Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
1980 yılında kurulan ve 1994 yılından itibaren mağazalaşarak bir dönem 150 mağazaya kadar ulaşan Türk hazır giyim sektörünün önemli firmalarından Batik'in yeni sahibi İzmir merkezli Azra Plus Tekstil oldu. 1970 yılından bu yana kadın giyimde dünyaca ünlü firmalara üretimden toptan mağazacılığa, tedarikçilikten mağazacılık ve ihracata kadar hemen hemen her alanda yer aldıklarını belirten Batik'in Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Kahraman, şirketin yeni yol haritasını ve hedeflerini açıkladı.
'3 AY İNCELEDİK, ŞUBAT AYINDA ALDIK'
Ziyal Ailesi'ne ait olan Batik'in 2019'da mali bir sıkıntı yaşadığını, ardından 2020 yılında Yılmazlar Mağazacılık tarafından satın alındığını belirten Kahraman, süreci şöyle anlattı:
"Geçtiğimiz yıl Batik'in 23 mağaza ile en büyük bayisi olan MyGlobe şirketinin sıkıntıya girmesi, şirketin merkezini de olumsuz etkiledi. Bunun üzerine markanın satışı için çeşitli firmalarla görüşmelere başladılar. Biz de uzun süredir Azra Plus Tekstil olarak üretimin yanında bir marka oluşturmak istiyorduk ve karşımıza böyle bir imkan çıkınca Kasım ayında görüşmelere dahil olduk. Yaptığımız 3 aylık incelemenin ardından, Batik'in hem köklü geçmişi hem de kalitesi ve tanınırlığı ile bizim de hedeflerimiz arasında yer alan mağazacılıkla son derece iyi bir şekilde örtüştüğünü gördük. Bunun üzerine eski sahipleri Yılmazlar Mağazacılık'ı da ortak alarak Şubat ayında BM Mağazacılık adında yeni bir şirket kurup Batik firmasını satın almaya karar verdik." dedi.
Batik'in yönetimine geçtiklerinde ilk olarak tüm bayilerle birebir görüştüklerini ve ne yapmak istediklerini hepsine anlattıklarını dile getiren Kahraman, "Batik'in kendine ait bir üretim tesisi yoktu ve tedarik anlamında ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. İlk önce bu tedarik problemini çözdük. Operasyonumuz nisan ayı itibariyle oturmaya başladı ve hemen ardından da bayilerimizden teşekkür mesajları ve son derece olumlu geri bildirimler almaya başladık. Şu anda Mersin ve Karaman'da kendimize ait olan iki fabrikada yaptığımız üretimin yanında yurtiçinden ve yurtdışından da tedarik sağlıyoruz ve koleksiyonumuzu bu şekilde oluşturuyoruz." dedi.
'STRATEJİ VE KONSEPT DEĞİŞTİRİYORUZ, ÇALIŞAN KADININ İLK ÜRÜNÜ OLMAYI HEDEFLİYORUZ'
Batik'in şu anda tümü alışveriş merkezlerinde yer alan 60 mağaza ile faaliyet gösterdiğini ancak bazı verimsiz mağazalardan çıkacaklarını ifade eden Kahraman, önümüzdeki dönemde ilk hedeflerinin büyük şehirlerin bilinen caddelerinde mağazalar açmak olduğunu kaydetti. 2026 sonunda 75 mağazaya ulaşmak istediklerini belirten Kahraman, konsept ve stratejiyi de değiştirdiklerini ve kaliteye önem veren çalışan kadınları hedef kitle olarak belirlediklerini söyledi. Kahraman, "Çalışma hayatına girdiğinde artık üniversitede giydiklerini giymek istemeyen ama A plus markalara da parası yetmeyen bir kesim var. Bizim amacımız bu kadınlara aynı kaliteyi daha uyguna vermek. Çalışma hayatına giren kadınların ilk aldığı ürün olmak istiyoruz. Benim şu anda en büyük hayalim, 'Ben çalışma hayatıma başlarken ilk ürünümü Batik'ten almıştım' cümlesini duymak." ifadelerini kullandı.
Batik'le birlikte uzun vadede 81 ilde de olmak istediklerini kaydeden Kahraman, yurtdışı için de yeni bir strateji belirlediklerini söyledi. Yurtdışında yerel ortaklıklarla birlikte hızlı bir büyüme stratejisi kurguladıklarını söyleyen Kahraman, "Yurtdışında büyümek için o ülkeleri bilen iş ortaklarının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Almanya'da ilk mağazalarımızı açmak için hazırlıklarımız son aşamaya geldi. Bunun yanında Kuveytli bir grupla Orta Doğu operasyonları için görüşüyoruz. Bu grup zaten bizim önceden çeşitli kereler iş yaptığımız bir gruptu. Geçmişten gelen güçlü ilişkilerimizi ve referanslarımızı önümüzdeki dönemde Batik için kullanacağız ve bunlar Batik'in büyüme hikayesinde çok önemli bir yer tutacak. Tekstildeki yarım asırlık tecrübemizi ve aile olarak şimdiye kadar edindiğimiz tüm deneyimleri Batik'i büyütmek ve hak ettiği yere çıkarmak için kullanacağız." dedi.
