Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’de gayrimenkul alım-satımlarında uygulanan mevcut rayiç bedel sisteminde, devletin yıllık vergi kaybının 25 milyar doların üzerine çıktığı ifade edildi. Tapu bedellerinin düşük gösterilmesinin ve rayiç bedel/metrekare oranlarındaki yapay seviyelerin, yalnızca kamu gelirlerinde değil, konut erişilebilirliği, sigorta sistemleri ve kentsel dönüşüm süreçlerinde de ciddi aksaklıklara yol açtığı belirtildi.
Tulpar Holding bünyesinde faaliyet gösteren CVS Havakent ve CVS Portföy tarafından Prof. Dr. Emre Alkin’e hazırlatılan ve Prof. Dr. Kerem Alkin görüşleriyle katkı sunduğu ‘Gayrimenkul Değerlemesi Sorunsalı: Vergi Kaybı ve Eksik Sigorta’ raporunda gayrimenkul vergilendirmesinde kapsamlı bir vergi barışı ile yıllık 25 milyar dolarlık kaybın önüne geçilebileceği ortaya kondu. Bu sayede, vatandaşlar üzerindeki dolaylı vergi yükünün azaltılması, konut fiyatlarının daha ulaşılabilir hale gelmesi ve sektörde ciddi bir canlanma sağlanması mümkün olabileceğinin belirtildiği raporda, “Gayrimenkul piyasası son dört yılda eşine az rastlanan bir hızla yükselmiş, söz konusu yükseliş konut fiyatlarına doğrudan yansımış ve konut kredisi faizlerinin yükselmesine rağmen konut fiyatlarında bir dengelenme olmaması da, sektör içindeki bazı ayrıntıların araştırılması gereğini ortaya çıkarmıştır. Gayrimenkullerin vergilendirilmesi konusunda ciddi bir kafa karışıklığının olduğu, tapu değeri ile ekspertiz değeri arasında ciddi farkların oluştuğu, vergileme ve sigortalama konusunda da birbirinden farklı yaklaşımların ortaya çıktığı, sonuç olarak hem kamu hem de malikler aleyhine zararların oluştuğu rahatlıkla söylenebilir.” ifadeleri kullanıldı.
ŞEFFAF, ADİL VE SÜRDÜRLEBİLİR SİSTEM
Söz konusu çalışmayla ilgili değerlendirmelerde bulunan Tulpar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Çavuş, raporun, sektöre ışık tutmayı ve kamuoyunda güçlü bir farkındalık yaratmayı hedeflediğini belirtti. Erkut Çavuş, “Çalışmanın temel amacı; Türkiye’de gayrimenkul değerlemesine ilişkin mevcut sistemin neden olduğu yapısal sorunları ortaya koymak, özellikle rayiç bedel ile gerçek satış değeri arasındaki farktan kaynaklanan vergi adaletsizliğine dikkat çekmek ve bu sorunun kamu maliyesi ile toplumsal gelir adaleti üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koymaktır. Bu analiz çalışması, söz konusu yapısal sorunun kamuoyunun ve karar verici mekanizmaların dikkatine sunulması ve Türkiye’de daha şeffaf, adil ve sürdürülebilir bir gayrimenkul değerleme ve vergilendirme sistemine geçişin teşvik edilmesi amacıyla kaleme alınmıştır.” diye konuştu.
