Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Piyasa beklentilerine paralel olarak, Şubat ayında cari işlemler dengesi 4,4 milyar dolar açık verdi. Bu gelişmeyle birlikte
yıllıklandırılmış cari açık, Ocak ayındaki 11,8 milyar dolardan 12,8 milyar dolara yükseldi. Cari dengede aylık bazda
süregelen açık, dördüncü aya taşınırken; dış ticaret verilerinin Şubat ayında da negatif katkı sunmaya devam ettiği
görüldü.
İthalatın %5,7 oranında artmasına karşın ihracattaki artışın %2 seviyesinde kalması, dış ticaret açığını 4,7 milyar dolardan
5,7 milyar dolara yükseltti. Bununla birlikte, enerji ve altın hariç tutularak hesaplanan çekirdek cari denge, Şubat ayında
2,2 milyar dolarlık fazla verdi. Bu gelişme, cari dengeye ilişkin daha olumlu bir görünüm sunmaktadır.
Brent petrol fiyatlarının 65 dolar seviyelerine gerilemesi ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, bu seviyelerin
altındaki kalıcılığın enflasyon hedefinde 1 ila 1,6 puanlık bir iyileşme, cari açığın GSYH’ye oranında ise %1,5’in altına
düşüş sağlayabileceğine dair değerlendirmesini dikkat çekici buluyoruz. Önümüzdeki dönemde, yaz aylarıyla birlikte
turizm gelirlerinin cari dengeye güçlü bir katkı sağlaması beklenirken; TCMB’nin 2025 yılı boyunca sıkı para politikası
duruşunu sürdürmesi, cari dengedeki baskının azalmasına katkıda bulunacaktır.
Türkiye Hayat Emeklilik
https://www.turkiyesigorta.com.tr/ekonomik-arastirmalar
* * *
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 14 Nisan 2025 tarihinde paylaştığı Ödemeler Dengesi İstatistiklerinden derleyerek hazırladığı Rakamlarla Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Bültenine göre, 2025 yılının ilk iki ayında Türkiye’ye 2 milyar dolarlık Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) girişi gerçekleşti.
14 Nisan 2025 tarihinde paylaşılan güncel resmi verilere göre, 2025 yılının Şubat ayında, Türkiye’ye, 561 milyon dolar değerinde UDY girişi gerçekleşti. Buna göre 2025 yılının Şubat ayında alınan uluslararası doğrudan yatırım tutarı, bir önceki aya göre %61 azalış gösterirken geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 205 oranında artış gösterdi. Böylelikle, yılın ilk iki ayında Türkiye’ye gelen toplam UDY miktarı, 1.996 milyar dolar olarak kaydedildi. Yılın ilk iki ayında 2024 yılının aynı dönemine kıyasla yüzde 92 oranında artış kaydedilirken 2002 yılından itibaren Türkiye'ye gelen UDY girişlerinin toplam değeri ise 276 milyar doları aşmış oldu.
Şubat ayında gerçekleşen toplam UDY girişi 561 milyon dolar olarak hesaplanırken bu yatırımların 417 milyon doları yatırım sermayesi şeklindeydi. Şubat ayındaki toplam UDY'nin 28 milyon doları borçlanma araçları ve 134 milyon doları yabancı uyruklulara gayrimenkul satışı yoluyla elde edildi. Öte yandan aynı ay içerisinde yatırım tasfiyelerinin 18 milyon dolar değerinde aşağı yönlü etkisiyle, Şubat ayındaki toplam UDY girişi, 561 milyon dolar oldu.
2025 yılının ilk 2 ayında en fazla yatırım 'Toptan ve Perakende Ticaret' ile 'Finans ve Sigorta Faaliyetleri' sektörlerinde gerçekleşti
2025 yılının ilk 2 ayında gerçekleşen 1.35 milyar dolar değerindeki yatırım sermayesi girişleri içerisinde, 780 milyon dolarlık yatırım girişi ile 'Toptan ve Perakende Ticaret' yüzde 58 oranında bir pay aldı. 'Finans ve Sigorta Faaliyetleri' sektörü ise 2025 yılında gerçekleşen yatırım sermayesi girişlerinden yüzde 10 düzeyinde bir pay aldı. En fazla yatırımın gerçekleştiği diğer bir sektör ise yüzde 6 düzeyinde bir pay ile 'Bilgi ve İletişim' oldu.
