Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Müşteri deneyimi yönetiminde beklentilerin hızla değiştiği son günlerde, müşteriler artık sorunlarının çözülmesinin yanında anlaşılmayı da bekliyor. Dijitalleşmenin etkisiyle otomatik yanıtlar, chatbot'lar ve hızlı çağrı akışları çağrı merkezi operasyonlarının merkezine yerleşmiş olsa da müşterilerle kurulan duygusal bağ, memnuniyetin ve sadakatin belirleyicisi olmaya devam ediyor. Kriz anlarında gösterilen empatik yaklaşım, müşterinin markaya duyduğu güvenin en güçlü göstergelerinden biri haline geliyor. Procat Group çatısı altında çağrı merkezi ve müşteri deneyimi yönetimi alanında dünya standartlarının üzerinde çözümler geliştiren PCX (Procat Customer Experiences) de iş birliği yaptığı markaların müşterileriyle arasındaki bağı güçlendirmek adına önemli çalışmalara imza atıyor.
 
Müşterilerin yüzde 64'ü kriz anında duygusal tatmin bekliyor
Empatik yaklaşımı operasyonlarının merkezine alan şirketlerin sadece hizmet kalitesini artırmakla kalmadığına vurgu yapan PCX Operasyon Direktörü Barış Acır, bu yaklaşımın aynı zamanda kurumsal imajlarını da derinlemesine güçlendirdiğini söylüyor. Özellikle kriz anlarında müşterilerin teknik çözümün yanında duygusal olarak da anlaşılmaya ihtiyaç duyduğunu gözlemlediklerini belirten Barış Acır, "Deprem, afet, kişisel mağduriyet gibi zorlayıcı anlarda empati kurabilen müşteri temsilcileri, markanın güvenilirliğini ve insan merkezli yaklaşımını yansıtıyor. Bu durum hem o anki memnuniyeti hem de müşterinin markayla uzun vadeli bağ kurmasını sağlıyor. Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi'ne göre, kriz anlarında çağrı merkezi ile temas kuran müşterilerin yüzde 64'ü, iletişimin çözüm kadar duygusal tatmin de sağladığını belirtiyor. Bu sonuçlar empati temelli iletişimin önemini açıkça ortaya koyuyor. Empati, krizi fırsata dönüştürmekten ziyade müşterinin yaşadığı olumsuzluğu gerçek anlamda sahiplenerek bir güven alanı inşa etmektir. Çağrı Merkezi Derneği'nin raporuna göre, empatik iletişim eğitimi alan temsilcilerin yönettiği çağrılarda müşteri memnuniyet skoru yüzde 22 artıyor. Bu noktada PCX olarak biz de çağrı merkezi ekiplerimizi sadece teknik bilgiyle değil, duygusal zekâ, stres yönetimi ve aktif dinleme becerileri konusunda da düzenli olarak eğitiyoruz. Çünkü karmaşık ya da duygusal yoğunluğu yüksek çağrılarda, temsilcinin müşterinin duygusunu fark ederek buna göre kuracağı empatiyle yanıt vermesi, iletişimin seyrini tamamen değiştiriyor"
 
"Empatiyi standartlaştırarak müşteri şikayetlerini minimuma indiriyoruz"
Empati odaklı yaklaşımın müşterilerin yanı sıra çalışanlara ve şirket kültürüne de olumlu yansıdığına işaret eden Acır, şu ifadeleri kullandı: "Empatiyi merkezine alan bir hizmet anlayışı, iç motivasyonu, bağlılığı ve takım ruhunu da artırıyor. Harvard Business Review Türkiye'de yayımlanan çalışmalarda da görüyoruz ki, empati kültürünü içselleştiren kurumlarda çalışan bağlılığı yüzde 25'e kadar yükselirken, çalışan devir hızı yüzde 18 azalıyor. Bu veriler sahada da net şekilde karşılık buluyor. Çalışanına değer veren bir kurum, müşterisine de değer verir. İnsan odaklı kültür, kurumun sadece dışarıya değil, içeriye de empatiyle bakmasını gerektiriyor. Bugün tüketiciler yalnızca ürün ve hizmet değil; değer, anlayış ve sorumluluk da satın alıyor. Bu nedenle empati, marka algısını dönüştüren stratejik bir unsur. Özellikle sosyal medyada müşteri deneyimlerinin çok hızlı yayıldığı bir dönemde, küçük bir empatik dokunuş bile bir markanın binlerce kişiye ulaşacak hikayesini oluşturabilir. Biz de PCX olarak çağrı merkezi yönetiminden çok kanallı iletişim stratejilerine, dijital müşteri hizmetlerinden veri analitiğine kadar geniş bir yelpazede hizmet sunuyoruz. Tüm bu süreçlerde empatiyi operasyonel standart haline getirerek, markaların müşteriyle daha güçlü bir duygusal bağ kurmasını sağlıyoruz. Bu yaklaşım sayesinde çalıştığımız markalarda ilk çağrıda çözüm oranlarında belirgin artış, şikâyet tekrarlarında ise gözle görülür azalma elde ediyoruz. Şirket olarak kriz dönemlerinde dahi müşteri memnuniyetini sürdürebilen, itibarını koruyan ve sadakatini artıran markalar yaratmaya devam edeceğiz."

