Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İklimlendirme sektöründe sürdürülebilirlik ve yeşil teknolojiler konusunda öncülük eden Bosch Home Comfort Group Türkiye, benimsediği 'RenewTogether' vizyonuyla tüm paydaşlarını birlikte yenilenmeye davet ederken, bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla video buluşmaları düzenliyor. Seride, iklim değişikliği ve yeşil teknolojiler hakkında bilgiler verilirken, paydaşlara sürdürülebilir yeşil yaşam için rehberlik ediliyor.
Serinin ilk bölümüne konuk olan meteorolog, kamuoyunda bilinen adıyla 'Havayı Koklayan Adam' Bünyamin Sürmeli, dünyanın 150 bin yılda meydana gelecek değişikliği 150 yılda yaşadığına vurgu yaparak, "Buna tüm canlılar da doğa da tepki veriyor. Bu yıl kışı göremedik, sıcaklıklar ortalamanın 3,5-4 derece üzerinde gerçekleşti. Zinciri bir yerden kırdığınızda başka yerlerde sorun ortaya çıkıyor, örneğin ayıların bu yıl kış uykusuna yatmaması da insanın problemi. Çünkü bu yaz ya da önümüzdeki günlerde ne yiyeceğimizi bu durum belirliyor. Böyle devam ettiğimiz sürece yüzyılın sonunu getiremeyeceğiz. Etik, adalet, ahlak gerekiyor ki, yaşantımızı düzene sokalım, iklimler değişmesin, bizden sonraki nesiller de güvenli yaşayabilsin..." dedi.
"Ortak aklı harekete geçirmeliyiz"
Dünyanın atmosferindeki karbondioksit oranının 10.000'de 4 olduğunu belirten Sürmeli, bundaki küçük bir yüzdelik değişimin bile iklim değişikliğinin yarattığı sorunları engelleyebileceğini söyledi. Sürmeli, "Bu değişim, 'Bana mı kaldır?' denilebilecek bir konu değil! Dünyadaki 8 milyar insanın 500 milyonu bile gerçekçi ve akılcı bilimin ulaştığı teknolojiyi kullansa çok ciddi bir değişim yaratabilir. Oysa biz 8 milyar insan varken 35 milyar insan varmış gibi tüketiyoruz. Üretimin içinde olan herkes elini taşın altına koyduğunda, insan tüketimi aşırıya kaçmayacak şekilde olduğunda hem verimliliği artırabilir hem de kaynakları hatalı kullanmadığınız için atmosfere fazla karbon emisyonu vermezsiniz" diye konuştu.
Arman: "Dünyanın geleceğine birlikte katkı sağlama şansımız var"
Emisyonların üçte birinin binalardan kaynaklandığını, emisyonu azaltmanın önemli bir yolunun yeşil enerji kaynaklarını kullanmak olduğunu dile getiren Bosch Home Comfort Group Türkiye, Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya Satış Genel Müdürü Kıvanç Arman, "Yüksek verimli çevre dostu yeni teknolojiler geliştirirken geleceğin teknolojileri üzerinde de çalışıyoruz. Örneğin bugün ısı pompasını pazara sunarken hidrojenin üretilmesinden depolanmasına ve kullanılmasına kadar yatırımlar yapıyoruz. Araştırma ve geliştirme çalışmalarımız sürüyor. Aynı bilinci çalışanlarımız, servislerimiz ve son tüketiciye hizmet veren iş ortaklarımızda da yaratmak istiyoruz. Değer zincirinin tüm halkalarında hareketlenme olduğunda dünyanın geleceğine bir katkı sağlama şansımız var. Bununla birlikte iş ortaklarımız, işlerini başarıyla devam ettirebilmek için sektördeki değişikliklere ayak uydurmak ve yeşil dönüşümün bir parçası olmak zorunda. Bu yolculuklarında onların destekçisi olacağız" dedi.
Bosch Home Comfort Group, global marka vizyonu olan Make.Home.Comfort.Green'den hareketle tüm paydaşlarına 'birlikte yenilenme' çağrısı yaptığı RenewTogether vizyonu kapsamında; çevre ve iklim alanında Ekoloji (Ecology), son kullanıcıya yönelik alanda Toplum (Society) ve tüm paydaşlar için sürdürülebilir değerler üretmek üzere Sürdürülebilir İnovasyon (Sustainovation) başlıklarında projeler üreterek hayata geçiriyor. Karbon emisyonlarını azaltma, yeşil enerji kullanımını artırma ve toplumsal sorumluluğa katkı sağlama amacıyla sürdürülen faaliyetler, gelecek nesiller için daha yeşil ve yaşanabilir bir dünya inşa etme hedefi doğrultusunda kararlılığı gösteriyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
IBAKTECH'TE 4 MİLYAR EURO HEDEFİNİ AŞTIK
Messe Stuttgart Ares Fuarcılık Genel Müdürü Ufuk Altıntop, IBAKTECH fuarının sektördeki önemine değinerek; "IBAKTECH fuarı bu yıl kendi rekorunu kırarak 92.482 ziyaretçiye ulaştı. Uluslararası ziyaretçi yüzde 46 artış ile 10.566 oldu. Daha önce açıkladığımız 4 milyar Euro hedefini aşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. IBAKTECH, hem katılımcılarına yeni pazarlara ulaşmaları için fırsatlar sundu hem de uluslararası bir ticari platform olarak sektör profesyonellerinin yatırım kararlarındaki önemini bir kez daha ortaya koydu. Bu başarısıyla alanında dünyanın ikinci büyük fuarı olma konumunu koruyor. Katılımcılar ve ziyaretçiler, bu fuar sayesinde sektördeki gelişmeleri takip ederek, potansiyel yeni iş ortakları ile bağlantı kuruyor ve uluslararası pazarlara açılma fırsatı yakalıyorlar" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'DE UNESCO MİRASINA KAYDETTİRİLECEK ÇOK ÜRÜN VAR
Fuarı ziyaret eden UIBC (Internatıonal Unıon of Bakers and Confectıoners) Uluslararası Fırıncılar ve Şekerlemeciler Birliği Başkanı Dominique Anract: Fransa'da fırıncılık sektöründe 30 bin kişi çalışıyor. Sektörde 4 büyük problem var: Fiyatlandırma problemi ve enerji krizi başı çekiyor. Fransa'da enerji krizi yaşadık, Arjantin de yaşıyor şuan. Hammadde, enerji, iş gücü ve büyük endüstri ile küçük üretici arasındaki rekabet. Küçük üretici daha özel ve yüksek fiyatlı ürünler sunuyor, büyük endüstriyel üreticiler ise daha uygun ve daha fazla ürün sunuyor. Dolayısıyla ikisi arasında fiyat farkı oluşuyor bu da rekabet sorununu doğuruyor. Dünya üzerinde büyük ekmek zincirlerinden ziyade bireysel zanaatkâr mirasını önemsiyoruz ve bu ardından, insan sağlığı sorununa da eğilmemizi sağlıyor. Uluslararası ziyaretlerimde dahi IBAKTECH'i duyuyordum ve çok da merak ediyordum. Bugün burada olmaktan fuarı bizzat ziyaret etmekten dolayı çok mutluyum. Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı ile de tanıştım. Türkiye'de ekmek çok önemli çok geleneksel bir ürün. Türkiye ile ekmeğin yapılışı ile ilgili olarak birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var. Bizler Fransa'da bageti ve yapılışını UNESCO'ya miras olarak kaydettirdik. İnanıyorum ki Türkiye'de de bu mirasa kaydettirilecek pek çok ürün mevcut. Hedef çalışma tekniklerini modernleştirmek ancak tarifleri geleneksel tutmak" açıklamasında bulundu.
