Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Üstün sürüş keyfiyle yüksek teknolojiyi bir arada sunan Alman marka Opel, bu yıl otomobil üretiminde 125. yılını kutluyor. Hem binek hem de ticari araçların yer aldığı çok çeşitli ürün yelpazesiyle öne çıkan marka, 125. yıl dönümünü Rüsselsheim’da, yeni Frontera ve yeni Grandland modellerinin halka açık ilk lansmanlarını düzenleyerek gerçekleştirecek. “1899’dan beri daima ileriye” sloganıyla hareket eden Opel, müşterilerini, çalışanlarını ve onur konuklarını 8 Haziran 2024 tarihinde Rüsselsheim’da düzenlenecek olan Opel Festivali’ne davet ediyor.
Politika dünyasının yanı sıra Stellantis bünyesinden konuşmacıların da yer alacağı törene ek olarak Rüsselsheim’daki pek çok alanın kapıları Opel Festivali’ne özel olarak halka açılacak. Opel’in Tasarım Merkezi’nin (Design Centre) 60. yıl dönümü kapsamında ise markanın öncü konsept araçlarının yanı sıra Astra modelinin üretim süreci de ziyaretçilerle paylaşılacak. Yeni Opel Frontera ve Opel Granland modelleri ilk kez halka tanıtılırken, otomobil dünyasının dönüm noktalarının derinlemesine yer alacağı bir pop-up sergi de ziyaretçilerin otomobil dünyası hakkında daha kapsamlı bilgi sahibi olmasını sağlayacak. “Adam Opel Haus”un hemen arkasında yer alan otopark alanında ise, dünyanın ilk elektrikli tek markalı ralli kupasının kahramanı olan Opel Corsa Rally Elektrik, ziyaretçilere görsel bir şov yapacak.
Opel’in gelişmiş üretim tesislerinden övgüyle bahseden Opel CEO’su Florian Huettl, “8 Haziran’da Opel’in otomotiv sektörünü aktif olarak nasıl şekillendirdiğini göstereceğiz. 125 yıl önce ilk aracımızı üretmemizin ardından, araçlarımızın her modeli için en az bir adet tamamen elektrikli versiyon sunuyoruz. Almanya’daki üretim tesislerimizde son teknolojiye sahip platformlarda üretim gerçekleştiriyoruz ve pil üretim tesisleri kuruyoruz. 2028 yılında karbon nötr bir üretici olma hedefiyle emisyon oranlarımızı sürekli düşürüyoruz” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Almanya ülkemizin en önemli ticari ortağı olup 2023 yılı itibariyle en fazla ihracat yaptığımız ülkelerin başında yer alıyor.
100 yılı aşkın bir süredir devam eden Türk Alman ticari ilişkilerinin güçlendirilmesi ve yeni işbirliği fırsatlarının yaratılması amacıyla Almanya Federal Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçiliği ve Ege İhracatçı Birlikleri ortaklığında Gıda Konulu Alman-Türk Ekonomi Günü etkinliği düzenlendi.
Etkinliğin ardından Türk ve Alman firmaların katılımları ile ikili iş görüşmeleri gerçekleştirildi.
AB'nin en büyük alıcısı Almanya, Türkiye ile organik ürünlerde ticareti geliştirmeye ilgi duyuyor
Avrupa'da Türk gıdalarına büyük talep olduğunu dikkat çeken Almanya Federal Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Ralf Schröer, "Türkiye tarım üretiminde güçlü bir Pazar. Özellikle, meyve ve sebzede. 2024 yılında sebzede yüzde 5.6, meyvede yüzde 3.4 büyüme bekleniyor. Organik ürünler AB pazarı için çok önemli. Türkiye ile ihracatımızda un, fındık, ayçiçek yağı öne çıkıyor. Ancak Ege Bölgesinde üretilen gıda ürünlerine yönelmek istiyoruz. AB'nin en büyük alıcısı Almanya, Türkiye ile organik ürünlerde ticareti geliştirmeye ilgi duyuyor. Sadece gıda üretimi değil, gıda işleme, lojistik alanlarında da tedarik zincirinin tüm aşamalarında işbirliğimizi geliştirmek istiyoruz. Türk gıda pazarı yeni fırsatlar yaratıyor. Glütensiz gıdalar ve şekersiz ürünlere Almanya'dan büyük talep var. Türkiye glütensiz gıdalar ve şekersiz ürünlerde önemli bir pazar. Almanya'da yeni bir uygulama başlatıldı. 250 metrekareden büyük olan işletmelere menülerinde glutensiz gıda sunma zorunluluğu getirildi. Bu Türkiye için bir fırsat olabilir." dedi.
