkavak Marina’nın bu başarının merkezinde yer aldığını ifade etti.
Sektörün performansını değerlendirirken, özellikle elektrikli ve hibrit yatların yükselen önemine dikkat çeken Akaltan, bu trendin marinaların altyapı yatırımlarını dönüştürdüğünü ve çevreci teknolojilere geçişi hızlandırdığını belirtti. Aynı zamanda, lüks ve kişiselleştirilmiş hizmetlere yönelik artan talebin sektörde yeni iş modellerini teşvik ettiğini de ekledi. Çevresel sürdürülebilirliğin sektörde karşılaşılan zorluklardan biri olduğunu dile getiren Akaltan, “Deniz ekosisteminin korunması adına atık yönetimi, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik sertifikasyonlarına daha fazla önem verilmesi gerekiyor. Marinaların altyapılarını güncelleyerek çevreci uygulamalara öncelik vermesi gerekmektedir.” dedi.
Deniz Akaltan, Türkiye’nin stratejik konumunun yalnızca yaz aylarında değil, yılın her döneminde eşsiz fırsatlar sunduğuna dikkat çekerek, “Yalıkavak Marina, Akdeniz’in doğusunda bir mücevher gibi parlıyor.” ifadesini kullandı. Ege’nin doğu kıyısındaki Yalıkavak Marina’nın, yaz aylarında süperyat sahipleri, denizcilik ve yelken tutkunları için vazgeçilmez bir rota sunduğunu, düşük sezonda ise yalnızca birkaç saatlik bir mesafeyle farklı ülkeleri keşfetme imkânı sağladığını belirtti. Bu özelliklerin Türkiye’yi önümüzdeki 3-5 yıl içinde süperyat turizminin önde gelen merkezlerinden biri haline getireceğini öngördüğünü vurguladı.
Yalıkavak Marina’nın lüks restoranları, seçkin otelleri ve kişiselleştirilmiş hizmet anlayışıyla misafirlerine benzersiz bir deneyim sunduğunu ifade eden Akaltan, “Bu lüks deneyimler, yalnızca bir noktada değil, önümüzdeki üç ile beş yıl arasında Ege ve Akdeniz’in dört bir yanına yayılacak. Türkiye, turizmde bir üst seviyeye çıkmaya hazır.” diyerek ülkemizin turizmdeki potansiyelini ortaya koydu.
Son olarak, Yalıkavak Marina’nın sunduğu ayrıcalıkların Türkiye’yi süperyat turizminde benzersiz bir destinasyon haline getirmeye devam ettiğini belirtti. Akaltan, bu başarıların hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde önemli bir etki yarattığını söyledi.
Konuşmasının sonunda genç profesyonellere de tavsiyelerde bulunan Akaltan, sektöre tutkulu olanların sürekli öğrenmeye açık olmaları, denizcilik kültürünü anlamaları ve kendilerini sürekli geliştirmeleri gerektiğini ifade etti. “Bu alanda çalışmak bir meslekten öte, bir yaşam tarzıdır.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Etkinliğin ikinci günü, 27 Kasım’da 2Plan Terminal’de düzenlenecek masterclass oturumlarıyla devam edecek. Kripto varlıklar, otomobiller ve sürdürülebilirlik gibi farklı konuların ele alınacağı bu oturumların ardından Superyacht Summit Türkiye 2024, 71 yaşındaki klasik yat Halas 71’de gerçekleştirilecek VIP Boğaz turu ile sona erecek.
Superyacht Summit Türkiye 2024’ün ikinci gün networking etkinlikleri ise Halas 71’de düzenlenecek ve katılımcılar, denizcilik sektöründeki diğer profesyonellerle birebir bağlantılar kurarak iş birliklerini güçlendirme fırsatı bulacaklar.
Superyacht Summit Türkiye 2024, Türkiye’nin yatçılık sektöründeki potansiyelini uluslararası arenada güçlendirmek için önemli bir fırsat sunuyor. Yalıkavak Marina’nın yanı sıra Begüm Yachting’in de ana sponsorlar arasında bulunduğu etkinlik, sektördeki inovasyon ve iş birliklerini keşfetmek için eşsiz bir platform olma özelliği taşıyor. Alanında prestijli markaların desteğiyle gerçekleşen zirve, Türkiye’nin denizcilik alanındaki gücünü dünyaya tanıtma yolunda önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Yalıkavak Marina Hakkında
Bodrum, Türkiye'de bulunan Yalıkavak Marina The British Yacht Harbour Association (TYHA) tarafından “2018-2019 ve 2022-2023 Yıllarının En İyi Süper Yat Marinası”, “2020-2021 Yılların En İyi Uluslararası Marinası” ödüllerine layık görülmüş ve yine TYHA tarafından 5 Altın Çıpa ile derecelendirilmiştir. 2023 yılında da Türkiye'nin ve dünyanın en çok ödül alan ve yine Türkiye'nin ilk yüksek kapasiteli süper yat marinası olan Yalıkavak Marina, 5 Altın Çıpa Platin derecesi ile dünyanın ilk 10 marinası arasında yer alırken sürdürülebilirlik ve çevre koruma girişimleri sayesinde Mavi Bayrak ve Temiz Marina Sertifikası ile ödüllendirilmiştir. Yalıkavak Marina “UNICEF Platin Kanatlar” programının gururlu bir katılımcısıdır ve UNICEF Türkiye Ulusal Komitesi’ne destek olarak hem Türkiye hem de dünya çapındaki yardıma muhtaç çocukların temel haklarına kavuşmaları için çaba göstermektedir.