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
QNB Türkiye, dış ticaret yapan işletmelere uçtan uca hizmet sunduğu QNB Global Trade markası altında, e-ihracat yapan KOBİ'ler için yürüttüğü kampanyasında yeni dönem başladı. Kampanya kapsamında, 2025 yılında QNB Türkiye hesaplarına ilk kez e-ihracat bedeli gelen ilk 100 KOBİ'ye, toplamda 9.000 TL'ye varan Hepsiburada hediye çeki tanımlanıyor.
e-ihracat yapan KOBİ'ler AliExpress, Amazon, Etsy ve eBay gibi e-ihracat platformlarından QNB Türkiye hesaplarına gelen ihracat bedelleri için Hepsiburada hediye çeki kazanacak.
QNB Türkiye hesaplarına gelen her 1.000 USD ve üzeri ihracat bedeli için işlem başına 3.000 TL, toplamda 9.000 TL'ye varan Hepsiburada hediye çeki, takip eden ay içerisinde tanımlanma fırsatı, e-ihracatçı KOBİ'leri bekliyor. 30 Kasım 2025 tarihine kadar geçerli olacak kampanyaya 2025 yılında QNB hesaplarına ilk defa e-ihracat bedeli gelecek ilk 100 işletme segmentli tüzel firma sahibi müşteri dahil olacak. Belirtilen koşulları sağlayan e-ihracatçı KOBİ'ler en fazla üç işlem için hediye çeki tanımı kazanacaklar.
QNB Türkiye, 'QNB Global Trade' markası altında; finansman, dijital çözümler, danışmanlık ve eğitim alanlarında sunduğu kapsamlı hizmetlerle ihracatçı firmaların rekabet gücünü artırmayı sürdürüyor. İhracat potansiyelini büyütmek isteyen KOBİ'ler, QNB Türkiye'nin sunduğu bu ayrıcalıklı çözümlerden yararlanabiliyor.
Kampanya hakkında detaylara ulaşmak ve başvurmak isteyen tüzel firmalar link üzerinden ayrıntılar hakkında bilgi sahibi oluyor. Aynı zamanda kampanya hakkında detaylara ulaşmak isteyenler qnb.com.tr web sitesi üzerinden, İşim İçin > Ticari/Kurumsal > Dış Ticaret - QNB Global Trade Hizmetleri > Kampanyalar > e-ihracat Kampanyası adımlarını takip ederek de bilgi edinebilirler

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Axis Communications, iç mekân hava kalitesini izlemeye yönelik ilk çevresel sensörleri olan AXIS D6210 Air Quality Sensor ve AXIS D6310 Air Quality Sensor modellerini tanıttı. Şirketin kendi mühendislik ekipleri tarafından geliştirilen bu iki yeni sensör, mevcut Axis çözümleriyle sorunsuz bir şekilde entegre olarak, sigara/içim tespiti de dahil olmak üzere hava kalitesine ilişkin çok sayıda parametreyi izlemeye ve uygun müdahalenin hızlıca gerçekleşmesine olanak tanıyor.Her iki sensör; sıcaklık, bağıl nem, partikül madde (PM), uçucu organik bileşikler (VOC), azot oksitler (NOx) ve karbondioksit (CO?) gibi zararlı maddeleri algılayabiliyor. Aynı zamanda sigara ve elektronik sigara kullanımını da tespit edebiliyor. Bu sayede sensörler, okullar, ofisler, veri merkezleri, üretim tesisleri gibi pek çok iç mekân ortamında daha sağlıklı, güvenli ve verimli bir alan yaratılmasına katkı sağlıyor.
 
AXIS D6210: "Tak çalıştır" entegre çözüm
2025'in ilk yarısında piyasaya sunulacak AXIS D6210, belirli Axis IP cihazlarıyla -örneğin kameralar ve flaş sirenler- entegre çalışabiliyor. Axis hoparlörleriyle birlikte kullanıldığında, kullanıcıya kolay kurulabilen ve maliyet etkin bir hava kalitesi izleme çözümü sunuyor. Sensör, Axis Portcast teknolojisi sayesinde ek IP adresi, switch portu veya güç kaynağı gerektirmeden doğrudan Axis cihazlarıyla çalışabiliyor. Hatta hava kalitesi parametreleri kamera görüntüsünün üzerine bindirilerek gösterilebiliyor. Sensör, bağlı olduğu IP cihazdan veya güç kaynağından 100 metreye kadar uzağa yerleştirilebiliyor.
 