Türkiye ile Almanya arasındaki dış ticaret hacmi 50 milyar dolar seviyesinde
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, "Birliğimiz 12 farklı sektör ve 7 bin 500'ün üzerinde üyemizle 215 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştiren dinamik ve her geçen gün gelişen büyüyen bir birliktir. Türkiye, 2023 yılında yüzde 2,8 artışla 35 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç ederken, Ege İhracatçı Birlikleri yüzde 8,8 artışla 7,3 milyar dolarlık ihracatla Türkiye'nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20'sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu oldu. Dünyanın tarım ambarı Ege Bölgesi olarak 2023 yılında da liderliğimizi koruduk. 2024 yılında da bu olumlu eğilim devam ediyor. Önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla Türkiye'de 10 milyar dolarlık tarım ihracatına ulaşacağımızı öngörüyoruz. Türkiye, 2023 yılında 255 milyar 800 milyon dolarlık ihracata imza atarken, Avrupa'nın ekonomik motoru Almanya'ya 21 milyar 79 milyon dolarlık ihracat yaptık." dedi.
Başkan Eskinazi, "Türkiye, 2023 yılında Almanya'dan 28,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Türkiye ile Almanya arasındaki dış ticaret hacmi 50 milyar dolar seviyesinde. Almanya'da gıda kalemlerinde ülkenin kendine yetme oranlarına baktığımızda; Almanya'da ihtiyaç duyulan meyvenin sadece %13'ü, balık/deniz ürünlerinin %27'si, bitkisel yağların %28'i, sebzelerin %38'i Almanya'da üretilirken, şekerin %153'ü, patatesin %148'i, peynirin %126'sı Almanya'da üretiliyor. Almanya'ya yıllık 2 milyar dolarlık gıda ihracatımız var. Bu rakamın gerçek potansiyelimizi yansıttığını düşünmüyorum. İki ülke arasındaki potansiyelin daha fazla olduğunu biliyor ve adımlarımızı bu çerçevede atıyoruz. Almanya'nın Nürnberg şehrinde düzenlenen BioFach Fuarı'na çeyrek asırdır Türkiye Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştiriyoruz." Diye konuştu.
Jak Eskinazi, "Almanya'ya 2023 yılında gıda ihracatımızda yaş meyve sebze sektöründe yüzde 43,2'lik, zeytin ve zeytinyağı sektöründe yüzde 24'lük, hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamullerinde yüzde 21'lik, su ürünleri ve hayvancılık mamullerinde yüzde 17'lik, kuru meyve ve mamullerinde yüzde 9'luk, meyve sebze mamullerinde yüzde 8'lik, fındık ve mamulleri yüzde 2'lik artış sağladık. 2024'ün ilk dört ayında ise Türkiye'nin Almanya ile ticaretinde gerileme yaşandı. Almanya'ya yüzde 5 azalışla 6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Gıda ihracatımız yüzde 10 artışla 748 milyon dolar oldu. Özellikle İzmir sektörel çeşitliliğin ve zenginliğin zirvede olduğu bir şehir. Kuru meyve, mamul, zeytin-zeytinyağı, su ürünleri, baharat, tütün, odundışı orman ürünlerinde, organik üretimde dünyada güçlü bir oyuncuyuz." dedi.
İzmir'de kurulan Ulusal Tohum Gen Bankası dünyadaki ilk gen bankalarından biri
Başkan Eskinazi, "Türkiye'nin en önemli tohum bankası Ulusal Tohum Gen Bankası Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde 1964 yılında tarım kenti ve ihracat kenti İzmir'de kurulmuştur. Bu gen bankası dünyadaki ilk gen bankalarından biri olma niteliğini de taşıyor. Ulusal Tohum Gen Bankasında 3 bin 339 türe ait 55 binden fazla tohum örneği günümüz ve gelecekteki bitkisel araştırmaların kullanımına hazır bir şekilde kaybolmadan saklanmaktadır. Tarımda lider bir bölge olan İzmir'e her geçen sene Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na hizmet eden yeni yatırımlar yapılıyor. Paydaşı olduğumuz Avrupa ve Türkiye'nin en büyük modern sera ve tarımsal sanayi kümelenmesi Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, aynı zamanda Bayındır'da kurulan Tarıma Dayalı İhtisas Çiçekçilik Organize Sanayi Bölgesi önemli bir potansiyeli ortaya çıkaracak." Diye konuştu.
Avrupa Birliği'nin en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında 7'inci sıradayız
Eskinazi, "Bergama'da kurulan Tarıma Dayalı İhtisas Süt Organize Sanayi Bölgesi, tohum fide tıbbi aromatik bitkilerle ilgili Kınık'ta kurulan Bitkisel Üretim Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi bütün dünyada gıdayla ilgili endişelerin arttığı bu dönemde, ülkemiz için büyük bir avantajımız. Türkiye'nin organik ürün ihracatının yüzde 75'i Ege Bölgesi'nden gerçekleştiriliyor. Yıllık 3 milyon tona yakın organik ürün ithal eden Avrupa Birliği'nin en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında 7'inci sıradayız, hedefimiz bu listede ilk üçe girmek. Türk organik sektörü Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine uyum sağlamış bir sektör. Türkiye'nin organik sektöründe yaklaşık 35 yıllık bir deneyimi var. Bu yüzden Türk organik ihracatçıları olarak, Avrupa'nın bir numaralı tedarikçisi olmaya talibiz." dedi.
