Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
Yapay zeka ve Web3 teknolojileri, kripto şirketlerinin verilere erişim ve analiz yöntemlerini dönüştürerek daha bilinçli kararlar almalarını ve rekabet üstünlüğü elde edebilmelerini sağlıyor. En son düzenlenen Kore Blockchain Week'te 0xScope Kurucu Ortağı ve COO'su Raffaele Ragini'nin Web3'teki en son yapay zeka yeniliklerini vurgulayan AI Synergy paneline katılmıyla ön plana çıktı.
Panel sırasında Ragini, 0xScope'un yapay zeka destekli Web3 veri analitiğindeki son gelişmelerini paylaşarak platformu kripto şirketleri için veri açığını kapatmada önemli bir oyuncu olarak konumlandırdı.
Ragini yaptığı açıklamada, birçok kripto şirketinin karşı karşıya olduğu kritik soruna değindi: "Günümüzün değişken piyasasında şirketlerin ham veriden daha fazlasına ihtiyacı var. Token fiyat dalgalanmalarının ardındaki güçleri anlamak için eyleme dönüştürülebilir içgörülere ihtiyaçları var. Ancak, birçok birincil piyasa şirketi bu tür analizler için gerekli verilerden yoksun. 0xScope, yapay zeka odaklı analiz ve Web3 ekosistemlerinin derinlemesine anlaşılması üzerine inşa edilmiş bir platform sunarak bu boşluğu dolduruyor ve şirketlerin bir adım önde olmalarını sağlıyor."
0xScope Web3 Şirketlerine Belirleyici Bir Avantaj Sağlıyor
0xScope'un Web3 AI şirketleri arasında sahip olduğu en önemli avantaj, şirketin zaman içinde geliştirdiği birinci sınıf kapsamlı Web3 veritabanıdır. 0xScope, aylık 400.000'den fazla aktif kullanıcıya ve 200'den fazla B2B müşterisine hizmet verirken Web3 Bilgi Grafiğini geliştirmek için yaklaşık iki yıl harcadı. Sonuç olarak bu veri tabanı, bugün birçok Web3 kripto şirketinin karşılaştığı veri açığını çözmek için benzersiz bir konuma sahiptir.
Ragini, "0xScope, bu veri boşluğunu başarıyla doldurarak birincil piyasa şirketlerine bu zorlukları etkili bir şekilde aşmak için ihtiyaç duydukları yapay zeka odaklı Web3 verilerini sağlıyor. Geniş veri kümeleri biriktirerek ve benzersiz içgörüler sunarak 0xScope, kripto şirketlerine token fiyat hareketlerini anlama ve bunlara göre hareket etme konusunda belirleyici bir avantaj sağlıyor," diyerek sözlerini tamamladı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Dünyanın en büyük havayollarından biri olan Emirates'in her gün gerçekleştirdiği 470'ten fazla uçuşta görev yapan tüm pilotlar, her seferin güvenlik ve yakıt verimliliği performansı ile ilgili hayati operasyonel veriler sağlayan bir analiz uygulaması olan GE FlightPulse'ı aktif olarak kullanıyorlar.
FlightPulse, pilotların kullanımına sunulduğu günden bu yana Emirates'in yakıt ve emisyon azaltma girişimlerini destekleyen ve temel güvenlik ölçümlerini iyileştiren ana araçlardan biri oldu.
GE'nin FlightPulse uygulaması, pilotlara uçuş özeti verilerinin yanı sıra uçağı nasıl kullandıklarına dair bilgiler de sağlıyor. Böylece pilotlar, temel verimlilik ve güvenlik önlemleriyle ilgili performanslarını analiz edebiliyor ve veriye dayalı öngörülerle bir sonraki uçuşlarını gözden geçirip planlayabiliyorlar. Emirates ve GE, havayolunun gereksinimlerine ve operasyonel ortalamalarına göre belirlenmiş KPI'lar ve analizler içeren özelleştirilmiş bir gösterge paneli geliştirdi ve bu paneli tüm pilotlar ile yöneticilerin kullanımına sundu. FlightPulse ayrıca, pilotların uçuş boyunca uyguladığı tüm operasyonel prosedürleri uçuş rotasına göre sıralı bir şekilde gösteren ve kendi kokpit deneyimleriyle eşleşen gerçekçi simülasyon tekrarları ile Emirates'i destekliyor.
Emirates, GE ile yakın bir şekilde çalışarak bu temel aracı kendi gereksinimlerine göre özelleştirmek ve geliştirmek için FlightPulse projesini 2021'de başlattı. Titizlikle geliştirilen uygulama bugün; yakıt verimliliği, güvenlik ölçümleri, operasyonel veri, analitik ve Emirates ağındaki her rota için öngörüler ile istatistiklerle birlikte yapılan araştırmalar olmak üzere dört temel alanı kapsıyor.
GE FlightPulse'ı tüm pilotlarına sunan ilk havayolu şirketi olarak öne çıkan Emirates, bu uygulama sayesinde 4.000'den fazla pilotunun havayolu ve bireysel geçmiş verilerine tek bir platformdan ulaşabilmelerini sağlıyor. Bu son derece öngörü sağlayan araç sayesinde pilotlar, kendi verimlilik ölçümlerine erişerek, gerçekleştirdikleri her uçuşun ardından kendilerini yaşıt pilotların ortalamalarıyla kıyaslama ve gelecekteki uçuş planlamaları için önemli operasyonel öngörüleri alma yetkisine sahip oluyorlar.
GE FlightPulse'ın başarılı bir şekilde kullanıldığını belirten Emirates'in Uçuş Operasyonlarından Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Kaptan Hassan Al Hammadi konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: "FlightPulse, pilotlarımızın ve uçuş operasyon ekiplerimizin verilere kolayca ulaşmasına yardımcı oldu ve operasyonel, güvenlik ve yakıt verimliliğini artırmak için her zamankinden daha fazla bağlantı kurulmasını sağladı. Bu araç, pilotlara sadece nasıl gelişebilecekleri konusunda geçmişe dönük bir bakış açısı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda gelecekle ilgili operasyonel kararları alırken de onlara yardımcı oluyor. Yakıt verimliliği ile diğer operasyonel ve güvenlik KPI'larında (Anahtar Performans Göstergesi) kayda değer gelişmeler gördük ve sürekli gelişim taahhüdümüzün bir parçası olarak bu teknolojiyi ilerletmeye ve daha da geliştirmeye devam edeceğiz. Bu araç, hem yönetimin hem de pilotların, güvenlik ve verimlilikle ilgili temel operasyonel verilere ilişkin şeffaflığa ve görünürlüğe sahip olmasıyla uçuş operasyonlarının verilerinin izlenmesinde önemli bir değişime yol açtı. Bu değişim, güvenlik ve verimliliğin yönetilmesinde yöneticiler ile pilot topluluğu arasında daha iyi bir iş birliği yapılmasını sağladı."
Uçuşları gerçekleştirirken GE FlightPulse'ı kapsamlı bir şekilde kullandığını belirten B777'de Tip Derecelendirme Eğitmeni olan Kaptan Esmaeel Hassan Fard, "Bir uçuşa hazırlanırken, güvenlik ve yakıt verimliliği gibi temel unsurlara odaklanarak önceki uçuşlarımdan elde ettiğim verileri gözden geçirmek için FlightPulse'ı kullanıyorum. Daha sonra, belirli bir şehir eşleştirmesi için mevcut öngörüleri ve geçmiş verileri kullanarak yaklaşan uçuş için belirli rotayı ve koşulları analiz ediyorum. Bu da yakıt yönetimi, operasyonel prosedürler ve uçuş sırasında optimum güvenlik ve verimlilik için gereken ayarlamalar hakkında kararlar almama yardımcı oluyor. Performansımı filo genelindeki standartlarla kıyaslayarak, genel verimlilik konusunda sürekli olarak gelişmek için motive oluyorum." dedi.