Türk ekonomisinde son dönemde yaşanan gelişmelerin satın alma kararları üzerinde bir tereddüt yaratmadığının altını çizen Kahraman, "Ben risk almayı severim ama bunu risk almak olarak görmedim. Sıfırdan kurduğunuz bir markanın Batik ismine ulaşabilmesi için çok zaman gerekir. Biz bu markalaşma sürecini Batik'le birlikte ciddi oranda kısalttık. Ayrıca bu kadar köklü bir markayı yaşatabiliyor olmak da bizim için gurur verici. Aynı zamanda buradan markaya verdikleri emekler ve bugüne kadar gelmesindeki katkıları nedeniyle kurucu Ziyal Ailesi'ne de teşekkürlerimi iletmek istiyorum." diye konuştu.
KONKORDATO HABERLERİ DOĞRU DEĞİL
Son dönemde basında yer alan konkordato haberlerine de değinen Kahraman, Batik olarak bir konkordato süreci içerisinde olmadıklarını ve her şeyin planlar dahilinde ilerlediğini ifade etti. Konkordato ilan edenin Batik'in 23 mağazasına sahip olan MyGlobe olduğunun altını çizen Kahraman, "MyGlobe, Batik'in gelişiminde ve büyümesinde yıllardır çok önemli rol oynamış bir şirket. Son dönemde konkordato ilan ettiler ve şu anda 20 bayileri var. Biz de onların bu zor durumdan kurtulmaları için elimizden gelen desteği vereceğiz, bundan sonra da bayilerimizle birlikte büyüyeceğiz. Batik açısından ise herhangi bir konkordato durumu söz konusu değil." ifadelerini kullandı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dayanıklı bilgisayar ve mobil video çözümlerinin lider sağlayıcısı Getac Technology Corporation (Getac), 2025 Getac İnovasyon Günü'nün 22 Mayıs'ta Taipei'de gerçekleştirileceğini duyurdu. Etkinliği Computex Taipei ile birleştiren Getac, küresel ICT ve tedarik zinciri ortaklarını çok çeşitli sektörlerde ve dayanıklı kullanım durumlarında yapay zekanın yenilikçi potansiyelini deneyimlemeye davet ediyor. Etkinlikte dört ana başlık altında sergi alanları yer alıyor. Getac'ın Yapay Zeka PC Serisi, Kamu Hizmetleri Yapay Zeka Çözümleri, Üretim Yapay Zeka Çözümleri ve Kamu Güvenliği Yapay Zeka Çözümleri. Her bir alanda, zorlu çalışma ortamlarıyla karşı karşıya olan sektörler için yeni olanaklar yaratarak maliyet verimliliğinin nasıl elde edileceği, iş akışlarının nasıl optimize edileceği ve dayanıklı yapay zeka çözümleri kullanılarak karar verme süreçlerinin nasıl iyileştirileceği gösterilecek.
Tamamen dayanıklı uzaktan uzman çözümü olan Getac Assist, etkinliğin bir parçası olarak sergide yerini alacak. Getac Assist, sahadaki teknisyenlerin dünyanın dört bir yanındaki uzmanlara canlı bağlanmasını ve sorunları işaretlemesini sağlayarak bakım sorunlarının hızlı bir şekilde çözülmesine yardımcı oluyor.
Dünyanın ilk tamamen dayanıklı Copilot+ bilgisayarı Getac B360 Plus tanıtıldı
Getac'ın ilk Copilot+ PC'si olan tamamen dayanıklı dizüstü bilgisayar Getac B360 Plus'ın tanıtılması etkinliğin en önemli özelliğinin başında geliyor. Son Windows AI teknolojisine sahip olan ve 2025'in üçüncü çeyreğinde satışa sunulması beklenen bu güçlü cihaz, Getac'ın savunma, kamu hizmetleri, kamu güvenliği ve imalat gibi sektörlerde çalışan profesyoneller için tasarlanan popüler B360 ve B360 Pro serisini tamamlayacak. Saniyede 48 trilyon işlem (TOPS) yapabilen bir Sinirsel İşlem Birimi (NPU) içeren B360 Plus, üst düzey yapay zeka performansı sunarak kullanıcıların zorlu çalışma ortamlarında ve yüksek basınçlı senaryolarda başarılı olmalarını sağlıyor.
AI PC Serisi sergi alanında ayrıca Getac'ın yapay zekaya hazır işlem yeteneklerini hafif, sürdürülebilir tasarımla birleştiren S510 dayanıklı dizüstü bilgisayarı ve ZX80 tamamen dayanıklı Android tableti de yer alacak. Getac, B360 Plus'ın piyasaya sürülmesiyle AI çözüm serisini genişleterek, müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamaya ve operasyonel hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmaya devam ediyor.