Biz organik tarıma Alman disipliniyle başladık
Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, "Organik tarım ihracatımızı her geçen gün artırıyoruz. En önemli konu gıda güvenliğinin sağlandığı ticaret zincirinin oluşturulmasıdır. Biz organik tarıma Alman disipliniyle başladık. Alman kontrol firmalarının disipliniyle başladık. Bizim Almanya ile işbirliğimizin başarılı olmasının temeli buradan geliyor. Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir, pandemi sonrasında Almanya ve Avrupa Birliği organik üretimi yüzde 30 artırma kararı aldığını net bir şekilde dünya kamuoyuna iletti. Bu karar ülkenin dinamiklerinin kökten değişmesidir. Bizim de önceliğimiz topraklarımızı koruyarak, sağlıklı gıda üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak olacak." dedi.
Avrupa'nın ve dünyanın sağlıklı ürün tedarikçisi olmaktan gurur duyuyoruz
Başkan Işık, "Organik tarım; sürdürülebilirliğin tarladan rafa kadar izlenebilirliğin ve gıda güvenliğinin sağlandığı tarım şeklidir. Ülkemizde bütün paydaşlarımızla çok önemli çalışmalar yürütüyoruz. Avrupa'nın ve dünyanın sağlıklı ürün tedarikçisi olmaktan gurur duyuyoruz. Bunu uluslararası sertifikalarla devam ettireceğiz. Sürdürülebilirlikte koordinatör birliğiz. Organik tarımın başlangıcı Ege Bölgesi ve İzmir'dir. Ege Bölgesi organiğin merkezidir. Türkiye'nin kapsamlı bir organik altyapısı var. Çiftçilere eğitimler veriyoruz. Kooperatifçilik için denetleme mekanizmaları oluşturulmalı. AB'de bağımsız yüzlerce danışmanlık firmaları var. Bizde bunu firmalar üstlenmiş durumda. Bunun organize edilmesi gerek. Kuru meyveler Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlıklı ürünler kategorisine alındı. EİB olarak biz Türkiye'de tarımın dinamiğiyiz, merkeziyiz. Organik tarım bizim için büyük bir adanmışlık, 35 yıllık geçmişimiz var." diye konuştu.
Yeni sistemde Organik Tarım Bilgi Sistemi üzerinden kontrol raporları girildikten sonra dijital sertifikalar basılacak
Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığı, Ekolojik Tarım Dairesi Başkanı Dr. Başak Egesel, "Türkiye'nin yurtdışında ilk ticaret odası Almanya'da kurulmuş. Almanya ile bağlarımız çok kuvvetli. Organik ürünler her geçen yıl daha önemseniyor. Ticaretimizde Almanya ilk sırada yer alıyor. Son dönemde dünyada gıda, iklim krizi, su, enerji konuları çok kıymetli hale geldi. Türkiye'de üretim planlaması yapıyoruz. Profesyonel şekilde tarımı yönetiyoruz. Organik tarım bizim için öncelikli. Avrupa Yeşil Mutabakatı sürecinde ülkemizin ciddi tedbirleri var. Tarım ve Orman Bakanlığımızın hedefi; planlı üretim, üretimin sürdürülebilirliği, verimlilikle birlikte kalitenin artırılması, diğer ülkelerin isteklerini göz önünde bulundurarak ülkemizdeki gıda arz güvenliğini sağlamak, boş tarım arazilerinin değerlendirilmesi, atık yönetimi. Yeni bir destekleme modeli geliştirdik. Kalkınma planları ve stratejik planlarımızın hepsi Avrupa Yeşil Mutabakatı süreci dikkate alınarak gerçekleştiriliyor. Organik tarımı kanun çerçevesinde yürütüyoruz. Bakanlığımızın uhdesinde, denetimler yapıyoruz. Yetkiyi verirken akreditasyon şartı var. Yüzde yüz kontrol zorunluluğu var. Yeni sistemde Organik Tarım Bilgi Sistemi üzerinden kontrol raporları girildikten sonra dijital sertifikalar basılacak ve tarım cebimde app uygulamasına sertifikalar gelecek. Karekodlarla ürünler yurtdışında nerede satılabiliyorsa görülecek ve izlenebilirlik tesis edilecek. Organik tarım üreticilerine hibe desteği sağlıyoruz. Almanya ile ticaretimizde ihracatta söz sahibi olduğumuz ürünler; kurutulmuş meyveler, fındık, üzüm, incir öne çıkıyor, diğer öne çıkan ürünler ise meyve suyu, buğday, soya hariç yağlı tohumlar." dedi.
Gümrük Birliğinin güncellenmesi gerekiyor
Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK) Genel Sekreteri Okan Özoğlu, "Almanya ve Türkiye'nin ticaretini artırması için Gümrük Birliğinin güncellenmesi gerekiyor. Lojistikteki sorunlar aşılmalı. Özellikle gümrüklerde bekleme süreleri ürünlerin raf ömrünü etkiliyor. Kimyasal kalıntılara dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri. Sahada kontrol kontrollü tarıma yönelinmesi için kooperatifleşme çok önemli. İtalya'daki toptancılar kooperatifleşerek, tarladan başlayan soğuk zincirde kontrollü olarak dünyaya ürünlerini satıyorlar. Türkiye olarak kooperatifleşmede daha güçlü bir altyapı oluşturmalıyız." diye konuştu.
