Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
Yeni Renault Austral E-Tech full hybrid, yakıt tüketimini ve CO2 emisyonlarını azaltırken, daha iyi performans daha fazla sürüş keyfi sunuyor. Kendi kendini şarj eden tamamen yeni E-Tech “tam hibrit” güç-aktarma sistemi, 200 hp gücünde motorla kombine ediliyor.
 
Şehir içindeki yolculukların %80'ini elektrikli modda yapmaya imkân sağlayan yeni motorda, batarya; yavaşlama ve frenleme sırasında şarj oluyor, bu sayede prize takmadan elektrikli sürüş keyfi yaşanıyor.
 
Uygun koşullarda 130 km/s hıza kadar elektrikli modda sürüş, tek depoyla 1100 km’ye varan sürüş menzili ve şehir içi sürüşte benzinli motora kıyasla sürüş şeklini değiştirmeden %40 yakıt tasarrufu sağlayabiliyor.
 
Bir içten yanmalı motor; iki elektromotor (çekiş için bir 'e-motor' ve içten yanmalı motoru çalıştırmak, vites değiştirmek ve bataryayı şarj etmek için bir yüksek voltajlı marş jeneratörü), bir merkezi batarya ve bir akıllı çok modlu şanzımandan oluşuyor.
 
Austral E-Tech full hybrid’de 96 kW güç ve 205 Nm tork üreten yeni 1,2 litre 3 silindirli turbo beslemeli benzinli motor kullanılıyor. Yüksek güç ve tork üretimine sahip elektromotor (50 kW ve 205 Nm), yüksek kapasiteli bir lityum iyon batarya (1,7 kWh / 400 V) ve ikisi elektrik, beşi hibrit mod olmak üzere 7 vitesli bir şanzıman sistemi ile tamamlanıyor. Bu sayede E-Tech full hybrid teknolojisi 146kW/200 hp toplam güç üretebiliyor. Üstün sürüş keyfi ile yüksek verimlilik için optimize edilen sistem ilk hareket anından itibaren yüksek çekiş gücü, sarsıntısız vites değişimleri, canlı ve istekli hızlanma performansı sunuyor.
Austral E-Tech full hybrid, 80-120km/s hızlanmasını sadece 5,9 saniyede gerçekleştiriyor.
 
Yavaşlama ve fren anında otomatik olarak tetiklenen rejeneratif fren işlevi, yüksek kapasiteli lityum iyon bataryaları şarj ediyor ve E-Tech sisteminin verimliliği ile birleştiğinde optimum yakıt ekonomisi sunuyor.
 
E-Tech full hybrid motorda, sürücü gaz pedalından ayağını çektiğinde veya frene bastığında ne kadar enerji geri kazandığını gösterge paneli ekrandan görebiliyor.
 
Gelişmiş 4Control: Daha fazla güvenlik ve daha fazla sürüş keyfi
Austral E-Tech full hybrid, Renault'nun üçüncü nesil dört tekerlekten yönlendirme sistemi Gelişmiş 4Control ile donatılıyor. Segmentindeki diğer modellerden farklı olarak, Austral yeni bir konfor düzeyi, artırılmış çeviklik ve benzersiz performans seviyesi sunuyor.
Gelişmiş 4Control ve çok kollu arka aks ile donatılan Austral, tekerleklerin dikey hareketini daha iyi yöneten sistem sayesinde tüm yol koşullarında yol tutuş ve konfor arasında benzersiz bir denge sunuyor.
 
Çok kollu arka akstaki yönlendirme sistemi ile arka tekerlekler ön tekerleklerin aksi yönünde maksimum 5° dönüyor. Diğer modellerden (önceden 3.5°) daha iyi olan bu değer sayesinde Austral 10,1 metre dönüş çapı ile rakipsiz bir değere ulaşıyor. Şehir içinde üstün manevra kabiliyeti ve çeviklik sunan Austral, yüksek hızlı yollarda üstün yol tutuş ve konfor sağlıyor. Viraj alırken (seçilen MULTI-SENSE ayarlarına bağlı olarak 50 km/s'den başlayarak), arka tekerlekler ön tekerleklerle aynı yönde 1°'ye kadar dönerek ekstra denge ve sakin bir sürüş deneyimi yaratıyor.
Gelişmiş 4Control, Multi-sense ayarlarındaki ek kişiselleştirme seçenekleriyle optimum yol tutuş sağlıyor. Sürücüler, sürüş tercihlerine göre ince ayar yapmak için 3 yerine artık 13 seviye arasından seçim yapabiliyor.
 
Multi-sense daha keyifli ve gelişmiş bir sürüş deneyimi için Austral'ın araç içi deneyimini kişiselleştirmeye yardımcı oluyor.
 
Multi-Sense teknolojisi; Eco, Comfort ve Sport olmak üzere üç sürüş moduna sahip. Dördüncü mod Perso (Kişisel) ise her ayarın kontrolünü sürücüye bırakıyor. Austral ayrıca, yakıt tüketimini azaltmaya yardımcı olmak üzere otomatik olarak Eco moduna geçilmesini öneren yeni bir proaktif işleve de sahip.
 
