Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Geçtiğimiz hafta BIST100 %2,3 değer kazanarak 9.250 seviyesine yükseldi. Endeksin 2024 performansı
%23,8 oldu.
? Küresel hisse senedi piyasalarında Japonya ve Avrupa borsaları değer kazanırken, Amerika borsaları değer
kaybetti. Emtia piyasalarında ise ham petrol yükseliş trendine devam ederken; gümüş ve baz metaller
yükseldi, altın değer kaybetti. Tarımsal emtialarda ise pamuk ve canlı sığır yükselirken; başta buğday ve
şeker olmak üzere diğerleri düşüşle kapattı.
? Türkiye Kredi Temerrüt Takası (CDS) 300 baz puan seviyelerin altında seyrederken, 5 Yıllık Eurobond'un
faizi %7,0 oldu.
? Emeklilik Fonları tarafından geçen hafta en fazla TUPRS, ASELS, ISCTR alınıp; THYAO, GLDTRF, KCHOL satıldı.
? Ata Portföy Yatırım Fonları arasında ise haftalık bazda en yüksek getiriyi %2,1 ile faktör analizine dayalı
hisse senetlerine yatırım yapan Ata Portföy Analiz Hisse Senedi Fonu (TLZ) sağladı. Fonun yılbaşından beri
getirisi %23,0'e ulaştı.
? Döviz ağırlıklı kıymetlere yatırım yapan fonlarda ise; ABD borsaları, Japonya, Kore ve Meksika başta olmak
üzere büyüme potansiyeli yüksek olan ülkelere yatırım yapan Ata Portföy Fon Sepeti Serbest Fon (AAS),
haftalık %1,4 getiri ile öne çıkıyor
Ata Portföy Yönetimi A.Ş.
www.ataportfoy.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İnişleri, çıkışları, geleneksel finans kuruluşlarının gösterdiği ilgi ve kripto varlıkların başlangıç noktası oluşuyla gündemden düşmeyen Bitcoin'e ilişkin sahiplik verileri, gelir dağılımı adaletinin konuşulduğu son günlerde yakından takip edildi. Grayscale tarafından yayımlanan "Bitcoin Sahiplik Manzarasının Gizemini Çözmek" başlıklı bir çalışmada, dünyanın en değerli kripto para biriminin çok çeşitli gruplar arasında dağıldığı, Bitcoin sahiplerinin yaklaşık %74'ünün ise küçük yatırımcılardan oluştuğu tespit edildi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan GateTR CEO’su Kafkas Sönmez, “Bireysel yatırımcılardan kripto madencilerine, hükümetlerden halka açık şirketlere, özel şirketlerden borsalara, pek çok varlık piyasası oyuncusuna dağıtılmış olan Bitcoin, kripto paraların merkeziyetsizliğini de yansıtıyor” dedi.
4 kişiden üçünün hesabında 0,01’den daha az Bitcoin var
Söz konusu çalışmada, Bitcoin sahipliğinin çeşitli gruplara geniş ölçüde dağıldığı, Bitcoin sahiplerinin %74'ünün ise yaklaşık, 0,01 değerinden daha az Bitcoin'e sahip olduğu görüldü. Şubat ortasındaki fiyatlara bakıldığında 450 dolara yaklaşan bu tutarın Türk Lirası karşılığı ise 13 bin 700 liranın üstünde hesaplandı. Yaklaşık 450 bin dolara veya 13 milyona yakın Türk Lirasına karşılık gelen 10 BTC ve daha üzerine sahip olan yatırımcılar ise %0,5’lik bir azınlığı oluşturdu.
Bitcoin sahipliğine ilişkin dikkat çeken bir yanılgı olduğunu belirten Kafkas Sönmez, “Kripto para ve yatırım ekosisteminde ‘balina’ olarak tabir edilen, az sayıda bireyin ağırlıklı olarak büyük Bitcoin varlığına sahip olduğuna yönelik bir kabul var. Gerçek veriler ise bunun bir yanılgı olabileceğini gösteriyor. Bitcoin’in şeffaf yapısı, sahiplik de dahil olmak üzere Bitcoin hakkındaki bilgileri izlemeye olanak tanıyor. En çok Bitcoin tutan cüzdan adreslerine bakıldığında ise ilk beşte kripto para borsalarının veya hükümetlerin olduğu görülüyor. Borsaların da milyonlarca bireysel yatırımcıyı temsil ettiğini hatırlamak gerekiyor” diye konuştu.
