Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye distribütörlüğünü Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş.’nin yürüttüğü Volvo Trucks, teslimatlarına hız kesmeden devam ediyor. Köklü bir geçmişe sahip olan ve müşterilerine Likit Kimyasal ve Tehlikeli Madde Taşımacılığı konusunda lojistik hizmeti sunan İTT Lojistik’e 10 adet Volvo FH500 teslimatı gerçekleştirildi. Bu teslimatla birlikte; İTT Lojistik filosundaki toplam araç sayısı 125 adede ulaştı.
Volvo Trucks, Şirket Hedeflerimiz İçin En Uygun Marka
İTT Lojistik Kurucu Başkanı Tekin Öztanık, satın aldıkları Volvo FH500 filosu ile ilgili olarak şunları söyledi: “Volvo Trucks markasının güvenlik, sağlamlık ve yakıt tasarrufu açısından sağladığı avantajlar tartışılamaz. İTT olarak her zaman önceliğimiz insan, güvenlik ve çevre oldu. Bu bilinçle yatırım rotamızı Volvo Trucks’a çevirdik ve markanın güçlü imajı ile İTT markasını bir araya getirerek; gelecek dönemlerdeki hedeflerimize uyumlu bir iş birliği oluşturacağını öngördük.”
Yenilikçi ve Güçlü İş Birliği ile Yatırımlarımıza Devam Edeceğiz
Konuşmasına şu sözlerle devam eden İTT Lojistik Kurucu Başkanı Tekin Öztanık, “Firmalar arasındaki iş birliği stratejisinin her zaman güvene dayalı olması gerektiğine inanan bir firmayız ve bu konuda Volvo Trucks markasına güvenimiz tam. 2024 yılı itibarıyla, yeni hedeflerimize giden yolda, bize eşlik edecek güçlü markalarla iş birliği yapmak önceliğimiz. Yeni dönemde Volvo Trucks markasının satış sonrası hizmetleriyle de yanımızda olacağını biliyoruz. İlerleyen dönemde araç yatırımlarımız artarak devam edecek” diyerek konuşmasını tamamladı.
Tüm Beklentileri Karşılayan Güvenilir Yol Arkadaşı; Volvo FH500
Taşınacak yüke ve menzile göre özelleştirilebilen Volvo FH 500 araçlarda bulunan; sürücünün tüm bilgilere kolayca erişebildiği dijital ana gösterge ekranı, I-Shift akıllı şanzımanı, güçlü VEB+ yardımcı fren sistemi, kişiselleştirilebilir Volvo Dinamik Direksiyon, yeni dizayn LED farlar, acil frenleme sistemi ile beraber önden çarpışma önleyici ikaz sistemi, şerit takip sistemi ve şeritte tutma asistanı gibi donanımlarıyla, İTT Lojistik’in güvenlik, konfor ve kazanç beklentilerini karşılıyor.
Volvo FH 500 Yakıt Verimliliğinde Ön Sırada
Volvo FH500 çekiciler; yüksek performansı, sağlamlığı, yakıt verimliliği ve konforu ile öne çıkıyor. Aynı zamanda, çevre dostu olması nedeniyle yaygın olarak, uluslararası uzun yol taşımacılığında tercih ediliyor.
Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş. Hakkında
Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş., 68 ülkede 136 yerleşkesi, toplam 463 konsolide şirketinde 45 binden fazla çalışanı bulunan Japonya merkezli Marubeni Corporation’a bağlı olarak birçok global markanın Türkiye distribütörlüğünü sürdürüyor. Volvo Trucks, Komatsu, Crown, Dieci, Bomag ve Montabert markalarının satış ve satış sonrası hizmetlerini sürdüren Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş., Platinum Used markası ile iş makinaları ve forkliftlerin ikinci el alım satımı ve Platinum Rent markası ile kiralama hizmeti de veriyor. Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş., inşaat, madencilik, mermer, lojistik, yol ekipmanları, endüstri ve enerji gibi farklı sektörlerdeki müşterilerine ürünlerin yanı sıra katma değerli satış sonrası hizmetler ve çözümler sunuyor.