Gelişmiş kalite algısına sahip iç ve dış tasarım
 
Yeni Renault Austral, duyguları harekete geçiren silüeti ve özenle şekillendirilen güçlü çizgileriyle yüksek kalite algısı sunuyor. 3D derinlik efektli yüksek teknoloji arka farları ve ön farlarda elmas şeklinde desenler gibi detaylarla da Renault’nun yeni 'duygusal teknoloji' tasarım ilkeleriyle birleşiyor.
 
Dikkat çekici, atletik ve aynı zamanda zarif bir dış tasarıma sahip yeni Renault Austral, dışarıdan bakıldığında ideal gövde orantısı ile ferahlık hissi veriyor. Esprit Alpine versiyonuna özel atletik görünümü vurgulayan Saten Mineral Gri renk seçeneği bulunan yeni Renault Austral; Sedef Beyaz, Alev Kırmızı, Demir Mavi, Yıldız Siyah ve Mineral Gri gövde renkleriyle de satışa sunuluyor. Daha özgün bir görünüm için isteğe bağlı olarak çift renk de uygulanabiliyor. Çift renk uygulamasında tavan Yıldız Siyah renge dönüşürken, bu renk aynı zamanda köpekbalığı anten, ayna kapakları, ön tampondaki hava girişleri ve eşik panelinde kullanılabiliyor. Yeni Renault Austral Techno Esprit Alpine versiyonunda elmas kesimli Daytona Siyahı 20” alaşım jantlar sunulurken, tüm jant modellerinin merkezinde yeni Renault logosu yer alıyor.
 
Austral, 564 cm2 OpenR Link bilgi-eğlence sistemiyle sürüş keyfinden ödün vermeden herkes için en iyi teknolojiyi içeriyor. 12,3” dijital gösterge ekranı, geliştirilmiş 3 boyutlu araç grafiklerine ek olarak sürüş destek sistemleri uyarılarını da ekrana yansıtıyor.
 
 
Yeni platform, yeni performans
 
Yeni Renault Austral, yeni nesil CMF-CD platformunu kullanan ilk Renault modeli. Austral’ın sağlamlaştırılan gövdesi ile yana yatma eğilimleri iyileştirildi ve şasi, pazarda öne çıkan konfor/verimlilik/tepki oranı için daha hafif ve daha sağlam hale getirildi.
 
Gelişmiş güvenlik
 
Austral, geliştirilmiş pasif güvenlik ekipmanlarıyla sürücü, yolcular ve trafikteki herkes için en iyi koruma seviyesini sunuyor. Tipik güvenlik özellikleri iyileştirilen ve yandan çarpışma durumunda sürücü ile ön yolcu arasına konumlandırılan orta konsol hava yastığı da eklenen Austral, Euro NCAP testlerinde aldığı 5 yıldız ile Türkiye yollarına çıkıyor.
 
Yeni Renault Austral’de sunulan 20 adet sürüş destek sistemi, Sürüş, Park Etme ve Güvenlik olmak üzere üç kategoriye ayrılıyor. Yaya ve bisiklet algılama fonksiyonlu Aktif Acil Fren Destek Sistemi, Gelişmiş Şerit Takip Sistemi, Adaptif LED Pure Vision ön farlar gibi özellikler, öne çıkan sürüş destek sistemleri arasında yer alıyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

En iyi teknolojiyi en ulaşılabilir fiyatlarla tüketicilerle buluşturma vizyonuyla teknoloji alanında dünyanın önde gelen markalarını Türkiye'ye getiren Bilkom, akıllı ev sistemleri alanındaki yeni iş birliğiyle portföyünü genişletiyor. Aqara'nın son teknolojiye sahip, birçok insanın yaşam kalitesini artırma potansiyeline sahip yenilikçi ürünleri, Bilkom'un yaygın satış ağı aracılığıyla tüketicilerin erişimine sunulacak.
 
Herkes için iyi tasarlanmış, uzun ömürlü ve kullanımı kolay akıllı ev çözümleri sunan Aqara'nın geniş IoT portföyünde akıllı anahtarlar, prizler, kameralar ve görüntülü kapı zilleri, akıllı sensörler, termostatlar, perde ve panjur çözümleri, kapı kilitleri, evcil hayvan besleyicileri ve aydınlatma ürünleri yer alıyor. Şirketin şu anda dünya çapında 6 kıtada 7 milyondan fazla kullanıcısı bulunuyor.
 
Aqara ürünleri Amazon Alexa, Apple Home, Google Home ve daha fazlası dahil olmak üzere başlıca akıllı ev platformlarını destekliyor. Aynı zamanda yeni IoT bağlantı standardı Matter'in ilk savunucularından biri olan Aqara, akıllı ev teknolojisinin birlikte çalışabilirliğini ve basitliğini artırmak için endüstri ortaklarıyla iş birliği yapıyor.
 
"Liderliğimizi Akıllı Ev Ürünleri Kategorisine de Taşımak İstiyoruz"
Bilkom Genel Müdürü Fikret Ballıkaya, son dönemde yeni marka işbirlikleri ile portföylerini genişlettiklerini belirterek, "Büyüyen akıllı ev sistemleri sektöründe Aqara gibi öncü ve yenilikçi bir marka ile yer almaktan büyük heyecan duyuyoruz. Bilkom olarak en iyi marka ve teknolojileri tüketicilerle buluşturmayı, bu marka ve ürünleri ulaşılabilir kılmayı önemsiyoruz. Bilkom'un akıllı telefon, tablet ve akıllı saat kategorilerindeki pazar liderliğini yeni bir kategori ile sürdürmek istiyoruz. Türkiye'nin dijital yaşam koçu olarak akıllı ev odağımızın önemli bir parçası ve bu alandaki varlığımızı daha da geliştirmek istiyoruz" açıklamasında bulundu.
 
