Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Harman Kardon Onyx Studio 9, mükemmel ses kalitesini ve şıktasarımı bir araya getiriyor. Constant Sound Field (CSF) teknolojisi, üçkanallı akustik yapısı ile müziği dengeli bir şekilde dağıtarak sizi sesinmerkezine yerleştiriyor. 40W güç çıkışı, güçlü bas ve net tizlersunarken, çift tweeter ve woofer sistemi her frekansta üstün sesdeneyimi sağlıyor.
Üstün Bağlantı ve Çoklu Hoparlör Bağlantısı
Onyx Studio 9, Bluetooth 5.3 ve AuracastTMteknolojisi sayesinde diğer hoparlörlerle eşleşerek çoklu daha fazla sesdeneyimi sunuyor.
Akıllı Ses Ayarı ve Kişiselleştirme
Hoparlör, bulunduğu ortamı otomatik analiz eden kendiniayarlayan akustik yapısı sayesinde her konumda en iyi sesisunar. Harman Kardon ONE uygulaması, EQ ayarlarınıözelleştirme ve kişisel dinleme deneyimini geliştirme imkanı sunar.
Dayanıklı ve Şık Tasarım
Onyx Studio 9, taşıması kolay ergonomik tutmabölümü, alüminyum stand ve basit kullanıcı arayüzü ile hemestetik hem de pratik bir kullanım sunuyor. Kullanıcı tarafındandeğiştirilebilir bataryası, uzun yıllar boyunca performansını korumasına olanaktanıyor.
Harman Kardon Onyx Studio 9, KlasikSiyah ve Taş Grisi renk seçenekleriyle Türkiye’de satışta!
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ev ve mutfak eşyaları sektörü, çok büyük bir potansiyeli olan ABD pazarından daha fazla pay almak için düğmeye bastı. Sektörün toplam ihracatının sadece yüzde 2'sinin ABD'ye yapıldığını belirten İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkan Yardımcısı ve Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Talha Özger, "ABD pazarında başarılı olabilmek için öncelikle sabırlı olmamız ve orta ve uzun vadeli projeler geliştirmemiz lazım. Firmaların farklı bir enerji ortaya koyması ve buraya özgü bir üretim yapması gerekiyor. ABD pazarında bizim için çok rahat 1 milyar dolarlık bir potansiyel olduğunu söyleyebiliriz." dedi.
Mutfak ekipmanları alanında 125 yıllık tarihi ile dünyanın en köklü ve en büyük fuarlarından olan Inspired Home Show, 2-4 Mart tarihleri arasında Şikago'da düzenlendi. 38 ülkeden 1600 katılımcı ile kapılarını açan fuara 120'nin üzerinde ülkeden ziyaretçi gelirken, Türkiye, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birliği (İMMİB) öncülüğünde 17 firma ile milli katılım organizasyonu gerçekleştirdi. Milli katılımın haricinde 7 firma da fuara bireysel olarak katıldı.
Türkiye olarak bu fuara 19'uncu kez katıldıklarını belirten İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkan Yardımcısı ve Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Talha Özger, bu sene de tencereden tavaya, plastik mutfak eşyalarından cam mutfak eşyalarına, ev ve mutfak eşyaları sektöründeki tüm ürünleri kapsayan bir katılım gerçekleştirdiklerini belirtti.
AMERİKA'YA ÖZGÜ ÜRETİM GEREKİYOR
Amerika pazarının diğer pazarlardan bazı önemli farkları olduğuna dikkat çeken Özger, öncelikle buraya uygun üretim yapmak gerektiğini kaydetti. ABD'deki sertifikaların ve bazı standartların farklı olduğunu ifade eden Özger, "Buranın litresi, ölçüsü, santimi, her şeyi farklı ve buraya özgün ürünler yapmak gerekiyor. ABD pazarında başarılı olabilmek için öncelikle sabırlı olmamız ve orta ve uzun vadeli projeler geliştirmemiz lazım. Firmaların Amerika'ya karşı farklı bir enerji ortaya koyması gerekiyor. Biz ev ve mutfak eşyaları sektörü olarak bu pazarda kalıcı olmak istiyoruz ve bunun için de düzenli fuar katılımları gerçekleştiriyoruz. işra süreklilik çok önemli. Inspired Home Show'da üreticilerimiz Meksika'dan Brezilya'ya kadar geniş bir coğrafyadan alıcılarla buluştu. Ama sabırlı olmak ve burada kurulan ilişkileri devam ettirebilmek çok kritik. Böyle fuarlara sadece bir kere katılıp bir şey beklemek yanlış olur." dedi.
1 MİLYAR DOLARLIK POTANSİYEL
Ev ve mutfak eşyaları sektörünün toplam ihracatının sadece yüzde 2'sini, yani 100 milyon dolarlık bölümünü ABD'ye yaptığını ve dolayısıyla pazarın büyük bir potansiyel vaat ettiğini kaydeden Özger, "ABD ile Türkiye arasındaki ticaret hedefleri doğrultusunda bakarsak bizim için çok rahat 1 milyar dolarlık bir potansiyel olduğunu söyleyebiliriz. Ancak buradaki en önemli sıkıntı finansman ve ABD'ye özgü üretim yapabilmek. Standartlardaki farklılıklardan dolayı üretim bantlarımızı da revize etmemiz gerekiyor. Bu nedenle ABD için uzun soluklu bir yol haritası çizmek lazım. Sadece İhracatçılar Birliği şapkası altında değil, ABD ile 100 milyar dolar ihracat hedefine giden yolda ülke olarak bir ihracat politikamızın olması lazım." diye konuştu.