2023’te Bitcoin milyonerleri 70 bin arttı
2023’ü güçlü bir performansla tamamlayan ve Bitcoin ETF onayının ardından da piyasaların boğa beklentilerini güçlendirdiği bir dönem yaşayan Bitcoin’e sahip olan kişilerin kazanımlarına ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Kafkas Sönmez, “Aralık 2023 sonunda incelenen veriler, 97 bini aşkın kişinin cüzdanında 1 milyon dolara karşılık gelen Bitcoin tuttuğunu gösteriyor. 5 Ocak 2023'te bu rakam, 28 bin civarındaydı. Başka bir deyişle, 2023'te Bitcoin milyonerlerinde yaklaşık 70 binlik bir büyüme görüldü. Oransal olarak bu büyüme, %250'lik bir artışa işaret ediyor. Bitcoin'in iyi performans gösterdiği bir yılın, sahiplik dağılımındaki tüm oyuncular için pozitif trendleri beraberinde getirdiğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
"Bitcoin sahipliği önemli bir gösterge olmaya devam edecek”
Bitcoin madencilerinin BTC üretiminden aldıkları ödülün yarı yarıya düşürüleceği yarılanma (halving) etkinliğinin de yaklaştığını hatırlatan GateTR CEO’su Kafkas Sönmez, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Geleneksel finansın artan ilgisi, Bitcoin’in yatırım fonları aracılığıyla borsalarda listelenebilmesi, hükümetlerin Bitcoin merkezinde şekillenen regülasyon girişimleri bir arada düşünüldüğünde, ilerleyen dönemde Bitcoin talebinin büyük ölçüde etkilenebileceğini öngörüyoruz. Buna karşın, yarılanmanın da yaklaştığı bu dönemde kısa vadeli arzı gerileyen Bitcoin’de mülkiyet ve sahiplik dinamiklerinin ilerleyen süreçte daha belirleyici ve önemli bir gösterge olacağını tahmin ediyoruz. Özellikle arzın büyük bir bölümünün uzun vadede elindeki Bitcoin’i elden çıkarmayı düşürmeyen kuruluşlarda toplanmasını ve %14’lük bir bölümünün de 10 yıldır hareket etmediğini değerlendirdiğimizde, sahiplik dinamikleri giderek önem kazanıyor. 150’den fazla kripto para birimini TRY cinsinden alım satımına olanak tanıyan GateTR olarak kripto para birimlerinde yaşanan tüm gelişmeleri yakından takip ediyor ve kullanıcılarımıza aktarmaya gayret ediyoruz. Bu dengelerdeki sinyaller de, GateTR ekibinin yakından izlediği metrikler arasında yer alıyor.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İş süreçlerinin her aşamasında dijitalleşme ve teknolojiyi etkin bir şekilde kullanan Ülker, Gebze Fabrikası’nda yeni bir teknoloji yatırımına imza attı. Ülker Gebze Fabrikası’nın alt yapısına uygun olarak geliştirilen 20 otonom mobil robot (AMR - Autonomous Mobile Robots) fabrika içinde ham madde ve malzeme tedariki için çalışmaya başladı.
Fabrika genelinde 2 bin 600 çeşit malzemeyi taşıyabilen robotlar, tesis operatörü tarafından sisteme girilen talep üzerine çalışmaya başlıyor. Sisteme düşen talebin onaylanmasıyla harekete geçen robotlar malzemeyi depodan alarak, belirtilen noktaya teslimat yapmak için yola çıkıyor. Altı asansör ve otuz iki kapıyla haberleşebilen robotların her biri günde 150 sefer, 53 km yol yapabiliyor, fabrikanın hamur hane, fırın ve ambalaj katında 2 kilometrelik güzergahta hareket edebiliyor. Asansörü çağırıp yüklemeyi yapan robotlar görevini tamamladıktan sonra güzergâhı üzerinde başka görevi varsa onu da yapıyor veya yeni talebi beklemek üzere şarj istasyonuna dönüyor.