AXIS D6310: Gelişmiş bağımsız IP sensör
 2025'in sonunda piyasaya çıkması beklenen AXIS D6310 ise bağımsız bir IP ağ cihazı olarak çalışıyor. Ek olarak; çoklu LED flaş uyarı sistemi, entegre hoparlör ve mikrofon, PoE çıkışı, pasif kızılötesi (PIR) sensör ve AXIS Audio Analytics özelliklerini barındırıyor.
 
Halk sağlığı, operasyonel verimlilik ve iş zekâsı için yeni fırsatlar
 Axis Orta Asya Bölge Müdürü Ayşegül Demirkol, şunları söylüyor:
"Kapalı alanlardaki kötü hava kalitesi önemli bir halk sağlığı sorunu. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre her yıl yaklaşık 4 milyon insan iç mekân hava kirliliğine bağlı nedenlerle hayatını kaybediyor. Yeni sensörlerimiz, öğrenciler arasında salgın haline gelen buhar/sigara kullanımının tespiti, veri merkezleri gibi kritik ortamların kontrolü ve uzun vadeli bina yönetiminde önemli katkılar sağlıyor."
Akıllı binalar için veriyle desteklenen kararlar
 Bu sensörler, HVAC (ısıtma, havalandırma, iklimlendirme) sistemlerinin daha hassas şekilde yönetilmesini, enerji verimliliğinin artırılmasını ve iş zekâsına dayalı karar alma süreçlerini destekliyor. Toplanan veriler; hava kalitesiyle birlikte, bina içi doluluk gibi diğer sensör verileriyle birleştirildiğinde, uzun vadeli "akıllı bina" planlaması için güçlü bir temel oluşturuyor.
Demirkol, sözlerini şöyle tamamlıyor:
"AXIS D6210 ve AXIS D6310 bizim ilk çevresel sensörlerimiz olabilir ama sonuncuları olmayacak. Sağlık ve güvenlikten operasyonel verimliliğe, iş zekâsından sürdürülebilirliğe kadar birçok alanda sundukları potansiyel neredeyse sınırsız."
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Trendyol, 2025 yılının ilk yarısının Türkiye Alışveriş Haritasını paylaştı. Bu dönemde 170 bin satıcının yaklaşık 400 milyon ürünü, Trendyol aracılığıyla tüketicilerle buluştu.

Trendyol, Ocak-Haziran 2025 dönemine ait e-ticaret ve e-ihracat eğilimlerini paylaştı. 2025 yılının ilk yarısında Trendyol’da faaliyet gösteren 170 bin satıcı, yaklaşık 400 milyon ürünü tüketicilerle buluşturdu. En çok alışveriş yapılan iller İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Kocaeli, Adana ve Mersin olurken; en çok satış yapan iller İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa, Gaziantep ve Adana olarak öne çıktı.

Alışverişte Her Bölgenin Favorisi Farklı

Türkiye genelinde en çok talep gören ürünler t-shirt, pantolon ve sneaker kategorisinde olurken, bölgelerin alışveriş tercihleri birbirinden farklı eğilimler ortaya koydu. Ege ve Marmara bölgesinde elbise, İç ve Doğu Anadolu bölgesinde telefon kılıfları, Karadeniz bölgesinde çorap, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde parfüm en çok tercih edilen ürünler oldu.

Ürün bazında leke çıkarıcılar, kahve ve şuruplar, karadut özü gibi fonksiyonel ve sağlıklı yaşam odaklı ürünler öne çıktı.

En Çok Alışveriş Yapılan Saatler Akşam 9 - Gece 12 Arası

Trendyol’da en çok alışveriş akşam 9 ile gece 12 saatleri arasında gerçekleştirildi. 2025’in ilk yarısında bu saat dilimi arasında yapılan alışverişler, toplam alışverişlerin yüzde 23’ünü oluşturdu. En çok alışveriş yapan kitle 25-30 yaş arası kullanıcılar olurken, bu grubun yüzde 80’ini kadınlar, yüzde 20’sini erkekler oluşturdu.

Bardak Poşet Çay, Selülit Kremi ve Tatlı Sosları Revaçta

Geçtiğimiz yıldan beri satışlarını en çok artıran ürün grupları arasında bardak poşet çay, tatlı sosu ve selülit kremi yer aldı. Bu ürünlerin satışları geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık 5 kat artış gösterdi. Bu veriler, kullanıcıların pratik çözümlere ve kişisel bakım ürünlerine yönelik ilgisinin arttığını gösteriyor.