Şubat 2025 dönemi verilerini incelediğimizde ise yatırım sermayesi girişleri içindeki payları sırasıyla öne çıkan sektörlerin; 'Toptan ve Perakende Ticaret' (%26), 'Bilgi ve İletişim' (%13), 'Finans ve Sigorta Faaliyetleri' (%12), 'Kauçuk ve Plastik Ürünleri İmalatı' (%11), 'Mesleki Bilimsel ve Teknik Faaliyetler' (%9) sektörleri olduğu görülmekte.
2025 yılının Şubat ayında ülkemize en fazla uluslararası yatırım yapan ülkeler 'Hollanda', 'Amerika Birleşik Devletleri', 'İsviçre', 'Birleşik Krallık' ve 'Azerbaycan' oldu
2025 yılının ilk iki ayında ‘Diğer Asya Ülkeleri’ %49’luk payla ülkemize en fazla yatırım gönderen kaynak bölge oldu. Aynı dönemde ülkemize gelen UDY’nin kaynak bölgeleri arasında 2005’ten 2024 yılına kadar ülkemize gelen yatırımların %58’sinin de kaynağı olan 'AB27' ülkeleri, %21’lik oranla öne çıktı. ‘Amerika kıtası’ ise %12’lik payla üçüncü sırada yer aldı. 'AB27 üyesi olmayan Avrupa Ülkeleri', %14'lük oranla 2005-2024 dönemindeki ikinci en büyük yatırımcı grubu olarak bahsi geçen dönemde ülkemize gelen yatırımların %11'ünün menşei oldu. İki aylık dönemde 'Kazakistan' (%45), 'Amerika Birleşik Devletleri' (%11), 'Hollanda' (%10), 'İsviçre' (%8) ve 'Almanya' (%5), Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) yatırım sermayesi girişlerinin kaynağı olan ilk beş ülke olarak göze çarpmakta.
Aylık verilere göz attığımızda, Şubat 2025 döneminde Türkiye'ye gelen Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) içinde başlıca yatırım kaynağı olan ülkelerin 'Hollanda' (%24), 'Amerika Birleşik Devletleri' (%20), 'İsviçre' (%12), 'Birleşik Krallık' (%8) ve 'Azerbaycan' (%7) olduğu görülmekte.
11-04-2025 | 10-04-2025 | 09-04-2025 | |
---|---|---|---|
A.AKTİF(Bin TL) | 8.308.617.471,00 | 8.212.091.691,00 | 8.264.418.302,00 |
A.1_DIŞ VARLIKLAR(Bin TL) | 5.666.484.773,00 | 5.498.966.104,00 | 5.520.357.083,00 |
A.2_İÇ VARLIKLAR(Bin TL) | 2.633.028.496,00 | 2.636.598.551,00 | 2.632.888.038,00 |
A.2A_Nakit İşlemler(Bin TL) | |||
A.2Aa_Hazine Borçları(Bin TL) | 243.832.924,00 | 243.872.398,00 | 243.982.377,00 |
A.2Aa1_Menkul Kıymetler(Bin TL) | 248.476.142,00 | 248.476.142,00 | 248.476.142,00 |
A.2Aa1a_5 Kasım 2001 Öncesi DİBS(Bin TL) | |||
A.2Aa1b_İkincil Piyasadan Alınan DİBS(Bin TL) | |||
A.2Aa2_Diğer(Bin TL) | -4.643.218,00 | -4.603.744,00 | -4.493.765,00 |
A.2Ab_Bankacılık Sektörüne Açılan Nakit Krediler(Bin TL) | 657.630.337,00 | 661.788.824,00 | 658.556.886,00 |
A.2Ac_TMSF'ye Kullandırılan Krediler(Bin TL) | 0,00 | 0,00 | 0,00 |
A.2Ad_Diğer Kalemler(Bin TL) | 1.731.565.235,00 | 1.730.937.329,00 | 1.730.348.775,00 |
A.3_DEĞERLEME HESABI(BİN TL) | 9.104.202,00 | 76.527.035,00 | 111.173.181,00 |
A.2B_IMF Acil Yardım Takip Hesabı(Hazine)(Bin TL) | |||
P.PASİF(Bin TL) | 8.308.617.471,00 | 8.212.091.691,00 | 8.264.418.302,00 |
P.1_TOPLAM DÖVİZ YÜKÜMLÜLÜKLERİ(Bin TL) | 4.349.130.266,00 | 4.286.993.895,00 | 4.270.314.648,00 |
