Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Çinli otomotiv devi Chery, haziran ayı boyunca geçerli olan nakit alım indirimleri ve kredi imkanları ile yeni bir SUV sahibi olmak isteyen kullanıcılara benzersiz olanaklar sunmaya devam ediyor.
TIGGO7 PRO MAX'de 250.000 TL Nakit İndirim ve 300.000 TL Kredi Fırsatı!
Şık tasarımla birlikte konfor ve güvenlik arayan ailelerin tercihi TIGGO7 PRO MAX'in 2025 model yılı Intelligent versiyonunda bireysel müşterilere özel, 230.000 TL nakit indirimi ve 300.000 TL 11 ay kredi olanağı, Exceptional versiyonunda ise 250.000 TL nakit indirimi ve 300.000 TL 11 ay kredi avantajı sağlanıyor. Chery, TIGGO7 PRO MAX, SUV segmentinde şık görünüm, güvenlik ve sürüş konforuna odaklanan müşterileri hedefliyor. TIGGO7 PRO MAX, görünüm olarak TIGGO ailesinin tasarım dilini benimsiyor. TIGGO7 PRO MAX, gelişmiş ADAS sistemleri, 24.6" bilgi-eğlence sistemi, sanal gösterge paneli, 540° görüş sistemi, SONY ses sistemi, akıllı sesli komut sistemi, kablosuz CarPlay ve AndroidAuto, açılabilir panaromik cam tavan, ısıtmalı ve soğutmalı ön koltuklar, anahtarsız giriş & çalıştırma, 19" alüminyum alaşımlı jantlar gibi üst seviye donanımları ile dikkat çekiyor
TIGGO8 PRO MAX'de 250.000 TL Nakit İndirimi ve 600.000TL %0 Faizli Kredi Fırsatı!
Chery'nin gelişmiş sürüş teknolojileri ve yüksek kaliteye odaklanan 7 kişilik geniş hacimli SUV modeli olan TIGGO8 PRO MAX'in 2025 model yılı Exceptional versiyonunda ticari müşterilere özel 250.000 TL nakit indirimi ve 600.000 TL 6 ay %0 faizli kredi avantajı yer alıyor. Bununla birlikte bireysel müşterilere özel, TIGGO8 Pro Max'in Intelligent versiyonunda geçerli 200.000 TL nakit indirimi ve Exceptional versiyonunda geçerli 250.000 TL nakit indirimi sunuluyor. Chery TIGGO8 PRO MAX, akıllı sürüş destek sistemleri ve teknolojik sürüş deneyimine odaklanan 7 kişilik geniş hacimli bir SUV modeli olarak öne çıkıyor. Markanın Türkiye'deki "Amiral Gemisi" pozisyonunda konumlandırdığı Chery TIGGO8 PRO MAX, gelişmiş ADAS sistemleri, 24.6" bilgi-eğlence sistemi, sanal gösterge paneli, 540° Görüş Sistemi, SONY ses sistemi, kablosuz CarPlay ve Android Auto bağlantısı, açılabilir panoramik cam tavanı, ısıtmalı ve soğutmalı ön koltukları ile premium konfor duygusunu yaşatıyor. TIGGO8 PRO MAX, Intelligent ve Exceptional olmak üzere iki farklı donanım seviyesi ile sunuluyor.
OMODA 5 PRO'da 225.000 TL Nakit İndirim ve 200.000 TL Kredi Fırsatı!
İddialı, genç ve dinamik tasarımıyla öne çıkan OMODA 5 PRO'nun 2025 model yılı Intelligent versiyonunda bireysel müşterilere özel 200.000 TL nakit indirimi ve 200.000 TL 11 ay bireysel kredi avantajı bulunuyor. OMODA 5 PRO'nun Exceptional versiyonunda ise 225.000 TL nakit indirimi ve 200.000 TL 11 ay bireysel kredi avantajı sunuluyor. Müşterilerinin beklentilerine uygun olarak tasarlanan ve geliştirilen OMODA 5 PRO; kısa zamanda Türkiye'nin en çok tercih edilen SUV modelleri arasında yerini aldı. Model, fütüristik tasarımı, gelişmiş ADAS Sistemleri, 24.6" bilgi-eğlence sistemi, 540° Görüş Sistemi, SONY ses sistemi, kablosuz CarPlay ve Android Auto bağlantısı, ısıtmalı ve soğutmalı ön koltukları, direksiyon ısıtması ve açılabilir cam tavan gibi üst seviye donanımları ile öne çıkıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin dijitalleşmede hukuki altyapısını güçlendirdiğini belirten MMA Türkiye, Siber Güvenlik Kanunu'nun yanı sıra yapay zekâya yönelik düzenlemelerin de önümüzdeki dönemde gündeme gelebileceğinin altını çizdi.
