Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 İstanbul ve Aydın'ın yanı sıra İtalya, Yunanistan ve Fas'taki ofisleri ile dünya çapında müşterilerine zeytinyağı ve avokado yağı için komple üretim hatları, çeşitli sektörlere yönelik santrifüj teknolojileri (dekantör ve separatör) ve ekstraksiyon sistemleri alanında ürün ve hizmetler sunan Polat Makina, "Kadın Kaynak Operatörü Yetiştirme Programı" ile kadın istihdamının düşük olduğu endüstriyel alanda yenilikçi bir adım attı. Kaynak Operatörü Yetiştirme Programı kapsamında daha önce kaynak ekipmanlarıyla tanışmamış kadın kursiyerlere Astim Sürekli Eğitim Merkezi'nde Polat Makina'nın deneyimli teknik eğitmenleri tarafından kaynak ekipmanlarının kullanımına ve İş Sağlığı ve Güvenliği'ne yönelik teorik ve uygulamalı eğitimler veriliyor. Eğitim programını başarıyla tamamlayan kadınlar, "Ustalık Mesleki Belgesi" almaya hak kazanıyor. 17 Temmuz 2023 tarihinde başlayan program kapsamında eğitimlerini başarıyla tamamlayan ilk 8 kadın kaynak operatörü Polat Makina bünyesinde çalışmaya başladı. Şirket, toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlamak amacıyla başlattığı bu programı farklı eğitimlerle çeşitlendirerek 2025 yıl sonuna kadar bünyesinde görev yapan kadın çalışan oranını yüzde 15'e çıkarmayı hedefliyor.
 
Polat Makina Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Volkan Polat, "Günümüzde birçok ülkede kadınlar tarafından da tercih edilen kaynak operatörlüğü, CNC operatörlüğü ve elektrik teknisyenliği gibi meslekler maalesef ülkemizde halen erkek mesleği olarak görülüyor. Polat Makina olarak bu algıyı kırmak ve kadınların önlerindeki engelleri kaldırarak iş dünyasında ve sektörde daha aktif yer almalarına yardımcı olmak için çalışıyoruz" diye konuştu. Eğitimlerini tamamlayarak şirket bünyesinde çalışmaya başlayan kadın kaynak operatörlerinin bugüne kadar hiç bilmedikleri bir alanda bugün son derece başarılı işlere imza attığını görmekten büyük heyecan duyduklarını anlatan Polat, önümüzdeki dönemde düzenleyecekleri yeni eğitimlerle her yıl 15 kadın kaynak operatörünü sektöre kazandırmayı hedeflediklerini, farklı alanlarda devreye alacakları eğitim programları ile sektörde kadın istihdamının farklı alanlarda da artması için çalışacaklarını söyledi.
 
Polat Makina Genel Müdürü L. Mutlu Şahan da "Polat Makina olarak kadınların gücüne inanıyoruz. Onların teknik yeteneklerini keşfederek endüstriyel alanda daha fazla yer almalarını çok önemsiyoruz. Kadın Kaynak Operatörü Yetiştirme Programı ile kadın istihdamını artırıp toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlamaktan, endüstriyel alanda daha fazla kadının aktif ve üretken duruma gelmesine vesile olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Kadın istihdamına yönelik eğitim programlarımızı ve çalışmalarımızı kaynak operatörlüğünün yanında ilerleyen dönemlerde başka alanlara da taşıyacağız" dedi

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 
 Türkiye'nin farklı illerinde açtığı perakende satış noktalarına çok kanallı satış stratejisi kapsamında yenilerini eklemeyi sürdüren Avon, en çok tercih edilen ve kullanılan ürünlerini daha çok insana ulaştırmaya devam ediyor. Ulaşılabilir kaliteli güzellik anlayışıyla hareket eden Avon, Türkiye'deki 82'nci, İzmir'in ise 5'inci satış noktasını hizmete açtı. Avon İzmir'deki yeni satış noktasında; diğerlerinde olduğu gibi parfüm, makyaj, kişisel bakım, cilt ve saç bakımı kategorilerindeki yüzlerce ürünü tüketicilerle buluşturacak.
 