P.1a_Dış Yükümlülükler(Bin TL) | 692.943.804,00 | 689.010.089,00 | 677.842.867,00 |
P.1b_İç Yükümlülükler(Bin TL) | 3.656.186.462,00 | 3.597.983.806,00 | 3.592.471.781,00 |
P.1ba_Kamu ve Diğer Döviz Mevduatı(Bin TL) | 216.453.454,00 | 214.064.079,00 | 217.519.077,00 |
P.1bb_Bankalar Döviz Mevduatı(Bin TL) | 3.439.733.008,00 | 3.383.919.727,00 | 3.374.952.703,00 |
P.2_MERKEZ BANKASI PARASI(Bin TL) | 3.959.487.205,00 | 3.925.097.795,00 | 3.994.103.654,00 |
P.2A_Rezerv Para(Bin TL) | 4.049.345.362,00 | 3.713.371.811,00 | 3.728.238.915,00 |
P.2Aa_Emisyon(Bin TL) | 766.173.536,00 | 760.774.190,00 | 765.301.949,00 |
P.2Ab_Bankalar Mevduatı(Bin TL) | 3.273.885.408,00 | 2.943.686.065,00 | 2.954.029.143,00 |
P.2Aba_Zorunlu Karşılıklar Bloke Hesabı(Bin TL) | 867.921.148,00 | 834.571.713,00 | 834.571.713,00 |
P.2Abb_Serbest Mevduat(Bin TL) | 2.405.964.259,00 | 2.109.114.352,00 | 2.119.457.429,00 |
P.2Ac_Fon hesapları(Bin TL) | 432.871,00 | 443.837,00 | 440.088,00 |
P.2Ad_Banka Dışı Kesim Mevduatı(Bin TL) | 8.853.547,00 | 8.467.719,00 | 8.467.735,00 |
P.2B_Diğer Merkez Bankası Parası(Bin TL) | -89.858.157,00 | 211.725.985,00 | 265.864.739,00 |
P.2Ba_Açık Piyasa İşlemleri(Bin TL) | -388.642.597,00 | -294.743.193,00 | -271.903.678,00 |
P.2Bb_Kamu Mevduatı(Bin TL) | 298.784.440,00 | 506.469.177,00 | 537.768.417,00 |
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı
Şubatta yıllık cari açık 12,8 milyar dolar, net altın hariç cari fazla ise 1,8 milyar dolar gerçekleşti.
Azalan enerji fiyatlarının da etkisiyle bu yıl cari açığın OVP hedefimizden daha düşük gerçekleşmesini öngörüyoruz. Cari açığın sürdürülebilir seviyelerde kalmasını sağlayarak dış finansman ihtiyacını azaltmak suretiyle kaynaklarımızı ülkemizin refahını artırmak için kullanmaya devam edeceğiz.
Küresel ticarette artan korumacılık eğilimlerinin ülkemize etkisinin sınırlı kalması ve olası fırsatların en iyi şekilde değerlendirilmesi için gerekli çalışmaları sürdürüyoruz.
Bu zorlu süreçte etkin ticaret diplomasimiz ve ihracatçılarımızın dinamizmi ile ülkemizin olumlu ayrışacağını değerlendiriyoruz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
EY (Ernst & Young) çatısı altında yer alan ve 120 ülkede 9.000'den fazla danışmanı bünyesinde barındıran EY-Parthenon (EYP), küresel ve Türkiye atık yönetimi ve geri dönüşüm pazarı gelişmelerini değerlendiren analizini yayımladı. Döngüsel ekonomiyle birlikte artan küresel geri dönüşüm eğilimine paralel olarak, Türkiye’nin geri dönüşüm hedeflerine ulaşmasında ortaya çıkan stratejik fırsatlar ve çözüm önerileri çalışmada yer alıyor. Analize göre, küresel geri dönüşüm pazarının 2035 yılına kadar hızla büyümesi bekleniyor. Özellikle Avrupa ve gelişen pazarlarda artan geri dönüşüm düzenlemeleri ve sürdürülebilirlik hedeflerinin sektörü şekillendireceği vurgulanıyor. Yenilikçi iş modelleri de çevresel hassasiyetler ve maliyet avantajları ile geri dönüşüm endüstrisinin gelir potansiyelini artırıyor.