MMA Türkiye, Türkiye'nin dijital geleceğini şekillendiren son yasal düzenlemeleri ve teknolojik gelişmeleri değerlendirdi. MMA Türkiye Genel Sekreteri Avukat Özlem Sezgin, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yakın zamanda yürürlüğe giren "Siber Güvenlik Kanunu"nun dijital egemenliği güçlendirme yolunda stratejik bir adım olduğunu belirtti.
"Siber Güvenlik Kanunu, sadece mevcut tehditlere karşı bir savunma mekanizması oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda gelecekteki risklere karşı proaktif bir yaklaşım sergiliyor" diyen Sezgin, kanunun Siber Güvenlik Başkanlığı'na kritik altyapıların korunması, standartların belirlenmesi ve denetim gibi hayati görevler yüklediğini ifade etti.
Sezgin, siber güvenliğin artık yapay zekâ gibi yeni teknolojilerden ayrı düşünülemeyeceğini vurgulayarak, bu alandaki hukuki çerçevenin de hızla geliştiğini belirtti: "Türkiye'nin dijitalleşmeye adaptasyonu ile birlikte hukuki çerçeve de şekillenmeye devam ediyor. Avrupa Birliği ile paralel hareket ediyoruz. Yapay zekâ konusunda Meclis’te kurulan komisyonun çalışma süresi Mayıs ayında tamamlandı. Şimdi Komisyon tarafından hazırlanacak kapsamlı raporu bekliyoruz. Bu rapor kapsamında yapay zeka alanında düzenleme ihtiyacı olduğu yönünde bir fikir birliği oluşursa, ilerleyen süreçte bir kanun teklifine dönüştüğünü görebiliriz."
Üretken yapay zekânın hukuki tartışmaları da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Sezgin, özellikle telif hakkı ve dezenformasyon konularının öne çıktığını söyledi:
"Yapay zekâ modelleri veriden besleniyor. Eğer mutfaktaki içerikler telif koruması altındaysa ve bunu ispatlayabiliyorsanız, ihlal söz konusu olur. New York Times bu konuda dava açmıştı, Türkiye'de de açılması gelişmelere bağlı olarak gündeme gelebilir. Öte yandan, sahte hesaplar, deepfake görüntüler ve klonlanmış seslerle gerçeklik algısı kırılıyor. Henüz yapay zekâya özel bir yasamız olmasa da mevcut mevzuatı (KVKK, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, Reklam Mevzuatı, 5651 sayılı Kanun) uyguluyoruz."
Avukat Özlem Sezgin, tüm bu gelişmeler ışığında siber güvenliğin toplumsal bir sorumluluk haline geldiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
"Siber güvenlik sadece teknik veya yasal düzenlemelerle değil, bilinçli bir toplumla sağlanabilir. MMA Türkiye olarak siber güvenliğin bir milli mesele olduğunu vurguluyoruz. Kanunun uygulanması sürecinde tüm paydaşların iş birliği içinde hareket etmesi ve siber güvenlik bilincini toplumun her kesimine yayması kritik önem taşıyor. Türkiye'nin dijital güvenliğini en üst seviyeye çıkarmak için hep birlikte çalışmalıyız. "
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İTHİB Uluslararası Futuretex Kumaş Tasarım Yarışması'na başvurular devam ediyor. 20 yıldır İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) tarafından düzenlenen yarışmanın birincisi 200 bin TL, ikincisi 150 bin TL ve üçüncüsü ise 100 bin TL'lik maddi ödül kazanacak. 30 Haziran'a kadar başvuruların devam edeceği yarışma ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, "Futuretex, yaratıcılığını kumaşla anlatmak isteyen genç tasarımcılar için sadece bir yarışma değil, kariyerlerinin başlangıç noktası olacak. Günümüzde artık sadece üretmek yetmiyor; tasarlamak, farklılaşmak ve markalaşmak gerekiyor. Bu noktada tasarımı merkeze alan genç yeteneklere yatırım yapmak, sektörümüzü global rekabette daha güçlü bir konuma taşıyor. Çünkü tasarım yalnızca estetik değil, stratejik bir güç. Yarışmamız sayesinde genç yetenekler, yalnızca yaratıcı kimliklerini değil, aynı zamanda sektörel vizyonlarını da geliştiriyor. Bu da tekstilde daha güçlü bir Türkiye'nin yolunu açıyor." ifadelerini kullandı.