E-İhracatın İlk 6 Ayı: 17,2 Milyon Ürün Yurtdışına Ulaştı

Trendyol’un teknoloji ve lojistik gücü sayesinde milyonlarca “Made in Türkiye” etiketli ürün yurtdışındaki müşterilerle buluşuyor. 2025’in ilk yarısında Trendyol aracılığıyla yaklaşık 17,2 milyon ürün dünyanın dört bir yanındaki müşterilerine ulaştırıldı. E-ihracatla en çok satış yapan şehirler İstanbul, İzmir, Kocaeli, Ankara ve Bursa olurken, en çok alışveriş yapılan şehirler Bakü, Riyad, Bükreş ve Dubai oldu.

E-ihracatta en çok tercih edilen ürün grupları t-shirt, alt-üst takım, pijama takımı, sneaker, pantolon ve gömlek olurken, ürün bazında İspanyol paça pantolon, çorap setleri, pamuklu pijama takımları ve güneş-yüz kremleri öne çıktı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Türkiye'nin en güvenilir ve en kaliteli galvanizli çelik üreticisi Borçelik, geleceğin nitelikli iş gücünü yetiştirmeye yönelik hayata geçirdiği "Meslek Lisesi Varsa Gelecek Var" projesi kapsamında Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yeni bir iş birliği protokolü imzaladı. Protokol, mesleki ve teknik eğitimin kalitesini artırmayı, sanayinin ihtiyaç duyduğu alanlarda nitelikli iş gücü yetiştirmeyi ve mezunların istihdamına katkı sunmayı hedefliyor.
 
İş birliğiyle, Bursa'daki meslek liselerinde öğrenim gören öğrenciler için iki yıl boyunca staj, koçluk programları, öğrenci gelişim modülleri ve öğretmen eğitimleri gibi kapsamlı uygulamalar hayata geçirilecek. Proje, özellikle kız öğrencilerin meslek liselerine ve sanayiye kazandırılmasına öncelik vererek fark yaratmayı da amaçlıyor.
 
Yeni protokol ile:
" Öğrencilere Borçelik Teknik Akademi bünyesinde teknik ve kişisel gelişim eğitimleri sağlanacak.
" Mesleki gelişimi destekleyen atölye ve laboratuvarlar kurulacak veya güçlendirilecek.
" Öğretmenler için iş başı eğitim ve hizmet içi gelişim programları düzenlenecek.
" Seçilen öğrenciler staj ve beceri eğitimleriyle iş dünyasına hazırlanacak ve istihdamda önceliklendirilecek.
" Öğrencilerin sosyal sorumluluk projelerine, kariyer günleri ve teknik gezilere katılımı desteklenerek; mesleki, sosyal ve kişisel gelişimlerine bütüncül katkı sağlanacak.
 
Borçelik Teknik Akademi'nin yürütücülüğünü üstlendiği proje, kapsayıcı ve nitelikli eğitim hedefine katkı sunarken, sanayi ve eğitim dünyası arasında örnek bir iş birliği modeli oluşturuyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Akbank, KOBİ'ler için yenilikçi fırsatlar sunan bir kampanyayı hayata geçirdi. "Esnaf Davet Et, Kazan!" kampanyasıyla Akbanklı KOBİ'ler, çevrelerindeki şahıs firması olan esnaf yakınlarını Akbanklı olmaya davet ederek hem birbirine destek oluyor hem de kazanç sağlıyor.
 
Kampanya kapsamında, Akbanklı KOBİ'ler, Akbank Mobil üzerinden aldıkları kodu şahıs firması esnaflarla paylaşıyor. Bu kodla Akbank Mobil üzerinden ilk kez müşteri olan ve kampanya koşullarını yerine getiren müşteriler, 2.000 TL chip-para kazanıyor. Aynı zamanda davet eden Akbanklı da 2.000 TL chip-paranın sahibi oluyor. Davet kodunu esnaf yakınları ile paylaşan Akbanklı KOBİ, kampanya süresince toplamda 50.000 TL'ye kadar chip-para kazanma şansı elde ediyor.
 
Akbank KOBİ Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alper Bektaş, kampanyaya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Akbank olarak esnaf müşterilerimizin dijitalleşmesini önceliklendiriyor; onların daha kolay, hızlı ve avantajlı bankacılık hizmetlerine erişmesini sağlamayı hedefliyoruz. 'Esnaf Davet Et, Kazan!' kampanyamızla bir yandan esnaflarla dayanışmayı teşvik ederken, diğer yandan daha fazla esnafın Akbank hizmetlerinden faydalanmasını sağlıyoruz. Türkiye'nin dört bir yanındaki müşterilerimize değer sunan yenilikçi kampanyalarımızı hayata geçirmeyi sürdüreceğiz."
 