Volvo Trucks Hakkında
Volvo Trucks, beklentileri yüksek profesyonel müşteriler için, orta ve ağır segment kamyonlardan oluşan kapsamlı ürün gamıyla eksiksiz nakliye çözümleri sunuyor. Şirket, 130’dan fazla ülkede 2.300 servis noktasından oluşan global yetkili satıcı ve servis ağıyla müşterilerine destek veriyor. Volvo’nun kamyonları, dünyanın dört bir yanındaki 13 ülkede üretiliyor. Volvo Trucks, dünyanın en büyük kamyon, otobüs, inşaat makinası ve deniz motoru üreticilerinden biri olan Volvo Group’un üyesi olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Volvo Group ayrıca finans ve hizmet sektörü için de komple çözümler sunuyor. Volvo Trucks’ın çalışmaları, temel değerleri olan kalite, güvenlik ve çevreye saygıyı esas alıyor.
İTT Lojistik Hakkında
İTT Lojistik; 2014 yılında yeniden yapılanmış, köklü geçmişine dayanan bilgi birikim ve tecrübesi ile partner ve müşterilerine “Likit Kimyasal ve Tehlikeli Madde Taşımacılığı” konusunda, rekabetçi, kaliteli ve yaratıcı lojistik çözümleri sunuyor. Lojistik süreçlerinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan, teknoloji ve altyapı konularında yatırımlar yapan İTT Lojistik; kendi yazılımlarını geliştiren, müşteriline portal bilgi servisleri ile anlık olarak online çözümler üreten güvenilir ve hızlı bilgi akışına sahiptir. ITT Lojistik; Yurtiçi Taşımacılık, Uluslararası Karayolu, Demiryolu, Deniz Yolu, Depolama, Antrepo, Isıtma Elleçleme ve Tankcontainer tamiri gibi birçok hizmeti bir arada sunuyor. Aynı zamanda dünyanın önde gelen tank operatörü firmalarından Alman tankcontainer operatörü VTG Tanktainer GmbH’nin Türkiye acenteliğini sürdüren İTT Lojistik, birçok firmaya ithalat-ihracat taşımalarında hizmetler veriyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
AustriaCard Holdings AG Başkan Yardımcısı Burak Bilge, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nda (DEİK) Türkiye-Avusturya İş Konseyi Başkanlığına ikinci kez seçildi.
DEİK, İş Konseyleri 2023 Yılı Seçimli Olağan Genel Kurullarını ve Ticari Diplomasi Ödül Törenini, DEİK Başkanı Nail Olpak'ın ev sahipliğinde 20 Ocak 2024 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirdi. DEİK çatısı altında 'Ülke Bazlı İş Konseyleri', 'Sektörel İş Konseyleri' ve 'Özel Amaçlı İş Konseyleri' olarak faaliyet gösteren 151 İş Konseyi'nin Seçimli Genel Kurulu aynı gün eş zamanlı yapılarak, DEİK İş Konseylerinin yeni dönem Başkanları ve Yürütme Kurulu Üyeleri seçildi.
İkinci kez DEİK Türkiye-Avusturya İş Konseyi Başkanlığına seçilen Burak Bilge, iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmayı hedeflediklerini vurgulayarak, özellikle de enerji ve dijital alanlarda iş birliği seviyesini en üst düzeye çıkaracak çalışmaların sürdürüleceğini kaydetti.
Burak Bilge, Avusturya yatırımlarının Türkiye'de hala çok önemli bir yer tuttuğuna dikkat çekerek, "İki ülkenin yakınlaşması ile bu yatırımların artırılması ve geliştirilmesi yönünde adımlar atmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Güvenlik; barınma ve beslenmeden sonra en temel bir ihtiyaçlar arasında yer alıyor. Kamu kurumları başta olmak üzere birçok alanın güvenliği, özel güvenlik görevlileri tarafından sağlanıyor. Özel güvenlik sektörünün Türkiye’nin en büyük istihdam alanlarından biri olduğunu söyleyen Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) Başkanı Turgay ŞAHAN, 2023 yılı itibariyle 350 bini aşkın özel güvenlik görevlisinin istihdam edildiğini söyledi. Sektörün ekonomik değerinin 3 milyar euronun üzerinde olduğunu belirten ŞAHAN, “2024 yılında sektörde yüzde 8 oranında büyüme öngörüyoruz. Özlük hakları, eğitim, iş sağlığı güvenliği, çalışma şartları, emeklilik ve sigorta avantajlarının sağlanması, özel güvenlik görevlilerinin daha uygun şartlarda hizmet vermesine olanak tanıyacak. Böylece sektör, gereksinimi olan personel sayısına daha kolay ulaşabilecektir" diye konuştu.