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) tarafından 20 yıldır gerçekleştirilen Futuretex Kumaş Tasarım Yarışması'na başvurular devam ediyor. 30 Haziran'a kadar başvuruların alınacağı yarışmanın finali ise 2025 yılının son çeyreğinde gerçekleştirilecek. Türk tekstil sektörünün tasarım gücünü uluslararası arenada daha görünür kılmak amacıyla düzenlenen Futuretex İstanbul Kumaş Tasarım Yarışması, 2025 yılında da genç yetenekleri desteklemeye devam ediyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi koordinasyonu ve İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) organizasyonuyla gerçekleşen yarışmanın finalinde, her finalistin üretilmiş 4 tasarımı, yerli ve yabancı basın, akademisyenler ve İTHİB üyelerinden oluşan jüriye sunulacak. Seçkin davetlilerin de katılacağı final gecesi, genç tasarımcıların sektöre adım attığı prestijli bir platform olacak. Futuretex İstanbul Kumaş Tasarım Yarışması'nda birinci olan yarışmacı 200 bin TL, ikinci 150 bin TL, üçüncü ise 100 bin TL para ödülü kazanacak. Jüri özel ödülü kapsamında da bir yarışmacıya 60 bin TL değerinde ek ödül verilecek. Ayrıca, dereceye giren ilk 3 finaliste Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda 1 yıl boyunca yurt dışı eğitimi ve yaşam gideri desteği hakkı tanınabilecek. Özlem Kaya'nın yarışma koçu oluğu Futuretex İstanbul'da jüri özel ödülünü alan tasarımcının tasarladığı kumaşlardan hazırlanan hazır giyim ürünleri de Jüri Özel Ödülü kapsamında ticarileştirilecek ve satışa sunulacak. Bu satışlardan elde edilen tüm gelir de tasarımcıya verilecek.
İHRACATTA SÜRDÜRÜLEBİLİR BAŞARI
Yaratıcılığını kumaşla anlatmak isteyen genç tasarımcılar için Futuretex'in, sadece bir yarışma değil, kariyerlerinin başlangıç noktası olacağını dile getiren İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, "Yarışmamız gelişim destekli ödülleriyle de fark yaratıyor. İlk 3'e giren tasarımcılara 6 ay yabancı dil eğitimi, İTHİB tarafından belirlenecek uluslararası bir fuar ziyareti ve tüm finalistlere İstanbul Moda Akademisi'nde (İMA) burslu eğitim programı imkânı sunuluyor. Günümüzde artık sadece üretmek yetmiyor; tasarlamak, farklılaşmak ve markalaşmak gerekiyor. Bu noktada tasarımı merkeze alan genç yeteneklere yatırım yapmak, sektörümüzü global rekabette daha güçlü bir konuma taşıyor. Yetişmiş, vizyoner ve yaratıcı tasarımcıların sektöre kazandırılması hem firmalarımızın dönüşümüne katkı sağlıyor hem de ihracatımıza yüksek katma değer olarak yansıyor. Çünkü tasarım yalnızca estetik değil, stratejik bir güç. İhracatta sürdürülebilir başarı için de tasarımla entegre üretim süreçlerinin vazgeçilmez olduğunun altını çizmeliyim. Yarışmamız sayesinde genç yetenekler, yalnızca yaratıcı kimliklerini değil, aynı zamanda sektörel vizyonlarını da geliştiriyor. Bu da tekstilde daha güçlü bir Türkiye'nin yolunu açıyor." ifadelerini kullandı.