"İzmir'de daha fazla tüketiciye ulaşacağız"
 
2024 yılında perakende mağazalarla büyümeye devam edeceklerini belirten Avon Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Orkun Gül; "Avon olarak ilk defa Türkiye'de hayata geçirdiğimiz ve diğer Avon ülkelerine de örnek olan çoklu kanal stratejimiz doğrultusunda yeni satış noktalarımızla büyümeye devam ediyoruz. Hem daha önce mağazamız olmayan illere hem de var olduğumuz illerin farklı lokasyonlarına yeni satış noktaları açmayı sürdürüyoruz. 82'nci perakende satış kanalımız olan İzmir'deki 5'inci satış noktamızın açılışını da bu strateji kapsamında gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemlerde İzmir'de daha fazla Avon tüketicisine ulaşıp, kişisel bakım ve kozmetik ihtiyacını karşılamaya devam edeceğiz" dedi.
 
Avon, sevilen ve güvenilen ürünlerini tüketicilerle buluşturmaya devam ediyor
 
Yıllardır kadınların tanıdığı, sevdiği ve güvendiği kozmetik markaları arasındaki yerini koruyan Avon, doğrudan satışın yanı sıra online kanallar ve Avon perakende satış noktalarıyla da en çok satılan ve tercih edilen ürünlerini kişisel bakımına özen gösteren tüketiciler ile buluşturuyor. Şu anda Adıyaman, Antalya, Ankara, İstanbul ve Samsun başta olmak üzere 46 şehirde satış noktaların bulunan Avon, yeni girişimcilere sunduğu perakende satış noktaları açma fırsatlarıyla daha çok insana ulaşmayı hedefliyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 BSH Ev Aletleri Türkiye'nin 2017 yılından bu yana yürüttüğü, 5.500'den fazla öğrenci ve öğretmene ulaşan "Geleceği Kodlayanlar" programı, şimdi ebeveynlere de uzanıyor. Eğitimin temel taşlarından ailelere geleceğin kapılarını aralayan program, yeni "Ebeveyn Destek" içerikleriyle anne babaların merak ettiği konulara eğiliyor. Program böylece eğitimin üç temeli olan "çocuk, okul ve aile"yi de kapsayarak #AileceKodluyoruz başlığıyla 15 Mayıs Uluslararası Aile Günü'nde yayına giriyor.
Çocuklarına teknolojiyi doğru ve etkili bir şekilde kullanmayı öğretmek üzere aileleri bilinçlendirmeye yönelik hazırlanan eğitici video serisi, deneyimli gazeteci, aile ve çocuk yazarı Ömür Kurt tarafından oluşturuldu. Ebeveynlerin aile içerisindeki teknoloji vizyonuna ilişkin ilgi çekici konuların aktarıldığı eğitim videolarının her birinde, alanında uzman, Türkiye'nin önde gelen isimleri yer alıyor ve dijital dönüşümde çocukların eğitimi konusunda ailelere rehberlik ediyor.

Kendi kendine öğrenmenin önemi
Dijital çağda çocuk ve gençleri başarıya götürecek olan temel becerilerle ilgili Dr. Bahar Eriş, meslekler yerine yetkinliklerin gelecekte daha da önemli olacağını vurgulayarak, ailelerin çocuklarını bu doğrultuda yönlendirmeleri gerektiğini belirtiyor ve "Artık mesleklerden çok yetkinliklerden söz ettiğimiz yaratıcılık ekonomisi çağındayız, kendi kendine öğrenen kişiler öne çıkacak ve yükselecek" diyor.

Yetişkinler yapay zekâ konusunda eğitilmeli
Yapay zekâ ve metaverse konularında araştırmalar yapan teknoloji danışmanı Filiz Dağ, yapay zekanın doğru şekilde kullanıldığında çocuklar için birçok fırsat sunan güçlü bir araç olduğuna değiniyor ve ekliyor: "3-4 yıl içinde hayatımız yüzde 60 oranında izlediğiniz içeriklerle şekillenecek. Dolayısıyla teknoloji okur yazarlığı büyük önem kazanıyor". Türkiye'nin yapay zekâ dönüşümüne en olumlu bakan dünyadaki ikinci ülke olduğunu belirten Dağ, yetişkinlerin yapay zekânın ne olduğu konusunda eğitilmesinin öncelikli olduğunu vurguluyor.