Özel güvenlik görevlileri, Türkiye’nin dört bir yanındaki alışveriş merkezlerinde, yaşam alanlarında, havalimanlarında ve en ücra noktalardaki barajlar gibi birçok alanda hizmet veriyor. Özel güvenlik sektörünün doğru çalışma ilkelerini ve asgari standartlarını oluşturma misyonuyla uygulamalar gerçekleştiren Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) Başkanı Turgay ŞAHAN, 2023 yılını değerlendirirken, 2024 yılında hayata geçirilmesi planlanan uygulamalar hakkında bilgiler verdi.
2023 yılının GÜSOD açısından pandemi sonrasında çalışmalara yön verebilmek adına daha organize geçtiğini ifade eden ŞAHAN, 2024’te sektör açısından atılabilecek adımların hayata geçme şansının daha fazla olabileceğini söyledi. Bu konuda hazırlıklarının tam olduğunu belirten ŞAHAN, “2023’te özellikle genel kolluğun yardımcısı olma misyonumuz dikkate alınarak kamu otoriteleri önderliğinde hayat geçen KAAN Projesindeki uygulama revizyonları ile denetimde yaşanan sorunlara bakış ve ihtisaslaşma eğitimlerini temin etmek için yapılan ÖZGE Projesi çalıştayının sektörümüzdeki tüm dinamikler değişmeye başlayacak. Özel güvenlik görevlileri, hizmet vereceği alanda ihtisaslaşacak. Tüm operasyonlarımızda; çalışanlarımızın özlük hakları, teknolojik gelişmeler yer alacak. Bu gelişmelerle 2024 yılında daha somut adımlar görebileceğiz” dedi.
SEKTÖRÜN EKONOMİK DEĞERİ 3 MİLYAR EURONUN ÜZERİNDE
Özel güvenlik sektörünün teknolojik yatırımlar ve istihdam kaynağı açısından ekonomik değerinin 3 milyar euronun üzerinde olduğunu açıklayan ŞAHAN, bu rakamın küresel oyuncularla birlikte daha da arttığını belirtti. Özel güvenliğin Türkiye’nin en büyük istihdam yaratan sektörleri arasında ilk sıralarda yer aldığını söyleyen ŞAHAN, “Ülke genelinde 1563 özel güvenlik şirketi ve 521 özel güvenlik eğitim kurumu bulunuyor. 2023 yılı itibariyle 350 binin üzerinde özel güvenlik görevlisi istihdam ediliyor. 5188 sayılı yasaya göre, eğitim alıp sertifika sahibi olanların sayısı ise 750 binin üzerinde. An itibariyle en fazla istihdamın olduğu olan illerimiz arasında; İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Diyarbakır, Bursa, Kocaeli, Konya, Gaziantep, Mersin ve Adana yer alıyor. Önümüzdeki dönemlerde ise Tekirdağ, Muğla, Urfa illerinde muhtemel istihdam artışı olması dikkat çekecek gibi görünüyor. Son yıllarda, kadın özel güvenlik görevlisi sayısında artış yaşandığını görüyoruz. Şu an 49 binin üzerinde kadın özel güvenlik görevlisi; çoğunlukla hastaneler, öğrenci yurtları, havalimanları, konut siteleri, alışveriş merkezleri ve üniversitelerde istihdam ediliyor. Sektördeki özel güvenlik görevlilerinin yüzde 14’ünü kadın personeller oluşturuyor. 2024 yılında özel güvenlik sektöründe, yüzde 8 oranında büyümenin gerçekleşeceğini öngörüyoruz” diye konuştu.
“ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜ GEÇİŞ ALANI OLARAK GÖRÜLÜYOR”
2024 yılında özel güvenlik görevlilerinin özlük haklarının iyileştirilmesini temenni eden ŞAHAN, özellikle özlük hakları ve çalışma şartlarının düzenlenmemesinin, özel güvenlik sektörünün başlıca sorunları arasında yer aldığını vurguladı. Bu durumun sektörde deneyimli ve nitelikli iş gücü kaybına neden olduğunu belirten ŞAHAN, Özel güvenlik görevlilerine sağlanacak haklar, çalışma koşullarını, güvenlik ve refahlarını güvence altına almak adına oldukça önem taşıyor. Özel güvenlik görevlileri, çalışma koşulları gereği riskli ortamlarda görev yaptığı için özlük hakları gibi sorunlar, deneyimli ve nitelikli iş gücü kaybına neden oluyor. Bu nedenle de bireyler riskin az, çalışma koşullarının daha iyi olduğu alanları tercih ederek, özel güvenlik sektörünü geçiş alanı olarak görüyorlar. Bu da sektörde giriş çıkışların artmasına dolayısıyla da uzmanlaşmış, tecrübeli özel güvenlik görevlisi sayısında istenilen rakamlara ulaşılamamasına neden oluyor. 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetleri yasası ve ilgili Yönetmeliği kapsamında, özlük haklarının yeniden düzenlenmesi, fazla mesai ücretlerinin yükseltilmesi, genel tatil ücretlerinin ve yıllık izin haklarının artırılması, özel güvenlik görevlilerine vazife malullüğü hakkının tanınması da gerekiyor. Ayrıca özel güvenlik görevlilerinin vefat etmesi ve yaralanması durumunda tazminat ödenmesi, SGK iş tanımları listesine özel güvenlik sektörü başlığının eklenmesinin de sektöre çok olumlu katkılarının olacağına inanıyorum” dedi.
ALAN EĞİTİMLERİ İLE YÜZDE 63 DAHA DOĞRU MÜDAHALEDE BULUNULUYOR
Beklentilerinin gerçekleşmesi halinde, sektörde yaşanan deneyimli ve nitelikli iş gücü kaybının önüne geçileceğini belirten ŞAHAN, “Bu büyümenin sadece çalışan sayısı açısından değil aynı zamanda nicelik bakımından olması da oldukça önemli. Bunun için de özel güvenlik görevlilerinin hizmet verdiği sektörler özelinde ihtisaslaşmış olması gerekiyor. Bu konuda çok değerli bir adım olduğunu düşündüğümüz ÖZGE Projesi hayata geçirildi. Projeyle ilgili yapılan çalıştayda; özel güvenlik görevlilerinin eğitim standartlarının yükseltilmesi, yenilikçi uygulamaların paylaşılması ve güvenlik hizmetlerinin daha etkin bir şekilde sağlanması için stratejiler belirlendi. Bu kapsamda; bina ve tesis koruma, özel güvenlik yöneticiliği, ulaşım güvenliği, kişi koruma, kıymet nakli güvenliği, geçici toplu etkinlikler ve spor güvenliği ile alarm izleme merkezi alanlarında detaylı çalışmalar yapılması kararlaştırıldı. Hiç şüphesiz ki alan eğitimleri özel güvenlik görevlilerine ve sektörümüze artı değer katacak. ÖZGE Projesi çalıştayı ile sektörümüzün geleceği adına daha etkili stratejilerin belirlenmesine zemin hazırladık. Derneğimiz üyesi özel güvenlik şirketleri, ek yatırımlar yaparak istihdam ettikleri personele bu eğitimleri veriyordu. Ancak ÖZGE Projesi ile bu konuya ayrıcalık tanınması ve kamu otoriteleri tarafından bir standarda oturtulacak olması bizim içinde oldukça önemli. Özel güvenlik şirketlerinin kendi bünyelerinde verdiği eğitimlerin sonucunda, alan eğitimlerine tabi tutulan özel güvenlik görevlilerinin yüzde 63 daha doğru müdahalede bulunduklarını fark ettik. GÜSOD olarak, özel güvenlik sektörünün hizmet kalitesini artırırken yüzde 30 oranında daha iyi bir hizmet sunma olanağı sağlıyoruz” diye konuştu.