SİSTEM BİR AN ÖNCE DÜZELTİLMELİ
Yapılan konut satışları ve devletin vergi kaybı hakkında değerlendirmelerde bulunan Erkut Çavuş, “Türkiye’de yılda ortalama 1,5 milyon konut satılıyor. Satılan konutların ortalama rayiç bedeli de 500 bin TL. Sadece rayiç bedel ile gerçek satış fiyatı arasında oluşan vergi kaybı bile 6 milyar doları buluyor. Türkiye’de 38 milyon konut bulunuyor. Burada da rayiç bedeller düşük olduğu için vergi kaybı 8 milyar dolar olarak hesaplanıyor. İmarlı arazilerde de benzer bir durum var. İmarlı arazilerdeki vergi kaybı da yıllık 5 milyar dolar seviyelerinde. Daha saymadığımız, imarsız araziler ve antrepolar gibi bölümler var. Rayiç bedelden doğan bu durum vergi adaletinde dengesizlik yaratıyor. İnsanların konuta erişimi zorlaşırken, konut yenilenmesi durumu da zorlaşıyor. Ayrıca rayiç bedelden yapılan sigortalar sonucunda yaşanan deprem gibi felaketlerin ardından sigortadan alınan ödemeler düşük kalıyor. İşte bu yüzden bir an önce bu sistemde düzeltme yapılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
ADALETSİZLİĞİ DERİNLEŞTİRİYOR
Çalışmaya göre rayiç bedel ile gerçek satış bedeli arasındaki büyük farkın, kamu gelirlerinde ciddi kayıplara neden olduğunu dile getiren Erkut Çavuş, “Aynı zamanda kentsel dönüşüm projelerinin yavaşlamasına ve sigortalanabilirlik sisteminin zayıflamasına yol açıyor. Gayrimenkul fiyatlarındaki hızlı artışa rağmen tapu harçlarının vergi gelirlerindeki payının düşmesi de bu sistemin sürdürülemezliğini gözler önüne seriyor. Rapor, rayiç bedel uygulamasının yerine, gerçek ekspertiz değerlerine dayalı vergilendirme sistemine geçilmesi gerektiğini savunuyor. Bu sayede kamu gelirlerinde artış sağlanacak, kayıt dışılık azalacak ve daha adil bir vergi sistemi mümkün olacak.
KAMU CİDDİ BİR GELİR KAYBINA UĞRUYOR
Rapora göre gayrimenkul ile alakalı tüm vergi ve kesintileri toplayıp vergi gelirleri ve bütçe gelirleri içindeki payına bakıldığında bir yandan gayrimenkulün değeri astronomik bir şekilde artarken diğer taraftan gayrimenkulden toplanan vergilerin kamu gelirleri içerisinde hızla düştüğünü kaydeden Prof. Dr. Emre Alkin, “Rapor hem vergi kaybının önlenmesi hem de eksik sigorta gibi sıkıntılı durumların yaşanmaması için farklı bir yaklaşımın ortaya konması gerektiğini göstermektedir. Sigorta sektöründen oluşan veri de benzer şekilde gayrimenkuldeki hızlı hareketin bir sağlaması olarak karşımıza çıkmaktadır. Rapor net olarak satış bedeli ve tapu bedeli arasındaki farkın ortalama olarak birbirinden çok farkı düzeyde olduğunu göstermektedir. Buradan hareketle kamunun ciddi bir gelir kaybına uğradığı rahatlıkla söylenebilir. Verimetrik hesaplaması açıklanan satış bedelleri üzerinden yapıldığı için birçok durumda tapu bedeli ile satış bedeli arasında grafikte gösterilenden çok daha büyük adeta astronomik farklara rastlanıldığı bilinmektedir. Aynı yaklaşımla, raporda da gösterildiği gibi tapu bedeli ve rayiç bedel arasındaki farkın, doğrudan doğruya ortalama kamu geliri kaybını gösterdiği söylenebilir. Oransal olarak yaklaşıldığında, tapudaki değer ile gerçek değerin arasındaki farkın kapanmasıyla beraber, gayrimenkulden alınan vergi ve kesintilerin toplam vergi ve kesintilere oranı iki katına çıkabilir. Rapordan hareketle kamunun gayrimenkul sektöründe yaşadığı kaybın 25 milyar dolar civarında olduğu söylenebilir.” ifadelerini kullandı.