Buyurgan: Operasyonel mükemmelliği geliştirmek için teknolojiye yatırım yapıyoruz
Dijitalleşme ve teknolojiyi işlerinin her aşamasında etkin şekilde kullanmaya devam ettiklerini belirten Ülker CEO’su Mete Buyurgan, şu bilgileri aktardı:
“Geçtiğimiz günlerde Gebze fabrikamızda Arçelik ve SK Robotik iş birliğiyle bize özel geliştirilen 20 otonom mobil robotu devreye aldık. Robotlarla verimlilik, süreçlerin sadeleşmesi, hızlanması, maliyet kontrolü ve sürdürülebilirlik adına da önemli bir gelişmeye imza attık. Önümüzdeki dönemde de benzer teknolojileri üretim alt yapımıza entegre etmeye devam ederek, Ülker’de operasyonel mükemmellik hedefimiz doğrultusunda yatırımlarımızı sürdüreceğiz.
Dijital teknolojilerin hızla ilerlemesi, dijital dönüşümü iş dünyasının gündeminde sürekli üst sıralarda tutuyor. Yapay zekâ, otomasyon, büyük veri analitiği ve nesnelerin interneti gibi teknolojiler ön plana çıkıyor. Ayrıca IoT ve Endüstri 4.0 başta olmak üzere teknolojiyi yakından takip ediyoruz. Tedarik zinciri süreçlerini uçtan uca, tüketici davranış ve trendlerini yakından izliyoruz. IoT (nesnelerin interneti) sistemiyle Gebze fabrikamızda üretim makinelerinde bulunan PLC cihazları ve sensör aracılığıyla üretim süreçlerini anlık izliyor, gerekli aksiyonları alıyoruz. Dijitalleşme projelerimize bundan sonra da hız vererek devam edeceğiz” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Un sektöründe hizmet veren kuruluşları tek çatı altında toplayan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF), her yıl uluslararası boyutta düzenlediği kongre ve sergisinin 18’incisini 15-18 Şubat 2024 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirdi. 300’den fazla üyesi ve 8 bölge derneğiyle un sektöründe son 10 yıldır dünyada çapında ihracat liderliğini koruyan TUSAF’ın her yıl farklı bir temayla düzenlediği kongre, bu yıl ‘Global Tarım Politikaları, Gıda ve Enerji’ başlığıyla yapıldı.
1300’ü aşkın delegenin bir araya geldiği kongrede, 40’tan fazla sergi alanı yer aldı. Sektör temsilcilerinin yanı sıra ekonomi çevreleri tarafından yoğun ilgiyle takip edilen etkinlikte; değişen global tarım politikaları, iklim değişikliği, kuraklık ve yeni ticaret dinamikleri gibi konular, alanında uzman isimler tarafından masaya yatırıldı. TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan ve yönetim kurulu üyelerinin katılımlarıyla gerçekleşen kongrede, hububat ve un piyasaları, dünya tahıl politikaları ve üretimde teknolojik dönüşümler derinlemesine konuşuldu.
Haluk Tezcan: “Türkiye, dünyanın un ambarı konumunda”
Tüm dünyanın en kilit gıda maddesini oluşturan un sanayisini temsil eden bir sivil toplum kuruluşu olarak sektörün gelişimine öncülük ettiklerini söyleyen TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan: “2023, ülkemiz için rekorlar kırmayı başardığımız bir yıl oldu. Ekim alanlarımızdaki artışın yanı sıra son 7 yılın en yüksek üretimi olan 21.5 milyon ton rakamına ulaştık. Gıda arz güvenliğinin dünyayı tehdit eden en büyük tehlikelerden biri olduğu bu günlerde, ülkece sağlam stoklara sahip olmanın yanında Türkiye olarak uzun zamandan sonra Toprak Mahsulleri Ofisi vasıtasıyla makarnalık buğday ihraç etmeye başladık. Böylece bundan sonraki süreçlerde de stok konusunda endişe duymayacağımızın sinyallerini tüm dünyaya vermiş olduk. Türkiye, dünyanın un ambarı olmayı gururla sürdürüyor.’’
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği verilerine göre ülkemizde 69 ilde 598 adet un fabrikası bulunduğunu belirten Haluk Tezcan sözlerine şöyle devam etti: ‘‘Bu işletmeler yılda yaklaşık 38 milyon ton üretim kapasitesine sahip. Un üretimi, tarım sektörünün ülke ekonomisindeki en önemli faaliyet alanlarının başında geliyor. Bununla beraber; üretim, işgücü, sanayi, çevrebilim ve sürdürülebilirlik açılarından da sektörün en önemli paydaşlarından biri konumundayız. Türkiye’nin un üretim kapasitesinin bölgesel dağılımı genel olarak işletme sayısının bölgesel dağılımıyla paralellik arz ediyor. Artan üretimle beraber verim ve kalitemizi de dünya standartlarına çıkarmayı başarabilirsek, kendi buğdayımızla ihracat şampiyonluğumuzu taçlandırabiliriz.” dedi.