“2024’TE DRONE VE BİYOMETRİK GÜVENLİK SİSTEMLERİ ÖN PLANDA OLACAK”
Dijital gelişmelerle birlikte, özel güvenlik sektöründeki teknoloji kullanımının önemli bir yer edindiğini ifade eden ŞAHAN, 2024 yılında özel güvenlik sektöründeki teknolojik donanımlarda yapay zekâ, drone kullanımı ve biyometrik güvenlik sistemlerinin öne çıkacağını belirtti. Özellikle yapay zekâ ve makine öğrenimi gibi teknolojilerin sektörde daha fazla benimsenmesi gerektiğini vurgulayan ŞAHAN, “Bu sayede güvenlik kameraları daha akıllı hale gelebilecek ve tehdit analizi yapabilen sistemlerin kullanımı artacak, olaylara daha hızlı müdahale edilebilecek. “Nesnelerin İnterneti” de giderek önem kazanan kavramlardan biri. Yoğun bir şekilde kullanılan güvenlik kameraları, algılama cihazları ve diğer güvenlik ekipmanları arasında daha iyi entegrasyon, daha etkili bir güvenlik altyapısı sağlayabilir. Parmak izi tarayıcıları, yüz tanıma sistemleri ve iris tarama gibi biyometrik güvenlik çözümleri, fiziksel güvenliği artıyor ve kimlik doğrulama süreçlerini güçlendiriyor. Bu nedenle daha yaygın kullanılması gerekiyor. Ayrıca gündeme getirilmesi gereken diğer bir önemli konu ise drone güvenliği. Özellikle büyük tesislerin çevresinde ve sınır güvenliğinde drone teknolojisinin önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum. Gelişmiş alarm ve algılama sistemleri, gürültü filtreleme yetenekleri, daha hassas sensörler, hırsızlık, yangın veya diğer acil durumların daha hızlı tespit edilmesi için faydalı olacaktır. Tüm bu faktörlerin hayata geçirilmesi, önümüzdeki yıllarda sektörümüzün daha etkili, adaptif ve güçlü bir güvenlik altyapısı oluşturmasına katkıda bulunacaktır. Bu teknolojik gelişmelerin başarıyla uygulanması için özel güvenlik görevlilerinin konuyla ilgili eğitim almış olmaları ve gizlilik konularına özen göstermeleri gerekiyor. Bu nedenle aslında sektörümüzün en büyük kaynağı olan özel güvenlik görevlerinin nitelikli ve yetkin olmalarını sağlamak adına ÖZGE Projesi kapsamındaki eğitimlerin içine dâhil edilmesi gerekiyor” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital dönüşümüne liderlik eden Schneider Electric, ALOTTO iş birliğiyle Aliağa Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlediği ‘Dijital Çağda Tesislerin İhtiyaçları ve Trendler’ etkinliği sektördeki güncel gelişmelere ışık tuttu.
Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen sunumlar ve interaktif sohbetler, Schneider Electric’in dinamik ve periyodik bakım opsiyonlarındaki enerji verimliliği, sürdürülebilirlik, karbon ayak izi ve dijital ikiz gibi danışmanlık hizmetlerinin önemini vurguladı. Katılımcılar, bu hizmetlerin tesis yönetimindeki etkileyici katkılarına odaklanarak sektördeki en iyi uygulamaları öğrenme fırsatı buldular.
Aynı zamanda, endüstriyel tesislerin dijital dönüşümü alanındaki küresel deneyimiyle Schneider Electric, dijital çağa uygun tesis tasarımı için yenilikçi çözümlerini tanıttı. Yeni nesil EcoStruxure Asset Advisor ve EcoStruxure Transformer Expert servisleri, katılımcılardan büyük ilgi gördü. Bu servisler, tesis sahiplerine ekipmanlarının performansını ve durumunu gerçek zamanlı olarak takip etme imkanı sunarak bakım süreçlerini optimize etmeye yardımcı oluyor.
Ecofit çözümü de etkinlikte dikkat çeken bir diğer hizmet oldu. Daha düşük karbon salınımı ile zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan bu çözüm, çevresel sürdürülebilirliği destekleyen yaklaşımıyla katılımcıların beğenisini kazandı.
Schneider Electric, Aliağa Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlediği etkinlikle, endüstriyel tesislerin dijital dönüşümüne liderlik etme ve sürdürülebilirlik odaklı çözümler sunma konusundaki taahhüdünü bir kez daha vurguladı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dijital güvenlik alanında dünya lideri olan ESET, Canalys tarafından hazırlanan Siber Güvenlik Liderlik Matrisi'nde üst üste beşinci kez "Şampiyon" oldu. Bu sonuç ile ESET, dünyaca ünlü dijital güvenlik satıcısı ve küresel iş ortağı ağları için en iyi güvenlik sağlayıcısı konumunu daha da sağlamlaştırdı.
Dünyanın önde gelen teknoloji pazarı analiz firması Canalys, 29 siber güvenlik tedarikçisini son 12 aylık dönemdeki küresel kanal ve pazar performansları açısından değerlendirerek 2023 Siber Güvenlik Liderlik Matrisi'ni açıkladı. Canalys'e göre ESET, "tüketici, KOBİ, kurumsal ve MSP segmentlerini kapsayan ve kapsamlı tehdit istihbaratına erişim sağlayan birkaç tam spektrumlu siber güvenlik tedarikçisinden biri.