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası AHK İzmir Temsilcisi Deniz Eriten, Türkiye Almanya arasında karşılıklı ticaretin artırılması için networking çalışmaları yaptıklarını, sektörlerin öncülerini bir araya getirdiklerini söyledi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin lider turizm gruplarından biri olan Coral Travel Group, otelcilik alanında büyüme hedeflerine hız verdi. Grup, Antalya Side'de aile tatili konseptiyle yenilediği 5 yıldızlı tesisi Marvida Family Eco'nun kapılarını nisan sonu açarak misafirlerini konuk etmeye başladı. Marvida Family Eco, genişletilmiş konforlu oda ve villaları, dünya lezzetlerinin sunulduğu restoran ve barları, her yaştan aile üyesi için özel olarak tasarlanmış aktiviteler ve hizmet alanlarıyla, ailelerin tatil keyfini en yüksek memnuniyetle deneyimlemesi için yeniden tasarlandı. Çevre dostu malzeme kullanımı ve enerji tüketimi gibi sürdürülebilir uygulamalar ile ISO 14001 sertifikasına sahip olan Marvida Family Eco, her şey dahil sistemi ve 428 odası ile Titreyengöl Mevkii'nin eşsiz yeşil doğası içerisinde eğlenceli ve huzurlu bir tatil vadediyor.
Marvida 3 alt konseptle yola çıkıyor
Coral Travel Group, 2005 yılından bu yana Otium Hotels markasıyla yürüttüğü konaklama sektöründeki faaliyetlerini 2024 yılı itibarıyla Marvida markası ve alt konseptleri ile yeniden şekillendiriyor. Marvida markası altında Family, Club ve Senses olarak adlandırılan konseptlerde Antalya'da dört, Muğla'da iki, Tunus ve Yunanistan'ın Girit Adası'nda birer olmak üzere 8 tesis bulunuyor.
Family konsepti ile çocuklu ailelerin tatil beklentilerini karşılayan Marvida markası, eğlence ve sportif faaliyetlerin öne çıktığı Club konsepti ve sadece yetişkinlere yönelik tatil deneyimi sunduğu Senses konseptleriyle konaklama sektörüne yeni ve farklı bir soluk katıyor.
Değişen misafir profilleri, pazar dinamikleri ve misafir beklentilerindeki farklılıkları gözeterek konaklama sektöründeki faaliyetlerini yeniden yapılandırdıklarını vurgulayan Coral Group Hotels İş Kolu Başkan Yardımcısı Hakan Yılmaz, son yıllarda birçok yeni tesisi bünyelerine katarak başarıyla büyüdüklerini belirtti.
Coral Travel Group'un pazarlama, satış ve operasyonel gücüyle güvenilir bir iş partnerliği sunduğunu dile getiren Yılmaz, "Yılda yaklaşık 3 milyon kişiyi ağırlayan Coral Travel Group olarak turizm sektöründeki uluslararası deneyimimizle Marvida markası altında otelcilik alanındaki konumumuzu daha rekabetçi bir yaklaşımla güçlendiriyoruz. Bu kapsamda Side'deki Marvida Family Eco tesisimizi de baştan sona yenileyerek misafirlerimizi ağırlamaya başladık. Farklı tatil deneyimlerine yönelik konseptlerde hizmet veren tesis sayımızı franchise ve management sistemleriyle arttırmayı hedefliyoruz" diye konuştu
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Hırdavat ve bağlantı elemanları sektöründe büyük bir başarıya imza atıldı! Sektörün önde gelen buluşma noktası Avrasya Uluslararası Hırdavat Fuarı Hardware Eurasia ve Avrasya Endüstriyel Bağlantı ve Sabitleme Elemanları Fuarı Fastener Expo Eurasia, 9-12 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde büyük bir katılım ile gerçekleşti. Fuarlar %30 rekor artışla, 91 ülkeden 2.309 uluslararası ziyaretçiyi ağırladı.
Avrasya Uluslararası Hırdavat Fuarı Hardware Eurasia ve Avrasya Endüstriyel Bağlantı ve Sabitleme Elemanları Fuarı Fastener Expo Eurasia fuarları, bu yıl %30 rekor bir artışla 91 ülkeden 2.309 uluslararası ziyaretçiyi ağırlayarak büyük bir başarı elde etti. İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşen fuarlar, sektör profesyonellerini bir araya getiren ve yenilikçi ürünlerin sergilendiği önemli bir platform olarak yoğun ilgi gördü.
HISİAD Akademi Seminerleri Ziyaretçilerden Büyük İlgi Gördü
Fuar kapsamında Hırdavat Sanayicileri ve İş Adamları Derneği HISİAD Akademi tarafından düzenlenen seminerlere katılım da oldukça yüksekti. 10 ve 11 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen seminerlerde, sektörün önde gelen isimleri sunumlar yaparak katılımcılarla önemli bilgiler paylaştılar.