FEDIMA ÜYELERİ TOPLAM CİROSU 6.7 MİLYAR EURO
FEDIMA-Avrupa Fırıncılık, Şekerleme ve Pastacılık Sektörlerine Yönelik Malzeme Üreticileri ve Tedarikçileri Federasyonu Başkanı Thomas Lesaffre: " Avrupa'da çok güçlü bir büyüme görüyoruz son 2 yılda özellikle covid sonrasında yüzde 30'luk bir artış var üyelerimizin gelirlerinde. İstihdam açısından da yüzde 9'luk artış söz konusu. Avrupa ve Türkiye'de Fedima'ya üye firmaların toplam cirosu 6.7 milyar Euro. Aynı zamanda yine üyelerimizin yapmış olduğu ihracata bakacak olursak; Avrupa'dan yapılan ihracatta (bunlar muhteviyat ya da malzeme ihracatı) 2022 - 2023 yılları arasında yüzde 20'lik bir artış yaşandı. Genel duruma baktığımızda pozitif gelişmeler var ama zorluklar da söz konusu. Kalifiye çalışan bulmakta zorlanıyoruz. Hammadde fiyatlarındaki artışlar da zorlayıcı etki yaratıyor. Haziran 2022'den bu yana fiyatlarda yüzde 8-14'lük bir artış söz konusu. Bu da yaşanan genel enflasyon artışından kaynaklanıyor. Tedarik zinciri ile ilgili yaşanan zorluklar da mevcut. Lojistik sektöründe dünyanın genelinde sıkıntı mevcut ve hammadde bulunması çok zor.
IBAKTECH SEKTÖR PROFESYONELLERİ İÇİN İLHAM MERKEZİ
Thomas Lesaffre: "FEDIMA bünyesinde yer alan tüm GIDABİL üyeleri de dâhil olmak üzere hepsinin içinde Türkiye Almanya'dan sonra pazar payı olarak 2. sırada yer alıyor. Biz FEDIMA olarak her yıl genel kurulumuzu başka bir ülkede yapıyoruz. Bu yıl Eylül ayında Türkiye'de yapacağız. Amacımız Türkiye'de pazarın daha çok içine girip yeni iş birlikleri oluşturmak. Bu kapsamda IBAKTECH çok başarılı bir fuar, çok farklı milliyetten insanları bir araya getiriyor. Pazardaki gelişmelerle ilgili ziyaretçiler IBAKTECH'te ilham alıyor. Türk üreticileri dünyanın başka yerlerinde de üretim yapmalı. Buradaki bir sade ekmeğe bile diğer ülkelerde talep artışı gözlemliyoruz. Ayrıca Türk üreticileri dünyanın farklı bölgelerindeki ürünleri de Türkiye'ye getirip tüketicilere sunabilirler. Buradaki ana unsur "keyif", lezzetten keyif almak. Bunu dikkate alarak stratejiler yapılmasında fayda var" açıklamasında bulundu.
Messe Stuttgart Ares Fuarcılık tarafından düzenlenen fuar; 6 salonda, 30 bin m2'lik alanda organize edildi. Ticaret Bakanlığı, KOSGEB, GIDABİL, EKMADER ve Türkiye Fırıncılar Federasyonu gibi kuruluşların desteğiyle düzenlenen IBAKTECH; Türkiye'nin yanı sıra İtalya, Fransa, Almanya (Resmi ülke pavilyonu olarak), Slovenya, Bulgaristan, Azerbaycan, Çin, İran, Lübnan ve Ukrayna'dan 331 katılımcı firma ve 500'ün üzerinde markaya ev sahipliği yaptı. Bu sayede ziyaretçiler farklı ülkelerden gelen sektör profesyonelleri ile bir araya gelerek iş birlikleri ve ticari ilişkiler geliştirildi.
Fuar; ekmek - pasta makinaları, hamur makinaları, ekmek - pasta katkı maddeleri, çikolata ve üretim teknolojileri, dondurma ve üretim teknolojileri, ambalaj makinaları, dekor malzemeleri, fırın - pastane ekipmanları, pişiriciler, gıda ve içecek, gıda & içecek makine ve ekipmanları, konveyör sistemleri ve ekipmanları, makine ekipmanları otel, kafe - bar mutfak ekipmanları, soğutma grupları, dondurulmuş ürünler, mobilya dekorasyon, dernek, sektörel yayınlar gibi tüm sektörleri tek çatı altında bir araya getirdi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin öncü ve güçlü sivil toplum kuruluşu Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) düzenleyeceği “4. Global GastroEkonomi Zirvesi”yle, dünya gastronomisinin yükselen yıldızı Körfez Ülkeleri’nin yol haritasına ve gezegenin geleceğine odaklanan Mavi Ekonomi’yle sürdürülebilirliğe odaklanıyor.
Yemeğin sadece yaşamak için değil, toplumsal dayanışma, diyalog, fikir alışverişi, etkileşim ve iletişimi de kapsayan bir sosyalleşme bilinci olduğu kabulüyle TURYİD, dünyada ilk kez gastronomi ve ekonominin yan yana geldiği “4. Global GastroEkonomi Zirvesi”yle Türkiye’nin gündemini oluşturmaya hazırlanıyor. Felsefe, deneysel psikoloji, müzik, sinema ve çağdaş sanat gibi farklı disiplinlerin katkılarıyla birçok oturumun yapılacağı zirvede, ekonomi dünyasını yakından ilgilendiren, yeni bakış açıları kazandıracak oturumlar 23 Mayıs’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde katılımcılara sunulacak.