KÜRESEL VİZYONA KATKI SUNUYORLAR
İTHİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Jüri Başkanı Fatih Bilici de "Günümüzde yalnızca üretmek değil, farklılaşmak ve hikâyesi olan ürünler ortaya koymak da büyük önem taşıyor. Bu noktada tasarım, tekstil sektörümüz için vazgeçilmez bir stratejik değer haline geldi. Genç yeteneklerin hayal gücünü sektörel deneyimle buluşturan Futuretex İstanbul, tasarımı sadece estetik bir unsur olarak değil, aynı zamanda ekonomik ve kültürel bir kaldıraç olarak ele alıyor. Kumaş üzerinden bir ifade dili geliştiren tasarımcılar, Türk tekstilinin küresel vizyonuna katkı sunarken, markalaşma yolculuğumuza da ilham veriyor. Bu yarışma, genç tasarımcılarımızın sektörle buluştuğu, yenilikçiliğin desteklendiği ve sürdürülebilir başarıya zemin hazırlayan bir platformdur. Tasarımı önceliklendiren her adım, ihracatta katma değerin ve küresel rekabet gücümüzün artmasına katkı sağlıyor." ifadelerini kullandı.
TASARIMCI VİZYONLA STİLİ BİRLEŞTİRİYOR
Tasarımcıların tekstil sektörünün vitrini olduğunu kaydeden Futuretex İstanbul yarışma koçu Özlem Kaya ise şunları söyledi: "Tasarımcı dokunduğu her ürüne ve her koleksiyona vizyon katar ve o vizyonla stili birleştirerek markalaşma sürecini aslında daha değerli kılar. O yüzden tasarımcı bizim için en önemli öğelerden bir tanesidir. Futuretex'in de amacı aslında sektöre vizyon katmak, ileriye baktığını göstermek ve öncü olmaktır. Tasarım çizim ve kumaşla başlar. Kumaş tasarımcısı olmak ise aslında koleksiyonun temelini atan kişi demektir. O yüzden çok önemlidir. Yarışmaların varoluşu tasarımcılarla birliktedir ve tasarımcılar üzerine kuruludur. Çünkü sektör, tasarımcılar olmazsa sıradanlaşır ve tek düze hale gelir. Bu yüzden tasarımcının varlığı bizim için oldukça önemlidir. Bu yarışmaların yapılmasına emek veren bütün birliklerin vizyonları da bu şekilde gözler önüne seriliyor."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Karaca, Reklamcılık ve Pazarlama dünyasının en iyi fikirlerinin yarıştığı prestijli etkinlikte toplamda 8 ödülün sahibi oldu. Ödüller, Rixos Tersane İstanbul'da gerçekleştirilen etkinlikte sahiplerini buldu.
Karaca, "Sende Karaca Var mı?" kampanyaSI "Radyo kategorisinde" Kristal Büyük Ödül ve Gümüş, "Basın kategorisinde" ise Kristal ödül kazanırken, "Ünlülerle İndirim İtirafları" projesi ile Online Film kategorisinde Kristal ödülün sahibi oldu.
"Çeyiz Hazırlatan Sorular ve Doğum Saati" çalışması ile Radyo kategorisinde Gümüş ödül, "Aynı Masadayız" projesi; Entegre kategorisinde Gümüş ödül, "Jennifer ile Aynı Masadayız" projesi ise Film kategorisinde Bronz ödül aldı.