Teknolojiyi tüketen değil üreten nesil
Çocukları dijital dünyaya uygun şekilde yetiştirmenin hayati önemde olduğunu belirten Uzman Psikolog Ramazan Saygın Şimşek, "Çocuklarımız büyüdüğünde, 15-20 yıl sonra belki hemen hemen her şey otomasyona dönecek, yapay zekâyla yapılacak. O yüzden şu an çok kritik bir evredeyiz. Teknoloji eğitimi okul öncesinden başlamalı, hatta aileler de eğitilmeli. Anne babalar çocuğu teknolojiyi tüketen değil üreten olarak yetiştirmeli" diyor.

Teknolojide öncü "çocuklar"
Sosyolog ve Psikolog Dr. Serap Duygulu, çocuğun merak duygusunun ebeveynleri tarafından desteklenmesi gerektiğini ifade ediyor: "Yaratıcılık yargılardan uzak bir aile ortamında, çocuğun farklılığına, farklı sorularına, merakına destek olunan bir ailede başlıyor. İcat çıkartacak çocuklara bu imkânın sağlanması lazım. Dijital göçmenler olarak biz ebeveynlerin dijital yerlilerle, yani çocuklarımızla savaşmayı bırakıp, bu alanda öncünün onlar olduğunu kabullenmemiz gerek" diyor.
Ebeveynlere yönelik hazırlanan #AileceKodluyoruz başlıklı yeni eğitim serisi, programın resmi web sitesi https://makersoftomorrow.online/ "Ebeveyn Destek" bölümünde ve Youtube BSH Ev Aletleri Türkiye kanalında yayınlanmaya başladı

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Çok kanallı satış stratejisi kapsamında Türkiye'nin farklı illerinde açtığı perakende satış noktalarına yenilerini eklemeye devam eden Avon, en çok tercih edilen ve kullanılan ürünlerini daha çok insana ulaştırmaya devam ediyor. Türkiye'deki 81'inci satış noktasını Diyarbakır'da hizmete açan Avon, Dünya için çalışan en iyi güzellik markası olma vizyonunu devam ettiriyor. Diyarbakır halkını Avon ürünleriyle buluşturacak olan yeni satış noktasında parfüm, makyaj, kişisel bakım, cilt ve saç bakımı kategorilerinde yüzlerce Avon ürünü tüketiciler tarafından satın alınabilecek.
 
"Daha önce fiziki olarak bulunmadığımız illerde satış noktaları açmaya öncelik veriyoruz"
 
2024 yılında perakende satış noktalarıyla büyümeye devam edeceklerini belirten Avon Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Orkun Gül; "Avon olarak ilk defa Türkiye'de hayata geçirdiğimiz ve diğer Avon ülkelerine de örnek olan çoklu kanal stratejimiz doğrultusunda yeni satış noktalarımızla büyümeye devam ediyoruz. Burada önceliğimiz daha önce fiziki olarak bulunmadığımız illerde var olmak. 81'inci perakende satış noktamız olan Diyarbakır'daki ilk mağazamızın açılışını da bu öncelik kapsamında gerçekleştirdik. Diğer illerde olduğu gibi artık Diyarbakır'daki tüketiciler de Avon ürünlerini görerek ve satış danışmanlarından bilgi alarak temin edebilecek. 2024 yılının sonuna kadar ise 54 şehre ve 100 satış noktasına ulaşmayı hedefliyoruz"" dedi.
 