Hedef 4 milyon ton un ihracatı
Türkiye un sanayisi olarak üretim teknolojisi ve ürün kalitesi bakımdan uluslararası pazarda üstün bir konumda bulunduklarını söyleyen Haluk Tezcan, “Devletimiz ve ilgili kurumlarımızın desteği ile un sanayicileri olarak son 10 yıldır dünya ihracat lideri konumundayız. İhracat hacmimizin 2024 sezonunda 4 milyon ton bandını zorlamasını bekliyoruz. Dünya un ihracatında zirvede olmamızla, sektörün gelişen teknolojiyi yakından takip etmesinin büyük ilişkisi var. Bizler de Yeşil Mutabakat kapsamında önümüzdeki sezonlarda, kaliteyi koruyup verimi yükseltmeye ve karbon ayak izini sıfırlamaya yönelik çalışmalarımıza hız kazandıracağız. Bu dönüşümle birlikte katma değerli ürünlerimizin sayısı ve çeşitliliği de artacak.” dedi.
‘‘Yeni sözleşmeli üretim modeli yolumuzu aydınlatacak’’
Tarım ve gıdada, yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu belirten Haluk Tezcan sözlerine şöyle devam etti: “Bu kapsamda yeni sözleşmeli üretim modelimizin ülkemizde ve dünyada tarımsal üretimde yeni bir yol haritası çizeceğine inanıyorum. Burada her geçen gün gelişerek büyüyen lisanslı depoların, yem sektörünün ve tarım finansmanındaki yeni aracılık kurumlarının da bu lokomotifi tamamlayacağı düşüncesindeyim. Bundan sonraki süreçte de sanayicilerin ve üreticilerin iş birliklerinin artırılması bizleri uluslararası arenada yukarı taşıyacaktır. Yeni sözleşmeli üretim modelimizle küçük üreticilerin cesaretlendirilip ekonomik olarak teşvik edilmesi gezegeni gözeten sürdürülebilir bir tarım modeli oluşturulmasında yolumuzu aydınlatacaktır.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Geçtiğimiz yıl hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörünün ihracat lideri olan Güneydoğu Anadolu'da, sektörün Ocak ayındaki ihracatı 282 milyon dolar olarak gerçekleşti. Hububatçılar başta Gaziantep olmak üzere önemli sanayi şehirlerini kapsayan bölge genelinde en fazla ihracat gerçekleştiren sektör olmayı da başardı. İhracatını geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 1,6 artırmayı başaran bölgedeki hububatçılar, küresel gıda fiyatlarındaki değişim sebebiyle yüzde 5,7 daha az gelir elde ettiler. Güneydoğu Anadolu'nun temel gıda ihracatında ilk sırada Irak, Birleşik Devletler ve Suriye geldi. En fazla makarna, buğday unu ve bisküvi ve gofretler ihraç edildi.
"Türkiye'nin ayçiçek yağı ihracatının yarısı Güneydoğu Anadolu'dan"
Yağlık ayçiçeği tohumu ve ham ayçiçeği yağı ithalatında tarife kontenjanı uygulanmasına ilişkin tebliğ ile bu ürünlerde gümrük vergisinin azaltılmasını değerlendiren Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu şunları ifade etti:
"Türkiye, bitkisel yağ alanındaki ileri seviyedeki özel sektör yatırımlarıyla geniş bir coğrafya için tedarik merkezi. Geçen yıl ülkemiz 963 milyon dolar ayçiçek yağı ihraç etmiş, ihracatın yarısı Güneydoğu Anadolu bölgesinden gerçekleşmişti. Şu an dünyada ayçiçeği tohumu ve yağı alanında ham madde bolluğu var. Uzmanlar geçen yıl küresel ayçiçek üretiminin 22 milyon metrik tona ulaştığı tahmin ediyor. Başta Ukrayna olmak üzere ayçiçek tohumu üreticisi ülkelerin rekolteleri bu derece artmış ve ayçiçek tohumunda küresel fiyatlar bu kadar gerilemişken, bu karar işletmelerin ham madde maliyetlerini aşağı çekecek bir adım oldu. Ticaret Bakanlığımız bu kararı alırken, yurtiçindeki hasat dönemine kadar piyasaların sağlıklı bir şekilde işlemesini gözetti. Enflasyonla mücadele için seferber olduğumuz bu dönemde, gıda alışverişlerinin zirve yapacağı Ramazan ayı öncesi alınan gümrük vergisini azaltma kararını anlamlı buluyoruz."