A380 Filosunun Teknik Pilotu Kaptan Abdalla Al Hammadi ise FlightPulse'un kendi kişisel uçuş ölçümlerini nasıl geliştirdiğini şöyle açıkladı: "FlightPulse, bize geçmiş uçuşlarımızdan herhangi biri hakkında performans istatistikleri ve verileri sunarak operasyonları ve verimliliği optimize etmek için yeni alanlar keşfetmemizi sağlıyor. Yakın bir zaman önce uçuş öncesi adı verilen yeni bir özellik eklendi. Bu özellik, uçacağım belirli bir havalimanı için son 90 güne ait verileri kontrol etmemi sağlıyor. Hangi pistte uçmayı bekleyebilirim? Herhangi bir gecikme bekliyor muyum? Bu, hazırlığımı destekleyen ve tekniklerimi ayarlamam için bana uygun görüş sağlayan ve nihayetinde güvenlik ve verimlilik söz konusu olduğunda daha iyi kararlar almama yardımcı olan değerli bir bilgi."
Emirates, kokpit bağlantılı teknolojilere yoğun bir şekilde yatırım yapmaya devam ediyor. Havayolu kısa bir süre önce, her uçuş için operasyonel uçuş planını ve özet bilgi paketini, her pilotun iPad'ine indirebileceği ve her uçuş için ilgili bilgileri sunan kolay bir uygulama olan Lido Systems'ın mBriefing'inin geliştirilmiş bir versiyonu aracılığıyla birleştirerek işlerini elektronik ortamda kağıtsız bir şekilde yapılabilir hale getirdi. Böylece pilotlar uçuşu izleyebiliyor ve türbülans tahminleri de dahil olmak üzere yol boyunca hava durumu bilgileri gibi bilgiler sağlayan diğer uygulamalar aracılığıyla bu bilgileri birleştirebiliyorlar. Geçmişte bu bilgiler kokpitteki ekiplere kâğıt üzerinde yazılı olarak veriliyordu. Havayolu, bu süreç sayesinde 15 milyon adet kâğıttan tasarruf edileceğini tahmin ediyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Mercedes-Benz Türk, düzenlediği eğitimlerle çalışanlarının sürdürülebilir gelişimine katkıda bulunmaya ve müşteri odaklı hizmet standartlarını yükseltmeye devam ediyor. Şirket, bayilerinin otobüs satış müdürleri ve satış danışmanlarına yönelik düzenlediği “Otobüs Ürün Teknik Eğitimi” ile bayi çalışanlarının hem teorik hem de pratik alanlardaki gelişimini destekliyor.
Türkiye ağır ticari araç endüstrisinin öncüsü Mercedes-Benz Türk, çalışanlara yönelik düzenlediği yenilikçi ve çeşitlendirilmiş eğitim programlarıyla müşteri odaklı üst düzey hizmet standartlarını yükseltmeye devam ediyor. Mercedes-Benz Türk bu kapsamda, Mercedes-Benz Türk Genel Müdürlüğünde “Otobüs Ürün Teknik Eğitimi” gerçekleştirdi. Eğitime, Mercedes-Benz Türk bayilerinin otobüs satış müdürleri ve satış danışmanları katıldı.
Tüm gün süren eğitim programında, katılımcılara her biri 90 dakika süren Ekonomi, Güvenlik, Konfor ve Tasarım atölyelerinde eğitimler verildi. Ayrıca, otobüslerin önünde ve içinde gerçekleştirilen uygulamalı oturumlarla katılımcılar, öğrendikleri bilgileri pratikte de deneyimleme fırsatı buldular. Eğitimin sonunda katılımcılara sertifikaları takdim edildi.
Ekonomi, Güvenlik, Konfor ve Tasarım Eğitimleriyle Yükselen Standartlar
Ekonomi Atölyesi’nde motor teknolojisi, Powershift vites kutusu, AGM aküleri gibi yenilikler detaylı bir şekilde ele alındı. Güvenlik Atölyesi'nde ise ABA6, adaptif hız sabitleyici, ön çarpışma koruyucusu ve şerit takip sistemi gibi gelişmiş güvenlik sistemleri hakkında bilgiler verildi. Katılımcılar Konfor ve Tasarım Atölyesi’nde de yeni nesil gösterge sistemleri, çok fonksiyonlu direksiyon simidi, sürücü paneli şalterleri ve çift bölge klima sistemleri gibi konular hakkında eğitim aldı.
Gerçekleştirilen eğitim hakkında değerlendirmede bulunan Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy, “Mercedes-Benz Türk olarak, çalışanlarımızın bilgi ve becerilerini artıran, profesyonel gelişimlerine katkı sağlayan eğitimlerle, müşteri odaklı hizmet anlayışımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Bu eğitimler, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde sürekli gelişimi desteklerken, aynı zamanda hizmet kalitemizi ve müşteri memnuniyetini en yüksek seviyeye taşıyor. Alanında uzman kişiler tarafından verilen eğitimlerimizle iş süreçlerimizi daha verimli ve etkili hale getirirken, müşteri deneyimini de iyileştiriyoruz. Mercedes-Benz Türk olarak, sektördeki yenilikleri ve gelişmeleri yakından takip ederek, eğitim programlarımızı sürekli olarak güncelliyoruz. Bu sayede, hem çalışanlarımızın hem de müşterilerimizin beklentilerini karşılamada en yüksek standartları sağlıyoruz” dedi.
İlgili basın bültenine ve görsellerin yüksek çözünürlüklü versiyonlarına Mercedes-Benz Türk medya websitesi'nden ulaşabilirsiniz.
Mercedes-Benz Türk Hakkında:
Mercedes-Benz Türk, 1967 yılından bu yana Türkiye’de ağır ticari araç endüstrisinin öncüsü olarak faaliyet göstermektedir. Şirket, 2020 yılına kadar kamyon ve otobüs gruplarındaki faaliyetlerine ek olarak Mercedes-Benz marka hafif ticari araçların ve Daimler AG çatısı altındaki tüm otomobil markalarının satışını gerçekleştirmiştir. Daimler AG, 2020 yılında kamyon ve otobüs ile otomobil ve hafif ticari araçlar birimlerini iki ayrı şirket yapısı altında topladı. 01.12.2021 itibarıyla da ayrı bir tüzel kişilik olan “Daimler Truck AG”’ şirketi altında; Mercedes-Benz Türk A.Ş., Daimler Truck’ın 3 büyük kamyon üretim tesisinden biri olan Aksaray Kamyon Fabrikası, Daimler Buses’ın dünyadaki en büyük otobüs üssü olan Hoşdere Otobüs Fabrikası ve bünyesinde bulunan iki AR-GE merkezi ile Kamyon ve Otobüs gruplarından sorumlu olarak faaliyetlerine devam etmektedir. Yaklaşık 1.4 milyar avro yatırım hacmiyle Mercedes-Benz Türk A.Ş. bugün Türkiye’nin en büyük yabancı sermaye yatırımlarından biridir ve 7.000’i aşkın personel istihdam etmektedir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Huawei ve Türkiye Bilişim Derneği (TBD), 225 Türk kadın bilişimciye yönelik, bulut geliştirme eğitim programını ve küresel geçerliliğe sahip sertifikasyon programını başlatıyor.
 