Sahada Hizmet ve Operasyonel Güvenliğin Optimize Edilmesi
Görüntü tanıma çözümleriyle donatılmış yapay zekaya hazır dayanıklı cihazlar, sektör profesyonellerinin gerçek zamanlı denetimler yapmasına, anormallikleri tespit etmesine ve sahadaki olası ekipman arızalarını tahmin etmesine olanak tanıyarak plansız arıza sürelerini önlüyor ve hizmet istikrarını artırıyor.
Endüstriyel Güvenlik ve Uyumluluğun İyileştirilmesi
Üretim kuruluşları, uç bilişim teknolojisi ve görüntü tanıma yapay zeka çözümlerinin bir kombinasyonu ile fabrika ortamlarını gerçek zamanlı izleyebilme imkanına erişiyor. Bu sayede işçi güvenliği sorunlarını, uyumluluk ihlallerini ve olası bakım sorunlarını ilk fırsatta tespit ediyor, bakım maliyetlerini düşürüyor.
Mobil Kolluk Kuvvetlerinin Verimliliğinin Artırılması
Kamu güvenliği kuruluşları, Getac'ın yapay zekaya hazır dayanıklı cihazları, vücut kamerası sistemleri, GIS konumlandırma uygulamaları ve yapay zeka analizleri sayesinde olaylara daha hızlı müdahale edebiliyor, baskı altındaki karar süreçlerini daha etkili yönetebiliyor. Etkinlik kapsamında sergilenecek olan Edge AI destekli Getac Voice çözümü ise sesten metne ve sesten komuta özellikleriyle operasyonel verimlilik ve güvenliği önemli ölçüde artırıyor.
''Yapay Zeka İnovasyonu Müşterilerimizin Gelecekteki Rekabet Gücünü Besliyor''
Yapay zeka teknolojisinin geliştirilmesinin sektörler arası işbirliği gerektirdiğini ifade eden Getac Technology Corporation Başkanı James Hwang, ''Güçlü dayanıklı teknolojimizi temel müşteri kaynaklarıyla birleştirerek, biz ve ortaklarımız günümüzün endüstri ihtiyaçları için yenilikçi çözümler yaratabiliriz. Gelecekte, Edge AI ekosistemini geliştirmeye odaklanacağız, yazılım ve veri uygulamalarına yatırım yapmaya devam edeceğiz, endüstrinin zekasını ve gelecekteki rekabet gücünü kapsamlı bir şekilde geliştireceğiz ve müşteriler için daha verimli ve güvenilir bir değer yaratacağız." açıklamasında bulundu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Deepshikha Kiyawat, Bristol Myers Squibb, Novartis, Kimberly-Clark ve Procter & Gamble gibi şirketlerde geniş bir liderlik deneyimine sahiptir. Çeşitli uluslararası pazarlarda güçlü bir geçmişe sahip olan Kiyawat, karmaşık pazar dinamiklerinde etkili bir şekilde hareket etme, yüksek etkili ticari stratejiler geliştirme ve yüksek performanslı ekipler kurma konusunda derin bir uzmanlık edindi.
2020 yılında Gilead'a katılan Kiyawat, ilk olarak Güneydoğu Asya'da Küresel Hasta Çözümleri (GPS) İcra Direktörü olarak görev yaptı. Ardından, Küresel Distribütör Pazarları Ticari Lideri olarak görev aldı. Bu süre zarfında, hasta erişimini genişletmeye ve gelişmekte olan pazarlarda sürdürülebilir büyüme sağlamaya yönelik stratejik girişimlere liderlik etti.
Kiyawat, Gilead Türkiye'deki yeni görevinde yenilikçi tedavilere erişimi geliştirmeye, veriye dayalı stratejilerle ticari büyümeyi hızlandırmaya ve koçluk liderliği yaklaşımıyla yerel ekipleri güçlendirmeye odaklanacak. Kiyawat'ın kapsayıcı ve dönüşüm odaklı liderlik tarzı, Gilead'ın Türkiye'deki sağlık alanındaki konumunu ve etkisini daha da güçlendirecek
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünya çapında vergi uyumluluğu ve vergi yazılımları konusunda lider konumdaki Sovos’un ev sahipliğinde ilaç ve tıbbi cihaz sektörünün temsilcileri bir araya geldi. Yasal uyumluluk alanında sektörü bekleyen yeniliklerin konuşulduğu buluşmada, şirketlerin uyum sürecinde yaşadığı zorluklara çözüm yolları arandı.