ESET Küresel Satış Başkanı Miroslav Mikuš yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: "Bu şirketi kurduğumuzdan bu yana, ortaklarımızın siber güvenlik işlerini geliştirmelerine yardımcı olmaya gayret ediyoruz. Çok katmanlı teknolojimizin sunduğu korumaları sürekli olarak yenileyip güçlendirerek müşterilerimizi her türlü tehdide karşı korumak için çalışmaya odaklanıyoruz. Sunduğumuz hizmetleri derinlemesine geliştirmemiz ve üst üste beşinci kez "Şampiyon" seçilmemiz gösterdiğimiz çabaları ortaya koyuyor. Platformlarımıza ve sistemlerimize yaptığımız yatırımları değerli bulup takdir eden iş ortaklarımız tarafından yüksek puanla değerlendirilmekten memnuniyet duyuyoruz."
ESET'in Şampiyon statüsünü destekleyen temel unsurlar arasında pazara açılma stratejilerini merkezi olarak planlama ve koordine etme becerisi, hem iş ortaklarını hem de ülke ofislerini uygun yerel kampanyalar ve satış uygulamaları yürütme konusunda yetkilendirme politikası yer alıyor. ESET'in iş ortakları arasında yüksek puanları koruyan diğer önemli alanlar, hesap yönetimi ve teknik desteğin kalitesi ile genel iş yapma kolaylığı olarak öne çıkıyor.
ESET'in ağı şu anda 10.000'den fazla aktif MSP ve 24.000 aktif bayiden oluşuyor. MSP segmenti, yüzde 30'luk gelir artışıyla ESET'in stratejisinin temel bir parçası olmaya devam ediyor. Şirket, durum kontrolleri ve MDR dahil olmak üzere hem ESET Profesyonel hem de ESET Güvenlik Hizmetleri portföylerini MSP'lerin Inspect ve Inspect Cloud XDR çözümleri ile sunmasını sağlayarak çalışmalarını güçlendiriyor.
Canalys, Liderlik Matrisi ölçümü kapsamında siber güvenlik hizmet sağlayıcılarının genel bir değerlendirmesini yapıyor. Müşterilerini teknoloji endüstrisinin geleceği konusunda yönlendirmeye ve geçmişin iş modellerinin ötesine geçecek şekilde düşündürmeye çabalıyor. Canalys tarafından yapılan ölçümleme kapsamında kurumların yatırımları, stratejileri, pazardaki performansları, iş yapma biçimleri değerlendiriliyor. Matris üç ana girdi türünü bir araya getiriyor: Canalys'in Satıcı Kıyaslama derecelendirmelerinden alınan iş ortağı geri bildirimleri; her bir satıcının yatırımlarına, stratejisine, uygulamasına ve pazar performansı ölçütlerine dayalı olarak kanaldaki ivmesinin bağımsız bir analizi ve satıcının akran grupları içindeki büyümesi ve pazar payı
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK); Türk özel sektörünün dış ticaret, uluslararası yatırımlar, hizmetler, müteahhitlik ve lojistik başta olmak üzere, dış ekonomik ilişkilerini yürütme, yurt içi ve yurt dışında yatırım imkânlarını araştırma, Türkiye'nin ihracatını artırmaya katkı sağlama ve benzer iş geliştirme çalışmalarını koordine etmek amacıyla 1985 yılında kuruldu.
DEİK Türkiye- Uganda İş Konseyi, bu yıl ikinci kez başkan seçilen Doğan Ali Doğan'ın liderliğinde, özellikle Türk yatırımcıların başarılı işlere imza atacağına inandığı iş kolları üzerine çalışmalara devam edecek.
Doğan Ali Doğan: "Hedef daha fazla iş insanıyla birlikte Uganda'da yatırım fırsatlarını değerlendirmek"
DEİK Türkiye- Uganda İş Konseyi Başkanı Doğan Ali Doğan: "DEİK Türkiye- Uganda İş Konseyi olarak; hedefimiz 2023 yılında olduğu gibi bu yıl da daha fazla iş insanını Uganda'da görmek ve yatırım fırsatlarını değerlendirmek olacak. Bu kapsamda yeni başkanlık dönemimde tüm ekibimiz ile birlikte, her iki tarafın iş insanlarının daha sık buluşabileceği toplantılar organize ederek, karşılıklı ticaret hacminin artması ve doğacak sinerjinin her iki tarafa fayda sağlayacak şekilde değerlendirilmesi için çalışacağız. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 2016 yılındaki ziyaretinden bu yana Türkiye ve Uganda arasındaki ikili ilişkilerde önemli ilerlemeler kaydedildi. Üst düzey karşılıklı ziyaretlerle ilişkiler daha hızlı gelişmeye devam edecek. Bu anlamda son dönemde iki ülke arasındaki ticareti güçlendirmek adına her iki ülke yönetiminin büyük çaba sarf ettiğini ve resmi ziyaretlerin arttığını gözlemliyoruz. Dışişleri Bakanlıklarının karşılıklı teşvik, destek ve yatırımların kolaylaştırılmasına ilişkin anlaşmaları bu yıl içerisinde sonuçlandıracağını umuyorum." şeklinde konuştu.