'SADECE ETNİK MARKETLER YETMEZ, ÇOK YAYGIN OLMALIYIZ'
Farklı ihracatçı birliklerinin fuarlarda iş birliği yapıp Türk ürünleri algısını yukarı çekebileceğine de işaret eden Özger, şöyle devam etti:
"Mesela hububat ihracatçıları makarna veya bulgur tanıtım günleri yaptığında, orada yine tenceresinden saklama kabına Türk mutfak ürünleri markalarını kullanmalılar, bir sinerji oluşturmalıyız. Buradaki etkinlikler youtuber'lar ve influencer'lar vasıtasıyla dünyaya açıldığında herkes oradaki Türk markalarını da görmeli. Tabi iş burada sadece görme ile bitmiyor, aynı zamanda bu ürünleri kendi pazarlarında kolaylıkla bulabilmeliler. O videoları izleyeneler ürünleri gördüğünde en yakınındaki marketten satın alabilmeli. Biz etnik marketlerde veya Orta Doğulu toptancıların olduğu yerlerde güçlü bir şekilde bulunsak da asıl olarak o en yaygın global marketlerde de olmalıyız. Onun altyapısını kurgulamak ve ortak hareket etmek gerekiyor. Bizim boşa atacak kurşunumuz yok."
Büyük zincirlere bir Türk markası olarak girebilmenin önemini vurgulayan Özger, bunun için de ülke algısının çok kritik olduğunu kaydetti. Özger, markalar ne yaparsa yapsın gidebileceği yerin ülke algısı ile sınırlı olduğunu ve dolayısıyla öncelikle ülke algısının yukarıya çekilmesi gerektiğini vurguladı.
DÜNYADA TİCARET DEĞİŞİYOR, FARKLI ENSTRÜMANLAR GEREKİYOR
Dünyada artık ticaret şekillerinin değiştiğini ve alışılagelmiş şekilde bir anlayışın başarı getirmeyeceğini ifade eden Özger, şöyle devam etti:
"Mesela ben bir fuara geldim ve burada 10 konteyner mal satacağım gibi bir dünya yok, öyle bir dünya geçmişte kaldı. Onun meyvelerini babalarımız, amcalarımız, dedelerimiz yedi. Son dönemde e-ihracat ve e-ticaret çok gündemde, bunların zaten olması lazım ama bizlerin farklı enstrümanları kullanması gerekiyor. Belli başlı coğrafyalarda depo ise depo, markalaşma ise markalaşma. Bu markalaşmanın altında da çok şeyi açabilirsiniz aslında. Sadece televizyona reklam vereyim, influencer getireyim, youtuber getireyim olayının çok ötesinde düşünmemiz lazım. Bir yerde orta ve uzun vadede kalıcı olmak istiyorsanız, ürününüz kesinlikle bulunabilir ve kolaylıkla ulaşılabilir olmalı. Markalaşmanın en önemli yerlerinden birisi burası. Yoksa istediğiniz kadar reklam verin. Ulaşılamadıktan sonra bir anlamı kalmıyor."
Dünyada ticaretin yavaşladığı bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Özger, böylesi dönemlerde yakın pazarlarla ticaretin öneminin arttığını kaydetti. Türkiye'nin ihracatta uzak pazarlar stratejisini koruması gerektiğini ancak kısa vadede biraz daha yakın pazarlara odaklanılabileceğini belirten Özger, "Yakın pazarlarda ticaret daha hızlı oluyor, para daha kolay dönüyor. Bu nedenle Avrupa, Balkanlar ve Ortadoğu gibi pazarların önemi artıyor. Uzak ülkeler stratejisi devam edecek ama zaten lojistik ve finansman zorlukları nedeniyle her firma bunu yapamayacak. Bu nedenle kısa vadede yakın pazarları gözden uzak tutmamakta yarar var." diye konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili her alanda ihtiyaç duydukları uzman desteğine tek bir platformdan ulaşmalarını sağlayan Yuva, erken aşama girişimlere destek veren Startans’tan yatırım aldı. Bu yatırım, platformun hem bireysel kullanıcılarına sunduğu hizmetleri genişletmesine hem de kurumsal iş birlikleriyle şirketlerin çalışan ebeveynlere yan hak olarak sunabileceği kapsamlı çözümler geliştirmesine olanak tanıyacak.
Ebeveynlere Rehberlik Eden Seçkin Uzman Ekosistemi
Yuva, ebeveynlerin emzirme danışmanından çocuk psikoloğuna, eğitim danışmanından yurt dışı üniversite hazırlığına, diyetisyenden fizyoterapiste kadar geniş bir hizmet yelpazesine erişmesini sağlayan bir platform. Dijitalleşen dünyada ebeveynlerin doğru rehberliğe kolayca ulaşmasını hedefleyen Yuva, birebir online danışmanlık, faydalı rehber içerikleri ve interaktif eğitim programları sunarak ailelerin doğru kararlar almasına yardımcı oluyor.
Startans Yatırımıyla Daha Güçlü Büyüme
Startans’tan aldığı yatırım ile Yuva, online verdiği hizmetleri ile Türkiye’nin her köşesindeki çocukların akademik ve pedagojik gelişimde ailelerin yanında olmayı hedefliyor. Ayrıca uzman ekosistemini genişleterek daha çok alanda danışmanlık vermeyi ve kurumsal iş birliklerini artırarak daha fazla ebeveyne ulaşmayı planlıyor.
Yuva Kurucu Ortağı Burhan Şengün, yatırım hakkında şunları söyledi:
Dünya değişiyor ve bu değişim her şeyden önce çocuklarımızı etkiliyor. Okul ve aile olarak günümüz çocuklarının teknolojinin içinde bir nesil olduğu gerçeğini her ne kadar tüm yönleriyle kanıksamış olsak da bu teknolojinin hayata uydurulabilir yollarını bulmalı, onları 21. yüzyıl becerileri dediğimiz gelecek neslin ihtiyacı olan üst düzey davranış ve yaşayış modelleriyle tanıştırmalıyız.