İlaç ve tıbbi cihaz sektörünün temsilcileri, global vergi yazılımları lideri Sovos’un ev sahipliğinde 15 Mayıs’ta Çırağan Sarayı’nda buluştu. Sektöre yön veren deneyimli isimlerin katıldığı etkinlikte, e-dönüşüm alanında ilaç ve tıbbi cihaz sektörünün mevcut ihtiyaçları, bu ihtiyaçlara çözüm önerileri ve yine bu alanda sektörü bekleyen yenilikler konuşuldu. Etkinlikte hem Sovos tarafından yasal düzenlemeler hakkında mevcut ve beklenen gelişmelerle ilgili bilgi verildi hem de temsilcilerin deneyim paylaşımlarıyla vergi uyumluluğu konusunda sektörel bir hafıza oluşturuldu. Etkinliğe katılanlar arasında Acino, AstraZeneca, B. Braun, Bayer, Biomerieux, Boehringer Ingelheim, Drogsan, Eczacıbaşı, Eli Lilly & Company, F. Hoffmann-La Roche, Gilead Sciences, GSK, Haleon, Luxottica Group SPA, Pfizer, Pharmavision, Roche, Sanofi, Takeda ve Viatris gibi şirketlerin temsilcileri vardı.
Sektörün Uyum Sürecini Kolaylaştıracak Teknoloji Çözümleri Konuşuldu
Sovos EMEA Bölgesinden Sorumlu Satış Başkan Yardımcısı Elçim Sirek, konuyla ilgili açıklamasında, Türkiye’de verginin dijital dönüşümünün hemen her alana yayıldığını, bununla birlikte sektörlere yönelik düzenlemelerin sürdüğünü belirtti. İlaç ve tıbbi cihaz sektöründe; ürüne göre senaryo ve fatura tipleri, iade faturaları, depo/genel merkez veri aktarımları, sevkiyat süreçleri, hangi ürünlerin kapsam dahilinde olduğu gibi alanlarda şirketlerin soru işaretleri olabildiğini söyleyen Sirek, karşılaşılan en önemli sorunlardan birinin de global ekiplere yerel düzenlemeleri aktarma konusunda yaşandığını dile getirdi. Dünya genelinde verginin dijital dönüşümünde aktif rol alan bir kurum olarak bu iletişimde de yol gösterici olmayı hedeflediklerini belirten Sirek, “Sektör temsilcileri ile bir araya gelerek mevcut düzenlemelere karşı geliştirdikleri farklı uygulamaları konuştuk ve yasal uyumluluk konusunda yüklerini azaltmak için çözüm önerileri ortaya koyduk. İlaç ve tıbbi cihaz sektöründe beklenen vergi düzenlemeleri için dirsek dirseğe hazırlıklar yaparak, sektörün uyum sürecini kolaylaştırmayı hedefliyoruz. Bu buluşmalarla şirketlerin fikir alışverişinde olmasını ve ihtiyaçlara yönelik teknolojik çözümler üretebilmemizi çok kıymetli buluyorum. Çözümün parçası olan tüm katılımcılarımıza teşekkür ederim” diye konuştu.
Sovos Hakkında:
Sovos, işletmelerin giderek daha fazla düzenlemeye tabi olan bir dünyada gerçek bir güvenle gezinmelerini sağlayan küresel bir vergi, uyum ve güven çözümleri ve hizmetleri sağlayıcısıdır. Her zaman açık uyumluluk yetenekleri için özel olarak oluşturulan ölçeklenebilir BT odaklı çözümlerimiz, gelişen ve karmaşık bir küresel düzenleyici ortamın taleplerini karşılar. Sovos'un bulut tabanlı yazılım platformu, iş uygulamaları ve devlet uyumluluk süreçleriyle benzersiz bir entegrasyon seviyesi sağlar.
Fortune 500'ün yarısı da dahil olmak üzere 100'den fazla ülkede 100.000 'den fazla müşteri, uyumluluk ihtiyaçları için Sovos'a güveniyor. Sovos her yıl 19.000 küresel vergi yetki alanında 11 milyardan fazla işlem gerçekleştirmektedir. 400'den fazla güçlü iş ortağı programı ile desteklenen Sovos, sektörler ve coğrafyalar arasındaki şirketler için rakipsiz bir küresel ağ oluşturmaktadır. 1979 yılında kurulan Sovos, Amerika ve Avrupa'da faaliyet göstermektedir ve Hg & TA Associates'e aittir. Daha fazla bilgi için www.sovos.com.tr adresini ziyaret edebilir ve bizi LinkedIn ve X'de takip edebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Mobil fotoğrafçılıkta çığır açan yenilikleriyle TECNO, CAMON 40 serisini 17 Haziran’da Türkiye’deki teknoloji tutkunlarıyla buluşturmaya hazırlanıyor. Uygun fiyata amiral gemisi deneyimi sunması beklenen bu yeni seri hızlı ve hareketli anları en net şekilde yakalamaya imkân sunan Flashsnap moduna sahip kamerasıyla öne çıkıyor. Flashsnap modunda yer alan süper deklanşör, 1/11235 saniyeye kadar ulaşacak şekilde özel olarak ayarlanmıştır; bu, bir insan göz kırpma hızının 2600 katından fazla. Bir balonun patlaması, 100 km/saatin üzerinde hızla yarışan arabalar ve yüksek hızlarda kum motokrosunun kaldırdığı toz gibi anları yakalayabiliyor.