Perakende satış noktaları ile daha çok insana ulaşmayı hedefliyor
 
Yıllardır kadınların tanıdığı, sevdiği ve güvendiği kozmetik markaları arasındaki yerini koruyan Avon, doğrudan satışın yanı sıra online kanallar ve Avon perakende satış noktalarıyla da en çok satılan ve tercih edilen ürünlerini kişisel bakımına özen gösteren tüketiciler ile buluşturuyor. Şu anda Adıyaman, Antalya, Ankara, İstanbul ve Samsun başta olmak üzere 46 şehirde satış noktaları bulunan Avon, yeni girişimcilere sunduğu perakende satış noktaları açma fırsatlarıyla daha çok insana ulaşmayı hedefliyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Mercer ve Marsh'ın sağlık ve yan haklarda bütünsel çözümler üreten markası Mercer Marsh Benefits (MMB), Türkiye'den 350'nin üzerinde şirketin katılımıyla gerçekleştirdiği 'MMB Türkiye Çalışan Sağlığı, Yan Haklar ve Wellbeing Araştırması'nın sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya göre; wellbeing sağlayan şirketlerin sayısı artarken, önceliği sosyal ve finansal wellbeing alıyor. Fiziksel wellbeing sağlayan şirketlerin oranı ise geçtiğimiz yılın sonuçlarına göre büyük oranda artış gösteriyor. Süregelen yüksek enflasyon ve buna bağlı olarak artan hastane ücretleri karşısında sağlık sigortası teminatlarını iyileştirmek en önemli öncelikler arasında yer alıyor.
 
Araştırmanın sonuçlarına göre; şirketlerin yüzde 44'ü fiziksel wellbeing, yüzde 40'ı psikolojik wellbeing, yüzde 35'i iş-yaşam dengesi ve sosyal wellbeing ve yüzde 17'si ise finansal wellbeing olanakları sağlıyor. Şirketlerin yüzde 34,70'i ise bir wellbeing hizmeti sunmuyor. Şirketlerin yüzde 41'i önümüzdeki dönem için kişisel ve/veya kariyer gelişimi için dijital veya online programlara erişim uygulamasını hayata geçireceğini belirtiyor. Şirketlerin yüzde 40'ı ise ekip ruhunu ve iletişimini güçlendirmeyi amaçlayan online eğitim ve programlar üzerine yoğunlaşacağını söylüyor. Şirketlerin yüzde 49'u wellbeing olanaklarını şirket içi uygulama olarak sunarken, yüzde 36'sı aplikasyon üzerinden bu hizmeti sağlıyor. Yüzde 15'i ise bu konuda üçüncü bir aracı kullanıyor.
 
Uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasının çalışan bağlılığı, şirket kültürünün benimsenmesi ve birlikte çalışmak/öğrenmek gibi bağlayıcı unsurlara etkisi oldukça yüksek. Bu sebeple işverenler çalışanı elde tutma ve bağlılığını artırma konusunda farklı planlamalar yapmaya devam ediyor. Daha iyi bir çalışan deneyimi sunmak isteyen şirketler, birlikte çalıştıkları danışmanlarından çalışanlarına yan hak iletişimi araçları aksiyonlarında çeşitlilik sunmalarını bekliyor.
 
Araştırmaya göre; şirketlerin yüzde 76'sı özel sağlık sigortası olanağı sunuyor. Şirketlerin yüzde 52'si bu yan hakların çalışan, eş ve çocuğu kapsadığını belirtirken, yüzde 44'ü ise yalnızca çalışan için bu yan hakları sunduğunu söylüyor. Yüzde 4'lük bir kısım ise çalışan ve eş için bu olanağı sağlıyor. Şirketlerin yüzde 82'si tamamlayıcı sağlık sigortası sunuyor. Şirketlerin yüzde 69'u poliçe kapsamının yatarak ve ayakta olduğunu belirtiyor. Yüzde 29'u ise kapsamın yatarak, ayakta ve doğum teminatlı olduğunu söylerken, yüzde 2'si kapsamda sadece yatarak olduğuna dikkat çekiyor.
 
Araştırmanın sonuçları yan hak ölçümleme konusunda olumlu bir tablo yansıtıyor. Şirketlerin yüzde 63'ü çalışanların sağlık planından memnun olduğunu belirtirken, yüzde 30'unun bu konuda bir ölçümleme yapmadığını, yüzde 6'sının ise memnun olmadığını belirtiyor.
 