UGANDA TİCARET NOTLARI
" Uganda'da tarım, gayrisafi milli hasılanın büyük bir kısmını kapsıyor. Tarımın yanı sıra; madencilik, sağlık, enerji ve altyapı sektörlerinde önemli yatırım fırsatları mevcut.
" Son yıllardaki ekonomik büyümenin lokomotifi olarak görülen tarımın sanayileştirilmesi politikaları ile bölge ülkeleri arasında daha rekabetçi konuma geldi.
" Türk Hava Yolları'nın Uganda'ya haftada 6 direkt uçuşunun olması ticari ilişkilerin gelişmesi ve kolaylaşması için büyük avantaj
" Yatırımcılar ülkedeki siyasi istikrar sayesinde kendilerini yatırımcı dostu bir ekosistem içinde buluyor.
" Genç bir nüfusa sahip olması sayesinde dinamik iş gücü olanakları mevcut
" Ülkenin benimsediği serbest piyasa ekonomisi ve liberal finans sistemi, tüm sektörlerde kolay ve hızlı ticaret yapma imkânı sağlıyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye çapında 54 mağazası ve 2.000 adet satış noktasında sunduğu özgün, şık ve dayanıklı ürün çeşitliliği ile sektörün öncü markası olan Schafer, seramik yüzeyli tekli tava ve tencere pişirme serisini satışa sundu. Mutfaklarında her aşamada sağlıklı yaşama önem veren tüketicilerin tercihi olan Fiesta Seramik Yüzeyli Tekli Tava ve Tencere Serisi, tamamen doğal minerallerden elde edilen maddeler kullanılarak üretiliyor.
Sektördeki 25 yıllık tecrübesiyle 2004 yılından itibaren yenilikçi ve özgün tasarım anlayışıyla züccaciye sektöründe bir dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen Schafer, müşterilerine yüksek kaliteli pişirme grubu ürünlerine eklediği yeni ürünleri sunmaya devam ediyor. Schafer, küçük ev aletlerinden züccaciyeye uzanan geniş ve çeşitli ürün yelpazesiyle tüketicilerin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor.
Pişirme grubu kategorisinde yer alan Fiesta Seramik Yüzeyli Tekli Tava ve Tencere Serisinde yuvarlak forma sahip farklı ebatlarda çeşitli seçenekler bulunuyor. Doğal minerallerden üretilen ve seramik yüzeyli puff-lon kaplama malzemesine sahip olan Fiesta Serisi, mutfaklarda sağlıklı yaşama önem veren tüketiciler tarafından tercih ediliyor. Yağsız pişirme özelliği sayesinde daha sağlıklı yemekler pişirmeye olanak sağlıyor. Fiesta Seramik Yüzeyli Tekli Tava ve Tencere Serisi, çizilmelere karşı ekstra dirençli sert yapısı, ekstra dayanıklı ve ekstra yapışmaz yüzeyi sayesinde uzun ömürlü kullanım imkânı sağlıyor. Yapışmaz özelliği ile kolay temizlenebilir olmasıyla da pratiklik sağlıyor. Yeşil ve siyah renk seçenekleri bulunan Fiesta Seramik Yüzeyli Tava ve Tencere Serisi tekli satılıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bu yıl 46’ncısı düzenlenen Dakar Rallisi, Suudi Arabistan’da kıran kırana mücadeleye sahne oldu. Dünya’nın en zor motor sporları müsabakası olarak kabul edilen Dakar’da 425 farklı araç, yaklaşık 8 bin kilometre boyunca zorlu yol ve hava şartlarıyla mücadele etti. 61 yaşındaki yaşayan efsane Carlos Sainz’ın zafere ulaştığı yarışta, tüm yarış boyunca Motul’ün desteğini alan ekipler, Original By Motul Kategorisinde ise hiçbir takım desteği olmaksızın, sadece Motul’ün ekipman desteğiyle gerçek anlamıyla var oluş mücadelesi verdi. Manuel Andujar Motul teknik ekibinin analizleri sayesinde büyük bir motor hasarından kurtularak Quad Kategorisi’nin şampiyonu oldu ve ralli, 400 farklı yağ analizinin laboratuvarı haline geldi.