One-Tap Button ile 15 saniyede 9 seri çekim yapabiliyor
TECNO’nun kamera geliştirmesinde sunduğu bir diğer kritik özellik ise BestMoment algoritması. Yapay zekânın büyük veriler kullanılarak derin eğitimiyle desteklenen BestMoment algoritması, önemli eylemleri algılıyor ve heyecan verici anları gerçek zamanlı olarak yakalayabiliyor. Bu algoritma aynı zamanda, Sony'nin büyük sensörünü ve çok kareli arabelleğe almayı kullanarak, deklanşöre basılmadan önce ve sonra 0,5 saniye kaydedebiliyor. Bu da fotoğrafını çekmek istediğiniz bir anı sadece kamera uygulamasını açarak hiç deklanşöre basmadan hızla çekmenizi sağlıyor. BestMoment AI algoritması daha sonra en iyi kareleri otomatik olarak seçiyor ve kullanıcılara kaçırmak istemedikleri o anın en güzel fotoğrafını sunuyor. Ayrıca CAMON 40 serisinde yer alan One-Top Button da tek dokunuşla kamera uygulamasının açılmasını mümkün kılarak 15 saniyede 9 seri çekim yapabiliyor. Böylece Best Moment algoritması One-Top Button hızıyla birleşip en iyi sahneleri tek dokunuşla yakalama şansı sunuyor.
Kristal netliğinde çekimler artık mümkün!
CAMON 40 Premier 5G'nin 50 MP Sony LYT-701 Ultra Gece Kamerası, rakiplerinden yüzde 56,25 daha fazla ışık topluyor ve kristal netliğinde çekimler ortaya koyuyor. Süper ayarlı deklanşör, hızlı aksiyon için insan göz kırpma hızından 2 bin 600 kat daha hızlı çekim yapıyor.
CAMON 40 serisi, Tek Dokunuşla FlashSnap özelliğinin ötesinde genel görüntüleme deneyimini de kapsamlı bir şekilde geliştiriyor. CAMON 40 Premier 5G, yeni bir 50MP Ultra Geniş Açılı Kamera, 50MP Periskop Telefon Kamerası ve 50MP AF Ön Kameraya sahip ve bağımsız görüntüleme çipi ile 4K 60fps Pre-ISP Ultra Gece Videosu yeteneği sunarken, tüm seri 50MP eye-track selfie ile yepyeni geniş açılı kameralarla donatıldı.
TECNO Hakkında
TECNO, beş kıtada 70'ten fazla pazarda varlığını sürdüren yenilikçi, yapay zekâ odaklı bir teknoloji markasıdır. Gelişmekte olan küresel pazarlarda dijital deneyimi dönüştürmeye kendini adamış olan TECNO, çağdaş estetik tasarımın en son teknolojiler ve yapay zekâ ile mükemmel entegrasyonunu sürdürmektedir. TECNO bugün, akıllı telefonlar, akıllı giyilebilir cihazlar, dizüstü bilgisayarlar, tabletler, akıllı oyun cihazları, HiOS işletim sistemi ve akıllı ev ürünleri dahil olmak üzere yapay zekâ destekli ürünlerden oluşan kapsamlı bir ekosistem sunmaktadır. TECNO, "Stop At Nothing" marka özünün rehberliğinde, ileriye bakan bireyler için en son teknolojilerin ve yapay zekâ odaklı deneyimlerin benimsenmesine öncülük etmeye devam etmekte ve onlara en iyi benliklerini, en parlak geleceklerini takip etmekten asla vazgeçmemeleri için ilham verir. Daha fazla bilgi için TECNO'nun resmi sitesini ziyaret edin: http://www.tecno-mobile.com/
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Geliştirdiği yenilikçi tedavilerle diyabet ve obezite tedavisinde öncü konumda olan global sağlık şirketi Novo Nordisk, Türkiye’de ve dünyada yürüttüğü klinik araştırmalarla geleceğin tedavilerini bugünden inşa ediyor. Şirketin Türkiye’de yürüttüğü klinik araştırmalar, yedi ülkeyi kapsayan bölgesel bir merkez yapısıyla büyümeye devam ediyor. Novo Nordisk 2024 yılında Türkiye’de gerçekleştirdiği klinik çalışmalar için yatırımlarını bir önceki yıla oranla iki katına çıkardı. Türkiye, klinik araştırmalarda hem bilimsel üretim hem de hasta erişimi açısından stratejik bir rol üstleniyor.
Globalde 100 yılı aşkın, Türkiye’de 30 yıllık bir geçmişe sahip sağlık şirketi Novo Nordisk, 20 Mayıs Dünya Klinik Araştırmalar Günü kapsamında açıklamalarda bulundu. Novo Nordisk, hem Türkiye’de yürüttüğü bölgesel klinik çalışmalar hem de küresel Ar-Ge stratejileriyle ciddi kronik hastalıklarla mücadelede bilimsel liderliğini sürdürüyor.