Sektöre Büyük Katkı Sağlandı
RX Tüyap organizatörlüğünde HISİAD ve BESİAD iş birliği ile düzenlenen fuarlarda 300'den fazla katılımcı firma ve firma temsilcisi ürün ve hizmetlerini sergiledi. 4 gün boyunca ziyaretçiler hırdavat ve bağlantı elemanlarına yönelik en yeni trendleri ve gelişmeleri keşfetme imkanı buldu. Fuarlarda elektrikli el aletlerinden iş güvenliği malzemelerine, bağlantı elemanlarından yüzey işleme kadar geniş bir ürün yelpazesi sunuldu. Geçen yıla kıyasla uluslararası ziyaretçi sayısında %30 rekor bir artış yakalayan fuarlar, 91 ülkeden 2.309 uluslararası ziyaretçiyi ağırladı. Fuarlar toplamda ise 11.114 kişi tarafından ziyaret edildi.
Fuar kapsamında T.C. Ticaret Bakanlığı'nın desteğiyle organize edilen uluslararası alım heyetleri, katılımcı firmalara yeni iş bağlantıları kurma ve ihracat potansiyellerini geliştirme imkanı sundu. Fuarın ilk günü 60'dan fazla uluslararası VIP alıcı B2B görüşmeler gerçekleştirdi. 4 gün boyunca fuarda ağırlanan 400 kişilik uluslararası alım heyetleri, Türkiye'deki hırdavat ve bağlantı elemanları sektörünün ihracat potansiyelini gözlemleme ve değerlendirme fırsatı buldu.
RX Tüyap Genel Müdürü Berkan Öner, fuarların sektöre önemli katkılar sağladığını belirterek şunları söyledi: "Hardware Eurasia Fuarı'mızın bu sene üçüncüsünü, Fastener Expo Fuarı'mızın ise ikincisini gerçekleştirdik. Hardware Eurasia ve Fastener Expo Eurasia fuarları, hırdavat ve bağlantı elemanları sektörünün önemli birer platformu olmaya devam ediyorlar. Bu fuarlarımızda geçen yıla göre uluslararası ziyaretçi sayısında %30'un üzerinde bir artış kaydettik. Fuarlarımız her iki endüstrinin ihracat potansiyeline katkı sağlayacak. Gelecek yıl da düzenlenecek olan fuarlar, sektörün gelişmesine ve uluslararası alanda daha da güçlenmesine katkıda bulunacak.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Demir Export tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Success of Mine (SOM) etkinliği, 21 Mayıs'ta Ankara'da gerçekleştirildi. Demir Export liderleri ile madencilik sektörünün genç yeteneklerini buluşturan etkinlikte; hem sektörün sürdürülebilirliği ve büyümesi adına önemli bir adım atıldı hem de gençlere kariyer yolculukları için yeni bir perspektif kazandırıldı.
Madencilik mesleğine gönül vermiş gençler, Demir Export'un Success of Mine (SOM) etkinliğinde bir araya geldi. Maden mühendisliği bölümü öğrencileri ile sektöre yeni adım atan genç profesyonellerin katılımıyla bu yıl üçüncüsü düzenlenen etkinlik, 21 Mayıs 2024 tarihinde Ankara'da gerçekleştirildi.
Demir Export'un Success of Mine (SOM) etkinliği kapsamında; Demir Export liderleri genç profesyonellere deneyimlerini aktarırken, sektöre yönelik birbirinden zengin içeriklere sahip sunumlarla gençlerin kariyer gelişimlerine rehberlik etti. Etkinlikte, oyun tabanlı öğrenme platformu olan Kahoot aracılığıyla katılımcılara Demir Export'la ilgili sorulardan oluşan bir yarışma da düzenlenerek kazananlar ödüllendirildi.
Demir Export'un geçtiğimiz sene şirkette başlattığı ve bu yıl yaygınlaştırdığı çevik (agile) dönüşüm ve yönetim felsefesi bu buluşmanın gündem başlıklarından biri olarak gençlerle paylaşıldı. Çevik yönetimin organizasyonlara benimsetmeye çalıştığı 'takım çalışması'nı konu alan bir uygulamanın da katılımcılarla birlikte gerçekleştirildiği etkinlik, genç profesyonellere heyecanlı bir deneyim sundu.