Ülkemizin en köklü yağ markası Motul, 6’ncı kez Dakar Rallisi’nin resmi yağ destekçisi olarak yüzlerce sporcunun yanında oldu. Binlerce kilometre süren çöllerden ekstrem derecede engebeye sahip yol koşullarıyla 2 hafta boyunca yüzleşen 425 araç, yaklaşık 8.000 kilometre yol kat etti.
Ralliye konvansiyonel araçlar dışında, hidrojenli araçlar ve 1999 yılı öncesi üretilen klasik araçlar da katılım gösterdi. Öte yandan Quad Kategorisi’nin şampiyonu olan Manuel Andujar’ın Yamaha Raptor 700’ü, Motul’ün kapsamlı analizleri sayesinde büyük bir motor hasarından sıyrılarak zafere ulaşmış oldu. Mekanik dayanıklılığın ve pilotajın üst seviyede sınandığı 12 etaplık Dakar Rallisi’nin kazananı ise 61 yaşındaki Carloz Sainz oldu. Motosiklet kategorisinde 4 yıl aradan sonra zafere ulaşan HRC’den Ricky Brabec, Motul desteğini alan pilotlar arasındaydı. Tüm yarış boyunca Motul, yağlar üzerinde 400’den fazla analiz gerçekleştirerek takımların yanında yer aldı ve zorlu şartlarda açığa çıkan yepyeni geri bildirimleri yol otomobilleri için geliştirilen yağlarda kullanmak üzere elde etmiş oldu.
Gelmiş geçmiş en zorlu kategori: Malle Moto
1978 yılında ilk kez Dakar’a dahil olan, Original by Motul adıyla organize edilen kategori, Dünya’nın en zorlu yarışının en zorlu kategorisi olarak adlandırılıyor. Sadece motosikletlerin katıldığı bu kategoride yarışçılar hiçbir takım desteği almadan yarıştı. 80 litrelik kapsamlı bir sandık vasıtasıyla yarış boyunca ihtiyaç duyabilecekleri teknik ekipmanları sağlayan Motul’ün Original By Motul Operasyon Yöneticisi Mathieu Marchand “Her yarışçı bir kamp çadırı, seyahat çantası, 2 tekerlek, 80 litrelik bir sandık dışında hiçbir takım desteği almadan yarıştı. Organizasyonda motosikletlere özel lift, devasa bir mekanik onarım seti, kompresör ve jeneratör sunduk. Etap sonunda yarışmacılarımızın tüm ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra bir sonraki etapla ilgili bilgilendirme yaptık. Original By Motul Kategorisi, bir yarıştan da öte, var oluş mücadelesi.” dedi.
Podyumda Motul rüzgârı esti
Suudi Arabistan’da şimdiye kadar gerçekleşmiş en zorlu Dakar olarak tanımlanan Dakar 2024, Motul destekli takımlar için birçok başarıya sahne oldu. Motosiklet Kategorisi’nin podyumuna Motul destekli yarışçılar hâkim olurken; Honda Fabrika Takımı HRC'den Ricky Brabec ikinci Dakar'ını Hero Motosports’tan Ross Branch ve HRC'den Adrien Van Beveren'in önünde tamamlayarak kazanmış oldu.
Ralli 2 Kategorisi’nde Sherco'dan Harith Noah genel klasmanda ilk sırayı almayı başardı.
Manuel Andujar Quad Kategorisi’nde genel klasmanda birinciliğini korudu ve ikinci Dakar zaferini kazandı.
Destansı bir geri dönüşle Cristina Gutierrez, Challenger kategorisini kazanmayı başardı.
Toyota Auto Body, Toyota Land Cruiser LC300'üyle Stok Kategorisi’ni domine etti.
Romanyalı Motul sporcusu ve Original by Motul marka elçisi Emanuel Gyenes ise yarışı tüm rakiplerinin önünde tamamladı.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.