Aqara Kurucusu ve CEO'su Eugene You: "Yapay zekanın gelişimi ve akıllı ev cihazları ve sistemleri arasındaki benzeri görülmemiş birlikte çalışabilirlik, akıllı evin geleceğini şekillendiriyor. Kusursuz, güvenli ve sezgisel bir akıllı ev deneyimi öngörüyoruz ve Türkiye'deki tüketicilere en yeni akıllı ev deneyimini sunmak için Bilkom ile çalışmaktan heyecan duyuyoruz" dedi.
 
Aqara’nın yenilikçi akıllı ev ürünleri artık Bilkom'un yaygın satış ağındaki hem online hem fiziksel satış noktalarında satışta.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Okula dönüş heyecanı Marks & Spencer’da başladı! Marks & Spencer yenilikçi giyim teknolojileri, kolay kullanım sunan kıyafetleri ve rengarenk tamamlayıcı ürünleriyle hem ailelerin hem de okula dönen miniklerin hayatlarını kolaylaştırmaya devam ediyor. Bu sezon da okula dönüş için ihtiyaç duyulan her ürünü Marks & Spencer sunuyor.
 
MARKS & SPENCER okula dönüş döneminde hem ailelerin hem de eğlence dolu bir tatilin ardından okula dönen miniklerin hayatını kolaylaştırıyor! Yenilikçi giyim teknolojileri, kolay kullanım sunan kıyafetleri ve rengarenk tamamlayıcı ürünleriyle okula dönüş için ihtiyaç duyulan her detayı sunuyor. Marks & Spencer ile çocukların okula dönüş koleksiyonları hem dayanıklı ve şık hem de konforlu parçalarla dolu.
Giyisilerin daha parlak ve uzun ömürlü kullanımını sağlayan StayNEW™ teknolojisine sahip tişörtler ve polo üstler, kalıcı pile teknolojisi ile üretilmiş kırışmaz kumaş özelliğine sahip elbiseler ve etekler, leke tutmaz ve sürtünmeye karşı dayanıklı gömlekler, Supercrease teknolojisi ile geliştirilmiş ayarlanabilir bel ve paça özelliğine sahip çok çeşitli ürün grupları Marks & Spencer’da. Marks & Spencer’ın okula dönüş koleksiyonuyla minikler son teknolojileri kullanarak kaliteden ödün vermeden tasarlanan ve üretilen konforlu okul kıyafetleriyle hem özgürce eğlenecek, eğlenirken öğrenecekler.
Marks & Spencer’ın defalarca yıkamaya dayanıklı, güvenilir ve sürdürülebilir pamuk dokulu ürünleriyle dolu okula dönüş koleksiyonları, çocukları bekliyor.
Heyecan dolu bir okula dönüş hazırlığı Marks & Spencer mağazalarında ve Marks & Spencer Türkiye mobil uygulamasında!
 
Editöre Not:
Marks & Spencer hakkında:
Marks and Spencer (M&S) İngiltere’nin önde gelen perakendecilik şirketlerindendir. Giyim, ev ürünleri, kişisel bakım ürünleri satışında hizmet veren şirket 1884 yılında Michael Marks ve Thomas Spencer tarafından İngiltere’nin Leeds şehrinde kurulmuştur. 45 farklı ülkede 1000’i aşkın mağazası ile Türkiye’de ise Fiba Perakende Grubu güvencesiyle yüksek kalitede modayı beğenilere sunmaktadır.
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Tüm dünyada ürünlerinin tasarımlarıyla dikkat çeken Londra merkezli global teknoloji markası Nothing'in yeni akıllı telefon modeli Nothing Phone (2), Evofone distribütörlüğünde Türkiye'de satışa çıktı. İlk modeli olan Phone (1) ile oldukça dikkat çeken markanın son amiral gemisi Phone (2), Evofone.com internet sitesi üzerinden satın alınabilecek.

 

Yeni Glyph Arayüzü ile Phone (2) çok daha farklı
Türkiye'de şu an sadece siyah renk seçeneğiyle satışa sunulan Nothing Phone (2), orijinal tasarımını koruyan yeniliklerle geliyor. Arka yüzünde benzersiz ışık tasarımlarıyla piyasaya sunulan Phone (2), Yeni Glyph Arayüzü sayesinde her iletişim ve bildirim türü için farklı ışık ve ses dizileri atanmasına imkan tanıyor. Bu özelliği ile kullanıcısına "kiminle iletişim halinde olduğu" bilgisini farklı bir dokunuşla veren Phone (2), aynı zamanda sıradanlaşan akıllı telefon dünyasına sıra dışı tasarımıyla da imzasını atıyor.
 