Esnafların dijital bankacılık deneyimiyle finansal ihtiyaçlarına yanıt veren bu kampanya ile Akbank, KOBİ Bankacılığı alanındaki müşteri odaklı yaklaşımını bir kez daha görünür kılıyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Avrasya’nın en büyük HVAC&R buluşması olan ISK-SODEX - Uluslararası Isıtma, Soğutma, Havalandırma, Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma, Yangın, Havuz ve Güneş Enerjisi Sistemleri Fuarı, 22-25 Ekim 2025 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek. Dijitalleşme, otomasyon ve sürdürülebilirlik odaklı teknolojilerin konuşulacağı fuar kapsamında İklimlendirme sektörü, uluslararası satın alma profesyonelleriyle bir araya gelerek yeni pazarlara açılmayı hedefliyor. Fuar ile ilgili değerlendirmede bulunan sektör temsilcileri, özellikle iklimlendirme ve enerji verimliliği gibi stratejik konuların öne çıktığı bu dönemde, fuara olan ilginin sadece ticari değil, sektörel gelişim açısından da oldukça değerli olduğuna dikkat çekti.

 

Son yıllarda dünyada yaşanan ekonomik ve çevresel etkilere rağmen ihracattaki gücünü koruyarak büyümeye devam eden iklimlendirme sektörü, ISK-SODEX’te “Yaşamsal Döngü” teması etrafında bir araya gelecek. 2025 yılı için 7,8 milyar dolar ihracat hedefleyen sektör, üretim gücünü ve teknolojiye uyum yeteneğini ISK-SODEX 2025’te bir kez daha ortaya koyacak. “Yaşamsal Döngü” temasıyla bu yıl sadece ürünlerin değil, sürdürülebilirliğe katkı sağlayan sistem çözümlerinin de öne çıkarılacağı fuar; sektör profesyonellerine yeni iş birlikleri, B2B görüşmeler ve bilgi paylaşımı için benzersiz bir zemin sunacak. Dijital ikizler, BIM ve IoT tabanlı sistem entegrasyonları gibi teknolojilerin gündemde olacağı etkinlikte; sektörel dönüşüm, akıllı üretim, enerji verimliliği ve yeşil mutabakata uyum gibi başlıklar da masaya yatırılacak.

 

’’Geleceği deneyimleme fırsatı’’

ISK-SODEX'in sektörün tüm paydaşlarını bir araya getiren stratejik bir platform olduğunun altını çizen Hannover Messe Sodeks Fuarcılık Proje Direktörü Toros Utku, “ISK-SODEX, yalnızca ürünlerin sergilendiği bir fuar değil, sektörün geleceğini şekillendiren bilgi, etkileşim ve iş birliği platformu. Bu yıl da ziyaretçilerimizi yine dünyanın dört bir yanından sektör profesyonelleriyle buluşturacak; katılımcılarımıza yeni pazarlara açılma, iş bağlantılarını geliştirme ve inovatif çözümlerini sergileme fırsatı sunacağız. Fuarımızda B2B ikili iş görüşmeleri, forum alanları, sektörel paneller ve interaktif deneyim alanlarıyla kapsamlı bir deneyim planladık. Isıtma, soğutma, havalandırma, yalıtım, tesisat, su arıtma, pompa, vana, yangın sistemleri ve güneş enerjisi gibi birçok alanda en son teknolojiler tek çatı altında ziyaretçileri bekliyor. Bu yılın teması olan ‘Yaşamsal Döngü’ ise sektörümüzün sürdürülebilirlik ve dönüşümle kurduğu güçlü bağı görünür kılacak; ziyaretçilere yalnızca bugünü değil, geleceği de deneyimleme fırsatı sunacak” dedi.

 

Bölgenin en kapsamlı fuar organizasyonu

ISK-SODEX’in iş birlikleri, yeni pazarlar ve vizyon geliştirme açısından büyük önem taşıdığını belirten İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD) Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Korun, “ISK-SODEX, iklimlendirme, havalandırma, soğutma ve yalıtım sektörlerinde faaliyet gösteren tüm paydaşları bir araya getiren, sadece Türkiye’nin değil bölgenin de en büyük ve en kapsamlı fuar organizasyonu. Teknolojik yeniliklerin sergilendiği, sektör profesyonellerinin buluştuğu bu platform; iş birlikleri, yeni pazarlar ve vizyon geliştirme açısından büyük önem taşıyor. Her yeni edisyonunda artan uluslararası katılım, ISK-SODEX’in küresel etkisini ve Türkiye’nin bu alandaki güçlü konumunu bir kez daha ortaya koyuyor” dedi. Fuara ilginin sektörel gelişim açısından önemli olduğunun altını çizen Korun, “Özellikle iklimlendirme ve enerji verimliliği gibi stratejik konuların öne çıktığı bu dönemde, fuara olan ilgi sadece ticari değil, sektörel gelişim açısından da oldukça değerli. Bu yoğun ilginin, sektörün dinamik yapısını ve global pazarlarda söz sahibi olma kararlılığını yansıttığını düşünüyoruz” dedi.