Sektörün genç yeteneklerinin sektör ve Demir Export ile ilgili merak ettiği konuların da soru cevap bölümünde ele alındığı etkinlik, öğrencilere hediye takdimi ve hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Anadolu Hayat Emeklilik, 2023 yılını en üst iki kategoride tamamlayan acenteleriyle her yıl gerçekleştirdiği düzenli buluşmalarına, bu yıl İstanbul-Büyükada’da ve Mardin’de devam etti. Şirketin Büyükada buluşmasına 20 acente temsilcisi katılırken, Mardin organizasyonunda ise 37 acente temsilcisi bir araya geldi. Her iki buluşmaya, Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Murat Atalay, Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Altınsoy ve Acenteler Müdürü Akay Ertit de katıldı. 3 Mayıs tarihinde Büyükada’nın tarihinin keşfedildiği gezi ve adanın ikonik adreslerindeki keyifli öğle ve akşam yemekleriyle sosyal bir atmosferde gerçekleşen buluşmada, acenteler arasındaki iletişimin gücü pekiştirildi. 24-26 Mayıs tarihleri arasında Mardin organizasyonunda ise şehrin tarihi ve kültürel mirasları rehber eşliğinde ziyaret edildi. Bu buluşmalarda birbirleriyle fikir alışverişinde bulunan acente temsilcileri, acente faaliyetlerine katkı sağlayabilecek önerilerini de paylaştı.
Anadolu Hayat Emeklilik’in 1990 yılından bu yana süren faaliyetlerindeki başarısında acentelerin çok önemli bir payı olduğuna işaret eden Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Murat Atalay, “Anadolu Hayat Emeklilik ailemizin değerli üyeleri olarak gördüğümüz acentelerimiz ile buluşmalarımıza oldukça önem veriyoruz. Bu buluşmalar sayesinde keyifli bir sosyal ortam yaratmanın yanı sıra, ortak çalışmalarımız hakkında da çokça istişare yapma imkânı buluyoruz. Bu buluşmaların Acentelerimizin birbirleriyle kurduğu iletişimi pekiştirerek iş ortaklarımızın arasındaki sinerjinin artmasına vesile olmasından dolayı mutluluk duyuyoruz. Şirketimizin başarılarında kıymetli katkıları bulunan tüm acentelerimize teşekkürlerimizi sunuyor, önümüzdeki dönemlerde de iletişimimize katkı sağlayacak yeni organizasyonlarda buluşmayı diliyoruz” diye konuştu.
Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Altınsoy ise acenteleri ile bir araya gelmekten dolayı büyük bir memnuniyet duyduklarını belirterek şöyle devam etti: “Şirketimizin 34 yıllık deneyimi ve bu süreçteki başarılarında en önemli iş ortaklarımızdan olan acentelerimizin katkısı büyük. Acentelerimizle her buluşmamızda şirketimizin ne kadar büyük bir aileye sahip olduğunu görüyoruz. Yoğun tempolu iş süreçlerimizde kısa ve verimli molalar vermeye çalıştığımız bu sosyal buluşmalar sayesinde ise birbirimize daha yakın durarak, iletişimimizi güçlendirdiğimize inanıyoruz.”
Anadolu Hayat Emeklilik Hakkında:
Bireysel emeklilik ve hayat sigortaları alanlarında hizmet sunan Anadolu Hayat Emeklilik, 1990 yılında “Türkiye’nin ilk hayat sigortası şirketi” olarak kuruldu. Halka açık ilk emeklilik şirketi olan Anadolu Hayat Emeklilik; otomatik katılım branşında özel emeklilik şirketleri arasında en büyük fon yaratan şirket olma özelliğini taşıyor. Bireysel emeklilik ile otomatik katılım kapsamında sayısı 3 milyona yaklaşan katılımcıya hizmet veren Anadolu Hayat Emeklilik, gönüllü BES katılımcı sayısında da özel şirketler arasında lider konumda bulunuyor. Genel Müdürlüğü İstanbul'da bulunan şirketin; İstanbul’da 3, Ankara’da 2, Adana, Bursa, İzmir, Antalya, Kocaeli, Trabzon ve Diyarbakır’da birer olmak üzere toplam 12 Bölge Satış Müdürlüğü, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ise şubesi bulunuyor. Anadolu Hayat Emeklilik; 468’i satış ekibi olmak üzere 1.057 çalışanı, 391 özel acentesi ve 1.086 Türkiye İş Bankası ile 7 Türk Bankası şubesi ve 71 broker aracılığıyla hizmet sunuyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
MMACADEMY'nin İlk Kez Düzenlediği Çevrimiçi Etkinliklere Büyük İlgi
MMA Türkiye'nin Eğitim ve Gelişim Atağı
MMA Türkiye ve MMA MEA'nın pazarlamaya nitelikli insan gücü yetiştirme vizyonuyla hayata geçirdikleri MMACADEMY programının ilk çevrimiçi etkinlikleri büyük bir başarıyla tamamlandı.
Program kapsamında, pazarlama dünyasının en merak edilen konularından olan GEN AI ve çerezsiz dünya üzerine düzenlenen eğitimler ve webinarlar, katılımcılardan yoğun ilgi gördü.