BAKAN KURUM DİKKAT ÇEKMİŞTİ
Konuya ilişkin geçtiğimiz dönemlerde kamuoyuna yaptığı açıklamalarda gerçek değer üzerinden tapu harcı alınması gerektiğini vurgulayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sistemin adalet temelinde yeniden ele alınması gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullanmıştı: “Burada hakkaniyet, adalet olması adına gerçekten satış fiyatı, gerçek değeri neyse, bu değere ilişkin tapu harcının da o değer üzerinden alınmasına ilişkin bir düzenlemedir. Bu sayede ortadaki adaletsizliği, haksızlığı gidermiş olacağız.”
S&P 500 ve Nasdaq Endeksleri rekor tazelemeye devam ediyor. Dow Jones Endeksi United Health, IBM ve Honeywell’in performanslarının etkisiyle %0,70 değer kaybetti. %0,07 değer kazamınıyla günü sonlandıran S&P500 Endeksi’nde enerji %0,71, teknoloji %0,67, telekomünikasyon %0,51 değer kazanımlarıyla pozitif fiyatlandılar. İsteğe bağlı tüketim %1,23, ham madde %0,75, sağlık %0,42 değer kayıplarıyla günü tamamladı. S&P Global Hizmet PMI verisi 55,2 ile 53,0 olan beklentinin üzerinde kalırken, imalat verisi 52,7 beklentinin altında 49,5 seviyesinde açıklandı. Haftalık işsizlik başvuruları 217.000 ile 227.000 beklentinin altında kaldı. Asya endeksleri negatif fiyatlanırken, Avrupa endekslerinin de güne negatif açılış yapması bekleniyor.
ABD Piyasalarında Öne Çıkan Haberler
Tesla (TSLA) hisseleri, beklentilerin altında kalan 2Ç25 finansalları ile borçlanma gündeminin etkisiyle %8,20 değer kaybetti.
Alphabet (GOOGL) hisseleri, 96,43 Milyar ABD Doları ciro, 2,31 HBK ile beklentilerin üzerinde açıklanan 2Ç25 sonuçlarının etkisiyle %1,02 primlendi.
IBM (IBM) hisseleri, analist beklentilerinin üzerinde açıklanan finansallara rağmen büyüme beklentilerinin zayıf kalması nedeniyle %7,62 değer kaybıyla işlem gördü.
UnitedHealth (UNH) hisseleri, şirketin Adalet Bakanlığı ile işbirliği içinde çalışacağını açıklamasının ardından %4,76 satışla karşılaştı.
Union Pacific (UNP) hisseleri, beklentilerin üzerinde açıklanan 2Ç25 finansallarına rağmen Norfolk Southern’i satın alacağı açıklamasının etkisiyle %4,54 değer kaybıyla işlem gördü.
Avrupa Piyasalarında Öne Çıkan Haberler
Deutsche Telekom (DTE) hisseleri, %5,05 değer kazanımıyla Euro Stoxx 50 Endeksi’nin en iyi performansını gösterdi.
Infineon Technologies (IFX) hisseleri, %7,57 değer değer kaybıyla Euro Stoxx 50 Endeksi’ndeki en zayıf performansı gösterdi.
Global Piyasalarda Teknik Görünüm
S&P 500
Dünya Borsaları-4-1
S&P 500 Endeksi için günlük değişim %0.07 yükselişle gerçekleşmiş oldu.S&P 500 Endeksi 5 iş gününe göre hesaplanan hareketli ortalamaya göre olumlu görünümdedir. Gün içinde pozitif performans gerçekleşmesi halinde 6.501-6.529 direnç, negatif performans gerçekleşmesi halinde ise 6.321-6.228 destek seviyeleri olarak izlenebilir.
DOW JONES
Dünya Borsaları-5-1
Dow Jones Endeksi için günlük değişim %0.7 düşüşle gerçekleşmiş oldu. Kısa vadede pozitif görüntü hakimdir. Gün içinde pozitif performans gerçekleşmesi halinde 45.702-45.920 direnç, negatif performans gerçekleşmesi halinde ise 44.413-43.713 destek seviyeleri olarak izlenebilir.