Yuva platformu olarak anaokulu seviyesi çocuklardan liseli gençlere bugünün yeni kuşağının hayata odaklanan, yaşamları değiştiren ve etkileyen teknoloji okuryazarı olmaları ve bu yöndeki ilgilerini belirlemeleri konusunda destek sunuyoruz.
Teknolojik gelişmelerin hızına yetişme konusunda kaygı duyan çocuk, genç ve ebeveynlerin Yuva platformu aracılığıyla buna erişebiliyor olmasıyla teknoloji eğitimlerinde fırsat eşitliği sağlamayı hedefliyoruz!
Yuva Kurucu Ortağı Oğuzhan Yılmaz, yatırım hakkında şunları söyledi:
Çocukların sağlıklı bir gelişim süreci geçirmesi, yalnızca akademik başarıyla değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik gelişimle de doğrudan bağlantılıdır. Günümüz dünyasında ebeveynler, çocuklarının ruh sağlığını destekleme konusunda daha bilinçli hareket etmek istiyor ancak doğru kaynağa ve uzman desteğine erişimde zorluk yaşayabiliyor. Yuva platformu olarak, bilimsel temellere dayanan pedagojik ve psikolojik rehberlikle ailelerin bu süreçte yanlarında olmayı amaçlıyoruz.
Bu amaçlarımıza erişmek için iki önemli partnerimiz var. Bir tanesi teknoloji iş ortağımız Gurulize. Platformumuzu kurmak için Gurulize e-danışmanlık çözümünü tercih ettik. Gurulize’ın Yapay Zeka destekli çözümleri ile doğru uzman-danışan eşleşmesi sürecini de önümüzdeki dönemde kullanıma alacağız ve ebeveynlerin ihtiyaçlarına göre doğru uzmanı bulmalarını da kolaylaştıracağız. Diğer partnerimiz ise hem yatırımcımız hem de bize stratejik destek veren Startans. Güçlü partnerlerimiz ile hedeflerimize ulaşmayı hedefliyoruz.
Startans Yönetim Kurulu Üyesi Begim Başlıgil ise yatırım ile ilgili olarak yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verdi:
Yuva, ebeveynlerin çocuk gelişimi ve psikolojik destek konularında güvenilir bir rehber arayışına güçlü bir yanıt sunuyor. Dijitalleşmenin hız kazandığı bu dönemde, ailelerin ihtiyaç duyduğu doğru bilgilere kolayca erişebilmesi büyük önem taşıyor. Yuva Ebeveyn & Çocuk Platformu bu misyonuna katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu yatırımla, platformun daha geniş kitlelere ulaşmasını ve ebeveynlere sağladığı desteğin artırılmasını hedefliyoruz.
Yuva ekibi, bu yatırımın sağladığı güçle platformlarını daha da geliştirmeye ve ebeveynlere en iyi hizmeti sunmaya devam edeceklerine inanıyorum.
Startans Yatırım Kurulu Başkanı Ufuk Kab ise yatırım ile ilgili olarak şu ifadelere yer verdi:
Teknoloji ve inovasyon, günümüzde her sektörde olduğu gibi, ebeveynlerin ve çocukların yaşam kalitesini artıran hizmetlerde de kritik bir rol oynuyor. Yuva’nın, bu ihtiyacı bilimsel yaklaşımıyla birleştirerek güçlü bir ekosistem oluşturuyor. Startans olarak, yalnızca finansal destek sağlamakla kalmayıp, Yuva’nın stratejik büyüme yolculuğunda yanında olmayı ve dijital dünyada daha geniş kitlelere ulaşmasını desteklemeyi amaçlıyoruz. Bu yatırımın, ebeveynlerin hayatını kolaylaştıran çözümler sunmada yeni bir dönemin başlangıcı olacağına inanıyoruz.
Yuva hakkında daha fazla bilgi için: https://yuvadan.com/ ‘u ziyaret edebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'yi derinden sarsan 6 Şubat depremlerinin ardından GSK Türkiye ve Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), afetten etkilenen bölge halkının faydalanabileceği çok yönlü bir Destek Merkezi hayata geçirdi. Proje kapsamında TOG uzmanları tarafından hazırlanan eğitimler, uygulamalar, psikososyal destek ve aktiviteler ile çocuklar, kadınlar ve gençler başta olmak üzere tüm bölge halkının toparlanma sürecinde önemli katkı sağlanarak bir sosyal dönüşüm yaratıldı.
GSK Türkiye Genel Müdürü Sriram Jambunathan: "Aktif olarak çalışmalarımızın başladığı 2023 Ekim ayından bu yana, TOG Ekibi'nin liderliğinde, Adıyaman Destek Merkezimizde çocuklar, gençler ve kadınlar başta olmak üzere tüm bölge halkının toparlanma sürecine destek olduk, olmaya da devam ediyoruz. Merkez, geride bıraktığımız dönemde bölge halkı için çok önemli bir rol üstlendi ve insanların hayatına dokunan uygulamalara imza attı. Destek Merkezinde bugüne kadar 1.165 etkinlikle toplamda 35 binden fazla katılım elde edildi. Merkezimizdeki çalışmalara Toplum Gönüllüsü gençlerle birlikte toplamda 90 GSK gönüllüsü çalışma arkadaşımız da aktif katılımlarıyla destek verdi. Burada yaratılan dayanışma ruhunun çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz."