’’Sektörümüzü bir arada tutuyor’’

Sektörün bir arada olmasında ISK-SODEX’in önemli bir katkısı olduğunu belirten Isıtma Cihazları Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (DOSİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Erkut, “1997 yılından beri gelişerek dünyanın en önemli fuarları arasında yerini alan ve sektörümüzün gelişimine pek çok anlamda katkı sağlayan ISK-SODEX Fuarı’nın kurucu derneklerinden biri olarak her fuar dönemindeki mutluluğu, ulusal ve uluslararası sektör paydaşlarımız ile bir araya gelme heyecanını 2025 fuarımızda da yaşıyoruz. Sektörümüzün bu şekilde bir arada olmasında ISK SODEX fuarının önemli katkıları olduğunu düşünüyoruz. ISK-SODEX geldiği nokta ile ülkemizin tanıtımına, firmalarımızın pazarlarını büyütmelerine ve ülkemizin ihracatına büyük katkı sağlamakta. Fuarın son organizasyonuna 19 ülkeden, 1000’e yakın marka ve 90 bin ziyaretçinin olması çok önemli bir büyüklük” dedi. Fuarın teması ve sektörün sürdürülebilirlik farkındalığı üzerine değerlendirmelerde bulunan Erkut, “Pek çoğu global ölçekli firmalardan oluşan üyelerimiz, sürdürülebilirlik yaklaşımı doğrultusunda, ürünlerinin yaşam döngüsü boyunca çevresel etkilerini en aza indirmeye çalışırken, geri dönüşüm süreçlerini de önceliklendirerek yatırımlarını ve üretim süreçlerini planlamaktadır. Derneğimizin birçok üyesi bu konuda global ölçekte öncülük yapmakta ve tüm ürün gruplarını bu felsefe ile üretmektedir. Sektörümüzün bu konudaki farkındalığının oldukça yüksek olduğunu düşünüyorum” dedi.

 

Sektörün global pazarlarda rekabetçi olmasını sağlıyor

Sektörün fuardan elde ettiği çıktılarla Ar-Ge süreçlerinde geliştirmeler yaptığını ve gerçekleşen iş birlikleri ile global pazarlarda rekabetçi olabildiklerini belirten Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu,” ISK-SODEX, yalıtım sektörüne yenilikçi ürünler ve iş birlikleri açısından büyük fırsatlar sunan, firmaların global pazarlarda daha rekabetçi hale gelmesine olanak tanıyan bir fuar. Enerji verimliliği, sürdürülebilirlik ve akıllı yalıtım çözümleri gibi konuların ön planda olduğu ISK-SODEX, yalıtım sektörünün geleceği açısından kritik bir rol oynamaya devam ediyor. Bu doğrultuda, yalıtım firmalarımızın fuardan elde ettikleri verileri değerlendirerek Ar-Ge çalışmalarını hızlandırması ve global iş birliklerini güçlendirmesini beklemekteyiz” dedi. Fuarda sektörün yenilikçi ürünlerinin yer alacağını belirten Eruslu, “ISK-SODEX, yalıtım sektörünün yeni ürünlerini tanıttığı, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik odaklı çözümler sunduğu önemli bir platform. Bu seneki organizasyonda da binaların enerji verimli, sağlıklı, güvenli, konforlu ve çevre dostu olmasını sağlayan yalıtım ürünleri fuarda ziyaretçilerle buluşacak” dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kritik altyapı kuruluşları, Windows 11'e yükseltmeyi geciktirdikleri takdirde daha fazla güvenlik, birlikte çalışabilirlik, performans, maliyet ve uyumluluk riskleriyle karşılaşıyor.
 
Panasonic TOUGHBOOK, kuruluşların Windows 10 desteğinin sona ermesi ve Windows 11 işletim sistemine* geçiş yapılmasına dair karşılaştığı zorlukları ve endişeleri ortaya koyan bir araştırma yayınladı. Panasonic'in araştırması, Windows 10 desteğinin 14 Ekim 2025'te sona ermesiyle, geçişlerini henüz tamamlamamış kuruluşların destek dışı yazılımlardan kaynaklanan güvenlik riskleri, maliyetler ve yazılım uyumluluğu sorunları konusunda endişeli olduğunu gösteriyor.
 
Panasonic'in 'Navigating the Shift: The Business Case for Upgrade to Windows 11' (Vardiyada Gezinmek: İş Gözüyle Windows 11'e Yükseltmek) adlı teknik incelemesi, Windows 11'i desteklemek için gereken donanım yenilemelerinin kapsamını da araştırıyor ve yükseltme döngüleri sırasında cihaz kesinti süresinin etkisine ilişkin endişeleri ortaya koyuyor.
 