NASDAQ
Dünya Borsaları-6-1
Nasdaq Endeksi geçtiğimiz günü 21.057 seviyesinde %0.18 yükselişle tamamladı. Önemli momentum indikatörlerinden biri olan RSI değerine bakıldığında ise aşırı alım bölgesinde olduğu görülebilir. Öte yandan, ilk direnç olarak 21.506 seviyesi karşımıza çıkarken bu seviyenin üzerinde 21.618 direncine yönelim gerçekleşebilir. Aşağı yönlü işlemlerde ise 20.899 ve 20.580 destekleri takip edilmelidir.
EUR/USD
Dünya Borsaları-7-1
EUR/USD geçtiğimiz günü 1,174 seviyesinde %0.28 düşüşle tamamladı. Önemli momentum indikatörlerinden biri olan RSI değerine bakıldığında ise aşırı alım veya satım bölgesinde olmadığı görülebilir. Öte yandan, ilk direnç olarak 1,199 seviyesi karşımıza çıkarken bu seviyenin üzerinde 1,204 direncine yönelim gerçekleşebilir. Aşağı yönlü işlemlerde ise 1,166 ve 1,15 destekleri takip edilmelidir.
ALTIN ONS
Dünya Borsaları-8-1
Ons Altın için günlük değişim %0.86 düşüşle gerçekleşmiş oldu. Kısa vadede negatif görünüm mevcuttur. Son kapanışla birlikte 3.373 desteği kalıcı olamadı ve aşağı yönlü kırıldı. Gün itibarıyla yeni destek olarak 3.343 seviyesi takip ediliyor, ikinci destek seviyesi ise 3.293 oldu. Direnç seviyeleri için ise 3.438-3.453 takip edilecektir.
QNB Invest
QNB Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
https://www.qnbinvest.com.tr/
* * *
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi, Betam, Dr. Gökhan Şahin Güneş tarafından hazırlanan "ENFLASYONUN DÜŞECEĞİNE İNANAN HANEHALKLARININ ORANI YÜKSELİYOR" başlıklı Hanehalkı Enflasyon Beklentileri: Temmuz 2025 araştırma notu ve "HANEHALKI ENFLASYON BEKLENTİLERİNDE ETKİLİ OLAN YILLAR" başlıklı özel konu araştırma notu yayımladı.
Bir yıl sonrasının ortalama hanehalkı enflasyon beklentisi bir önceki aya kıyasla 0,8 puan azalarak yüzde 58,5 olmuştur. Enflasyon beklentisi dağılımına göre katılımcıların büyük bölümü (yüzde 27,5) bir yıl sonrasının enflasyon oranının yüzde 41-60 arasında olacağını tahmin etmektedir. Önümüzdeki bir yıl içinde enflasyon oranının mevcut seviyesinden (%35,1) daha düşük olacağını bekleyenlerin oranı geçen aya göre 2,6 puan artarak yüzde 30 olmuştur.
Enflasyon beklentisi hem kadınlarda hem de erkeklerde düşmüştür. Enflasyon beklentisi kadınlarda yüzde 61,2, erkeklerde ise yüzde 56,8’dir. Yaşa göre değerlendirme enflasyon beklentilerinin bir önceki aya kıyasla 25-34, 35-44 ve 45-54 yaş gruplarında yükseldiğini, 18-24, 55-64 ve 65 yaş ve üzeri gruplarında düştüğünü göstermektedir. Yaş gruplarına göre en düşük enflasyon beklentisi 45-54 grubunda (yüzde 56), en yüksek enflasyon beklentisi ise 25-34 grubunda (yüzde 61,9) görülmüştür. Enflasyon beklentileri iş durumuna göre de farklılık göstermektedir. İş durumuna göre enflasyon beklentileri değerlendirmesi en düşük enflasyon beklentisinin öğrencilerde (yüzde 51,9), en yüksek enflasyon beklentisinin ise ücretli özel sektör çalışanlarında (yüzde 66) olduğunu göstermektedir.