Huawei ve Türkiye Bilişim Derneği iş birliğiyle gerçekleştirilecek olan ‘TBD Bilişim Kadınları’ HUAWEI Cloud Sertifika Programı, Türk kadınlarını bilişim alanında küresel ölçekte rekabetçi hale getirecek önemli bir adım olarak öne çıkıyor. 15 Eylül’de başlayacak olan eğitim programı kapsamında, Türkiye genelindeki üniversitelerde toplam 225 kadın bilişimciye bulut geliştirici eğitimi verilecek. Eğitim sonunda sınavı başarıyla geçenler, üç yıl boyunca küresel geçerliliğe sahip ‘Bulut Geliştirici Sertifikası’na sahip olacak.
 
Türkiye Bilişim Derneği Genel Başkanı Rahmi Aktepe, “Türkiye Bilişim Derneği olarak kadınların teknolojiyle ilgili mesleklerde yer alması için uzun yıllardır mücadele ediyoruz. Bu kapsamda, bizim de üyesi olduğumuz, Avrupa’nın en önemli bilişim organizasyonu CEPİS’den Altın Sertifika kazanmış bir derneğiz. TBD Kadın Çalışma Grubu’muz aktif bir şekilde çalışmalarını sürdürmektedir. Huawei ile gerçekleştirdiğimiz ve Türk kadınını bilişimde küresel dünyada ön plana çıkarmayı amaçlayan ‘TBD Bilişim Kadınları’ HUAWEI Cloud Sertifika Programın da başarılı olacağını inancımız tam. İlk etapta yüzlerce sonrasında ise binlerce kadın bilişimciye ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
 