MMA Türkiye Üyelerine Özel, Ücretsiz Çevrimiçi Eğitim: "PAZARLAMADA GEN AI"
15 Mayıs'ta gerçekleşen ilk etkinlik, MMA Türkiye üyelerine özel düzenlenen "Pazarlamada GEN AI" başlıklıçevrimiçi ücretsiz eğitim oldu. Üyelerimizden büyük ilgi gören bu eğitim, yapay zekanın pazarlama alanında nasıl etkilibir araç olarak kullanılabileceğini keşfetmek amacıyla Think with Data ile birlikte tasarlandı ve hayata geçti. Yine, Think with Data'nın değerli eğtmenleri Nazlı Yırcalı, KayaAykut ve Yavuz Feyzioğlu'nun rehberliğinde gerçekleşeneğitim ile pazarlama dünyası profesyonelleri yapay zekanın temel prensiplerinden, pratik kullanım stratejilerine kadargeniş bir yelpazede bilgiler edindi.
MMACADEMY'nin ilk Webinarı: ''ÇEREZSİZ DÜNYA İLE PAZARLAMADA NELER DEĞİŞECEK?"
22Mayıs'ta MMACADEMY tarafından düzenlenen "Çerezsiz Dünya Webinarı", pazarlama dünyasında köklüdeğişiklikler yaratan çerezsiz dünyaya geçiş sürecine odaklandı. Geleneksel yaklaşımların yerini yenilikçi ve gizlilikodaklı yöntemlere bıraktığıbu yeni dönemde, pazarlama stratejilerimizin nasıl evrileceği tartışıldı."Bu dönüşümpazarlama dünyasını nasıl etkileyecek?", "Sektör olarak bu yeni düzene nasıl uyum sağlayacağız?" sorularının cevabını,MMA Türkiye'yi takip edenler, MMACADEMY'nin sunduğu?"Çerezsiz Dünya Webinarı"nda buldu.?Webinarı200'den fazla kişi takip etti.
NEOHUB Stratejik Büyüme Lideri Rıza Doruk Ercan, HEYBOOSTER CEO ve Kurucu Ortağı Şahin Seçil, EFİLLİ CEO ve Kurucu OrtağıŞefik Yunus Özcan ve MMA Türkiye Genel Sekreteri ve Baysal Sezgin Hukuk Kurucusu Av Özlem Sezgin'in konuşmacı olarak katıldığı ücretsiz webinarın, iş dünyası, pazarlama ve hukuk açısından çerezsiz bir geleceği enine boyuna tartışmak için mükemmel bir fırsat olduğunu belirten katılımcılar, çerez kullanımının bitmesinin müşteri ilişkileri ve veri toplama üzerindeki etkilerini, yasal düzenlemeleri ve pazarlama stratejilerinde yapılması gerekenleri detaylıca tartıştılar. Bu ücretsiz webinarın, iş dünyası, pazarlama ve hukuk açısından çerezsiz bir geleceği enine boyuna tartışmak için mükemmel bir fırsat olduğunu belirten katılımcılar, çerez kullanımının bitmesinin müşteri ilişkileri ve veri toplama üzerindeki etkilerini, yasal düzenlemeleri ve pazarlama stratejilerinde yapılması gerekenleri detaylı tartıştılar.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Teknolojinin gelişimi ve sürdürülebilirlik, doğal kaynakların güvenli bir şekilde ekonomiye kazandırılmasında büyük rol oynuyor. Türkiye'de yıllık 70 bin ton katot bakır üreterek ülkenin cari açığının kapanmasına büyük destek sunan Eti Bakır'ın maden teknolojileri alanında öncü tesislerinden biri olan Küre İşletmesi'nde, yer altı ve yer üstü madencilikteki yenilikçi ve mobil yöntemler sayesinde, güvenli ve sürdürülebilir madenciliğin en iyi örneklerinden birine imza atılıyor.
'FAALİYETLERİMİZİ TEKNOLOJİ ODAĞINDA YÜRÜTÜYORUZ'
Türkiye'nin madencilik sektöründeki lider şirketlerinden biri olan Eti Bakır, ülke ekonomisine sürdürülebilir bir gelecek vizyonuyla katkı sunuyor. Madencilik sektörü ile teknoloji arasındaki bağlantının katlanarak arttığını ifade eden Eti Bakır Küre İşletme Müdürü M. Yaşar Kara, "Tarihi boyunca bakırla özdeşlemiş olan Küre'de madenciliğin geçmişi Eski Yunan, Roma, Cenevizliler ve Osmanlı'ya dayanıyor. Biz de Eti Bakır olarak, 21'inci yüzyılda da varlığını sürdüren bu mirası, en modern uygulamalarla ekonomiye kazandırıyoruz. Yer altı ve yer üstü faaliyetlerimizde teknolojiyi iş süreçlerimize entegre ederek hem güvenli hem de sürdürülebilir madencilik uygulamalarına imza atıyoruz. Bu konuda dünyaya örnek olmak en büyük hedefimiz" diye konuştu.