Kristal Elma, Türkiye'nin en prestijli yaratıcılık ve pazarlama etkinliği olarak sektördeki tüm paydaşları her sene olduğu gibi bu yıl da bir araya getirdi. Bu yılki ödüller, Karaca'nın yenilikçi projelerini ve müşteri odaklı yaklaşımını bir kez daha gözler önüne sererken, bu başarılarla sadece sektördeki konumunu pekiştirmekle kalmayıp aynı zamanda markanın kalitesini ve yaratıcılığını da vurguladı
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sabancı Holding iştiraklerinden Teknosa, Reklamcılar Derneği'nin düzenlediği 37'nci Kristal Elma'da yaratıcı projeleriyle 6 ödül birden kazanma başarısı gösterdi. Teknosa, '101. Yıl Özel Anıtkabir Deneyimi' projesiyle 'Tasarım' ana bölümünde 'UI & UX Tasarımı' kategorisinde 'Kristal' ödülü kucaklarken, 'Dijital' ana bölümünde 'Teknoloji Projeleri' kategorisinde 'Gümüş' ve 'Açık Hava' ana bölümünde 'Etkileşimli Açık Hava' kategorisinde 'Gümüş' ödül kazandı.
25. yıl kampanyası da ödülle taçlandı
Bu yıl 25. yılını kutlayan Teknosa, kalpleri ısıtan iletişim kampanyasıyla da ödüllere kavuştu. 'Teknoloji Teknosa'da güzel, tam 25 yıldır' diyen şirket, 25. yıl filmleriyle 'Film' ana bölümünde 'Film Kampanyası' kategorisinde 'Gümüş' ve 'Film' ana bölümünde 'Kurumsal İmaj' kategorisinde 'Gümüş' ödül elde ederken, televizyon ve radyo kampanyasıyla da 'Radyo ve Ses' ana bölümünde 'Perakende, E-Ticaret, Moda ve Aksesuar' kategorisinde 'Gümüş' ödülün sahibi oldu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kocaeli Üniversitesi Denizcilik Fakültesi akademik heyeti, Polisan Holding’in limancılık şirketi Poliport’u ziyaret etti. Poliport Genel Müdürü Selçuk Denizhan ve şirket yöneticilerinin ev sahipliği yaptığı buluşmada, denizcilik eğitimi, staj olanakları ve geleceğe yönelik iş birliği fırsatları değerlendirildi.
Kocaeli Körfez Bölgesi’nin lider liman terminali olarak dökme sıvı depolama, kuru yük, genel kargo ve antrepo hizmetleri sunan Poliport’ta gerçekleşen görüşmede, üniversite-sanayi iş birlikleri çerçevesinde karşılıklı beklentiler ve potansiyel projeler üzerine fikir alışverişi yapıldı.
Ziyaret sırasında konuşan Poliport Genel Müdürü Selçuk Denizhan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Poliport olarak, sektörümüzle ilişkili alanlarda eğitim gören öğrencilere çeşitli imkanlar sunmaya çalışıyoruz. Normal staj dönemlerinin yanı sıra uzun dönem stajlar, fabrika ziyaretleri ve mentorluk odaklı buluşmalar bu imkanlar arasında yer alıyor. Ancak en önemli nokta, yetenekli gençlerin eğitim süreçlerine katkıda bulunmak ve gelişimlerine destek olmaktır. Bu bizler için büyük bir mutluluk kaynağı.”
Üniversite-sanayi iş birliklerinin önemine de değinen Denizhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Akademik bilgi birikiminin sanayinin pratik ihtiyaçlarıyla buluştuğu iş birlikleri, bilgi ve teknoloji transferi, inovasyon ve ekonomik kalkınma açısından kritik rol oynuyor. Biz de Poliport olarak, hem üniversitelerimizin hem de bu kurumlarda eğitim alan istekli gençlerin her zaman yanında olmaya devam edeceğiz.”