Hanehalkı Enflasyon Beklentilerinde Etkili Olan Yıllar Yönetici Özeti
Bu araştırma notu bireylerin enflasyon beklentilerini oluştururken geçmiş deneyimlerinin ne kadar etkili olduğunu incelemektedir. Özellikle hangi dönemlerde yaşanan enflasyonun bugünkü beklentiler üzerinde daha fazla iz bıraktığı analiz edilmektedir.
Bireylerin geleceğe yönelik rasyonel beklenti oluşturmak veya model kullanmak yerine kendi tecrübelerine ve inançlarına göre beklenti oluşturdukları bilinmektedir. Buna dayanarak bu özel konudaki analizde kişilerin ergin oldukları 18 yaşından itibaren yaşadıkları dönemlerin güncel enflasyon beklentilerine olan etkisi incelenmektedir.
1960'tan günümüzde olan onar yıllık dönemlerdeki inceleme 1990'ların ve 2023 Haziran'dan sonraki dönemlerin bireylerin enflasyon beklentilerinde etkili olduğunu göstermektedir. Analiz siyasi ve iktisadi çalkantılarla geçen 1990'lardaki her bir yılın enflasyon beklentilerini 0,35 puan artırırken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yüksek sıkı para politikası uyguladığı 2023 Haziran'dan sonraki dönemdeki her bir yılın 13,8 puan düşürdüğünü ortaya koymaktadır.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Kurulu, halen Uluslararası ve Avrupa İlişkileri Genel Direktörü olan Isabel Vansteenkiste'yi Başkan Başdanışmanı ve Yönetim Kurulu Danışmanlığı Koordinatörü olarak atadı. Vansteenkiste yeni görevine 15 Eylül 2025 tarihinde başlayacaktır. Vansteenkiste bu görevinde Başkan'a çok çeşitli ekonomik ve stratejik politika konularında danışmanlık yapacak ve İcra Kurulu ve Yönetim Konseyi toplantılarının yanı sıra üst düzey uluslararası katılımlar için hazırlıklara destek verecek. Vansteenkiste ayrıca İcra Kurulu Danışmanının çalışmalarını da denetleyecer.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) piyasa beklentilerini aşan faiz indiriminin ardından yabancı kurumların da analizleri devam ediyor.
Morgan Stanley'in ardından Citi ekonomistleri de kararla ilgili bir değerlendirme yayımladı. Değerlendirmede mevcut gelişmelerin TCMB'nin reel efektif döviz kuru bazlı dezenflasyon stratejisi çerçevesinde kurları yakından takip etmeye devam edeceğine işaret ettiği belirtildi.
Citi ekonomistleri İlker Domaç ve Gültekin Işıklar imzalı 24 Temmuz tarihli değerlendirmede büyüme beklentilerinin azalması ve işsizlik oranının yükselmesinin, TCMB'nin uzun süre sıkı para politikasını sürdürme kabiliyetini zorlaştırdığı ifade edildi.
Makroekonomik ortamın, şu anda TL lehine eğilimli olan yerleşiklerin portföy pozisyonları nedeniyle daha da karmaşık hale geldiğini belirten Citi ekonomistleri bu durumun, olumsuz şoklara tepki olarak yerleşiklerin döviz varlıklarında anlamlı bir artış olabileceğini düşündürdüğünü söyledi.
bloomberght.com internet sitesinde yayınlanan sözkonusu habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
https://www.bloomberght.com/citi-den-tcmb-analizi-3753432
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı.
Bazı basın organlarında “Ekonomi Direksiyonu Zorda” başlığı altında Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’e atfen dile getirilen söylemler, kabine üyeleri arasında yaşandığı iddia edilen gerilimler ve ekonomi yönetimine dair ileri sürülen iddialar tamamen asılsız, spekülatif ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon içeriği taşımaktadır.
Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in görevine devam ettiği, Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı çerçevesinde belirlenen ekonomi politikalarının kararlılıkla sürdürüldüğü gerçeği ortadadır.