Dayanışma Gençlerle Devam Edecek
GSK Türkiye olarak, afet bölgesinin uzun vadeli dönüşümünde gençlerin rolünün önemine dikkat çeken Jambunathan, şöyle devam etti:
"Projenin 2. yılına girereken mevcut çalışmalarımıza ek olarak özellikle gençleri güçlendirmeye ve umutları büyütmeye daha fazla odaklanacağız. Hedefimiz; TOG'un tecrübesiyle burayı bir Gençlik Merkezi'ne dönüştürerek, çözümü yine gençlerin inşa etmesini sağlamak."
TOG Genel Müdürü Seçkin Karataş: "6 Şubat'tan sonra Toplum Gönüllüsü gençlerin yardım depolarında başlattığı dayanışmayı, 5 ilde hayata geçirdiğimiz 10 Destek Merkeziyle sürdürülebilir kılmayı hedefledik. 2023 yılından bu yana da yaptığımız çalışmalarla destek merkezlerimiz 200.000'den fazla faydalanıcıya ulaştı. Bu etkiyi yaratmamızda yanımızda olan paydaşlarımızdan biri de GSK Türkiye oldu. Adıyaman Altınşehir'deki konteyner kentte hayata geçirdiğimiz Destek Merkezimizde bir yılı geride bıraktık. Çocuklar ve gençler başta olmak üzere her yaştan bireyin toparlanma sürecine destek olmak için çeşitli çalışmalar yürüttük ve devam ediyoruz. Konteyner kentlerde yaşam, dışarıdan bakıldığında sadece bir barınma sorunu gibi görünebilir. Oysa bu alanlarda yaşam, sadece fiziksel değil, psikolojik ve sosyal anlamda da büyük zorluklar içeriyor. Çünkü bir afetin etkileri, yalnızca enkazlar kaldırıldığında sona ermiyor. Güvenin ve umudun yeniden inşa edilmesi uzun soluklu bir süreç ve bizler, burada çalışan gönüllüler ve uzmanlar olarak, bu sürecin bir parçası olmaya devam ediyoruz." dedi.
Gençlerin dayanışmanın devam etmesi için kritik rol oynadığını belirten Karataş sözlerine şöyle devam etti:
"Afetin yıkıcı boyutu sebebiyle toparlanma sürecinin uzun olacağını öngörüyoruz, bu sebeple dayanışmanın da devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Destek Merkezimizde gençlerin güçlenerek sosyal iyileşme sürecinde aktif rol oynadıklarını görüyoruz. Gençler aldıkları eğitimleri, farklı atölyelerde önce akranları sonra çevreleriyle paylaşarak umutları büyütüyor. Biz bir gençlik vakfı olarak, daima gençleri odağımıza alıyoruz ve toparlanma sürecinin gençlerle mümkün olduğunu biliyoruz. Bundan sonra da merkezimizi, gençlerin aktif rol oynadıkları Gençlik Merkezleri olarak konumlamayı hedefliyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
vivo, bugüne kadar ürettiği en gelişmiş portre odaklı akıllı telefonu vivo V50'yi Türkiye'deki kullanıcılar ile buluşturdu. Yaratıcı çekimler konusunda kullanıcı deneyimini yeniden şekillendiren telefon online ve fiziksel mağazalarda satışa sunuluyor. Son teknoloji ZEISS Profesyonel Portre özellikleriyle donatılan V50, görsel kaliteyi yeni bir seviyeye taşıyarak kullanıcıların anılarını benzersiz bir tarzda ve olağanüstü netlikle yakalayıp paylaşmalarına olanak tanıyor. Görüntüleme yeteneklerinin ötesinde, V50 şık ve estetik bir tasarıma sahip olmasının yanı sıra ultra hızlı 90W FlashCharge[1] desteğine sahip güçlü ve uzun ömürlü 6000 mAh (TYP)[2] BlueVolt pil ile donatıldı Titanyum Grisi ve Uzay Mavisi renk seçenekleri bulunan V50, rekabetçi performansı ve güç geliştirmeleriyle öne çıkıyor.
Her lenste 50 MP[3]: ZEISS ile üstün profesyonel portre deneyimi
vivo ve ZEISS tarafından ortak geliştirilen Görüntüleme Sistemi ile güçlendirilen V50, yılın portre odaklı telefonu olarak konumlanıyor. V50 için vivo ve ZEISS, optik kalite ve görüntüleme performansında ZEISS standartlarına ulaşmak için gerekli tüm kriterleri birlikte belirleyip hayata geçirdi. 50 MP ZEISS Tüm Ana Kamera, tüm arka lenslerde profesyonel düzeyde performans sunarak, anıları sofistike bir dokunuşla yakalamak ve ölümsüzleştirmek için mükemmel bir araç haline geldi.
50 MP ZEISS OIS Ana Kamera, 1/1.55" süper hassas büyük sensörü sayesinde zorlu koşullarda bile olağanüstü ışık yakalama yeteneğine sahip. vivo'nun yenilikçi VCS Kamera-Biyonik Spektrumu, insan gözünü taklit ederek daha doğal ve gerçekçi renkler sunarak görüntü kalitesini daha da artırıyor. Entegre mini gimbal ve bağımsız stabilizasyon tasarımı, CIPA 4.0 DSLR seviyesinde stabilizasyon[4] sağlayarak el titremesinden kaynaklanan bulanıklığı en aza indiriyor ve kristal netliğinde gece sahneleri için uzun pozlama süresine olanak tanıyor.