Glyph Arayüzü sayesinde 33 ayrı ayarlanabilir bölgeye sahip olan Phone (2) ile tüketiciler, farklı ışık ve ses kombinasyonları yaparak kendi ritimlerini oluşturabileceği kayıtlar da düzenleyebiliyor. Ayrıca bu uygulama ile bildirimlerin yanı sıra telefonun şarj durumu ve daha birçok özellik hem eğlenceli bir şekilde hem de kolayca takip edilebiliyor.
 
Akıcı bir ekran deneyimi
Arka yüzündeki benzersiz tasarımının yanı sıra Phone (2)'nin ön yüzü 6,7 inç esnek OLED ekran ve Gorilla Glass korumasıyla geliyor. 120Hz adaptif ekran yenileme hızı ve 240Hz dokunsal dokunmatik motorlar ile akıcı bir ekran deneyimi sunuluyor. Ekran parlaklığı konusunda da Phone (2), dış mekan parlaklığı olarak 1000 nits ve HDR en yüksek piksel parlaklığı olarak da 1600 nits'e sahip.

 

Hem arka hem de ön kamerada iyi bir çekim ve video performansı
Kamera diziliminde de sade ama kaliteli sonuçlara önem veren Nothing, Phone (2)'nin ön yüzünde bir, arka yüzünde ise çift kamera dizilimi kullandı. 50 MP çözünürlüğü bulunan ve Sony IMX980 sensörünü kullanan telefonun ana kamerası, "Gece Modu"nun yanı sıra ƒ/1.88 diyafram açıklığı ile karanlık ortamlarda dahi ayrıntıları yakalamaya olanak tanıyor. 1/1.56 inç sensör boyutu, OIS ve EIS görüntü sabitleme, 24 mm odaklanma özellikleriyle gelen Phone (2)'nin kamera özelliklerinde ise şunlar bulunuyor: Portre Modu, Gece Modu, Hareketli Fotoğraf, Süper Çözünürlüklü Yakınlaştırma, Merceksi (filtre), AI Sahne Algılama, Panorama, Panorama Gece modu ve Belge modu.
 
Phone (2)'nin geniş açı kamerasında ise Samsung'un JN1 sensörü kullanırken bu lens, 4 cm'ye kadar makro, 114 derecelik görüş açısı ile de geniş çekimler yapmanıza olanak sağlıyor. EIS görüntü sabitleme, Gelişmiş HDR, Gece Modu, Hareketli Fotoğraf, Merceksi (filtre) ve AI Sahne Algılama özellikleri de Phone (2)'nin Geniş Açı kamerasında bulunan özelliklerden.
 
Phone (2)'nin HDR destekli 1080p ve 30 fps videolar çekilmesini sağlayan ön kamerasında ise 32 MP çözünürlük, Sony OMX615 sensör ve ƒ/2,45 diyafram açıklığı bulunuyor.

 

4K video performansı
Video konusunda da kullanıcısına iyi bir performans sunan Phone (2)'nin 4K'lık kayıt özelliği var. 30 veya 60 fps'de canlı HDR özelliği bulunan cihaz; Ağır Çekim (480 fps), Gece modu (1080pat30fps), Eylem Modu, OIS ve EIS Görüntü Sabitleme ve Zaman Atlama (4K) uygulamaları sunuyor.
 
Phone (2) ile Nothing OS 2.0 karşınızda!
Akıllı telefon kullanımında dikkat dağıtan unsurları azaltma ve daha bilinçli kullanımı teşvik etme arzusuyla hayata geçirilen Nothing OS, bir yandan Nothing'in tasarım estetiğini bünyesinde barındırırken bir yandan da yardımcı programa dayanan hızlı ve sorunsuz bir kullanıcı deneyimi sunuyor. Ana ekran ve kilit ekranı yardımcı programı widgetlarla yeniden tasarlanan Nothing OS 2.0 ile kullanıcılar, uygulamalarını açmak zorunda kalmadan telefonun temel işlevlerine erişebilecekler. Nothing OS 2.0, kullanıcılara yeni klasör düzenleri ve resimli kapaklar sunarken ızgara tasarımını, widget boyutunu ve renk temalarını özelleştirme yetkisi de veriyor.
 
Android güncelleme güvencesi
3 yıllık Android güncelleme ve 2 ayda bir 4 yıllık güvenlik yama yazılım desteği sunulan Nothing Phone (2)'de parmak izi ve yüz tanıma özellikleri bulunuyor. Telefonun bu güvenlik özellikleri, ayrıca maske gibi yüz kaplamalarıyla da uyum sağlanıyor.
 
Tüm benzersiz tasarım ve kullanışlı arayüzünün yanı sıra Phone (2), gücünü Qualcomm® Snapdragon™ 8+ Gen1 yonga setinden alıyor. Ayrıca cihazda 4nm TMSC üretim mimarisi bulunuyor. Adreno 730 grafik birimine sahip Phone (2)'de 2. nesil HTP V69 4xHVX işlemci var. 12 GB RAM'e sahip Phone (2), 512 GB'lık hafıza seçeneğiyle Türkiye'ye geliyor.
 