Kamu kurumları ve yetkililerine yönelik gerçek dışı iddialarla yürütülen algı operasyonları, ekonomiye ve piyasalara duyulan güveni sarsmaya, yatırımcı güvenini zedelemeye ve piyasalarda olumsuz spekülasyonlara zemin hazırlamaya hizmet etmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanımız, kabineyle ilgili tasarruflarını anayasal yetkileri çerçevesinde, yalnızca uygun gördüğü zamanda ve resmî kanallar aracılığıyla kamuoyu ile paylaşmaktadır. Aksi yönde yapılan yayınlar etik gazetecilik anlayışıyla bağdaşmamaktadır.
Dezenformasyona yönelik yazı ile kulis adı altında dolaşıma sokulan içerikler ise kamuoyunda belirsizlik yaratmak, ekonomik istikrarı hedef almak, siyasi manipülasyon üretmek ve halkı yanıltmak maksadını taşımaktadır.
Gazetecilik mesleğinin temel ilkeleri arasında yer alan doğruluk, tarafsızlık ve kamu yararına hizmet ilkelerine riayet edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatırız.
Vatandaşlarımızın, yalnızca resmî kaynaklardan yapılan açıklamalara itibar etmesi ve doğruluğu teyit edilmemiş içeriklere karşı dikkatli olması önem arz etmektedir.
Ekonomik takvimde ABD tarafında haftalık işsizlik başvuruları beklenti altında 217 bin olarak açıklandı. S&P global üretim PMI verileri beklenti altında 49,5 açıklanırken hizmet ise 55,2 ile 50 eşiğinin üzerinde geldi. Diğer taraftan Avrupa Merkez Bankası, faiz kararını beklentilere paralel sabit tutarken, gelecek döneme ilişkin bekle-gör politikası izleyecekleri belirtildi. Gümrük tarifelerine yönelik görüşmelerde devam ederken, ABD-Hindistan görüşmelerinde belirsizlikler sürüyor. Trump, Fed ziyaretinde ise faiz oranları çok daha düşük görmek istediğini belirtti. Dolar endeksi dün 97,18 seviyelerinden başladığı günde, haftalık işsizlik başvurularının beklenti altında 217 bin açıklanarak iyimserlik yaratması ile 97,52 seviyesini test etti. Seansı da benzer seviyelerde %0,31 pozitiflik ile kapanış gerçekleştirdi. Bugün de alıcılı seyir izleyen dolar endeksi beş günlük düşüşünü bitirmeye çalışıyor. G10 para birimleri, geneli dolar karşısında değer kaybederken, gelişmekte ülke para birimlerinde de benzer görünüm hakim.
EURUSD paritesi ise 1,1771 seviyesinde dün başladığı günde dalgalı seyir ile 1,1730-1,1788 bandı arasında hareket ederken seansı 1,1740 seviyesinde tamamladı. Dün gerçekleşen ECB faiz kararı ve açıklamalar parite üzerinde değişime neden olmadı, gelecek faiz kararları konusunda bekle-gör politikası hâkim olduğu belirtildi. Bugün benzer seviyelerden açılış ardından 1,1757 seviyesinde hafif pozitif Teknik olarak aşağı yönlü hareketlerde bollinger 20 günlük hareketli ortalama seviyesi olan 1,1716 destek olarak takip edilebilir. Yukarı yönlü hareketlerde ise fibonnaci seviyesi olan 1,1806 direnç olarak izlenebilir.
Ons altın ise güvenli liman varlıklarından çıkışların olması, gelen veriler ile desteklenen doların etkisi ile satıcılı seyrini sürdürerek %0,55 düşüş ile $3368 seviyesinde günü tamamladı. Bugün benzer seviyelerden açılış yapan altın $3360 altında işlem görüyor. Teknik olarak aşağı hareketlerde hem bollinger 20 günlük hareketli ortalama hem de 50 günlük hareketli ortalamanın yakın olduğu $3347-$3340 destek olarak takip edilebilir. Yukarı yönlü hareketlerde ise $3408 direnç olarak takip edilebilir. Ons gümüşte dün seans içinde satıcılı seyir sergiledi. Seans içinde 38,69 seviyelerine kadar geri çekilmeler yaşasa da hafif alımlarla günü %0,50 düşüş ile 39,06 da tamamladı. Bugün benzer seviyelerden açılış yapan gümüş hafif alıcılı seyir izliyor. Teknik olarak aşağı hareketlerde bollinger 20 günlük hareketli ortalama seviyesi olan 37,67 destek olarak takip edilebilir. Yukarı yönlü hareketlerde ise 39,84 direnç olarak izlenebilir.