V50, vivo'nun yeni nesil sanal aydınlatma teknolojisi AI Star Işığı Portre 2.0'ı kullanıyor. Yapay zekâ destekli algoritmalar ve 143 kat ultra-yumuşak dolgu ışığı[5] ile stüdyo kalitesinde, doğal ve atmosferik bir aydınlatma sağlıyor. İki yeni sinematik portre ışık stili, Rembrandt Aydınlatma ve Kelebek Aydınlatma, portrelerinizi daha da geliştiriyor. Rembrandt Aydınlatma, hafif yan dolgu ışığıyla dramatik ve üç boyutlu bir etki yaratırken Kelebek Aydınlatma yüz hatlarını vurgulayarak daha çekici bir görünüm sağlıyor.
ZEISS Çok Odaklı Portre özelliğine sahip V50; 23 mm, 35 mm ve 50 mm odak uzaklıkları sunuyor. Her odak uzaklığı, yedi ikonik ZEISS Tarzı Bokeh'ten biriyle özenle eşleştirildi: ZEISS Biotar Tarzı Bokeh, ZEISS B-Speed Tarzı Bokeh, ZEISS Distagon Tarzı Bokeh, ZEISS Sonnar Tarzı Bokeh, ZEISS Planar Tarzı Bokeh, ZEISS Cine-Flare Portre ve ZEISS Sinematik Tarzı Bokeh. Bu geniş seçenek yelpazesi, klasik ve kendine özgü bokeh efektleri oluştururken profesyonel seviyede renk düzenlemesiyle özgün bir görünüm sunuyor.
Muhteşem grup fotoğrafları için V50, 92°[6] otomatik odaklamalı geniş açılı lense sahip 50 MP ZEISS Grup Selfie Kamerası ile geliyor. AI 3D Stüdyo Aydınlatma 2.0 teknolojisi sayesinde ters ışıkta bile net görüntüler sunarken bozulmayı en aza indiriyor. Buna ek olarak, 119°[7] ultra geniş açılı arka kamera ile geniş grupları ve manzaraları zahmetsizce yakalıyor. 50 MP sensörler sayesinde kullanıcılar, anılarını olağanüstü ayrıntı ve netlikle yakalayarak görüntülere derinlik ve ölçek hissi katıyor.
Ön, arka veya ultra geniş açılı kamerayla ister portreler ister etkileyici manzaralar ister canlı grup fotoğrafları çekin, V50 her anı ultra net 4K video kalitesiyle kaydediyor. Ayrıca, yaratıcılığı artıran birçok yenilikçi özellik sunuyor. Örneğin AI Görüntü Stüdyo; AI Fotoğraf İyileştirme ve tek dokunuşla yapay zekâ destekli istenmeyen nesne kaldırma imkânı sağlayan AI Silme 2.0[8] gibi gelişmiş fotoğrafçılık özellikleri sunuyor. Film Kamera Modu, klasik film fotoğrafçılığının dokularını ve estetiğini taklit ederek görüntülere nostaljik bir hava katıyor. Canlı Fotoğraf özelliğiyle kullanıcılar, hayatın dinamik anlarını stil sahibi renk uyumlu çerçeveler ve özel ZEISS Kenar Filigranı ile yakalayabiliyor.
Estetik ve Yeniliğin Buluşma Noktası: Fonksiyonellik Kusursuz Tasarımla Birleşiyor
vivo V50, şık ve ultra hafif tasarımıyla kullanıcı deneyimini üst seviyeye taşıyor ve elde rahat ve zarif bir his veriyor. Dört Kavisli Ekran, sürükleyici ve uçtan uca görsel deneyimiyle günlük görüntüleme keyfini artırıyor. Neredeyse görünmez çerçeveleri, yayın izlemek, oyun oynamak veya sadece canlı görsellerin keyfini çıkarmak için mükemmel bir ortam sağlıyor.
vivo'nun özel ince tasarım teknolojisi ve güçlü 6000 mAh (TYP)[9] BlueVolt pil ile desteklenen V50, ileri düzey performans ile şık estetiği mükemmel bir dengeyle sunuyor. 41° Altın Kavis ve şık orta çerçeve hem dikey hem de yatay kullanımda rahat bir tutuş sunarak film izlerken, oyun oynarken veya sosyal medyada gezinirken konfor sağlıyor. Kavisli köşeleri, sadece kullanım kolaylığını artırmakla kalmaz, aynı zamanda zarif bir dokunuş katar. Ayrıca, vivo'nun gelişmiş yanlış dokunuş önleme teknolojisi, kazara dokunmaları en aza indirerek özellikle yoğun oyun anlarında sağlam bir kavrama imkânı sunuyor.
Dayanıklı güç ve performans: Ultra ince tasarım, olağanüstü pil ömrü ve kesintisiz verimlilik
V50'nin üstün pil performansı, güçlü donanım ve akıllı yazılım optimizasyonlarıyla mümkün hale geliyor. 6000 mAh (TYP)[10] BlueVolt pili ultra ince bir gövdede barındırmak, birçok yenilikçi teknolojiyle gerçekleştirilen çığır açıcı bir tasarım başarısı. Bu teknolojiler arasında sektör lideri ikinci nesil silikon-karbon anot ve vivo'nun özel pil kapsülleme teknolojisi de yer alıyor.
Bu güçlü batarya, uzun oyun seanslarından ardı ardına yapılan iş görüşmelerine veya kesintisiz eğlence yayınlarına kadar günlük kullanıma kolayca ayak uyduruyor. 90W FlashCharge[11] teknolojisi sayesinde V50, yalnızca yüzde 1 şarj seviyesinden 10 dakikalık şarjla 6 saate kadar kesintisiz konuşma süresi sunabiliyor[12]. Performansı daha da optimize etmek için AI Uyku Modu gece boyunca güç tüketimini en aza indirirken Akıllı Şarj Motoru kullanıcı alışkanlıklarına uyum sağlayarak pilin uzun ömürlü olmasını sağlıyor ve dört yıl sonra bile güvenilir performans sunuyor.