Dünya gastronomisinde önemli bir yer edinmeye çalışan Körfez Ülkeleri’nin çabalarının ele alınacağı sunumlarda bunlardan.
“Onların vizyonu ne ve biz neler yapabiliriz?”
Suudi Arabistan, Vizyon 2030 stratejisinin bir parçası olarak turizm ve gastronomi alanında önemli reformları yürütüyor. Dünyadaki en dinamik turizm destinasyonu olma yolunda ilerleyen Suudi Arabistan 2023 yılında tüm dünyadan 100 milyon ziyaretçiyi ağırladı. 2030 yılına kadar yılda 150 milyondan fazla ziyaretçi çekmeyi hedeflemekte. Yapım aşamasında olan oteller de dahil olmak üzere 400 binden fazla oda kapasitesini 2030'a kadar 854 bine yükseltilmeyi planlayan Suudi Arabistan, gelecekte milyonlarca ziyaretçinin erişimi daha da kolaylaştırmak amacıyla Kral Selman Uluslararası Havalimanı Projesini de yürütüyor. Arap Yarımadası'nın güzelliklerini korumak için dönüşümünün odağına sürdürülebilirlik uygulamalarını ekleyerek, yenilenebilir odaklı turizm projeleriyle çevreye, topluma ve ekonomiye katkıda bulunmayı hedeflemekte olan Suudi Arabistan, ayrıca NEOM’la geleceği temsil eden fütüristik mega şehir projesine, Riyad yakınlarında inşa edilen eğlence şehri Qiddiya ile de tema parkları, spor tesisleri ve kültürel mekanlarıyla dünyanın ilk çok amaçlı oyun ve en büyük eğlence kenti olmasına odaklanıyor.
4. Global GastroEkonomi Zirvesi’nde Suudi Arabistan’ın ülkeyi turizm ve gastronomi odaklı bu atılımında yakından izleyen, Körfez Ülkeleri projeleri geliştirme konusunda en yetkin danışmalık şirketi olan İngiliz Keane Grup İş Geliştirme Direktörü Tina Blackmon ve Yiyecek ve İçecek Master Planlama, Stratejiler ve Deneyimler Geliştirme Eliott Kalensky , “Körfez Gastronomisinin Yükselişi: 2030 Vizyonu Ve Değişen Restoran Sahnesi” ile deneyimlerini paylaşacaklar.
Öte yandan Suudi Arabistan Mutfak Sanatları Komisyonu’nun, 2023 yılında İtalya'nın Torino kentindeki Terra Madre Ağı konferansında etkinliğine katılan Mutfak Turizmi Kurucusu & World Food Travel Association Kurucu & CEO'su Erik Wolf, “Gastronomi Turizminde Küresel Fırsatlar” oturumunda Suudi Arabistan’ın gastronomi alanındaki çalışmalarından örnekleri aktaracak.
Gezegenin geleceği ve sürdürülebilirlik için Mavi Ekonomi
Sürdürülebilir denizcilik faaliyetleri ve denizciliğe dayalı yeni teknolojiler için bir çerçeve ve politikaları kapsayan Mavi Ekonomi, inovasyonla gelişecek birçok yeni fırsatı sunuyor. Akdeniz Koruma Derneği Kurucusu Zafer Kızılkaya, 4. Global GastroEkonomi Zirvesi’nin "Mavi Ekonomi" sunumunda yol haritasını ve imkanları anlatacak. Sürdürülebilir turizm, yenilenebilir deniz enerjisi ve mavi biyo teknoloji alanlarında yenilikçi yatırım yollarını keşfederken koruma ve restorasyon yolları neler?, sürdürülebilir projeleri teşvik etmek için blockchain, dijital yatırım platformları, büyük veri, yapay zeka ve fintech gibi teknoloji destekli çözümleri nasıl kullanabiliriz?, yeni standartların belirlenmesinde ve destekleyici ekosistemlerin geliştirilmesinde gönüllü karbon piyasaları ve mavi karbon projeleri yatırım ve koruma için nasıl cazip hale getiririz? sorularının yanıtları, Kızılkaya'nın sunumunda katılımcılarla paylaşılacak.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
BMI Business School İstanbul ve Paris Sorbonne Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen International Executive MBA Programı'nın üçüncü dönemi için başvurular başladı. Türkiye'de ilk kez 2022 yılında hayata geçirilen programın yeni dönemi için adaylar 1 Temmuz 2024 tarihine kadar başvuru yapabilecekler.
International Executive MBA Programı, hızla değişen global iş dünyası ve rekabet ortamında, iş dünyasının liderlerine stratejik ve vizyoner bir bakış açısı kazandırmayı hedefliyor. Yöneticiler için işletme yüksek lisans derecesine sahip bir diploma programı olan International Executive MBA, 14 ders modülü ve bitirme tezinden oluşuyor. 14 modülün 11'i İstanbul'da, ikisi Sorbonne Üniversitesi'nde ve biri de Prag Ekonomi Üniversitesi'nde gerçekleştiriliyor.
Programda; yöneticiler için ekonomi, hukuk, kurumsal finans gibi temel eğitimlerin yanı sıra dijital çağda yönetim bilişim sistemleri, kültürlerarası yönetim, girişimcilik ve liderlik gibi modüller bulunuyor. Eğitimler; Sorbonne Business School, Georgetown Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ, İTÜ ve İstanbul Üniversitesi gibi saygın üniversitelerde görev yapan seçkin akademisyenler tarafından veriliyor.
İş dünyasına yönetici yetiştiren ülke
Programın 2022 ve 2023 yılındaki ilk iki dönemine Türkiye'nin yanı sıra Azerbaycan, Rusya, Kazakistan, Irak, Özbekistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi ülkelerden 100'ün üzerinde şirket yöneticisi başvurdu. Türkiye'nin ve yakın coğrafyasının lider firmalarından orta ve üst düzey yöneticiler, önemli aile şirketlerinin ikinci nesil yöneticileri ve genç girişimcilerden oluşan katılımcılar, işletme yüksek lisans eğitimi için International Executive MBA Programı'nı tercih etti. Halihazırda devam eden birinci dönem sonunda başarılı olan katılımcılar, mayıs ayında Paris Sorbonne Üniversitesi'nde düzenlenecek törenle yüksek diplomalarını alacaklar.