Uzun süreli batarya kullanımı ve hızlı şarj özelliği
Batarya olarak 4700 mAh pil boyutu bulunan Phone (2), 45W PPS kablolu şarj ile 55 dakikada tam dolum sağlıyor. Aynı şekilde çift şarjlı 15W Qi kablosuz şarj ile Phone (2)'nin şarjını 130 dakikada doldurmak da mümkün. Cihazda tüm bunlara ek 5W ters şarj desteği de bulunuyor. Bu sayede kullanıcılar, kulaklık veya çeşitli aksesuarlarına da güç sağlayabiliyor.
 
Öne çıkan diğer detay da sürdürülebilirliğe verilen önem
Tüm performans ve diğer özelliklerinin yanı sıra tasarımıyla dikkat çeken Phone (2)'nin öne çıkan diğer bir unsuru da markanın üretimden paketlemeye kadar tüm aşamalarda sürdürülebilirliğe verdiği önem oldu. Geri dönüştürülmüş malzemelere, yenilenebilir enerjiye, ambalaja ve uzun ömre odaklanarak tasarlanan Phone (2) piyasada en sürdürülebilir akıllı telefonlardan biri olarak öne çıkıyor.
 
Örneğin atık depolama sahası olmadan gerçekleştirilen üretim - montaj sürecinde hiçbir atık çöp depolama sahasına gönderilmiyor. Tüm üretim aşamaları yenilenebilir enerji kaynaklarıyla destekleniyorken hem son montaj tesisi hem de geri dönüştürülmüş alüminyum üretim tesisleri yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanarak çevreye dost bir yaklaşım sergiliyor. 5 KG'lık bir CO2 azaltımı elde eden Phone (2)'de yüzde 100 geri dönüştürülmüş alüminyum orta çerçeve, düğmeler ve SIM tepsisi ucu bulunuyor. Ayrıca:
" Plastik parçaların yüzde 80'i geri dönüştürülmüş ve biyolojik bazlı malzemelerden yapıldı.
" 9 devre kartında yüzde 100 geri dönüştürülmüş kalay,
" Ana kartta yüzde 100 geri dönüştürülmüş bakır folyolar,
" 28 çelik damgalama parçasının tamamında yüzde 90'ın üzerinde geri dönüştürülmüş çelik kullanıldı.
" FSC MIX sertifikalı (The Forest Stewardship Council) yüzde 60'ın üzerinde geri dönüştürülmüş elyaf içeren plastik içermeyen ambalaja sahip.
 
512 GB'lık modelinin satış fiyatı 36.999 TL
Siyah renk seçeneğiyle ve Evofone garantisiyle Türkiye'ye gelen Nothing Phone (2), şimdi 512 GB'lık modeli ile 36.999 TL etiket fiyatı ile Evofone.com sitesinden ve tüm yetkili teknoloji marketlerinin web sitelerinden satışa çıktı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

TOBB E-ticaret Meclis Üyesi, Ticimax Kurucu CEO'su Cenk Çiğdemli e-ticaret sektörünün 2023 ilk yarı büyüme rakamlarını açıkladı. Çiğdemli, "Ticimax E-ticaret Sistemleri'nin altyapısını sağladığı 15 binden fazla e-ticaret sitesinden aldığımız verilere göre; 2023 ilk 6 ayında en çok sipariş veren iller sırasıyla; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Kocaeli. Alanına göre en çok satış yapan sektörler sırasıyla; tekstil ve giyim, ayakkabı, gıda, kozmetik, kitap, bebek çocuk ürünleri, tesettür giyim. Ödeme türüne göre en çok kredi kartıyla alıveriş yapılıyor. Kredi kartını kapıda ödeme (nakit), kapıda ödeme (kredi kartı) ve havale takip ediyor" dedi.

SİPARİŞ SAYISI 2,378,018 ADEDE YÜKSELDİ
15 bin e-ticaret sitesinden alınan verilere göre, e-ticaret sipariş adetlerinde yıllara göre ilerleme şöyle; 2020 ilk yarıda 1,682,462 adet olan sipariş sayısı, 2021'de 2,096,665, 2022'de 1,987,436, 2023 ilk yarıda ise 2,378,018 adede yükseldi. 2022 ilk yarıda en çok ciro yapan 3 sektör sırasıyla; ayakkabı, tekstil- giyim ve gıda oldu. 2023 ilk yarıda ise en çok ciro yapan 3 sektör sırasıyla şöyle; ayakkabı, tekstil- giyim ve otomotiv yedek parça. Ortalama sepet tutarlarına gelince, 2020 ilk yarıda bu rakam 250 TL iken, 2021'de 307 TL, 2022'de 534 TL, 2023 ilk yarıda ise 1475 TL'ye yükseldi. Ortalama sepet tutarı en fazla olan sektörler, 2022 ilk yarıda beyaz eşya ve ev aletleri (2350 TL), ev, mobilya ve bahçe ürünleri (2073 TL), oyun ve oyuncak (1205 TL), deniz ürünleri (1499 TL), petshop ürünleri (975 TL) olarak gerçekleşti. 2023 ilk yarıda ise ortalama sepet tutarı en fazla olan sektörler, beyaz eşya ve ev aletleri (3172 TL), bilgisayar (3457 TL), deniz ürünleri (3371 TL), aydınlatma ve iklimlendirme sistemleri (2131 TL), hırdavat ürünleri (2036 TL) oldu. En çok sipariş verilen gün ise son 3 yıldır Salı günü. Yıllara göre web trafiği rakamları ise şöyle; 2020 yılı ilk yarıda web trafiği 1,5 milyar iken, 2021 yılında 3,6 milyara, 2022'de 5,2 milyara, 2023 ilk yarıda ise 5,5 milyara yükselmiş.