Poliport Hakkında
1971 yılında Kocaeli Dilovası’nda dökme sıvı depolama hizmetleri vermek amacıyla kurulan ve Kocaeli Körfez Bölgesi’nin lider liman terminali olan Poliport; rıhtım, iskele, dolgu ve depolama tesisleri ile Anadolu yakasında İstanbul’a en yakın ve en büyük liman komplekslerinden biridir. Mal alım satımı yapmayan tek bağımsız kimyasal depolama terminali olan Poliport, aynı zamanda Türkiye’de sıvı depolama yapan birkaç şirket arasındadır. Dökme sıvı elleçleme kapasitesi 2,5 milyon ton; kuru yük ve genel kargo elleçleme kapasitesi 5 milyon ton olan Poliport’un yıllık toplam elleçleme kapasitesi 7.500.000 tondur. Açık ve kapalı olmak üzere toplam 51.950 metrekarelik depolama alanı bulunan Poliport, stratejik konumu ile kimya sanayinde Dow, BASF, Bayer ve Shell gibi dünyanın en büyük üreticilerine hizmet vererek bölgede yer alan 13 organize sanayi bölgesine hitap etmekte ve Türkiye’nin ihracatı ve hammadde temininde önemli bir rol üstlenmektedir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bu sene 60'ıncı kuruluş yılını kutlayan İzocam, “Biz Geleceğiz” vizyonuyla geliştirdiği her yeni ürünle sektöre değer katmayı sürdürüyor. “HT Camyünü Prefabrik Boru”, İzocam’ın sürdürülebilirlik, yüksek performans ve kullanıcı konforunu önceliklendiren üretim anlayışının en yeni örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Kuruluşunun 60'ıncı yılında “Biz Geleceğiz” vizyonunu güçlü ürün inovasyonlarıyla pekiştiren İzocam, sürdürülebilir ve yenilikçi yalıtım ürünlerine bir yenisini daha ekledi. Yüksek sıcaklıklarda yalıtım performansını bir üst seviyeye taşıyan yeni ürünü “İzocam HT Camyünü Prefabrik Boru” ile endüstriyel yalıtıma güçlü bir katkı daha sunan lider firma, performans, güvenlik ve konforu bir arada sunduğu bu ürününü sanayi tesislerine özel olarak tasarladı. Firma, geçtiğimiz haftalarda da ses, ısı ve yangın güvenliğinde yeni standartlar sunarak iç mekanlarda estetik ve konforu bir araya getiren yeni ürünü “İzocam Everest Mineral Asma Tavan Levhası”nı piyasaya sürmüştü.
Yüksek Sıcaklıklarda Maksimum Yalıtım
Türkiye’de yalıtım sektörünün öncüsü İzocam, 450°C’ye kadar dayanım sağlayan yeni ürünü “HT Camyünü Prefabrik Boru” ile endüstriyel tesislere özel bir çözüm sunuyor. Yüksek performanslı ısı ve ses yalıtımı ile çalışan konforunu artıran ürün, sanayi boru hatlarında güvenliği ve verimliliği aynı anda sağlıyor.
Sektörde 60 yılı aşkın deneyimiyle sürdürülebilir, güvenli ve yüksek kaliteli yalıtım çözümleri sunan İzocam, yeni ürünü “HT Camyünü Prefabrik Boru” ile endüstriyel yalıtım ihtiyaçlarına ileri teknolojiyle cevap veriyor. Yüksek birim ağırlığa sahip camyününden imal edilen ve dış yüzeyi alüminyum folyo ile kaplanan ürün, 450°C’ye kadar sıcaklıklara dayanıklılığı ile öne çıkıyor.
Sanayi Tesislerine Özel Olarak Geliştirildi
“İzocam HT Camyünü Prefabrik Boru”; sanayi tesisleri, enerji santralleri, doğalgaz ve petrokimya hatları gibi yüksek sıcaklıkla çalışan sistemlerde ideal bir çözüm sunuyor. Yüksek performans ve kullanıcı konforunu önceliklendiren üretim anlayışının örneklerinden biri olan bu yeni ürün, tesisatlarda ve boru hatlarında ısı yalıtımı, terleme ve donmaya karşı koruma gibi temel işlevlerinin yanı sıra; basınçlı su borularında titreşim ve ses yalıtımı amacıyla da kullanılıyor.
Performans, Güvenlik ve Konfor Bir Arada
A2 sınıfı yangın dayanımı ile öne çıkan “İzocam HT Camyünü Prefabrik Boru”, yangın güvenliği açısından da önemli bir avantaj sunuyor. Yüksek sıcaklıklarda bile düşük ısı iletkenlik değerleriyle mükemmel bir enerji tasarrufu sağlayan ürün, çalışanlar için daha sessiz, güvenli ve konforlu bir ortam yaratılmasına katkıda bulunuyor.