Türkiye, Novo Nordisk’in Klinik Araştırma Üssü Konumunda
Novo Nordisk’in 2018 yılında Türkiye’yi Klinik Araştırmalar Bölgesel Merkezlerinden biri olarak konumlandırması, Türkiye’yi sadece bir uygulayıcı değil, aynı zamanda bölgesel bir koordinasyon noktası haline getirdi. Bugün Türkiye merkezli bu yapı, Cezayir, Fas, Lübnan, Mısır, Umman ve Suudi Arabistan dahil olmak üzere toplam 7 ülkedeki klinik araştırmaları koordine ediyor. Bölgesel merkez yapısı, Türkiye’deki deneyimli ekiplerin, operasyonel altyapının ve uluslararası araştırmalara uyumlu çalışma düzeninin bir sonucu olarak faaliyet gösteriyor.
2024 yılı itibarıyla yalnızca Türkiye'de 570 hekim ve 462 hastayla 23 uluslararası nitelikli klinik araştırma yürütüldü. Son 5 yılda bu sayı toplamda 822 hekim ve 1838 hastaya ulaştı. Novo Nordisk, bu çalışmalar sayesinde hastalara en gelişmiş tedavilere erken erişim sunarken, sağlık profesyonellerine de yenilikçi ilaçlarla ilgili erken hasta deneyimi kazanma imkânı sağlıyor.
Ar-Ge’ye Büyük Yatırım: Bilimsel Büyümenin Temeli
Novo Nordisk, her yıl global satışlarının yaklaşık %16’sını Ar-Ge’ye ayırarak bu alanda dünyanın en çok yatırım yapan şirketlerinden biri konumunda. Türkiye’deki yatırımlar da bu büyümenin bir parçası. Şirket 2024 yılında Türkiyede gerçekleştirdiği klinik çalışmalar için yatırımlarını bir önceki yıla oranla iki katına çıkardı.
Novo Nordisk’in Türkiye’de yürüttüğü araştırmalar; diyabet, obezite ve nadir hastalıkların yanı sıra kardiyovasküler hastalıklar (KVH), Alzheimer ve alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması (MASH) gibi yüksek oranda karşılanmamış tedavi ihtiyaçlarına sahip alanları da kapsıyor.
Novo Nordisk Türkiye Kıdemli Klinik, Medikal ve Ruhsatlandırma Direktörü Dr. Ömer Buğra Bahadır, “Klinik araştırmalar, sadece yeni ilaçların geliştirilmesini değil, aynı zamanda daha geniş bir hasta kitlesine umut olmayı da ifade ediyor. Türkiye’deki klinik araştırma altyapımız, hem uluslararası standartlarda bilimsel üretime hem de yerli sağlık ekosistemine katkı sağlıyor. Bilimi merkezimize alarak sağlıkta sürdürülebilir çözümler sunmayı sürdüreceğiz” dedi.
Global Ortaklıklarla Geleceği İnşa Etmek: Septerna İş Birliği
Novo Nordisk’in bilimsel gücünü pekiştiren adımlardan biri de şirketin son yıllarda gerçekleştirdiği Ar-Ge iş birlikleri ve stratejik yatırımlarının bir parçası olan, yakın dönemde duyurulan Septerna ile stratejik ortaklığı oldu. Bu anlaşma, özellikle obezite ve tip 2 diyabet gibi kardiyometabolik hastalıkların tedavisinde kullanılmak üzere oral küçük moleküllü ilaçlar geliştirmeyi hedefliyor.
Septerna’nın G proteinine bağlı reseptör (GPCR) uzmanlığı ile Novo Nordisk’in metabolik hastalıklar alanındaki liderliği birleşerek; GLP-1, GIP ve glukagon reseptörlerini hedefleyen çok sayıda aday molekül üzerinde ortak araştırma yürütülmesini mümkün kılıyor. Novo Nordisk, bu iş birliği kapsamında 2,2 milyar ABD doları tutarında yatırım taahhüdünde bulunuyor.
Bilimle Büyüyen Gelecek
Bugün Novo Nordisk, 60 ülkede yürütülen 195 klinik çalışma ile 10.600’den fazla araştırmacı ve 39.000’den fazla hastaya ulaşıyor. Türkiye bu yapının önemli bir parçası olarak, yalnızca bölgesel değil küresel sağlık çözümlerinin geliştirilmesinde de stratejik bir konuma sahip.
Klinik araştırmalar sayesinde yalnızca yeni tedaviler geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda hastalıkların seyrini değiştiren çözümleri topluma kazandıran Novo Nordisk, sağlıklı bir geleceği bilimle inşa etmeye devam ediyor.