Huawei Türkiye Kamu ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Ömer Faruk Şahin ise konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Huawei olarak, kadınların bilişim sektöründeki rolünü güçlendirmek ve onları küresel arenada rekabetçi kılmak önemli önceliklerimiz arasında. Türkiye'de kadın bilişimcilere sunacağımız bu eğitim ve sertifikasyon programı, sadece onların yeteneklerini geliştirmekle kalmayacak, aynı zamanda ülkemizin dijital dönüşümüne de katkı sağlayacaktır. Bilişim sektöründe kadınların daha fazla yer alması, inovasyon ve çeşitlilik açısından büyük önem taşıyor. Huawei olarak, Türkiye’deki bilişim ekosisteminin büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamak adına TBD ile bu önemli iş birliğini gerçekleştirmekten gurur duyuyoruz. Bu programın, Türk kadın bilişimcilerin küresel iş gücü piyasasında kendilerini kanıtlamaları için önemli bir fırsat olduğuna inanıyoruz. Programı başarıyla tamamlayan her katılımcı, küresel çapta tanınan bir sertifikaya sahip olacak ve geleceğin teknoloji dünyasında güçlü bir yer edinecektir, buna inancımız tam” dedi.
 
Program, Türkiye Bilişim Derneği'nin bilişim ekosistemini destekleme misyonu ve Huawei'in bilişim yetenekleri geliştirme hedefleri doğrultusunda oluşturuldu. Üniversitelerin bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik bölümlerinden 31 Aralık 2021 öncesinde mezun olan tüm kadınlar programa başvurabilecek. Eğitimin ilk aşaması 15 Eylül'de Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi, İzmir Ege Üniversitesi ve Elazığ Fırat Üniversitesi'nde başlayacak. Bu üniversitelerde toplam 75 katılımcıya hibrit eğitimler verilirken, yüz yüze sınavlar da gerçekleştirilecek.
 