Kolay Uygulama, Zaman ve İş Gücü Tasarrufu
Modüler yapısı sayesinde kolay montaj imkânı sunan “İzocam HT Camyünü Prefabrik Boru”, montaj sürecinde zaman ve iş gücünden de önemli ölçüde tasarruf edilmesini sağlıyor. Böylece büyük ölçekli endüstriyel projelerde hem ekonomik hem de verimli bir tercih olarak öne çıkıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Tecnorib ve Pirelli'nin 2005 yılında başlayan iş birliğinden doğan Maxi-Rib tekneler, performans, tasarım ve ayırt edici karakteri bir araya getiriyor; Pirelli'nin sportif karakterini yollardan denizcilik dünyasına aktarıyor.
Başarılı modeller ve 19 ülkedeki Sacs Tecnorib distribütörlerinin geniş ağı sayesinde 20 yılda 1.000'den fazla PIRELLI markalı tekne üretildi. 30'u aşkın milletten tekne sahibine teslim edilen bu modeller günümüzde Florida kıyılarında, Avustralya koylarında, İtalya ve Avrupa denizlerinde seyrediyor. Tekne satışlarının son iki mali yıldaki cirosu ise her sene 20 milyon doları aşmış durumda.
Bu önemli yıl dönümü Pirelli Genel Merkezindeki Villa Bicocca degli Arcimboldi'de özel bir etkinlikle kutlandı. Bu kapsamda düzenlenen sergide tasarım, inovasyon ve performans tutkusunun yirmi yıllık yolculuğunun öne çıkan anları vurgulandı.
Pirelli Design ve Varlık Dönüşümü Kıdemli Başkan Yardımcısı Marco Maria Tronchetti Provera, “Sacs Tecnorib ile olan iş birliğimiz, mükemmelliğe ulaşma çabasının değerli bir örneğini temsil ediyor ve nasıl kalıcı olabileceğini gösteriyor. Birlikte çalışarak PIRELLI markasının yenilikçilik, sportiflik ve cazibe gibi değerlerini, sektörün standartlarını yeniden tanımlayan bir dizi tekne ile denizcilik dünyasına aktarmayı başardık. Bu yıl dönümü sadece elde edilen sonuçları değil, aynı zamanda gelecekte büyümeye devam etme arzusu, kararlılık ve hırsla geleceğe bakan bir anlaşmanın gücünü de kutluyor.” dedi.
Tecnorib Kurucusu Gianni De Bonis, “Karmaşık bir projede yirmi yıldır yakın iş birliği yapabilmek bize gurur veriyor. Başından beri PIRELLI markasının niteliklerini yenilikçi ve uluslararası bir yaklaşımla denizcilik dünyasına uyarlayarak yorumlamaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Sacs Tecnorib Başkanı ve CEO’su Matteo Magni ise konuşmasında, “Bu yıl dönümü başarılı bir iş birliğinin yenilenmesini temsil ediyor. Aynı zamanda stratejik devamlılık açısından yeni mücadelelerin üstesinden gelmeye, sürdürülebilirlik ve uluslararası kalkınma konularına daha da fazla dikkat göstermeye yönlendiriyor.” dedi.
İlk modellerden sürat teknelerine: Stil kodlarını yeniden tanımlayan ikonik bir seri
PIRELLI P ZERO™ 770 modelinin keskin hatlar, tepkisel bir gövde ve net orantılarla lanse edilmesi denizcilik dünyasında yeni bir stili tanımladı. Ayrıca P ZERO™ lastiğin ilk kez boru tipi lastiklerde görülen sırt deseni, onu takip edecek tüm PIRELLI markalı modelleri tanımlayacak görsel bir kimliğin başlangıcı oldu.
Proje 2007 yılında PIRELLI 1400 ile yeni bir forma evrildi. Bu tekne, offshore yarışlarından ilham alan tasarımıyla Red Dot Tasarım Ödüllerinde “Best of the Best” ödülünü kazandı.
2012 yılında doğan PIRELLI 1000 Cabin, serinin tarihindeki en çok satan kabinli tekne haline geldi. Şık tasarımla konforu buluşturan 1100 Cabin modeli hem kullanıma hem tekne deneyimine farklı bir perspektif getiriyor.