V50'ye güç veren Qualcomm Snapdragon® 7 Gen 3 Mobil Platform, CPU performansında yüzde 15 artış ve GPU gücünde yüzde 50 iyileştirme sağlayarak amiral gemisi düzeyinde performans sunuyor[13]. Yapay Zekâ Nöral Ağ Ünitesi ve ISP, uygulamaların hızlı açılmasını, oyun grafiklerinin iyileştirilmesini ve günlük görevlerin optimize edilmesini sağlarken aynı zamanda verimliliği koruyor. Yazılım test değerlendirmeleriyle desteklenen sistem, 60 aya kadar kesintisiz bir performans deneyimi sunacak şekilde tasarlandı[14]. 12 GB RAM ve 12 GB'a kadar genişletilmiş RAM[15] ile V50, aynı anda 40'tan fazla uygulamayı çalıştırabiliyor. Boşta kalan ROM alanının akıllı yönetimi, daha hızlı performans ve daha akıcı çoklu görev deneyimi sunarak yoğun kullanımda bile kesintisiz deneyimi mümkün kılıyor. Buna ek olarak V50, IP68 ve IP69 Suya ve Toza Dayanıklılık[16] sertifikalarına sahip ve çeşitli ortamlar için ideal bir seçenek.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Enerji yönetimi ve otomasyonunun dijital dönüşümünde lider olan Schneider Electric, bugün 2024'ün son çeyreğine ilişkin sürdürülebilirlik performansının ayrıntılarını ve tam yıllık mali sonuçlarını yayınladı. Şirketin Sürdürülebilirlik Etki Puanı (SSI) 10 üzerinden 7.55'e ulaşarak, 2024 yıl sonu hedefi olan 7.40'ı geçti. SSI'ın küresel taahhütlerinin çeyreklik ilerlemesini izlemek ve raporlamak, şirketin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) alanlarındaki hedeflerine ulaşması için temel bir unsurdur.
Schneider Electric, Sürdürülebilirlikten Sorumlu Üst Düzey Yönetici Chris Leong, "Schneider Electric, 2024 yılında TIME ve Statista tarafından Dünyanın En Sürdürülebilir Şirketi seçildi. Ayrıca, bu yılın başında Corporate Knights'tan Global 100 sıralamasında aynı ödülü aldık ve böylece bu listede ikinci kez birinci sıraya yerleşerek, bu başarıyı gerçekleştiren ilk şirket olduk. Bu olağanüstü başarılar ve diğer önemli ESG ödülleri, 2025'te daha büyük zirvelere ulaşmamız için bize ilham veriyor" diyerek sözlerine şu şekilde devam etti: "Sürdürülebilirlik Etki programımızın son yılına girerken, kararlılıkla hedeflerimizi eyleme dönüştürmeye devam edeceğiz. Önümüzde hâlâ yapılacak işler var, ancak geniş ekosistemimizin, insanlarımızın ve tüm Etki Yaratıcılarımızın desteğiyle başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz."
Schneider Electric, her çeyrek sürdürülebilirlik hedeflerine doğru kararlı adımlar atmaya devam ediyor ve müşterilerinin karbon ayak izini azaltma yolunda ilerliyor. 2018'den bu yana, enerji tasarrufu sağlayan ürünleri, yazılımları ve hizmetleriyle müşterilerine 679 milyon ton CO? tasarrufu yapma ve önleme imkânı sunuyor. Schneider'ın Sıfır Karbon Projesi'ne katılan 1.000'den fazla tedarikçi, enerji verimliliği girişimlerini benimseyip yenilenebilir enerjiye geçişte önemli adımlar atıyor. Bu sayede, 2024 yılı sonu itibariyle tedarikçi emisyonlarında %40'lık bir azalma sağlanıyor.
Schneider Electric tedarikçileri, aynı zamanda düzgün çalışma standartlarını koruma, adil ücretler, güvenli çalışma ortamları ve iyileştirilmiş iş koşulları sağlama konusunda taahhütte bulunuyor. Sadece bir yıl içinde, Schneider'ın sıkı standartlarını karşılayan tedarikçilerin oranı, 2023 yılı sonunda %21'den 2024 yılı sonunda %63'e yükseldi. Bu etik uygulamalara olan bağlılık, Schneider'ın küresel ölçekte olumlu bir etki yaratma misyonu ile paralel ilerliyor. 50 milyon kişi hedefi aşılarak, 2024 yılı itibariyle 53,4 milyon kişi temiz ve güvenilir elektriğe erişim sağladı. Schneider'ın kırsal elektrifikasyon projeleri, Afrika'daki güneş enerjili mikro şebekeler dahil, yerel toplulukların yaşam kalitesini artırarak ve yerel ekonomileri destekleyerek hayatları dönüştürüyor. Aynı zamanda, 2024 yılı sonu itibariyle, Schneider Electric, enerji yönetimi alanında 824.000'den fazla kişiyi eğiterek 2025 yılı sonuna kadar bir milyon kişiye ulaşma hedefine yaklaşmış oluyor. Schneider Electric, Gençlik Eğitimi ve Girişimcilik programı aracılığıyla, gençleri enerji verimliliği konusunda gerekli becerilerle donatarak, onları sürdürülebilir sektörlerdeki kariyerlerine hazırlıyor.
Bu başarıların yanı sıra, Schneider Electric, 14. yıl üst üste DJSI Dünya Endeksi'ne dahil edildi, CDP'nin A listesinde yer aldı ve MSCI ESG'den AAA notu aldı. Schneider'ın EcoVadis'ten aldığı son puan da Platinum madalya kazandırdı.