Executive MBA Programı'nın, küresel standartta verilen eğitimlerle iş dünyası profesyonellerini yöneticilik koltuğuna hazırladığını belirten BMI Business School İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Hasan Altunkaya, Türkiye'nin küresel iş dünyasına yönetici yetiştiren bir merkez olma yolunda ilerlediğini kaydetti. Altunkaya, şunları söyledi:
"İş dünyası profesyonelleri yoğun tempoları içinde kariyerlerini geliştirecek eğitimlere ihtiyaç duyuyor. Bunun için iş hayatlarına ara vermek veya başka bir ülkeye taşınmak yerine mevcut düzenlerini de koruyarak yüksek lisans diploması sahibi olabilecekleri alternatiflere ihtiyaçları var. BMI Business School İstanbul olarak, tam da bu ihtiyacı karşılamak amacıyla Paris Sorbonne Üniversitesi ile iş birliği yaptık. Avrupa'nın en iyi 10, dünyanın en iyi 50 üniversitesi arasında yer alan Sorbonne Üniversitesi iş birliğiyle küresel ve yüksek itibarlı bir programı Türkiye'ye taşıdık. İstanbul, Paris ve Prag'da düzenlenen eğitimleri başarıyla tamamlayan katılımcılar sertifika değil, küresel geçerliliğe ve tanınırlığa sahip Paris Sorbonne Üniversitesi'nden Executive MBA diploması almaya hak kazanıyorlar. İş hayatlarının yoğunluğunda zaman ve maliyetten de tasarruf sağlıyorlar. Katılımcıların kariyerlerine ve şirketlerine değer katan eğitimlere üçüncü yılında gösterilen ilgi, belirlediğimiz hedeflere hızla ilerlediğimizi gösteriyor. Bu programa başlarken Türkiye'deki iş insanlarının yanı sıra ülkemizin yakın coğrafyasından üst yönetici adaylarını da odağımıza almıştık. Uzun vadede Türkiye'yi bölgesinin işletme okulu merkezi haline getirme hedefimizde önemli mesafe aldık. Çevre ülkelerden gelen başvurular programın amacına ulaştığını gösteriyor. Üçüncü döneme yurt içi ve yurt dışından yoğun ilgi var. Belirlediğimiz strateji ile çalışmaya devam ederek, ülkemizin iş dünyası liderlerinin gelişimi için değer yaratan bir çekim merkezi olmasını sağlayacağız."
'Lider' dönüşümüne katkı sağlıyor
Türkiye ve Avrupa iş dünyasında bilgi, iletişim ve iş ağının güçlendirilmesini sağlayan program, alanında yetkin ve profesyonel insan gücünün, rekabetçi iş dünyasında başarıya ulaşmasına destek oluyor. Akademik standartlarda hazırlanan program, yoğun rekabetin yaşandığı iş dünyasında orta ve üst düzey yöneticileri, vizyoner bakış açısına sahip liderlere dönüştürmeyi amaçlıyor. Global standartlarda bir eğitim müfredatına sahip olan programın katılımcıları uluslararası mezun ağına dahil oluyor. 18 ay süren eğitim programının katılımcıları, alanında uzman akademisyenler, iş dünyası liderleri, üst düzey yöneticiler ve önde gelen kurumlarla bir araya gelerek güçlü bir network geliştiriyorlar.
Ünlü akademisyenler ders veriyor
Program boyunca katılımcılar, Paris Sorbonne Üniversitesi'nin yanı sıra İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi gibi Türkiye'nin lider üniversitelerinden, alanında uzman dünyaca ünlü akademisyenler ve yönetim danışmanları ile çalışacak. Programa Sorbonne Üniversitesi'nden Assoc. Prof. Dr. Pierre Yves Lagroue, Prof. Dr. Didier Chabaud, Prof. Dr. Geraldine Schmidt, Prof. Dr. Marion Soulerot'un yanı sıra Prof. Dr. Erdem Büyüksağış ve Prof. Dr. Franz Werro gibi önemli akademisyenler de katılıyor. Programda Türkiye'deki üniversite ve kurumlardan; Merkez Bankası eski Başkanı Prof. Dr. Erdem Başçı, Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Metin Ercan, İTÜ'den Prof. Dr. Altan Çakır, İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fatih Yılmaz da bulunuyor.
Kariyerlerini geliştirmeyi amaçlayan, uluslararası saygınlığa sahip Sorbonne Üniversitesi'nden Yüksek Lisans Diploması almayı hedefleyen adaylar, Executive MBA Programı'na katılmak ve erken kayıt fırsatlarından yararlanmak için detaylı bilgiye www.bmieducation.com adresinden ulaşabilir
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
TEMSA'nın 2014 yılında, engelli bireylerin eğitim, iş ve sosyal yaşamda karşılaştıkları önyargı ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması amacıyla başlattığı "Kariyerde Engelleri Kaldırdık" projesi 10'uncu yılını doldurdu. 10 yılda Adana ve bölgesinde farklı paydaşların katılımıyla genişleyen proje kapsamında hayata geçirilen son etkinlik, 13 Mayıs 2024 tarihinde "Kariyer Günü ve Kapsayıcılık Sohbetleri" adı altında gerçekleştirildi.
ENGELLİ BİREYLER İÇİN İŞ GÖRÜŞMELERİ ORGANİZE EDİLDİ
Engelliler Haftası vesilesiyle, TEMSA ve İŞKUR iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, Türkiye'nin ilk engelli kadın ralli pilotu Kübra Denizci Keskin ve gazeteci-yazar Haluk Kesim ilham dolu hikayelerini katılımcılarla paylaşırken, Adana ve çevresinde ikamet eden engelli bireylerin bölge firmalarıyla mülakat ve iş görüşmesi gerçekleştirmesi için özel buluşmalar organize edildi.