Yüksek iletkenliği sayesinde elektrik iletiminde büyük öneme sahip bakır, elektrik elektronik, enerji, ulaşım, kuyumculuk, otomotiv, inşaat ve kimya sektörlerinin en önemli hammaddelerinden biri. Türkiye'de bakırın son 6 yılda 9 milyar dolarlık ticaret açığı verdiğine dikkat çeken Kara, "Türkiye'de farklı şirketlerin bakır cevheri üretimi bulunuyor ancak metal bakır üretimi sadece Eti Bakır tarafından yapılıyor. Bunun dışında hurdanın geri dönüşümüyle üretilen yıllık 100.000 tonluk ek bir metal bakır üretimi de var. Son ürün olarak metal bakırın Türkiye'deki üretim miktarı 2023'te 170.000 ton olarak gerçekleşti. Tüketimimiz ise 450.000 ton. Geçen yıl Türkiye, toplam metal bakır üretiminin neredeyse üç katını ithal etmek zorunda kaldı" dedi.
Eti Bakır'ın cevherden son ürüne üretim yapabilen Türkiye'deki tek şirket olduğunu dile getiren Kara, şunları söyledi: "Bakır, günümüzde dünyanın en yüksek katma değerli hammaddelerden birine dönüştü. Küre'de yer altı madenciliği faaliyetlerimizle yılda 1,5 milyon ton tüvenan bakır cevheri, 170 bin ton bakır konsantresi ve 500 bin ton pirit konsantresi üretimi gerçekleştiriyoruz. Türkiye'nin bakır ihtiyacının yaklaşık %20'sini karşılarken her yıl 750 milyon dolarlık ithalatın önüne geçiyoruz."
'YER ALTI MADENCİLİĞİNİ YER ÜSTÜNDEN YAPIYORUZ'
Ar-Ge ve teknolojinin tüm yatırımların odağında olduğunu ifade eden Kara, "Teknoloji, bugün artık Eti Bakır Küre'de günlük iş rutinlerimize kadar işimizin ayrılmaz bir parçası. Bu bizim verimimizi artırdığı gibi daha güvenli madencilik için de fırsat sunuyor. Yeraltında maden üretmek için yaptığımız patlatma işlerinde daha güvenli ve kontrollü patlatma yapmamızı sağlayan elektronik kapsül kullanıyoruz. Bu sistemle patlatmaları, vardiya sonlarında yer altındaki tüm çalışanlar tamamen boşaltıldıktan sonra wireless ağ sayesinde emniyetli bir şekilde yer üstü ofislerde bulunan kontrol odasından gerçekleştiriyoruz. Yani, kablosuz iletişim ile daha güvenli madencilik yapıyoruz" dedi.
Kara, ileri teknoloji ve Ar-Ge ile güçlenen diğer üretim süreçlerini şöyle özetledi: "Yer altında daha önce klasik yöntemle ve operatör tarafından yapılan delgi işlemlerini artık tam otomasyon delgi sistemi ile yapıyoruz; yani insan faktörünü minimize etmeyi hedefliyoruz. Tam otomasyon delgi sisteminde yer üstünde hazırlanan plan, makine hafızasına yükleniyor ve böylece tüm delgi makine tarafından otomatik olarak yapılıyor. Bu sistem sayesinde daha güvenli ve daha verimli delgi yapabiliyoruz. Yine Küre'de yurt dışından aldığımız ve proseslerde kullandığımız ürünlerin üretiminin Türkiye'de yapılması için Ar-Ge çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Cevherin kırılması sürecinde dev kazanların içine attığımız bilyeleri artık Samsun'daki izabe tesisimizde üretmeye başladık. Daha önce Çin, İtalya gibi farklı ülkelerden satın aldığımız bilyeler, Eti Bakır'ın 8 tesisinde kullanılıyor. Biz de Küre işletmesi olarak artık her yıl yurt dışından aldığımız 2.500 ton bilyeyi Samsun'daki kendi üretim hattımızdan almaya başladık."
KÜRE'DEN SAMSUN VE MARDİN'DE BAKIR ÜRETİMİ YOLCULUĞU
Eti Bakır'ın tarihi Cenevizlilere uzanan, kamudan kalan ve halihazırdaki faaliyetleri sırasında ortaya çıkan tüm artıkların ekonomiye kazandırılması için de Ar-Ge çalışmalarının da devam ettiğini paylaşan Kara, "Samsun'da geçtiğimiz sene yeni yerine taşınan Eti Bakır Ar-Ge Merkezi'nde uluslararası kurum ve üniversitelerle birlikte çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Tarihi ve halihazırdaki cürufların içinde kalan tüm metalleri geri kazanmayı hedefliyoruz" diye konuştu. Küre'deki bakır üretimi sürecinde artık ürün olarak ortaya çıkan pirit konsantresinin ise yaklaşık 1.200 kilometre uzaklıktaki Mazıdağı tesisine tren yoluyla taşındığını ve burada en son teknolojiler kullanılarak teknolojinin kilit elementlerinden kobaltın geri kazanıldığını da aktaran Kara, şöyle devam etti: "Bu sayede her yıl 2.500 ton kobaltı geri kazanarak dünya üretiminin %2'sini gerçekleştiriyoruz. Kobaltın, bakır üretiminin artık ürünü olan piritten ayrıştırılarak yeniden ekonomiye kazandırılması, sadece Türkiye'de değil aynı zamanda dünyada bu alandaki devrimlerden biri."
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.