Serinin amiral gemisi niteliğindeki PIRELLI 1900, koleksiyonun en etkileyici modeli olarak 2017 Cannes Boat Show sırasında tanıtıldı. Offshore tarzı performansı, geniş kapalı alanları, heykelimsi hatları ve iddialı görünümüyle yeni bir maxi-rib tekne doğdu.
2019 yılında kimliği güçlendirilen seri; kompakt, sade ve anında ayırt edilen jet tender (yat botları) modelleriyle genişletildi.
Uzun yılların deneyimiyle güçlenen iş birliği kapsamında bir “walkaround” modeli geliştirildi. 2020 yılında tanıtılan PIRELLI 42, bağlantılı alanları ve eşsiz bir deneyimi benzersiz ve sportif bir karakterle birleştirmesiyle öne çıktı. Bu tekne, günümüzde PIRELLI 30, 35 ve markanın gerçek amiral gemisi olan PIRELLI 50'yi de içeren PIRELLI SPEEDBOATS serisinin ilk modeli oldu.
Ana ürün yelpazesinin yanı sıra PIRELLI TENDERS serisi de tekne sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirilen tasarımları ve çok yönlü, geniş seçkisiyle kendine ayrı bir yer edindi.
***
Sacs Tecnorib hakkında
Yatçılık dünyasında yeni trendlerin doğuşunu temsil eden Sacs 1989 yılında kuruldu ve Strider serisiyle lüks Maxi-Rib dönemini başlattı. İkonik Strider serisine eklenen ve benzersiz tasarımıyla anında tanınan REBEL serisi sektörde bir devrim yarattı. Maxi-Rib ruhunu 12 ve 18 metrelik teknelere aktaran bu seri yeni bir pazar segmentinin açılmasını sağladı.
2005 yılında Pirelli & C. ile PIRELLI ve P ZERO™ markalarını kapsayan bir lisans sözleşmesi aracılığıyla kurulan Tecnorib, Maxi-Rib pazarının büyümesinde önemli bir rol oynadı. Benzersiz ve belirgin karakterli sportif “walkaround” tekneleri içeren PIRELLI Speedboats serisinin lanse edilmesiyle dikkat çekici genişleme kaydetti.
Bu iki şirketin 2021’de entegrasyonu sonucunda Sacs Tecnorib Spa doğdu.
Sacs Tecnorib PIRELLI ve P ZERO markalarının sürat tekneleri alanındaki lisansörüdür.
Pirelli hakkında
1872 yılında kurulan ve günümüzde dünyanın en büyük lastik üreticileri arasında yer alan Pirelli otomobil, motosiklet ve bisiklet lastikleri sunan tek saf tüketici lastikleri şirketi konumunda bulunuyor Yüksek Değer segmentinde ayrıcalıklı bir konuma sahip olan Pirelli güçlü İtalyan kökleri, ileri teknolojileri, üretim mükemmelliği ve inovasyon tutkusuyla tanınan bir dünya markası olarak öne çıkıyor. En yüksek performans ve güvenlik seviyelerine ulaşmak ve çevresel etkisini azaltmak için sürekli olarak araştırma ve geliştirme çalışmaları yürüten Pirelli, 2024 yılında Yüksek Değerli ürün cirosunun %5,3’ünü Ar-Ge yatırımlarına tahsis etmiştir. Pirelli ayrıca sürdürülebilirlik girişimleriyle de yıllardır Dow Jones Dünya ve Avrupa Sürdürülebilirlik Endeksleri gibi en önemli global listelerde en üst sıralarda yer alıyor. 1907’den bu yana motor sporları dünyasındaki varlığını sürdüren şirket günümüzde 350’den fazla otomobil ve motosiklet yarışına aktif olarak katılıyor. Pirelli, 2011 yılından beri Formula 1® Dünya Şampiyonasının Global Lastik Partneri ve bu özel ilişki en azından 2027’ye kadar sürecek. Pirelli Design, şirketin Premium ve Prestij segmentlerine odaklı stratejilerine paralel olarak hem benzersiz hem ikonik ürünler sunmak için kendi alanlarında mükemmel partnerlerle iş birliği içinde hedefli projeler tasarlıyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.