Schneider'ın Sürdürülebilirlik Etkisi program 2024 yılı raporuna göre, Schneider Electric'in "Sıfır Karbon Projesi" sayesinde, en büyük tedarikçilerinin operasyonel karbon emisyonlarının %40'ı azaltılmıştır. Schneider, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamak amacıyla atık enerji çözümlerine olan bağımlılığı büyük ölçüde azaltarak, öncelikli olarak azaltma, yeniden kullanım ve geri dönüşüm stratejilerini uygulayan 135 atık-geri dönüşüm sitesine liderlik etmektedir. Ürünlerindeki yeşil malzeme içeriğini 2024'ün dördüncü çeyreği sonunda %38 oranında artıran Schneider Electric, 2025 yılı için bu oranı %50'ye çıkarmayı hedeflemektedir. Birincil ve ikincil ambalajlarında tek kullanımlık plastikleri kullanmamış, geri dönüştürülmüş karton kullanmayı %78 oranında başarmıştır. 2021 yılında başlatılan "İnsana Yakışır İş" programı sayesinde, Schneider'in stratejik tedarikçilerinin %63'ü, işçilerin haklarını koruyarak onurlu çalışma koşulları sağlama gerekliliklerini yerine getirmiştir. Ayrıca, 53 milyon kişi artık temiz ve güvenilir enerjiye erişim sağlamakta, bunlar arasında Doğu Afrika, Hindistan ve Bangladeş'teki 2.5 milyon insan, sağlık hizmetlerine erişim sağlayarak temel tıbbi ekipman ve tesislere ulaşabilmektedir. 824 bin kişi, enerji yönetimi becerileriyle daha iyi kariyer fırsatlarına sahip olup, topluluklarının sürdürülebilirliği ve refahı için aktif katkılarda bulunmaktadır. 2024 yılında, 100'den fazla vakıf delegesi ve yerel çalışan, sürdürülebilir etki sağlamak amacıyla 17 bin gönüllü günüyle mesleki eğitim ve mentorluk girişimlerine destek olmuştur.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yarınları yaşanabilir kılmak ve doğa için gerçek bir fark yaratmak amacıyla sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerinin merkezine koyan Kahve Dünyası, başlattığı ileri dönüşüm projesi ile kahve ve kakao çuvallarını yeniden tasarlayarak, çevreci, şık ve fonksiyonel çantalara dönüştürüyor.
“Hepimizin Ortak Noktası” Kahve Dünyası, sürdürülebilirliği tüm faaliyetlerinin merkezine alarak çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında değer yaratan projelere imza atıyor. ‘Bu Dünya Hepimizin’ çatısı altında hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projelerine yenilerini eklemeye devam eden Kahve Dünyası, bugüne kadar gerçekleştirdiği yaratıcı girişimler ve çevresel projelerle rol model olmayı sürdürüyor. Şimdi ise başlattığı ileri dönüşüm projesiyle ortak geleceğimiz için farkındalık yaratmaya devam ediyor.
Sosyal hayata ve doğal yaşama somut katkılar sağlamayı sorumluluğu olarak gören Kahve Dünyası’nın yeni ileri dönüşüm projesi kapsamında, dünyanın dört bir yanından özenle toplanan kahve ve kakao çekirdeklerini taşırken kullanılan çuvallar, ileri dönüşümle kullanışlı laptop çantası, şık el çantası ve fonksiyonel omuz çantası olarak yeniden hayat buluyor. Çantaların deri detayları da Kahve Dünyası mağazalarında yenilenen koltukların geri dönüştürülmüş derilerinden üretiliyor. Çevresel sorumluluk anlayışını her yönüyle benimseyen Kahve Dünyası, bu ileri dönüşüm projesiyle doğanın döngüsüne katkıda bulunurken, sürdürülebilir bir geleceğe olan bağlılığını da bir kez daha ortaya koyuyor. Proje kapsamında yüzlerce kilogram çuvalın çöpe gitmesi önlenirken, plastik ve tek kullanımlık malzemelere sürdürülebilir alternatifler sunuluyor. Ayrıca dayanıklı ve çevre dostu ürünlerin üretilmesiyle kaynakların daha verimli kullanılması sağlanıyor.
Üç farklı seçenek ile Kahve Dünyası ve Kahve Dünyası Algötür mağazalarında satışa sunulan çantalar, hem çevreye katkı sağlamak isteyenleri hem de günlük hayatta kullanılabilecek şık ve fonksiyonel ürün arayanları bekliyor. Çuvalların doğal desenleri nedeniyle her bir çanta eşsiz ve farklı bir görünüme sahip oluyor. Bu nedenle, çantalar sadece kişiye özel bir tasarım sunuyor.