İKİNCİ YARI EN AZ YÜZDE 50 BÜYÜME OLUR
2023 ikinci yarıda da büyüme grafiğinin yukarı yönlü bir seyir izleyeceğini öngördüğüne vurgu yapan Çiğdemli, "2023 ikinci yarısında, okul alışverişi, Black Friday, Cyber Monday ve yılbaşı alışverişleri gibi özel kampanya ve alışveriş festivallerinin olduğunu göz önünde bulundurursak, hem sipariş adetleri hem de cirolar bazında ilk yarıya göre en az yüzde 50 oranında bir büyüme olacağını tahmin ediyoruz" dedi.

TİCİMAX BİLİŞİM 500'DE YER ALDI
Bilişim sektörünün kılavuz niteliğindeki araştırması olarak kabul edilen "- İLK BEŞYÜZ BİLİŞİM ŞİRKETİ Araştırması" geçtiğimiz gün tamamlanmıştı. Araştırma sonuçlarına göre, ilk 500 bilişim firmasının 2022 yılında toplam geliri 372 milyar TL olurken, bir önceki yıla göre büyüme oranı yüzde 74 olarak gerçekleşti. Türkiye Merkezli Üretici Yazılım kategorisinde de büyüme yüzde 84 olarak gerçekleşti. Sıralamaya giren şirketlerin 187'si yüzde 100'ün üzerinde bir büyüme gösterdi. Araştırma sonuçlarına göre, finans, perakende ve üretim gibi temel sektörler en yüksek teknoloji yatırımlarını yapan sektörler olarak önde çıkmayı sürdürdü. İş süreçlerindeki verimliliği artırmaya yönelik yapay zeka ve nesnelerin interneti yatırımlarında artış görüldü.

TİCİMAX İLK 10'DA
Ticimax E-ticaret Sistemleri, Türkiye merkezli üretici yazılım iş uygulamaları kategorisinde 10 sırada, Türkiye merkezli üretici yazılım kategorisinde ise 30. Sırada yer aldı. Ticimax, 2022 yılı İlk 500 Bilişim Şirketi (satış gelirlerine göre) listesinde 209. sırada yer alırken, Türkiye merkezli üretici listesinde ise 78. sırada yer aldı. İstanbul şirketleri listesinde ise 151. sırada yerini aldı. TOBB E-ticaret Meclis Üyesi, Ticimax Kurucu CEO'su Cenk Çiğdemli, Türkiye merkezli üretici yazılım iş uygulamaları kategorisinde ilk 10'a girmekten dolayı gurur duyduğunu ifade ederek, "Bu derece, Türkiye'deki e-ticaret ekosisteminin büyüme hızını ve kapasitesini de göstermekte. Her geçen yıl sıralamalardaki yerimizi daha da güçlendireceğimize inanıyorum" dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türk Telekom'un, Atatürk Kültür Merkezi'ndeki çalışmaları dünyanın en prestijli halka ilişkiler ödüllerinden IPRA tarafından taçlandırıldı. Türk Telekom, Uluslararası Halka İlişkiler Derneği'nin (International Public Relations Association - IPRA) düzenlediği Golden World Awards'ta 'Sponsorluk kategorisinde altın ödülün sahibi oldu.
 
Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Arif Sancaktaroğlu, "Ana destekçisi olduğumuz Atatürk Kültür Merkezi'nde; teknoloji ile dijital dönüşüm alanındaki deneyimimizi kültür-sanata aktardığımız çalışmalarımız sürüyor. Sanatın kalbinin attığı bu ikonik alandaki çalışmalarımızı bir sponsorluk sürecinin ötesinde konumlandırıyoruz. Bu kapsamda Türkiye'ye Değer anlayışıyla hayata geçirdiğimiz sosyal sorumluluk projemiz Sesli Adımlar ile AKM'de herkes için erişilebilir bir deneyim sunuyoruz. Uygulama ile görme ve işitme engelli sanatseverler, AKM'nin kapalı ve açık alanlarında, uygulamanın yönlendirmeleri eşliğinde engelleri aşan bir deneyim yaşayabiliyorlar. Herkes için erişilebilir iletişim yaklaşımımızla, AKM'de sanatseverlerin yenilikçi teknolojileri deneyimleyebilmeleri için ücretsiz WiFi hizmeti sunuyoruz. Ayrıca tüm sanatseverler, yapının ruhuna uygun şekilde özel olarak tasarlanan Türk Telekom Lounge'da keyifli zaman geçirebiliyor, bu alandaki dijital uygulamalarımızı deneyimleyebiliyor. AKM'de ziyaretçilerin yenilikçi teknolojileri de yakından tanımalarını sağlıyor, robot tarafından kahve servisi yapılan Robot Cafe ile kahve tutkularına farklı bir deneyim yaşatıyoruz. Bunlara ek olarak sinema gösterimleri ve festivaller gibi açık hava etkinlikleri, özel günlerde çocuklara yönelik sanat atölyeleri gibi çalışmalarımızla Atatürk Kültür Merkezi'nde hayatın her alanına dokunan çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Tüm bu çalışmalarımız ve sonrasındaki 360 derece iletişim faaliyetlerimizle, en prestijli halka ilişkiler ödüllerinden sayılan IPRA'nın jüri üyelerinden tam not alarak altın ödüle layık görülmekten mutluluk duyuyoruz" dedi.
 