Novo Nordisk Hakkında:
1923 yılında kurulan Danimarka merkezli Novo Nordisk, dünyanın önde gelen global sağlık şirketlerinden biridir. Amacı, diyabet alanında sahip olduğu güçlü miras ile ciddi kronik hastalıkları yenecek değişime öncülük etmek olan Novo Nordisk, bu amaca ulaşmak için bilimsel atılımlara öncülük ediyor, ilaçlarının erişimini genişletiyor, hastalıkları önleyecek ve ortadan kaldıracak çalışmalar yürütüyor. 80 ülkede yaklaşık 76.300 kişi çalışanı bulunan Novo Nordisk’in ürünleri yaklaşık 170 ülkeye ulaşıyor. Daha fazla bilgi için novonordisk.com, Facebook, X (Twitter), LinkedIn ve YouTube'u ziyaret edebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
HOW-Hub of Warehouse Fuarı, dünyanın en büyük 10 fuar şirketi arasında yer alan Deutsche Messe AG'nin Türkiye ofisi Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. organizatörlüğünde, İSDER iş birliğiyle ENOSAD, ROBODER ve AKDER'in desteğiyle Türkiye'de ilk kez yeni nesil depo sistemleri ve iç lojistik sektörünü tek çatı altında buluşturacak. Türkiye ekonomisine yıllık yaklaşık 3,5 milyar dolarlık katkı sağlayan istif makinaları sektörünün ihracat potansiyelini ve depolama sistemlerinin pazar payını artırmayı hedefleyen fuar, 18-20 Eylül 2025 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi'nde (İFM) malzeme taşıma teknolojileri, depolama ve raf sistemleri, paketleme teknolojileri, yazılım ve otomasyon çözümleri, depo çözümleri, robot teknolojileri, AGV ve AMR gibi birçok alanda ziyaretçileri en son yeniliklerle buluşturacak. HOW-Hub of Warehouse Fuarı, sadece teknolojik yeniliklerin tanıtıldığı bir ticaret platformu olmanın ötesine geçerek, sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve toplumsal dönüşüm gibi alanlarda da sektöre rehberlik edecek.
Geleceğin teknoloji ve çözümlerine odaklanılacak
İç lojistik ve depo sistemleri alanında hızla ilerleyen dijitalleşme sürecinin otomasyon, otonom teknolojilerin kullanımını daha da yaygınlaştırıp aynı zamanda sürdürülebilir üretim anlayışını beraberinde getireceğini kaydeden HOW-Hub of Warehouse Proje Yöneticisi Sena Mengül, fuarın tam da bu dönüşümün merkezinde yer alacağını kaydetti. HOW-Hub of Warehouse Fuarı'nın Türkiye'de iç lojistik ve yeni nesil depo sistemlerine odaklanan ilk büyük organizasyon olarak dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanlarında da sektöre öncülük edeceğini vurgulayan Sena Mengül, "Enerji verimliliği, karbon ayak izinin azaltılması ve çevre dostu teknolojiler gibi güncel konular fuar kapsamında ele alınacak. Taşıma teknolojilerinden raf sistemlerine, yazılım ve otomasyon çözümlerinden robot teknolojilerine, AGV ve AMR sistemlerinden paketleme çözümlerine kadar birçok ürün ve hizmet grubundaki yenilikler ziyaretçilerle buluşacak. HOW-Hub of Warehouse Fuarı, sektörün geleceğini şekillendiren çözümleri bir araya getirerek hem ekonomik hem de çevresel anlamda önemli katkılar sunacak. Ayrıca fuarımızda STARTUP özel alanımız olacak bu alanda markalar kendi sahnelerinde ürünlerini tanıtabilecekler, tüm depo içi otomasyon sistemleri için çalışan startup firmalarını ağırlamış olacağız" dedi.
Küresel rekabet gücüne katkı sağlayacak
HOW-Hub of Warehouse Fuarı'nın sektöre sağlayacağı katkılara ve istif makinaları sektörünün son yıllarda yakaladığı başarılara değinen İSDER Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Karataş, "Türkiye'de iç lojistik ve depo sistemleri alanında gerçekleştirilen ilk kapsamlı fuar olma özelliğini taşıyan HOW-Hub of Warehouse Fuarı, sektörümüzün hem teknolojik dönüşümüne hem de küresel rekabet gücüne katkı sağlayacak önemli bir platform olacak. İstif makinaları sektörü olarak 2023 yılında yaklaşık 3,5 milyar dolarlık ciroya ve 771 milyon dolarlık ihracata ulaşarak Türkiye ekonomisine değer kattık. 2024 yılında ihracatımızı tamamlayıcı alt sektörlerle birlikte yaklaşık 1 milyar dolara taşıdık. Rusya, Cezayir, ABD, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere gerçekleştirdiğimiz ihracatla, Türk makine sektörünün uluslararası pazardaki gücünü bir kez daha ortaya koyduk. Bu başarıyı daha da ileri taşımak için dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve nitelikli insan kaynağına yatırım yapmaya devam edeceğiz. HOW-Hub of Warehouse Fuarı ile birlikte sektörümüzü ileriye taşıyacak iş birliklerinin ve yeniliklerin önünü açacağımıza inanıyoruz" dedi.