"Irak'taki çalışmalarımız ihracatta olumlu sonuç verdi"
Bölge ekonomisi için büyük önem taşıyan Irak'ta dış ticareti kısıtlayıcı önlemlerin sürdüğüne ve bunun bölgede ekonomisini etkilemeye devam ettiğine dikkat çeken Kadooğlu şunları söyledi:
"Irak'ta meyve suyu ve meşrubat ithalatına getirilen yasaklara, son olarak hamur işleri ve kek kısıtlamaları eklendi. Fakat biz Irak'ın bu ürün gruplarında yüksek üretim kapasitesi olmadığını biliyoruz. Irak'ta bakanlığın amacı içeride artan talebi karşılamak üzere ülkede yatırım iştahını artırmak gibi görünüyor. Bu tip uzun vadeli yatırım gerektiren kısıtlamalar hem Irak'taki arz güvenliğini etkiler hem de üretim kapasitelerimiz düşünüldüğünde bizim performansımızı... Burada bir çözüm üretmek üzere Irak yeter ki işbirliğine istekli olsun, biz her türlü desteği veririz. Niyetimizi ve isteğimizi ortaya koymak üzere, ülkedeki üst makamlara sık sık kendimizi anlatıyoruz. Son olarak Yönetim Kurulu Üyelerimizin katılımıyla TİM tarafından Erbil'de ticaret heyeti düzenlendi ve ihracatçılarımız 250 ikili iş görüşmesi gerçekleştirdi. Ocak'ta Irak'a hububat ihracatımızda geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 14,5'lik artıştan, bu çalışmalarımızın sonuç verdiğini gözlemliyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin öncü çimento üreticisi Limak Şirketler Grubu'nun halka arz edeceği iştiraki Limak Doğu Anadolu Çimento'nun 14-16 Şubat tarihlerinde gerçekleşen talep toplama sürecine hedefin 4,4 katı başvuru geldi.
Sermaye arttırımı ve ortak satışı ile yapılacak halka arzda, pay başına satış fiyatı 16,20 TL olarak belirlenen Limak Doğu Anadolu Çimento, 3 milyon 356 bin 908 yatırımcıdan talep topladı. Şirketin halka arzına Yurt İçi Bireysel Yatırımcılardan 2 kat, Yurt İçi Kurumsal Yatırımcılardan 10 kat talep gelirken, halka arzın toplam büyüklüğü 2 milyar 526 milyon TL oldu. Gelen talep, hedeflenen miktarın 4,4 katı olarak gerçekleşti. Halka arzdan sağlanacak gelirin tamamı şirketin büyüme stratejisi kapsamında Ergani fabrikasının devralınmasında kullanılacak.
Limak Doğu Anadolu Çimento'nun hisseleri 22 Şubat'ta Borsa İstanbul'da düzenlenecek törenle BIST Yıldız Pazar'da 'LMKDC' koduyla işlem görmeye başlayacak.