İkinci aşama, 1-15 Ekim tarihleri arasında Erzurum Atatürk Üniversitesi, Ankara OSTİM Teknik Üniversitesi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde düzenlenecek. Son aşama ise 16-30 Ekim tarihleri arasında Adana Alpaslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Antalya Akdeniz Üniversitesi'nde gerçekleştirilecek. Eğitim programını başarıyla tamamlayan katılımcılar, dijital dünyada güçlü bir yetkinliğe sahip olacak ve küresel iş gücü piyasasında rekabet avantajı elde edecek.
 
Katılımcılar, Huawei'in bulut teknolojilerine dair teknik becerilerini geliştirirken, bilişim sektöründe önemli kariyer fırsatlarının da kapısını açacak. Başvuru ve kayıtlar TBD’nin web sayfası üzerinden yapılacak olup, süreç TBD tarafından yönetilecek.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Eylül 2023’te hizmete açılan Medicana Ataköy Hastanesi, 1’inci yaşını kutladı. Geride kalan bir yılda Türkiye’den ve dünyadan hastalara en yeni teknolojilerle hizmet veren Medicana Ataköy, robotik cerrahide komplike ameliyatların merkezi oldu. Yürüme robotu tedavisiyle birçok hastanın yeniden ayağa kalkıp yürümesi sağlandı. Güçlü akademik kadrosu, gelişmiş teknolojisi ve yeni nesil hastane mimarisiyle öne çıkan Medicana Ataköy’ün birinci yaşını kutlayan Medicana Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO Reha Özkaya, “Medicana Ataköy, dünyada modern tıbbın geldiği en üst noktayı simgeleyen sağlık kuruluşları arasında yer alıyor. Çok kısa bir sürede Medicana Ataköy’ün dünyada ve Türkiye’de sağlık sektöründe yeni bir yol açtığına inanıyoruz” dedi.
Geçtiğimiz yıl Eylül ayında hizmete açılan Medicana Ataköy, 1’inci yıl dönümünü hekimleri ve tüm çalışanlarıyla birlikte kutladı. Medicana Ataköy’de gerçekleşen birinci yıl buluşmasına Medicana Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO Reha Özkaya da katıldı.
Özkaya, Medicana Ataköy Hastanesi'nin Medicana Sağlık Grubu’nun gelecek vizyonunu yansıtan en önemli merkezlerden biri olduğunu belirterek “Sağlık sektöründe Türkiye ve dünyada büyürken, en son tıp teknolojilerini herkes için erişilebilir kılmak ve milyonların hayatına dokunmak için durmadan çalışıyoruz. Ataköy’de bir sağlık mabedi gibi yükselen Medicana Ataköy, bu hedeflerimizin gerçeğe dönüşmesi için çok önemli bir adım niteliği taşıyor. Gelişmiş teknolojisi, tıbbi kadrosu, cihaz parkuru ve hizmet kalitesiyle sektörüne örnek olan bir sağlık kuruluşunu ülkemize kazandırdık. Bugün bir yılda Medicana Ataköy’ün geldiği noktayı kutlamaktan gurur duyuyoruz” dedi.
“Geleceğin sağlık anlayışında ayrıcalıklı bir yeri olacak”
Medicana Ataköy Hastanesi Genel Müdürü Dr. Erdal İbanoğlu ise yaptığı konuşmada “Medicana Ataköy, en ileri teknolojilerle donatılmış ve çok güçlü bir akademik kadroya sahip olan dünya çapında bir sağlık merkezi. Geride kalan bir yılda, Medicana Ataköy’de dünya sağlık sektörüne örnek olabilecek ameliyatlar ve tedaviler gerçekleştirildi. İleri tanı yöntemleriyle fark yarattık. Robotik cerrahi teknolojisiyle, onkolojik ameliyatlarda tercih edilen bir merkez oldu. Yürüme robotu ile ülkemizden ve dünyadan hastalara yenilikçi fizik tedaviler uygulandı. Resmi sağlık sponsorluğu çerçevesinde, Galatasaray Spor Kulübü’nün sağlık kontrollerine ev sahipliği yapıyoruz. Kısa sürede kat ettiğimiz yol sadece bir başlangıç. Geleceğin sağlık anlayışında Medicana Ataköy çok ayrıcalıklı bir yer edinecek. Birinci yaşımız kutlu olsun” dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Dünyada 57'nci, Türkiye'de ise 32'nci yılını dolduran Oriflame, öncelikli pazarlarından biri olan Türkiye'de yeni bir genel müdür ataması gerçekleştirdi. 28 yıldır Oriflame'de farklı yöneticilik görevleri üstlenen Katrin, 1 Temmuz 2024 tarihi itibarıyla Oriflame Türkiye'nin Kıdemli Başkan Yardımcısı ve yeni Genel Müdürü oldu. 8 yıldır Oriflame Türkiye'nin Genel Müdürlüğünü üstlenen Johan Larsson ise Yönetici Başkan Yardımcısı ve Çin'den sorumlu Genel Müdür olarak Oriflame'deki üst düzey yöneticilik görevine devam ediyor.