"İŞ KÜLTÜRÜMÜZÜ 'SÜRDÜRÜLEBİLİR BAŞARI' ÜZERİNE İNŞA EDİYORUZ"
Etkinliğin açılışında konuşan TEMSA CEO'su Tolga Kaan Doğancıoğlu, "Kariyerde Engelleri Kaldırdık" projesinin 10'uncu yılı doldurmasının sadece TEMSA için değil Türk sanayisi için de önemli bir mesaj olduğunun altını çizerken, "Kariyerde Engelleri Kaldırdık gibi TEMSA Hayal Ortakları Derneği'mizin de bu yıl 10'uncı yılını kutluyoruz. Türkiye'de sosyal projelerin ortalama ömrünün birkaç yılla sınırlı olduğunu düşününce, bu gibi projelerin değeri daha da öne çıkıyor. Bizim TEMSA olarak böyle uzun soluklu sosyal projelere imza atmamızın; bunu yaparken de bu projelerin etki alanını sürekli genişletmemizin en önemli unsuru iş kültürümüzü dönemsel performansların değil sürdürülebilir başarının üzerine inşa etmemiz. Kapsayıcılığı da bir insan kaynakları yaklaşımından öte, sürdürülebilir başarının temel kriteri olarak kabul etmemiz. Yarattığımız bu başarının TEMSA sınırlarının dışına çıkması, şehre, ekosisteme yayılması bizim için büyük mutluluk kaynağı. Bu vesileyle, 10 yıldır bu projeye emek veren tüm paydaşlara sonsuz teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
"ENGELLİLERİN HAYATA EŞİT ŞEKİLDE DAHİL OLABİLECEĞİ ADİL BİR DÜZEN MÜMKÜN"
TEMSA İnsan Kaynakları, Bilgi Teknolojileri ve Sürdürülebilirlik Genel Müdür Yardımcısı Erhan Özel de şunları söyledi: "Kariyerde Engelleri Kaldırdık projesiyle engelli bireylerimizin sonsuz bir dezavantaj içinde olduğu düşüncesinden uzaklaşmasını arzu ettik. Onların da hayata dahil olabileceği, adil, eşitlikçi bir düzen ve sistemin kurulabileceğine inandık. Biz fiziksel engellerin bir engel olmadığını, bunu bir engel olarak düşünen sisteme ulaşmak ve bu düşünceyi yıkmak adına çalıştık, çalışıyoruz. Bu kapsamda 10 yıl içerisinde çok önemli etkinlikler gerçekleştirdik. Üniversitelerde engelsiz kariyer platformları geliştirdik. Engelli öğrencilerimize kariyer danışmanlığı yaptık. Engelli arkadaşlarımıza yönelik başarılı mülakat teknikleri eğitimleri düzenledik. Çukurova bölgesindeki ilk engelsiz kariyer etkinliğini, Türkiye'deki ilk Engelli Çalışan Sağlığı ve Güvenliği farkındalık eğitimini hayata geçirdik. Karanlıkta Diyalog Atölyesi, Çukurova Ünüversitesi Adana Engelli Basketbol takımı ile dostluk maçı, işaret dili eğitimleri… Saymakla bitmeyecek birçok proje ve uygulamayı bu harekete entegre etmeye çalıştık. Kariyerde Engelleri Kaldırdık hareketi kapsamında en büyük amacımız da paydaşlarımızı yanımıza alarak projemizi büyütmek ve bu vesile ile daha çok insana ulaşmak oldu. Bugün en büyük mutluluğumuz da, bu projenin kendi etki alanını yaratmış; bu etkiyi TEMSA sınırları dışına taşımış olması" dedi.
"10'UNCU YILINDA BU DEĞERLİ PROJENİN PARÇASI OLMAKTAN ONUR DUYUYORUZ"
Düzenlenen etkinlikte konuşan Adana Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Ahmet Karaveli, "TEMSA ve Çukurova Üniversitesi'nin bu projede sergilediği iş birliği, akademik bilginin ve sanayi deneyiminin engelsiz bir toplum yaratmada nasıl güçlü sonuçlar doğurabileceğinin canlı bir örneğidir. 'Kariyerde Engelleri Kaldırdık' projesi, engelli bireylerin sadece iş hayatında değil, sosyal hayatta da engelleri aşarak tam anlamıyla katılımcı olmalarını sağlama misyonuyla yola çıkmıştır. 10'uncu yılında bu değerli projenin parçası olmaktan ve bu başarı hikayesini daha da ileri taşıyacak olmaktan onur duyuyorum. Hepinizin desteğiyle, engelleri aşarak inşa ettiğimiz bu toplumda, her bir bireyin potansiyelini tam anlamıyla ortaya koymasını sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yaşanan teknolojik gelişmelerin birçok sektörü değiştirdiğini vurgulayan Ekmob CFO'su Bekir Uğur, "Satış ekipleri değişimden en çok etkilenenler arasında yer alıyor. Bu dönemin voltranının aslında baştan beri ulaşmak istediği aşama verinin elde edilmesi. İşletmeler ne kadar çok kaliteli veriye sahip olursa o kadar avantajlı duruma gelecek. Datanın çok önemli olduğunu anlamaya başlayan global firmalar özellikle son 20 yıldaki bütçelerini yavaş yavaş bu alanda artırarak global güçlerini korumaya ve güçlendirmeye devam ettiler. Bu acıması olmayan ve tökezleyenin bir anda her şeyi kaybedebileceği bir dönem" dedi.
"Danışmanlık" rolünü üstlenebilecek oluşumlara ulaşılmalı
İnternetin gelişmesi ve yaygınlaşması, yapay zeka ve makina öğrenmesi kavramlarının oturması ile birlikte dönemin en önemli unsuru haline gelen verinin, satış ekiplerinin de içine nüfuz etmeye ve satış yöneticilerinin kararlarında rol oynamaya başladığını vurgulayan Uğur, "Artık firmalar günler veya aylarla yarışmıyor. Saniyeler bile çok önemli hale geldi. Artık saniyeler içinde milyonlarca veriyi hızla analiz ederek üretim modellerini, üretilecek ürünleri, hangi bölgede hangi ürünlerin satışının yapılması gerektiği, hangi satış kanallarının kullanılacağı gibi birçok kararı saniyeler içinde destekleyici bilgilerle vermek istiyor firmalar. Çünkü artık yapay zeka destekli sahadan veri toplayan ve bu verileri analiz ederek anında karar destek süreçlerinde rol oynayan yazılımlar var. Önemli olan sadece doğru yazılıma ulaşmak değil, bu yazılımı geliştirebilmek için doğru organizasyonu kurmayı başarmış ve sürekliliği sağlamış "danışmanlık" rolünü üstlenebilecek oluşumlara ulaşabilmek. Artık şirketlerin önündeki en büyük challange bu seçimi gerçekleştirebilmek olacak. Ekmob, SFA teknolojisinin Türkiye'deki öncü firması hüviyetini geliştirerek artık hizmet verdiği firmalara sadece yapay zeka destekli bir mobil yazılım vermekle kalmayıp onların satış süreçlerini nasıl dijitalleştirebilecekleri hakkında danışmanlık da veriyor.