BoFA Securities, 19 Şubat tarihli raporunda
Akbank için hedef fiyatını 53.5 TL'den 66.0 TL'ye çıkardı, 'AL' tavsiyesini korudu,
Garanti Bankası için hedef fiyatını 78.0 TL'den 99.0 TL'ye çıkardı, 'AL' tavsiyesini korudu,
Yapı Kredi bankası için hedef fiyatını 28.5 TL'den 36.0 TL'ye çıkardı, 'AL' tavsiyesini korudu,
İş Bankası (C) için hedef fiyatını 34.5 TL'den 42.0 TL'ye çıkardı, 'AL' tavsiyesini korudu,
Halkbank için hedef fiyatını 10.0 TL'den 9.5 TL'ye indirdi, 'endeks altı getiri' tavsiyesini korudu,
Vakıfbank için hedef fiyatını 14.0 TL'den 15.0 TL'ye çıkardı, 'endeks altı getiri' tavsiyesini korudu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Temelleri 1969 yılında atılan ve 2012 yılı itibariyle iklimlendirme sektöründe Avrupa'nın ilk üç şirketi arasında yer alan BDR Thermea Group bünyesine katılan Baymak, yaygın hizmet ağıyla Türkiye'nin her noktasında faaliyetlerini sürdürüyor. Bugün 600'ün üzerinde bayisi, 2100'den fazla satış noktası ve 300'ün üzerinde yetkili servis noktası ile çalışan Baymak, 65 fazlı ülkeye ihracat da yapıyor. İstanbul'da toplam 60 bin metrekarelik alan üzerine kurulu olan iki üretim tesisinde çevre dostu iklimlendirme cihazları üreten şirket, geçtiğimiz günlerde bayi ve iş ortaklarıyla webinar aracılığıyla biraraya geldi. Baymak Satış ve Pazarlama Direktörü Pınar Canlı, Baymak Ürün Grup Müdürü Can Erdoğan, Baymak Pazarlama ve İletişim Müdürü Seçil Kılıç ve Baymak Ülke Satış Müdürü Sadi Güveniş'in konuşmacı olarak katıldıkları organizasyonda; dünyada ve Türkiye'deki güncel ekonomik gelişmelerin yanı sıra 2023 yılı değerlendirmeleri, Baymak'ın bu yıla ilişkin hedefleri ve iklimlendirme sektörüne yönelik öngörüler de paylaşıldı.
Webinarda konuşan Baymak Satış ve Pazarlama Direktörü Pınar Canlı, şirket olarak 2023 yılını nasıl geçirdiklerinden 2024 planlarına kadar pek çok konu hakkında bilgi verdi. Avrupa'daki enerji dönüşümüne de değinen Canlı, Türkiye'nin 2053 yılına kadarki 'Net sıfır emisyon' hedefine ulaşması yönünde attığı adımlardan söz etti ve şu bilgileri aktardı: "Yenilenebilir enerjideki kurulu gücün payı 2035 yılında yüzde 65 olacak. Güneş enerjisinin yüzde 53 oranıyla yenilenebilir kurulu güç içinde en büyük paya sahip olması bekleniyor. 2000 yılındaki seviyelere göre enerji yoğunluğunun da 2035 yılı itibariyle yüzde 51 oranında azalacağı öngörülüyor."
"Yoğuşmalı Merkezi Sisteme Dönüşüm Projeleri Hızlandı"
İklimlendirme sektöründe 2023 yılında yaşanan gelişmeleri katılımcılarla paylaşan Canlı, Türkiye'de doğalgaz altyapısının genişlemesi ile birlikte kombi pazarında büyüme sağlandığına dikkat çekti. 2020 yılında 1 milyon 292 bin 226 adetlik satış gerçekleşirken 2023 yılında bu rakam 1 milyon 350 bin adete ulaştığını ifade eden Canlı, " Türkiye'de apartman dairelerinin büyüklüğü ve izolasyon seviyesi neticesinde en çok tercih edilen kapasite 24 kW oldu " dedi.
Yaşanan ekonomik belirsizlik neticesinde 2023'ün ilk yarısında bayilerde ciddi kombi stoğu oluşsa da, yılın ikinci yarısında daha çok bu stokların sahaya yayıldığına ve ilk çalıştırma adetlerinin arttığına da değinen Canlı, " Öte yandan geçen yıl fosil yakıtlı enerji maliyetlerinin yükselmesi neticesinde yoğuşmalı merkezi sisteme dönüşüm projeleri de hızlandı. Bankaların kredi faizlerini artırması nedeniyle yaşanan durgunluk bu alanda daha agresif bir pazar büyümesinin önüne geçti" diye ekledi.
Klima Pazarı İki Kat Büyümesiyle Dikkat Çekti
2023 yılında klima satışları pandemi öncesi dönemin iki katına çıktı. Küresel anlamda yaşanan iklim değişikliğiyle uzayan yaz sezonları klimalara olan talebi artırırken, konut tarafında yaşanan yenileme yatırımları da klima pazarını büyütmeye devam ediyor. Bu çerçevede Baymak'ın geçen yılı yaklaşık yüzde 65 oranında bir büyüme ile kapattığını söyleyen Canlı, "Baymak 2023'ü klimada yüzde 30, kombide yüzde 20, ısı pompasında yüzde 50 ve su ısıtıcıları grubunda yüzde 80'in üzerinde bir büyüme ile tamamladı" diye konuştu
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.