Detaylı bilgi almak, İş Yatırım’ın güncel raporlarına ulaşmak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.
https://arastirma.isyatirim.com.tr/2025/07/25/fx-teknik-analiz-raporu-25-07-2025/
İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.isyatirim.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin sanayi öncüsü Kale Grubu, savunma ve havacılık sanayisindeki yerini daha da güçlendiren stratejik bir ortaklığa imza attı. Grup, portföy dönüşüm stratejisi kapsamında, elektromekanik sistemler alanında Türkiye’nin lider firmalarından ANDAR’ın ortağı oldu.
Bu ortaklık ile birlikte Kale Grubu, ANDAR’ın yurt içi ve yurt dışı büyüme hedeflerine müşteri ve proje sinerjileriyle destek vererek, elektromekanik sistemler alanında da global bir oyuncu olma yolunda önemli bir adım atmış oldu.
Türk sanayisinin, havacılık ve savunma sektörünün köklü kuruluşu Kale Grubu, bünyesinde Kale Havacılık, Kale Jet Motorları ve Kale Pratt & Whitney gibi devleri barındıran havacılık ve savunma sektörlerindeki tecrübesine, ANDAR’ın elektromekanik sistemler alanındaki yenilikçi ve yüksek teknolojili yeteneklerini de katıyor. Bu ortaklık, hem Kale Grubu, hem de ANDAR’ın havacılık ve savunma sanayisindeki entegre çözüm geliştirme kapasitelerini artırarak, sektördeki ayak izlerini daha da derinleştirecek.
2012’den bu yana insansız hava araçları (İHA) ve güdüm kitleri başta olmak üzere kritik öneme sahip elektromekanik sistemler geliştiren ANDAR, alanının en önemli Ar-Ge merkezlerinden birine sahip. Roketsan, Aselsan ve TUSAŞ gibi savunma sanayisinin ana oyuncularına tedarik sağlayan ANDAR, aynı zamanda yurt dışındaki yenilikçi projelere de yüksek nitelikli çözümler sunuyor.
Aynı zamanda Türk savunma ve havacılık sanayisi için mihenk noktalarından birini oluşturacak Kale Grubu ile ANDAR’ın stratejik ortaklık anlaşması, 17’nci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı - IDEF 2025’te 24 Temmuz’da düzenlenen özel bir törenle imzalandı.
İDEF 2025’teki imza töreni, Kale Grubu adına Yönetim Kurulu Başkan Vekili Osman Okyay, Savunma ve Havacılık Grup Başkanı Ali Rıza Alptekin, Stratejiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Abdullah Çerekçi ile ANDAR adına ise Kurucu Ortaklar Reşat Hakan Avcı, Serkan Kale ve Gökhan Koyuncu’nun katılımlarıyla gerçekleşti.
“Milli Teknoloji Hamlesine Güç Katacak Bir Sinerji Yaratıyoruz”
Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Osman Okyay, imza törenindeki konuşmasında, “Kale Grubu olarak, merhum kurucumuz İbrahim Bodur'un ‘Bu topraklardan kazandığını yine bu topraklara yatırma’ vizyonuyla çıktığımız 68 yıllık sanayicilik yolculuğumuzda; her zaman ülkemiz için stratejik öneme sahip alanlara odaklandık. Savunma ve havacılık ise bu vizyonun en parlak yıldızlarından biridir.