Satış ekipleri, bu değişime ayak uydurarak rekabet avantajını koruyabilir
"Satış ekipleri, rekabet avantajına sahip olmak ve kendilerinden beklentileri karşılamak için gelişen teknolojiyi işlerine adapte etmek zorunda olduğunun artık farkında…
Sürekli değişen teknolojiyi göz ardı ederek veya çok fazla değişim olduğundan şikayet ederek geçirecek tek bir saniye bile yok.
Bu nedenle Şirketler inovatif çözümleri benimseyerek, kendi satış ekiplerinin teknolojik gelişim yeteneklerini kuvvetlendirerek pazardaki konumlarını güçlendirebilir. Gelecek, teknolojiyi entegre eden ve adaptasyon yeteneğine sahip olanların olacak.
Artık tüketiciler, satın alma yaptıkları firmaları sadece bir tedarikçi değil aynı zamanda kendilerini de teknolojiye adapte edeceğine inandıkları bir iş ortağı gibi görmeye başlıyorlar. Bu nedenle, teknolojik yatırım bütçelerin önemli bir kalemi olmaya devam edecek" şeklinde konuştu.
Zaman ve parasal kaynak bütçesi ayrılmalı
Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte gelecekte çok fazla şeyin değişeceğini de sözlerine ekleyen Uğur, "Satış ekiplerinin satış ile teknolojiyi ilişkilendirmedikleri direnç gösterdikleri dönemler olmasının en büyük nedenlerinden biri, teknolojinin bir insan çalışma ömrü içerisinde bu kadar değişiklik gösteriyor olması. Şirketler ve insanlar kendi geleceklerine "teknolojik yatırım" yapmadıklarında teknolojik adaptasyonları zorlaşıyor bu da karşımıza direnç olarak çıkıyor. Bu nedenle günümüzde şirketlerin ve insanları hem kurumsal hem de bireysel olarak kendi bütçelerinde güncel teknolojik gelişmelere pay vermek gerektiğinin yanı sıra bu bütçelerde gelecekteki değişiklikleri de öngörerek veya danışmanlık alacaklarını hesaba katarak bir zaman ve parasal kaynak bütçesi ayırmaları, kendi personellerini eğitmek zorunda olduklarını bilmeleri gerekecektir. Büyük şirketler ise, teknolojiyi kendileri takip etmek yerine teknoloji şirketlerini satın alma veya onlarla işbirliği yapmak yoluyla bu adaptasyonu sağlayacaklar.
"Kan, ter ve gözyaşı" dökülmesi kaçınılmaz
Satış ekiplerinin teknolojik değişimlere uyum sağlaması, şirketlerin kaynak yatırımı yapmak zorunda olacakları gerçeğini beraberinde getiriyor. Bu kaynakların en etkin şekilde kullanılması, şirketlerin maksimum fayda sağlamasını sağlayacaktır. Ancak, bu faydanın elde edilmesi genellikle zorlu bir süreç gerektirir ve bu süreçte "kan, ter ve gözyaşı" dökülmesi kaçınılmazdır. Günümüzde, internetin yaygınlaşması, mobil uygulamaların ve bulut tabanlı sistemlerin kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, yapay zeka ve makine öğrenimi gibi teknolojilerin entegrasyonuyla dönemimizin "voltranı" tamamlandı." diyerek sözlerini bitirdi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
TEMSA’nın 2014 yılında, engelli bireylerin eğitim, iş ve sosyal yaşamda karşılaştıkları önyargı ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması amacıyla başlattığı “Kariyerde Engelleri Kaldırdık” projesi 10’uncu yılını doldurdu. 10 yılda Adana ve bölgesinde farklı paydaşların katılımıyla genişleyen proje kapsamında hayata geçirilen son etkinlik, 13 Mayıs 2024 tarihinde “Kariyer Günü ve Kapsayıcılık Sohbetleri” adı altında gerçekleştirildi.
ENGELLİ BİREYLER İÇİN İŞ GÖRÜŞMELERİ ORGANİZE EDİLDİ
Engelliler Haftası vesilesiyle, TEMSA ve İŞKUR iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, Türkiye’nin ilk engelli kadın ralli pilotu Kübra Denizci Keskin ve gazeteci-yazar Haluk Kesim ilham dolu hikayelerini katılımcılarla paylaşırken, Adana ve çevresinde ikamet eden engelli bireylerin bölge firmalarıyla mülakat ve iş görüşmesi gerçekleştirmesi için özel buluşmalar organize edildi.
“İŞ KÜLTÜRÜMÜZÜ ‘SÜRDÜRÜLEBİLİR BAŞARI’ ÜZERİNE İNŞA EDİYORUZ”
Etkinliğin açılışında konuşan TEMSA CEO’su Tolga Kaan Doğancıoğlu, “Kariyerde Engelleri Kaldırdık” projesinin 10’uncu yılı doldurmasının sadece TEMSA için değil Türk sanayisi için de önemli bir mesaj olduğunun altını çizerken, “Kariyerde Engelleri Kaldırdık gibi TEMSA Hayal Ortakları Derneği’mizin de bu yıl 10’uncı yılını kutluyoruz. Türkiye’de sosyal projelerin ortalama ömrünün birkaç yılla sınırlı olduğunu düşününce, bu gibi projelerin değeri daha da öne çıkıyor. Bizim TEMSA olarak böyle uzun soluklu sosyal projelere imza atmamızın; bunu yaparken de bu projelerin etki alanını sürekli genişletmemizin en önemli unsuru iş kültürümüzü dönemsel performansların değil sürdürülebilir başarının üzerine inşa etmemiz. Kapsayıcılığı da bir insan kaynakları yaklaşımından öte, sürdürülebilir başarının temel kriteri olarak kabul etmemiz. Yarattığımız bu başarının TEMSA sınırlarının dışına çıkması, şehre, ekosisteme yayılması bizim için büyük mutluluk kaynağı. Bu vesileyle, 10 yıldır bu projeye emek veren tüm paydaşlara sonsuz teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“ENGELLİLERİN HAYATA EŞİT ŞEKİLDE DAHİL OLABİLECEĞİ ADİL BİR DÜZEN MÜMKÜN”
TEMSA İnsan Kaynakları, Bilgi Teknolojileri ve Sürdürülebilirlik Genel Müdür Yardımcısı Erhan Özel de şunları söyledi: “Kariyerde Engelleri Kaldırdık projesiyle engelli bireylerimizin sonsuz bir dezavantaj içinde olduğu düşüncesinden uzaklaşmasını arzu ettik. Onların da hayata dahil olabileceği, adil, eşitlikçi bir düzen ve sistemin kurulabileceğine inandık. Biz fiziksel engellerin bir engel olmadığını, bunu bir engel olarak düşünen sisteme ulaşmak ve bu düşünceyi yıkmak adına çalıştık, çalışıyoruz. Bu kapsamda 10 yıl içerisinde çok önemli etkinlikler gerçekleştirdik. Üniversitelerde engelsiz kariyer platformları geliştirdik. Engelli öğrencilerimize kariyer danışmanlığı yaptık. Engelli arkadaşlarımıza yönelik başarılı mülakat teknikleri eğitimleri düzenledik. Çukurova bölgesindeki ilk engelsiz kariyer etkinliğini, Türkiye’deki ilk Engelli Çalışan Sağlığı ve Güvenliği farkındalık eğitimini hayata geçirdik. Karanlıkta Diyalog Atölyesi, Çukurova Ünüversitesi Adana Engelli Basketbol takımı ile dostluk maçı, işaret dili eğitimleri… Saymakla bitmeyecek birçok proje ve uygulamayı bu harekete entegre etmeye çalıştık. Kariyerde Engelleri Kaldırdık hareketi kapsamında en büyük amacımız da paydaşlarımızı yanımıza alarak projemizi büyütmek ve bu vesile ile daha çok insana ulaşmak oldu. Bugün en büyük mutluluğumuz da, bu projenin kendi etki alanını yaratmış; bu etkiyi TEMSA sınırları dışına taşımış olması” dedi.