Katrin, son 5 yılı Rusya ve Beyaz Rusya Genel Müdürlüğü olmak üzere, 28 yıldır Oriflame'de çeşitli kıdemli yöneticilik görevlerini üstlendi. Katrin, Oriflame çalışanları tarafından disiplini, azmi, çalışkanlığı, etkileyici ilişki kurma ve iletişim becerileriyle yakından tanınıyor. Rusya gibi en zorlayıcı pazarlardan birinde kendini kanıtlayan Katrin, şimdi Oriflame'in bir başka büyük pazarı olan Türkiye'de deneyimini ve uzmanlığını paylaşacak.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 
 Şehrin kalabalığından uzaklaşmak ve huzurlu bir tatil yapmak isteyenler için birbirinden güzel yerler var. İstanbul'dan kısa bir yolculukla ulaşabileceğiniz bu rotalar, doğanın ve tarihin tüm güzelliklerini bir arada sunuyor. Türkiye'nin lider seyahat sitesi ENUYGUN, araç kiralayarak veya otobüs yolculuğu ile kolayca ulaşabileceğiniz İstanbul'a yakın tatil rotalarını listeledi. İğneada'dan Gökçetepe'ye, Trilye'den Assos'a uzanan bu tatil yerleri hem doğanın hem de tarihin tadını çıkarmak isteyenler için mükemmel kaçış noktaları.
İğneada
Karadeniz kıyısındaki sahil beldesinde yer alan ve longoz ormanları ile çevrili İğneada'da doğanın ve denizin keyfini aynı anda çıkarmak mümkün. Doğa tutkularının gözde lokasyonlarından İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı, nadir bulunan bitki ve hayvan türlerine ev sahipliği yapıyor. İğneada'nın çevresinde yer alan Erikli Gölü ve Mert Gölü, kuş gözlem turları ve doğa yürüyüşleri için en çok tercih edilen rotalar arasında yer alıyor. Mert Gölü'nden longoz ormanlarına doğru kano yolculuğuna çıkabilir, İğneada yakınlarındaki Demirköy'de bulunan Dupnisa Mağarası'na yapılan turlara katılabilirsiniz.
Kıyıköy
İstanbul'a iki saat uzaklıkta olan Kıyıköy, tertemiz denizi ve doğası ile sakin bir tatil geçirmek isteyenlerin tercih edeceği bölgeler arasında yer alıyor. Bölgenin geçmişine tanıklık etmek için Aya Nikola Manastırı, Kıyıköy Mağarası, Kıyıköy Liman Hamamı ve Kıyıköy Kalesi'ni gezebilir, Selvez Koyu ve Poliçe Koyu'nda denize girebilirsiniz. Bölge aynı zamanda sportif balıkçılık, kamp ve doğa sporları ile ilgilenenler için de uygun bir ortam sunuyor. Küçük bir balıkçı kasabası olarak bilinen Kıyıköy'de başta kalkan balığı olmak üzere taze deniz ürünlerini denemeyi ve keşfedilmeyi bekleyen salaş mekanları ziyaret etmeyi unutmayın. Araç kiralama fikri bu rota için uygun olabilir.
Erikli
İstanbul'a en yakın Ege tatilini yapabileceğiniz Erikli'ye araç kiralayarak 3,5 saatte ulaşmak mümkün. Uzun, geniş kumsalı ve masmavi denizi ile Mecidiye, Uzunkum ve İtalyan Koyu'nda denize girebilir, Danişment Orman Kampı'nda doğa ile iç içe vakit geçirebilirsiniz.
Gökçetepe
Şehir hayatının gürültüsünden kaçmak isteyen doğa tutkunları için Gökçetepe oldukça uygun bir tatil rotası. Edirne'nin Keşan ilçesinde yer alan Gökçetepe Tabiat Parkı, bölgenin en ünlü kamping alanlarından biri. Saros Körfezi'nin eşsiz manzarasını sunan parkta bisiklet turlarına ve doğa gezilerine katılabilir, ATV safari yapabilirsiniz. Saros Körfezi'nin sahilinde uzmanlar eşliğinde dalış eğitimi alarak tertemiz denizin içindeki canlıları keşfedebilirsiniz.
Gölyazı
Bursa'nın Nilüfer ilçesine bağlı eski bir Rum balıkçı köyü olan Gölyazı, sakin atmosferi ve huzur dolu manzarasıyla İstanbul'a yakın tatil rotalarından biri. Bölgede sandal turu yapabilir, Uluabat Gölü'nde mart ve kasım ayları arasında çiçeklenen nilüferleri görebilirsiniz. Göl kenarındaki manzara eşliğinde kahvaltı yapabilir, Zambak Tepesi'nde güneşin batışını izleyebilirsiniz.
Trilye
İstanbul'dan kolaylıkla ulaşılabilen Trilye, hem tarihi hem de doğal güzelliklerin keşfedilebileceği yerlerden biri. Zeytinbağı olarak da bilinen ve pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Trilye, Bursa'nın en keyifli mahalleleri arasında yer alıyor. Taş Mektep, Fatih Cami, Aya Todori Kilisesi ve Köylü Pazarı'nı keşfederken tarih kokan sokakları gezebilirsiniz. Trilye Yat Limanı'nda gün batımına karşı yürüyüş yapabilir, eşsiz lezzetteki yemeklerden deneyebilirsiniz.
Assos
İstanbul'da yaşayanlar için hafta sonları kaçış rotalarının başında Assos geliyor. Kalabalıktan uzak sakinliğiyle ön plana çıkan Assos, huzurlu bir tatil yapmak isteyenler için ilk sıralarda yer alıyor. Mavi bayraklı plajları, Kaz Dağları'nın tertemiz havası ve kamp alanları ile Kuzey Ege'nin eşsiz güzellikteki rotası Assos, kısa süreli tatiller için ideal. Yeşilin mavi ile kucaklaştığı Assos, deniz tatilinin yanı sıra tarihi ve kültürel bir yolculuğa çıkmak isteyenlere de hitap ediyor. Hafta sonu tatil rotasında Assos'u tercih edecekler Kadırga Koyu ve Yeşil Liman'da denize girebilir, Behramkale'yi gezerek tarihi koklayabilir. Hayranlık uyandıran Assos Antik Kenti'ni keşfedebilir, Athena Tapınağı'nda muhteşem gün batımı manzarasını izleyebilirsiniz.
Gelibolu
Hem tarihi hem de doğal güzellikleri ile önemli bir yere sahip olan Gelibolu tarih, deniz ve kamp tatili için tercih edilen yerlerden biri. Ayrıca yakın konumda olması sebebi ile otobüs bileti alarak kolayca gidilebilmesi Gelibolu'yu cazip kılıyor. Gelibolu'dayken Anzak Koyu'ndan Gelibolu Tarihi Milli Parkı'na, Savaş Müzesi'nden Gelibolu Şehitler Abidesi'ne tarih dolu bir gezi planlayabilir ve Fatma Kadın Plajı, Hamzabey, Feneraltı, Morto Koyu, Kömür Limanı'nda denize girebilirsiniz