EY-Parthenon Türkiye ekibi tarafından hazırlanan çalışma; “Türkiye geri dönüşüm sektörü hangi sektörlerde hızlı büyüme ve yatırım çekme potansiyeline sahip?”, “Regülasyonlara uyum sağlayarak Türkiye’de ve uluslararası pazarlarda rekabet avantajı nasıl elde edilebilir?”, “Başarılı bir pazara giriş stratejisi için hangi stratejik opsiyonlar değerlendirilebilir?” ve “Hangi ayrıştırıcı yetkinliklere yatırım yapılmalıdır?” gibi önemli soruları ele alıyor. Aynı zamanda Türkiye'nin geri dönüşüm hedeflerine ulaşmasında finansal teşvikler, dijital izleme ve ayrıştırma sistemlerinin yaygınlaşması gibi faktörlerin önemi vurgulanıyor. Bu soruların yanıtları, Türkiye’nin küresel pazarlarda rekabet avantajı sağlaması ve geri dönüşüm oranlarını artırması için önemli fırsatlar ortaya koyuyor.
Artan küresel geri dönüşüm sektörü düzenlemeleri yeni pazarlar oluşturuyor
Avrupa Birliği (AB) Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ve Atık Çerçeve Direktifi gibi düzenlemelerle küresel geri dönüşüm pazarı büyümeye devam ediyor. 2035 yılına kadar AB’nin belediye atıklarının %65’inin geri dönüştürülmesi hedeflenirken, dünya genelinde atık yönetimi politikaları da giderek sıkılaşıyor. Küresel düzenlemeler ve artan atık miktarları, geri dönüşüm sektöründe yeni pazar fırsatları yaratırken, altyapı eksikliği ve tüketici farkındalığının yetersizliği dönüşüm sürecinde yaşanan temel zorluklardır.
Türkiye’de belediye atık miktarı azalırken, geri dönüşüm oranları daha yüksek seviyelere ulaşabilir
Küresel belediye atık miktarının 2020’de 2,1 milyar tondan %1,9 yıllık bileşik büyüme oranı (YBBO) ile 2050’de 3,8 milyar tona ulaşması bekleniyor. Türkiye’nin belediye atık miktarının ise Sıfır Atık Projesi gibi uygulamalarla, 2020-2022 yılları arasında %3,2 YBBO ile 32,4 milyon tona gerilediği; ancak 2022 yılında %30’unun geri dönüştürüldüğü görülüyor (AB ortalaması %49).
Türkiye’de toplam yerel atık miktarı artıyor
Analiz verileri, Türkiye’nin toplam yerel atık miktarının 2020-2022 yılları arasında %2,1 YBBO ile artarak 109,2 milyon tona ulaştığını gösteriyor. En büyük atık kaynakları arasında imalat sanayi (özellikle metal, kimya ve plastik), termik santraller ve hane halkı yer alıyor. Tekstil ve çelik gibi önemli dönüşüm sektörlerinde teknolojik yatırımlar ve talep artarken, rekabetinde de giderek hızlanacağı tahmin ediliyor.
Türkiye’de 2022 yılında atık işleme tesisi sayısının hızla artarak 3.136’ya yükseldiği, sektörde yeni oyuncuların devreye girdiği görülüyor. Bu gelişmeler, geri dönüşüm ekosisteminin hızla genişlediğini ancak geri dönüşüm hedeflerine ulaşmak için daha fazla yatırımın gerektiğini ortaya çıkarıyor.
Türkiye’de atık yönetiminde ve geri dönüşümde önemli adımlar atılıyor
Türkiye’de Sıfır Atık Projesi ile toplam geri dönüşüm oranı 2023’te %34,92’ye çıkarken, 2035 yılına kadar bu oranın %60’a ulaşması hedefleniyor. 2025'te hayata geçmesi planlanan Depozito Yönetim Sistemi (DYS) ile, ambalajlı içecekler için belirli bir depozito bedeli uygulanarak, ambalajların geri iade edilmesinin teşvik edilmesi ve bu sayede geri dönüşüm oranlarının artırılması ve atık yönetim süreçlerinin daha verimli hale getirilmesi hedefleniyor. DYS’nin devreye girmesiyle yılda yaklaşık 25 milyar ambalajın geri kazanılması ve ekonomiye 520 milyon avro katkı sağlanması planlanıyor.