Hareketsiz kalmak, kritik güvenlik risklerini ve maliyet etkilerini davet ediyor
Ankete katılan kuruluşların karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, Windows 11'e geçişlerini geciktirmenin veya eylemsizliğin getirdiği güvenlik riski. Ankete katılan kuruluşların yüzde doksan sekizi, Ekim ayına kadar Windows 11'e geçişi tamamlamadıkları takdirde Microsoft'un Genişletilmiş Güvenlik Güncellemesi'ne (ESU) yatırım yapma olasılıklarının 'yüksek' olduğunu söylüyor.
 
Yarısından fazlası (%58), geçişi tamamlamadan veya ESU'ya yatırım yapmadan cihaz güvenliğini yönetebileceklerinden emin olmadığını söylüyor. ESU'ya geçmez veya satın almazlarsa, daha yüksek fidye yazılımı ve kötü amaçlı yazılım riskine (%94), veri ihlallerine (%93), yeni güvenlik tehditleri için yama eksikliğine (%91), uyumluluk risklerine (%89) ve iş itibarı üzerindeki etkiye (%88) maruz kalacaklarından endişe duyuyorlar.
 
Maliyet, Windows 11'e geçişlerini Ekim 2025'ten sonraya erteleyen kuruluşlar için başka bir endişe kaynağı oluyor. Üçte ikisi, genel olarak daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalacaklarını tahmin ediyor ve %55'i bu maliyetin artan siber güvenlik harcamaları şeklinde ortaya çıkacağını öngörüyor. Microsoft, 1.000 cihaza sahip bir kuruluş için ESU lisansının 3 yıl boyunca yaklaşık 320.000 £ tutarında faturalandıracağını söylerken, gecikmenin maliyeti somut ve anlık oluyor[1].
 
Buna ek olarak, %48'i destek maliyetlerinin artacağını öngörüyor ve %46'sı iş sürekliliği risklerinin maliyet etkileri olacağına inanıyor. Artan bakım maliyetleri (%40) ve donanım maliyetleri (%38) de maliyet artıracak faktörler arasında bulunuyor.
 
Yazılım yükseltmesi, donanım değişimi ve düşük üretkenlik demek oluyor
Ankete katılan kuruluşlar ortalama 4.000 cihaz işletiyor ve bu cihazların %62'sinin Windows 11 ile uyumluluk sağlamak için değiştirildiğini, değiştirileceğini veya yükseltilmesi gerekeceğini tahmin ediyor. 5.000'den fazla çalışanı olan kuruluşlarda bu oran %76'ya çıkıyor.
 
Ankete katılanların neredeyse yarısı (%45), cihazların yükseltilme sürecindeki kesintiden ötürü üretkenlik kaybı ile ilgili zorluklar çıkacağını öngörüyor. Sonuç olarak, %75'i aşamalı bir yaklaşım benimsiyor. Dörtte biri (%25), cihaz değişimiyle aynı zamana denk gelecek şekilde yazılım yükseltmelerini erteliyor. Ankete katılanların %47'si, uygulama ve iş yazılımı uyumluluk sorunlarını başka bir önemli geçiş zorluğu olarak konumluyor.
 
Yükseltmelerin %46'sı uzaktan yükseltme ile gerçekleşirken, %54'ü yüz yüze gerçekleşecek. Katılımcıların %64'ü, süreç boyunca cihaz üreticisinin desteğinden büyük ölçüde yararlanmayı bekliyor.
 
Geçişin faydaları, gecikme riskinden daha önemli görülüyor
Şu anda Windows 11'e geçiş yapan katılımcılar, güvenlik ve koruma (%44), performans ve işlem gücü (%36) ve geleceğe yönelik bir cihaz ekosistemine sahip olma (%36) gibi önemli avantajlardan yararlanmayı bekliyor. Ayrıca, Microsoft Copilot veya Bing AI (%34) gibi yapay zeka özelliklerinden yararlanmanın yanı sıra Edge AI yeteneklerini sahada dağıtmaya (%29) çalışıyorlar.
 
Panasonic TOUGHBOOK Avrupa Pazara Giriş Başkanı Chris Turner şunları söylüyor: "Kuruluşların Windows 11'e iyi planlanmış, ölçülü ve uygun maliyetli bir geçiş yapmaları ve avantajlarından yararlanmaya başlamaları için zaman daralıyor. Windows 10 desteğinin son tarihi yaklaştıkça gecikmenin maliyet, güvenlik ve performans riskleri giderek artmaktadır ve bu durum özellikle acil durum hizmetleri, saha hizmetleri ve kamu hizmetleri ve savunma kuruluşları dahil olmak üzere araştırdığımız kritik sektörlerde endişe kaynağıdır.
 