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Boğaziçi Üniversitesi Teknoparkı, akademik birikimini inovatif girişimlerle buluşturarak ileri teknoloji ve Ar-Ge odaklı projelere desteğini sürdürüyor. Bu kapsamda teknopark, Ar-Ge firmalarını ve yenilikçi girişimleri bünyesine katılmaya davet ediyor. Kuzey Kampüsü ve Kandilli Kampüsü’nde faaliyete geçen yeni alanlarıyla birlikte, toplamda 150 bin m²'lik bir inovasyon ekosistemi oluşturma hedefiyle büyümeye devam ettiklerini kaydeden Boğaziçi Üniversitesi Teknopark Genel Müdürü Dr. Cem Duran, “Yenilikçi fikirleri desteklemek ve bilimsel araştırmalara yeni ufuklar açmak için kararlılıkla çalışıyoruz. Bu kapsamda Boğaziçi Teknopark Ar-Ge firmalarına, Boğaziçi Üniversitesi’nin akademik gücünden ve gelişmiş laboratuvar ve teknolojik altyapısından faydalanma imkanı sunuyoruz. Ulusal ve uluslararası düzeyde sürdürülebilir ekonomik kalkınmaya katkı sağlamak ve teknoloji geliştirme süreçlerinde öncü olmak isteyen Ar-Ge firmalarını ve girişimcileri aramıza katılmaya davet ediyoruz” dedi.
 