Türkiye’nin geri dönüşüm sektöründeki gelecek beklentileri
EY-Parthenon’un hazırladığı çalışma, Türkiye’nin geri dönüşüm sektöründeki büyüme potansiyelinin altı stratejik faktörle şekilleneceğine dikkat çekiyor. Bu faktörlerin, geri dönüşüm hedeflerine ulaşmada kilit bir rol oynayacağı tahmin ediliyor.
AB Döngüsel Ekonomi Eylem Planı, Atık Çerçeve Direktifi ve Sıfır Atık Projesi kapsamında; çelik, tekstil ve plastik gibi yüksek geri dönüşüm potansiyeline sahip sektörlerde yeni geri dönüşüm tesislerinin kurulması, sektörde birleşme ve satın alma aktivitelerinin artması bekleniyor.
Sanayileşme ve kentleşmenin hızlanmasıyla toplam atık miktarının artacağı öngörülüyor; geri dönüşüm hedeflerinin gerçekleşmesi için atık işleme ve geri dönüşüm tesislerinde kapasite artırımının kritik hale gelmesi bekleniyor.
Geri dönüşüm sektörüne özel sanayi bölgelerinin kurulması, büyükşehirlerde atık yönetiminin iyileştirilmesi ve mevcut tesislerde yenilenebilir enerji kullanımının teşvik edilmesiyle sektördeki büyümenin destekleneceği tahmin ediliyor.
Dijital izleme sistemleri ve ayrıştırma teknolojilerinin yaygınlaşması, geri dönüşüm süreçlerinde verimliliği artırıyor. Türkiye’nin AR-GE yatırımları ve genç nüfus avantajı ile geri dönüşümün hızlanarak küresel rekabetçiliğini artırması bekleniyor.
Geri dönüşüm sektörünün sürdürülebilir büyümesini desteklemek ve artan enerji maliyetlerini dengelemek amacıyla, vergi muafiyetleri, teşvikler ve finansal destek mekanizmalarının genişletilmesi mümkündür.
Atık ayrıştırma farkındalığının artırılması ve depozito yönetim sistemlerinin yaygınlaştırılmasıyla döngüsel ekonomiye geçişin hızlanması ve geri dönüşüm sektörüne ivme kazandırması bekleniyor.
EY-Parthenon Türkiye Strateji Hizmetleri Lideri Kağan Karamanoğlu raporla ilgili olarak şunları belirtti: "Geri dönüşüm sektörü artık sadece çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda ekonomik büyümenin de önemli bir unsurudur. Küresel düzenlemeler ve geri dönüşüm hedeflerinin, döngüsel ekonomi iş modellerini bir zorunluluktan stratejik bir fırsata dönüştürdüğü de bir gerçek. Türkiye’de de sanayi ve atık yönetimi sektörünün dijitalleşme, finansal teşvikler ve yenilenebilir enerji entegrasyonuyla rekabet avantajı elde edebileceğini düşünüyoruz. Bu noktada geri dönüşüm hedeflerine ulaşmak için yatırımlar ve sektörel regülasyonlara uyumun hızlandırılması kritik önem taşıyor."
EY-Parthenon Türkiye Şirket Ortağı Cem Çamlı ise şu yorumlarda bulundu: "Türkiye’nin geri dönüşüm sektörü, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda büyük bir büyüme potansiyeline sahip. Döngüsel ekonomi iş modellerinin yaygınlaşması, teknolojik yenilikler ve altyapı yatırımları, sektörü hızla dönüştürebilir. Büyük şehirlerde atık yönetiminin iyileştirilmesi, dijitalleşme ve özel sektör yatırımları, geri dönüşüm oranlarını artırarak Türkiye’nin küresel pazarlarda rekabet etme gücünü daha da kuvvetlendirecek. Türkiye’nin 2035 hedeflerine ulaşması için de kamu ve özel sektör iş birliği, yenilikçi iş modelleri ve stratejik yatırımlar kritik bir öneme sahip."
Wall Street Açılmadan
ABD’nin bazı elektronik ürünlerde tarife muafiyeti getirebileceğine dair haber
akışı, küresel borsalarda tepki alımlarını beraberinde getiriyor. ABD’de Dow
Jones, S&P 500 ve Nasdaq endeksleri, geçen haftanın son işlem gününde
sırasıyla %1,6, %1,8 ve %2,1 yükseldi. Öğle saatleri itibarıyla ABD vadelileri
%1’in üzerinde pozitif seyrediyor. Avrupa borsalarında da %2’ye varan
yükselişler görülürken, Asya borsaları da genel olarak günü pozitif
kapanışlarla tamamladı.