2024 MMB Türkiye Çalışan Sağlığı, Yan Haklar ve Wellbeing Araştırması'nın sonuçlarına göre; geçtiğimiz yıla göre esnek yan haklar uygulayan şirketlerin sayısında artış gözlemleniyor. Şirketler büyüklük ve sektörüne göre çalışanlarına farklı formlarda esnek yapılar sunmaya çalışıyor. Bu artışta özellikle finansal ve bilgi teknolojileri sektörleri ön plana çıkıyor. Şirketlerin yüzde 67'sı esnek yan haklar sunmuyor. Yüzde 18'i esnek yan haklar uygulamaları sunarken, yüzde 15'i uygulamayı düşünüyor.
 
Araştırmaya göre; şirketlerin yüzde 64'ü hibrit çalışma modeline sahip. En çok tercih edilen model ise 3 gün ofisten çalışma modeli. Bu model geçtiğimiz seneye göre yüzde 9 artış gösterdi. Şirketlerin yüzde 21'i kanunun sağladığı yıllık izin üzerinden izin hakkı sağlarken, yüzde 79'u böyle bir hak sunmuyor.
 
Yine süregelen yüksek enflasyon, yetenek bulmak ve elde tutmaktaki zorlukla ve asgari ücret düzenlemeleri ile maaşlarda oluşan baskı bu dönemde oldukça yüksek. Şirketler bu noktada adil ödüllendirme için prim modellerini gözden geçiriyor.
 
"Şirketlerin wellbeing bakış açıları dönemsellik gösteriyor"
Özellikle pandemiyle beraber wellbeingin şirketlerin önemli gündemlerinden biri haline geldiğine dikkat çeken Mercer Marsh Benefits Türkiye Ülke Lideri Fuat Ünal, "Dönüşen iş dünyasının merkezinde insan olmalı. Dönüşen iş dinamiklerini yakalamak ve çalışan beklentilerine hızlı bir şekilde yanıt vermek tüm sektörlerdeki şirketler için bir zorunluluk haline geldi. Enflasyonun devam ettiği bu dönemde sadece maaş, çalışanların beklentilerini karşılamıyor. Artık yetenekleri elde tutmak ve çalışan bağlılığını sağlamak için yan hak ve wellbeing uygulamaları da yavaş yavaş standart haline gelmeli. Özellikle pandemiyle artan sosyal ve fiziksel wellbeing aksiyonlarının yanı sıra son zamanlarda artış gösteren finansal wellbeing uygulamaları da görüyoruz. Yine araştırmamızın sonuçlarından anlaşılıyor ki pandemiyle hayatımıza giren uzaktan/hibrit çalışma uygulamaları şirketlerce benimsenmeye devam ediyor. Her iki şirketten biri haftada 2 gün uzaktan çalışma modelini tercih ederek, çalışanların iş-yaşam dengesine yatırım yapmaya özen gösteriyor. Ayrıca birden fazla jenerasyonun aynı anda çalıştığını göz önünde bulundurursak, her jenerasyonun kendi ihtiyaçları doğrultusunda yan haklarını esnetebilmesi, şirketlerin çalışanlarına sunacağı önemli bir değer olacaktır. Bunun önemini esnek yan haklar sunan şirket sayısındaki artıştan da görebiliyoruz" dedi
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Mercer ve Marsh’ın sağlık ve yan haklarda bütünsel çözümler üreten markası Mercer Marsh Benefits (MMB), Türkiye’den 350’nin üzerinde şirketin katılımıyla gerçekleştirdiği ‘MMB Türkiye Çalışan Sağlığı, Yan Haklar ve Wellbeing Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya göre; wellbeing sağlayan şirketlerin sayısı artarken, önceliği sosyal ve finansal wellbeing alıyor. Fiziksel wellbeing sağlayan şirketlerin oranı ise geçtiğimiz yılın sonuçlarına göre büyük oranda artış gösteriyor. Süregelen yüksek enflasyon ve buna bağlı olarak artan hastane ücretleri karşısında sağlık sigortası teminatlarını iyileştirmek en önemli öncelikler arasında yer alıyor.
 