Boğaziçi Üniversitesi’nin köklü geçmişi ve güçlü altyapısıyla Ar-Ge faaliyetlerini teşvik eden Boğaziçi Teknopark, ileri teknoloji alanında öncü rol üstlenmeyi amaçlıyor. Teknopark, bünyesinde barındırdığı 44 Ar-Ge ve 16 Kuluçka firmasıyla bugüne kadar 740 projeye ev sahipliği yaptı. 14 yıllık geçmişiyle yenilikçi girişimleri destekleyen Boğaziçi Teknopark, Kuzey Kampüsü ve Kandilli Kampüsü’nde genişleyen alanlarıyla firmaların inovatif çözümler üretmesine ve Ar-Ge faaliyetlerini güçlendirmesine olanak tanıyor. Ayrıca Boğaziçi Üniversitesi’nin Yaşam Bilimleri ve Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi (LifeSci) gibi birçok önemli merkez ve ileri teknoloji altyapısı Ar-Ge firmaları için büyük bir avantaj sağlıyor.
 
“Ulusal ve uluslararası arenada güçlü bir şekilde var olmayı hedefliyoruz”
 
Boğaziçi Teknopark, farklı girişimci profillerine yönelik çağrı programlarıyla girişimcilerin fikirlerini hayata geçirmelerine olanak tanıyor. Bu kapsamda Genel Çağrı Programı, Bright Genç Girişim Programı ve Portekiz Hızlandırma Programı gibi birçok fırsat girişimcilerle buluşuyor. Boğaziçi Teknopark’ın yenilikçi projeler için ideal ortamı sağladığını vurgulayan Genel Müdür Dr. Cem Duran, “Bilimsel araştırmanın sınırlarını genişletmek ve inovatif fikirlerin önünü açmak için kararlılıkla çalışıyoruz. Girişimcileri geleceğe taşıyacak programlarla ulusal ve uluslararası arenada güçlü bir şekilde var olmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda girişimcileri, Boğaziçi Teknopark’a katılmaya ve sunduğumuz fırsatlardan yararlanmaya davet ediyoruz. 30 Eylül’e kadar Genel Çağrı ve Bright Genç Girişim programlarımıza başvuruları kabul ediyoruz.” dedi.
  
Genel Çağrı Programı girişimin her aşamasına hitap ediyor
 
Boğaziçi Teknopark, girişimcilik ekosistemine katılmak isteyenler için Genel Çağrı Programı ile kapılarını açıyor. Prototip aşamasındaki fikirlerden pazara giriş yapmaya hazır girişimlere kadar geniş bir yelpazede destek sunulan programdan, ürünü hazır olan veya pazarını doğrulayan girişimciler, Ar-Ge odaklı iş fikirleriyle faydalanabiliyor. Üniversite mezunları ve öğrencilerin yanı sıra ekip kurmayı planlayan girişimciler için de ideal olan program kapsamında toplanan girişimler yılda iki kez değerlendirme sürecine alınıyor. Bu yıl 30 Eylül - 4 Ekim arasında tamamlanması planlanan değerlendirme sürecinin ardından 7 Ekim’de program eğitimleri başlayacak.
 
Bright Genç Girişim Programı ile 100 bin TL destek
 
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yönelik düzenlenen Bright Genç Girişim Programı, öğrencilerin yenilikçi fikirlerini hayata geçirmeleri için bir platform sunuyor. Yıllık olarak düzenlenen programda öğrencilere girişimcilik ruhunu kazandırmanın yanında onları iş dünyasına hazırlamak hedefleniyor. Eylül - Haziran döneminde gerçekleşecek eğitimler ve Aralık ayında düzenlenecek Demo Day ile seçilen girişimler profesyonel mentorluk desteği alarak projelerini hayata geçirme fırsatı bulacak. Yenilikçi iş fikirleri olan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri arasından seçilecek üç girişime yıllık 100 bin TL destek sağlanacağı programın 2024 yılı başvuruları 30 Eylül’e kadar sürecek.
 
Portekiz Hızlandırma Programı ile Lizbon’da eğitim şansı
 
Boğaziçi Teknopark, Yapı Kredi FRWRD iş birliğiyle girişimcileri Avrupa pazarına taşıyor. Türk girişimciler için özel olarak tasarlanan ve ön başvuru dönemi Ağustos ayında tamamlanan Portekiz Hızlandırma Programı kapsamında seçilen 8 girişim, Kasım ayında Web Summit’te 70 binden fazla katılımcıya ulaşarak uluslararası arenada kendilerini gösterme imkanı bulacak. Programa katılacak girişimciler hızlandırma programı kapsamında çeşitli eğitimlerin yanı sıra mentorluk destekleriyle de kendilerini geliştirme fırsatı bulacaklar.