Yüksek teknolojiyle üstün deneyim bir arada…
Türkiye'nin kültür-sanat belleğinde iz bırakan Atatürk Kültür Merkezi'nin simgesi kırmızı kürede bulunan ana opera salonuna ismini veren Türk Telekom'un, bu önemli mekân için gerçekleştirdiği açılış töreni global düzeyde dikkat çekmişti. Türkiye'de ilk defa senfoni orkestrası ve dijital sanatların bir araya geldiği Türk Telekom Opera Salonu'nun Gala Gecesi için özel düzenlenen etkinlik; Global Eventex Awards tarafından 'Kültür Etkinlikleri' kategorisinde altın, 'Görsel İşitsel Kullanım' kategorisinde ise bronz ödülün sahibi olmuştu

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

ABD merkezli ödeme hizmetleri sağlayıcısı PayPal, hafta başında, ödeme ve para transferi süreçlerinde kullanılmak üzere ABD dolarına endeksli PYUSD isimli sabitkoini piyasaya sürdüğünü duyurdu. Bu kararla dijital para birimlerini benimseyen ilk büyük finansal teknoloji şirketlerinden biri olan PayPal'ın hisseleri, geçtiğimiz pazartesi %2,66 arttı. Bir yandan kripto yatırımcılarını heyecanlandıran, diğer tarafta ise regülatörleri harekete geçiren bu kararı avantaja çevirmek isteyen kripto dolandırıcıları da boş durmadı. Gate.io Türkiye Araştırma Müdürü Sevcan Dedeoğlu, kripto ekosistemini, PYUSD adıyla üretilen sahte kripto para birimlerine karşı uyardı.
66 sahte kripto para üretildi, 3 milyon dolarlık hacime ulaştı
Kripto para dolandırıcıları, PayPal tarafından dolar bazlı sabitkoin PYUSD'nin piyasa sürüleceğinin açıklanmasının ardından harekete geçti. DEXTools verileri, salı gününden itibaren Ethereum, BNB Chain ve Base gibi blokzinciri ağları üzerinde 66'dan fazla sahte kripto para birimi üretildiğini gösterdi. Merkeziyetsiz borsalarda gerçekleştirilen işlemlerde, bu sahte kripto para birimlerinden en büyüğünün birkaç saat içinde yaklaşık 3 milyon dolarlık işlem hacmine ulaştığı tespit edildi.
Bir akıllı sözleşme altyapısı kullanarak oldukça düşük maliyetlerle yeni bir token üretilmesinin mümkün olduğunu söyleyen Sevcan Dedeoğlu, "Merkeziyetsiz borsalar, bir kripto para biriminin üretilmesine, anında likidite sağlanmasına ve işleme açılmasına olanak tanıyor. Yatırımcıların, bu işin arkasında kripto dolandırıcılarının olduğunu bilmesi gerekiyor. Dolandırıcılar, bu gibi büyük gelişmelere çok hızlı tepki vererek ilk heyecanı fırsata dönüştürmek istiyor. Bir benzeri Ripple kararında yaşanmış, şirket yetkilileri sahte hediye ve kampanyalara karşı uyarmıştı. PayPal kararı sonrası üretilen bu kripto para birimlerinde de 'rug pull' olarak tabir edilen ve geliştiricilerin likiditeyi bir anda çekmesiyle kripto para biriminin değerinin sıfırlanması durumu görülmesi olası" dedi.
Regülasyon tartışmaları büyüyecek
Kripto para birimleri ve dolara endeksli sabitkoin'ler üzerine halihazırda süren regülasyon tartışmaları, PayPal'in kararının ardından yeniden alevlendi. ABD Temsilciler Meclisi Kongre Üyesi Maxine Waters, PayPal'in sabitkoin'lerin düzenlenmesi, gözetimi ve uygulanması konusunda hâlâ bir yasal çerçeve yokken kendi kripto para birimini sunmasının endişe verici olduğunu kaydetti. Konuya ilişkin haberlerde, kriptoya karşı olan mesafeli tutumuyla bilinen Senatör Elizabeth Warren ve Senatör Sherrod Brown gibi isimlerin, büyük ölçekli, dolara endeksli bir kripto para biriminin büyük bir kriz durumunda ABD bankacılık sistemi üzerindeki etkilerinden çekindiği ifade edildi. Konunun regülatörlerin, özellikle ABD merkez bankası Fed'in ve Gary Gensler yönetimindeki ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu SEC'nin dikkatini çekebileceğini söyleyen Sevcan Dedeoğlu, "İlk yorumların ardından piyasalar, bir sonraki regülatif hamleyi bekliyor. Daha önce Meta'nın Libra isimli benzer bir girişimi, Cambridge Analytica gibi skandalların da etkisiyle sessizce sona ermişti" dedi.
"Sabitkoinler daha çok benimsenecek"
Bir yandan merkez bankalarının Merkez Bankası Dijital Para Birimi (CBDC) çalışmalarının hızlanması, bir yandan finansal teknoloji kuruluşlarının bu konudaki adımlarının artmasının sabitkoinlere ilişkin beklentileri de güçlendirdiği kaydeden Gate.io Türkiye Araştırma Müdürü Sevcan Dedeoğlu, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: "Bugüne dek Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği ekonomileri başta olmak üzere bazı ekonomiler bu konularda çeşitli politikalar hazırladı. Örneğin AB regülasyonlarının Haziran 2024'te yürürlüğe girmesi bekleniyor. Para transferini, havaleyi, uluslararası ödemeleri hızlandıran ve değeri doğrudan itibari para birimlerine bağlı olarak belirlenen sabit kripto para birimlerine sabitkoinlerin ödeme ekosisteminde önümüzdeki yıllarda çok daha fazla benimsenebileceğini söyleyebiliriz. Gate.io Türkiye olarak milyonlarca kullanıcıyı finansın değişen paradigmasına hazırlamak için son hızda çalışmayı sürdürüyor, güvenilir kripto para alım satımını ve kripto yatırımcılığını erişilebilir kılmaya devam ediyoruz."