Kahve Dünyası Hakkında:
Kuruluşu 40 yıl öncesine dayanan Altınmarka Grubu, Altınmarka Kakao ve Çikolata, Altınmarka Tüketim Ürünleri ve Altınmarka Perakende olmak üzere üç ana iş kolunda faaliyet göstermektedir. Altınmarka Perakende'nin bir üyesi olan Kahve Dünyası, ilk mağazasını İstanbul’un Eminönü semtinde açmıştır. Kahve Dünyası, ilk mağazasını İstanbul’un Eminönü semtinde açmıştır. Misafirperverliği ve ikram kültürüne verdiği önemle kısa sürede sektörün öncü markalarından biri haline gelen Kahve Dünyası, bugün Türkiye’nin coğrafi penetrasyonu en yüksek kahve ve çikolata zinciri olarak öne çıkmaktadır. Türkiye genelinde 300’ü aşkın mağazası ve 1.000’e yakın satış noktası bulunan Kahve Dünyası, yurt dışında da 14 mağazasıyla faaliyet göstermektedir. Günlük 100 bini aşkın misafire hizmet sunan marka, tüm mağazalarını doğrudan işleterek kalite standartlarını güvence altına almaktadır. Kahve Dünyası, kahve, çikolata, dondurma, unlu mamuller ve fit lezzetler gibi bini aşkın ürün çeşidini Türkiye’de benzersiz bir mağazacılık anlayışıyla tüketicilere sunmaktadır. “Hepimizin Ortak Noktası” söylemiyle faaliyetlerini sürdüren Kahve Dünyası, kurumsal sosyal sorumluluk projelerini budunyahepimizin.org platformunda bir araya getirerek topluma katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Çalışanlarının %53’ü kadınlardan oluşan Edenred Türkiye, yeni işe alımlarda cinsiyet eşitliği temelli uygulamalarıyla da kadın oranını %60’a çıkardı. Şirket, imzaladığı “Çeşitlilik Bildirgesi” ile tüm çalışanlarına hiçbir şekilde ayrımcılık yapılmayacağına dair verdiği sözü kararlılıkla sürdürüyor.
Edenred Türkiye, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında fırsat ve çeşitlilik odaklı çalışmalarını duyurdu. Çalışanlarının %53’ü kadın olan şirket, yeni işe alımlarda bu oranı %60'a yükseltti. Yönetim kadrosunda ise 44 yöneticiden 22'si kadın. İmzaladığı “Çeşitlilik Bildirgesi” ile çalışanlara hiçbir şekilde ayrımcılık yapılmayacağının da sözünü veren Edenred Türkiye, yaşam kalitesini artıran yan haklardan kapsamlı KSS çalışmalarına, toplumun birçok alanında cinsiyet eşitliğini yaygınlaştırmak için iş dünyasına örnek olacak birçok projeyi hayata geçiriyor.
Kadınların iş ve yaşam dengesini merkezine alan esnek yan haklar
Edenred Türkiye’de; yeni doğum yapan anneler, yasal doğum izninin bitiminden itibaren 2 ay kesintisiz uzaktan çalışma imkanına sahip olurken hem anne hem de babalar çocukları için okulunun ilk ve son günlerinde ebeveyn izni kullanabiliyorlar. Hibrit çalışma modelini kalıcı hale getiren kurum, MEB tarafından belirlenen ara tatiller ve ağustos ayı boyunca diledikleri yerden çalışma imkanı sunuyor.
Toplumsal eşitlik ve dayanışma için “İdeal” çalışmalar
“İdeal İnsan, İdeal Dünya, İdeal Gelişim” felsefesi doğrultusunda düzenlediği “Ideal Day” ve “Ideal Week” etkinlikleriyle yılın belli bir zamanını toplumsal dayanışma ve yardımlaşma çalışmalarına adayan Edenred Türkiye ekibi, bu yıl 8’incisi gerçekleştirilen Ideal Week kapsamında, 986 saat gönüllü çalıştı. Kadın Dostu Markalar Platformu’na ve “Her İlmek Bir Umut” projesine de destek veren kurum, nitelikli iş kadınlarını yeniden işgücüne kazandırmak için kurulan YenidenBiz Derneği ile iş birliği kapsamında, iş hayatına ara vermiş kadınların istihdamı adına aksiyonlar da alıyor.
“Eşitlik bir hedef değil, norm olmalı”
Edenred Türkiye CHRO’su İpek Baylav, şirketin eşitlik odaklı vizyonunu şu sözlerle dile getirdi: “Edenred olarak iş dünyasında eşitliği sağlamanın yalnızca bir hedef değil, bir norm olması gerektiğine inanıyoruz. Bu kapsamda, ‘İdeal İnsan, İdeal Dünya, İdeal Gelişim’ misyonumuz doğrultusunda, çalışma kültürümüzün temeline eşitlik ve çeşitlilik ilkelerini koyuyoruz. Böylece her çalışanın kendini değerli hissettiği, eşit fırsatlara ulaştığı ve birlikte büyüdüğü bir çalışma ortamı sunuyoruz. Bizim için eşitlik yalnızca sayısal oranlardan ibaret değil; eşit işe eşit ücret politikamız, kişisel ve profesyonel eğitim-gelişim fırsatlarımız ve iş-yaşam dengesini destekleyen esnek yan haklarımızla çalışanlarımızın her alanda eşit haklara sahip olmasını önemsiyoruz. Edenred olarak, kadın istihdamını artırmaya ve herkes için adil bir iş dünyası yaratmaya kararlıyız. Çeşitliliğin güç kattığına inanıyor, tüm çalışanlarımızın potansiyelini en iyi şekilde ortaya koyabileceği bir ortam yaratmak için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.” dedi.
Edenred Türkiye Hakkında: Türkiye’de yemek kartları sektörünün öncüsü Edenred Türkiye, 33 yıldır gerek çalışanlara gerek işverenlere gerekse de ülke ekonomisine katkısını artırarak sürdürüyor. Şirketlere verimli bir kurumsal gider yönetimi sağlayan Edenred Türkiye; Ticket Restaurant Yemek Kartı ile öğle yemeği harcamalarında, Ticket Car Akaryakıt Çözümleri ile akaryakıt alımlarında, Ticket Compliments Hediye Kartları ile teşvik ve ödüllendirme programlarında şirketlere tasarruf sağlıyor ve hayatı kolaylaştırıyor. Edenred Türkiye, Türkiye’de 35 bini aşkın kurumsal müşterisinin 2,1 milyonu aşkın çalışanına 70 bin üye restoran, kafe, büfe, markette ve binlerce akaryakıt istasyonunda hizmet veriyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.