Araştırmanın sonuçlarına göre; şirketlerin yüzde 44’ü fiziksel wellbeing, yüzde 40’ı psikolojik wellbeing, yüzde 35’i iş-yaşam dengesi ve sosyal wellbeing ve yüzde 17’si ise finansal wellbeing olanakları sağlıyor. Şirketlerin yüzde 34,70’i ise bir wellbeing hizmeti sunmuyor. Şirketlerin yüzde 41’i önümüzdeki dönem için kişisel ve/veya kariyer gelişimi için dijital veya online programlara erişim uygulamasını hayata geçireceğini belirtiyor. Şirketlerin yüzde 40’ı ise ekip ruhunu ve iletişimini güçlendirmeyi amaçlayan online eğitim ve programlar üzerine yoğunlaşacağını söylüyor. Şirketlerin yüzde 49’u wellbeing olanaklarını şirket içi uygulama olarak sunarken, yüzde 36’sı aplikasyon üzerinden bu hizmeti sağlıyor. Yüzde 15’i ise bu konuda üçüncü bir aracı kullanıyor.
 
Uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasının çalışan bağlılığı, şirket kültürünün benimsenmesi ve birlikte çalışmak/öğrenmek gibi bağlayıcı unsurlara etkisi oldukça yüksek. Bu sebeple işverenler çalışanı elde tutma ve bağlılığını artırma konusunda farklı planlamalar yapmaya devam ediyor. Daha iyi bir çalışan deneyimi sunmak isteyen şirketler, birlikte çalıştıkları danışmanlarından çalışanlarına yan hak iletişimi araçları aksiyonlarında çeşitlilik sunmalarını bekliyor.
 
Araştırmaya göre; şirketlerin yüzde 76’sı özel sağlık sigortası olanağı sunuyor. Şirketlerin yüzde 52’si bu yan hakların çalışan, eş ve çocuğu kapsadığını belirtirken, yüzde 44’ü ise yalnızca çalışan için bu yan hakları sunduğunu söylüyor. Yüzde 4’lük bir kısım ise çalışan ve eş için bu olanağı sağlıyor. Şirketlerin yüzde 82’si tamamlayıcı sağlık sigortası sunuyor. Şirketlerin yüzde 69’u poliçe kapsamının yatarak ve ayakta olduğunu belirtiyor. Yüzde 29’u ise kapsamın yatarak, ayakta ve doğum teminatlı olduğunu söylerken, yüzde 2’si kapsamda sadece yatarak olduğuna dikkat çekiyor.
 
Araştırmanın sonuçları yan hak ölçümleme konusunda olumlu bir tablo yansıtıyor. Şirketlerin yüzde 63’ü çalışanların sağlık planından memnun olduğunu belirtirken, yüzde 30’unun bu konuda bir ölçümleme yapmadığını, yüzde 6’sının ise memnun olmadığını belirtiyor.
 
2024 MMB Türkiye Çalışan Sağlığı, Yan Haklar ve Wellbeing Araştırması’nın sonuçlarına göre; geçtiğimiz yıla göre esnek yan haklar uygulayan şirketlerin sayısında artış gözlemleniyor. Şirketler büyüklük ve sektörüne göre çalışanlarına farklı formlarda esnek yapılar sunmaya çalışıyor. Bu artışta özellikle finansal ve bilgi teknolojileri sektörleri ön plana çıkıyor. Şirketlerin yüzde 67’sı esnek yan haklar sunmuyor. Yüzde 18’i esnek yan haklar uygulamaları sunarken, yüzde 15’i uygulamayı düşünüyor.
 
Araştırmaya göre; şirketlerin yüzde 64’ü hibrit çalışma modeline sahip. En çok tercih edilen model ise 3 gün ofisten çalışma modeli. Bu model geçtiğimiz seneye göre yüzde 9 artış gösterdi. Şirketlerin yüzde 21’i kanunun sağladığı yıllık izin üzerinden izin hakkı sağlarken, yüzde 79’u böyle bir hak sunmuyor.
 
Yine süregelen yüksek enflasyon, yetenek bulmak ve elde tutmaktaki zorlukla ve asgari ücret düzenlemeleri ile maaşlarda oluşan baskı bu dönemde oldukça yüksek. Şirketler bu noktada adil ödüllendirme için prim modellerini gözden geçiriyor.
 