“10’UNCU YILINDA BU DEĞERLİ PROJENİN PARÇASI OLMAKTAN ONUR DUYUYORUZ”
Düzenlenen etkinlikte konuşan Adana Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Ahmet Karaveli, “TEMSA ve Çukurova Üniversitesi'nin bu projede sergilediği iş birliği, akademik bilginin ve sanayi deneyiminin engelsiz bir toplum yaratmada nasıl güçlü sonuçlar doğurabileceğinin canlı bir örneğidir. ‘Kariyerde Engelleri Kaldırdık’ projesi, engelli bireylerin sadece iş hayatında değil, sosyal hayatta da engelleri aşarak tam anlamıyla katılımcı olmalarını sağlama misyonuyla yola çıkmıştır. 10’uncu yılında bu değerli projenin parçası olmaktan ve bu başarı hikayesini daha da ileri taşıyacak olmaktan onur duyuyorum. Hepinizin desteğiyle, engelleri aşarak inşa ettiğimiz bu toplumda, her bir bireyin potansiyelini tam anlamıyla ortaya koymasını sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Özel güvenlik sektörü dünyada 57 milyar euroya, Türkiye'de ise 3 milyar euroya ulaştı. Türkiye'de her yıl ortalama yüzde 3 ila 7 oranında büyüme gerçekleşiyor. Bu büyümenin arkasında; salgın hastalıklar, doğal afetler, ekonomik krizler, dünyada yaşanan olaylar gibi birçok neden yer alıyor. Özellikle bireylerin ve toplumun güvenlik konusunda yaşadığı endişe, özel güvenlik hizmetlerine olan talebin artışını ve sektördeki büyümeyi destekliyor.
Özel güvenlik hizmetlerine, her alanda ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) Başkanı Turgay ŞAHAN, özel güvenlik sektörünün öneminin artık tartışılmayacak bir noktada olduğunu ve bu durumun getirdiği personel ihtiyacının da aynı şekilde büyüdüğünün altını çizdi.
TÜRKİYE, 2023 YILI GLOBAL TERÖRİZM ENDEKSİNDE 23'ÜNCÜ
Ülkelerin risk durumları dikkate alınarak beş yıllık ağırlıklı ortalama doğrultusunda değerlendirilen, 2023 yılı Global Terörizm Endeksinde, Türkiye'nin 23'üncü sırada yer aldığını söyleyen ŞAHAN, "Bunun nedeni de her geçen gün etkisini daha fazla hissettiren küresel iklim değişikliği ve global ölçekte artan risklerle küresel mülteci hareketleri gibi faktörlerdir. Güvenlik riskleri, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiyor. Ülkemizin coğrafi konumu sebebiyle komşu ülkelerde yaşanan savaşlar, dünyayı olduğu gibi bizi de fazlasıyla etkiliyor. Bunun en net gözlenen insani sonuçlarından birisi ise sığınmacı nüfusun artması. Bu duruma bağlı olarak yaşanan tüm olaylar, özel güvenlik hizmetlerine olan talebi daha da artırıyor" diye konuştu.
"DOĞAL AFETLER, GÜVENLİK İHTİYAÇ DERECELERİMİZİ YÜKSELTTİ"
İklim değişikleri ve doğal afetlerin yine güvenlik risk faktörleri açısından önemli konular arasında yer aldığını söyleyen ŞAHAN, "Yaşadığımız deprem ve sel felaketleri gibi doğal afetler, güvenlik ihtiyaç dereceleri yükseltti. 2021 yılında Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan verilere göre, son 50 yılda doğal afetler beş kat arttı. Bu doğal afetler sırasında da hırsızlık, gasp gibi kolay yoldan menfaat sağlanabilecek olaylar, güvenlik açıkları oluşabiliyor. Öte yandan ekonomik koşulların beraberinde getirdiği olaylar, metropollerde yaşanan nüfus yoğunluğu, özellikle yerli ve yabancı turistler için güvenlik ihtiyacını artırıyor. Ayrıca kalabalık grupların bir arada bulunduğu konser, etkinlik ve spor müsabakalarının düzenlendiği yerlerde yüksek derece de güvenliğe ihtiyaç duyulan alanlar arasında. Sanayi ve iş merkezlerinin yoğun olduğu illerimizde de güvenlik ihtiyaçları günden güne artıyor" dedi.