620 yatı aynı anda ağırlayabilen ve 140 m uzunluğa kadar yatlar için birinci sınıf hizmetler sunan Yalıkavak Marina, dünyaca ünlü mağazalar, lüks mücevher ve aksesuar butikleri, Michelin yıldızlı restoranlar, plaj kulüpleri, kafeler, barlar, sağlık ve dinlenme tesislerinin yanı sıra lüks bir otele de ev sahipliği yapmaktadır.
Dünyanın 120 ülkesinden 2 milyondan fazla misafirin tercih ettiği gözde bir destinasyon olan Yalıkavak Marina 12 ay faaliyet göstererek yılda 3.000'den fazla kişiye istihdam yaratmaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Koç Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren WAT Mobilite, 13-15 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi'nde düzenlenen Elektrikli Araç Şarj Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı EV Charge Show'da standıyla yer aldı. Fuar kapsamında güneş enerjili şarj istasyonunun demosunu ve DQ Serisi şarj istasyonunu ön plana çıkartarak, yüksek performans ve yenilikçi tasarımlarıyla ziyaretçilerin beğenisine sundu.
Elektrikli araç şarj ihtiyaçları için uçtan uca çözümler sunan WAT Mobilite; 52 şehirde, 312 lokasyonda 260 DC ve 221 AC şarj istasyonlarıyla halka açık şarj ağı işletiyor. Bu kapsamda, yenilenebilir enerji ve elektrikli araçlarla karbon salımını azaltmayı hedefleyen şirket tarafından yapılan fizibilite çalışmaları doğrultusunda; güneş enerjili şarj istasyonları, 480 kW'lık DQ Serisi, işletme ve sitelere özel tasarladığı şarj işlemlerinin tek noktadan takibini sağlayan Şarj İstasyonu Yönetim Platformu gibi yüksek performanslı çözümlerin yaygınlaştırılması hedefleniyor.
Okan Cicimen: "Yenilikçi çözümlerle elektrikli araç altyapısını güçlendiriyoruz"
WAT Elektrikli Araç Şarj Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı EV Charge Show'a İstanbul Fuar Merkezi'nde katıldıklarını belirten WAT Mobilite Operasyonlar İş Birim Lideri Okan Cicimen, fuarın başarıyla geçtiğini ifade etti. Cicimen, "Türkiye genelinde 500'ün üzerinde projeyi tamamlayarak geniş şarj ağımızla sektördeki dönüşüme aracılık ediyoruz. Fuar kapsamında, güneş enerjili şarj istasyonunun demosu, yenilikçi şarj çözümlerimizi sergiledik. Yenilenebilir enerji entegrasyonu ve enerji yönetimi alanlarındaki inovatif yaklaşımlarımızla maliyet optimizasyonu sağlarken, sürdürülebilirliği de artırmayı hedefliyoruz. Bağlanabilirlik, veri yönetimi ve siber güvenlik konularında iş birliğine açık yaklaşımımızla sektördeki farklılığımızı vurguluyoruz. Koç Topluluğunun sürdürülebilirlik odaklı elektrikli filo dönüşümünün bir parçası olarak, çevresel etkileri azaltırken geleceğin e-mobilite ekosistemini şekillendirmeye devam ediyoruz. Altyapı geliştirme ve katma değerli dijital hizmetlerdeki uzmanlığımızla, güvenli ve sürdürülebilir bir mobilite geleceği inşa etme hedefini kararlılıkla sürdürüyoruz" dedi.
Yenilenebilir enerji çözümleri sektöre katkı sağlayacak
Şirketin sürdürülebilirlik ve enerji dönüşümü alanındaki stratejik hedeflerini paylaşarak, geleceğe dönük önemli adımlar attıklarını vurgulayan Okan Cicimen, "WAT Mobilite olarak, elektrikli araç kullanıcılarına üst düzey bir deneyim sunarken, yenilikçi çözümlerle yeşil bir geleceğe geçişi hızlandırarak net sıfır karbon emisyonuna katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bu hedef doğrultusunda, ülkemizde şarj istasyonları altyapısının güçlendirilmesi, elektrik şebekesinin verimliliğinin artırılması ve trafo üretim kapasitesinin geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Ayrıca, şebeke ile etkileşim, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji çözümleri gibi yenilikçi projelerle sektöre katkı sağlamayı planlıyoruz" ifadelerini kullandı
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.