“Şirketlerin wellbeing bakış açıları dönemsellik gösteriyor”
Özellikle pandemiyle beraber wellbeingin şirketlerin önemli gündemlerinden biri haline geldiğine dikkat çeken Mercer Marsh Benefits Türkiye Ülke Lideri Fuat Ünal, “Dönüşen iş dünyasının merkezinde insan olmalı. Dönüşen iş dinamiklerini yakalamak ve çalışan beklentilerine hızlı bir şekilde yanıt vermek tüm sektörlerdeki şirketler için bir zorunluluk haline geldi. Enflasyonun devam ettiği bu dönemde sadece maaş, çalışanların beklentilerini karşılamıyor. Artık yetenekleri elde tutmak ve çalışan bağlılığını sağlamak için yan hak ve wellbeing uygulamaları da yavaş yavaş standart haline gelmeli. Özellikle pandemiyle artan sosyal ve fiziksel wellbeing aksiyonlarının yanı sıra son zamanlarda artış gösteren finansal wellbeing uygulamaları da görüyoruz. Yine araştırmamızın sonuçlarından anlaşılıyor ki pandemiyle hayatımıza giren uzaktan/hibrit çalışma uygulamaları şirketlerce benimsenmeye devam ediyor. Her iki şirketten biri haftada 2 gün uzaktan çalışma modelini tercih ederek, çalışanların iş-yaşam dengesine yatırım yapmaya özen gösteriyor. Ayrıca birden fazla jenerasyonun aynı anda çalıştığını göz önünde bulundurursak, her jenerasyonun kendi ihtiyaçları doğrultusunda yan haklarını esnetebilmesi, şirketlerin çalışanlarına sunacağı önemli bir değer olacaktır. Bunun önemini esnek yan haklar sunan şirket sayısındaki artıştan da görebiliyoruz” dedi

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Cem Çamlı, dünya genelinde sektöründe öncü firmalara strateji danışmanlığı hizmetleri sunan EY-Parthenon’un (EYP) Türkiye ofisine şirket ortağı olarak atandı. Çamlı, EYP bünyesinde enerji, doğal kaynaklar, kimya, ulaştırma, lojistik ve perakende sektörlerindeki strateji danışmanlığı projelerinden sorumlu olacak.
 
EY (Ernst & Young) çatısı altında yer alan ve 120 ülkede 9.000'den fazla strateji danışmanını bünyesinde barındıran EY-Parthenon (EYP) Türkiye’de üst yönetim kadrosunu güçlendirmeye devam ediyor. Firmalara; tasarımdan uygulamaya kadar kurumsal strateji, büyüme stratejisi, satın alma stratejisi, pazara giriş stratejsi ve yeniden yapılandırma stratejisi gibi birçok alanda hizmetler sunan ve firmaların uzun vadeli değer yaratmasına destek olan EY Parthenon’un Türkiye ofisine, Cem Çamlı şirket ortağı olarak atandı
 
Cem Çamlı, 18 yıllık kariyeri boyunca Türkiye, Avrupa ve Orta Doğu bölgelerindeki sektöründe öncü firmalar için kritik büyüme stratejisi, pazara giriş stratejisi, ticari durum değerlendirme, yeniden yapılandırma, stratejik planlama, dönüşüm programı tasarımı ve uygulama projelerini yönetti. Mayıs ayı itibarıyla da EY-Parthenon Türkiye ofisi ekiplerine liderlik etmek üzere EY-Parthenon Türkiye’ye katıldı.
 
2006 yılında Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği ve Bilgisayar Mühendisliği bölümlerinden mezun olan Çamlı, kariyerine uluslararası bir şirkette danışman olarak başladı. Bu süre içerisinde, kıdemli analist ve kıdemli danışman olarak çalışan Çamlı; İstanbul, Dubai, Abu Dabi, Riyad ve Johannesburg ofislerinde telekom, bankacılık ve emlak sektörlerinde müşteri odaklı dönüşüm projelerini tasarlayıp uyguladı.
 
Çamlı, 2012-2017 arasında Türk Telekom CEO Ofis Bölümünde Program Koordinatörü olarak kariyerine devam etti ve şirketin satış, pazarlama ve satın alma entegrasyon projelerini başarıyla yönetti. 2017-2018 yıllarında Yıldız Holding bünyesindeki Bizim Toptan şirketinde Kıdemli Proje Yöneticisi olarak müşteri yönetimi, satın alma, insan kaynağı ve dijital dönüşüm alanlarına odaklanan yeniden yapılandırma programını tasarlayıp uygulamasını yönetti.
 