HAVALİMANLARI, HASTANELER VE AVM'LERDE ALINAN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
Havalimanları, hastaneler ve artık bir sosyalleşme alanı olan AVM'lerde yapılan güvenlik çalışmaları hakkında da bilgi veren Turgay ŞAHAN, "Modern dünyanın en stratejik ve karmaşık güvenlik ihtiyaçlarına sahip mekanları arasında yer alan havalimanlarında güvenliğin sağlanması, ulusal ve uluslararası birçok yönetmelik, talimat ve kurallara tabi. Sivil havacılık güvenliği, yolcu kontrolü, kabin bagajı ve uçak altı bagaj kontrolleri, personel ve havalimanı tedarikleri ile araç kontrolü gibi geniş bir yelpazede güvenlik hizmeti sunuluyor. Bu önlemler havalimanlarını, yolcuları ve havayolu çalışanlarını olası tehditlere karşı korurken aynı zamanda uluslararası güvenlik kurallarına ve Milli Sivil Havacılık Güvenlik Programı'na uygunluk sağlıyor. Bu kapsamda havalimanlarında 2023 yılında birçok olaya olaya müdahale edildi. Türkiye'de şu anda 447 AVM bulunuyor ve sayıları da giderek artıyor. AVM'ler, insanların ihtiyaçlarını karşıladığı, sosyalleştiği ve eğlenceli vakit geçirdiği yerler haline geldi. Bu da büyük ve kalabalık yapıların güvenliğini sağlamak için gelişmiş AVM güvenlik sistemlerine duyulan ihtiyacı artırdı. AVM'lerde; fiziksel güvenlik, kayıp önleme tedbirleri, varlık koruması ve risk yönetimi gibi faktörler içeren entegre çözümler sunuluyor. Son teknoloji kamera sistemleri, video analitik yazılımları, x-ray ve metal kapı dedektörleri, kişi sayaç ve yoğunluk tespit sistemleri, salgın hastalık kontrol üniteleri kullanılıyor. Alınan tüm önlemler doğrultusunda geçtiğimiz yıl AVM'lerde sayısı yadsınamayacak oranda olay önlendi. Hastane güvenliği hizmeti ise hem çalışanlar hem de hastalar ve yakınları açısından oldukça önemli. Bu nedenle hastanelerde görev yapan özel güvenlik görevlileri, güvenliği sağlamak ve topluluklarla sağduyulu iletişim geliştirmek üzere hizmet veriyor. Üst düzey güvelik hizmeti vermek adına en son teknolojiye sahip sistemlerle çalışılan hastanelerde de son teknoloji ürünü kameralar, video analitik yazılımları, x-ray ve metal kapı dedektörleri, kişi sayaç ve yoğunluk tespit sistemleri, salgın hastalık kontrol üniteleri kullanıyor. Özel güvenlik görevlileri, sağlık hizmetlerini aksatacak ya da sağlık personellerinin çalışma ortamını etkileyecek olası her duruma karşı önlemler geliştirilerek, personel çağrılarına hızlıca cevap verecek şekilde konumlanıyor. Acil servis, idari katlar ve polikliniklerde sürekli devriye geziliyor. Bu doğrultuda 2023 yılında hastanelerde yaşanan birçok olay önlendi. Bunlar ve benzeri birçok olayın önlenmesinde, Kaan Uygulaması sayesinde, genel kollukla iş birliği içerisinde olan özel güvenlik görevlilerinin çok büyük bir katkısı bulunuyor. 2023 yılı itibariyle, Kaan Uygulaması üzerinden 102 bini aşkın sayıda bildirim alınarak 35 bini aşkın kişiye adli ve idari işlem yapıldı. Kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyette hizmet veren özel güvenlik görevlileri, toplumun olduğu her alanda hem güvenliğin hem de huzurun sağlanması adına çok büyük rol üstleniyor. Kamu güvenliği kurumlarına destek sağlayarak, toplumun her kesiminde güvenliğin ve huzurun sağlanmasına yardımcı olan özel güvenlik görevlileri, alışveriş merkezlerinden bankalara, sanayi tesislerinden etkinlik mekanlarına kadar birçok alanda görev yapıyor ve acil durumlarda müdahale ederek potansiyel tehlikeleri önlemeye çalışıyorlar. Özel güvenlik görevlileri, toplumun genel güvenliğine katkıda bulunuyor ve insanların günlük yaşamlarını daha güvenli hale getiriyor" diye konuştu.
GÜVENLİK RİSKLERİNİ ARTIRAN SEBEPLER, SEKTÖRDEKİ İŞ GÜCÜNÜ AZALTIYOR
Ekonomik krizler, doğal afetler, salgın hastalıklar, iklim değişikleri, siber güvenlik sorunları, siyasal kutuplaşmalar gibi etkenlerin global ve yerel ölçekte güvenlik risklerini artırırken, aynı sebeplerin özel güvenlik sektörünün kaynağı olan iş gücünü de azalttığını söyleyen ŞAHAN, "Bu kapsamda, çalışan kaynak yönetim sistemi, günümüzün en büyük makro sorunlarından biri haline geldi. Güvenlik risklerimizi en aza indirmek adına, öncelikle insan kaynağının verimli ve etkin kullanımının esas alınması gerekiyor. İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde barınma koşullarının son birkaç yılda yüksek maliyetlere ulaşması, tersine göçe neden oldu. Ayrıca ülkemiz gençlerinin prim, erzak, ikramiye gibi yardımların yapıldığı başka işlere yönelmesi, sektörde insan kaynağı ihtiyacına neden oluyor. Kamu kurum ve kuruluşlarının pozitif yönlü maaş uygulamaları ile özel sektör maaş uygulamaları arasında büyük farklar oluşu, özel güvenlik görevlilerinin tercihlerini kamu kurumlarından yana kullanmasına sebep oluyor. Bu durumu, polis ve bekçi alımları da takip ediyor ve sektörümüz kaynak kaybediyor. Üniversitelerde lisans derecesinde sektöre yönetici yetiştirilememesi, personelin özlük haklarının iyileştirilememesi, kolluk kuvvetlerinin yardımcısı niteliği taşıyan özel güvenlik görevlisi olmanın, toplum tarafından meslek sahibi olma statüsünün benimsenmemesi, personellerin güvenlik sektöründe çalışma tercihini daraltıyor. Personel temin kaynağının güçlendirilmesinin, temin süreçlerinin kısaltılmasının ve alan eğitimleriyle özel güvenlik sektörünü branşlara ayırarak mesleki yeterliliğin yükseltilmesinin sektörümüzün kaynak yönetimini pozitif yönde etkileyeceğine inanıyoruz. Unutulmamalı ki; özel güvenlik sektörü, kamu güvenliğini sağlayan kolluk kuvvetlerinin yanında, ikinci en büyük güvenlik gücü. Özel güvenlik görevlileri de kamu güvenliğine katkı sağlayan bileşenlerin önemli parçalarından biri. Bu nedenle hayatın akışının devam ettiği her alanda özel güvenliğe ihtiyaç duyuluyor" dedi.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.