Cinsiyet eşitliğine Tam Destek: Kadın Forklift Operatörleri Yarışması
HOW-Hub of Warehouse Fuarı yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda toplumsal gelişime de öncülük eden bir yapı taşı sunacak. Fuar kapsamında düzenlenecek Kadın Forklift Operatörleri Yarışması, lojistik sektöründeki toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirmeye yönelik önemli bir adım olarak öne çıkacak. Erkek egemen bir meslek alanı olarak görülen forklift operatörlüğünde kadınların varlığını görünür kılmayı hedefleyen yarışma, sektördeki kadın istihdamını artırmak ve genç kadınlara rol modeller sunmak açısından büyük önem taşıyacak. Kadınların teknik becerilerinin ve profesyonel yeterliliklerinin gözler önüne serileceği yarışma ile sektörün dönüşümüne ilham verecek.
Sektörün geleceğine odaklanılacak
12.500 metrekare stant alanı ile Türkiye'nin iç lojistik ve depo sistemlerindeki vizyonunu dünyaya tanıtmayı hedefleyen HOW-Hub of Warehouse, yalnızca bugünü değil, geleceği şekillendirecek yeniliklerin ve iş birliklerinin de merkezi olacak. Malzeme taşıma teknolojilerinden, depolama ve raf sistemlerine; depolar ve operasyonlar için paketleme teknolojilerinden, yazılım, otomasyon ve depo çözümlerine uzanan geniş ürün grubu ile tüm sektör paydaşlarını bir araya getirecek bu eşsiz HOW-Hub of Warehouse hem yerli hem de uluslararası ziyaretçilere yeni iş fırsatları, bilgi paylaşımı ve ilham dolu bir deneyim sunacak
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Geniş ekosistemi, 2,2 milyon sağlık sigortalısı ve uçtan uca dijital, yenilikçi çözümleriyle özel sağlık sigortasında liderliğini sürdüren Allianz Türkiye, farklı müşteri segmentlerine uygun, kapsayıcı hizmetleriyle müşterilerinin yaşam boyu sağlık partneri olmayı hedefliyor. Bu hedefle mevcut ürün ve hizmetlerinin kapsamını sürekli olarak geliştirmeye devam eden Allianz Türkiye, bulundukları yerden sağlık hizmeti almak isteyen müşterileri için sunduğu uzaktan sağlık hizmetinin kapsamını da düzenli aralıklarla yeni ihtiyaçlar doğrultusunda güncelliyor.
Beslenme ve Diyet, Psikoloji ve Fizyoterapi branşları da var
Allianz Dijital Sağlık Hizmetleri; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, Genel Cerrahi, Göğüs Hastalıkları, Göz Hastalıkları, İç Hastalıkları, Kardiyoloji, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Üroloji olmak üzere 10 farklı branşta online muayene hizmeti veriyor. Allianz Türkiye özel sağlık sigortası müşterileri diledikleri yerden ulaşarak ve randevu alarak, online tıbbi danışmanlık hizmeti alabiliyor. Hizmet kapsamında doktorlar, tıbbi olarak gerekli gördüğünde teşhis koyabiliyor ve reçete yazabiliyor. Bu branşlara ek olarak, müşterilerini sağlıklı yaşam yolculuklarında desteklemek için harekete geçen Allianz Türkiye, Beslenme ve Diyet, Psikoloji ve Fizyoterapi branşlarında da hizmet veriyor.
Sağlık sigortasına bütçe dostu dijital bir yenilik: Dijital Doktorum Sağlık Sigortası
Uzaktan sağlık hizmetlerinden, Allianz'da özel sağlık sigortası olmayanlar da yararlanabiliyor. Sağlık sigortasının daha fazla kullanıcıya ulaşması için bütçe dostu olarak tasarlanan Dijital Doktorum Sağlık Sigortası'na yüzde 50 indirimle yılda sadece 300 TL ödeyerek sahip olanlar da uzaktan sağlık hizmetlerine anında erişim sağlayabiliyor. Tamamen dijital olarak satın alınabilen ve hesaplı bir alternatif olarak öne çıkan Dijital Doktorum Sağlık Sigortası'na dahil olan branşlarda kullanılabilecek 3 adet görüşme hakkı, 7/24 Dr. Allianz danışmanlık hizmetine erişim, ambulans hizmeti ve acil durum teminatları gibi haklar da sunuluyor. Dijital Doktorum Sağlık Sigortası'na Allianz'ın web sitesi veya diğer satış kanallarından ulaşılabiliyor.
Allianz Türkiye sağlık alanında sunduğu hizmetlere ek olarak Allianz'ım mobil uygulamasında 'Sağlıklı İçerikler' adıyla tasarladığı blog sayfasında da sağlık konusunda bilgilendirici içerikleri müşterileriyle buluşturuyor. Uzman doktorlar tarafından kaleme alınan içerikler, sadece birkaç dakika okuma uzunluğu ile sağlık ile ilgili merak edilenlere hızlıca ulaşma imkânı sağlıyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.