Henüz Windows 11'e geçiş yapmamış olan kuruluşların, dağıtımlarının aceleye getirilmemesini ve riskli olmamasını sağlamak için desteğe ihtiyacı bulunuyor. Panasonic TOUGHBOOK, sorunsuz bir geçiş deneyimi sağlamak, üretkenliği korumak ve süreçteki belirsizliği ortadan kaldırmak için müşterilere tam geçiş desteği sunuyor. İşletmeler şimdi harekete geçerek, Ekim 2025'ten sonra hem maliyet hem de risk almaktan kaçınabilir."
 
Panasonic TOUGHBOOK teknik incelemesini indirmek için 'Navigating the Shift: The Business Case for Windows 11' to Windows 11' (Vardiyada Gezinmek: İş Gözünden Windows 11'e Yükseltmek) lütfen buraya tıklayın: https://eu.connect.panasonic.com/gb/en/whitepapers/navigating-shift-business-case-upgrading-windows-11
 
Panasonic'in Hizmet Olarak Mobil BT teklifinin kuruluşunuzun Windows 11'e geçişine nasıl yardımcı olabileceği hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayabilirsiniz: https://eu.connect.panasonic.com/gb/en/toughbook/Mobile-IT-As-A-Service
 
*Araştırma Metodolojisi:
Panasonic, Mart 2025'te Birleşik Krallık ve Almanya'dan 200 karar vericiye (her biri 100 kişi) araştırma yaptırdı. Ankete katılanlar, satın alma kararlarıyla ilgileniyor ve 1.000+ çalışanı olan kuruluşlar için saha hizmetleri ve kamu hizmetlerinde çalışıyor; Savunma, acil servisler, otomotiv, tedarik zinciri ve lojistik, ve imalat sektörleri.
 
Panasonic Group Hakkında
1918 yılında kurulan ve bugün dünya çapında tüketici elektroniği, konut, cihazlar, B2B çözümleri ve enerji sektörlerinde çok çeşitli uygulamalar için yenilikçi teknolojiler ve çözümler geliştirmede küresel bir lider olan Panasonic Group, 1 Nisan 2022'de Panasonic Holdings Corporation'ın bir holding şirketi olarak hizmet verdiği bir işletme şirketi sistemine geçti. Grup, 31 Mart 2025'te sona eren yıl için 51,6 milyar Euro (8.458,2 milyar yen) konsolide net satış bildirdi. Panasonic Group hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen şu adresi ziyaret edin: https://holdings.panasonic/global/
 
Panasonic Connect Europe GmbH Hakkında
Faaliyetlerine 1 Ekim 2021 tarihinde başlayan Panasonic Connect Europe, B2B odaklı ve çevik yeni bir organizasyon oluşturdu.400'den fazla çalışanı bulunan ve CEO Shusuke Aoki tarafından yönetilen şirket, yenilikçi ürünler, entegre sistemler ve hizmetlerle müşterilerinin başarısına katkı sağlamayı amaçlıyor. Bütün faaliyetleri, İşi Değiştirme, Toplumu İlerletme ve Yarına Bağlanma vizyonunu gerçekleştirmek için tasarlanıyor.
 
Panasonic Connect Europe'un merkezi Wiesbaden'dedir ve aşağıdaki iş birimlerinden oluşmaktadır:

Mobil Çözümler İş Bölümü, mobil çalışanların dayanıklı Toughbook dizüstü bilgisayarları, iş tabletleri ve el tipi cihazlarıyla üretkenliği artırmalarına yardımcı oluyor.
Yüksek kaliteli ekranların yanı sıra bir dizi yüksek parlaklık ve güvenilir projektör sunan Görsel Sistem Çözümlerini içeren Media Entertainment İş Bölümü; PTZ ve sistem kameraları, video kameralar, Kairos IT/IP platformu, anahtarlayıcılar ve canlı etkinlik çekimi, spor prodüksiyonu, televizyon ve xR stüdyoları için yaygın olarak kullanılan robotik çözümlerden oluşan uçtan uca bir portföyden Akıllı Canlı Prodüksiyon çözümleri sunan Broadcast & ProAV ise Broadcast & ProAV.
Perakende, Lojistik ve Üretim odaklı özel teknoloji çözümleri sunan İş ve Endüstri Çözümleri. Operasyonel verimliliği artırmak ve müşteri deneyimini geliştirmek, işletmelerin her gün en iyi şekilde performans göstermelerine yardımcı olmak için tasarlanmıştır.
Panasonic Factory Solutions Europe, elektronik üretim çözümleri, robot ve kaynak sistemleri ve yazılım çözümleri mühendisliği dahil olmak üzere çok çeşitli akıllı fabrika çözümleri satmaktadır.