EY-Parthenon Türkiye’ye katılmadan önce ise 2018-2023 yılları arasında küresel bir danışmanlık firmasının İstanbul ofisinde direktör olarak görev yapan Cem Çamlı, burada Türkiye ve Avrupa’da faaliyet gösteren enerji,doğal kaynaklar, kimya, ulaştırma, lojistik ve perakende sektörlerindeki öncü şirketlere yönelik 50’den fazla strateji ve iş geliştirme projesinin sorumluluğunu üstlenerek birçok başarıya imza attı. Enerji batarya ve depolama, yeşil hidrojen, müşteri içgörüleri, kargo ve lojistik alanları hakkında makaleler ve düşünce önderliği çalışmaları yayımladı.
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Hilton (NYSE: HLT) Funda Eratıcı'nın Türkiye'den Sorumlu Yatırım Direktörü olarak atandığını duyurdu. Eratıcı, Hilton'un dünya çapında faaliyet gösterdiği altıncı en büyük pazar olan Türkiye genelinde şirketin büyüme planlarının gelişiminden ve takibinden sorumlu olacak.
Yaklaşık 30 yıldır Hilton bünyesinde görev yapan Eratıcı, daha önce Türkiye Satış Operasyonları Bölge Direktörlüğü görevini yürütüyordu. Aynı zamanda Hilton'un EMEA bölgesindeki orta segment markaları Hampton by Hilton ve Hilton Garden Inn için Satış Operasyonları Liderliği görevini de üstlendi. Görevine İstanbul'da devam eden Eratıcı, Hilton'un bölgedeki stratejik büyümesine yön vermeye devam ediyor.
 
Hilton'un yaklaşık yetmiş yıldır varlık gösterdiği Türkiye'de faaliyet gösteren veya geliştirme aşamasında olan 114 oteli bulunuyor. Ülke, şirketin kilit stratejik büyüme pazarlarından biri olmaya devam ediyor. Funda Eratıcı, yeni görevine, Hilton'un uzun süreli konaklama ve lifestyle markaları Home2 Suites by Hilton, Embassy Suites by Hilton, Canopy by Hilton ve Tapestry Collection by Hilton için lansmanların planlandığı, heyecan verici bir dönemde atandı.
 
Konuya ilişkin açıklama yapan Hilton Orta ve Doğu Avrupa'dan Sorumlu Yatırım Başkan Yardımcısı Mike Collini, "Türkiye, Hilton'un küresel olarak faaliyet gösterdiği en büyük pazarlardan biri. Buradaki portföyümüzün hızla geliştiğini görüyoruz. 2008 yılında 8 olan otel sayımızı 2024'te 80'e çıkaracağız. Funda Hanım'ın ataması, 13 şehirde 20'den fazla yeni otel açmayı planladığımız oldukça önemli bir dönemde gerçekleşti. Kendisi hızlıca görevinin başına geçti. Pazardaki deneyimi ve mülk sahiplerine değer yaratmasıyla Türkiye'deki yatırımlarımıza öncülük etmek için ideal bir donanıma sahip" dedi.
 
Hilton Türkiye'den Sorumlu Yatırım Direktörü Funda Eratıcı ise "Türkiye'ye gerçekleştirilen uluslararası seyahatlerin sayısındaki artışın devam ettiği bir dönemdeyiz. Popüler şehirlerdeki varlığımızı güçlendirmek, şehir merkezleri ve tatil destinasyonları da dahil olmak üzere, yeni pazarlara açılma hedeflerimiz doğrultusunda ilerleyeceğiz. Hilton'un bu pazardaki gelişimini destekleyeceğim için heyecan duyuyorum. Türkiye konum olarak Hilton'un mirasını geliştirmeye yönelik sayısız fırsata ev sahipliği yapıyor. Üstün hizmet veren yeni otellerin faaliyete geçirilmesi adına mülk sahipleri ve müteahhitlik firmalarıyla iş birliği içinde çalışmak için sabırsızlanıyorum" dedi