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Önümüzdeki on yıl, enerji ve altyapı sektöründe zorluklarla beraber henüz keşfedilmemiş fırsatlarda ortaya çıkaracak. Bu noktada esneklik, başarı için kritik bir öneme sahip olacak. Ancak teknolojik yenilikleri takıp edip, iş modellerini buna uyarlayabilen şirketler ayakta kalabilecek. IFS ile optimize edilmiş varlık yönetimi sayesinde günümüzün müşteri taleplerini karşılayan şirketler, geleceğe kendilerini hazırlamış olacaklar.
Enerji ve altyapı şirketlerinin çoğunun bilgi teknolojileri alanında bir yatırım planlarının olmaması göze çarpıyor. Ancak bu sistemlerin ortalama ömrünün yaklaşık 50 yıl olduğunu düşünürsek, bu yatırımın gerçekleştirilmesi son derece büyük bir önem taşıyor. 2020-2050 yılları arasında küresel enerji talebinde öngörülen artışın %50 olduğu düşünüldüğünde eski teknolojiler, agresif düzenlemeler ve fiyat sınırlamalarının yanı sıra artan taleple boğuşanenerji ve alt yapı şirketlerinin karşılaşacakları zorlukları tahmin etmek zor değil.
Buradan hareketle IFS, karlılığı korumanın ve güvenilirliği sağlamanın hassas dengesi arasında sıkışıp kalan şirketler için her yeni gereksinim ortaya çıktığında güncel çözümler sunarak, farklı sistemleri bir araya getiren bütüncül bir yaklaşım geliştirdi. Karmaşık varlık gereksinimlerini karşılamak için tasarlanan Kurumsal Varlık Yönetimi (EAM), esnek, uygulanabilir ve cloud tabanlı bir çözüm sunuyor. Ayrıca, tek bir çözüm içerisinde yer alan mobil uygulama üzerinden hem çevrimiçi hem de çevrimdışı çalışma imkanı sunarak, varlıkların yönetimini, bakım kontrolünü ve performans optimizasyonunu sağlıyor. Sunulan geniş yeterlilik yelpazesi, mevcut ve gelecekteki ihtiyaçları karşılamanın yanı sıra kullanıcıların varlıklarının konumunu eksiksiz bir şekilde anlamalarına ve değişen durumları takip etmelerine olanak tanıyor.
Sorunları anlık olarak çözmek sürdürülebilir değil
Enerji ve altyapı sektörü uzun süredir enerji iletimi ve dağıtımı için geleneksel yöntemlere güveniyor. Ancak bu durum uzun iletim hatları, kaynak ile tüketim arasındaki mesafeler nedeniyle yüksek maliyetlere yol açıyor. Hükümetlerin yenilenebilir enerji hedefleri arttıkça, altyapı şirketleri de değişime ayak uydurmak zorunda kalıyor. Ancak sınırlı kâr marjları nedeniyle yenilikçi projelere yatırım yapmak zor olabiliyor. Bu noktada IFS’in önerisi; enerji ve altyapı şirketlerinin işletme maliyetlerini azaltmak için birden fazla teknoloji çözümünü uçtan uca destekleyen daha geniş kapsamlı bir platformla değiştirmektir. Bu, enerji ve altyapı şirketinin işletmeye yeniden yatırım yapmak için daha fazla kazanç elde etmesini sağlıyor. Sunulan modernleştirilmiş yaklaşımla, operasyon genelinde önemli ölçüde tasarruf ve verimlilik sağlanırken bakım çalışmalarını ve personel eğitimini tek bir sisteme bağlamak da mümkün hale geliyor.
IFS, enerji ve altyapı şirketlerinin her bir müşteriyle etkileşimde kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmak için gerekli altyapı çalışmalarını hayata geçirerek, müşteri odaklı bir yaklaşımın önemini vurguluyor. IFS'in bu dijital yaklaşımı, müşteri deneyimini artırmanın yanı sıra enerji ve altyapı hizmetlerinin verimliliğini sağlıyor.