ABD’nin gümrük tarifeleri konusundaki ısrarlı tutumunda kısa vadede ciddi bir
değişim beklemiyoruz. Bu nedenle, ABD Başkanı Trump ve ekonomi
yönetiminden gelen açıklamalara bağlı olarak yüksek volatilitenin sürmesini
öngörüyoruz. Ancak tüm ülkeler ve ürünler bazında yüksek tarifeler
halihazırda açıklandığı için, bundan sonraki süreçte istisna ve muafiyet gibi
ılımlı mesajların daha sık gündeme gelmesi muhtemel. Bu tür açıklamalar,
küresel risk iştahını zaman zaman destekleyebilir. Öte yandan, belirsizliklerin
devam etmesi, yatırımcıların riskten kaçınma eğilimlerini korumasına neden
olabilir. Bu bağlamda gelişmeler yakından takip edilecek.
Bilançolar tarafında geçtiğimiz hafta JPMorgan Chase, Morgan Stanley ve
Wells Fargo, ilk çeyrek sonuçlarında piyasa beklentilerinin üzerinde kâr
açıkladı. Bugün ise Goldman Sachs’ın finansal sonuçları takip edilecek.
Altının ons fiyatı, bu öğle saatlerinde 3 bin 200 doların hemen üzerinde
işlem görürken, Brent tipi ham petrol 65 dolar seviyesinin hemen altında
bulunuyor. Bitcoin 85 bin dolar seviyesinde, Ethereum ise bin 700 dolar
seviyesinde bulunuyor. Bugün yurt dışında, TSİ 18:00’de ABD’de New York
Fed’in mart ayına ilişkin 12 aylık enflasyon beklentileri açıklanacak. Ayrıca,
Fed’in şahin üyelerinden Waller’ın TSİ 20:00’de yapacağı konuşma yakından
izlenecek.
Tacirler Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.tacirler.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Finansal İstikrar Komitesi Hazine ve Maliye Bakanımız Sn. Mehmet $İM$EK başkanlığında bugün (14 Nisan 2025) toplanmıştır.
Toplantıda, dünya ve Türkiye makroekonomik görünümü kapsamlı bir şekilde değerlendirilmiştir.
Ayrıca, bankacılık, sermaye piyasaları ve sigortacılık sektörüne ilişkin güncel gelişmeler istişare edilmiştir.
Komite, dengeli ve sürdürülebilir büyümenin en önemli unsurlarından olan makro finansal istikrarın korunması için bütüncül bir yaklaşımla çalışmalarına devam etmektedir.
Matriks Haber Servisinin Nisan ayı TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin beklenti anketi 19 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı.
TCMB'nin bu ayki toplantısına ilişkin tahmin veren ekonomistlerin medyan beklentisi politika faizinin 42,5 düzeyinde sabit tutulması yönünde oluştu.
Ankete katılan 19 ekonomistin 4'ü politika faizinin yükseltileceğini öngördü.
Faizde yükseliş bekleyen 4 ekonomistin 3'ü 350 baz puan, 1'i ise 250 baz puan artış yönünde tahminde bulunurken, faiz koridorunda 200-350 baz puan aralığında artış beklentileri ortaya çıktı.
Ekonomistlerin yıl sonu faiz tahmini ise %35 olarak gerçekleşti.
Yıl sonuna ilişkin beklentiler %30 ila %40 aralığında yer aldı.
Merkez Bankası faiz kararı 17 Nisan Perşembe günü saat 14.00'te açıklanacak.
Merkez Bankası 6 Mart'taki PPK toplantısında politika faizini 250 baz puan indirerek %42.5 düzeyine çekmişti.
Banka 20 Mart'ta gerçekleştirdiği ara toplantıda ise gecelik vadede borç verme faiz oranının (faiz koridorunun üst bandı) 200 baz puan artırılarak yüzde 46’ya yükseltilmesine karar vermişti.
Söz konusu ara toplantıda politika faizi yüzde 42,5’te, gecelik vadede borçlanma faiz oranı (faiz koridorunun alt bandı) ise yüzde 41’de sabit tutulmuştu.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.