Bu imzalarla birlikte Kale Grubu, portföy dönüşüm stratejisinin bir parçası olarak; Türkiye savunma ve havacılık sektörünün elektromekanik sistemler alanındaki önemli firmalarından ANDAR’ın ortağı oluyor. Bu ortaklık ile Kale Grubu olarak, ANDAR’ın yurt içi ve yurt dışı büyüme hedeflerine müşteri ve proje sinerjileriyle destek vererek, elektromekanik sistemler alanında da global oyuncu olma yolunda önemli bir adım attık.
Bünyesinde Kale Havacılık, Kale Jet Motorları ve Kale Pratt & Whitney gibi havacılık ve savunma sanayinde önemli yer tutan şirketlere sahip olan Grubumuz, bu stratejik adım ile ANDAR'ın yurt içi ve yurt dışı büyüme planına, müşteri ve proje sinerjileri ile destek verecek. Aynı zamanda Grubumuz şirketleri ile ANDAR'ın entegre çözümler geliştirmesini destekleyerek, savunma ve havacılık sektörlerindeki ayak izimizi geliştireceğiz, genişleteceğiz.
Ortak bir geleceğe atılmış bu vizyoner birliktelik; Türkiye’nin Milli Teknoloji Hamlesi’nin bir neferi olma sorumluluğumuzu daha da güçlendirecek ve kritik teknolojilerde dışa bağımlılığımızı azaltma hedefimize hizmet etmekle sınırlı kalmayacak, yerli ve milli teknolojimizi küresel arenaya daha güçlü taşınmasına katkı sağlayacaktır. Yaratacağımız bu güçlü sinerjiyle, küresel pazarda oyun kurucu bir rol üstlenerek bayrağımızı daha da yükseklere taşıyacağımıza yürekten inanıyoruz” diyerek, emeği geçen herkese teşekkür etti.
“ANDAR, Savunma ve Havacılıkta Yeni Bir Döneme Adım Atıyor”
İmza töreninde ANDAR adına konuşan Şirketin Kurucu Ortaklarından Reşat Hakan Avcı da, şu açıklamalarda bulundu:
“ANDAR olarak 2012 yılından bu yana, savunma ve havacılık sanayisinde kritik öneme sahip projelerde yerli ve özgün elektromekanik sistem çözümleri sunarak ülkemizin teknoloji altyapısına değer kattık. 2022 yılından itibaren ise, özgün tasarımlarımızla uluslararası projelere de imza atarak ihracat faaliyetlerimizi başarıyla genişlettik.
Uzun yıllara yayılan Ar-Ge çalışmalarımız ve son dönemde gerçekleştirdiğimiz üretim teknolojilerine yatırımlar sayesinde teknik kabiliyetlerimizi önemli ölçüde geliştirdik. Bugün ise artan müşteri taleplerini karşılamak, daha yüksek üretim kapasitesine ulaşmak için yeni adımlar atma zamanı geldi.
Bu kapsamda, sanayici mirası ve girişimciliğiyle alanında önder Kale Grubu ile stratejik açıdan çok değerli bir ortaklığa imza attık. Bu önemli ortaklıkla birlikte; üretim kapasitemizi artırarak, çok disiplinli tasarım ve mühendislik yetkinliğimizi daha da ileriye taşıyacağız. Dolayısıyla Türkiye’nin savunma sanayisinde, millileşme ve yerlileşme hedeflerine daha güçlü katkılar sunacağız. Ayrıca, uluslararası müşterilerimize, Türkiye’nin özgün mühendislik birikimine ve yüksek kalite standartlarına sahip ürünlere daha kolay erişim imkanı sağlayacağız.
Kale Grubu’nun köklü sanayi tecrübesi ve sürdürülebilir değer katma vizyonu ile ANDAR’ın alanındaki teknik yetkinliğinin harmanlandığı yeni bir döneme giriyoruz. Bu yeni dönemde, yenilikçi yaklaşım ve güçlü iş birliklerimizle ANDAR’ı küresel ölçekte söz sahibi bir ileri teknoloji şirketine dönüştürme yolculuğumuzu kararlılıkla sürdüreceğiz.”
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.